SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU - Ünite 5: Memur ve Kamu Görevlilerinin Sosyal Güvenliğine İlişkin Özel Hükümler Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: Memur ve Kamu Görevlilerinin Sosyal Güvenliğine İlişkin Özel Hükümler
Giriş
Sosyal güvenlik reformu ile önemli bir mesafe alınmış olmasına rağmen norm ve standart birliğinin sağlanması mümkün olamamıştır. Sigortalı kavramı teke indirilememiş ve sigortalılar (a), (b) ve (c) olarak gruplandırılarak sınıflandırılmıştır.
Kamu görevlileri, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde (m.4/1/c) düzenlenmiştir. Bu nedenle uygulamada bu gruba 4/1/c’liler ya da kısaca 4/c’liler denmektedir.
Memur ve Diğer Kamu Görevlileri: m.4/c’li Sigortalılar
Genel Olarak
Memurlar ve diğer kamu görevlileri, 5510 sayılı Kanun’da m.4/c kapsamında sigortalılar olarak sigortalı sayılanlar arasında yer alırlar.
Kamu idarelerinde işçi niteliğinde sigortalı olarak m.4/a kapsamında çalışmayanlardan, kamuda bir kadro ve pozisyonda sürekli olarak çalışanlardan işçi gibi sigortalı sayılmayanlar ile m.4/a ve b bendine göre işçi ya da bağımsız çalışan sıfatı ile sigortalı sayılmayanlar ile 657 sayılı Kanun kapsamında açıktan vekil olarak atananlar; m.4/c kapsamında sigortalı sayılırlar.
Kanun m.4/c’li sigortalılar, 5510 sayılı Kanun’da sigorta hak ve yükümlülükler bakımından bu kapsamda özel bir biçimde düzenlenmişlerdir.
Ayrıca m.4/c kapsamında sigortalılar kapsamına ders kitabının 126-127. sayfalarında listelenen çalışanlar girerler.
5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanlardan ilgili kanunları gereği 5434 sayılı Kanun ile ilgilendirilenler de aynı statüde çalışmaya devam ettikleri sürece m.4/c kapsamında sigortalı sayılırlar.
Kamu Görevlisi Sigortalılara İlişkin Özel Hükümler
Kamu görevlileri, 5510 sayılı Kanun’da m.4/c kapsamında sigortalı sayılmışlardır. Kanun’da m.4/c ile ilgili düzenlemeler bir bütün hâlinde düzenlenmiş; bununla yetinilmemiş, ayrıca kamu görevlilerine ilişkin özel hükümlere de yer verilmiştir. Bunlardan bir kısmı emeklilik, malullük ve ölüm sigortasına ilişkin düzenlemelerdir. Ayrıca yaşlılık, malullük ve ölüm sigortası ile ilgili olmayan durumlara ilişkin özel düzenlemelere yer verme ihtiyacı göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür.
Kanunları Gereğince Görevden Uzaklaştırılanlar, Tutuklananlar veya Görevine Son Verilenlerin Sigortalılıkları ve Primleri
Görevden uzaklaştırılan, herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan kanunları gereğince eksik aylığa müstahak bulunanların prime esas kazançlarının yarısı; kanunlarına göre bu müddetler için sonradan görevlerine iade edilerek tam aylığa hak kazananların ise prime esas kazançlarının tamamı üzerinden prim alınır. Prime esas kazançların yarısı üzerinden prim alınanların prim ödeme gün sayısı, bu sürelerin yarısı olarak hesap edilir.” (m.45/1).
Görevine son verilenlerden yargı kararı ile görevlerine iade edilenlerin primleri, göreve son verildiği tarihten görevine başladığı tarihe kadar kendi kadrosunun veya emsali kadronun prime esas kazancına göre hesaplanır.
Aylıksız İzinli Olanlar
Aylıksız izin sürelerinde 5510 sayılı Kanunun 67. maddesinde aranan 30 günlük prim ödeme şartı aranmaz. Bu durumdaki sigortalıların aylıksız izinli oldukları süreler için prime esas kazanç alt sınırının altında olmamak kaydıyla aylıksız izne ayrıldıkları tarihteki prime esas kazançları üzerinden % 12 oranında genel sağlık sigortası primi işverenlerince ödenir. Ancak askerlik hizmeti nedeniyle aylıksız izne ayrılanların genel sağlık sigortası priminin ödenmesinde, bir yıllık süre sınırı uygulanmaz (m.45/4).
Prime Esas Kazanç ve Kazanç Üst Sınırı Bakımından Bazı Kamu Görevlilerine Özgü Düzenlemeler
Bu düzenlemeler, bazı kesimlere özgü düzenleme niteliğindeki istisnai düzenlemelerdendir. Buna göre
- Harp okulları ile fakülte ve yüksekokullarda Milli Savunma Bakanlığı hesabına okuyanların,
- Astsubay meslek yüksekokulu öğrencileri ile astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adayların,
- Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okuyanların,
- Subay ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adayların
- Öğrenci harçlıkları ile ilgisine göre en az aylık alan teğmen veya astsubay çavuşun
- Polis akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan öğrencilerin öğrenci harçlıkları ile komiser yardımcısı veya polis memurunun
prime esas kazançları arasındaki farkın primi, öğrenciler adına kurumlarınca ödenir (m.46/1).
Fakülte veya yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra;
- Subay veya astsubaylığa naspedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben subaylığa geçirilenler ile
- Komiser yardımcısı veya polis memuru olarak atananların
başarılı öğrenim süreleri; borçlanmanın yapıldığı tarihte ilgisine göre;
- en az aylık alan teğmenin, astsubay çavuşun veya
- polis memuru ya da komiser yardımcısının prime esas kazancı üzerinden,
bu sürelere ait primler kendilerince ödenerek borçlandırılmak suretiyle hizmetten sayılır.
Kamu Görevlilerinin Emekliye Sevk Onaylarında Yetkili Makam Meselesi
m.4/c hükmüne göre sigortalı olanların yaşlılık, malullük veya vazife malullüğü işlemleri;
- Resen emekliye sevk hâllerinde sigortalının çalıştığı göreve atamasındaki usule göre atamaya yetkili makamın,
- İstek üzerine veya yaş haddi, malullük veya vazife malullüğü hâllerinde kamu idaresinin en yüksek amirinin,
- Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri için Meclis Başkanlığının, belediye başkanları için belediye encümeninin, illerin daimi komisyon üyeleri için il valiliğinin; çalıştıkları kamu idareleri ile ilişikleri kesilmiş olup da bir kanunla sigortalılık hakkı devam edenler için daha önce görev yaptıkları son kamu idaresinin en yüksek amirinin,
- Kurumların yönetim kurulu üyelerinin istek, maluliyet ve yaş haddi hâllerinde atanmalarında atamayı yapan kurumun en yüksek amirinin,
- Danıştay Başkanının istek, maluliyet ve yaş haddi hâllerinde, Sayıştay Başkanının aynı hâlleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı onayı
ile tekemmül eder.
Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez.
Cumhurbaşkanlığı kararı veya müşterek kararname ile atananların görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi, ilgili bakanın onayı ile tamamlanır.
İtibari Hizmet Süreleri ve İtibari Hizmet Süresi Primi
İtibari hizmet süreleri, m.4/c’li sigortalıların fiilî hizmet sürelerinin her yılı için fiilî hizmetlerine eklenen sürelerdir. İtibari hizmet süreleri kamu görevlilerine fiilî hizmetlerine ilave edilen başkaca süreler dışında eklenen sürelerdir. İtibari hizmet süresi hakkı bütün 4/c’lilere tanınmış bir hak değildir. Kanun koyucu, kimlerin fiilî hizmetlerine ne kadar süre ile itibari hizmet süresi ekleneceğini düzenlemiştir. Buna göre
-
Subay (Yedek Subay dâhil), Astsubay, Uzman Jandarma, Uzman Erbaş ve Sözleşmeli Erbaş ve Erlerden;
- Harbi doğuran genel ve kısmi seferberliğe katılanların harbin ilanından seferberliğin bitim tarihine,
- Seferberliği gerektiren iç tedip hareketlerine fiilen katılan birliklerde görevli olanların, çarpışmaların başlangıcından seferberliğin sona erdiği tarihe,
- Harp veya seferberlik ilân edilmeden, Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca, yabancı ülkelere gönderilen Türk Silâhlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görev yapanların çarpışma meydana gelmesi halinde, çarpışma süresince veya çarpışma bitmeden dönenler için Türkiye’ye dönüş tarihine, kadar geçen tutsaklık süreleri dahil fiilî hizmet sürelerinin,
- 4’üncü madde gereği sigortalı sayılanlardan bu fıkranın (a) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde yazılı hareketlere sivil görevli, er veya erbaş olarak katılanların bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin, bu tarihlerden sonra devam eden tutsaklık sürelerinin
- Harp hâlinde düşmana tutsak düşen veya düşman tarafından enterne edilen sigortalılardan kanunları gereğince, aylıkları ödenmek suretiyle, sözleşmeli personel hariç olmak üzere kurumları ile ilgileri kesilmeyenlerin, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin, her yılı için altı ay itibarî hizmet süresi olarak eklenir. Bu nedenlerle eklenecek itibarî hizmet sürelerinin toplamı, üç yıldan fazla olamaz.
Her yıl sonunda sigortalının fiilî hizmet süresine bu maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile ikinci fıkrası hükümleri uyarınca eklenen itibari hizmet süresinin her otuz günü için yılın son ayında sigortalı adına ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ait sigortalı ve işveren prim toplamı kadar ayrıca itibari hizmet süresi primi işverenden tahsil edilir. Süresinde yatırılmayan tutarlar için 89 uncu madde hükümleri uygulanır (m.49). Kanun, itibari hizmet süresi tanınan m.4/c’lileri çalıştıran işveren idarelerin itibari hizmet süreleri için normal süreler kadar prim ödeme yükümlülüğü getirmiştir.
5510 Sayılı Kanun’dan Önce 5434 Sayılı Kanun Kapsamında Sigortalı Olan Kamu Görevlilerine Uygulanacak Hükümler
Anayasa Mahkemesi tarafından memur ve diğer kamu görevlileri yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilen 5510 sayılı Kanun’da yeniden düzenleme yapılması ihtiyacı duyulmuş ve Kanun’un iptal edilen hükümleri de dâhil olmak üzere 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile yeni baştan düzenleme yapılmıştır.
Son düzenleme itibarı ile memur ve diğer kamu görevlileri (m.4/c) kapsamında sigortalı sayılanlar, kısa vadeli sigorta kapsamı dışında tutulmuşlardır. Ayrıca Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren m.4/c sigortalıları, bu Kanun kapsamında sayılmışlar; daha önce 5434 sayılı Kanun kapsamında olanlar ile ilgili geçici m.4 ile düzenleme yapılmış; ayrıca bu kanun kapsamında sigortalı olarak devam edenleri de ilgilendiren istisnai hükümlere yer verilmiştir (m.43-49).
Geçiş hükümlerini düzenleyen geçici m.4 irdelendiği zaman ders kitabının 131-134. sayfalarında belirtilen esaslara yer verildiği görülür.
İç güvenlik veya istihbarat görevi ifa eden kamu kurum ve kuruluşlarınca yerine getirilen uçuş veya dalış hizmetleri sırasında, uçuşun havadaki ve yerdeki veya dalgıçlığın çeşitli sebep ve tesiri ile malul olanlar ile hayatını kaybedenler hakkında 5434 sayılı Kanunun mülga 64. maddesi aynen uygulanır.
Kamu Görevlilerine Malullük, Yaşlılık Ve Ölüm Aylığı Bağlanmasına İlişkin Özel Hükümler
P5510 sayılı Kanun, geçici hükümlerle 5434 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olanlar bakımından uygulanacak geçiş dönemine esas uygulama esaslarını geçici madde 4’te belirlemekle kalmamış; ayrıca Kanun’un Beşinci Bölümün’de “Kamu Görevlilerine Uygulanacak Esaslar” üst başlığı altında kamu görevlilerine özgü bazı hususları düzenlemiştir.
Vazife Malullüğü
Vazife malullüğü, memur ve diğer kamu görevlileri yani m.4/c sigortalıları SSGSSK m.25’te düzenlenen malullük durumudur.
Vazife malullüğüne sebep olan olaydan kamu idarelerinin yetkili mercilerinin haberdar edilmemiş olması hâli dışında ilgililerin bildirimi, kamu idarelerinin bildirim sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kuruma bildirim süresi;
- Vazife malullüğüne sebep olan olayın meydana geldiği tarihten,
- Hastalıklarının sebep ve mahiyetleri dolayısıyla haklarında vazife malûllüğü hükümleri uygulanacaklar için hastalıklarının tedavisinin imkânsız olduğuna dair düzenlenen kati raporun onay tarihinden,
- Esirlik ve gaiplik hâllerinde ise bu hâllerin sona erdiği tarihten,
itibaren başlar.
Süresi içerisinde bildirimde bulunulan vazife malullüğü aylıkları, sigortalının ölüm ya da maluliyeti sebebiyle göreviyle ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren bağlanır.
Vazife malullerine aylık bağlanırken adi malullerden farklı olarak 9000 gün değil 10800 gün esas alınır. Vazife malullüğü aylığı, vazife malullerinden itibari hizmet süreleri eklenmek suretiyle bulunacak prim ödeme gün sayısı toplamı “ 10800 güne kadar olanlara 10800 gün üzerinden ” ve “ 10800 günden fazla olanlara toplam prim ödeme gün sayıları üzerinden en son prime esas kazancı esas alınmak suretiyle 5510 sayılı Kanunun 29’uncu maddesine göre hesaplanacak aylıklara, malûllük derecelerine göre aşağıda yazılı oranlarda ayrıca zam yapılmak suretiyle bağlanır ”.
Vazife malullüğünün belirli durumlarda ortaya çıkması hâlinde vazife malullüğü sabit kalmakla birlikte kişiye malullük aylığı ödenir. Bun göre vazife malullükleri;
- Keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan,
- Kanun, tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmaktan,
- Yasak fiilleri yapmaktan,
- İntihara teşebbüsten,
- Her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlama veya zarar verme amacından doğmuş olursa
bunlara uğrayanlar hakkında vazife malullüğü hükümleri uygulanmaz.
Harp Malullüğü
Harp malullüğü özünde ayrı bir malullük türü olmaktan öte vazife malullüğünün nitelikli bir hâlidir. Vazife malullüğü “Subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er ile Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan;
- Harpte fiilen ateş altında,
- Harpte, harp bölgelerindeki harp harekât ve hizmetleri sırasında bu harekât ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle,
- Harpte veya harbe hazırlık devresinde her çeşit düşman silahlarının etkisiyle,
- Askerî harekâtı gerektiren iç tedip ve sınır hareketleri sırasında bu hareketlerin sebep ve etkisiyle,
- Barışta veya olağanüstü hâllerde, emir veya görev ile uçuş yapan uçucularla hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak uçakta bulunanlardan uçuşun havadaki ve yerdeki sebepleriyle ve yine emir ve görev ile dalış yapan dalgıçlarla hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak denizaltı gemisinde veya dalgıç kıtasında bulunanlardan denizaltıcılığın veya dalgıçlığın çeşitli sebep ve etkileriyle,
- Anayasanın 92’nci maddesi veya Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca Türk Silâhlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı mensuplarının yabancı ülkelere gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin bulundukları yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında, yabancı ülkelerde veya yurda dönüş sırasında vazife malûlü olanlara harp malulü denir.”
şeklinde tanımlanmaktadır (m.47).
Harp malullerine, harp malullüğü aylığı bağlanır. Harp malullüğü aylığı, vazife malullüğü aylığından daha nitelikli bir aylıktır.
Emekli Aylığı (Yaşlılık Aylığı)
Yaşlılık aylığı bağlanması, emekli sandığı iştirakçileri bakımından emekli aylığı bağlanması olarak ifade edilir. Emekli Sandığı iştirakçileri, yaşlılık aylığını emekli aylığı adı altında alırlar. Emekli sandığı kapsamında sigortalı olmuş olanlar, yaşlılık aylığı almaya başladıklarında emekli olmuş olurlar.
Emekli Sandığı kapsamında iştirakçi olanlar bakımından üç tür emeklilikten söz edilir. Bunlar “İsteğe Bağlı Emeklilik, Yaş Haddine Bağlı Emeklilik ve Resen Emeklilik”tir.
İsteğe Bağlı Emeklilik
Genel Olarak: İsteğe bağlı emeklilik, emekli sandığı iştirakçilerin belirli sigortalılık şartlarını sağlamaları ve belirli yaşa ulaşmaları durumunda kendi istek ve arzusuna, talebine bağlı olarak emekli edilmeleridir.
Emekli olma şartları, memurlar bakımından da çok sık değişmiş durumdadır. Özellikle yaş bakımından bu değişiklik önem taşır. 4447 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önceki dönemde yani 08.09.1999 öncesinde sigortalı olan ve sigortalılık için iki yıl ve daha az süresi kalanlar bakımından isteğe bağlı emeklilikte yaşlılık şartı yoktur. Dolayısı ile bu durumda olan iştirakçiler; kadın ise 20, erkek ise 25 fiilî hizmet yılını tamamlamış olmak ve talep etmeleri hâlinde emekli olabilirler.
1999 yılından sonra ilk defa iştirakçi olan Emekli Sandığı iştirakçileri bakımından kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmak ve kadın-erkek ayrımı olmaksızın 25 fiilî hizmet yılını tamamlamış olmak şartlarını sağlamak şartı ile istekleri hâlinde emekli olabilirler.
23.5.2002 tarihli kademeli yaş ve hizmet yılı yükseltmesi kapsamında olanlar, yani 4447 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte emekliliğine 2 yıldan fazla olanlar, geçiş hükümlerine tabi olarak bu maksatla çıkarılan 23.05.2002 tarih ve 44759 sayılı Kanun’la (RG. 01.06.2002, S. 24772) belirlenen listedeki şartları sağlamak şartı ile isteğe bağlı emekli olabilirler.
5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 30.04.2008 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olacaklar ise 2036 yılına kadar kadın 58, erkek 60 yaşını doldurmak (Daha sonra ise her yıl bir artarak 2048 yılında kadın-erkek fark etmeksizin 65 yaşını doldurmuş olmak şartı vardır.) ve 25 tam yıl çalışmak; yani 9000 gün prim ödemiş olmak şartı ile istedikleri zaman emekli olabilirler.
İstisnai Durumlar: Memur ve diğer kamu görevlileri bakımından isteğe bağlı emeklilikte genel kuralın dışında kalan m.4/c sigortalıları mevcuttur. Buna göre:
Cumhurbaşkanları: Cumhurbaşkanları daha önce sigortalı olsun ya da olmasınlar cumhurbaşkanlığı görevi sona erdikten sonra istediği takdirde talebini izleyen ay başından kendilerine emekli aylığı bağlanır. Bu durumda cumhurbaşkanlarına cumhurbaşkanlarının almakta olduğu aylık ödeneğin % 40 oranında yaşlılık (emeklilik ) aylığı bağlanır (m.43/1).
TBMM Başkanları: Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı iken bu görevinden herhangi bir nedenle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden ay başından itibaren istek tarihindeki Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40’ı esas alınarak Cumhurbaşkanına bağlanacak yaşlılık aylığının % 75’i oranında yaşlılık aylığı bağlanır (m.43/3).
Dışarıdan Bakanlık ve TBMM’de Milletvekilliği Yapmış Olanlar: İstisnai durumlara 17.01.2012 tarih ve 6270 sayılı Kanun m.5 ile bir ilave daha yapılmıştır. Dışarıdan bakanlık yapanlar ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği görevlerinde bulunanlara ve bu görevleri herhangi bir sebeple sona erenlere de 5510 sayılı Kanun’a göre aylık bağlanmasına hak kazanmaları ve bu görevlerde en az iki yıl süreyle bulunmuş olmaları şartı ile m.27, 29 ve geç. m.2 ve 4’e göre hesaplanacak aylık tutarlarından az olmamak kaydıyla cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40’ı esas alınarak cumhurbaşkanına bağlanacak yaşlılık aylığının %42’si oranında malullük, emeklilik veya yaşlılık aylığı ödenmesi öngörülmüştür (m.43/6). 5510 sayılı Kanunun geçici 38. Maddesine göre, bu Kanunun 43. maddesindeki %42 oranı yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar %45 olarak uygulanır.
Yaş Haddine Bağlı Emeklilik
Yaş haddine bağlı emeklilik, bir tür resen emeklilik şeklidir. Devlet memurları ve kamu görevlileri için kanunlarında emekliğe sevk bakımından yaş hadleri belirlenmiştir. Personel mevzuatlarında belirlenen yaş hadlerine gelen memur ve diğer kamu görevlileri, kurumlarınca isteklerine bakılmaksızın zorunlu olarak emekli edilirler. Buna yaş haddine bağlı emeklilik denir.
Kural olarak memurlar ve diğer kamu görevlileri bakımından vazifeleri ile ilişkilerinin kesilmesi gereken yaş haddi 65 yaşın doldurulduğu tarihtir. Bu genel yaş haddinin istisnaları da mevcuttur. Buna göre;
- Üniversite öğretim üyeleri için yaş haddi 67 yaşın doldurulduğu tarih,
- Subay ve askerî memurlar bakımından rütbelerine göre 41-68 yaşın doldurulduğu tarih,
- Emniyet mensupları bakımından vazifelerine göre 55-60 yaşın doldurulduğu tarih
- Gümrük Memurları bakımından koruma memurları için 55, kısım amirleri için ise 60,
- PTT hat bakıcısı ve dağıtıcılar için 55,
- MİT mensupları bakımından 52-60
olarak yaş hadleri belirlenmiştir (5434 s. K. m.40).
5510 Sayılı Kanunla Getirilen Yaşlılık Aylığı Bağlanmasına Özgü Düzenlemeler
5510 sayılı Kanun, kamu görevlileri ile ilgili özel düzenlemeler kısmında genel düzenlemelere istisna teşkil eden bazı düzenlemeler yapmıştır. Yaşlılık aylığı bağlanması yönünden genel kurallardan ayrılan bu düzenlemeler dikkat çekicidir. Buna göre 5510 sayılı Kanun uygulamasında m.4/c sigortalısı olan kamu görevlilerinden;
- 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 40’ıncı maddesi gereğince yaş haddinden emekliye ayrılanlara 5400 gün prim ödeme gün sayısı olması hâlinde,
- Özel kanunları gereğince kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilenlere yaş şartı aranmaksızın prim ödeme gün sayısı 9000 gün olması hâlinde
yaşlılık aylığı bağlanır (m.44/1).
Bu durumda yaş haddine bağlı emekli olma durumunda olan kamu görevlileri 5400 gün prim ödeme gün sayıları var ise kendilerine yaşlılık aylığı bağlanabilecek, kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilenler bakımından ise 9000 gün prim ödeme gün sayısını doldurmak yani 25 tam yıl çalışmış olmak yeterli olacaktır.
Resen Emeklilik: 5510 sayılı Kanun ile resen emeklilik konusunda da özel bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme daha ziyade silahlı kuvvetler personeli bakımından söz konusudur. Buna göre m.4/c kapsamında sigortalı olanlardan “subay, astsubay, askerî memurlarla uzman jandarma ve uzman erbaşlar ahlak noktasından hükümle veya yetersizlik ya da disiplin sebeplerinden dolayı sicilleri üzerine veyahut askerî mahkemelerce verilecek kararlar üzerine kurumlarınca resen; bunlar dışında kalanlar ise ahlak ve yetersizlik sebeplerinden dolayı yönetmeliğine göre sicilleri üzerine kurumlarınca resen emekliye sevk edilenlere ise 28’inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında belirtilen yaş ve prim ödeme gün sayısını tamamlamaları halinde yaşlılık aylığı bağlanır” (m.44/2).
Dul ve Yetim (Ölüm) Aylığı
5510 sayılı Kanun, dul ve yetim aylıkları -daha doğrusu ölüm aylığı- bağlama şartlarını Emekli Sandığı sigortalıları bakımından iyileştirmiştir. 5434 sayılı Kanun’da dul ve yetim aylığı bağlanabilmesi için iştirakçinin (sigortalının) en az 10 yıldan beri fiilî hizmetinin varlığı aranırdı. 5510 sayılı Kanun ile bu süre 5 yıla düşürülmüştür (m.32).
Emekli Sandığı iştirakçilerinden bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlarla sigortalı olup da sigortalılığı sona erenler, aylık bağlanma talebinde bulunanlar hakkında 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre dul ve yetim aylığı ödenir (Geç. m.4/2). Kanun yürürlüğe girdikten sonra ilk defa iştirakçi olacaklar (m.4/c sigortalılar), 5510 sayılı Kanun’da düzenlenen ölüm sigortası hükümlerine tabidirler.
Emekli İkramiyesi
Genel Olarak Emekli İkramiyesi Kavramı
Emekli ikramiyesi, esas olarak hükümlerinin büyük çoğunluğu 5510 sayılı SSGSSK ile yürürlükten kaldırılmış olan 8.6.1950 tarih ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun yürürlüğü devam eden m.98 hükmü ile düzenlenmiş bir kavramdır. Bu maddede çok sayıda değişiklik yapılmış olup madde en son 17.01.2012 tarih ve 6270 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile bugünkü şeklini almıştır. Emekli ikramiyesi ile ilgili düzenleme getiren bir başka kanun ise 24.05.1983 tarih ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’dur (m.12).
Emekli ikramiyesi, Kanun kapsamında asgari bir yıl çalışanlara her bir fiilî çalışma karşılığı olarak bir aylık maaşı karşılığı olarak ödenen bir miktardır. Emekli ikramiyesi, kural olarak Emekli Sandığından emekli olarak ayrılmış olanlara ve m.4/c’lilere ödenir.
Emekli İkramiyesine Hak Kazanma Şartları
Emekli ikramiyesi ile ilgili düzenleme, esas olarak 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu m.89’da düzenlenmiştir. Emekli ikramiyesi ile ilgili madde 17.01.2012 tarih ve 6270 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (RG. S. 26.1.2012, T. 17.01.2012) ile yeni baştan düzenlenmiştir. Emekli ikramiyesine hak kazanabilmek için aşağıdaki şartların sağlanmış olması gerekir:
(m.4/c) Sigortalısı (İştirakçi) Olarak Çalışmış Olmak: Kural olarak emekli ikramiyesi alabilmek için Emekli Sandığından emekli olmak şarttır. Ancak Kanun’daki bu hükmün; Anayasa Mahkemesi, 05.06.2009 Tarih ve 27249 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 05.02.2009 Tarih ve Esas No: 2005-40, Karar No:2009-17 sayılı kararı ile 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Sigortalılığına Esas Görevin Belirli Şekilde Sona Ermiş Olması: Emekli ikramiyesine hak kazanabilmek için iştirakçiliğe/sigortalılığı esas çalışmasının ya da görevinin emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme alma hakkını kazanmış olarak sona ermiş olması gerekir. Yaşlılık ya da malullük aylığına (Adi ya da vazife malullüğü fark etmez.) hak kazanmış olmak, Emekli Sandığı Mevzuatında emeklilik olarak adlandırılmaktaydı. Malullük ya da yaşlılık aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanmış iken sigortalılığına esas görevleri sona erenler emekli ikramiyesi alabilirler. Sigortalılığa esas görevlerinin isteğe bağlı ya da resen emeklilik biçiminde sona ermesi ya da ölümle sona ermiş olması fark etmez. Önemli olan, yaşlılık ya da malullük aylığına hak kazanmış olmaktır.
En Az Bir Fiilî Hizmet Yılı Çalışmış Olmak: Emekli ikramiyesine hak kazanabilmek için iştirakçinin sigortalılığa esas fiilî çalışmasının en az bir yıl olması şarttır. Kanun’da “iştirakçilere her tam fiilî hizmet yılı için” emekli ikramiyesi verileceğine ilişkin düzenlemeden dolayı fiili hizmet zammı süreleri ve borçlanılan fiili hizmet süreleri fiili hizmet süresi kavramı içinde sayılır.
Emekli İkramiyesinin Miktarı, Ödenmesi
Emekli ikramiyesi hakkı kazanan iştirakçilere, ölmeleri halinde hak sahiplerine “her tam fiili hizmet yılı için, aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.” (m.89/1). Her fiilî hizmet yılı için emekli ikramiyesi miktarı emekli aylığı bağlanmaya esas bir aylık tutarı kadardır.
Emekli ikramiyesinin hesabına esas hizmet süresinin tespitinde dikkate alınmak üzere, emeklilik veya malullük aylığı bağlanması dışında herhangi bir sebeple görevleri sona erenler için, görevin sona erme sebebinin bu durumu kanıtlayan belgelerle birlikte yazılı olarak kuruma bildirilmesi ve bunların özlük dosyasında saklanması zorunludur. Bu zorunluluğa uymayanlar ikinci fıkra hükümlerinden yararlandırılmazlar.
İştirakçilerden, kanunlarla belirlenen bekleme süreleri sonunda kadrosuzluk veya yaş haddi sebebiyle emekliye sevk edilenler ve vazife malullüğü hükümlerine göre vazife malullüğü aylığı bağlananlar ile ölüm sebebiyle haklarında emeklilik işlemi uygulananlara; bu Kanuna göre aylığa hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile ilk mali yılın birinci ayında katsayılar dışındaki diğer unsurlarda meydana gelecek artışa, bu tarihte yürürlükte olan katsayılar uygulanmak suretiyle bulunacak ikramiye farkları, emekli ikramiyesi ile ilgili hükümlere göre ayrıca ödenir.
Emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanmadan veyahut toptan ödeme yapılmadan ölen iştirakçiler için yukarıdaki esaslara göre hesaplanacak ikramiyenin tamamı, aylığa veya toptan ödemeye hak kazanan dul ve yetimlere, bu Kanunun mülga 68 inci maddesinde gösterilen hisseleriyle orantılı olarak ödenir.
Sosyal Güvenlik Kurumunca tahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek emekli ikramiyelerini almadan ölenler ile ölüm tarihinde aylığa müstahak dul ve yetim bırakmadan ölen iştirakçilerin ikramiyeleri, kanuni mirasçılarına ödenir.