SOSYAL HİZMET KURAMLARI I - Ünite 1: İnsan Gereksinimleri ve Sosyal Hizmet Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: İnsan Gereksinimleri ve Sosyal Hizmet

Giriş

Sosyal hizmet mesleği, toplumda meydana gelen değişim, dönüşüm ve gelişmelerden etkilenmekte, aynı zamanda bu değişim ve gelişmelere etki etmektedir. Toplumda yaşanan kültürel, sosyal, ekonomik her bir değişim ve gelişme insanların sosyal işlevselliğini engellemekte ya da desteklemektedir.

Toplumun yaşam kalitesinin arttırılması, sosyal refahın ve sosyal adaletin sağlanması, insanların gereksinimlerinin giderilmesi ve sosyal işlevselliklerinin arttırılması, insanların sorunlarla baş edebilme kapasitelerinin geliştirilmesi sosyal hizmet mesleğinin odağı olup, toplumda yaşanan olumsuzlukların giderilmesi adına sosyal hizmet mesleği büyük önem taşımaktadır.

Ortak İnsan Gereksinimleri

Gereksinim, bireyin ve toplumun beklentilerini karşılamada yetersiz kalan tüm durumları, kaynakları ve sistemleri işaret etmektedir. Daha detaylandırmak gerekirse, gereksinim: Karşılandığında haz, karşılanmadığında acı ve hüzün veren; karşılandıkça şiddetini kaybeden; zaman içinde kendini tekrarlayan; alışkanlık haline gelebilen; sınırsız ve öznel olan duygudur.

İnsan gereksinimlerini kategorize eden Maslow (1943), insanların temel gereksinimlerinin kendi aralarında belli bir hiyerarşik yapısı olduğunu ifade etmektedir. Maslow’un gereksinimler hiyerarşisi şu şekilde kategorize edilmektedir:

  • Fizyolojik ve biyolojik gereksinimler: Besin, nefes, su, cinsellik, denge, uyku, boşaltım,
  • Güvenlik gereksinimi: İş, kaynak, sağlık, beden, aile, mülkiyet güvenliği,
  • Ait olma ve sevgi gereksinimi: Aile, arkadaşlık, cinsel yakınlık,
  • Kendine saygı gereksinimi: Kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı,
  • Kendini gerçekleştirme gereksinimi: Erdem, problem çözme, yaratıcılık, gerçeklerin kabulü, ön yargısız olma.

İnsan biyopsikososyal bir varlık olup, insan gelişimi beş boyutta incelenmektedir. İnsan gelişimi fiziksel, duyuşsal, bilişsel, ruhsal, ve sosyal olmak üzere beş boyutta incelenmektedir.

İnsan gelişiminin açıklanan beş boyutu, müracaatçının davranışlarının nedenini ortaya çıkarmada, davranışlarının anlaşılmasında ve açıklanabilmesinde büyük rol almaktadır. Müracaatçının gelişim boyutlarında keşfedilecek olan güçlü ve zayıf yönler sosyal hizmet uzmanının müracaatçının gereksinimlerini anlamasını sağlayacak ve müdahale planının oluşmasında yol gösterici olacaktır.

İnsan gelişiminin bu beş boyutu ise yedi ekolojik seviyeden etkilenebilmektedir. Derezotes’e (2000)’e göre bireyi etkileyen ekolojik seviyeler:

Biogenetik faktörler: Biogenetik faktörler, bireyin kalıtsal ve diğer fiziksel özelliklerini içermektedir. Ailenin geçmişi genellikle genetik faktörlerin ve eğilimlerin kanıtını sağlamaktadır.

Ailevi faktörler: Ailevi faktörler, bireyin yakın ve geniş ailesinin özelliklerini içermektedir. Burada tanımlanan aile terimi, müracaatçının resmi olmayan destek sistemin birçok en önemli üyelerini kapsamaktadır. Yakın aile, biyolojik aile üyeleri ile diğer aile üyelerini kapsayabilir de kapsamayabilir de.

Kültürel faktörler: Kültürel faktörler, bireyin psiko-sosyal çevresinin niteliklerine yapılan yüklemeleri içerir. Psiko- sosyal çevre, bireylerin aile üyelerinin dışındaki ilişkide olduğu diğer grupların özelliklerini içermektedir. Bunlar, birincil grubun (sevgililer, arkadaşlar ve diğer ilişkiler), ikincil grubun (bireyin birlikte çalıştığı profesyoneller) üyeleri ile diğer resmi ve resmi olmayan destek ağını içermektedir.

Çevresel koşullar: Çevresel koşullar, bireyin yaşam kalitesini etkileyen onun yaşam alanına karşılık gelen özellikleri içerir. Bu özellikler, yerel ve küresel toplumda yer alan doğal çevre ile insan tarafından yapılan çevrelerle ilgili olabilir.

Kaynaklar ve fırsatlar: Kaynaklar ve fırsatlar, bireyce elde edilebilir olan güvenlik, özgürlük, kabul, zenginlik, güç, hizmetler ve tüketim mallarını içerir. Bu kaynak ve fırsatlar, genellikle, yerel ve ulusal liderliğin hoşgörü, istikrar, politikalar, etkililik ve çatışma çözüm metodolojisiyle ilgilidir.

Öz bakım kalıpları: Öz bakım kalıpları, bireyin kişisel gelişimini besleyen ve geliştiren çabalarıdır. Bu kalıplar, bireyin içsel motivasyonu, enerji düzeyi ve bilinç düzeyi gibi içsel faktörlerle ilgilidir.

Gelişim ve sağlığın güncel göstergeleri: Gelişim ve sağlığın güncel göstergeleri, bireylerin, çift ilişkilerinin, ailelerin ve toplumun gelişimsel büyüme ve refah durumunun ölçülebilir işaretlerini içermektedir.

İnsanlararası Farklılıklar ve Farklılıklara Göre Gereksinimler

İnsan farklılıkları üç farklı boyutta ele alınabilir. Bunlar; kültürel, sosyal ve bireysel farklıklardır:

  • Kültürel farklılıklar: İnsanın değerleri, aile ilişki kalıpları, kültürel kabulleri, iletişim kalıpları, eğitsel, dinsel özellikleri, toplumsal tarihi süreci, politik toplum yapısı, toplumun sosyal kontrolü gibi etmenlerle oluşmaktadır.
  • Sosyal farklılıklar: Ayrımcılık, ötekileştirilme, azınlık bilinci, güç ilişkisi, yaşam kalitesi sorunu, grup beklentileri, farklılığa yönelik değer yargıları ve gelişme açısından fırsatların varlığı gibi etmenlerden oluşmaktadır.
  • Bireysel farklıklar: Benlik algısı, diğerlerine karşı tutumu, dil kullanımı, baş etme mekanizmaları ve kapasitesi, diğerleri ile ilişkiler, yaşam deneyimi, sorumluluk alma durumu gibi etmenlerden oluşmaktadır.

İnsanların sahip olduğu bu çok yönlü farklılıkların bilgisi, insanların ortak ve farklılaşan gereksinimlerini ayırt etmede yol gösterici olmaktadır. Sosyal hizmet, insanların gereksinimlerini gidermek, baş etme mekanizmalarını arttırmak, genel bir deyişle sosyal işlevselliklerini arttırma hedefi taşımakta olduğundan, farklılık bilgisine sahip olarak, sorunların belirlenmesinde ve müdahalenin planlanmasında bu farklılıkları rehber olarak kullanmaktadır.

Sosyal hizmet uzmanı müracaatçının davranışlarını açıklamada ve değerlendirmede, müracaatçının gereksinimlerini gidermede veya müracaatçının sorunları ile başetmesine yol göstermede, müracaatçının çevresel koşullarını ve bu çevredeki tüm etkileşimleri tanımalı ve göz önünde bulundurmalıdır.

Bireyi tanımada bir diğer önemli unsur olan sosyal çevre, insan etkileşimlerini, bireyleri yönlendiren koşullar ve şartları içermektedir. Sosyal çevre karşılıklı etkileşimden oluşan bir yapı olarak ifade edilmekte olup insanların yaşadığı sosyal çevre insanların yapıp etmelerini, düşüncelerini, yaşam tarzlarını, aile yaşamlarını, komşuluk ilişkileri ve arkadaşlık ilişkileri gibi tüm etkileşimde bulunulan sistemlerle ilgili yapıyı etkilemektedir. Sosyal hizmet uzmanı müracaatçıyı değerlendirirken yaşanılan toplumun ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel yapısını da değerlendirerek karar aşamasını gerçekleştirirken, aynı zamanda o toplumun sistemlerarası işleyişinde yaşanan aksaklıkları belirler ve politikalara ilişkin çözüm önerilerinde bulunmaktadır.

Sosyal hizmet uzmanının bireyi ele alırken başvurduğu önemli kaynaklardan bir diğer olan kültür, bireylerin ait oldukları toplumsal grup ve yapı içinde şekillenen özgün yaşama biçim ve alışkanlıklarının ruhsal ve toplumsal algı yoluyla ortaya koyduğu imgesel, düşünsel ve toplumsal bir süreçtir.

Bireyin içinde bulunduğu durumu anlamada sosyal sorunlar ın da önemli bir yeri vardır. Duyan ve arkadaşları (2008), sosyal sorunların iki şekilde tanımlanabileceğini ifade etmektedir. Birincisi, insanların fiziksel, zihinsel, ekonomik refahı, tüm yeteneklerini geliştirmesi ve tüm olanaklarını kullanması ile ilgili sorunlardır. İkincisi ise insan doğumundan itibaren toplumsal yaşamda çeşitli kurumlar (aile, din, ekonomi, mesleki) içinde yer alır yani birçok sisteme bağlı olarak yaşar ve bu durum sosyal yapı sorunlarını ortaya çıkarmaktadır. İnsanların fiziksel ve zihinsel durumlarına ilişkin sorunlarını, kişinin sağlığı ve bedensel gelişimi ile ilgili sorunlar ifade ederken, yaşam olanakları ile ilgili sorunlar iş yaşamı ve bununla ilgili hastalık, sakatlık, işsizlik, yaşlılık gibi sorunlardır. Günümüzde sosyal sorunlar çeşitlilik ve farklılık göstermekle birlikte tarih boyunca sosyal sorun olagelmiş başlıca sorun alanları şu şekilde sıralanabilir:

  • Yoksulluk,
  • Göç,
  • Suç,
  • Aile,
  • Çocuk ve gençlik,
  • Kadın,
  • Yaşlılık,
  • Engellilik,
  • Ayrımcılık

Toplumsal Değişim ve Sosyal Politika

Sosyal politika kavramı hem sosyal sorunlara ve ilgi alanlarına yönelik politikaları içermekte hem de bu gibi politikaların gelişmesi ve etkileri üzerine çalışmakta olan akademik bir disiplindir.

Genel anlamda sosyal politika beş temel alana ayrılmaktadır:

  • Düzenli gelir: Her bireyin hayatını idame ettirecek kadar temel bir gelire sahip olmasını sağlamak anlamına gelmektedir. Kendi kendine yetemeyen bireyler için devletin bir güvenlik sistemini kurması gerekmektedir. Bu sosyal ve refah devletinin bir gereğidir.
  • Barınma: İnsanın temel ihtiyaçlarından biridir. Öncelikle kalitesiz ve aşırı kalabalık evler, sosyal ve kişilerarası sorunları arttırmakta olduğundan önemlidir. Barınma ile ilgili bir diğer sorun olan evsizlik de başlı başına bir sorunken beraberinde birçok sorunu da getirebilmektedir. Barınma engeli olan bireyler için de uygun barınma ortamı hazırlanmalıdır.
  • Eğitim: devletin sorumluluğunda olup devlet eğitimin temel sağlayıcısıdır. Devlet çocuklar için temel eğitimin temel sağlayıcısı olup aynı zamanda kurum, kuruluşlarda, özel sektörde ya da gönüllü kuruluşlarda da eğitimin temel sağlayıcılığını üstlenmektedir.
  • Sağlık: Sağlık alanı tüm diğer alanlar içinde kilit noktadadır. . Sağlığı olumsuz etkileyen konutlar olabileceği gibi, eğitim faaliyetlerini aksatan hastalıklar da olabilir. Buna bağlı olarak devletin sağlık politikaları merkezde yer almalıdır ve düzenlenmesinde tüm etkiler göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Bireylere yönelik sosyal hizmetler: sosyal hizmet disiplininin çalıştığı bireylerin her birine yaptığı müdahaleleri kapsamaktadır. Örneğin korunma gereksinimi olan çocuklar ve onların aileleriyle birlikte çalışmak bu alan ile ilgilidir.

Sosyal İşlevsellik ve Sosyal Hizmet

Sosyal işlevsellik, bireyin sosyal ve ekonomik çevresi içerisindeki kapasitesinin ve eylemlerinin, talepler, beklentiler, kaynaklar ve fırsatlar ile eşleşme ya da uyumuna odaklanmaktadır.

Sosyal işlevsellik , bireyin toplum içerisinde başlıca rolleri olan aile ferdi olmak, ebeveynlik, çalışan olmak, vatandaş olmak gibi rollerini gerçekleştirebilmesi ve beslenme, barınma, sağlık, kabul görme ve sosyal destek gibi kendi temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli olan görev ve aktiviteleri başarabilme yeteneğidir.

Sosyal hizmet uzmanları insanların sosyal işlevselliklerini geliştirmeleri ve yeterli düzeyde işlev görebilmeleri için sınırlı kapasite ve olanaklar çerçevesinde sosyal bakım sağlamaya çalışır. İnsanların verdikleri kararlar ya da ortaya koydukları uygunsuz eylemleri kendi ya da başkalarının işlevselliğini sınırladığında veya zarar verdiğinde, sosyal tedavi hizmetleri verilmektedir.

Sosyal bakım ; muhtaç insanların yiyecek, barınma, korunma vb. temel gereksinimlerini; aidiyet, kabul görme ve kötü zamanlarda kendini iyi hissetme gibi psikolojik gereksinimlerini karşılayacak olanakları sağlamak için eylem ve çabaların düzenlenmesini içermektedir. Sosyal bakımda odak, müracaatçıya gereken kaynakları sağlamak ve/veya yakın gelecekte değiştirilmesi veya iyileştirilmesi mümkün olmayan zor bir durumda kendisini mümkün oldukça iyi hissetmesini sağlamaktır.

Sosyal tedavi ; bir bireyin ve ailenin, problemli ya da sıkıntılı düşünce, his, davranış ve alışkanlıklarını değiştirmek veya düzeltmek için tasarlanmış eylemleri kapsamaktadır. Sosyal tedavide odak; bireylerin, ailelerin değişimini sağlamak bu değişimi eğitim, danışmanlık ya da farklı terapiler aracılığıyla sağlamaktır.

Sosyal geliştirme de; sosyal hizmet uzmanı müracaatçının tespit edilen bir soruna ihtiyacı olmadan mevcut işleyişinden bir öte taşımak ve geliştirmeyi sağlamaktadır. Sosyal geliştirmede müracaatçı işlevlerini hâlihazırda yerine getirebilmektedir, fakat burada odak, müracaatçının yetenek ve performansının geliştirilmesi, ileri götürülmesi ve genişletilmesidir.