SUÇ ÖNLEME MODELLERİ - Ünite 6: Durumsal Suç Önleme Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Durumsal Suç Önleme

Giriş

Suçludan suça odaklanan bir kavram olan durumsal suç önleme; suça neden olan durumların yaratılmaması ya da ortadan kaldırılması ile ilgilenir ve hedef/mağdur, durum/fırsat ve suçu işlemeye motive olmuş bireyin bir araya gelmemesini hedefler.

Durumsal Suç Önleme Nedir?

Geleneksel kriminoloji içerisindeki suç önleme yöntemlerine sonradan dâhil olan durumsal suç önleme; suçun içerisindeki üç faktörden biri olan ve geleneksel kriminolojik yaklaşımların yeterince odaklanmadığı, suç mağdurunun çeşitli tedbirlerle, özellikle de rutin tedbirlerle korunmasını öne çıkarır. Evden her çıkışımızda kapıyı kilitlediğimizden emin olmak, değerli eşyalarımız için bankalarda kasa kiralamak rutin tedbirlere örnek olarak verilebilir. Durumsal suç önleme esasen kamu otoritelerinin çabalarını ‘destekleyici’ ve ‘tamamlayıcı’ tedbirler içermektedir. O nedenle, kamunun suç önleme politikalarının oluşturulmasında durumsal önleme kısmında yer alan aktörlerin de mutlaka dâhil edilmeye çalışılması önemlidir.

Durumsal Suç Önleme Yaklaşımına Getı·rilen Eleştiriler

Durumsal suç önleme yaklaşımına getirilen çeşitli eleştiriler;

  • Durumsal suç önleyici yöntemlerle ancak belli türde, özellikle de ekonomi temelli, mal varlığına yönelik suçlarda görece bir azalma olabileceğini, cinayet ya da organize suçlar gibi alanlarda işe yarayamayacağı
  • Durumsal suç önleyici tedbirlerin azalmadan, çok uygun şartlar olmadığı için bir yerde işlenemeyen suçların kaybolmayıp bir başka yerde işlenmesi anlamına gelen ‘suç kayma’sına yol açabileceği
  • Ekonomik gücü daha yüksek olan kesimlerin kendilerini daha iyi koruyabildikleri oysa zayıf kesimlerin o oranda bunu yapamadıkları tartışmasına neden olabileceği ve devlet otoritesinin sarsılabileceği
  • Durumsal suç önlemenin suçun ardındaki esas nedenler olan sosyal, ekonomik ve siyasal faktörleri perdelediği, suça günübirlik, palyatif çözümler getirdiği ama bunun suçu yok etmeyerek sadece örttüğü
  • Güvensiz ve tedirgin bir toplum yapısı oluştuğu şeklindedir.

Durumsal suç önlemeye getirilen eleştirileri ‘etik’ ve ‘ideolojik’ olmak üzere iki temelde toplanabilir:

  • Etik açıdan bakıldığında; insanların gündelik hayatlarını sürdürürken farkında olmadan kayıt altına alınmalarının, izlenmelerinin ve görüntülerinin çekilmesinin sorunlu olduğu ve bu durumda suç işleyenlerden çok yasalara uyan vatandaşların cezalandırıldığı üzerinde durulmaktadır.
  • İdeolojik açıdan bakıldığında; insanları korkutup tedirginleştirerek kendi ideolojisinin hayatın her alanına nüfuz etmesini sağlayan devletin bir tür ‘güvenlik’ ideolojisinden söz edilmektedir. Sıradan insanlara her an suç işleyebilecek kişiler gibi yaklaşılmakta ve bu durum kişilerle kurumların ilişkisini güvensizlik temeline oturtmaktadır.

Durumsal suç önlemenin etkili olabilmesi için yerel düzeydeki önlemlerin devlet kurumlarıyla yakın bir işbirliği içerisinde ve bütüncül bir biçimde aynı anda ‘her yerde’ olmasının endişeleri ve eleştirileri önemli ölçüde ortadan kaldırabileceği söylenebilir.

Temel Teorik Yaklaşımlar

Durumsal suç önlemenin aksine geleneksel kriminoloji içerisinde suçtan suçluya odaklanan teoriler şu şekildedir:

Fırsat Teorisi: Bir suçun işlenmesinin arkasındaki motivasyon ya da yarar ne olursa olsun ortada buna neden olabilecek bir fırsat olmadıkça gerçekleşemeyeceğini savunur. Fırsat suçları çevresel şartların, güvenlik açıklarının bireylere yüksek faydayı ve yakalanmama olasılığı düşündürdüğü zamanlarda ortaya çıkar. Hiç aklında yokken bankamatikte unutulan bir kartla işlem yapabileceğini gören bir kişinin kendine hakim olamayarak bu fırsattan yararlanmaya çalışması fırsat suçlarına örnek verilebilir. Bu teoriye göre suçluların büyük çoğunluğu aslında birer ‘fırsat suçlusu’dur. Dolayısıyla, fırsat oluşturabilecek anlara ve durumlara odaklanılmasının suçu önlemede sonuç verici olduğu görüşünü benimser.

Rutin Faaliyetler Teorisi: Suça maruz kalma ihtimali olan kişi, yer veya eşyayı, başka bir ifade ile hedef olma ihtimali olanları, polis devriyesi, özel güvenlik görevlileri, komşular, kamera sistemleri, alarm cihazları, ışıklandırma, kapı görevlileri vb. gibi faaliyetlerle korumayı hedefler. Burada kritik olan olası mağdurları olası saldırganlardan koruyabilecek yeterlilikte ve yetkinlikte bir koruma aracının gerektiğinde devreye girebilecek olmasıdır. Bu teoriye göre işsizlik, eşitsizlik ve yoksulluk gibi faktörler suçun arkasındaki ana saikler değildir

Rasyonel Tercih Teorisi: Suç işleyebilecek kişilerin tercihlerini engellemeye ya da değiştirmeye odaklanır. Bu teori, suç işleyen saldırganın bu eyleminin getiri ve götürülerini bilinçli bir şekilde hesap ettiğini ve elde edeceği yarar göze aldığı riskin üzerindeyse harekete geçtiğini ileri sürer. Bu teori, suçluların her zaman zannedildiği gibi irrasyonel davranışlar sergileyen, toplum-dışı ve sapkın kimseler olmayabileceğini, çoğunlukla kendi rasyonaliteleri içerisinde fayda-maliyet analizi yaptıkları görüşünü benimser. Burada suça neden olan motivasyondan çok saldırgan kişinin para, statü, cinsellik ve heyecan gibi ihtiyaçlarının etkisi önem arzeder. Eğer bu ihtiyaçlar dışsal olarak ortadan kaldırılırsa suç nedeninin de ortadan kalkacağı ve suçun engellenebileceğine inanılır.

Kırık Pencere Teorisi: Boyasız evler, kırık camlar gibi çevresel bakımsızlıkların, belirli bir bölgede yeterli denetim, düzen ve korumanın olmadığı ve dolayısıyla rahatça suç işlenebileceği algısına yol açtığını iddia etmektedir. Gerçek anlamda suçu ve suç korkusunu azaltmanın yollarından biri insanlarda tedirginliğe neden olabilecek her türlü düzensizliğin henüz daha korkutucu bir boyuta ulaşmadan ortadan kaldırılmasıdır. Örneğin evsizler, otobüs duraklarında oturabilirler ama hiçbir yasada belirtilmemiş olsa da burada geceleri uyuyamazlar. Evsiz insanların bu tür yerleri barınma amacıyla kullanmaları hem diğer insanlarda güvensizliğe yol açmakta hem de adeta suça davetiye çıkarmaktadır. Bu teori her ne kadar temelde polislik faaliyetlerini amaçlasa da özel güvenlik alanındaki çalışanlar açısından da önemli sonuçları olmuştur.

Suç Örüntüsü Teorisi: Suça mağdur ve suçlunun yollarının kesişmesi neden olduğunu savunur. Bu kesişmeyi sağlayan bazen saldırganın mağdura dair bir bilgiyi önceden bilmesidir; örneğin komşusunun ya da iş arkadaşının ne zaman tatile gittiğini bilmesi gibi. Bu teori, suçu suçlunun motivasyonu, doğabilecek fırsatlar ya da fayda-risk analizinden çok belirli bir yer ve mekân üzerinden açıklar. Farklı kesimlerin yaşam alanlarını birbirinden ayıran ‘sınırlar’ da önemli rol oynar. Kentin nasıl planlandığı, ulaşım sistemlerinin nasıl biçimlendiği mağdur ve suçlunun yollarının kesişmesinde önem arzeder.

Durumsal Suç Önleme Teknikleri

Zaman içerisinde temel teorik yaklaşımlara dayanan suç önleme teknikleri ortaya çıkmıştır. Bu tekniklerden başlıca 10 tanesi şu şekildedir:

Hedefe ulaşmanın zorlaştırılması: Suç işleme potansiyeli olan kişilerin ulaşmak istedikleri hedef, gerek fiziki gerekse teknolojik ve tasarımda yapılacak değişikliklerle zorlaştırılır. Araçlara alarm sistemi takılması ya da direksiyon kilidi örnek olarak verilebilir.

Riskin arttırılması: Hedef alınanın gerek fiziki gerekse teknolojik olarak sürekli gözetim ve denetim altında tutulması gerçekleştirilecek bir suçun daha riskli olduğu hissi verilir. Kuytu köşelerin iyi aydınlatılması ve okul çocuklarının forma giymesi örnek olarak verilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da riski arttırmak kadar algılanan riski arttırmanın önemli olduğudur.

Kazanımların azaltılması: İşlenecek olası bir suçla elde edilecek kazanımların asgari seviyede tutulmaya çalışması temel amaçtır. Banka şubelerinin kasalarında belli bir miktarın üzerinde paranın tutulmayarak elde edilen paraların gün içinde sık sık daha güvenli ana merkeze götürülmesi buna örnektir.

Provokasyonların azaltılması: Bazı durumlarda sırf yeterince özenli bir ortam ve durum oluşturulmadığı için yaşanan küçük tartışma ve anlaşmazlıkların büyüyerek ciddi suçlara dönüşme ihtimali vardır. Bu nedenle, hizmet verilirken karşı tarafın gereksiz bir strese girmesi engellenmelidir. Özellikle kapalı, izdiham yaşanması yüksek risk taşıyan yerlerde provokasyonların oluşmasının mutlaka önüne geçilmelidir. Bankalarda ve tren garları gibi pek çok yerde uygulandığı türden sıramatiklerin kullanılması örnek verilebilir.

Mazeretlerin ortadan kaldırılması: Pek çok durumda işlenen bir suçla ilgili kişiler pek çok mazeret ileri sürmeye yatkındırlar. Bu nedenle mazeret kapılarını olabildiğince kapatmak gerekir. Önceden konulan ‘park yapılmaz’, ‘Özel mülk’, ‘Ateş yakmayınız’, ‘Mangal yakılması yasaktır’ gibi uyarı levhaları da sonradan üretilecek mazeretlerin önüne geçmeye yardım eder.

Doğal gözetim: Temel amacı suçtan uzak tutulmak istenen bir bölge ya da alanın doğal düzeni içerisinde olabildiğince canlı ve yaşayan bir yer haline getirilmesidir. Doğal gözetim, insanların daha karanlık olduğu ya da bakımsız, pis, çöple dolu olduğu için kullanmaktan imtina ettikleri bir yerin bütün bunlardan arındırılarak kullanıma açılmasını, caydırıcı ya da uzaklaştırıcı engellerin ortadan kaldırılmasını ifade eder.

Resmi gözetim: Devletin ya da özel sektör kuruluşlarının resmi görevlileri vasıtasıyla yaptığı gözetim faaliyetlerini kapsar. Burada önemli noktalardan biri resmi gözetimin güvenlik altına alınmak istenilen bölgenin ihtiyaçlarına uygun şekilde gerçekleştirilmesidir. Örneğin, araçla devriye görevi yapmak yeterli sonucu vermediğinde bisikletle ya da yaya olarak bu önlemi almak daha etkili olabilir.

Çalışanların yaptığı gözetim: Özellikle banka şubeleri ya da mağazalar gibi fazlaca paranın döndüğü işletmelerdeki çalışanların kendi işleri yanında olan bitene kayıtsız kalmamalarını ve güvensizlik yaratan durumlarla ilgili ne yapacaklarını önceden bilmelerini içerir. Bunun için çalışanların zaman zaman eğitime tabi tutulmaları ve güvenlik görevlileri tarafından bilgilendirilmeleri önemlidir. Banka çalışanları ve otel görevlileri örnek olarak verilebilir.

Ortamın düzenlenmesi: Suça ya da herhangi bir karışıklığa sahne olabilecek bir yerin fiziki olarak nasıl düzenlendiği önemlidir. Örneğin, bir restoranda yemek yiyen insanların kendilerini daha rahat hissedebilmeleri için mahrem alanlar oluşturulabilir ancak bu aynı zamanda doğal gözetimin ve çalışanların yapacağı gözetimin azalması anlamına gelebilir. Olası bir suç durumunda kişilerin kaçma noktalarının önceden tespit edilerek kameralar konulması, herhangi bir kara nokta bırakılmaması ve de gerektiğinde kullanılmak üzere sadece çalışanların bildiği korunaklı yerler oluşturulması da bu kapsamda anılabilir.

Olası saldırganların uzak tutulması: Suç işleme olasılığı bulunan kişilerin suç mağdurlarından ya da suça konu olacak her türlü hedef en olabildiğince uzak tutulmaya çalışılması esastır. Buna tipik örnek holiganlığın yüksek potansiyel taşıdığı futbol karşılaşmalarında farklı takım taraftarlarına farklı giriş çıkışlar kullandırılması, birbirleriyle sıcak bir temas sağlamalarının olabildiğince engellenmesi gösterilebilir.