SOSYAL HİZMET KURAMLARI II - Ünite 1: Sorun Çözme Süreci Olarak Sosyal Hizmet Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Sorun Çözme Süreci Olarak Sosyal Hizmet

Giriş

Günlük yaşamda, her birey aşılması gereken bazı engellerle, güçlüklerle, sorunlarla karşılaşır ve bunların çözülmesi için bazı sorun çözme yolları denenir. İnsanların vaktinin ve enerjilerinin büyük bir çoğunluğu sorun çözme ve o sorun ile ilgili karar verme süreçlerine gider. Sorun, hazır anlık çözüm tepkilerimizin olmadığı herhangi bir durumken; çözüm çeşitli fikirler veya olası çözümler arasında seçim yapma durumudur.

Sorun çözme, bir sorunu çözmek için önceki yaşantılar aracılığı ile öğrenilen kuralların basit bir biçimde uygulanmasının ötesine giderek yeni çözüm yolları üretebilme olarak da tanımlanabilir. Sorunlar karşısında her insanın farklı tepkiler gösterdiği görülebilmektedir. Soruna iyi bir çözüm yolu bulmak, başka deyişle karar vermek yerine sorunun kendiliğinden yok olmasını ya da çözülmesini beklemek, görmezden gelmek, başkalarının çözmesini beklemek, ertelemek, sorumluluğu başkalarının üzerine atmak gibi yolların denendiği bilinmektedir. Fakat sorunların çoğu onları çözmek için sorun sahibi harekete geçmeden yok olmamaktadır.

Sorun Çözmeye İlişkin Kavramlar

Bireyin karşılaştığı sorunları çözebilmesi için değişimin gerçekleştirilmesi ve karşılaşılan sorunlar hakkında diğer insanlarla konuşabilmesi gerekmektedir. Sorun çözme kavramının önemli bileşeni “sorun” ile ilgili olup sorun kavramının literatürde farklı şekillerde tanımları yapılmıştır. Koçel (2003), arzu edilen doğrultuda ilerlerken ortaya çıkan engel veya engeller; Hicks (1991), mevcut durumla, istenen durum arasındaki boşluk; Bingham (1998) kişinin istenilen hedefe ulaşmak amacıyla topladığı mevcut güçlerinin karşısına çıkan engel; Morgan (1995) amaca ulaşmayı engelleyen bir çatışma durumu olarak tanımlamıştır. Türk Dil Kurumu’na (2015) göre sorun “araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, sorun” olarak tanımlanmaktadır.

Sorun çözme her şeyden önce belli bir amaca ulaşmak için karşılaşılan güçlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir dizi çabayı içermektedir. Sorun çözmenin kendisi, etkili bir öğrenme ve bireysel yetenekleri geliştirme yoludur (Kaptan ve Korkmaz, 2002). Sorun çözmenin diğer bileşeni “çözüm” kavramıdır. Çözüm, belirli bir sorunsal duruma uygulandığı zaman sorun çözme işleminin bir ürünü ya da çıktısıdır. Çözüm, duruma özgü baş etme tepkisi veya bilişsel ya da davranışsal bir tepki kalıbıdır.

Sosyal Hizmetin Sorun Çözme Süreci İle İlişkisi

Sosyal hizmet insanlara;

  • İhtiyaç duydukları ve hakları olan kaynaklara ulaşmalarında,
  • Sorun çözme kapasitelerini geliştirmelerinde,
  • Müracaatçılara hizmet sunanların gelişimini destekleme yolu ile örgütlerin gelişmesini teşvikte destek sağlar (Pincus ve Minahan, 1973; Skidmore ve Thackeray, 1982).

Sosyal hizmet insan hakları ve sosyal adalet temeline dayanan bir bilim dalıdır. Sosyal adaletsizlik ve sosyal eşitsizliğin olmaması için her düzeyde (birey / aile / grup / toplum) sosyal hizmetin faaliyet göstermesi gerekmektedir. Eşitsizliğin olduğu yerde sorunlar hatta sorunlar silsilesi mevcuttur. Dolayısıyla var olan bu eşitsizliği ortadan kaldırmak ve sosyal adaleti sağlamak için sosyal hizmetin sorun çözme yaklaşımı ile uygulamalar yapması gerekmektedir.

Compton ve Galaway (1975), sosyal hizmet uzmanının sürece etkili bir biçimde katılmasını gerektiren altı aşamayı şu şekilde sıralamaktadır:

  1. Sorunu ve var olan müracaatçı sistemini tanıma ve tanımlama,
  2. Veri toplama,
  3. Durum saptama ve hareket planını yapma,
  4. Müdahaleyi gerçekleştirme,
  5. Değerlendirme,
  6. Sonuçlandırma

Sorun çözme süreci sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçının birtakım kararlar aldıkları bir süreçtir. Bu kararlar temel olarak;

  • Üzerinde çalışmayı istedikleri sorunun ne olduğu,
  • Bu çalışma ile neyin elde edilmesinin amaçlandığı,
  • Müracaatçının değişmeyi ve değiştirmeyi istemesine rağmen sorunun hâlâ devam etmesinin nedenlerinin nasıl kavramsallaştırılacağı,
  • Durumu değiştirmek için hangi usul ve kurallara başvurulacağı,
  • Usul ve kuralların uygulanmasını sağlamak için hangi faaliyetlere başvurulacağı,
  • Faaliyetlerin nasıl gerçekleştirileceği üzerinedir.

Sorun Çözme Sürecinde Sosyal Hizmetin Yeri

Sosyal hizmet, sosyal işlevselliği artırmak, kapasiteyi yenilemek, güçlendirmek ve özlenen amaçlara uygun toplumsal koşulları yaratmak üzere bireylere, gruplara, ailelere ve topluma yardımı kapsayan mesleki bir çalışmadır (Barker, 2003).

Çoğumuz bazen kendi başımıza çözemediğimiz sorunlarla karşılaşırız. Böyle durumlarda, bazen aile üyeleri, eş, dost, akrabalar veya yakın arkadaşlar yardım edebilir. Diğer vakitlerde kriz anlarında imkânlar üretecek, evlilikte aileler arasında çatışmalarla ilgilenecek, işte ya da okuldaki sorunları çözecek, ya da acil bir tıbbi durumun üstesinden gelmek ve duygusal sorunlarımızla başa çıkmamıza yardım edecek işini çok daha iyi bilen müdahalecilere ihtiyaç duyarız. Sosyal hizmet, birey, aile, grup ve toplum genelinde insanların sorunlarının çözümünde destek olan müdahaleci meslek elemanlarından oluşmaktadır.

Sosyal hizmet uzmanı terimi Amerikan Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (NASW) tarafından şöyle tanımlanmıştır:

Müracaatçılar (bireyler, aileler, gruplar, topluluklar veya genel olarak toplum) için sosyal hizmet sağlamak üzere bilgi ve becerilerini kullanan (lisans ya da yüksek lisans dereceli ) sosyal hizmet okulları mezunlarıdır. Sosyal hizmet uzmanları insanların sorun çözme kapasitelerini artırmaya ve gerekli kaynakları elde etmelerine; bireyler, insanlar ve onların çevreleri arasındaki ilişkiyi kolaylaştırmaya yardım ederler ve örgütlerin insanlara karşı sorumlu olmalarını ve sosyal politikaları etkilemelerini sağlamaya çaba harcarlar (Zastrow, 2010).

Sosyal Hizmette Sorun Çözme Süreci

Sosyal hizmet uygulamasının temelini oluşturan tema, olası çözümler öneren bütüncül bir düzenlemenin yapılmasına bağlıdır. Sosyal hizmet uzmanları -hem mezo hem de makro düzeyde- müracaatçıların toplumsal çevreleriyle nasıl etkileşime girdiği ve bütünleştiği konusu üzerine odaklanır. Müracaatçıların çevreleriyle oluşturmuş olduğu bütünleşmeye birçok sorun olumsuz etki etmektedir. Müracaatçıların karşılaştığı sorunlar arasında;

  • Kişiler arası çatışmalar,
  • Sosyal ilişkilerden memnuniyetsizlik,
  • Resmî kurumlarda yaşanan sorunlar,
  • Rol performansı ile ilgili güçlükler,
  • Toplumsal geçiş sorunları,
  • Davranışsal ve ruhsal sorunlar,
  • Kaynak yetersizliği,
  • Karar vermede yaşanan güçlükler,
  • Kültürel çatışmalar,
  • Sorunlara önceliklerine göre sıralamada yaşanan sıkıntılar olmak üzere on başlık altında ele alınmaktadır (Kirst, Ashman ve Hull, 1999).

Sorun çözme yaklaşımı sosyal hizmet uygulamasında birbiri ile bağlantılı dokuz aşama sonucunda yapılmaktadır. Bu aşamaları Compton ve Galaway (1975), aşağıdaki gibi sıralamaktadır:

Sorun Belirleme ve Tanımlama. Sorun çözme sürecinin ilk aşamasını sorunu belirleme ve tanımlama aşaması oluşturmaktadır. Analiz ve tanımlaması iyi bir şekilde yapılmayan sorunlar çoğunlukla halledilemez ve devam eder. Ulaşılan bilgiler ışığında, sorunlar tanımlanmalı ve güçler belirlenmelidir. Müracaatçılarla birlikte;

  • Birey olarak önemli sorunları,
  • Sorunlara ne tür etmenlerin katkıda bulunduğu,
  • Müracaatçıların sahip olduğu güçler,
  • Neleri iyi şekilde yapabildiği ve yaşamlarının hangi boyutlarının önemli olduğu konularına açıklık getirilmelidir (Kirst-Ashman ve Hull, 1999; Duyan, 2010).

Hedef Belirleme. Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçının üzerinde çalıştıkları sorun veya sorunların, sürecin sonunda çözüme kavuşturmaları için, hedefleri belirleme konusunda uzlaşmaya varmaları gerekmektedir.

Ön Anlaşma . Birey/aile/grup ve toplum ile sosyal hizmet uygulamalarında, planlı değişim sürecinin aşamalarından bir tanesi olan “sözleşme yapma” aşaması ile sorun çözme sürecindeki “ön anlaşma” aşaması birbirine benzemektedir.

İnceleme ve Araştırma . Sosyal hizmet uygulamaları açısından sorunu çok yönlü incelemek büyük önem teşkil etmektedir. Mesleki çalışma hedeflerinin ve uygulanacak sorun çözme tekniklerinin belirlenmesi için sorunun doğru ve eksiksiz incelenmesi gerekmektedir.
Ön Değerlendirme. Ön değerlendirme, bir kişinin veya durumun anlaşılması, bir sorunun çözülmesi ya da en aza indirilmesi için doğasını, nedenini, gelişimini ve yönünü belirleme sürecidir (Barker, 1999).
Eylem Planının Formüle Edilmesi. Sosyal hizmet uygulamasında, sorun çözme sürecinin bu aşamasında, mevcut sorunların çözümü için, eylem planının oluşturulması ve yapılacak eylem planlarının formüle edilmesi gerekmektedir. Bu sürecin sağlıklı ve eksiksiz yerine getirilebilmesi için;

  • Mümkün olan hedefin düşünülmesi ve saptanması,
  • Uygun hizmet türünün kararlaştırılması,
  • Değişme çabalarının odağının oluşturulması,
  • Eylem planında sosyal hizmet uzmanının rolünün neler olduğu,
  • Müracaatçı sistemindeki veya dışındaki planı engelleyebilecek etkilerin gözden geçirilmesi gerekmektedir (Duyan, 2001).

Ön Teşhis. Sosyal hizmet uzmanı bu süreçte, kendisi ile ilgili değerlendirmelerde bulunmaktadır. Sorun çözme sürecine ilişkin sürecin bu zamana kadarki yaptığı her şeyi sosyal hizmet uzmanı gözden geçirebilir ve planının ne kadar başarılı olacağına dair tahminde bulunabilir (Duyan, 2001).

Planın Uygulanması . Sorun çözme sürecinde planın uygulanması süreci büyük önem teşkil etmektedir. Bu aşamada, müdahalenin başlama noktası ve uygulamadaki görevlerin verilmesi gerekmektedir. Faydalanılacak ve kullanılacak kaynak ve hizmetler tespit edilmeli ve bunların kullanılma yöntemleri belirlenmelidir. Süreçte kimin neyi ne zaman yapacağının kararlaştırılması gerekmektedir (Duyan, 2001).

Sonlandırma. Sonlandırma, sosyal hizmette ve diğer yardım mesleklerinde kullanılan sorun çözme sürecinin kritik bir aşaması olarak kabul edilmektedir. Sonlandırma uygun bir şekilde gerçekleştirildiği zaman, müracaatçının amaçlarının gerçekleştirilmesinin ilerisine geçilebilir ve müdahale aşamasında gerçekleştirilen değişikliklerin sürdürülmesine yardımcı olunur. Müracaatçılara verilen hizmetler sözleşmede belirtilen amaçlar, en azından birçoğu, gerçekleştirildiği zaman sonlandırılır. Birçok sosyal hizmet uzmanı amaçlara ulaşıldığı zaman hizmetlerin sonlandırılması gerektiğine inanırken kimileri de amaçlardan bazıları gerçekleştirilmeden sonlanmanın gerçekleştirilebileceğini düşünmektedir. Bazı sosyal hizmet uzmanları da temel amaçların gerçekleştirilmesi durumunda bile bazı destekleyici ilişkilerin sürmesi gerektiğine inanmaktadır (Duyan, 2010).