SOSYAL HİZMETE GİRİŞ - Ünite 7: Sosyal Çalışma Mesleği ve Sosyal Hizmet Alanları Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 7: Sosyal Çalışma Mesleği ve Sosyal Hizmet Alanları
Giriş
Sosyal çalışma mesleğinin gelişimi dünyanın hemen her bölgesinde uygulama alanı içinde olmuştur. Her dönemin koşulları sosyal çalışma bilgi birikimine katkı sunarken farklı ve yeni alanların ortaya çıkmasına da neden olmuştur.
Farklı bakış açılarının gelişimine paralel olarak yoksulluk, gözmenler, sığınmacılar, mülteciler, sosyal belediyecilik, sivil toplum örgütleri, toplum merkezlerindeki sosyal hizmet uygulamaları, okul sosyal çalışması, orduda sosyal çalışma, sokak sosyal çalışması gibi bir çok alan zamanla gelişmiştir.
Sosyal Hizmetlerde Yoksulluk Alanı ve Sosyal Yardım
Yoksulluk günümüz toplumlarının en temel sıkıntılarından biridir. İçeriğinde beslenme, barınma ve giyinme gibi temel yaşam gereksinimlerinin karşılanamaması gibi unsurları içermektedir. Hem sosyal hem de psikolojik yoksunlukları barındıran bu sorunun aşılmasında işe koşulan sosyal hizmet uygulamalarının odağını gerek hükümetlerin gerekse hükümet dışı kuruluşların yoksulluğa karşı gerçekleştirdikleri ortak çabalar oluşturmaktadır. Ulaşılması arzu edilen “normal” yaşamın tüm imkânlarından mahrum yaşayan toplumlarda meydana gelen kin ve öfke gibi negatif duyguların aşılmasında kamusal faaliyetlerin bir bütünü olan sosyal hizmet (social service) ve sosyal yardım (public welfare/social assistance) oldukça önem kazanmaktadır. Ek olarak, kurumlar arası işbirlikleri, toplumsal örgütlenme ve sosyal politika gibi diğer unsurlar da yoksulluğun aşılmasında önemli etmenlerdir.
Bir “insan hakları ihlali” olarak nitelendirilen yoksulluk kavramının çözümünde, sosyal yardım etkili bir rol oynamaktadır. Yerkürede yaşayan dört insandan birinin yoksulluk ve açlık sınırında yaşadığı bilindiğine göre, sosyal yardıma muhtaç yaşayan birçok toplumun temel gereksinimlerini karşılamada sosyal yardımın önemi dikkat çekmektedir. Ancak, bu yardımlar geçici gıda ya da finansal yardımları değil, temeli sağlam bir sosyal devlet tarafından sağlanan sürekli yardımları içermelidir. Ayrıca yardımların yoksullukla mücadele eden toplumlara ulaştırılmasında başat unsur yoksulluk kültürünün özelliklerinin doğru anlaşılması, kavranması ve içselleştirilmesidir. Sosyal refahı üst düzeyde tutabilmek, yasal önlemler alabilmek, hizmet geliştirebilmek ve gerekli yardımları yoksul toplumlara ulaştırabilmek için yapılması gereken, yoksul kültürün bireysel ve ailevi özelliklerini iyi bilmek ve bu doğrultuda refah ve adaleti sağlamaktır.
Göçmenler, Sığınmacılar, Mülteciler ve Sosyal Çalışma
Mülteci ya da sığınmacı (refugee); bir ülke vatandaşının dinsel, etnik ve politik nedenlerle kendi ülkesini terk ederek, başka bir ülkeye geçme isteğini yasal beyan eden kişidir. Yakın anlamıyla göçmen (migrant) ise yine kendi ülkesinde kalmayarak, yeni bir yaşam kurmak için başka bir ülkeye geçiş hakkı isteyen kişiye denir.
Yaşadıkları ortamda beslenme, barınma, aile için şiddet, alkolizm, fiziksel ve zihinsel sağlık sorunları ve çocuk istismarı gibi birçok konuda sıkıntı duyan mülteciler ve göçmenlerin temel sorunlarına çözüm bulmada işe koşulan sosyal hizmet/ yardım uygulamaları bulunmaktadır. Bu uygulamalar sayesinde bireylerin yeni yaşam olarak seçtikleri ülkelerde kendi kendilerine yetebilmeleri, ekonomik ve sosyal açıdan hayatta kalabilmeleri ve uygun rehberlik alanlarından faydalanmaları amaçlanmaktadır.
Sivil Toplum Örgütleri ve Sosyal Hizmet Uygulaması
Tarihsel olarak yaklaştığımızda Osmanlı İmparatorluğu’nda sivil toplumun, vakıf yapısı altında tezahür edilmesi bu kavramın ‘idee fixe’den ayrıştırılarak ele alınmadığını gösteriyor. Osmanlı’da ‘kerim devlet’ yapısını örnekleyen Asyatik özellikli örgütlenme tarzına ait yapıların, Osmanlı toplumsal-kültürel yapısında sivil toplumun olmadığını gösteriyor. Monarjik/teokratikmerkeziyetçi/geleneksel ve dinsel düşünceyi toplumsal yaşamın tüm katmanlarına yedirmiş olan ‘Sultanizm’ ile idare edilen Osmanlı İmparatorluğu’nda vakıf kültürüahilik ve lonca teşkilatlanması-tarikat unsurları Osmanlı sosyo-ekonomik sisteminin yeniden üretimini sağladığı, statükoyu koruduğu için reel sivil toplum kavramına atfedilen değerleri karşılamıyor.
Günümüzde sosyal hizmet, sosyal yardımlaşma ile özdeş kılınmaktadır.
Diğer Sosyal Hizmet Alanlarındaki Uygulamalar
Sosyal Belediyecilik ve Kentsel Sosyal Hizmetler
İçeriğinde kentsel sosyal hizmetlerin de (municipal social services) kapsandığı çalışmalar sosyal çalışma mesleğinin faaliyet alanını oluşturmaktadır. Özellikle kentleşme ile ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik olarak düzenlenen sosyal hizmetler, sosyal belediyeciliğin bünyesi altında yapılandırılmakta ve yürürlüğe konulmaktadır. Bir insan hakkı olan çağdaş belediyecilik çerçevesinde kentte sorun olarak ortaya çıkan her tür problem çözümlenmektedir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde, sosyal belediyecilik sivil halkın psiko-sosyal refahını sağlamakla yükümlüdür.
Doğal Afetlerde Sosyal Hizmetler
Deprem, sel, kuraklık, kazalar, kirlilik vb. nedenlerden dolayı afetler meydana geldiğinde, birçok ailenin evsiz, yiyeceksiz, giyeceksiz ve parasız kalmaları bir gerçektir. Sivil halkın psikososyal dengesinin korunması ancak, verimli ve organize olmuş sosyal refah hizmeti ile mümkün olacaktır
Toplum Merkezlerinde Sosyal Çalışma Uygulaması
Amacı toplumda yaşayan bireylerin kültürel anlaşmasını ve refahını sağlamak olan ve yerel yönetimlerce açılan toplum merkezleri (community centrum/community selfhelp) mahallenin, yörenin ya da bölgenin güncel sorunlarına odaklanarak, bir program dahilinde tartışma, seminer ve eğitim programlarının düzenlendiği her yaştan halka açık merkezlerdir.
Bireylerin birbirleri ile olan ilişkilerini sağlayan bu merkezlerin temel hedefi, toplumun demokratikleştirilmesinde katkı sağlamaktır.
Okul Sosyal Çalışması ve Sosyal Rehberlik
Psiko-sosyal, kültürel uyum ve ekonomik nedenlerden kaynaklanabilen sorunların çözümünde işe koşulan okul sosyal çalışma (school social work) alanı, ilk ve orta dereceli okullarda eğitim gören gençlerin içinde bulundukları sorunlara odaklanarak, öğrencilerin eğitim etkinliklerini başarılı bir şekilde sürdürebilmelerini sağlamada rehberlik etmektedir. Okul sosyal çalışmasının temel amaçlarından bir diğeri de öğrencilerin kendileriyle ve çevreleriyle yaşadıkları ruhsal, sosyal ve eğitsel sorunlarını çözümlemektir. Böylece, öğrencilerin çevresi ve ailesiyle olan sosyal ilişkileri düzenlenmekte, başarı düzeylerinin istenen seviyeye çıkarılmasında destek olunmaktadır. Ülkemizde okul sosyal çalışması Batı’daki kadar etkin bir aşama kaydedememiştir; ancak, aynı amaca hizmet etmek amacıyla rehber öğretmen kurumu hizmete sokulmuştur.
Orduda Sosyal Çalışma Uygulaması
Giderek artan bir öneme sahip olan ordu yapısı içinde sosyal çalışma (social work in army) uygulaması askerlik görevini yapan bireylerin yaşadıkları ruhsal baskılarının hafifletilmesi, seferberlik ve savaş dönemlerinde moral kazandırma vb. konularda sosyal hizmet sağlamaktadır. Ülkemizde bu alanda çalışan birçok sivil memur bulunmaktadır.
Sokak Sosyal Çalışması ve LGBTİ Bireylerle Çalışma
Bu çalışmanın amacı sokakta yaşamak zorunda kalan özel gereksinim gruplarına yardım sağlamaktır. Bu grubun içinde yer alan evsizlere, alkoliklere, uyuşturucu bağımlılarına ve sokak çocuklarına gezici aş aracıyla yiyecek, sağlık ekipleri ile sağlık kontrol hizmetleri sokak sosyal çalışması (in the corner social work) altında sağlanmaktadır. Yardım sağlanan gruplar arasında lezbiyen, biseksüel, eşcinsel ve transseksüellerin (GLBT) içinde bulunduğu cinsel azınlık nüfusu da yer almaktadır.
Koruyucu/Önleyici/Tedavi ve Rehabilite Edici Sosyal Hizmetler
İçeriğinde koruyucu (protective service) önleyici yaklaşımların, tedavi ve rehabilite edici çalışmaların yer aldığı sosyal çalışma hizmetleri ile şiddet gören, ihmal edilen kadınlardan ya da çocuklardan oluşan gereksinim gruplarına yardım sağlanmaktadır. Bu hizmetler aynı zamanda deprem ve doğal afet nedeniyle kamusal hizmetlerin devamının sağlanmasında da önem taşımaktadır.
Türkiye’de Sosyal Hizmetin Yakın Tarihi: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına Doğru
Tarihte ilk kez 1908 yılında Himaye-i Etfal Cemiyeti adı altında Kırklareli’nde kurulan sosyal hizmet yapısı zaman içinde değişime uğrayarak yenilenmiştir. 1934 yılında ise adı Atatürk tarafından ‘Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu olarak değiştirilen kurum Sağlık Bakanlığına bağlı olarak hizmet veren bir kurum halini almıştır.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) sosyal hizmetler alanında faaliyet gösteren dört ayrı statü ve yapıya sahip kuruluşun birleştirilmesi ile meydana gelmiştir. Bunlar: Sağlık Bakanlığı, Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü, illerdeki Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birlikleri, Sosyal Hizmetler Enstitüsü ile Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumudur.
2011’de siyasal erk, sosyal hizmetler alanındaki birçok kurum ve kuruluşu aynı çatı altında toparlayarak Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığını kurdu. Böylece SHÇEK başta olmak üzere Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü bu Bakanlığa bağlandılar. Ancak bu bakanlık 2018 yılındaki düzenlemeyle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çatısı altına alınmıştır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar alanında hizmet veren bakanlıklar, sunulan hizmetlerin etkili ve verimli olabilmesini amaçlayan düzenlemeyle; 10 Temmuz 2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin; a) 12 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı teşkilatı, bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 4 Ağustos 2018 tarihli ve 30499 sayılı Resmi Gazete’de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı şeklinde değiştirilmiştir. Yeni bakanlık çatısı altında “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Uzman Yardımcısı” adı altında farklı meslek elemanlarının yerleşebileceği bir kadro yer almıştır.
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Sosyal Çalışma Mesleği
Sosyal çalışma mesleğinin ülkemizdeki ve dünyadaki yeri önemli bir yere sahiptir. Sosyal çalışmacıların mesleki örgütlenme yönündeki çalışmaları ve girişimleri dünyada 1920’li yıllara dayanmaktadır.
Mesleki örgütlenmedeki ilerlemenin sağlanmasında yer alan kurumlardan birkaçı Uluslararası Sosyal Çalışma Okulları Birliği (International Association of Schools of Social Work), Avrupa Sosyal Refah Eğitim ve Araştırma Merkezi (1972-Viyana), Uluslararası Sosyal Çalışmacılar Federasyonu olarak gösterilebilir. Bu kuruluşlar sayesinde sosyal çalışma mesleğinin ve sosyal çalışmacıların gelişmesinde büyük katkılar elde edilmiştir.
Ülkemizde Sosyal Çalışmacılar Derneği (society of social workers) Türkiye’de ilk olarak 1968 yılının Nisan ayında Ankara’da Sosyal Hizmet Mütehassısları Derneği adıyla kurulmuştur. Zaman içinde kuruluş farklı bir form kazanarak Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği olarak yapılanmıştır. Amacı sosyal çalışma meslek elemanlarının hak ve çıkarlarının korunmasını, gözetilmesini ve geliştirilmesini sağlamaktır.
Sosyal Hizmetlerde Bir Vakıf Örneği: SABEV
Ülkemizde sosyal hizmetler alanında araştırma, belgeleme, eğitim ve yayın çalışmalarını amaçlayarak kurulan ilk ve tek vakıf kısa adıyla SABEV olan Sosyal Hizmetler Araştırma, Belgeleme, Eğitim Vakfıdır (Foundation for Social Work Research, Documentation and Education). Vakfın amacı ülkemizdeki sosyal çalışma (sosyal hizmet) mesleğinin tanınması ve geliştirilmesini sağlamaktır.