SOSYOLOJİYE GİRİŞ - Ünite 1: Toplum, Bilim ve Yöntem Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Toplum, Bilim ve Yöntem

Sosyolojik Düşünme ve Sosyolojinin Temel Kavramları

Sosyolojik bakış açısı, yaşadığımız olayların aslında daha geniş olguların yansıması olduğunun bilincidir. Bu çerçevede sosyolojik düşünme de, olgu ve olaylara şimdiye kadar düşündüğümüzde farklı bir şekilde düşünme olmaktadır. Sosyoloji de yaşamın görünüşte bildik olan yanlarının nasıl başka bir gözle görülebileceğini ve yorumlanabileceğini gösterir. Bu farklı bakış, var olan bakışın yanlış veya düzeltilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Bu bağlamda fizik, kimya gibi bilim dalları, anlaşılmak için o alanlarda uzmanlaşmayı gerektirse de sosyolojinin çalışma alanı, sıradan insanların günlük yaşamlarındaki deneyimlerinden oluşur ve bu nedenle herkesçe sağduyuya dayalı bir bilgi birikimi oluşturabilir. Bu durumda sosyolojiyi gündelik hayata ilişkin bilgiden ayıran farklar önem kazanmakta ve bu farklar şunlardır: Sistemli gözlemlere dayanma ve sorumlu konuşma; yargı oluşturmak için materyalin çıkarıldığı alanın büyüklüğü; insan gerçekliğine anlam verme biçimi; bildik olanı bilmedikleştirme.

Kavramsal olarak sosyoloji, toplumun, toplumsal etkileşimin, bireyle toplum arasındaki ilişkinin, toplumsal kurumların yapılarının ve birbirleriyle ilişkilerinin bilimsel olarak incelenmesidir. Sosyoloji bu bağlamda toplumu anlamaya çalışan bir bilim dalıdır. Toplum ise sosyolojinin en temel kavramı olup belirli bir kültürü ve bir takım toplumsal kurumları paylaşan insanlar arasındaki ilişkilerden meydana gelir. Toplum, sadece bir bireyler toplamı değildir. Niteliklerine bağlı olarak farklı toplum tipleri bulunur. Ancak toplumun veya bireylerin her davranışı toplumsal davranış değildir, ancak geçmişte, şu anda veya gelecekte meydana gelmesi muhtemel davranışlara yönelik olan davranışlar toplumsal davranıştır çünkü başkalarının davranışlarına yöneliktirler. Toplumsal yaşamı oluşturan ve toplumları birbirlerinden farklılaştıran ilişkiler toplumsal yapıdır. Toplumsal normlar tarafından sürekli tekrarlanan, onaylanan, sürdürülen, toplumun yerleşik görünümlerini yansıtan ve toplumsal olarak örgütlenmiş olan toplumsal davranış kalıpları ise toplumsal kurumdur. Toplumsal gerçeklik veya toplumsal olgular ise toplum tarafından kolektif biçimde geliştirilen, bireyin dışında ve kaçınılmaz olan ve bireyi sınırlandıran kural ve pratiklerden çıkarılan davranış biçimleridir. Olgular, gerçeği yansıtan saptamalardır. Toplumun yapı taşları olup belirli beklentileri paylaşıp etkileşimde olan insan toplulukları toplumsa gruplardır. Bireylerin toplum içerisinde bulundukları yerlere verdikleri isim, statüdür ve birey, kendi kimliği ve kişisel özellikleri hakkında büyük oranda başkalarının toplumda kendini nasıl tanımladığına göre bunu dayandırır. Bireylerin kendilerini nasıl algıladıkları ise benlikleri olmaktadır. Her birey, onu başkalarına bağlayan davranışlar ve beklentiler içerisinde bulunduğundan bu davranışlar onun toplumsal rolü olmaktadır. Toplumdaki davranışlar yargılanırken ise bir toplumun veya sosyal grubun ortak olarak paylaştığı önemli görülen idealler, yani değerler çerçevesinde yargılanır. Bu idealin oluşturulabilmesi ise ödül ve ceza sistemleri ile yaptırımı sağlanan kurallar sistemleri olan normlara bağlıdır ve normlara uyulması da bu yaptırımlarla sağlanır. Sonuç olarak bireylerin, üyesi oldukları topluma ait değer, tutum, bilgi, beceri ve o toplumun kültürünü öğrendikleri etkileşim süreci toplumsallaşma olmaktadır.

Bilim Olarak Sosyolojinin Doğuşu

Sosyoloji, bilim olarak yaklaşık 200 yıl önce ortaya çıkmıştır ancak insan davranışını şekillendiren toplumsal etkenlerin incelenmesi Antik Yunan’a dayanmaktadır. Topluma ilişkin temel soruların sorulması ise 19. YY düşünürlerince gerçekleştirilmiştir. Toplumsal yapıdaki düzenliliklerin doğadaki düzenlilikler gibi ortaya konabileceği fikri ve büyük toplumsal dönüşümlerin oluşturduğu sorular, bilimsel yöntemi toplum incelemelerine uygulanması ve sosyoloji dalını ortaya çıkarmıştır. Auguste Comte, toplum incelemesini sosyoloji olarak adlandıran ilk düşünürdür.

Sosyolojinin konuları sıklıkla tarih ile örtüşür, ancak tarihçiler olay ve olguları belirli bir dönemde incelerken sosyologlar çok sayıda benzer olguyu inceleyerek sınanabilecek genellemeler geliştirirler. Bu bağlamda sosyoloji, hem bir bilim, hem de sosyal bilimlerin bir disiplinidir.

Bilim ve Yöntem

Bilim, insanların doğal ve sosyal çevreyi tanıma, olaylar arasındaki ilişkileri kavrama yolundaki sistemli çabaları ve bu çaba sonucunda elde ettikleri bilgi kümesidir. Bilimin iki temel öğesi bilgi ve yöntemdir. Bilimin amacı, konusunu oluşturan olguları gözleme dayanarak kavramak, betimlemek, sınıflandırmak; bu olgular arasında nedensellik ilişkileri kurmak ve bu ilişkileri gözlem yoluyla sınayıp doğrulayarak açıklamak; ve son olarak doğruluğu ispatlanmış ilişkileri genellemeler, yasalar ve teoriler haline getirerek gelecekle ilgili çıkarımlarda ve tahminlerde bulunmaktır. Bu amaçlar doğrultusunda bilimsel bilgi üretebilmek, bilimsel yöntem ve bilimsel araştırma sürecinin uygulanmasına bağlıdır. Bilimsel yöntemle araştırma gerçekleştirmenin aşamaları şunlardır:

  1. Araştırma konusunun seçilmesi ve araştırma probleminin belirlenmesi,
  2. Araştırma için uygun araştırma tipi, yöntem ve tekniklerin seçilmesi,
  3. Araştırmanın evreninin belirlenmesi ve örneklem seçilimi,
  4. Ölçüm aracı geliştirme,
  5. Veri toplama,
  6. Veri analizi,
  7. Bulguların yorumlanması ve rapor yazımı.

Bilim dünyasında her zaman her şeyi bilimsel olarak inceleyemediğimiz için araştırılan konu araştırma evreni, bu evrenden seçilen ve verilerin toplanacağı grubu oluşturan gruba örneklem adı verilir.

Bilimlerin temel sınıflandırmasında bilim, öncelikle matematik bilimler ve pozitif bilimler olarak ikiye ayrılır. Matematik bilimlerin altında matematik ve mantık, pozitif bilimlerin altında ise doğa bilimleri ve sosyal bilimler yer alır. Matematik bilimlerde kesinlik, mantık ve tutarlılık aranır ve gerçekte yeni bilgi üretmek yerine ön kabullere dayanarak genel bilgilerden özel bilgiler türeten bir bilgi sistemi bulunur. Pozitif bilimler ise gözlenebilir ve deneysel bir konuya sahip olan, bu konularda çıkarım yapıp yeni bilgiler ortaya koyan yaratıcı bilimlerdir. Bu özellikleri sayesinde gözlem yoluyla genellemelere ulaşabilirler.

Sosyal bilimlerdeki temel yöntemsel yaklaşımlar pozitivist, yorumlayıcı, eleştirel, feminist ve postmodern yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlar, araştırmacıların yöntemlerini belirlemede önemli ölçüde etkilidir. Araştırma tekniği ise araştırmanın amaçlarına ulaşmak için kullanılan araçlardır. Temel olarak pozitivist, yorumlayıcı ve eleştirel yaklaşımlar sosyal bilimlerde yaygındır. Aralarında önemli farklar olmakla birlikte bu yaklaşımların hepsi ampirik, sistematik ve teoriktir.

Bilimsel bilgi üretiminde kullanılan iki temel araştırma yöntemi bulunur: nicel araştırma yöntemi ve nitel araştırma yöntemi. Nicel yöntemle yürütülen araştırmalar, araştırmanın başında oluşturulmuş olan hipotezleri sınamak amacıyla geniş çaplı örneklemlerden nicel veriler toplayan, bu verileri istatistiksel olarak çözümleyen ve bulgularını genelleme amacı taşıyan araştırmalardır. Hipotez, araştırmada incelenen değişkenler arasında olduğu varsayılan ilişkinin sınanabilir ifadesidir. Bu süreçte tümdengelim ilkesi doğrultusunda teori ve hipotezler, ölçülebilir değişkenler halinde kavramlaştırılır. Ölçüm için veriler toplanır ve veriler istatistiksel yöntemlerle analiz edilir. Değişkenler arasındaki ilişkiler sınandığında hipotezler sınanır ve bulgular, araştırma evrenine genellenir. Bu genellemenin yapılabilmesi için araştırmacılar, örneklemi seçerken evreni temsil edebilecek örneklem gruplarıyla çalışırlar. Nicel araştırmaların temel veri toplama teknikleri şunlardır:

  • Gözlem
  • Anket
  • Yapılandırılmış görüşme
  • Deney
  • Yarı-deney
  • Survey

Nitel araştırmalar ise nicel araştırmalardan farklı olarak tümevarım ilkesi doğrultusunda elde edilen veriler üzerinden teori ve hipotez geliştirilir. Bu bağlamda verilerin yorumlanması gerektiğinden yorumlayıcı yaklaşıma dayanan nitel araştırma yönteminde bütün, parçalardan daha fazlasını ifade eder ve toplumsal gerçeklik değişkenlere indirgenemeyecek kadar karmaşık olarak görüldüğü için ölçülebilir değişkenler aranmaktan ziyade farklı veri toplama araçları kullanılır. Aynı sebeple nitel araştırmaların bulguları genellenmeye çalışılmaz ve araştırmaya konu olan veri havuzu daha küçük gruplardan toplanır. Elde edilen veriler ise detaylı, derinlikli ve çeşitliliği yansıtacak şekilde sunulur. Nitel araştırmaların temel veri toplama araçları şunlardır:

  • Derinlemesine görüşme
  • Odak grup görüşmesi
  • Yapılandırılmamış gözlem
  • Yarı-yapılandırılmış gözlem
  • Yaşam öyküsü
  • Örnek olay incelemesi
  • Doküman incelemesi

Nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin birlikte kullanımına yönelik farklı görüşler bulunmaktadır. Bir yandan farklı yaklaşımları nedeniyle bu yöntemlerin felsefi varsayımlarının da farklı olduğu ve bu nedenle birleştirilemeyecekleri düşünülürken başka bir görüş ise nicel ve nitel yöntemleri bilgi toplamanın iki farklı yolu olarak görüp birleştirilebileceğini ifade etmektedir. Sosyoloji alanında kullanılan yöntemden bağımsız olarak sosyologlar araştırmalarında çeşitli sorular sorup cevaplarını ararlar. Sosyoloji çalışmalarındaki temel soru sınıfları olgusal sorular, karşılaştırma soruları, geliştirme soruları ve teorik sorulardır.