SOSYAL HİZMETE GİRİŞ - Ünite 6: Sosyal Çalışma Mesleği ve Sosyal Hizmet Alanları II Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Sosyal Çalışma Mesleği ve Sosyal Hizmet Alanları II

Giriş

Çocuk, gençlik, yaşlı, tıbbi ve psikiyatrik sosyal hizmetler, engelliler ve suç alanları karakteristik yanlarıyla sosyal çalışmanın amacının gerçekleştirilmesinde örgütlenmiş olanakları kullanmayı gerektirdiği gibi diğer sosyal meslek elemanlarıyla işbirliğinin yolunu açmıştır. Her sosyal hizmet alanı mevzuat ve politikalar tarafından değerlendirilmektedir. Alanla ilgili uluslararası ve ulusal sosyal mevzuat olanakları ve yaptırımlar sosyal çalışma elemanı için önemli bir kılavuz olmaktadır. Bu nedenle alanlarda mesleki çalışmalarda bulunan sosyal meslek elemanlarının alana özgü sosyal mevzuat hakkında da yeterli bir bilgiyle donanmış olmaları beklenen bir davranıştır.

Çocuk İhmali ve İstismarı

Çocukların Ticari Amaçlı Sömürüsü

Çocuğa yakın insanlar tarafından gerçekleştirileceği gibi, tanımadığı kişiler tarafından da yaşatılabilmekte olan çocuk istismarı bütünsel olarak bakıldığında birey olarak çocuğun yaşamını fiziksel, duygusal, cinsel, sosyal ve eğitsel yönlerden etkileyen, sömüren (çocuk sömürüsü; child exploitation) onun yaşamsal gereksinimlerini gidermeyen, gelişimini, katılımını, öğrenmesini, refahını geriye iten bir olumsuzlama sürecidir.

Kavram bir sosyal sorun alanı boyutunda ilk kez 1960’lı yıllarda ABD’de kullanılmaya başlanmıştır. Çocuk istismarında (child abuse);

Fiziksel istismar: Çocuğun, kaza dışı fiziksel açıdan zarar görmesi ve bedensel bütünlüğünün bozulmasıdır.

Cinsel İstismar: Psikososyal gelişimini tamamlamamış çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel stimulasyon için kullanılmasıdır.

Duygusal istismar: Çocuk ve gençlerin kendilerini etkileyen tutum ve davranışlara maruz kalarak veya gereksindikleri ilgi, sevgi ve bakımdan yoksun bırakılarak toplumsal ve bilimsel standartlara göre psikolojik travmaya uğratılmaları durumudur.

Çocuk ihmali (child neglect): Çocuğa bakmakla yükümlü kişinin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, çocuğu fiziksel veya duygusal olarak ihmal etmesidir. İhmalin tanısı fiziksel ve cinsel istismara göre çok daha soyut olduğu için zordur.

Kronik olarak istismar edilen insanların çaresiz ve pasif görünümü, geçmişte takılıp kalmaları, tedavisi zor depresyon ve bedensel şikâyetleri ve için için yanan öfkeleri, onlara en yakın insanları çoğu kez hayal kırıklığına uğratır.

Çocukların ticari amaçlı sömürüsü (istismarı) yetişkin tarafından çocuğun para, eşya, karşılığında ya da iletişimdeki üstün yanları (beğenme, sempati, çeşitli hizmetler sunarak, duygusal bağ vb) kullanarak çocuğun doğasını kendisi için manipüle ederek en kötü şekilde ihmal etme, tecavüz etme ve onu kullanmayı kapsar ve son yıllarda yaygın bir olgu olan üzerinde çok ciddi çalışmaların yapılmadığı bir sorundur. Sosyoekonomikkültürel faktörler, yoksulluk, düşük eğitim düzeyi, doğal afetler, savaşlar, çatışmalar, cinsiyet eşitsizliği, yasaların ve yaptırımların yetersizliği, gelenekler, alışkanlıklar, ayrımcılık, sokakta yaşamak, koruyucu olmayan annebaba tutumu, işsizlik vb. ticari amaçlı çocukların cinsel sömürüsünde birçok risk faktörü biçimleyici olmaktadır.

Olguyla ilgili olarak yapılacak bu zorlu mücadelede bölgesel ve ulusal hükümetler, uluslararası organizasyonlar, sivil toplum kuruluşları, sosyal refah savunucuları, toplum üyeleri bir bütün halinde çok önemli roller üstlenebilirler. Organizasyonların rasyonel-gerçekçietkili çalışmaları müdahalede başarı sansını artırabilir.

Ülkemizde ise çocuk istismarı ve ihmali bir suçtur. Bu suçun bildirilmesini hem etik hem de yasal bir zorunluluk olarak sosyal mevzuatta kabul edilmektedir. Fakat olgunun yönelimini, çözümlenmesini etkilemekte olan bir takım yetersizlikler vardır. Uyuşturucu madde bağımlılığı, çocuk suçluluğu, sokak çocukları, çocuk pornografisi, çocuk fahişeliği vb.- genellikle çocuğa yönelik şiddetten kaynaklandığı düşünülen birçok sorun çocuğa yönelik şiddet olaylarının erken dönemde teşhisi ve gerekli müdahalelerin zamanında alınması ile önlenebilir.

Sosyal Hizmetlerde Gençlik Refahı Alanı

Gençlik refahı (youth welfare) sosyal refah alanında, gençlerden oluşan işlevsel topluma götürülen tüm sosyal hizmetler ve diğer sosyal programlar yardımıyla bu alanda varılmak istenen refah düzeyi ve hizmetlerle ilgili genel bir kavramdır.

Eğitim, istihdam, konut sorunu, okul, sosyal uyum, serbest zaman, korunmaya muhtaç gençler, suçlu gençler gençlik refahı alanının sağlanması birçok sorunları çözümleyeceği gibi yabancılaşmayı da belirli ölçülerde azaltacağı kuşkusuzdur.

Sosyal Hizmetlerde Yaşlı Refahı Alanı

Yaşlılık 21. yüzyıl dünyasında birçok yönü olan önemli bir toplumsal sorundur. Yaşlılar ekonomik ve sosyal alanlarda pek çok sorun yaşamaktadırlar. Yaşlı grubunun sorunlarını çözmeye, ihtiyaçlarını karşılamaya ve iyiliğine yönelik bütün hizmetlerin, mevzuat, program ve politikaların oluşturduğu bir alan olan yaşlı refahı birincil bir alandır.

Meslek elemanı için pek çok alanda barınma, sağlık, beslenme, bakım gibi, pek çok konuları dikkate alınmalıdır ve sosyal bir liderlik için fırsat oluşturmalıdır. İleri yaşlarda fiziksel ve duygusal iyilik halini engelleyen fiziksel, psiko-sosyal, ailesel, kültürel, etnik, örgütsel ve toplumsal faktörlerin ortadan kaldırılması konuları gerontolojik sosyal hizmet kapsamındadır. Bu alan yaşlılar ve ailelerinin yaşam kalitesini iyileştirmede önemlidir.

Yaşlıların yaşamları için kendi sivil toplum örgütleri üzerinden giderek sosyal politikaları belirleme noktasında etkili olmaları gerekmektedir. Çünkü Türkiye’de yaşlılara yönelik sosyal refah hizmetleri (welfare for the elderly) yeterli olmasa da sunulan sosyal güvenlik amaçlı programlar, belediyelerin, sosyal hizmetlerin yaptığı çeşitli hizmetler varlığını korumaktadır. Meslek pratisyenlerinin odak noktası, yaşlı insanların güvenli bir şekilde yaşamalarını sağlamak, güvenliklerinin tehdit altında olduğu durumlara özerkliklerinin korunmasını sağlayan süreçlerle ilgili gözlem ve araştırma yaparak bu süreci yaşlının yüksek yararı gözetilerek yönetmektir.

Yaşlı İhmali ve İstismarı

Cinsiyet, sağlık, yaş, eşle ilişki kalitesi, istismar öyküsü de dahil olmak üzere duygusal-ekonomik birçok alanda ailesinde bakılan bağımlı yaşlının fena muameleye özellikle yetişkin çocukları tarafından uğradığını ayrıca ihmal ve psikolojik olarak fena muamele görmesinin de söz konusu olduğunu gösteren araştırmalar vardır. Yeterli aile sosyal politikasının uygulanması ile yaşlının ihmal ve istismardan korunmasının yanında ailenin desteklenmesi sağlanmış olacaktır.

Yaşlı ihmali ve istismarı muhtaç yaşlı kavramını ortaya çıkarmıştır. Kanuni anlamda muhtaç yaşlı; sosyal veya ekonomik yönden yoksunluk içinde olup korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç yaşlı statüsündeki kişiyi, ifade eder.

Yaşlı ihmal ve istismarı alanında sosyal çalışmanın belirgin rolü sosyal yardımların nasıl düzenleneceği, kime ne kadar sosyal yardım yapılacağı, yaşlılıkta yardıma ve bakıma muhtaçlık, yaşlılıkta yaşamın anlamsız hale gelmemesi için alınacak önlemler, intihar, depresyon, ölüm gibi bir dizi sorunlara kulak kabartılması, araştırılması, verilerin toplanıp düzenlenmesi, analiz ve yorumlarının yapılmasını gerektirmektedir.

Tıbbi Sosyal Çalışma Uygulaması

Tıbbi sosyal çalışma (medical social work) sosyal duygusal sorunları olan hastanın hastalığının şiddetini azaltarak tıbbi bakımın etkisini çoğaltmak amacı güder. Sağlık ve sosyal hizmetlerin bütünleşmesi zorunluluğu insan sağlığının, toplumsal ortamın bozulmasına koşut olarak bozulması gerçeği ile ortaya çıkmıştı. Hastaların bakım, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinden sağlıkları yönünde yararlanmalarını engelleyen içsel ve dışsal sorunların çözümlenmesi amacıyla yapılan ekonomik, toplumsal, psikolojik, eğitici, destekleyici hizmetlerin tümü tıbbi sosyal çalışmadır. Hastalık veya sakatlıklarına bağlı psikososyal ihtiyaçları olan, kendilerine, ailelerine ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getiremeyen hastalar, tıbbi sosyal çalışmanın ele aldığı müracaatçılardır.

Psikiyatrik Sosyal Çalışma Uygulaması

Toplum sağlığını geliştiren hizmetlere katkıda bulunmak ve psikososyal sorun yaşayan insanlara yardım etmek amacında olan psikiyatrik sosyal çalışma, psikiyatri kurumları ve ruh sağlığı programları çevresinde yürütülen sosyal çalışmadır. Sosyal eşitsizlik içindeki insanların kötü sağlık deneyimleri fiziksel sağlığa da etki etmektedir ve bu nedenle de eşitsizliklere karşı koruyucu olunmalı ve sağlık konusunda insanların yaşam deneyimleri açısından daha eşit koşullarda yaşamasının mesleki çalışması yapılmalıdır.

Sosyal çalışmacının toplumsal kaynaklarla bireyin kapasitesini harekete geçirme sorumluluğu vardır. Olumlu yönde bir değişim için hem bireysel hem de toplumsal faktörlerin etkileşiminin gerekli olduğunun bilincinde olarak toplum düzeyinde etkinliklerini sürdürür. İnsan, biyo-psiko-sosyal bir bütündür ve bu sebeple bedensel ruhsal ve toplumsal yönleriyle ele alınmalıdır. Gelişmekte olan ülkelerdeki ruh hastalarının tedaviye ulaşmadığına dikkat çeken WHO Dünya Sağlık Örgütü, yoksul ülkelerde dört ruh hastasından en az üçünün tedavi görmediğini, hükümetlerin ruh sağlığına daha fazla para ayırması gerektiğini belirtti. Durum ruh sağlığı açısından ülkemiz için değerlendirilecek olduğun da ruh sağlığı yasası çıkmamış olması olumsuzluk oluşturmaktadır.

Sosyal Hizmetlerde Engelli Refahı Alanı

Bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinde belirli oranda fonksiyon kaybına neden olan organ yokluğu veya bozukluğu sonucu normal yaşamın gereklerine uyamama durumunda olup korunmaya, yardıma bakıma ve yetiştirilmeye muhtaç kişi özürlü olarak tanımlanır ve bakım ve rehabilitasyon merkezleri (care and rehabilitation centre) özürlülerin bakımı amacı ile açılır. Toplum içinde özürlülerin sosyo-ekonomik açıdan, kültürel olanaklar, yaşam koşullarına, eğitime, iş eğitim ve çalışma hayatına katılımları sağlanırken, sosyal hizmet, sosyal yardım ve sosyal güvenlik uygulamalarıyla da öznel ve nesnel yaşamlarının refahlarının artırılmasına katkı verilmelidir. Bu konuda kurumsallaşmış bir süreklilik gerekmektedir.

Adalet Alanında Sosyal Çalışma Uygulaması

Sosyal çalışma, mesleki yöntemleri, amacı, odağı, hedefleri gereği ve uyguladığı psikososyal sağaltımın yönelimi açısından, adalet alanında ön planda tutulan ve tutulması gereken bir meslektir. Denetimli serbestlik ve yardım merkezlerine, aile mahkemelerine, ceza infaz kurumlarına, çocuk eğitimevlerine kadar birçok süreçte sosyal çalışmanın önemli görev ve rolleri vardır.

Örneğin Ceza İnfaz Kurumlarında Psikososyal Servis çalışmalarında; meslek elemanları, hükümlü ve tutukluların ruh ve beden sağlığına ilişkin koruyucu, geliştirici programları araştırarak uygular, psikolojik destek ve müdahalede bulunarak çalışmalarını yürütürler.

Çocuk eğitimevlerinde, kanunla ihtilafa düşmüş ya da ailesi ve sosyal çevresinden destek görememiş çocuklar, hükümleri kesinleştikten sonra bu kurumlarda eğitim ve iş koşullarına yönlendirilirlerken sağaltım ve topluma kazandırma çalışmalarında bulunulur ve psikososyal destek sunulur.

Küreselleşme Adalet ve Sosyal Çalışma

Yoksula yardım etmek ancak yoksul-zengin karşıtlığının bulunduğu bir ortamda olanaklıdır ve bu ortamda yardımlaşma ‘iyi’dir. Fakat yoksula yardım etme eyleminin son amacı, yoksulluğu ortadan kaldırmak değilse, ikilem süregider ve olumsuzun olumluya dönüşümü gerçekleşmez. Küreselleşme ile birlikte hapishane nüfusu ve geçimlerini hapishane endüstrisi ile sağlayan kişilerin nüfusu artmıştır. Birçok ekonomiksosyal-kültürel nedenlerin etkisiyle artan suç oranları beraberinde adalet hizmetlerinin sorgulanmasını getiriyor. Çocuk suçlarında da belli bir artış söz konusudur. Bu çocukları kurtarmak için çeşitli önlemler vardır. Bu önleme çalışmalarının başında, çocuklara yönelik hizmetlerin, gereksinim duyulan kesimlere yoğunlaştırılarak götürülmesi gerekir. Suçlu insanların sağaltımında yapılarına uygun alternatif modelleri belirlenmeli, topluma kazandırılmalıdır.

Türkiye’de çocuk suçluluğunu önleyici ve tedavi edici hizmetlerin geliştirilebilmesi açısından ilgili kuruluşlara önemli görevler düşmektedir. Bugün çağdaş toplumlarda, çocuk ıslah hizmetlerinin amacı, suça itilen çocuğun toplumla yeniden bütünleşebilmesini sağlamaktır. Oysa durum birçok ülkede bunun tam tersidir. Her ne kadar sosyolojik çözümlemede verili bir toplumdaki normatif sistem ve cezaya ait yaptırımlar durağan olmayıp ve toplumsal örgütlenme zaman içerisinde değiştiği sürece bunlar da bir evrim geçirmek durumunda ise de, yoksulluk ve etkileri, suç kritik edilirken unutulmaması gereken önemli bir belirleyici kümesini oluşturması koruyucuönleyici sosyal hizmet çalışmalarına büyük önem verilmesini gerektirmektedir.