SOSYAL PSİKOLOJİ I - Ünite 5: Tutum ve Tutum Değişimi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Tutum ve Tutum Değişimi

Ünite 5: Tutum ve Tutum Değişimi

Giriş

Tutum bireylerin diğer bireylere, olaylara, objelere karşı geliştirdikleri duygu, düşünce ve tavır alış biçimleridir. Tutumlar gözlemlenemez ancak insanların tutumları zamanla değişebilir.

Tutum nedir?

Tutum konusunda sosyal psikologlar pek çok tanım yapmıştır. Tutum, bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilimdir. Tutum, kişinin kendi iç dünyası ile ilgili olarak, belirli değer yargılarına ve inançlarına bağlı olarak ortaya çıkan coşku ve tanıma süreçleridir.

Tutumla İlgili Kavramlar

Tutumu açıklarken yararlanabileceğimiz kavramlar; inançlar, değerler, normlar, ideolojiler, sosyal temsillerdir.

İnançlar, bireylerin kendi duygularının ( iç alemlerinin) bir yönü ile ilgili algıların ve tanımların meydana getirdiği sürekli duygular ağıdır. İnançlar, bilgi, kanaat ve imanı kapsar. Bu bilgi, kanaat ve imanı dışa vurmak istediğimizde bunu davranış ve tutumlarımızla belli etmeye çalışırız. İnançların ve tutumların; insan kişiliğine ve kararlarına devamlılık kazandırma, günlük çeşitli olayları ve faaliyetleri yorumlama yoluyla anlama kavuşturma ve kişisel amaçlara ulaşmak için mevcut alternatif yolları karşılaştırma ve bu yolların seçimine yardımcı olma gibi hizmetleri vardır.

Değerler, Değer şu şekilde tanımlanmıştır: Bir sosyal grubun veya toplumun kendi varlık, birlik işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğu tarafından doğru ve gerekli oldukları kabul edilen, onların ortak duygu, düşünce, amaç ve menfaatini yansıtan, genelleştirilmiş temel ahlaki ilke ve inançlar olmaktadır. Eşitlik, demokrasi, adalet, başarı, barış gibi değerler sahip olduğumuz değerler bütünüdür ve bu değerler kolay kolay değişmezler.

Normlar, bir toplumda davranışların uygun olup olmadığını gösteren standartlar veya kurallar sistemidir.

İdeolojiler, İdeoloji hayatımızda insanların toplumsal hayatını düzenleyen, insanların yaşarken dünya öncesi ve sonrasına dair edindiği fikirlerdir.

Sosyal Temsiller, İnsanların temsil ettikleri grup ya da toplumlara göre tutum geliştirmelerine yardımcı olan yansımalara sosyal temsil denir.

Tutumun Bileşenleri

Tutum bir bireyin duygu, düşünce ve davranış eğilimlerini birbiriyle uyumlu hale getirir. Tutumun üç bileşeni vardır: duyusal, bilişsel ve davranışsal bileşenler.

Duyusal Bileşen, bireyin tutumu, bireyin nesnesine ilişkin duygu ve değerlendirmelerinden oluşur. Bireyin bir nesneye olumlu tutumu varsa ona karşı olumlu duygular besleyecektir.

Bilişsel Bileşen, bilişsel bileşen, bireyin tutum nesnesine yönelik düşünce, bilgi ve inançlarından oluşur.

Davranışsal Bileşen, davranışsal bileşen bireyi tutum nesnesine ilişkin davranışlarda bulunmaya eğilimli hale getirir.

Tutum bileşenleri güçlü tutumlarda tam olarak bulunurken zayıf tutumlarda özellikle davranışsal öge çok zayıf olabilir. Tutum bireyi davranışa hazırlayıcı karmaşık bir eğilimdir.

Tutum Ve Davranış

Tutumun davranışa sebep olduğunu ve davranışın gözlemi neticesinde tutumun var olduğunu söyleyebiliriz.

Bugüne kadar yapılan tutum araştırmalarında, tutumların davranışla ilişkili ve tutarlı olduğu ispatlanmaya çalışılmıştır. Fakat elde edilen sonuçlar çelişkilidir. Örneğin; La Piere, Çinli bir çiftle, 66 otel ve motele, 184 lokantaya gitmiş ve üçüncü sınıf bir motel dışında her yerde kabul görmüşlerdir. Hatta 72 lokantada normalin üzerinde iyi kabul gördüklerine dair izlenim edinmişlerdir. İki yıl süren bu deneyden sonra La Piere, gittikleri tüm kuruluşlara posta yoluyla bir soru formu yollayarak Çinli müşteri kabul edip etmeyeceklerini sormuştur. Soru formlarının sadece yarısına cevap gelmiş ve bunların %92’si Çinli Müşteri kabul etmeyeceklerini bildirmiştir. Geri kalanlar ise kararsız yanıtlar vermişlerdir. Sonuç itibariyle önceki olumlu davranış ile mektupta belirtilen tutum birbirine uymamaktadır.

Tutumlarla davranışlar arasındaki ilişkileri kısıtlayan etkenler şunlardır:

Çevresel Etkenler, çevrenin tepki üzerinde etkisi güçlü ise tutumun tepkiye katkısı azalır.

Tutum Dışı Etkenler, tutum ölçme yöntemleri tutumsal tepkiyi etkileyebilir.

Ölçüm Hatası, ölçme yöntemlerinde güvenilirliğin düşük olması tutum ve davranış arasındaki ilişkinin yanlış saptanmasına neden olur.

Sonuç itibariyle, tutumlar davranışlar üzerinde doğrudan etkilidir, ancak bunun nedenlerinin saptanması oldukça güçtür.

Tutumların Değişimine Kuramsal Yaklaşımlar

Sosyal psikoloji bilim dalında tutumla ilgili ilk yoğun çalışmalar 1920’lerde tutumların ölçülmesiyle başlamıştır. Thurstone (1928) Tutumlar Ölçülebilir adlı makalesiyle bu hareketin öncüsü olmuştur.

Tutumlarımızın neden değiştiği ve bunda nelerin etkili olduğunu belirlemek için araştırmalar yapılmıştır. Tutum değişim kuramları beş grupta toplanabilir:

  • Öğrenme kuramları,

  • İşlevsel kuramlar,

  • Bilişsel tutarlılık kuramları,

  • Algısal yaklaşımlar,

  • İkna edici iletişim

Öğrenme Kuramları, öğrenme kuramlarına göre tutumlar koşullandırma ile değiştirilebilir.

İşlevsel kuramlar, işlevsel kuramlara göre tutumlar bireylerin ihtiyaçlarını karşılamada bir araçtır. İşlevsel kuramcılar tutum işlevlerini dört grupta inceler:

  • Araçsal işlev,

  • Benlik koruyucu işlev,

  • Değer ifade edici işlev,

  • Bilgi işlevi.

Araçsal işlev, bu işleve göre bireyin en fazla ödül ve en az cezayı isteyeceği varsayılır.

Benlik koruyucu işlev, bu işlev bireyin kendini özsaygısını zedeleyici duygulardan koruma isteğiyle alakalıdır.

Değer ifade edici işlev, bu işlev bireyin merkezi değerleri ile tutarlı gösterme isteğine dayanır.

Bilgi işlevi, bu işlev bireyin bilgi edinme ve bu bilgiyi kullanma gereksinimine dayanır.

Bilişsel Tutarlılık Kuramları, bu yaklaşımın savunucuları insanların bilişleri arasında bir tutarlılık eğilimi olduğunu ve bu eğilimin tutumların oluşmasına bir temel oluşturduğunu savunur. Tutarlılık kuramları şu şekildedir:

Bilişsel Denge Kuramı, bu kuramın savunucusu Heider’dir. Heider kişilerarası ilişkileri incelemiştir. Eğer iki birey ( A ve B) birbirinden hoşlanıyorsa, bu iki bireyin üçüncü birey ya da nesneye karşı tutumlarının da aynı olması beklenebilir. Eğer üç olumlu veya iki olumsuz ilişki söz konusuysa, dengeli bir durum var demektir. Fakat yalnız bir olumsuz veya üç olumsuz ilişki söz konusu ise, o zaman dengesiz bir durum vardır ve öyle bir üçlü ilişkide Heider’in denge durumu sağlanmaya çalışılır. (Şekil 5.1, s.79)

Bilişsel Uygunluk Kuramı, bu kuramda bir bireyin sadece başka bir birey yada nesneye karşı olumlu yada olumsuz tutumunun üzerinde durulmaktadır.

Bilişsel Tutarsızlık Kuramı, Festinger’in (1957) bilişsel çelişki kuramına göre eğer bir insan psikolojik olarak ayrı iki bilişe sahipse bu ayrılık rahatsızlık vericidir ve kişi bu uyumsuzluğu azaltmaya çalışır.

Algısal yaklaşımlar, algısal yaklaşımlara göre tutum değişimi süreci, inanç veya kanılarda bir değişim değil de tutum konusunun algılanmasında bir değişim olarak ele alınmaktadır.

İkna Edici İletişim, ikna edici iletişime göre bir iletişimin etkili olması beş bağımsız değişkene bağlıdır: kaynak, mesaj, araç, alıcı, erek. Bu değişkenler, bireyin dikkat, kavrama, kabul, saklama ve sözlü yada davranışsal eylem gibi özelliklerini farklı ölçülerde etkilemektedir.

Tutumların Ölçülmesi

Tutumların doğrudan ölçülmesi mümkün olmadığı için araştırmacılar pek çok tutum ölçme tekniği geliştirmişlerdir.

  1. Gizlenmemiş yapılandırılmış. Likert’in klasik doğrudan tutum testleri,

  2. Gizlenmemiş yapılandırılmamış: Açık uçlu görüşme ve anketleri, biyografi ve denemeler,

  3. Gizlenmiş-yapılandırılmamış: Tipik projektif testler,

  4. Gizlenmiş-yapılandırılmış: Tutumları nesnel bir şekilde test etmeye çalışan testler.

Tutumlar Ve İş Tatmini

İş tatmini bireyin işe ilişkin duygu, düşünce ya da işini sevme ve sevmeme derecelerini belirten tutumlardır. İş tatmini ölçeklerinde beş tatmin unsuru yer alır: ücretler, ödüller, yöneticiler, işin kendisi ve çalışma arkadaşları. İş tatmininin üç önemli boyutu vardır. Birincisi bireyin işine karşı olan duygusal bir tutumudur. İkincisi iş ile ilgili sonuçlardan kaynaklanmaktadır. Üçüncüsü ise iş tatmini birbirleriyle ilgili tutumlardan oluşur. İş tatmini ile ilgili altı önemli iş unsuru vardır:

  • İşin kendisi,

  • Ücret,

  • Terfi sistemi

  • Danışmanlık,

  • İş arkadaşları,

  • Çalışma koşulları.

İşin Kendisi, işin birey için taşıdığı anlam, öğrenme fırsatları ve sorumluluklarıdır.

Ücret, bireyin yaptığı iş karşılığından elde ettiği maddi ödüldür.

Terfi Sistemi, bireyin işte ilerleme olanağının olup olmamasıdır.

Danışmanlık, danışmanın bireye vereceği teknik bilgi ve davranışsal destektir.

İş Arkadaşları, insanlar sosyal bir varlıktır ve bu yüzden iş yerinde arkadaş grupları, bireyin işe bağlanması ve tatmin açısından çok önemlidir.

Çalışma Şartları: çalışma şartları ve iş ortamının şartları da iş tatmini üzerinde etkilidir.