SOSYAL DAVRANIŞ VE PROTOKOL - Ünite 3: Sosyal Merasim ve Kutlamalar Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Sosyal Merasim ve Kutlamalar
Sosyal Merasimler
İnsan yaşamı doğum kutlamasıyla başlar; yaş günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü ve bayram kutlamasıyla devam eder. Nişan merasimiyle evliliğe adım atılır, nikâh merasimiyle evlilik kurumu kurulur, cenaze merasimiyle de biter. Bütün bu merasim ve kutlamalar toplumca benimsenen ve “sosyal protokol” denilen sosyal davranış (saygı, görgü ve nezaket)kuralları içinde gerçekleştirilir.
Doğum Merasimi
Doğum öncesinde komşular, yakın arkadaşlar ve akrabalar doğum yapacak kadına ev işlerinde ve alışverişte yardımcı olurlar ve onu yalnız bırakmazlar. Bebeğe isim verme son derece önemlidir. Bebeğe isim verilirken onun gelecek hayatında bu isimle ilgili zorlukla karşılaşmaması düşünülmelidir. İsim verirken; ismin çocuklar arasında alay konusu olmamasına ve olumsuz bir anlam taşımamasına, moda olan isimlerden, siyasi liderlerin, ünlü sanatçı ve sporcuların isimlerinden olmamasına, uzun olmamasına, zor yazılmamasına ve zor söylenmemesine, kardeşler arasında karışıklığa meydan vermemesine dikkat edilmelidir. Doğum ziyaretine gelenler bebeği görmekte ısrar etmemelidir. Ayrıca, ziyaretçiler tarafından bebek kucağa alınmamalı ve öpülmemeli; bebeğin aile fertleriyle benzerliği bulunmaya çalışılmamalıdır.
Sünnet Merasimi
Sünnet, iki anlam taşımaktadır. Birincisi, Hz. Muhammed’in yaptıklarını ve söylediklerini uygulamak demektir. İkincisi, Türkiye’de halk dilinde sünnet, Müslüman erkek çocukların, çocukluktan erkekliğe geçişi kabul edilen bir opearasyon için yapılan sosyal bir merasimdir. Sünnet olayı, Hz. İbrahim’e kadar uzanmaktadır. Eski ve Yeni Ahit’te, sağlıkla ilişkilendirmeden sünnete yapılan çok sayıda atıf vardır. Tevrat’a göre Hz. İbrahim, Tanrı’dan aldığı emir üzerine, 80 yaşında iken önce kendisini, sonra on üç yaşındaki oğlu Hz. İsmail’i ve ikinci oğlu Hz. İshak’ı da doğduktan sekiz gün sonra sünnet ettirmiştir. Bu nedenle, Museviler günümüzde de erkek çocuklarını doğduktan sekiz gün sonra büyük şenlik ve eğlencelerle sünnet ettirirler. İslami inanışa göre, Hz. Muhammed sünnetli olarak doğmuştur. Bu yüzden, Müslümanlarda erkek çocuklarını, Müslümanlığın bir gereği olarak (Hz. Muhammed sünnetli olduğu için, ona uymak amacıyla) yedi yaşına kadar sünnet ettirirler.
Nişan Merasimi
Nişanlanma, evlenmeye niyet etmiş ve kendi aralarında karar vermiş olan genç bir kız ile erkeğin, bu ciddi arzularının, ailelerinin ve yakın çevrelerinin de haberdar edilmesi ve düğün gününe kadar geçecek olan sürenin resmîleştirilmesi için düzenlenen “yüzük takma” merasimidir. Modern yaşamda, genel olarak birbirleriyle anlaşan genç kız ile erkek evlenme konusunda kendi aralarında anlaştıktan sonra evlenme istek ve arzularını kendi aile büyüklerine iletirler. Bu sırada genç erkek nişanlanmak istediği kızı önce kendi ailesiyle tanıştırabilir. Sonra erkeğin ailesi kızın ailesini ziyaret ederek kızı ailesinden resmen ister. Kız isteme, geleneksel olarak “Allah’ın emri, Peygamber’in kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz” demektir. Bu ziyarette, nişanlanacak erkek de anne ve babasına eşlik eder. Kız ve erkeğin flört dönemi ne kadar uzun sürerse sürsün, erkek tarafının genç kızı ailesinden istemeye gitmesi ülkemizde yerleşmiş bir gelenektir. Aileler arasında anlaşma sağlandığında “söz kesilir”, nişan günü ve yeri saptanır. Erkek kıza, kız erkeğe nişan yüzüğü olarak alyans (düz altın halka) alır. Yüzüklerin içinde karşılıklı olarak isimler ve nişanlanma tarihi yazılıdır. Zengin ve modern çevrelerde kızın seçtiği tek taş (pırlanta ya da yakut veya zümrüt) yüzük erkek eliyle kıza takılır. Nişan merasiminde yüzükleri aile büyüğü ya da onur konuğu takar. Yüzük önce kıza, sonra erkeğe takılır. (Yüzük takma eski Mısır’da ortaya çıkmış bir gelenek olup kadını erkeğe bağlayan bir “nişane” olarak kabule dilmiştir.). Nişanlanan kız kutlanmaz (tebrik edilmez), yalnızca erkek kutlanır. Nişanlanan genç kıza mutluluklar dilenir. Ülkemizde geleneksel olarak nişan masrafları kız ailesince karşılanmaktadır. Yüzüklerin takılmasından sonra, erkek tarafı kıza altın bilezik, kıymetli taşlı yüzük, küpe, inci, broş gibi takılar; kız tarafı da erkeğe saat, altın kol düğmesi ve kravat iğnesi gibi hediyeler verirler. Ayrıca nişanlılık döneminde çiftlerin birbirlerine hediyeler vermeleri de nazik bir davranıştır. Bu dönemde kürk, iç çamaşırı ve ev ihtiyacı olan hediyeler vermek uygun değildir.
Nikâh ve Düğün Merasimi
Nikâh ve düğün (evlenme merasimi), eski çağlardan beri her toplumda düzenlenen ve aile kurumunun temelini oluşturan sosyal bir merasimdir. Düğün merasimi genellikle nikâhla birlikte veya nikâhtan sonra büyük bir eğlence ve kutlama olarak salonlarda düzenlenmektedir. Ancak son yıllarda yapılan evlilikler belediye nikâh salonunda kıyılan nikâh merasimiyle gerçekleşmekte yada nikâh ve düğün merasimleri birleştirilerek yapılmaktadır. Varlıklı ve sosyal statü sahibi kişiler, nikâh ve düğün merasimlerini orkestra eşliğinde yemekli veya açık büfe resepsiyon olarak salonlarda düzenlemektedir. Kırsal yerlerde sokak veya meydanlarda da düzenlenebilmektedir. Nikâh ve düğün merasimlerine konuklar davetiye ile çağrılır. Nikâh ve/veya düğüne telefonla davet etmek doğru değildir. Benzer şekilde sözlü davette bulunmak da uygun değildir. Davetiye göndermek şarttır. Telefonla davet etmek, davetiye gönderilmeye layık görülmemek hissi doğurur. Bununla beraber bazı bölgelerde geleneksel olarak uygulanan farklı davet şekilleri de görülebilmektedir. Nikâh merasiminden sonra kokteyl, resepsiyon veya müzikli yemek düzenlenecek ise kokteyl, resepsiyon ya da yemek yeri ve saati davetiyede yazılmalıdır. Nikâh ve düğün ayrı düzenlendiğinde, nikâh davetiyesi ile düğün davetiyesi ayrı olabilir; bu durumda nikâha davet edilen herkes düğüne davet edilmeyebilir. Nikâhta ve düğünde davetli hanımlar beyaz giymemeğe özen göstermelidirler. Çünkü nikâhta ve düğünde beyaz giyme hakkı ve ayrıcalığı yalnızca geline aittir. Gelin nikâhın ve düğünün yıldızıdır. Kapalı salonda yapılan nişan, nikâh ve düğüne katılan davetlilerden hanımların elbise, uzun etek (tuvalet) ya da döpiyes veya tayyör; erkeklerin smokin veya koyu renk takım elbise giymeleri uygundur. Ancak resmî nikâh dairesinde yapılan nikâh törenlerinde hanımlar kısa elbise veya etek ceket (tayyör/döpiyes) veya kumaş pantolon ceket; erkekler takım elbise giymeyi tercih etmelidir. Evlendirme memurluğu tarafından belirlenen gün ve saatte nikâh veya nikâh düğün merasiminin yapılacağı salonda davetliler nikâh saatinden 10-15 dakika önce salona gelerek yerlerini alırlar. Nikâh memuru ile gelin ve damat tarafının tanıkları salondaki nikâh masasında yerlerini aldıktan sonra, gelin ile damat kol kola (gelin damadın sağında) salona girerler. Masaya vardıklarında, gelin ve damat yüzleri konuklara dönük olarak otururlar. Evlendirme memurunun nikâhı kıymasından sonra, gelin ve damat ile anne ve babaları (anne ve/veya baba yoksa düğünü üstlenen en yakını) nikâh salonunun çıkışında kutlamaları ve iyi dilekleri kabul ederler. Ayrıca, düğün merasimi düzenlenmediği takdirde, aile yakınları altın veya mücevher olarak hediyelerini gelin veya damada nikâh törenindeki kutlama sırasında sunabilirler.
Belediye nikâh salonunda yapılan nikâh merasiminden sonra Avrupai tarzda oluşturulan kabul hattı aşağıdaki biçimde sıralanır:
- Gelinin annesi
- Damadın babası
- Damadın annesi
- Gelinin babası
- Gelin
- Damat
Ancak ülkemizdeki geleneksel uygulamada önce gelinin annesi ve babası, sonra damadın annesi ve babası çift olarak birlikte yer almakta; en sonda gelin ve damat bulunmaktadır. Salonda yapılan düğün merasiminde; bütün davetliler geldikten sonra, gelin ve damat, özel olarak hazırlanmış ve çiçeklerle süslenmiş nikâh masasına geçer. Nikâh memuru, iki tanık huzurunda resmî nikâhı kıydıktan sonra çift birbirini kutlar. Sonra gelin, önce kayınvalidesinin ve kayınpederinin, sonra kendi annesinin ve babasının ellerini öper. Aynı davranış damat tarafından da tekrarlanır. Bundan sonra diğer davetlilerin tebrikleri kabul edilir. Günümüzde yapılan düğünlerde, gelin ve damat, davetlilerin masalarını dolaşarak tebrikleri kabul etmektedirler. Bazı yörelerde yapılan düğünlerde, takı merasimi düzenlenmektedir. Ancak resepsiyon büfe, kokteyl büfe düğünde gelin ve damat için özel olarak takı merasimi düzenlemek uygun değildir. Gelin ve damat davetlilerin masalarına giderek tebrikleri kabul ederlerken gelin ve damadın aileleri ile akraba ve yakın arkadaşları, istediklerinde, takılarını veya hediyelerini gelinin takı şeridine takabilir veya takı çantasına koyabilir ya da gelinin veya damadın annesine küçük bir kutu içinde verebilirler.
Nikâh ve düğünde gelen çiçeklerin sıralanmasında, gönderenlerin aile ve meslek ilişkisi, resmî veya sosyal statüleri dikkate alınır. Resmî ve sosyal statü sahibi olanların çelenkleri ön plana çıkarılır. Uğurlamada, damat ve gelin ailelerinin birinci derecede yakınları salon kapısında bulunur ve davetlilere teşekkür ederler. Damat ve gelin ile aileleri salonda davetlilerle ilgilenir. Damat ve/veya gelin aileleri yalnızca onur konuklarını uğurlar.
Ülkemizde yerleşmiş geleneklere göre; damat tarafı gelinlik, yüzük, çiçekler, nikâh ve düğün masrafları ve balayı harcamalarını karşılar; gelin tarafı yatak odası ve mutfak takımlarını, çeyiz, davetiye, ilan, fotoğraf ve film masraflarını karşılar.
Yeniden Evlenme Merasimi
Evlilikler her zaman mutlu bitmez, boşanma veya ölüm sonucu eş kaybedilebilir. Dul veya boşanmış bir kadın 300 gün sonra evlenebilir. Ancak kadın tıbbi test sonucunda hamile olmadığını bir rapor ile kanıtladığında, mahkeme kararıyla bu süreyi kısaltarak daha önce de evlenebilir. Eşini kaybeden bir erkeğin de eşine saygı gereği, ikinci bir evlilik için en az altı ay beklemesi uygun görülür. Çiftler ister boşanmış ister eşlerini kaybetmiş olsunlar, ikinci kez evlenecekleri zaman, eğer çocukları varsa onların da onaylarını ve gönüllerini almaları gerekir. Böylece anne ve babanın ikinci evliliği daha kolay benimsenir. Eşleri ister ölmüş, ister boşanmış olsun; ikinci evliliklerini yapmaya karar veren bir hanım ve erkeğin nikâh veya düğün merasimi için davetiye kartı gönderilmez, yalnızca eşe dosta telefonla ya da sözlü söylenir. İkinci evliliğini yapan bir hanım ile erkeğin nikâh törenine yalnızca yakın dost ve akrabalar davet edilir.
Ayrılma – Boşanma
Evlilik, sorumluluk, anlayış, saygı, sevgi, hoşgörü ve özveri gerektirir. Evlilik müessesesini anlayış, huzur ve mutlulukla yürütemeyen çiftlerin boşanmadan önce bir süre ayrı kalmalarında; birbirlerini anlamaları, hata ve kusurlarını görmeleri, objektif olarak değerlendirmeleri ve karar vermeleri açısından yarar vardır. Hatta evli çiftlerin boşanmadan önce bir süre ayrı kalmaları her ülkede yerleşmiş bir kuraldır. Boşanma öncesi ayrı kalan eşler, her şeyden önce birbirlerine ve evliliklerine olan saygılarını devam ettirmelidir. Ayrılık aşamasında eşler hiçbir zaman birbirlerini suçlayıcı ve kırıcı beyanlarda bulunmamalı ve ayrılık nedenini kimseye açıklamamalıdır. Çünkü ayrılık eşlerin birbirini daha iyi anlamalarını sağlar ve bir süre sonra birleşme gerçekleşebilir. Ancak ayrılık sırasında kadın evlilik yüzüğünü takmaya devam eder, eşinin adını kullanabilir. Eşine gelen evrakları, mektupları vb. kendisine gönderir. Eşiyle görüşmek isteyen kişilere adresini ve telefon numarasını verir. Ancak eşiyle birlikte yapılan davetlere mazeret beyan eder ve katılmaz. Boşanma hiçbir zaman merasimle kutlanmaz ve gazetede ilan edilmez. Ancak boşanma öncesi ve sonrasında kadın ve erkek olarak dikkat edilmesi gereken saygı ve nezaket kuralları vardır. Taraflar bu kurallara uymalıdır.
Cenaze Merasimi
Türkiye’de Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakanların cenaze törenleri Devlet Cenaze Törenleri Yönetmeliği’nde; askerî şahısların cenaze törenleri Askerî Protokol Yönergesi’nde; vali ve kaymakamların ve belediye başkanlarının cenaze törenleri mülki protokolde belirlenmiştir. Görev şehidi görevlilerin ve kurum amiri yöneticilerin cenaze törenleri kurumsal yönetmelik ve yönergelerde düzenlenmiş ya da kurumsal ve yöresel geleneklere göre düzenlenmektedir. Sivil Müslüman vatandaşların dinî cenaze merasimleriyle ilgili kurallar Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan “Cenaze Hizmetleri Rehberi”nde belirlenmiştir. Vatandaşların cenazeleri bu rehberde belirlenen kurallara, yöredeki örf ve âdetlere göre düzenlenir ve yürütülür. Cenazede çiçek olarak kırmızı karanfil kullanılır.
Definden sonra, vefat edenin yakınlarına Müslüman olanlar için “Allah rahmet eylesin!”; Müslüman olmayanlar için “Toprağı bol olsun!” veya “Huzur içinde yatsın!” denir. Cenaze merasimlerinde dikkat edilmesi gereken en önemli sosyal kural, katılanların mümkünse koyu renk elbise giymeleri, hanımların başlarını örtmeleri, cenaze merasimi boyunca sükûnet içinde olmalarıdır.
Mevlit Merasimi
Genel olarak ölümü izleyen yedi gün içinde evde ya da camide ölenin ruhu içindin görevlilerine Kur’anı Kerim okutulur. Ülkemizde özellikle kimi kırsal kesimlerde cenaze evinde yedi gün yemek pişirilmez; yedi gün boyunca komşular ve yakın akrabalar cenaze evine yemek götürürler. Her ne kadar Müslümanlıkta yas tutmak yoksa da, ölenin yakınları 40 gün kadar mütevazı bir hayat yaşarlar; eğlenceli yerlerden ve toplantılardan uzak dururlar. Türkiye’de, İslam inancına göre, ölümün 7., 40. veya 52. günleri ve ölüm yıl dönümlerinde vefat eden kişinin veya yakınının evinde ya da en yakın camide “mevlit” okutulur. Mevlit merasimi sırasında kural olarak okunan Kur’an-ı Kerim’i ve Mevlid-i fierif’i oturarak sükûnetle dinlemek ve yapılan duaya katılmak yeterlidir. Mevlide katılan hanımların söz konusu Kur’an-ı Kerim’i dinlemeleri sırasında başlarını örtmeleri dinî ve örfi bakımdan saygı gereğidir.
Sosyal Kutlamalar
Türkiye’de yapılan sosyal kutlamalar; dinî bayramlar (Ramazan ve Kurban Bayramları)ile dinî gün ve geceler (kandiller) ve yeni yıl, doğum günü, evlilik yıldönümü, Anneler Günü, Babalar Günü ile Sevgililer Günü’dür.
Dinî Bayramlar
Ramazan ve Kurban Bayramları Müslümanlar tarafından kutlanan dinî bayramlardır. Dinî bayramlar, Türkiye’de aynı zamanda resmî tatil günleridir. Dinî bayramlarda kamusal ve özel iş yerlerinde üstlerin bayramları arefe günü ya da bayram sonrası ilk gün öğleden önce makamlarında/ofislerinde gidilerek kutlanır. İlke olarak ast olanlar üstlerinin bayramlarını kutlarlar. Dinî bayramlarda geleneksel olarak anne ve babalar bayramdan önce küçük çocuklarına giysi olarak hediye alırlar. Müslüman ailelerde (çoğunlukla) baba 7 yaşın üstündeki erkek çocukları ile birlikte bayramlık elbiselerini giyerek mahalle camisine bayram namazına giderler. Bayram namazından sonra birçok yörede, camide mihrap önünde sıra oluşturularak önce namaz kıldıran imamın, sonra cemaatin bayramı kutlanır. Sonra eve gidilir. Bayram süresince eve gelen ve anne babanın ellerini öpen akraba ve yakın arkadaş çocuklarına hediye olarak para verilir ve tatlı, şeker, çikolata vb. ikram edilir. Bayram kutlaması için kapıya gelen çocuklara ise şeker, çikolata vb. verilir. Bir evde, ziyaretçi olarak bulunan kişinin, bayramını kutlayan çocuklara para vermesi gerekli değildir. Dinî Gün ve Geceler Anadolu’da, Orta Asya’da ve Balkanlar’da yaşayan Müslüman Türk topluluklarında geleneksel olarak kandil kutlaması yapılmaktadır. Kandil kutlamaları hicri takvime göre yapılır. Kandil gecelerinde camiler ve minareler ışıklandırılır. Bu geceleri kutlamak amacıyla fırınlarda özel olarak kandil simidi yapılır. Evlerde lokma, helva, şerbet yapılır ve komşulara dağıtılır. Kandillerde mevlit okutulması sadece Türk İslam kültüründe vardır. Diğer Müslüman ülkelerde, önemli dinî gecelerde mevlit okunmaz.
Dini Gün ve Geceler
Anadolu’da, Orta Asya’da ve Balkanlar’da yaşayan Müslüman Türk topluluklarında geleneksel olarak kandil kutlaması yapılmaktadır. Kandil kutlamaları hicri takvime göre yapılır. Kandil gecelerinde camiler ve minareler ışıklandırılır. Bu geceleri kutlamak amacıyla fırınlarda özel olarak kandil simidi yapılır. Evlerde lokma, helva, şerbet yapılır ve komşulara dağıtılır, yakın akrabalar ve dostlar, telefonla veya ziyaretle büyüklerinin kandillerini kutlarlar.
Regaip Kandili
Hicri Recep ayının ilk cuma gecesidir. Regaip, bağış ve iyilik demektir. Bu gecede Allah’ın bağış ve yardımının bolca verildiğine inanılır.
Miraç Kandili
Hicri Recep ayının yirmiyedinci gecesidir. Miraç, merdiven demektir. Hz. Muhammed’inbu gecede Cebrail tarafından Mekke’den alınıp Kudüs’teki Mescidi Aksa’ya götürülerek oradan da Tanrı katına yükseltildiğine inanılır.
Berat Kandili
Hicri Şaban ayının ondördüncü gününü on beşinci gününe bağlayan gecedir. Berat ; temizlik, arılık; hastalıktan, borçtan, suçtan kurtulma; erdemli olma anlamlarına gelir. Bu gecede tövbe ve dua eden Müslümanların günahlarından kurtulacaklarına inanılır.
Kadir Gecesi
Hicri Ramazan ayının yirmi altısını yirmi yedisine bağlayan gecedir. Kur’anı Kerim, Hz. Muhammed’e vahiy yoluyla bu gece inmeye başlamıştır. Kandil geceleri içinde en feyizli gece olarak kabul edilir.
Mevlit Kandili
Mevlit, doğum vakti demektir. Hz. Muhammed’in doğum yıldönümü olarak hicri Rebîulevvel ayının on ikinci gecesi kutlanır
Özel ve Sosyal Günler
Türkiye’de yeni yıl, doğum günü, evlilik yıldönümü, Anneler Günü, Babalar Günü ve Sevgililer Günü “özel gün” olarak kutlanmaktadır.
Yeni Yıl Kutlaması
Yeni yıl kutlamasında anne babanın çocuklarına; eşlerin de birbirlerine hediye vermesi nazik bir davranıştır. Ancak evlerde düzenlenen yeni yıl kutlamalarında Müslüman ailelerin çocuklarına Noel hediyesi alması ve evde Noel Baba süslemesi yapması inançsal ve kültürel açıdan uygun değildir. Türkiye’de yapılan yeni yıl kutlaması, aile içinde veya dost ve akrabalarla bir araya gelmenin ve yeni bir yılın başlangıcının kutlanmasının aracı olarak kullanılan sosyal bir etkinliktir.
Doğum Günü
Doğum günü kutlaması evde önce çocuklar için düzenlenir. Bir çocuğa doğum (yaş) günü kutlaması düzenlenmesindeki amaç, onun da önemli bir insan olduğunun ve kendisine önem ve değer verildiğinin gösterilmesidir. Beş yaşından küçük çocukların doğum günleri evde aile ve akraba, eş dost arasında kutlanır. Kutlama için yaş günü pastası hazırlanır ve çocuğun kaçıncı yaş günü ise pasta üzerine o sayıda mum konulur. Ayrıca çeşitli meşrubat ve eğlencelik masa üzerine yerleştirilir. Vakti gelince, doğum günü kutlanan çocuk, mumları üfleyerek söndürür. Mumların hepsinin bir üfürüşte söndürülmesi durumunda, her dileğin gerçekleşeceğine inanılır. Okul çağına gelmemiş olan çocuklara doğum günü hediyesi olarak oyuncak verilir. Genç kız ve erkekler doğum günlerini öğleden sonra veya akşam evlerde veya uygun mekânlarda “parti” şeklinde kutlarlar. Doğum günü kutlama partisi; on sekiz yaşından sonra her yıl düzenlenmez, on yılda bir düzenlenir. Otuz yaşı geçen doğum günü kutlamalarında; her yaş için bir mum dikilmez, her on yaş için bir mum dikilir.
Evlilik Yıldönümü
Evlenme, insan yaşamının en mutlu olayıdır. Bu mutluluğu her yıl evlenme tarihinde kutlamak, evlilikte mutluluğu ve bağlılığı artırır, eşleri birbirine daha çok yaklaştırır. Bu yüzden evlilik yıldönümü hiçbir zaman unutulmamalıdır. Evlenme yıldönümü evde kutlandığı gibi dışarıda da kutlanabilir. Evlilik yıldönümü kutlamasına, yakın akraba ve arkadaşlar davet edilebilir. Kutlamaya davet edilen kişilerin hediye vermeleri zorunluluk değildir, ancak verilirse nazik bir jest olur. Karı koca evlilik yıldönümlerini bir restorana veya gazinoya giderek baş başa da kutlayabilirler. Evlilik yıldönümünde karı kocanın birbirlerine hediye vermeleri güzel bir davranıştır. Ancak hanıma hediye almada en önemli kural, her yıl alınan hediyenin cinsinin, kıymetinin ve kalitesinin değişik olmasıdır. Çünkü evlilik yaşamında geçirilen her yıl bir önceki yıldan daha kıymetlidir.
Anneler Günü
Dünya genelinde, her yıl Mayıs ayının ikinci pazar günü annelere adanmıştır. (Fransızlar, Anneler Günü’nü Mayıs’ın üçüncü pazar günü kutlar.) Anneler Günü’nde çocuklar küçükken okulda öğretmenleriyle hazırladıkları çeşitli resimleri ve şiirleri annelerine hediye ederler. Çocukların en çok zevk aldıkları şey biriktirdikleri paralarıyla ya da babalarının yardımıyla annelerine bu özel günde bir buket çiçek ya da küçük bir hediye almaktır. Çocuklar büyüdüğünde annelerine, onun en sevdiği veya ihtiyacı olduğunu düşündüğü şeyleri almaya çalışır. Bir buket kır çiçeği ile de kutlanabilir. Hediyenin maddi değerinden çok manevi değeri önem arz eder.
Babalar Günü
Her yıl haziran ayının üçüncü pazar günü “Babalar Günü”dür. Her yaştaki çocuklar babalarının bu özel gününü, en az annelerinin gününde gösterdikleri özenle kutlamalıdırlar.
Sevgililer Günü
Her yıl 14 Şubat günü Sevgililer Günü’dür. Her yaştaki sevgililer, birbirlerine hediye alarak, mesajlar yollayarak ya da baş başa yemek yiyerek, hoş vakit geçirerek veya eğlenerek bu günü kutlarlar. Sevgililer Günü’nde sevgiliye alınacak en güzel anlamlı hediye, bir adet kırmızı güldür. Tek kırmızı gül “Sen hayatımda teksin. Seni çok seviyorum” demektir. Ancak her yıl Sevgililer Günü’nde gül almak da doğru değildir. Ertesi yıl çiçeksi bir parfüm alınır; sonraki yıl güzel bir restorana akşam yemeğine götürülür.