SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE HALKLA İLİŞKİLER - Ünite 1: Sürdürülebilirlik, Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Halkla İlişkiler Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Sürdürülebilirlik, Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Halkla İlişkiler

Giriş

Sürdürülebilirlik, dünyada değişen özellikle iklimsel ve çevreyle ilgili değişimlerin etkileri sonucu gündeme gelir. Bununla birlikte sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için farklı bilim dallarından yararlanılmalı.

Sürdürülebilirlik sadece ekonomik değer oluşumlarında değil, bunun yanında yaşam koşullarını kolaylaştırıcı ve geliştirici faaliyetler kapsamında düşünülmelidir.

Küreselleşme sürecinde rekabet artışı ile çok uluslu şirketlerin sayısı da artmış, üretim biçimi ve tarzı ciddi biçimde değişime uğramıştır. Bu yeni üretim biçimi şirket yapılanmasının toplumsal gelişme ile paralellik sağlaması, toplumun bu değişimi zamanında algılaması da önem taşır.

Sürdürülebilirlik Kavramı

Sürdürülebilirliğin kelime anlamı; çeşitlilik ve üretkenliğin daimi olabilme yeteneğini korumaktır.

İnsanoğlunun hayatı doğal kaynakların var oluşuna bağlı olup bu kaynaklar da sonsuz değildir. Bu aşamada sürdürülebilirlik devreye girer ve bunu sağlamak demek; doğa ile insan arasındaki dengeyi oluşturmak demektir. Bu dengeyi kurmayı başarabilmek için insanların doğru yönlendirilmesi gerekli bir şeyi sürdürebilmek için o şeyi korumalı ve ona değer vermeliyiz. O şeyin yaşam döngüsü içerisinde varlığını devam etmesi gerekmektedir.

Sürdürülebilirliğin çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları vardır. Bunlar bir bütün olarak sağlandığı takdirde sürdürülebilir gelişme gerçekleşir.

Sürdürülebilir Kalkınma Ve İşletmeler Açısından Sürdürülebilirliğin Önemi

Sürdürülebilir kalkınma kavramı, Endüstri Devrimi ile başlayıp günümüzde de devam eden, ham maddenin işlenmiş ürüne dönüştürülmesi süreçlerinin, önünü tıkayıcı sistematiğine bir alternatif olarak gösterilir.

Sürdürülebilirlik ifade edilirken genellikle ekonomik kavramlarla beraber ele alınmıştır. Bu sebeple sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma çoğu zamanla eş anlamlı kullanılmış.

  • Ekonomik kalkınma açısından sürdürülebilirliğin sağlanması için kaynak kullanımında duyarlı olunmalı.
  • Sürdürülebilir kalkınma, ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemidir.

İşletmeler Açısından Sürdürülebilirliğin Önemi

İşletmeler açısından sürdürülebilirlik, bu yeni düzende günümüz trendlerinin işletmeler için getirdiği risk ve fırsatları anlarken bunlara göre operasyonlarını, ürün ve hizmetlerini yeniden düzenlemek anlamına gelmektedir. Bu gelişmeleri takip etmeyen işletmeler rekabet ortamında varlıklarını sürdürebilmeleri zorlaşır.

İşletmeler açısından sürdürülebilirlik denince çevre, sosyal, yönetişim, etik ve finansal performansın yönetimi anlaşılır.

Sürdürülebilirliğin işletmelere katkıları şunlardır:

  • Yükselen marka değeri,
  • Artan kurumsal itibar,
  • İşletme giderlerinde orta ve uzun vadede tasarruf,
  • Nitelikli iş gücü çekme,
  • Yeni iş fırsatları,
  • Yatırımcılara ve kreditörlere kolay ulaşım,
  • Yenilikçi ürün ve hizmet gelişimi,
  • İşletme ömrünün uzaması

İşletmeleri Sürdürülebilirliğe Yönlendiren Temel Güçler

Şirketleri sürdürülebilirliğe iten dört temel güç şunlardır:

  • Yasal uygunluk,
  • Kamuoyu güveni,
  • Müşteri talepleri,
  • Yatırımcı talepleri.

Sürdürülebilir Kalkınmanın Boyutları

Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama olanaklarını ellerinden almadan; şimdiki neslin ihtiyaçlarının karşılanabildiği gelişme süreci olarak tanımlanır.

  • Ekonomik açıdan rekabetin olduğu, insanların temel ihtiyaçlarının karşılandığı, refah düzeyini yükselten,
  • Toplumsal açıdan hakkaniyetli dezavantajlı grupları kapsayan ve yaşam kalitesini yükselten,
  • Doğal sistemleri koruyan ve geliştiren birbiriyle bütünleşik nesillerin dengeli kalkınmayı sağlayan bir süreçtir.

Ekolojik/çevresel sürdürülebilirlik: Biyolojik sistemlerin üretkenliğinin sürekliliğini ifade eder.

Sosyal sürdürülebilirlik: Yiyecek, içecek ve barınma gibi temel ihtiyaçların sürekli olarak karşılanabilmesidir.

Ekonomik sürdürülebilirlik: Nüfus artışı, doğal-beşeri yeteneklerin teknolojik yenilikleri başaracak şekilde gelişmesine yardım etmesidir.

Sürdürülebilir Kalkınmanın İlke ve Amaçları

Her ilke bir amaca hizmet etmelidir. 1922 Rio Zirvesinin temelini ekolojik, sosyal ve ekonomik amaçlar oluşturur:

  • Büyümeyi canlandırmak,
  • Büyümenin kalitesini değiştirmek,
  • İş bulma, yiyecek, enerji, su ve sağlık konularındaki temel ihtiyaçları karşılamak,
  • Sürdürülebilir bir nüfus düzeyini garanti altına almak,
  • Kaynak tabanını korumak ve zenginleştirmek,
  • Teknolojiyi yeniden yönlendirmek ve riski yönetmek,
  • Karar verme sürecinde çevre ve ekonomiyi birleştirmek.

Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre

Çevre, dünya ekonomisinde global bir sorun olarak ortaya çıkarken, bir yandan da kalkınmakta olan ülkelerin ticaretini etkiler hale gelmiş. Sürdürülebilir büyüme açısından az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin dış ticaretinde çevre ile hem aynı hem de zıt doğrultuda gelişmeler yaşanır ve bunlar birbirinden bağımsız gerçekleşir. Çevreye olan duyarlılığın artması ile beraber ülkeler arasında Kyoto Protokolü gibi anlaşmalar da imzalanmaya başlamış.

Sürdürülebilir Kalkınma ve Enerji

Çağımızın en önemli problemlerinden birisi enerji ihtiyacının sürdürülebilir kalkınmanın boyutları arasındaki dengeyi korumasıdır. Bu nedenle enerji arz güvenliğinin sağlanması sürdürülebilir kalkınmanın en önemli koşulunu oluşturur. Enerji planlaması:

  • Demografik: Yüzyılın ortasında ikiye katlanacak olan nüfus,
  • Enerji: 2050 yılı itibarıyla birincil enerji ihtiyacının ikiye, elektrik enerjisi ihtiyacını üçe katlanması,
  • Çevre: Biyosferin endüstriyel kirlenmesi ve fosil enerjiden kaynaklanan sera gazı etkisi,
  • Jeopolitik: Azaltmakta olan zengin petrol ve gaz kaynaklarının yarattığı uyuşmazlıklar, yakıt üretimi ve taşımacılığı yapan ekonomilerin gerilemesi.

Halkla İlişkilerin Tanımı ve Önemi

Halkla ilişkiler nedir sorusuna somut cevap vermek zordur. Zorluğun nedeni halkla ilişkilerin alanının geniş olmasıdır.

  • Propaganda,
  • Reklam,
  • Pazarlama,
  • İmaj ve itibar oluşturmak,
  • Güçlenmek.

Bunlar işletmelerin amaçları olup bu amaçlar doğrultusunda halkla ilişkiler planlama çalışmaları yapılır.

Halkla ilişkiler, bir işletme ile hedef kitle arasındaki karşılıklı iletişimi, anlayışı, kabulü ve iş birliğini sağlamaya ve sürdürmeye yardımcı bir yönetim fonksiyonudur.

Kurumsal Sosyal Sorumluluk

İşletmelerin şirketlerin kurumsal vatandaşlar olarak faaliyetlerini, çalışanlar ve paydaşlarıyla ilişkilerini sosyal, kültürel, ekonomik ve çevresel konularda duyarlı, etik, sorumluluk sahibi yaklaşımlarla gerçekleştirmeleri ve toplumsal konulara yatırım yapmalarına kurumsal sosyal sorumluluk denir.

Kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı üç boyuta sahiptir:

Ekonomik boyut, sosyal boyut ve çevresel boyut.

Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Avantajları ve Dezavantajları

Avantajları:

  • Kurumsal itibar gelişimine ve firma tanıtımına katkı,
  • Daha iyi risk yönetimi,
  • Çalışan bağlılığının gelişimine katkı,
  • Daha iyi Pazar pozisyonu ve rekabet gücü ile birlikte müşteri sadakatinde artış,
  • Toplumla, yerel ve merkezi devlet organları ile daha güçlü ilişkiler,
  • Daha güçlü tedarik zinciri,
  • Yeni kaynak bulmada kolaylık/ daha geniş finansman kaynaklarına ulaşma,
  • Paydaşlarla daha güçlü ilişkiler.

Dezavantajları:

  • Sosyal faaliyetlerin, ürün maliyetine yansıtılmasıyla fiyatlar artar, bu da Pazar kaybına neden olabilir,
  • Sosyal faaliyetler için yeni insan kaynağına ihtiyaç duyulabilir,
  • İşletme sahip, ortak veya yöneticilerinin sosyal konulara fazla duyarlı davranmaları, örgütsel amaçlardan uzaklaşmasına neden olabilir.

Başarılı Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri

Şirketler eğitim, kültür-sanat, çevre gibi farklı alanlarda destekledikleri projelerle toplumsal sorunlara çözümler üretirler.

Bu projelere örnek Turkcell’in ‘Kardelenler’ projesidir. Böylelikle şirket toplumsal sorunlara çözüm üretirken piyasadaki prestijini ve toplum tarafından şirkete duyulan güvenin artmasını da sağlar.

Kurumsal Sosyal Sorumlulukta Halkla İlişkilerin Rolü

Kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımı, bir kurumun genel dünya görüşü tarafından belirlenmekte ve o düşünce yapısının temel özelliklerini yansıtır.

Halkla ilişkiler, KSS çalışmalarının başarısında ve işletmelerin paydaşlarıyla güçlü ilişkiler geliştirmesinde oldukça önemli bir rol oynar.

Kurumsal Sürdürülebilirlik Kavramı ve Stratejileri

Günümüzde bilinçli tüketiciler tercihlerini dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çaba gösteren duyarlı ve sorumlu şirketlerden yana kullanıyorlar. Dolasıyla işletme yöneticileri, çevreye ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getirirken hissedarlarının çıkarlarını da koruyan sürdürülebilirlik konusu ile yakından ilgilenmelidir.

Kısaca, kurumsal sürdürülebilirlik, sadece çevre demek değil, ekonomi, toplum, çevre demektir. Boşa harcanan yatırım ve proje maliyetleri demek de değildir. Sürdürülebilirlik; iş süreçleri, kurumsal kimlik ve iletişim stratejiler ile uygulandığında şirketi daha verimli büyümesindeki en büyük enstrümandır.

Halkla İlişkilerde Sürdürülebilirlik

Halkla ilişkiler, bir kurumun tüm iç ve dış hedef kitleleri ile iletişimini düzenleyen bir yönetim işlevi olup sürdürülebilirlik yaklaşımının kurum yönetimine ve çalışanlarına gereğince anlatılması, gönüllüğün sağlanması ve sürdürülebilirlik raporlarının uluslararası standartlarına uygunluğunu denetlenmesi gibi konularda halkla ilişkiler son derece önemli bir noktada bulunur.

Halkla ilişkiler değişen dünya dengeleri, küreselleşme ve teknolojinin toplumlar ve kurumlar üzerindeki etkisiyle farklı roller üstlenir.