SOSYAL HİZMET MEVZUATI - Ünite 3: Çocuk ve Gençlik Mevzuatı Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Çocuk ve Gençlik Mevzuatı

Türkiye’de Çocuk Mevzuatı

Anayasa’da Çocuk

1982 Anayasada çocukla ilgili kısım üçüncü bölümde “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları” alt başlığı altında yer almaktadır.

Sosyal Hizmetler Kanunu

2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının uygulama esaslarını düzenleyen kanundur. Kanunun amacı; “Korunmaya, bakıma veya yardıma ihtiyacı olan aile, çocuk, engelli, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklar ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri düzenlemektir. ” (Sosyal Hizmetler Kanunu, 1983).

Kanunun 3. maddesinde çeşitli tanımlara yer verilmiştir.

Çocuk Yuvaları: 0-12 yaş arası korunmaya ihtiyacı olan çocuklarla gerektiğinde 12 yaşını dolduran kız çocuklarının, bedensel, eğitsel, psikososyal gelişimlerini, sağlıklı bir kişilik veya iyi alışkanlıklar kazanmalarını sağlamakla görevli ve yükümlü yatılı sosyal hizmet kuruluşlarını ifade etmektedir.

Yetiştirme Yurtları: 13-18 yaş arası korunmaya ihtiyacı olan çocukları korumak, bakmak ve bir iş veya meslek sahibi edilmeleri ve topluma yararlı kişiler olarak yetişmelerini sağlamakla görevli ve yükümlü olan yatılı sosyal hizmet kuruluşlarını ifade etmektedir(m.3).

Kreş ve Gündüz Bakımevleri: 0-6 yaş grubundaki çocukların bakımlarını gerçekleştirmek, bedensel ve ruhsal sağlıklarını korumak ve geliştirmek ve bu çocuklara temel değer ve alışkanlıkları kazandırmak amacıyla kurulan ve yatılı olmayan sosyal hizmet kuruluşlarına denmektedir (m.3).

Çocuk evleri: 0-18 yaşlar arasındaki korunmaya ihtiyacı olan çocukların kaldığı ev birimlerini ifade etmektedir (m.3).

Korunmaya ihtiyacı olan çocukların reşit oluncaya kadar bu kanun hükümlerine göre kurumca kurulan sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp yetiştirilmeleri ve bir meslek sahibi edilmeleri hususundaki gerekli tedbir kararı 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa göre yetkili ve görevli mahkemece alınır. Derhâl korunma kararı alınması gereken durumlarda mahkemece karar alınıncaya kadar çocuklar ilgili kuruluşlarda veya aile yanında mülki amirin onayı ile bakım altına alınabilir (m.22).

Çocuk Koruma Kanunu

15.07.2005 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Çocuk Koruma Kanunun amacı; “Korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.”

Kanunun 3. maddesinde çeşitli tanımlar yer almaktadır.

Korunma İhtiyacı Olan Çocuk: Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu ifade etmektedir (m.3)

Suça Sürüklenen Çocuk: Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu ifade etmektedir (m.3).

Sosyal Çalışma Görevlisi: Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını ifade etmektedir (m.3)

Kanun kapsamında koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında tedbirlerden meydana gelmektedir (m.5). Hâkim bir veya birden fazla tedbire karar verilebilir.

Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı; çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse ve Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya resen çocuk hakimi tarafından alınabilir. Hakim tedbir kararı vermeden önce çocuk hakkında sosyal inceleme yapılmasını isteyebilir. Hakim, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verdiği çocuğun denetim altına alınmasına da karar verebilir. Tedbirin uygulanması, çocuğun on sekiz yaşını doldurulmasıyla sona ermektedir ancak hakim, çocuğun eğitim ve öğrenimine devam edebilmesi için ve rızası alınmak suretiyle tedbirin uygulanmasını uzatabilir (m.7).

Göz altına alınan çocuklar kolluğun çocuk biriminde, çocuk biriminin bulunmadığı yerlerde ise çocuklar gözaltına alınan yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulması gerekmektedir (m.16). Ceza Muhakemesi Kanununun 21. maddede “On beş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı tutuklama kararı verilemeyeceği” belirtilmiştir (m. 21).

Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

Korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunması, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınması ile Çocuk Koruma Kanununun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek için 04.12.2006 tarihinde Resmi Gazetede Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik yayınlanmıştır.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ismi Temmuz 2018’de önce “Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı” olarak, 4/8/2018 tarihli ve 30499 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 15 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1’inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı” ibaresi “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı” şeklinde değiştirilmiştir.

İş Kanunu

4857 sayılı İş Kanunu 10.6.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir (İş Kanunu, 2003). Çocuk işgücünün korunması ve çalışma düzeninin sağlanması amacıyla gerçekleştirilen çeşitli düzenlemelerin başında İş Kanunu gelmektedir (Cengiz, 2012; 204).

Kanun çocukların çalıştırılmasıyla ilgili olarak bazı sınırlamalar getirmiştir. 71. maddeye göre; “On beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, on dört yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış olan çocuklar; bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.

İş Kanunu kapsamında asgari çalışma yaşının yanı sıra kimi işler için belirli bir yaşın doldurulmuş olması gerektiği belirtilmiştir (Cengiz, 2012; 213).

Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

2004 yılında Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin amacı çocuk ve genç işçilerin sağlık ve güvenliklerini, fiziksel, zihinsel, ahlaki ve sosyal gelişmelerini veya öğrenimlerini tehlikeye atmadan çalışma şekillerinin esaslarını belirlemek ve ekonomik istismarlarını önlemektir (Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma, 2004).

138 No’lu Asgari Yaş Sözleşmesi

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Cenevre’de 1973 tarihinde düzenlediği oturum gündeminde istihdama kabulde asgari yaş konusunda yapılan bazı önerileri kabul etmiştir. Türkiye 18 maddeden oluşan sözleşmeyi imzaladıktan sonra 23243 sayılı Resmi Gazete’de yayımlamış ve sözleşme 30.10.1998 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu sözleşmeyi imzalayan her üye, çocuk işçiliğini etkin bir şekilde ortadan kaldırmayı ve istihdama ve çalışmaya kabul için asgari yaşın giderek gençlerin fiziksel ve zihinsel yönden tam olarak gelişmelerine olanak tanıyacak bir düzeye yükseltilmesini sağlayan ulusal bir politika takip etmeyi kabul etmektedir (m.1)

182 No’lu En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi

Ulusal ve uluslararası eylemler için temel öncelik olmak üzere en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliğinin yasaklanması ve ortadan kaldırılması ile ilgili yeni belgeler kabul edilmesi gerektiğini göz önünde bulundurmak için Cenevre’de 17.06.1999 tarihinde 16 maddeden oluşan sözleşme kabul edilmiştir. Türkiye’de Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra 02.08.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir (182 No’lu En Kötü Biçimdeki, 2001)

Türk Medeni Kanunu

22.11.2001 tarihinde kabul edilen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu içerisinde çocuklarla ilgili olarak evlat edinme hizmetleri hakkındaki konular 305-320 maddeleri arasında belirtilmiştir (Türk Medeni Kanunu, 2001).

Evlat edinme işlemi tamamlandıktan sonra ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçmektedir. Evlatlık, evlat edinenin mirasçısı olmakta, evlatlık küçük ise evlat edinenin soyadını almaktadır. Ergin olan evlatlık, evlat edinilme sırasında dilerse evlat edinenin soyadını alabilir.

Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun

5.12.2001 tarihinde Lahey’de imzalanan “Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşmeyi” Türkiye 14.01.2004 tarihinde 5049 sayılı Kanun ile yasallaştırmıştır (Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme, 2004).

Sözleşmenin amaçları 1. Maddede şu şekilde belirtilmiştir:

  • Ülkelerarası evlat edinmelerin, çocuğun yüksek yararlarına ve uluslararası hukukun ona tanıdığı temel haklara uyularak yapılması için koruyucu tedbirleri tesis etmek;
  • Bu önlemlere uyulmasını sağlamak ve böylece çocukların kaçırılmasını, satımını ve ticaretini önlemek için Âkit Devletler (anlaşmayı kabul eden devletler) arasında bir iş birliği sistemi kurmak;
  • Sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirilen evlat edinmelerin Âkit Devletlerce tanınmasını sağlamaktır.

Çocuk Destek Merkezleri Yönetmeliği

Çocuk Destek Merkezleri Yönetmeliği, suça sürüklenmesi, suç mağduru olması veya sokakta sosyal tehlikelerle karşı karşıya kalması sebebiyle haklarında bakım tedbiri veya korunma kararı verilen çocuklardan psikososyal desteğe ihtiyaç duyduğu tespit edilenlere, Bakanlığa bağlı olarak geçici süre ile hizmet veren Çocuk Destek Merkezlerinin çalışma usul ve esasları ile hizmet standartlarını belirlemek için 25.03.2015 tarihinde 29310 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir (Çocuk Destek Merkezleri Yönetmeliği, 2015).

Çocuk destek merkezine kabul edilen her çocuk için çocuğun görüşü, bireysel özellikleri ve durumu dikkate alınarak psikososyal destek programını da içeren bir uygulama planı danışman tarafından hazırlanır.

Merkezde kalan çocukların aileleri ve sosyal çevreleri ayrıntılı olarak incelendikten sonra çocuklara ve ailelerine yönelik psikososyal destek programı uygulanır.

Sosyal servis, mesleki çalışmaları koordineli bir şekilde yürütmek üzere danışmanlardan oluşan birimdir. Sosyal serviste arşiv, dosyalama, bilişim ve diğer ofis işlemlerini yürütmek üzere bir memur görevlendirilir. Sosyal servis, çalışmalarını merkez müdürüne bağlı olarak yürütmektedir (m.26).

Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmesine İlişkin Tüzük

1995 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan tüzük, korunmaya muhtaç çocukların, korunmaları sona erdikten sonra işe yerleştirilmelerinin esas ve usullerini, kamu kurum ve kuruluşlarının bu konudaki yükümlülükleriyle Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuyla diğer kurumlar arasındaki eşgüdümün sağlanmasına ilişkin hükümleri düzenlemektedir (Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmesine, 1995).

Koruyucu Aile Yönetmeliği

Korunmaya muhtaç çocukların korunmalarını gerektiren süre içerisinde aile ortamında yetiştirilmesine yönelik koruyucu aile hizmetlerinin uygulama esaslarını, Bakanlık ile koruyucu ailenin yetki ve sorumluluklarını belirlemek, hizmetin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla 2012 yılında Resmi Gazetede Koruyucu Aile Yönetmeliği yayımlanmıştır (Koruyucu Aile Yönetmeliği, 2012).

Yönetmeliğin 4. maddesinde geçen bazı tanımlar şu şekildedir:

Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli: Veli ya da vasi dışında kalan kan bağı bulunan akrabalar ya da çocuğun iletişim içinde olduğu veya tanıdığı bakıcı, komşu gibi yakın çevresinde olan, tercih etmeleri hâlinde en az temel ana, baba eğitimleri kapsamında eğitim almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımı,

Aylık bakım ödemesi: Koruyucu aile hizmeti verildiği müddetçe koruyucu aile yanına yerleştirilen çocukların bakım, eğitim ve yetiştirilmelerine ilişkin harcamalara, çocukların kişisel gelişimleri için gerekli olan harçlıklarına karşılık olmak üzere talepte bulunan koruyucu ailelere ödenen miktarı,

Geçici Koruyucu Aile Modeli: Acil koruma gereken ya da hakkında hizmet planı oluşturulmamış ve kuruluş bakımına yerleştirilmemiş ya da kendisi için planlanan hizmet modelinden çeşitli nedenlerle henüz yararlandırılamamış çocuklar için, temel ana, baba eğitimleri ve Koruyucu Aile Birinci ve İkinci Kademe Eğitimini almış profesyonel kişi ve ailelerin sağladığı birkaç gün ile en fazla bir ay arasında değişen bakım,

Süreli Koruyucu Aile Modeli: Öz ailesi yanına kısa sürede döndürülme imkânı bulunmayan ya da kalıcı olarak aile yanına yerleştirilemeyen çocuklara, tercihen temel ana, baba eğitimleri ve Koruyucu Aile Birinci Kademe Eğitimini almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımı,

Temel Aile Eğitimi: Çocuğun desteklenmesi amacıyla çocuk gelişimi, ihtiyaçları ve etkili ebeveynlik yapılması kapsamında temel ana, baba eğitimini de içeren genel ebeveynlik becerilerinin kazanıldığı eğitimi,

Uzmanlaşmış Koruyucu Aile Modeli: Özel zorlukları ve ihtiyaçları olan çocuklara yardımcı olabilecek lisans eğitimine sahip olan veya eşlerden biri en az ilköğretim düzeyinde olmak üzere temel ana, baba eğitimleri, Koruyucu Aile Birinci ve İkinci Kademe Eğitimlerini almış kişi ve ailelerin sağladığı bakımı ifade etmektedir (m.4).

Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi

Bugünkü Birleşmiş Milletlerin temeli olan Milletler Cemiyeti genel kurulunda 26.09.1924 yılında ilk uluslararası çocuk hakları bildirgesi kabul edildi. 5 maddeden oluşan bildirgede ilk kez çocukların yaşatılmalarının, gelişmelerinin ve korunmalarının uluslararası bağlamda temel ilke olarak ele alınmıştır.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi

Birleşmiş Milletlerin 44. Genel Kurulunda 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen sözleşme çocukların haklarıyla ilgili en kapsamlı belge ve bu haklara uluslararası yasa gücünü kazandıran ilk metin özelliği taşımaktadır. Sözleşme, uluslararası yasa olması için gerekli olan en az 20 ülkenin onayından sonra 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Türkiye sözleşmeyi l990’da Birleşmiş Milletler Genel Merkezinde toplanan “Çocuklar için Dünya Zirvesinde” imzalamıştır. Sözleşme 27.0l.l995 tarihinde yürürlüğe girerek Anayasanın 90. Maddesine göre iç hukuk normu hâlini almıştır. TBMM Sözleşmeyi onaylarken l7. 29. ve 30. Maddelerini Lozan Antlaşmasına göre yorumlama hakkını saklı tutmuştur.

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin temel ilkeleri, ayrım gözetmeme, yaşama ve gelişme ve çocuğun yüksek yararıdır.

Avrupa Konseyi BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Uygulanmasına Dair Avrupa Sözleşmesi

Çocuklara, BM Çocuk Hakları sözleşmesi ile tanınan haklarının korunması için, Yargı mercileri önünde usule ilişkin haklar tanıyan bu sözleşme, çocukların özellikle aile hukuku ilişkin davalarda ebeveynleri tarafından istismar edilmelerini engellemekte, onlarla çatışan ve örtüşmeyen çıkarları söz konusu olduğunda küçüğe temsilci tayinine olanak vermektedir (Avrupa Konseyi BM Çocuk Haklarına Dair, 2001).

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Çocukların Satışı, Çocuk Fahişeliği ve Çocuk Pornografisi ile İlgili İhtiyari Protokol

Çocuk istismar ve ihmalinin, özellikle cinsel istismarının önlenmesi ile ilgili önem taşıyan sözleşmeyi Türkiye 4755 sayılı kanun ile 9.5.2002 tarihinde onaylanmıştır.

Birleşmiş Milletler Çocuk Adalet Sisteminin Uygulanması Hakkında Asgari Standart Kuralları (Pekin Kuralları)

Genel Kurulun 29 Kasım 1985 tarih ve 40/33 sayılı kararıyla kabul edilmiştir. Pekin kurallarına göre cezai sorumluluğun alt sınırı, çocuğun duygusal, zihinsel ve entelektüel açılardan olgunluğa eriştiği yaşın altında tutulmamalıdır. Çocuk ceza adaleti sisteminin amacı; çocuk ceza adaleti sisteminde daima çocuğun iyileştirilmesi ön plana alınmalıdır ve çocuk suçlulara gösterilecek tepki hem suçun hem de suçlunun içinde bulunduğu koşullarla orantılı olmalıdır.

Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları (Havana Kuralları)

BM Genel Kurulunun 14 Aralık 1990 tarih ve 45/113 sayılı kararıyla kabul edilmiştir. Havana Kurallarının bazı maddeleri şunlardır:

Türkiye’de Gençlik Mevzuatı

Anayasa’da Gençlik

Anayasamızda “Gençlik ve Spor” ana başlığının altında “Gençlerin Korunması” alt başlığı altında 58. maddede şu ifadeler yer almaktadır: “Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982).

Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu

1986 yılında kabul edilen bu kanunun amacı, Gençlik ve Spor Bakanlığında tüzel kişiliğe sahip taşrada özel bütçeli Gençlik Hizmetleri ve Spor İl ve İlçe Müdürlüklerinin kurulmasına, teşkilat, görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemektir (Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu, 1986).

Gençlik ve Spor Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname

2011 tarihinde kabul edilen kararnamede Gençlik ve Spor Bakanlığının görevleri düzenlenmiştir.

Gençlik Merkezleri Yönetmeliği

2003 tarihinde yayımlanan yönetmeliğin amacı; gençlerin serbest zamanlarını sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerle değerlendirmek, bilgi ve beceri sahibi olmalarına yardımcı olmak, gençlik faaliyetlerini planlamak, programlamak, yönetmek, denetlemek, değerlendirmek ve geliştirmek amacı ile kurulan gençlik merkezlerinin iş ve işleyişiyle ilgili usul ve esasları düzenlemektir (Gençlik Merkezleri Yönetmeliği, 2003).

Gençlik merkezleri; il müdürlüklerine bağlı olarak, gençlerin sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetler çerçevesinde serbest zamanlarının ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda değerlendirilmesine fırsat vererek topluma aktif vatandaşlar olarak katılmalarını sağlayan ve gençleri zararlı alışkanlıklardan korumaya yönelik çalışmaları yürüten kurumlardır (m.5).

Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

2004 tarihinde yayınlanan yönetmeliğin amacı; Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığının, çalışma usul ve esasları ile hizmet birimleri ve bu birimlerin görev, yetki ve sorumluluklarının belirlenmesidir (Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları 2004).

Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs Kredi Verilmesine İlişkin Kanun

5102 sayılı Kanun 03.03.2004 tarihinde kabul edilmiştir (Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs Kredi, 2004). Kanunun amacı; yurt içinde ve dışında yüksek öğrenim gören öğrencilere burs, kredi ve nakdî yardım verilmesiyle ilgili esas ve usulleri düzenlemektir (m.1).

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Burs-Kredi Yönetmeliği

2004 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğin amacı, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından yüksek öğrenim öğrencilerine burs-kredi verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir (Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Burs-Kredi, 2004).

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenim Kredisi Yönetmeliği

1997 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin amacı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunca verilecek öğrenim kredisi ile ilgili işlemlerin usul ve esaslarını tespit etmektir (Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenim Kredisi, 1997).

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Katkı Kredisi Yönetmeliği

1997 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğin amacı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunca verilecek katkı kredisi ile ilgili işlemlerin usul ve esaslarını tespit etmektir (Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Katkı Kredisi, 1997).