SOSYAL PSİKOLOJİ I - Ünite 3: Sosyal Biliş Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Sosyal Biliş

Ünite 3: Sosyal Biliş

İnsanlar hakkında çok az bilgi sahibi olunduğunda bile, rahatça karar verebiliyoruz. İsimleri geçtiğinde, aklımıza onlarla ilgili belli kalıplaşmış yargılar gelir ve onları değerlendirirken bu yargıları, esas alırız.

Sosyal Biliş

Sosyal biliş, toplumla ilgili bilgileri yorumlama, analiz etme, hatırlama ve kullanma şeklimizdir.

Olaylar ve insanlarla ilgili karar verirken hatayı engellemek için önce bilgi toplamak isteriz. Fakat bu pratik ve her zaman uygulanabilir değildir. Çok hızlı karar vermemiz gerektiğinde ya da elimizde var olan bilgi ile yetinmemiz gerektiğinde ise karar verme stratejilerini kullanırız.

Çevremizde olan olayları, insanları, eşyaları ya da fikirleri bilmek isteriz. Bu yüzden de ortak özelliklerine göre sınıflandırma yoluna gideriz.

İnsanları ortak özelliklerine göre gruplara ayırmamız “sosyal sınıflama”dır. Sınıflandırma o türü temsil eden elemana yani prototipe göre yapılır. Prototip zihnimizde o sınıfın tüm özelliklerini taşıyan elemandır. Yanlış sınıflandırma yaparsak kararlarımızda ya da yaptıklarımızda hata ihtimalimiz artar.

Sosyal sınıflamada yaptığımız insanları öncelikle fiziksel özelliklerine göre sınıflamaktır. Bu otomatik yaptığımız bir şeydir. Evrensel olarak yapılan bir sınıflama ırka, cinsiyete, yaşa ve çekiciliğe göre yapılandır. Bu sınıflamayı sadece insanlar için değil olaylar için de yaparız. Sanki sonsuz kapasite ile çalışan zihnimiz gördüğümüz her şeyi anlamlandırır. Karşılaştığımız yeni durumları açıklamak için farkında olmadan o olayı yorumlamamıza yarayacak bilgi kümesini yani şemayı kullanırız. Şema, herhangi bir şey hakkında, geçmiş yaşantılarımıza bağlı olarak oluşturulan inanç ve beklentilerdir. Şemalarla yapılan açıklamalar çok hızlı, etkili ve otomatik olarak, yani farkında olmadan yapılmaktadır.

Sosyal Biliş Ve Şemaların Kullanımı

Şema, kavramlara ilişkin organize edilmiş biçimlendirilmiş biliş setleridir. Şemalar, belli kişiler, toplumsal roller, kendimiz ve kimi objelere ilişkin tutumlar olabileceği gibi, gruplara ilişkin “kalıp yargılar” ya da toplumsal olayların algılanmasına ilişkin de olabilir.

Şemalar bir düzene sahiptir. Şemaların soyut ve genel öğelerinin yanı sıra somut ve birbiriyle bağlantılı öğeleri de vardır. Ayrıntılar başka olsa da kafamızdaki şemanın temel elemanları aynıdır.

Şemaların Avantajları

Şemalar bilgiyi kullanmamıza yardımcı olurlar. Çok fazla bilgiyi hızla değerlendirmemizi sağlarlar. Eski bilgileri anımsamamızı, yeni bilgileri yorumlamamızı, bunlara dayanarak bir yargıya varmamızı ve hem fikir olup olmadığımızı değerlendirmemizi sağlarlar.

Şemalar anımsamamıza yardımcı olurlar. Geçmişteki olay ya da kişilerin şemaları varsa aklımız daha iyi çalışır. Şemayla tutarlı şeyler, şemayla ilgisi olmayan şeylerden daha iyi anımsanmaktadır. Bunun nedeni, şemayla ilişkisi kurulamayan materyali öğrenmenin zorluğu olabilir.

Şemalar bilgi işlemeyi hızlandırırlar. Kimi durumlarda bu mümkün olmayabilir. İyi kurulmuş bir şema işlenmesi gereken yoğun bilgiyle karşılaşıldığında işleri yavaşlatabilir.

Şemalar otomatik yargıda bulunmaya yardım ederler. Şematik sürecin önemli bir başka özelliği, bazı şemaya dayalı kararların, bizim bilinçli herhangi bir çabamız olmaksızın ortaya çıkmasıdır. Bir konuda sahip olduğumuz bilgide boşluklar varsa, şema bu boşlukları doldurmada bize yardımcı olur. Şemalar yorumlamaya yardımcı olurlar. Bir alandaki bilginin bu alandaki başka bilgilerle ne açıdan ilgili olduğunu söyler ve belirsizliklerde yoruma yardımcı olur.

Şemalar beklentiler oluştururlar. Bir durumu ne kadar iyi ya da ne kadar kötü bulduğumuzun kararını bu beklentiler doğrultusunda veririz.

Şemalar duyuşlar içerirler. Duyuş, şemanın içeriğine ilişkin sahip olduğumuz duygulardır. Birisi için olumsuz düşünüyorsanız ve bu düşünceniz asla değişmiyorsa bu durum öncelik etkisidir. Öncelik etkisi, bir kişi hakkında edinilen ilk izlenimlerin sonrakileri belirlemede esas olması ve sonrakilerden daha etkili olmasıdır. Öncelik etkisi için insanlar düşünen “bilişsel cimriler” olarak nitelenmektedir. Bunun anlamı, bir kişiyle ilgili olarak öğrendiğimiz yeni ayrıntıları inceleyip değerlendirme yerine; zihinsel çabalarımızda pintice davranır, onunla ilgili ilk izlenimimize önyargılarımızla edinilmiş bir izlenim olsa bile- güvenir, yeni bilgiyi göz ardı ederiz.

Şematik sürecin yukarıda açıklanan avantajlarına karşın, kimi dezavantajları da var. Şematik bilgi işlemin; hız, etkililik ve olayları kavranabilir ve kestirilebilir kılması gibi üstünlükleri vardır. Ancak insanı yanlış yoruma götürmesi, doğru olmayan beklentiye sokması, tepkilerde esneklik tanımaması gibi dezavantajları da vardır.

Kalıp Yargılar

Kalıp yargı, bir sosyal sınıfın bütün üyeleri tarafından paylaşıldığına inanılan özellikler topluluğudur. Kalıp yargı cinsiyet, ırk, meslek, fiziksel görünüş, yerleşim yeri, bir örgüt ya da gruba üye olma gibi ayırt edici bir özelliğe dayanan bir şema türüdür.

Bir kişinin fiziki görünümü kalıp yargının harekete geçirilmesinde ya da etkisizleştirilmesinde önemlidir. Kalıp yargının temel özelliği çabukluğudur. Cinsiyet bilgisi kalıp yargılar üzerine kuruludur.

Kalıp yargılar yanıltıcı ilişkiler üzerine kuruludur. Yanıltıcı ilişki, gerçekte aralarında çok az ya da hiçbir ilişki yokken; iki değişkenden birinin diğeriyle ilişkili olduğu inancıdır.

Kalıp yargılarla düşünme daha çok güçlünün özelliğidir. Kalıp yargı terimleriyle düşünme, bir kişinin toplumdaki güç düzeyiyle ilgilidir. Bir toplumda güç sahipleri, daha güçsüz olanları çeşitli şekillerde yönetmekte ve denetlemektedirler.

Zihinsel Kısa Yollar

Sorun çözme süreci çok fazla zaman ve dikkat gerektirir. Bu nedenle zihinsel kısa yollara başvururuz. Bu kısa yollar çevreden aldığımız bilgileri değerlendirmemiz için şemaların harekete geçmesini sağlar. Zihinsel kısa yollar üç tanedir bunlar:

Temsililik kısa yolu, insanların bir toplumsal sınıf üyesi olmasına, o sınıfın prototipine ne kadar uygun olduğuna bakarak karar verme eğilimidir. Kalıp yargısal düşüncede, bireyi önce bir toplumsal gruba sokuyor, sonra o gruba atfedilen özellikleri anımsıyoruz; ama temsili kısa yolda, bireyin sahip olduğu özelliklere bakarak onu bir toplumsal grup içine dahil ediyoruz.

Bilinirlik kısa yolu, olayların oluş sıklığının iyi bir tahminidir. Birçok koşulda, bilinirlik kısa yolu doğru yanıtlar sağlamaktadır. Eğer bir konuyla ilgili örnek ya da örnekleri kolayca anımsayabiliyorsak, bunun bir nedeni o tür birçok olay olduğu içindir. Dolayısıyla bilinirlik, oluş sıklığının iyi bir tahminidir denilebilir.

Simülasyon kısa yolu, olasılıklardan kolayca aklınıza gelenin, olacak olan olduğunu düşünmektir. Bu karar verme tekniği simülasyon kısa yolu olarak bilinir.

Sosyal Bilişte Hangi Şema Ne Zaman Kullanılır?

Bilginin yapısı hangi şemanın kullanılacağını belirler. Yani, şemalar bilginin doğal ortamıyla ilgilidir. Bilginin yorumlanması için kullanılacak şemayı çevresel farklılık etkiler. Başka insanların davranışlarını yorumlamamız, onlarla ilgili hangi bilgilerin çevre tarafından farklı kılındığına bağlıdır. Kişilerle ilgili bilgileri düzenlemek için rol şemaları kullanılır. Rol şeması birçok boyutla ilgili olarak sağladığı kapsamlı bilgilerle, bilgi verici, zengin ve anlaşılırdır. Öncelik, edinilen ilk bilgi bir kişi ya da ortamın analizi için kullanılacak şemayı belirler. Bir durumu değerlendirirken en son kullanılan şema yeni benzer durum için yine kullanılır. Edinilen bilgilerin değerlendirilmesinde hangi şema veya şemaların kullanılacağı bilginin önemine bağlıdır. Karar vermeyi gerektiren koşullar göreli olarak önemsiz olduğunda, insanlar şemaya dayalı kararlarını göreli olarak daha çabuk ve çok az bir düşünmeyle verebilirler. Hepimiz bilgiyi farklı şemalar kullanarak farklı şekillerde yorumlarız. Bunun bir nedeni hepimizin yorumlamada kullandığı şemanın farklı olmasıdır. Çevreden gelen bilgiyi değerlendirmek için kullanılacak şemayı o çevrede ne amaçla bulunduğumuz belirler. Bir ortam için sahip olduğumuz bir amacımız olduğunda, o ortamdaki bilgileri, bu amacımıza uygun düşecek şekilde düzenleriz.

Atfetme

Yeni tanıştığımız kişilerle ilgili onların sözlü, sözsüz davranışlarından ve giyimlerinden kaynaklanan izlenimler ediniriz. Bu davranış ve giyime bakarak atıfta bulunuruz.

Bütün insanlarda iki temel güdü vardır. Birincisi, dünyaya dair tutarlı parçaları yerine koyarak bilgi sahibi olmak; ikincisi de, çevremizi denetim altında tutabilmektir. Bu güdüleri doyurabilmenin gereklerinden birisi de insan davranışlarını kestirebilme yeteneğimizdir.

Çevre üzerinde kontrol sağlamak kişilerin davranışlarını kestirebiliyorsak mümkündür.

Bir kişinin davranışı ile ilgili karar verirken davranışın baktığımız üç yönü vardır bunlar:

  • Davranışın olağan mı ender mi olduğu

  • Kişinin ne kadar tutarlı davrandığı

  • Davranışın ayırt edici olup olmadığı

Karar verme özelliklerinden biri “temel atfetme hatası”dır. Burada bazı farklılıklar göze çarpmaktadır. Bu farklı değerlendirmenin değişik iki kaynağı olabilir: Birincisi, kendimiz hakkında başkalarına oranla daha çok bilgiye sahibiz. İkincisi başkalarının davranışlarını dıştan gözleyebildiğimiz halde, kendi davranışlarımız için bunu yapamıyoruz.