SOSYAL HİZMET UYGULAMASI I - Ünite 2: Sosyal Hizmet Yöntemleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Sosyal Hizmet Yöntemleri

Sosyal Hizmet Yöntemlerinin Gelişimi

Bireyin üretkenliği ve toplumla bütünleşmesi bireyden, toplumdan ya da her ikisinden birden kaynaklanan nedenlerle engellenebilmektedir. Bireyin üretken bir unsur olarak topluma katılması ve toplumsal işlevselliğini yerine getirmesinin engellendiği durumlarda sosyal hizmetin müdahale yeteneği, sorunun çözümünde önemli katkılar sağlamaktadır. Sosyal hizmet bu rolünü hem kendi mesleki bilgi, beceri ve yöntemleriyle hem de oluşumuna katkıda bulunduğu hizmet modelleriyle yerine getirir. Sosyal hizmet uzmanlarının, mesleki rol ve işlevlerini yerine getirmede kullandıkları yöntem ve teknikler sürekli değişmekte ve gelişmektedir.

Sosyal hizmetin amacı, sosyal değişimi, kalkınmayı ve uyumu sağlamak; insanları güçlendirmek ve özgürleştirmek; yaşamın zorluklarını yenmek ve refahı arttırmaktır. Sosyal hizmet bu amacına ulaşmak için insanları ve yapıları bir araya getirir. Sosyal adalet, insan hakları, kolektif sorumluluk ve farklılıklara saygı, sosyal hizmetin özünde yer alan değerler ve kavramlardır. Yalnız bir meslek değil aynı zamanda akademik bir disiplin olan sosyal hizmetin bilgi temelinde, sosyal hizmet kuramları, sosyal bilimler, beşerî bilimler ve yerel bilgi yer almaktadır

Sosyal hizmet, uygulama temelli bir meslek ve akademik disiplin olarak, rol ve işlevlerini, odağına aldığı müracaatçı sisteminin ihtiyaçları ve karşılaştığı sosyal sorunlara göre geliştirdiği bilgi, beceri ve yöntemlerle yerine getirir. Burada önemli olan müracaatçı sistemi ve sistemin karşılanmayı bekleyen ihtiyaçları ve etkilendiği sorunlardır. Müracaatçı sistemlerinden kasıt birey, grup, aile, topluluk, örgüt, toplum ve uluslararası kamuoyu gibi farklı yapılarda ve ölçeklerdeki sistemlerdir. Sosyal hizmet hangi sisteme odaklanırsa odaklansın, onu diğer sistemlerle ilişkisi içinde ele alır, değerlendirir ve öyle müdahale der. Ancak odağına aldığı sisteme uygun değerlendirme ve müdahale bilgisi (yaklaşımları), beceri ve teknikleri vardır. Bu bilgiler birbirinden kesin hatlarla ayrışmış olmasalar da belirli ayırıcı özelliklere sahiptir. Sosyal hizmet yöntemlerinin gelişmesinde sosyal yardım amaçlı kurumların, toplum merkezlerinin sağladığı uygulama olanaklarının büyük önemi vardır.

Sosyal Hizmet Yöntemlerinin Sınıflandırılması

Sosyal hizmet yöntemleri bireylerle sosyal hizmet (mikro sosyal hizmet), gruplarla sosyal hizmet (mezzo sosyal hizmet), toplumla sosyal hizmet (makro sosyal hizmet) ve sosyal hizmet araştırması olarak dört başlık altında incelenebilir:

Bireylerle Sosyal Hizmet (Mikro Sosyal Hizmet): İnsanlar ihtiyaçlarını genelde içinde bulundukları olağan koşullarda ve kendi çabaları ile karşılarlar. Bunun gibi karşılaştıkları sorunları da kendi olanakları, bilgi, beceri ve yetenekleri ile çözmek isterler. Ancak kimi zaman bunların olanaklı olmadığını biliriz. İşsiz kaldığımız bir zaman yeniden iş bulmakta zorlanabilir, hastalanabilir, ruh sağlığımızı yitirebiliriz. Aile içinde yaşadığımız bir çatışmayı çözmekte zorlanabilir, yaşadığımız bir krizin üstesinden gelemeyebiliriz. Bizlere bakım veren yakınlarımızı kaybedebiliriz. Böyle zamanlarda önce yakın çevremizden (akraba, arkadaş, komşu gibi) yardım almaya çalışırız. Aldığımız enformel sosyal destek işe yarayabilir. Bazen bu türden girişimler de sonuç vermez. İşte o zaman profesyonel destekler ararız. Bireyle çalışan bir sosyal çalışmacı bu yöntem için gerekli olan bilgi ve beceriler ile donanmış olduğu için ihtiyacımız olan desteği bize sunacaktır. Danışmanlık ve rehberlik verecek, haklarımızın savunulmasında destek olacak, bilgi verecek, kaynak bulacak, arabulucu olacaktır. Bireylerle sosyal hizmet uygulamasıyla ele alınan sorunlar çok çeşitli ve hiç beklenmedik türden olabileceği gibi bu türden bir müdahale için ihtiyaç duyulan bilgi ve beceriler de özel niteliklidir.

Sosyal hizmet müdahalesi odağına çoğu zaman aileyi koyar. Bir sistem olarak aile içerisinde yaşayan bireyler karşılıklı olarak birbirlerine bağlıdırlar. Bir kişinin yaşadığı sorunlar kaçınılmaz olarak tüm aile sistemini etkiler. Mikro düzey sosyal hizmet müdahalesinde, sorunun birey ve ailesi (çevresi) üzerinde yarattığı etkilerin giderilmesi önem taşır. Bu açıdan terapatik yaklaşımlar söz konusu olabileceği gibi, bireyi ekonomik bağımlılıktan kurtaracak sosyal yardım (ayni, nakdi) hizmetleri de geliştirilebilir. Ayrıca bireyin sahip olduğu toplumsal olanakları ve kaynakları araştırmak ve bunlardan yararlanmak yönünde çalışmalar yapılır. Bu çalışmalar, sosyal hizmet uzmanlarının görev aldığı kuruluşlarda (toplum merkezleri, aile hizmet merkezleri, gençlik merkezleri, sosyal yardım kuruluşları) yürütülür. Bu kuruluşlarda geliştirilecek tedavi yaklaşımı içinde, özellikle bireyin davranışları üzerinde durulur. Bu bağlamda davranış değişikliği yaratma, motivasyon kazandırma, bilgilendirme, bilinç ve farkındalık yaratma gibi noktalar önem taşır. Toplumsal olanakların, bireyin ihtiyacı yönünde harekete geçirilmesi gerekir. Öte yandan, karşılanmayan ihtiyacın ve çoğu zaman buna bağlı olarak yaşanan sosyal sorunun, birey ve ailesi üzerinde yarattığı olumsuzlukları gidermek amacıyla psikososyal destek sağlamak, bireyin sorunla başa çıkmasında önemi büyük olan aile ilişkilerinin düzenlenmesinde yardımcı olmak gerekir. Aileye ve aileden sağlanacak sosyal destek, bireyin sorunla başa çıkmasında ve çeşitli ruhsal sorunlara karşı korunmasında önemli işlevlere sahiptir.

Gruplarla Sosyal Hizmet (Mezzo Sosyal Hizmet): Bu kapsamda küçük gruplarla ve organizasyonlarla yapılan sosyal hizmet uygulamaları yer almaktadır.

Sosyal grup kavramı çok çeşitli biçimlerde tanımlanmaktadır. Kağıtçıbaşı (1979) sosyal grubu “etkileşim hâlinde olan birden fazla olan insan” olarak tanımlarken Homans, (1971) “bir süre içinde sık sık birbirleriyle bildirişmede bulunan ve her birinin ötekilerle, ikinci elden başka insanlar yoluyla değil de yüz yüze bildirilmesini mümkün kılacak kadar az sayıda insan  topluluğu” olarak tanımlamaktadır. Sosyal grupların üyeleri arasında ortak amaçlar, çıkarlar ve bunları gerçekleştirme yönünde çabaları söz konusudur ve her üye grubun varlığını ve simgelerini bilinçli olarak ayırt edebilir ve grubun göreli bir sürekliliği vardır. Küçük gruplar bir toplumsal olgu olması, toplumun bütünü hakkında önemli veri ve ipuçları vermesi ve toplumsal uygulamalar için önem taşımaları nedeniyle genel olarak sosyal bilimler ve o arada sosyal hizmet meslek ve disiplini içinde büyük öneme sahiptir.

Sosyal grup çalışması, amaçlı grup deneyimleri yoluyla bireylerin sosyal işlevlerini arttırmaya yönelik bir sosyal hizmet yöntemi olarak tanımlanmıştır. Grup içi etkileşim sürecine ve uzmanın rolüne ağırlık veren sosyal grup çalışması, amaçlara ulaşmak için, grup yaşamının etkileşim sürecini bilinçli bir şekilde yöneten bir uzmanın, grup yaşamı üzerinde uyguladığı bir süreç ve bir yöntem olarak algılanabilir. Sosyal grup çalışmasında grup ve grup içinde bireyin gelişimine ağırlık verilmektedir. Sosyal çalışmacı, grup içinde “grup lideri” olmaktan çok bir “yardımcı” konumdadır. Gruplarla sosyal hizmetin odağı, grup içinde bireydir. Bireyin değişmesi, grup deneyiminden yararlanması ile olanaklıdır. Birey doğduğu andan itibaren çeşitli grup ortamlarında bulunur. Bireysel gelişmesini, çeşitli sosyal gruplar içinde sağlar. Sosyal çalışmacının amacı da bireylere bu türden grup deneyimleri sağlamaktır. sosyal grup çalışması sağlık, eğitim, sosyal hizmetler, boş zaman değerlendirme, gençlik hizmetleri, adalet ve ıslah hizmetleri gibi birçok alanda yaygın olarak uygulanmaktadır: Okullar başta olmak üzere pek çok eğitim ortamında; engellilere eğitim, bakım ve rehabilitasyon hizmeti veren kuruluşlarda; çocuk mahkemelerinde, tutukevlerinde ve cezaevlerinde; sokaklarda, gençlik merkezlerinde vb.

Zastrow, günümüzde sosyal hizmet kurumlarının çoğunun, yapısına ve niteliğine göre çeşitli grup çalışması deneyimleri sunduğundan söz etmektedir. Sosyal hizmette grup çalışması örnekleri bu çalışmada şöyle verilmiştir:

  • Sosyal söyleşi grupları
  • Uğraşı grupları
  • Uğraşı-beceri grupları
  • Eğitim grupları
  • Görev grupları
  • Problem çözme ve karar alma grupları
  • Kendi kendine yardım grupları
  • Sosyalleşme grupları
  • Terapi grupları
  • Duyarlılık grupları

Toplumla Sosyal Hizmet (Makro Sosyal Hizmet): Günümüzde makro sosyal hizmet olarak adlandırılan bu yöntemin içeriğinde belirli bir coğrafi sınır içinde yaşayan yerel topluluklar (kentler, semtler, mahalleler, köyler vb.), belirli nitelikleri üzerinden tanımlanabilen (göçmenler, işsizler, engelli bireyler vb.) işlevsel topluluklar yer almaktadır. Ayrıca büyük boy örgütler/kurumlarla (ASPB, Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi örgütler) çalışmalar, savunuculuk etkinlikleri, sosyal eylemler, sosyal politika çalışmaları, lobicilik çalışmaları, ulusal ve uluslararası ölçekte yapılanmış kurumlarla çalışmalar da makro sosyal hizmetin kapsamında yer almaktadır. Mesleğin sosyal politikaya ilişkin işlevleri, makro düzeyde daha belirgindir. Burada mesleki müdahalenin odağı, soruna neden olan etmenlerin ortadan kaldırılması, toplumun sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesi, gerektiğinde toplumsal tutum ve davranışların değiştirilmesi, toplumda duyarlılık geliştirme ve bilinçlendirme vb. türdeki çalışmalarla ilgilidir.

Genel kamu politikasının en önemli unsurlarından birisi sosyal politikadır. Sosyal politika genel anlamda sanayileşme, kentleşme, demografik hareketlilik ve piyasa ilişkilerinin yarattığı olumsuz sonuçların giderilmesi amacıyla alınan önlemler olarak tanımlanabilir. Sosyal politika, sosyal ihtiyaçların karşılanması, toplumsal kalkınma, insan kaynağını geliştirme ve toplumsal refah artışı gibi genel hedefleri gözetir. Bütüncül olarak sosyal politika, sosyal hedeflerin katılımcı, adil ve toplumsal refahı hedefleyen bir biçimde oluşturulmasına odaklanır. Çağdaş toplumlarda sosyal politika, toplumsal değişimden, piyasanın işleyişinden ve sınıf çatışmalarından doğan risklerin kamu eliyle uygulanacak politikalarla karşılanmasını, denetim altında tutulmasını amaçlar.

Sosyal hizmet uzmanları sorun/hizmet alanına ilişkin yeni yasal düzenlemelerin yapılması, var olanların gözden geçirilmesi ve geliştirilmesi konularında, kamuoyu oluşturma dâhil, çeşitli çalışmalar yapabilirler. Bu çalışmaları yaparken sendikalar, meslek odaları, sivil toplum örgütleri vb. kuruluşlar arasında işbirliği ve eşgüdüm sağlamak oldukça önemlidir. Müracaatçı sistemine yönelik eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin planlanması, müracaatçıların haklarının korunması, çevresel sistem ile ilişkilerin uyumlaştırılması vb. amaçlarla etkinliklerin düzenlenmesi ve uygulanması konularında da etkin sorumluluklar alırlar.

Zastrow, topluluklarla çalışmanın en temelde insanlarla etkin çalışma becerisine dayandığını, içeriğinde bireylerle ve gruplarla çalışmanın da bulunduğunu, her sosyal çalışmacının kaçınılmaz olarak toplumla çalışma projelerinde görev aldıklarını, toplumla çalışma sürecinin genellikle memnuniyet verici ve eğlenceli olduğunu ifade etmektedir.

Sosyal Hizmet Araştırması: Sosyal hizmet uzmanları her düzeydeki (mikro, mezzo ve makro) mesleki rol ve işlevlerini daha etkili yerine getirebilmek için düzenli olarak araştırmalar yaparlar, yapılmış araştırmalardan etkin bir biçimde yararlanırlar. Bu yüzden sosyal hizmet araştırmasını bir yöntem olarak kabul eden yaklaşımlar vardır. Sosyal hizmet, bir meslek ve disiplin olarak ortaya çıkışını ve gelişmesini bilimsel bilgiye borçludur ve her dönem bilimsel bir temelde gelişme çabasında olmuştur. Kendi bilimsel gelişimine ek olarak yakın ilişki kurduğu bilim ve disiplinlerdeki gelişmeleri de dikkatle izlemektedir. Meslekleşme sürecinin daha başlangıç aşamasında, uygulamada, yoğun bir biçimde, toplumsal bilimlerin pek çok alanından yararlanmış, bir yandan da yardım odaklı diğer mesleklerde gelişen kavram ve teknikler ile araştırma bilgisine başvurmuştur. Böylece, daha bilimsel bilgiler kullanan sosyal hizmet, giderek kendi bilimsel bilgisini de üretme yeteneği kazanmaya başlamıştır.

Bilindiği gibi kuramsal bilgilerin uygulamaya aktarılmasında, uygulamadan elde edilen bilgilerin de soyutlamalar yoluyla kuramsal bilgiye dönüştürülmesinde izlenecek tek yol, bilimsel yaklaşımdır. Bir başka deyişle araştırmalarla üretilen bilimsel bilgi uygulamaları yönlendirirken uygulamalar da bilimsel bilgilerin doğruluğunun, geçerliliğinin ve güvenirliğinin sınandığı bir “laboratuvar” işlevi görür.

Etkili bir sosyal hizmet araştırması için, tüm sosyal kuruluşların, araştırmalar için elverişli bir bilgi sistemi (information system) ağı ile donatılması gerekir. Bu sistem hem kuruluşlara/kurumlara açıklık/saydamlık sağlar hem de gelişme/değişme için gerekli olan araştırmalara bilgi temeli oluşturur. Bugün ülkemizde sosyal kuruluşların böyle bir gereksinmeyi karşılayacak bir biçimde donatılmadığı açıktır. Bir yandan yöneticilerin araştırmalara olumsuz ya da çekingen bakış açısı, bir yandan da isteseler de böyle bir sistemin kurulmamış olması nedeniyle yaşanan sıkıntılar hâlen sürmektedir. Günümüzde ne yazık ki bu tür kuruluşlarda araştırma yapmak ciddi engeller ve güçlüklerle çevrilidir.

Sosyal hizmet araştırması dört odakta gerçekleştirilir. Bunlardan ilki, bireysel olarak müracaatçının davranışını, ilişkide olduğu diğerleriyle (aile ve küçük gruplar gibi) etkileşimlerini odak alır. İkinci olarak, müracaatçılara nasıl hizmet verileceği, özel olarak hangi hizmetlere yer vermek gerektiği, hizmet amaçlarına nasıl ulaşılacağı konuları üzerinde durulur. Üçüncü kategoride sosyal çalışmacının tutumları eğitimsel arka planı, sosyal hizmet mesleğine girmedeki temel eğilimleri yer alır. Dördüncü olarak araştırmaların odağında “örgütlenmeler, topluluk/toplum ve sosyal politika”lar yer alır. Bu kategorideki araştırmalar daha büyük sosyal çevrenin ve bu çevrenin, müracaatçının davranış ve koşulları üzerindeki etkisini de içerir.

Sosyal hizmet müdahale süreci göz önünde bulundurulduğunda, araştırma bilgisinin bu aşamaların tümünde etkili bir biçimde kullanılmasının olanaklı ve hatta gerekli olduğu anlaşılacaktır. Ne var ki sorun ve gereksinim değerlendirme amacıyla yapılan inceleme ve uygulamanın değerlendirilmesi ve izlenmesi süreçlerinde araştırma yöntem bilgisinin daha yoğun olarak kullanılabileceği açıktır. Bir inceleme/değerlendirme (assessment) en azından dört ögeyi içermelidir:

  • Tanımlama (description)
  • Açıklama (explanation)
  • Belirleme (identification)
  • Değerlendirme (evaluation)

Ön değerlendirme (assessment), belirli bir ortamda sosyal sorun ve gereksinimlerin belirlenmesi, özelliklerinin, neden-sonuç bağlantılarının ortaya çıkarılması, çözüm/ müdahale için önceliklerin belirlenmesi amacıyla yapılan değerlendirmelerdir. Müdahalenin özelliklerinin ve sonuçlarının değerlendirilmesi (evaluation) için, “değerlendirme araştırmaları” yapılır. Değerlendirme araştırmaları ile müdahalede kullanılan mesleki yöntem ve teknikler, hizmet modelleri, projeler, politikalar ve müdahaleden elde edilen sonuçlar değerlendirilir.