SPOR BİLİMLERİNE GİRİŞ - Ünite 1: Spor Bilimleri İle İlgili Kavramlar Ve Sporun Tarihsel Gelişimi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Spor Bilimleri İle İlgili Kavramlar Ve Sporun Tarihsel Gelişimi

Beden Eğitimi

Amerika Ulusal Beden Eğitimi ve Spor Birliği’ne (NASPE) göre beden eğitimi, “çocuk ve yetişmekte olan gençlerin bilişsel, sosyal ve fiziksel gereksinmelerini karşılamak için hazırlanmış bireysel ve grup içerisindeki hareket yaşantılarını kapsayan bir etkinliktir

Amerika Ulusal Beden Eğitimi ve Spor Birliği’ne göre beden eğitimi alan bireyin kazanacağı davranışları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

  • Çeşitli fiziksel etkinlikleri gerçekleştirmek için zorunlu becerileri öğrenecek.
  • Fiziksel devamlılığının farkında olma duygusunu geliştirecek.
  • Hareketsel olan ve olmayan ve ustalık içeren becerileri geliştirecek.
  • Hareket, dans, oyunlar ve sporda hareketsel olan ve ustalık içeren becerileri birleştirecek.
  • Düzenli fiziksel etkinliğin yararlarını anlayacak ve sağlıklı olma anlayışını geliştirecek.
  • Sağlıklı ve sağlıklı olma alanlarında bilinçli bir tüketici olacak.
  • Dinlenme becerisini ve güven duygusunu geliştirecek.
  • Vücut yapısını ve genel işlevini kavrayacak.
  • Spor, hareket, dans ve oyunlardaki kuralları değerlendirmeyi, uygulamayı ve kuralları kavrayacak.
  • Estetiği ve hareketin yaratıcı niteliklerini takdir edecek.
  • Kendine güveni ve içsel kişilik becerilerini geliştirecek.

Beden eğitimi, sadece bireylerin bütün olarak gelişmesine değil, bireylerin oluşturduğu ve içinde yaşadıkları toplumun gelişmesine de katkı sağlamaktadır.

Aktif Yaşam

Çocuklara bilgi, beceri, davranış, yetenek ve aktif bir yaşam tarzına sahip olma isteği kazandırmak ve geliştirmek için yardım etmeyi amaçlar. Aktif yaşam; fiziksel etkinliklere katılım ile gerçekleşir.

Eğitimciler çocukların sadece okul yılları boyunca büyüyüp gelişmelerini değil, aynı zamanda serbest zamanlarında ve okul yılları sonrasında da aktif bir yaşam tarzı için gereken alışkanlıkları, becerileri ve bilgiyi geliştirmelerini istemektedirler.

Çocukların doğasında hareket etme isteği vardır. Öğretmenler ve spor eğitimcileri çocukların hareket etme isteğine dikkat etmeli ve onları aktif yaşama sürükleyecek etkinlikler düzenlemelidir. Okul yıllarında çocukların fiziksel düzeylerinin gelişmediği görülmektedir. Bunun temel nedenlerinden birisi de bilgisayar başında fazla zaman geçirmeleridir. İyi hazırlanmış beden eğitimi ve spor programları teknolojinin getirmiş olduğu bu olumsuzlukları gidermede önemli bir katkı sağlar.

Fiziksel olarak aktif bir yaşam biçimini benimsemiş olan kişilerde hastalıklara karşı yakalanma olasılığının, hareketsiz bir yaşam tarzını benimsemiş olan kişilere göre daha az olduğu yapılan araştırmalar sonucunda belirlenmiştir.

Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle beraber hareket etme ve aktif bir yaşam sürme ihtiyacı da artmıştır. Beden eğitimci ve spor eğitimcilerinin amaçları kişilerin okulöncesi dönemden başlayarak ilköğretim yılları boyunca pozitif ve aktif yaşam stili benimsemelerini geliştirmektir.

Hareket ve Hareket Eğitimi

Hareket, vücudun herhangi bir bölümündeki gözle görülür değişim pozisyonu, vücudun konum değiştirmesidir. Günlük hayatımızın temel bir parçasıdır.

Hareket eğitimi; uygulama, oyun, spor, atletizm, yüzme, jimnastik, dans kullanımlarını ve bunların anlamlarını araştırmaya; bunların birbirlerine veya gruplara olan etkilerini anlamaya çalışan akademik bir disiplindir.

Hareket eğitimi, çocuğun paylaşmayı, duygularını ifade etmeyi, kişisel amaçlar belirlemeyi ve özgürce hareket etmeyi öğrenmesi için fırsatlar yaratır. Hareket eğitimi, hareketin keşfedilmesi ve üretilmesi olarak da tanımlanır.

Hareket etmeyi öğrenebilmek için serbestçe hareket etmek ve önce kendi alanını, sonra diğer hareket alanlarını tanımak zorundadır. Hareket alanlarını etkili kullanabilen çocuk tüm yönlerde ve düzeylerde temel hareket becerilerini yapabilecek ve kendi vücut kapasitesini tanıyabilecektir. Temel hareket becerilerinin geliştirilmesine yönelik olarak hazırlanan nitelikli programlar çocukların hareketlerini ve verimliliğini arttıracaktır.

Temel Hareket Becerileri

Temel hareket becerileri kişilerin yaşamlarında kullanabilecekleri nitelikte hareketlerdir. Bu temel hareket becerileri;

  • Lokomotor Beceriler: Bir noktadan bir noktaya gitmek için vücudun başvurduğu hareketlerdir. Örneğin; Yürüme, koşma, atlama, sıçrama, uçma, sekme, tırmanma, kayma, sürünme hareketleri lokomotor becerilerdir.
  • Non-Lokomotor Beceriler: Bireyin, bulunduğu zemin üzerinde dengesini yerçekimine karşı koruma yeteneğidir. Örneğin; eğilmek, bükülmek, sallanmak, dönmek, simetri-asimetri vücut şekilleri non-lokomotor becerilerdir.
  • Manipülatif Beceriler: Bireyin, herhangi bir nesne ile ilişkisini gerektiren hareketlerdir. Bu beceriler ile küçük kas becerileri gelişir. Örneğin; atma, tutma, fırlatma, vurma, tekmeleme, sürme hareketleri manipülatif becerilerdir.

Denge

Ağırlık merkezinin yerçekimine karşı kontrol altında tutulmasıdır. Bu çalışmaların amacı, vücudu daha fazla zorlamaya yönelik çalışmaları içerir.

Statik denge ; Sabit bir noktada dengeyi sağlayabilmektir. Tek ayak üzerinde durma, amuda kalkma bu dengeye örnek verilebilir.

Dinamik denge ; Hareket halinde dengeyi koruyabilmedir. Denge üzerinde yürüme, sıçrama, ve sağa sola dönüşler, yuvarlanmalar, takla bu dengeye örnek verilebilir.

Hareket, Vücut, Uzaysal ve Ritmik Bilincin Gelişimi

Çocuklar büyüdükçe, vücutlarının neler yapabileceğini, daha etkili biçimde nasıl hareket edeceklerini ve uygun tepkileri nasıl vereceklerini daha iyi anlarlar.

Hareket bilinci. Duygusal deneyimleri izlemek, yorumlamak ve onlara doğru biçimde tepki vermeyi içerir. Vücut beş duyu organıyla bilgi alır. Bunlar; görme, tatma, duyma, koklama, dokunmadır. Algı, geçmiş deneyimleri kullanarak bu duygusal bilgiyi değerlendirir ve kararlar alınır, tepkiler verilir.

Vücut bilinci, vücudun kısımlarını ve birbirleriyle ilişkilerini doğru olarak tanımlamayı kapsar. Vücudun kısımlarının kapasitelerini, sınırlarını ve hareketleri doğru ve etkili bir biçimde yapmayı da kapsar. Çevresel deneyimler, vücut bilincinin gelişmesine yardımcı olur.

Uzaysal bilinç, üç boyutlu uzayı, içindeki objeleri tanımak ve onlara tepki verme yeteneğidir. Çevreye göre insanın vücudunun konumunun hissidir. Görsel bilinç, uzaysal bilincin kapsamı içindedir. Derinlik ve uzaklık algısı, biçim farkı ve görsel motor düzeni uzay bilincine katkıda bulunur.

Ritmik bilinç, bütün koordine edilmiş hareketlerin temelidir. Zaman içindeki seslerdeki değişimleri algılama ve ayırt etme yeteneği, ritmik bilincin bir parçasıdır.

Spor

“Kişisel ya da toplu biçimde yapılan genellikle yarışmaya dayanan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü” olarak tanımlanmaktadır.

Beden eğitimi ve spor arasında bazı farklar vardır. Bu farklar aşağıdaki gibi sıralanabilir;

  • Spor, bir yarışmadır; Beden eğitimi, yarışma değildir.
  • Spor bir reklam aracıdır; Beden eğitimi, reklam aracı değildir.
  • Spor, bir meslektir; Beden eğitimi, meslek değildir.
  • Spor, üretime katkı sağlar; Beden eğitimi, üretime katkı sağlamaz.
  • Spor, toplumlar arası ilişkileri arttırır; Beden eğitimi ilişkileri arttırmaz.
  • Spor, bir seyir vasıtasıdır; Beden eğitimi, seyir vasıtası değildir.
  • Spor, politika aracıdır; Beden eğitimi, politika aracı değildir.
  • Spor, profesyonel bir uğraşı olarak yapılabilir; Beden eğitimi, profesyonel bir uğraşı olarak yapılmaz.
  • Spor ve beden eğitimi eğitim ve eğlence aracıdır.
  • Spor ve beden eğitimi serbest zaman faaliyetidir.
  • Spor ve beden eğitimi bir bilim ve tekniktir.
  • Spor ve beden eğitimi zevk ve estetiktir.
  • Spor ve beden eğitimi kişiler arası ilişkileri arttırır.

Temel Kavramlar

Büyüme, hücrelerin büyümesi ve çoğalması sonucu oluşan vücut ölçülerindeki artıştır.

Olgunlaşma, üst düzeyde işlevsellik yaratmak için türe özgü yetilerin niteliksel değişmeleridir.

Gelişim, çocuğun daha yüksek nitelikteki işleri yapabilmesi ve ilerlemesidir.

Motor performans , motor görevi ortaya çıkarmak için kullanılan güç ve motor görevi ortaya çıkarma düzeyidir.

Esneklik, bir eklemin hareket oranıdır. Hareket içindeki eklemlerin yapısına ve doğasına, eklemleri saran ligamentlerin doğasına, eklemler ile ilişkili kasların genişliğine bağlı olarak değişir.

Sürat, hareketleri en kısa sürede yapabilme yeteneğidir

Kuvvet, vücudun bir bölümü veya tamamının kütlesi ya da spor dalında kullanılan aracın kütlesinden kaynaklanan bir dirence karşı koyan, direnci yenen etki olarak tanımlanır.

Sporda beceri, minimum enerji ve zaman harcayarak istenen maksimum hedeflere ulaşabilmek için bir süreç içinde sıralanan ve kazandırılması öngörülen istemli davranışlardır.

Dayanıklılık, ortaya çıkan yorgunluğa karşı organizmanın karşı koyabilme yeteneğidir.

Sporda yetenek , belli bir alanda normali üzerinde, ancak henüz tam olarak gelişmemiş özelliklere sahip olan kişidir.

Koordinasyon , amaca yönelik bir hareket esnasında iskelet ve merkezi sinir sisteminin dengeli ve uyum içerisinde çalışmasıdır.

Kondisyon , bir sporcunun fiziksel ve ruhsal olarak genel durumu ve verimliliğidir.

Sporun Tarihsel Gelişimi

Tarihteki ilk sporlar araçlı veya araçsız yapılsın, savunma ve saldırı amacı taşımaktadır. İlk insanların hayvanlarla ve kendi kendilerine girdikleri mücadele sonrasında ilk olarak gerçekleştirdiği eylem kendi fiziksel gücünü kullanmayı öğrenmesidir.

Beden Eğitimi ve Sporun Tarihsel Gelişimi

14. yüzyılda Avrupa’da başlayan Rönesans ve Hümanizm hareketleri beden eğitimi etkinliklerinde birçok yeniliği beraberinde getirmiştir. Yeniçağda ruh ve bedenin dengeli bir şekilde geliştirilmesi ve bedenin eğitilmesi düşüncesinin ağırlık kazanmaya başlaması, Fransız düşünür J:J Russo ile bir felsefe olarak tüm Avrupa’da kabul görmüş, 1400-1500 yılları arasında Avrupa’da beden eğitimi okul programlarında yer almıştır. Tarihte bilinen ilk biçimsel spor örgütü, yüzme federasyonudur. Bilinen ilk yazılı spor kuralları Atina’da güreş, ilk çağdaş spor kuralları da İngiltere’de boks gibi temas sporları için konulmuştur.

Alman cimnastiği’nin önemli isimlerinden birisi Friedrich Luding Jahn bugünkü artistik cimnastiğin temelini atmıştır. 19. yy başlarında daha bilimsel ve fizyolojik esaslara dayandırılan İsveç cimnastiği sistemi ortaya çıkmıştır.

Türklerde ilk kez Emrullah Efendi tarafından beden eğitimi ve spor adı altında beden eğitimi dersi, öğretmen okullarında ve liselerde uygulanmaya başlanmıştır. Beden eğitiminin çağdaş anlamda ülkemize girmesinde ve yaygınlaştırılmasında Türk spor adamı Selim Sırrı Tarcan’ın büyük katkıları vardır.

1885 yılında, sağlık birliği, beden eğitimi, rekreasyonun ve dansın öncüsü olan bir grup oluşturulmuştur. Bu grup (AAHPERD) günümüzde bütün beden eğitimciler tarafından kabul görmektedir.

1900’lü yıllarda beden eğitimi kademeli olarak, yabancı jimnastik sistemlerinden etkilenmiş ve “yeni beden eğitimi” kavramı oluşmaya başlamıştır.

Yirminci yüzyılda atletizm ve dansın beden eğitimi programına katılması onaylanmıştır. 1940 ve 1960 yıllarında beden eğitimi programlarında gerçek değişimler meydana gelmiştir.

İlk Çağlarda Spor

Çinliler, hastalıklardan kurtulmak için nefes çalışmaları yapmışlardır. Tıbbi cimnastikle uğraşarak hareketsizliğe engel olmaya çalışmışlardır.

Hindistan’da, insanlar fiziksel hareketlerden çok ruh ile ilgilenmişlerdir. Yoga, meditasyon ve nefes düzenleme çalışmalarını din ile ilişkilendirip beden ve zihni disipline etmek için yapmışlardır.

Sümerler, iki tekerlekli ve sürücüsü ayakta olan yarış arabasını kullandıkları bilinmektedir.

Asur ve babilliler, vücut hareketlerini askeri becerileri geliştirmek amacıyla yapmışlardır. Boks, güreş ve yüzme sporu ile ilgilenmişlerdir.

Etiler, savaşçı olduklarından savaş arabaları görülmektedir. Bu arabaları hem savaş hem de yarışmalarda kullandıkları bilinmektedir.

Mısırlılarda, jimnastik, oyunlar, boks, güreş, sopa eskrimi, su sporları ve dans ile ilgili etkinlikler görülmüştür.

Yahudiler, özellikle yüzme sporuna büyük ilgi göstermişler, ağırlık kaldırma, taş fırlatma ve ok atma da yaptıkları sporlardandır.

Yunanlılar, vücut eğitimi çok önemliydi.

Ispartalılar, yunan sitelerinin ilk siyasal önderi olarak beden eğitimi çalışmaları, savaşa hazırlık yönünde olmuştur. Koşular, disk, cirit atma, eskrim, boks, güreş ve top oyunları ile de gençlerin yetiştirilmeleri sağlanmaktaydı. Küçük yaştan itibaren ritmik jimnastik ve dans öğretildiği kaynaklarda belirtilmiştir.

Romalılar, vücut kültürünü askerliğe ve savaşa hazırlık olarak yapmışlardır. Eskrim, binicilik, mızrak atma, yüzme, boks, güreş ve askeri teçhizatla yürüyüşler askerliğe ve savaşa hazırlayıcı etkinliklerdir.

Eski Türklerde Spor

Türklerin ilk yerleşim bölgesi Aral ve Baykal gölleri arası ile Himalaya Dağları’nın kuzeyinde bulunan Tanrı dağları arasındaki geniş bölgeydi. Burada doğa ile ciddi mücadeleler vererek ruh ve beden yapılarını güçlü kılmışlardır. Orta asya’da yaşayan Türkler beden kültürüne ve spora büyük önem vermişlerdir.

Eski türkler, yarı göçebe ve yerleşik düzende spora çok yakın olmuşlardır. Atla oynanan ve sportif değer taşıyan oyunlara önem verdiklerinden binicilikte de ustalaşmışlardır. Orta Asya ve Anadolu’da oynanan oyunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir;

  • Gök-Börü
  • Kız-Börü
  • Beyge
  • Çöğen
  • Tepük
  • Tomak
  • Matrak

Osmanlı Döneminde Spor

Güreş, avcılık, atıcılık, okçuluk, binicilik, kılıç, ağırlık kaldırma, gürz ve topuz kullanma, cirit, tepük gibi etkinlikler ön plandadır.

Önceden yarışma biçiminde yapılan güreş, binicilik, cirit ve okçuluk gibi sporlar daha sonraları gelenekselleşmiş ve ata sporlarımız haline dönüşmüşlerdir.

Osmanlı Devletinde geleneksel anlamda spor örgütlenmesine bakıldığında, en önemlisi sor tekkelerinin olduğu görülmüştür.

Geleneksel spor yapısından kulüpleşmeye geçişin, 19. Yy ikinci yarısında gerçekleştiği görülmektedir. Spor yapmak amacıyla modern anlamdaki ilk kulüp su sporları kulübüdür.

Tanzimat fermanı ile birlikte, Avrupalıların etkisiyle futbol oynanmaya ve örgütlenmeye başlamıştır. Futbol ile kulüpleşme çalışmaları yabancılar tarafından gerçekleşmiştir.

Spor yapmak için bir araya gelen gençler ağır şekilde cezalandırılıyorlardı. Ancak 1908’de ikinci Meşrutiyetin ilanı ile birlikte 2. Abdülhamid’in baskıcı, yasakçı tutumu sona ermiş ve tekrar Kanun-i Esasiye yürürlüğe girmiştir. Bunun üzerine birçok yeni spor kulübü kurulmuştur. Bu Türk sporunda önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.

Osmanlı devletinde, sporda federatif yapının oluşturulmasına yönelik etkinliklere bakıldığında, ilk örgütün 1903 yılında kurulan İstanbul Futbol Birliği(1903- 1910) olduğu görülmektedir.

Cumhuriyet Döneminde Spor

Türk toplumunun spor alanında çağdaş bir toplum olması ve batı seviyesine ulaşabilmesi amacıyla, 1922 yılında Türkiye İdman cemiyetleri İttifakı(TİCİ) adı altında kamu yararına çalışan ilk spor örgütü kurulmuş ve sporun sevk ve idaresi bu örgüte bırakılmıştır. İlk başkanlığını Ali Sami Yen, asbaşkanlıklarını da Burhan Felek ve Ali Seyfi yapmıştır. TİCİ daha sonra Türkiye Futbol Federasyonunun kurulma kararını alarak federasyonu kurmuştur.

Beden eğitimi öğretimi 1924-1927 yılları arasında “Jimnastik” adı altında sadece erkek öğrencilere uygulanan bir ders görünümündedir. 1926-1927 yıllarında bayan sporcuları da ortaya çıkmaya başlamıştır.

1936 yılında Türk Spor Kurumu(TSK) faaliyete geçmiştir. Devlet TSK’ya bütçesinden yardım etmiştir.1936 yılında Berlin Olimpiyatlarında güreş dalında Yaşar Erkan ilk kez ülkemize altın madalya getirmeyi başarmıştır.

1938 yılında Beden Terbiyesi Kanunu ile sporun demokratik ve çağdaş bir yapıya kavuşması için ilk adımlar atılmıştır. Spor işlerinin ilk kez bakanlık düzeyinde ele alınması 1969 Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kurulmasıyla gerçekleşmiştir.

1959 yılında “Türkiye Ulusal Profesyonel Ligi”nin kurulmuştur. Böylelikle futbol daha yaygınlaşmış ve popüler olmuştur. 1982 yılında yeni Anayasa’da ilk defa spora yer verilmiştir. Böylelikle spor ve sporcu Anayasa’nın teminatı altına alınmıştır. 1986 yılında Beden terbiyesi Genel Müdürlüğü” olan adı, Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir. 1989 yılında Başbakanlık Devlet Bakanlığı’na bağlanarak adı “Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü” olmuştur.

Olimpiyatlar

Olimpiyatların tarihinin M.Ö.XIV. yüzyıla kadar uzandığı tahmin edilmektedir. 12. Yüzyıla yakın bir süre, her dört yılda bir yapılarak, bir süre Yunan yarımadasının, daha sonraları da Romalılar yoluyla, tüm Roma imparatorluğunun katılması ile devam etmiştir. Olimpiyatların mutlaka dine dayalı bir başlangıcı bulunmaktadır.

Modern olimpiyat oyunları dört yılda bir yapılmaktadır. Modern Olimpiyat Oyunlarının kurucusu İtalyan kökenli Baron Pierre de Coubertin’dir. Olimpiyat oyunlarının bayrağı; beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş beş ayrı renkteki beş halkadan oluşur. Bu halkalardan üçü üstte, ikisi alttadır. Üstteki üç halka soldan sırasıyla mavi, siyah ve kırmızı, alttakiler ise sarı ve yeşildir. Mavi renk Avrupa’yı, siyah Afrika’yı, kırmızı Avustralya’yı, sarı Asya’yı ve yeşil Amerika’yı temsil eder.

Modern olimpiyatlarda ev sahipliğini devletler değil kentler yapmaktadır. Olimpiyat oyunlarının süresi 15 günü geçmemektedir. İlk olimpiyat oyunları 1896 yılında Yunanistan’ın başkenti Atina’da yapılmıştır.

Modern Olimpiyat oyunları şimdiye kadar I. ve II. Dünya Savaşlarından dolayı üç kez iptal edilmiştir.