SPOR VE MEDYA İLİŞKİSİ - Ünite 5: Medyada Spor Servisleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Medyada Spor Servisleri

Giriş

Toplumların ihtiyaçlarını gidermek amacıyla birçok yönden avantajlar sağlayan örgüt kavramının bu amaca ulaşması için uygun bir yapıda olması, amaçlarının belirlenmesi, amaçlara uygun personelin işe koşulması ve bunlar için ihtiyaç duyduğu gerekli donanımın sağlanması gerekir.

Örgütler bu yapıyı sağlamak için sektör, müşteri, ürün profili, dağıtım kanallarının biçimi ve çeşitliliği gibi referans noktalarından yola çıkarak ihtiyaca karşılık vermeye çalışırlar. Toplumun ihtiyaçları arasında yer alan ulusal ve uluslararası gelişmelerden haberdar olmak ihtiyacı karşılanırken de bu amaçla örgütlenen medya kurumları yukarıda bahsedilen süreçlerden geçmek durumundadırlar.

Günümüz dünyasında meydana gelen değişimler medya örgütlerini de etkilemiş ve bir takım değişimler yaşamalarına sebep olmuştur. Medya örgütleri bu değişimler sonucu kendilerini büyük holdinglerin bir parçası olarak bulmuşlar ve onların yönetim yapılanmalarından etkilenmişlerdir. Bu değişim ile birlikte gözlenen bir değişiklik de medya sektörünün farklı örgütlerden hizmet satın alır hale gelmesidir.

Yönetim Fonksiyonları

Yönetim fonksiyonlarını açıklarken dikkate alınması gereken konu, yönetim kavramının tedarik, üretim, pazarlama, finans, muhasebe ve araştırma-geliştirme kavramlarından ayrımının yapılmasıdır. İşletme faaliyetleri olarak bilinen ve ilk kez Henri Fayol tarafından; teknik (üretim), ticari (satın alma ve satma), mali, muhasebe ve güvenlik şeklinde sıralanan eylemler daha çok teknik nitelikte olup örgütten örgüte farklılık gösterirler. Oysa Fayol tarafından işletmelerin altıncı faaliyeti olarak sunulan ve kapsamına planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve denetimin girdiği “yönetim” faaliyeti (süreçleri) ise, genellikle tüm örgütlerde bulunan bir niteliktir.

Planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve denetimden oluşan yönetim fonksiyonları (S:91, Şekil 5.2) kısaca şöyle açıklanabilir:

  • Planlama, belirlenen örgütsel amaçları gerçekleştirmek için hedeflerin ortaya konmasıdır.
  • Örgütleme, bir örgütün etkinliğini ve verimliliği sağlamak için insan kaynakları, finansal konuları ve fonksiyonları arasında koordinasyonu sağlayacak ortamın hazırlanmasıdır.
  • Eşgüdümleme (koordinasyon), bölümler ve eylemler arası uyumun sağlanması ile örgütün çalışmalarını kolaylaştırma ve başarı şansını arttırma çabasıdır.
  • Yöneltme, örgütün insan kaynaklarının rasyonel ve etkin biçimde motive ederek, belirlenen hedeflere ulaşılmasını sağlayan yönetim fonksiyonuna denir.
  • Kontrol (denetim), örgütün ve çalışanlarının ne yaptığını, hangi hedefe ne kadar ulaşıldığını ve an itibari ile nerede olduğunu gösteren yönetim fonksiyonuna denir.

Bir Yönetim Fonksiyonu Olarak Örgütleme

Örgüt belirli bir amacı gerçekleştirme amacı ile iki ya da daha fazla kişinin çabalarını bilinçli olarak birleştirmeleri yolu ile ortaya çıkan işbirliği sistemidir.

Örgütleme, örgütün fiziki, beşeri ve mali kaynaklarının, uyumlu biçimde bir araya getirilmesi ile ilgilidir. Örgütleme, bir örgütün etkinliğini ve verimliliği sağlamak için insan kaynakları, finansal konuları ve fonksiyonları arasında koordinasyonu sağlayacak ortamın hazırlanmasıdır.

Bir örgütün amaçlarına ilişkin tasarlanan, bilinçli olarak oluşturulmuş ilişkiler topluluğuna ilişkin örgüt tasarımı formal (resmi, biçimsel) örgüt yapısı olarak adlandırılır. Formal örgüt yapısı denildiğinde aklımıza ilk gelen örgüt şemasıdır. Kademe ve mevkilerin çalışanlar tarafından belirlendiği, herhangi bir ön çalışma ve planlamanın yer almadığı, bireyler arası ilişkiler neticesinde ortaya çıkan örgütlenme biçimine informal (gayri resmi, biçimsel olmayan) örgüt yapısı denir.

Örgütleme ilkeleri aşağıdaki biçimde ele alınabilir.

Örgüt düzenini ve ilişkilerini korumak için ihtiyaç duyulan ilkeler şu şekildedir:

  • İşbölümü ve uzmanlaşma ilkesi; belirlenen amaçlara ulaşmak için işlerin bölümlenmesi ve uzmanlaşmaya olanak sağlayacak biçimde düzenlenmesini kapsayan ilkedir.
  • Hiyerarşik yapı (basamaklar) ilkesi; örgütteki yetki ve sorumlulukların en üst düzeyden en alt düzeye kadar kesintisiz ve sorunsuz aktarılmasını sağlayan ilkedir.
  • Amaç birliği ilkesi; örgüt planlarında yer alan örgütsel amaçlara ulaşmanın yolunun her birimin alt amaçlara ulaşması gerektiği hedefini benimseyen ilkedir.
  • Emir-komuta ilkesi; çalışanların sadece bir üstten emir almasını sağlayan ilkedir.
  • Sınırlı denetim alanı ilkesi; üstlerin yönetebildiği kadar astın atanması ilkesidir.
  • Yetki ve sorumluluk denkliği ilkesi; örgütsel yapı içinde yer alan yöneticilere ve çalışanlara aldıkları yetki kadar sorumluluğun ve aldıkları sorumluluk kadar yetkinin verilmesini ön gören ilkedir.
  • Yetki devri ilkesi; üst kademede yer alan çalışanların ve yöneticilerin gerektiğinde yetkilerini astlarına verebilmesi işlevidir.
  • İstisnalarla yönetim ilkesi; stratejik ve önemli nitelik taşıyan durumlar dışında, rutin işlerin yetkilerinin alt kademelere verilmesi ilkesidir.
  • Denge ilkesi; örgüt amaçlarına ulaşma yolunda örgütün işleyişini, etkinliklerini, çabalarını yavaşlatacak ya da sekteye uğratacak örgütlenmeden kaçınma ilkesidir.
  • Verimlilik ve etkinlik ilkesi; örgütlenmenin en düşük maliyette amacına ulaşması şeklinde tasarlanması ilkesidir.
  • Basitlik ilkesi; örgüt yapısının basit ve anlaşılır olmasını sağlayan ilkedir.
  • Esneklik ilkesi; örgütün değişen çevre koşullarına göre örgütlenmesini sağlayan ilkedir.
  • Açıklama ilkesi; örgüt şemasında yer alan her çalışanın görev ve sorumluluklarının açık biçimde tanımlanmasını sağlayan ilkedir.

Örgütlerde Bölümlendirme ve Türleri

Örgütleri, birimlere ve bölümlere ayırma işlemine bölümleme adı verilir. Değişik birimlere verilen yetki, sorumluluk ve görevler bir araya getirilerek bölümler (departmanlar) oluşturulur. Bu bölümlerden beklenen belirlenmiş alt amaçlara ulaşmalarıdır. Değişik örgütlerdeki değişik örgütlenme biçimleri; fonksiyonel örgütlenme, ürün temeline göre örgütlenme, coğrafi temele göre örgütlenme, müşteri temeline göre örgütlenme, matriks örgüt modeli, şebeke örgüt yapısı ve sanal örgüt modeli olarak sıralanabilir. Örgüt türleri içerisinde şebeke türü örgütlenme içsel, dengeli ve dinamik şebeke örgütlenme olmak üzere üçe ayrılır.

Fonksiyonel örgütlenme; üretim, pazarlama, finans, insan kaynakları, muhasebe gibi temel bölümleri kapsayan ve daha çok tek bir mamul üreten işletmeler tarafından tercih edilir.

Ürün (mal) temeline göre örgütlenme, işletmeleri küçük ve esnek yönetsel bölümlere böler ve daha çok birden fazla ürün ve çeşidine sahip işletmeler tarafından kullanılır. Her ürün veya hizmet için ayrı yönetim fonksiyonları ve yöneticileri atanır. En üstte bu yöneticilerin bağlı olduğu bir yönetim organı mevcuttur.

Coğrafi temele göre örgütlenme, her bölge yapısına ve koşullarına ulaşma imkânı sağlayıp pazar payını arttıran ve çok uluslu şirketler tarafından daha çok tercih edilen örgütlenmedir.

Müşteri temeline göre örgütlenme, tüketici istek ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş örgütlenmedir.

Matriks (karma) örgüt modeli, ürün çeşitliliği ve değişik coğrafyalardaki pazarlara girme çabalarının varlığı düşünülerek tasarlanan bir modeldir. Örgüt yapısının ilk düzeyinde işlevsel bölümlendirme yer alırken, ikinci kısmında ürün veya coğrafi temele dayalı bölümlemeler yer alır. Bu sayede matriks yapıda bölüm mensupları iki üste karşı da sorumluluk alabilir ve daha uzman ve yetenekli bir ekip oluşturulması yolu açılabilir.

Şebeke örgüt yapısı, günümüz bilgi ve iletişim çağına uygun yapılanmayı içeren şebeke türü örgütlenme modeli, bir mal ya da hizmeti üretmek için iki ya da daha fazla örgüt arasında işbölümünü uzun süreli işbirliği ile sürdüren örgütlenme biçimidir. Şebeke örgütlerin öne çıkan özelliklerinden biri gerekli hizmet ve malların değişik örgütlerden karşılayabilmeye imkân tanıyor olmasıdır. İçsel, dengeli ve dinamik şebeke örgütlenmesi olarak üçe ayrılır.

Sanal örgüt modeli, sanal kavramı, varmış gibi görünen, algılanan ancak gerçekte fiilen var olmayan anlamına gelmektedir. Sanal gerçeklik ise fiilen gerçek olmayan bu olayın mevcutmuş gibi görülmesi, anlamlandırılmasıdır. Bu tanımlardan yola çıkacak olursak bu model farklı yerlerde bulunan işletmelerin ürün veya hizmetleri sunmaları amacı ile iletişim teknolojilerinin kullanımı sayesinde birbirlerine bağlanması, eşgüdüm içinde çalışması ve tek bir işletme görünümü sunarak faaliyet gösteren örgüt halini alması halidir. Yani uzun vadeli bir amaç veya hedef için bir araya gelmiş, iletişimlerini ve işlerin koordinasyonunu bilgi-iletişim teknolojileri yoluyla gerçekleştiren, coğrafi olarak geniş alana yayılmış olan organizasyon tanımı yapılabilir.

Örgütleme biçimi açısından sanal örgütlenme ile şebeke arasında benzerlikler görülebilir, ancak farklılıklar mevcuttur. Her sanal organizasyon bir şebeke organizasyon olabiliyorken, her şebeke organizasyon, bir sanal organizasyon olamaz. Şebeke türü örgütlenme biçimi hem geçici hem kalıcı olabiliyorken, sanal örgüt yapısı proje bazlı çalışır, geçicidir. Proje amacına ulaştıktan sonra örgüt sona erer. Şebeke türü örgütlenmede lider tek olabilirken, sanal örgütlenmede liderlik proje ve amaca göre el değiştirebilir. Şebeke türü örgütlenmede bölümle birim şeklinde olabilirken, sanal örgüt yapısında bölümle kişi ölçeğine kadar inebilir.

Televizyonda Spor Servisleri

3 Ağustos 1989 yılında Magic Box Star 1’in yayına başlamasından, günümüzde uydudan yayın yapan kanallara kadar süre gelen televizyon yayıncılığı; kamu hizmeti anlayışından ticari yayıncılığa geçiş trendinin artması ve en önemlisi de devletin televizyon yayıncılığındaki sıkı denetimi gevşetmesi ile birlikte değişimini hız kazanarak devam ettirmiştir.

Televizyonda görülen örgütlenme süreci fonksiyonel örgütlenme, matriks türü örgütlenme ve şebeke türü örgütlenme şeklinde olmuştur. Televizyon yayıncılığının örgütsel bağlamda değişim göstermesinin temel nedenlerini sahiplik, içerik ve örgüt kavramlarında yaşanan değişimlere bağlamak mümkündür.

Sahiplik yapısı bağlamından bakıldığında değişim devletten özele, özelden de bir takım guruplara doğru yaşanmıştır. İçerik yapısında, dış kaynakların yapımlarından, geliştirilen stüdyo yayınlarına, oradan da yapım şirketlerine yönelme görülmektedir. Örgüt yapısında yaşanan değişiklikler ise fonksiyon temelli yapıdan, matriks türü yapılanmaya, oradan da şebeke türü yapılanmaya doğru olmuştur. Özellikle özel televizyon kuruluşları reklam ajansları, sponsorlar, haber programları ve yapım şirketleri gibi birçok aktör ile etkileşim içerisinde bulunmuştur. Drama, magazin, eğlence, film gibi içerikleri yapım şirketlerinden, haber içeriklerini ajanslardan, reklamları ise pazarlama ve reklam ajanslarından temin ederek karşılıklı bağlılığa dayanan bir oluşum içine girmişlerdir.

Televizyonların ilk örgütlenme biçimi olan fonksiyon temelli örgüt yapısı, temel fonksiyonlar dikkate alınarak gerçekleştirilmiştir.

Televizyonlarda stüdyo yapımlarının artması ile matriks türü örgütlenme süreci başlamıştır. Bu yapıda yer alan yönetim fonksiyonları dikey biçimde; yapım, denetim ve kaynak yönetimleri yatay biçimde örgütlenmiştir.

Bankacılık, otomotiv, sanayi, turizm, pazarlamacılık, sigortacılık gibi sektörleri bünyesinde barındıran holdingler, medya sektörüne yaptıkları yatırımlarla lider konumdaki televizyon kanallarını bünyelerine toplamışlardır. Bu değişimler ile birlikte bir yönetim türü değişikliği yaşayan televizyonlar şebeke türü örgütlenme modelini benimsemişlerdir. Temel yeteneklerinde uzmanlaşan örgütler, diğer yetenek, iş ve yapımları dış kaynak kullanımı ile diğer örgütlere devrederler. Bu örgütlenmeyi benimseyen kanallar, kimi zaman haber programları, kimileri için spor, eğlence ya da belgesel üretimi için uzmanlaşırlar ve ihtiyaç duydukları diğer hizmetleri dışarıdan alma yoluna giderler.

Yazılı Basında Spor Servisleri

Yazılı basının örgütsel yapısı değerlendirildiğinde “yatay örgütlenme” ağır basmaktadır. Bu değerlendirmede temel yönetim fonksiyonları ve yayıncılığa ilişkin bölümler ayrı konumsalar bile ikisi de yayıncı kuruluşa bağlıdır.

İç haberler, dış haberler, ekonomi, spor, yaşam/moda (lifestyle), politika editörlükleri yazı işleri müdürlüğüne bağlıdır. Tasarım ve istihbarat servisi, tüm editörlüklere destek vermektedir. Fotoğraf editör ve görsel yönetmenin ayrıca bağlı olduğu yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmenine bağlıdır. Yazılı basın yayıncılığına ait tüm birimlerin bağlı olduğu genel yayın yönetmeni de yayıncı kurum ya da kuruluşun üst yönetimine bağlı bir yapı içerisinde bulunur.

Editör; başında bulunduğu alan içeriğinin sorumluluğunu alan kişidir. İstihbarat şefi/şehir editörü ise; haber toplama ve operasyonunu yönlendiren ve takip eden kişidir. Fotoğraf editörü gazetelerin fotoğraf içeriğinden sorumlu ve foto-muhabirlerini yöneten kişidir. Tasarım editörü gazete sayfalarının tasarımını yapan, sayfanın önemli yerlerine göre haberleri yerleştiren, haber başlıklarını teknik olarak düzenleyen, seçilen fotoğrafları sayfalara yerleştiren, sayfayı basıma hazır hale getiren birimdir. Muhabirler yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası haberleri toplayan ve konu editörlerine ulaştıran kişilerdir.

Yazılı basında spor editörlüğü yazı işleri müdürlüğüne bağlıdır. Spor editörlüğünde yer alan uzmanlar ve muhabirler, hazırladıkları haberleri editörlük vasıtası ile yazı işleri müdürlüğüne ulaştırırlar. Spor basını olarak da adlandırabileceğimiz bu medya sektörünün örgütlenme biçimi daha da detaylanmıştır.

Spor muhabirleri değişik spor dallarına (futbol, basketbol, voleybol, motor sporları, tenis vb.) göre ayrılmış ve konularında uzmanlaşmışlardır. Öyle ki bu bölümleme sadece spor dallarına göre değil, o spor dalında faaliyet gösteren büyük kulüplerin sayısına göre muhabir atanmıştır. Özellikle ulusal yayın yapan gazetelerin Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş vb. kulüplerin haberleri, o kulüple ilgilenen ve uzmanlaşan muhabirler tarafından yapılmaktadır.

Spor haberleri, gündem toplantıları ile ele alınan konular çerçevesinde değerlendirilir. Gündem toplantısında kuruma ve muhabire gelen istihbaratlar, bölgelerden gelen istihbaratlar ve abone olunan yerli/yabancı ajanslardan gelen haberler değerlendirilerek hangi spor etkinliklerinin gün içerisinde izleneceği ile ilgili bir karara varılmaktadır. Gündem belirlendikten sonra muhabirlere ve foto muhabirlerine görev dağılımı yapılmaktadır. Editörler, hangi haberin sayfada ne kadar yer kaplayacağına ve hangi görüntülerin kullanılacağına karar verirler. Haberle ilgili olarak kullanılacak fotoğraf ve diğer görsel malzemelerin seçiminde son karar sayfa editörünündür.