SÖZLÜ VE SÖZSÜZ İLETİŞİM - Ünite 3: Sözlü İletişim ve Konuşma Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Sözlü İletişim ve Konuşma

Sözlü İletişim ve Konuşma

İletişim, çoğu zaman göründüğünden daha karmaşık bir süreçtir. İnsanlar arasında iletişimin kopukluğundan kaynaklanan iletişim kazaları yaşanır. Bazen anlatıcının bilgi yetersizliğinden ya da açıklayamamasından; bazen de alıcının anlamak için çaba harcamamasından ya da anlamak istememesinden kaynaklanan hatalar iletişimi daha karmaşık bir sürece sokabilir. Sözlü iletişim sürecinde bu şekilde yaşanacak iletişim kazalarına engel olmak için, ‘konuşma’nın önemini göz ardı etmemek gerekmektedir.

Konuşmanın Tanımı

Sözlü iletişim karşılıklı konuşmaya dayalı bir iletişimdir. Konuşmanın aracı “söz”dür ve konuşularak aktarılır. Konuşma, sesin söze dönüştürülerek iletilerin konuşma organları aracılığıyla aktarıldığı bir yetenektir. Konuşma etkili bir ses tonu kullanılarak, mimikler ve jestlerle tamamlandığında daha etkili olur ve algılanır. Algılanıp yorumlanan konuşmaya alıcı tarafından geri bildirimde bulunulur. Bu şekilde söz, kaynak ve alıcı arasında sürekli gider gelir. Karşılıklı iki yönlü konuşma başlar, kaynak ve alıcı, sürekli yer değiştirir. Yüz yüze görüşmeler, telefon konuşmaları, iki yönlü konuşmalardır. Televizyonda ya da radyoda dinlediğimiz konuşmalar ise tek yönlü konuşmalardır.

Konuşmanın Yaşamdaki Önemi

Konuşmak insan iletişiminde önemli bir unsurdur ve düşünce gücünün sesli ifadesidir. Diğer bir ifadeyle konuşma insanın duygularını düşüncelerini dile getirmesidir. Her gün farklı ortamlarda farklı kişilerle konuşuruz ve bu konuşmaların hepsi farklı adlandırılır.

Sosyal konuşmalar: ‘Merhaba’, ‘nasılsın’, ‘hoşçakal’ gibi sözcüklerle, arkadaşça bir havada günlük yapılan konuşmalardır. İşyeri konuşmaları: Mesleğe ait özel teknik kelimelerin ve söz dağarcığının oluştuğu konuşmalardır.

Akademik konuşmalar: Akademik ders ve toplantılarda uzmanlık bilgisi gerektiren konuşmalardır.

Hoş zaman konuşmaları: Eğlence ya da rahatlama amacıyla vakit geçirilen yerlerde yapılan konuşmalardır.

Günlük konuşmalar, yaşamdaki işleri yönlendirmede birincil işlev üstlenir. Etkili, en azından doğru bir konuşma, iletişim kazalarını önleyerek ilişkilerin güzel ve işlerin düzenli seyretmesini sağlar.

Konuşmanın Ögeleri

Etkili ve doğru konuşma becerisi için, konuşmanın ögelerini iyi kullanmak gerekmektedir. Konuşmanın fiziksel ve zihinsel olmak üzere iki öğesi bulunmaktadır.

Konuşmanın Fiziksel Ögeleri: Konuşmanın fiziksel ögelerinin başında, solunum ve ses gelmektedir. Sesin ve solunumun yanında, akciğer, burun, gırtlak, soluk borusu, bronş, bronşçuk vb. birçok organ da konuşmanın fiziksel ögeleri arasında yer alır.

Konuşmanın Zihinsel Ögeleri: Konuşmanın zihinsel ögelerinin başında, beyin ve hafıza gelmektedir. Konuşma açısından beynin en önemli işlevi, dilin düşünceye dönüştürülmesidir. Hafıza, bilgiler arasında ilişki kurulup sınıflandırılmasını ve anlamlı bir konuşma gerçekleştirilmesini sağlar.

Doğru ve Etkili Konuşma

Konuşmanın özellikleri ortama, kişiye, konuya göre değişkenlik gösterebilir. Amaç, iletilmek isteneni, net ve doğru bir şekilde anlatmaktır. Etkili ve doğru konuşmanın özellikleri aşağıdaki başlıklarla sıralanabilir:

Ses Tonu: Her insanın ses tonu farklıdır. Cinsiyet, yaş ve kişinin konuşma sırasındaki psikolojik durumuna göre değişkenlik gösterir.

Sesletim ve Diksiyon: Ses, hece, ton ve vurgu bakımından sözcüklerin söylenme biçimine sesletim denilmektdir. Sesletim, bireyin yaşadığı bölgenin, eğitim düzeyinin ve üyesi olduğu etnik grubun etkisindedir. Diksiyon ise seslerin, sözcüklerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun söyleme biçimidir.

Sözcük Birikimi: Sözcüklerin söylenişi dışında kullanım ve anlamlarının bilinmesini de içermektedir. Bu nedenle, sözcük birikimi, sürekli genişletilmelidir.

Amaç: Duyulabilir ses tonuyla, uygun sözcüklerin, vurgu ve tonlamanın yerinde kullanıldığı bir konuşma yapılmalıdır.

İçerik: Belirli bir düzen izleyerek, bağlantılar kurarak, anlatılmak istenilenin konuşmanın amacına ulaşmasını sağlamaktır. Konuşmanın içeriği, yapıcılık, inandırıcılık, netlik, ilgi çekicilik, akıcılık ve dinleyiciye uygunluk özellikleriyle desteklenmelidir:

Konuşma, bir tek dinleyiciye yapılabileceği gibi, binlerce dinleyici için de gerçekleştirilebilir. Böyle bir durumda konuşmanın konusu ve anlamı her iki taraf için de ortak özellikler taşımalıdır.

Etkili ve doğru konuşabilmek için aşağıdaki ayrıntıları da göz önünde bulundurmakta yarar vardır: İnsanlar arasındaki iletişimi yönlendiren en etkili araç konuşmadır. Fakat söylenen her söz, konuşmacının sorumluluğundadır. Konuşma sırasında jest ve mimikler, doğru kullanılmalıdır. Tanımadığımız kişilere “sen” yerine, “siz” diye seslenilmelidir. İstekte bulunurken, “lütfen” sözcüğü kullanılmalıdır. İstekler karşısında mutlaka teşekkür edilmelidir. Ağız doluyken konuşulmamalıdır. Küfürlü ve argo sözcüklerle konuşulmamalıdır. Konuşurken tükürük saçılmamalıdır.

Konuşma Yanlışları: Dilin kullanma kurallarını bilme düzeyine göre konuşma yanlışlarını algılamada farklılıklar görülmektedir. Toplumsal çevre, eğitim düzeyi ve zamana göre değişkenlik gösteren konuşma yanlışları, yanlış olsalar bile çok yaygınlaşabilmekte ve herkes tarafından kullanılabilmektedir.

  1. Sözcükleri tekrarlamak: “Şey, işte, yani, ” gibi sözcükler konuşma içerisinde sıkça tekrarlanmaktadır. Konuşurken, sözcük tekrarlarından kaçınılmalıdır.
  2. Gereksiz yardımcı eylem kullanmak: Adların yanına gelerek yeni anlatımlar oluşturmak amacıyla etmek, olmak, yapmak gibi ek eylemlerinin gereksiz bir biçimde kullanılmasıdır. Giriş yapmak – girmek, ekarte etmek – elemek, saf dışı bırakmak gibi.
  3. Sözcüklerin anlamını bilmemek: Bilgi eksikliği ve özentiden kaynaklanan yanlış sözcük kullanılmaktadır. -e teşrif ekmek – -i teşrif etmek (-i şereflendirmek), birfiil – bilfiil, evraklar – evrak (evrak sözcüğü Arapça yaprak anlamındaki varak sözcüğünün çoğuludur ve Türkçe’de belgeler anlamındadır.–lar çoğul eki getirerek ikinci bir çoğulluk katmak yanlıştır.)
  4. Yabancı sözcük kullanmak: Türkçe anlamları bulunmasına karşın yabancı anlamlarının kullanılmasının tercih edilmesidir. absürd: saçma, adisyon: hesap gibi.
  5. Sözcükleri yanlış seslendirmek: ağız (ı) – ağz (ı), allerji – alerji, aliminyum – alüminyum, ambülans – ambulans, antreman – antrenman gibi kelimeler genel olarak yanlış seslendirilmektedir.
  6. Düzeltme işareti "^" ile yazılan sözcükleri karıştırmak: Yabancı kökenli sözcüklerde g, k, l seslerinin ince okunması gerektiğinde düzeltme işareti "^" kullanılmaktadır. Türkçe’ye Arapça ve Farsça kökenli sözcükler aracılığıyla girmiştir. adem (yokluk) – âdem (insan), adet (sayı) – âdet (gelenek, alışkanlık), ala (karışık renkli) – âlâ (pekiyi), alem (bayrak) – âlem (dünya, evren) gibi.
  7. Sözcüklere gereksiz ses eklemek: Sonuna getirildiği sözcüğe hiçbir anlam katmayan eklerin yanlış kullanımıdır: artık yerine artıkın, şimdi yerine şimdik, gelirken yerine gelirkene gibi.
  8. Sözcük içindeki sesleri eksik çıkarmak: Sözcükleri oluşturan seslerin tam olarak seslendirilmemesidir. Geliyor yerine geliyo, havlu yerine avlu, kahvaltı yerine kavaltı gibi.
  9. Sözcük içindeki sesleri değiştirmek: Sözcüklerin içerisindeki seslerin sırasının karıştırılmasıdır. Yalnız yerine yalnız, yanlış yerine yanlış gibi.
  10. Sözcüklerdeki 'ğ' sesini yanlış seslendirmek: Türkçe’de yazarken gösterilen ancak söylerken tam olarak seslendirilemeyen ' ğ ' sesinin, önünde ve ardında bulunan /a/ ve /ı/ seslerinin söyleyişte 'ğ' nin kullanılmamasıyla uzun bir A sesine dönüşmesidir. Ağız yerine Az, bağırmak yerine bArmak gibi.
  11. Sözcüklerdeki 'y' sesinin etkisini göz ardı etmek: “y” sesinin kendisinden önceki düz-geniş (a, e) ; yuvarlak-dar (u, ü) ünlüleri, düz-dar (ı, i) ünlülere dönüştürmesidir. (yazıda) başlayan (söyleyişte) başlıyan, (yazıda) taşlayan (söyleyişte) taşlıyan, (yazıda) söyleyecek (söyleyişte) söyli-y-cek, (yazıda) yürüyecek (söyleyişte) yürü-y-cek, (yazıda) gelecek (söyleyişte) gelicek, (yazıda) soracak (söyleyişte) sorucak gibi.
  12. Yöresel konuşma özelliklerini kullanmak: Bölgelere göre sesin çıkarılışında, sözcüklerin söylenmesinde, seslerin kullanımında görülebilen söyleyiş özellikleridir. Kalın yerine galın, gidiyorum yerine gidiyom ya da gidim gibi.

Konuşma Türleri

Konuşma türleri, konuşma gerektiren durumlara göre adlandırılır. Önceden konuşmaya hazırlanılıp hazırlanılmamasına ve konuşmanın amacına göre sınıflandırılabilir. Konuşma türlerini kesin çizgilerle birbirinden ayırmak mümkün değildir. Bir konuşma türü diğer bir konuşma türünün özelliğini de taşıyabilir. Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan konuşma türleri hazırlıksız ve hazırlıklı konuşmalar olmak üzere iki grupta incelenebilir.

Hazırlıksız Konuşmalar: Konuşmayı hazırlamak için zamanın bulunmadığı ya da ansızın gerçekleştirilen, yazılı metinlerden bağımsız gerçekleşen konuşmalardır. Günlük yaşamda herkes tarafından kullanılmaktadır. Karşılaşılan durumların çeşitliliği, konuşma türlerinin çeşitliliğine neden olmaktadır. Gün içerisinde, hazırlıksız konuşmaların bir kısmını ya da hepsini aynı kullanma zorunluluğu doğabilir. Hazırlıksız konuşmalar, çoğunlukla iki yönlü konuşmalardır. Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan hazırlıksız konuşmalar aşağıda kısaca örneklendirilmiştir.

Karşılaşma: Gün içerisinde bazen açık havada, bazen de kapalı ortamlarda, beklenmedik bir anda tanıdık kişilerle karşılaşılabilir. Konuşma, aradaki ilişkinin düzeyine göre resmi veya samimi bir şekilde gelişir.

Tanışma – Tanıştırma: Tanışma, birebir gerçekleşirken; tanıştırma, üçüncü bir kişi aracılığıyla gerçekleşir. Tanıştırılmadan sonra memnuniyet belirtilerek, el sıkışılması bir görgü ve saygı kuralıdır. El sıkışmada büyükler küçüklere, kadınlar da erkeklere ellerini önce uzatırlar.

Soru Yöneltme ve Soruya Karşılık Verme: Soru sormak için önce izin istenmelidir. Sorulacak soru, anlaşılır ve kısa olmalıdır. Soruya verilen cevapta anlaşılır ve kısa olmalıdır. Yanıtı bilinmeyen sorular için yanlış yanıt vermek yerine, açık yüreklilikle, özür dileyerek bilinmediği belirtilmelidir. Alınan cevap karşılığında teşekkür edilmelidir. Karşılık veren kişi de aynı şeklide memnuniyetini dile getirmelidir.

Teşekkür Etme: Teşekkür etmek önemsiz gibi görünen davranışlardan sonra bile yapılmalıdır. Mutlaka özel bir davranış veya iyilik içeren bir durum yaşanması beklenmemelidir.

Kutlama: Kişilerin yaşadıkları mutluluk, sevinç ve gurur duygusu yaşayacak durumlardan sonra kutlanarak, iyi dileklerde bulunulması gerekmektedir. Kutlanılan kişi de aynı alçakgönüllülükle kutlamayı kabul ederek, teşekkür etmelidir.

Özür Dileme: İlişkilerinin devamını sağlamak için yanlış anlaşılmaları, yanlış davranışları düzeltmek amacıyla özür dilenmelidir. Özür dilemeyi küçük düşürücü bir davranış olarak değerlendirmemeli ve bu nedenle özür dilemekten çekinilmemelidir. Özür dilemek içten yapılması gereken bir davranıştır. Önemli olan özür dilemeye sebep olan tekrar edilmemesi, hatanın düzeltilmesidir.

Başsağlığı Dileme (Taziyede Bulunma): Tanıdığınız veya yakınınız birinin yine bir yakınını kaybetmesi sonucunda duygularını paylaşmak onlara başsağlığı dilemektir. Arapça ‘taziyede bulunmak’ deyimi de kullanılmaktadır.

Telefonla Konuşma: Telefonla iletişim, yüz yüze iletişimden farklı değildir. Telefonda görüşülen kişiye göre konuşma şekli değişiklik göstermektedir. Ayrıca telefon görüşmeleri için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Mesela; telefon etmeyi gerektirecek acil bir durum olması dışında günün çok erken ve geç saatleriyle, yemek saatlerinde telefon etmek uygun değildir.

  • Telefonla görüşülecek kişi tanınmıyorsa öncelikle kendinizi tanıtıp, daha sonra karşı tarafı tanımak istemelisiniz.
  • Doğru telefon numaranın arandığını kontrol etmek için telefon numarası tekrar edilmelidir.
  • Telefon etmeye sebep olan konuya hemen geçilmelidir.
  • Konuşma tamamlandıktan sonra saate göre iyi dilekler sunulmalı ve önce arayan telefonu kapatmalıdır.

Cep telefonlarının kullanımıyla ilgili ise farklı kurallara dikkat edilmelidir. Kullanımı uygun olmayan ortam ve yerlerde mutlaka kapatılmadır. Topluluk içinde kullanılmamasına dikkat edilmelidir. Kullanımı gerekli durumlarda ses seviyesine dikkat edilmelidir. Araba kullanırken kullanılmamalıdır. Herkes tarafından bilinen kurallar olmasına karşın uygulanmasında sıklıkla sorunlar yaşandığı görülmektedir.

Doğaçlama konuşmalar ise konuşma akışının konuşmacı tarafından belirlendiği, iki yönlü konuşmalardır.

Söyleşi (Sohbet): İki yönlü konuşmanın ilerlemesiyle sürdürülen konuşmalara söyleşi adı verilir. Konuşmanın süresi konuşmacıların konuyu uzatma isteklerine ve paylaşımlarına göre değişir.

Hazırlıklı Konuşmalar: Süresi ve amacı belirlenmiş, genelde yazılı olarak hazırlanan konuşmalardır. Sorulacak sorulara hazırlanma, bilgi ve belge toplama vb. belirli bir ön çalışma gerektirir. Hazırlıklı konuşmalar, amaçlarına ve düzenlenme biçimlerine göre ikiye ayrılabilir:

Amaçlarına Göre Hazırlıklı Konuşmalar: Konuşmanın içeriğini belirleyen öğe amaçtır. Buna göre konuşmalar beş türe ayrılabilir:

  • Bilgilendirici Konuşmalar; Farklı ve yararlı bilgilerin verildiği öğretici konuşmalardır.
  • Sergileyici Konuşmalar; Bilgilendirici konuşmalardan farkı, öğrettiği konunun işlevsel yanını görsel araçlar ya da sözcükler aracılığıyla desteklemektir.
  • İkna Edici Konuşmalar; Amacı konuyla ilgili, dinleyenlerin düşüncelerini değiştirmek ve yeni bakış açıları kazandırmaktır.
  • Hoş Zaman Geçirten Konuşmalar; Günlük normal iş yaşantısı dışında kalan zamanlarda hoş zaman geçirmeyi amaçlayan konuşmalardır.
  • Yönlendirici Konuşmalar; İlham vererek, yol gösterici örneklerle, davranışlarını değiştirmeyi amaçlayan konuşmalardır.

Düzenlenme Biçimlerine Göre Hazırlıklı Konuşmalar: Belli bir program içerisinde, dinleyici ve konuşmacı sayısına göre değişiklik gösteren en az 1-2 saat ya da 1-2 gün süren ve oturumlar şeklinde düzenlenen toplantılardır. Türleri şunlardır:

  • Konferans: Bilim insanı veya sanatçının derin bilgi sahibi konu hakkında belirli ortamlarda bilgi aktardığı konuşmalardır. 1.5-2 saat süren toplantılardır.
  • Panel: En az üç en çok altı kişinin, söyleşi havası içerisinde dinleyicilerle konuştuğu toplantılardır. Konu çeşitli yönleriyle tartışılır, amaç kesin bir yargıya varmak değildir. Toplantıyı yöneten bir moderatör bulunur. Tartışma dinleyicilere geçerse, forum adını alır.
  • Sempozyum: Panelle benzer özellikler taşımakla birlikte en önemli farkı konuşmaların belirli bir sıra düzeninde yapılmasıdır.
  • Seminer: Konunun uzmanı kişi tarafından eğitim ve öğretim amaçlı yapılan toplantılardır. Konunun içeriğinde bir soruna çözüm getirilir veya çözüm yolları gösterilerek son karar dinleyicilere bırakılır.
  • Kongre: Çok sayıda konuşmacının bildiriler sunduğu toplantılar dizisidir. 1-2 gün sürmektedir. Sunumlarında, konuyu açıklayıcı görsel ve işitsel gösterimlerden yararlanılabilir.
  • Genel Kurul: Genel kurullar, belirli dernek ve kurumların yasal olarak belirlenen süre içerisinde, üyelerinin toplanmasıdır. Amaç gündemde olan maddelerle ilgili üye oyları ile kararlar almaktır. Toplantılarda komiser adı verilen bir devlet yetkilisinin bulunma zorunluluğu da bulunmaktadır. Tüm üyeler katılabilir.