TARIM EKONOMİSİ VE TARIMSAL POLİTİKALAR - Ünite 8: Avrupa Birliği’nde Tarımsal Yapı, Tarımsal Üretim ve Tarımsal Politikalar Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Avrupa Birliği’nde Tarımsal Yapı, Tarımsal Üretim ve Tarımsal Politikalar

Ünite 8: Avrupa Birliği’nde Tarımsal Yapı, Tarımsal Üretim ve Tarımsal Politikalar

Avrupa Birliği’nde Tarımın Yeri ve Önemi

1951 yılında Belçika, Federal Almanya, Lüxsemburg, Fransa, İtalya ve Hollanda’nın oluşturduğu Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, 1957 yılında imzalanarak 1 Ocak 1958’de yürürlüğe giren Roma Anlaşması ile iş gücü ile mal ve hizmetlerin serbest dolaşımına dayalı bir ekonomik topluluğuna dönüşmüştür. Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) başlangıçta ekonomik işbirliği yapmak için bir araya gelmiş ve Avrupa Ortak Pazarı olarak çalışmış olmasına rağmen 1 Kasım 1993 yılında imzalanan Maastricht Antlaşması ile Avrupa Birliği (AB) adını almıştır. Avrupa birliğinin gelişmesine yönelik olarak yapılan son hamleler ile 2007 yılında imzalanarak 2009 yılında yürürlüğe giren Lizbon antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile AB daha demokratik bir yapıya dönüşmüştür.

Günümüzde Avrupa Birliği’nde 27 ülke yer almaktadır. AB, ekonomik iş birliği ve ekonomik gelişmeyi sağlamak için üye ülkeler arasında ortak ticaret ve malların serbest dolaşımı kurallarını uygulamıştır. Bunun için sanayi sektöründe Gümrük Birliği Politikası ve tarım sektöründe Ortak Tarım Politikası olmak üzere iki ana politika yürütmektedir.

Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin genel tarım istatistikleri incelendiğinde aşağıdaki hususlar dikkat çekmektedir:

  1. Tarım sektörünün istihdamdaki payı oldukça düşüktür. Romanya, Polonya, Portekiz ve Yunanistan dışındaki ülkelerde tarım istihdamının payı % 10’un altındadır. Avrupa Birliği (AB27) ortalaması ise % 5,4’tür.

  2. Tarım sektöründe üretilen brüt katma değerin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya oranı AB27 için % 1,2 olup Romanya ve Bulgaristan dışındaki ülkelerin oranları ise % 2,5’un altındadır.

  3. İşletme başına kullanılan tarımsal arazi ortalaması AB27 için 12,6 hektar olup ülkeler arasında önemli farklılıklar göstermektedir. Nitekim bu oran Çek Cumhuriyeti için 89,3 hektar iken Malta için 0,9 hektardır.

  4. AB27 için tarımsal işletme sayısı 13,7 milyon olup 3,9 milyon işletme sayısı ile en yüksek gösterge Romanya’ya, en düşük gösterge 2 bin işletme sayısı ile Lüksemburg’a aittir.

Avrupa Birliği’nde Tarımsal Yapı

AB’nin tarımsal yapısı içerisinde tarımsal örgütlerin önemi oldukça fazladır. Bu örgütler başta tarım politikalarının belirlenmesinden tarımsal üretime kadar çok önemli roller üstlenmektedirler. Tarımsal örgütleri üç şekilde organize olmuşlardır:

  • Kooperatifler,

  • Üretici birlikler,

  • Meslek örgütleridir.

Bu tarımsal örgütlerin görev ve sorumlulukları birbirini tamamlamaktadır.

Kooperatifler: Demokratik bir örgütlenme biçimi olan kooperatifler, üretimden satışa, tarım kredilerinden konut kredilerine kadar her türlü alanda üyelerine kolaylık sağlamak amacı ile kurulmaktadır. Tarım Kooperatifleri üyelerinin gelirlerini iyileştirme ve ürünlerine pazar temin etmeye yardım etmektedirler. Ayrıca iktisadi ve sosyal alanlarda arabulucu fonksiyonu da icra ederler. AB ülkelerinde 32 bin tarımsal kooperatif bulunmaktadır. 200 milyar Euro’nun üzerinde bir ciroya sahip olan kooperatifler tarımsal girdilerin, tarım ve gıda ürünlerinin pazarlanması, toplanması ve işlenmesinde % 50’nin üzerinde pazar payına sahiptirler.

AB kooperatifçiliğe örnek olarak Almanya’daki Raiffeisen kooperatifleri incelenebilir. Raiffeisen kooperatifleri Alman ekonomisinde hem işveren hem de yatırımcı olarak önemli bir rol oynamaktadır.

Raiffeisen tarım kooperatiflerinin üç temel amaca hizmet etmek için kurulmuşlardır. Bunlar:

  • Üyelerinin işletmelerinden elde ettikleri gelirlerin artırılması ve güvencesini amaçlayan alım, satım, üretim ve depolama kooperatifleridir.

  • Üyelerinin bütçe gelirlerinin daha iyi kullanılmasını amaçlayan tüketim ve yapı kooperatifleridir.

  • İlk iki amaca hizmet eden kredi kooperatifleridir.

Almanya’daki Raiffeisen kooperatifleri rekabet esası üzerine çalışmaktadırlar. Almanya’daki tarım kooperatifleri özel hukuk kurallarına tabii iken, sigortacılık, ormancılık, avcılık, sulama ve toprak kooperatifleri ise kamu hukukuna tabidir.

Üretici Birlikleri: Tarımsal alanda yerel düzeyde faaliyet gösteren kooperatifler, şirketler, dernekler, ekonomik amaçlı sendikalar gibi bütün üretici örgütleri genel anlamda “Üretici Grubu” olarak isimlendirilmektedir. Üretici grupları Avrupa Birliği’ndeki tarımsal yapılanmanın tabanını oluşturmaktadır.

Herhangi bir üretici grubu/topluluğu, ortak tarım politikasının gerektirdiği kurallara tabi olarak üretim ve pazarlamada bir tanınma alırsa “Üretici Örgütü” olurlar. Tanınma kriterlerine sahip üretici örgütleri de kendi aralarında bir araya gelerek ve tanınma hakkını kazanmalarından itibaren “Üretici Birliklerini” olarak isimlendirilirler.

Mesleki örgütler olarak ziraat odaları, çiftçi birlikleri, branş örgütleri ve sektörel örgütler gibi örgütler de ticari faaliyette bulunmayan örgütlerdir. Üretici örgütleri, bölgesel, ulusal ve AB düzeyinde örgütlenirler.

AB’nin üretici örgütleri COPA, COGECA VE CEJA’dir. Bu üretici örgütleri:

  • Tarımsal Organizasyonlar Komitesi (COPA**)**: AB bünyesindeki çiftçi kuruluşlarının bir araya gelmesi ile oluşturulmuştur. COPA’nın temel hedefleri, ortak tarım politikasının geliştirilmesi sağlamak, tarım sektörünün çıkarlarını korumak, ortak çıkarlar için yeni çözümler üretmek ve komisyon ile çiftçi organizasyonları arasındaki iletişimi sağlamaktır.

  • Tarım Kooperatifleri Genel Konfederasyonu (COGECA): Kooperatifleri ilgilendiren tüm konularda AB politikalarının uygulanmasında ve genel çerçevenin çizilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Genel amacı tarım ve balıkçılık kooperatiflerinin özel ve genel menfaatlerinin korunmasıdır.

  • Avrupa Genç Çiftçiler Konseyi (CEJA): AB’ne üye ülkelerin genç çiftçilerinden oluşmaktadır. CEJA’nın genel amacı, AB genelindeki gençleri yenilikçi bir tarım sektörü oluşturulmasına yönelik olarak teşvik etmektir. Aynı zamanda genç çiftçilere daha iyi bir yaşam ve çalışma koşullarını sağlamaktır.

Mesleki örgütler: AB üyesi ülkelerde tarım sektöründeki mesleki örgütlenme içerisinde üretici birlikleri dışında ziraat odaları ve branş örgütleri yer almaktadır. Bunlar genel olarak üretimden tüketiciye ulaşana kadar her aşamada üreticinin piyasa koşulları hakkında bilgilendirilmesini ve çıkarlarının korunmasını hedefleyen örgütlerdir.

Bir üretici meslek örgütü olan ziraat odaları ise her ülkenin sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarına göre farklılıklar gösteren bir yapıda birçok ülkede kurulmuş ve çeşitli fonksiyonlar yüklenmiştir. Genelde çiftçinin çıkarlarını savunan, devlet ile çiftçi arasında bilgi ve yönlendirme açısından aracılık yapan, çiftçi kayıtlarını tutan, çiftçi eğitim ve tarımsal araştırma hizmetlerini gören, hatta AB politikalarının yürütülmesini izlemekle sorumlu kuruluşlardır. Bu yönleri ile üretimde yol gösteren, araştırıcı, denetleyici ama pazarlama hizmetlerine girmeyen bir faaliyet biçimleri vardır.

AB düzeyinde diğer önemli örgütler ise şunlardır;

  • Avrupa Eğitim ve Geliştirme Merkezi (CEFAR): Tarımsal ve kırsal yaşama yönelik eğitim ve geliştirme çalışmalarını sürdüren bir örgüttür.

  • Avrupa Tarım İşçileri Fedarasyonu (EFA): Tarım işçilerinin sorunlarını çözümlemeyi hedefleyen bir örgüttür.

  • Avrupa Tarım Konfederasyonu (CEA): Avrupa’daki tüm tarımsal kuruluşları kapsayan ve Avrupa tarımının çıkarlarını özellikle ekonomik, sosyal ve kültürel meseleleri, AB dışı bir kurum olarak temsil ve muhafaza etmeyi amaçlayan bir örgüttür.

Avrupa Birliği’nde Tarımsal Üretim

AB’nde tarımsal üretiminin ülkelere göre dağılımında çok büyük farklılıklar vardır. Ülkelerin GSMH’si, nüfusun büyüklüğü ve tarım sektörünün GSMH içindeki payına göre değişiklik gösteren tarımsal üretim miktarları için genel bir değerlendirme yapmak pek mümkün değildir.

AB’nin tarımsal üretiminde üstünlüğe sahip ülkeler; Fransa, Alman, İspanya, İtalya ve İngiltere’dir. Fransa; buğday, şeker pancarı ve sığır eti üretiminde AB’nin öncüsü olurken, Almanya ise patates, üzüm, inek sütü ve peynir üretiminde liderdir. İtalya domates ve elma, İspanya ayçiçeği, İngiltere ise koyun-keçi eti ürünlerinde en fazla üretimi gerçekleştiren ülkelerdir.

AB’nin tarım ürünleri; meşrubat ve alkollü içecekler olmak üzere hububat, un ve nişasta mamulleri ile süt ürünleri, yumurta ve bal ürünler dış ticarette fazlalık vermektedir. Yenilen meyveler, yağlı tohumlar, kahve, çay ve baharat ile gıda sanayi döküntülerinde dış ticarette açık vermektedir.

Avrupa Birliği’nde Tarım Politikaları

Modern ve rekabetçi bir tarım sektörüne sahip olan AB, dünya tarım pazarlarının hem en önemli ihracatçısı hem de hem de en büyük ithalatçısıdır. AB’nin tarım politikasının temeli tüketici taleplerini karşılayan, güvenliği ve sağlıklı ürün elde etmeyi amaçlayan nitelikli ürünler üreten çevre dostu üretim metotlarıyla sürdürülebilir tarımın geliştirilmesine dayanmaktadır.

AB, üye ülkeler arasındaki farklılıkları en aza indirmek veya ortadan kaldırmak ve tarımsal üretimde dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak için kendi aralarında uygulanmak üzere ortak bir tarım politikası belirlemiştir. Pazar birliği, topluluk tercihi ve mali dayanışma ilkeleri üzerine kurulmuş olan Ortak Tarım Politikasının (OTP) amaçları; tarımsal verimliliği artırmak, tarım üreticisine uygun bir yaşam düzeyi sağlamak, tarım pazarlarını istikrara kavuşturmak, tarım ürünleri arzında sürekliliği sağlamak, tüketici fiyatlarını uygun bir düzeyde tutmak olarak saptanmıştır.

1957 yılında Roma Antlaşması ile Ortak Tarım Politikasının yasal çerçevesi belirlenmiştir. Roma Antlaşmasının 39’cu maddesine göre Ortak Tarım Politikasının amaçları şunlardır:

  1. Özellikle emek faktörü başta olmak üzere teknik gelişmeleri teşvik ederek üretim faktörlerinin verimliliğini ve üretimini artırmak,

  2. Tarımla uğraşanların bireysel gelirlerini artırmak sureti ile kırsal kesim için adil bir yaşam standardını sağlamak,

  3. Piyasaları istikrara kavuşturmak,

  4. Arzda ve üretimde sürekliliği sağlamak,

  5. Tüketicilerin uygun fiyatlarla tarım ürünlerini alabilmelerini sağlamak.

Ortak Tarım Politikasının üç temel ilkesi vardır. Bunlar;

  • Tek Pazar: Tek Pazar ilkesi, tarımsal ürünlerin üye ülkeler arasında serbest dolaşımını kapsar. Ortak Tarımsal Pazar, ticaret engelleri ve gümrük vergilerinin olmadığı büyük bir pazar şeklidir.

  • Topluluk Tercihi**:** Tek bir tarımsal pazar oluşumunun mantıksal sonucudur. Temel amaç; topluluk ürünlerinin ulusal pazarlarda satışına öncelik verilmesi, diğer taraftan iç piyasaların dünya piyasalarındaki ani fiyat dalgalanmaları ve düşük ithalat fiyatına karşı korunmasıdır.

  • Ortak Mali Sorumluluk: Ortak Mali Sorumluluk ilkesi Ortak Tarımsal Pazara ilişkin tüm harcamaların birlik üyeleri tarafından ortaklaşa üstlenilmesidir.

Ortak Tarım Politikası uygulamalarının finansmanını karşılayacak özel bir fon oluşturulmasına yönelik olarak Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) kurulmuştur. FEOGA, kendi özel kaynaklarına sahip olmayan ve mali özerkliği bulunmayan bir fondur. Bu yüzden AB bütçesi ile uyumlu olarak faaliyette bulunur.

Ortak Piyasa Düzenleri (OPD), ürün bazında belirlenen, mevzuat, içerik ve uygulama açısından Ortak Tarım politikasının en kapsamlı ve en karmaşık sistemi olarak değerlendirilmektedir. Üye devletlerarasında tarım mallarının serbestçe ticaretinin yapılmasını sağlayan düzenlemelerin sayısı zamanla artmış ve tarımsal üretimin %90’ına yükselmiştir.

Avrupa Birliği ve Türk Tarımı

Avrupa Ekonomik Topluluğunun kurulmasından hemen sonra Türkiye, 31 Temmuz 1959 yılında ortaklık başvurusu yapmıştır. Ankara Antlaşması ile Türkiye’nin AET’ye entegrasyonu için hazırlık, geçiş ve nihai dönem olmak üzere üç devre öngörülmüş ve ilk dönem 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 13 Kasım 1970 tarihinde imzalanarak 1973 yılında yürürlüğe giren antlaşma ile hazırlık dönemi sona ermiş ve geçiş dönemi başlamıştır.

Türkiye ile AB arasında 1996 yılından itibaren Gümrük Birliği sağlanmış ve nihai döneme geçilmiştir. 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki’de yapılan zirvede Türkiye’nin adaylığı diğer aday ülkelerle eşit konumda olarak resmen onaylanıştır. 17 Aralık 2004 tarihinde yapılan Bürüksel Zirvesinde Türkiye’nin siyasi kriterleri taşıdığı tespiti yapılarak 3 Ekim 2005 tarihinde müzakereler başlanmasına karar verilmiştir.

Türkiye’nin AB’ne üye olabilmesi için önemli koşullarda biri de Türk tarım sektörünün Ortak Tarım Politikasına uyum sağlamasıdır.

Türk tarımının, AB’nin Ortak Tarım Politikasına uyumunun Türkiye’yi olduğu kadar AB’ni de önemli ölçüde etkilemesi muhtemeldir. Türkiye’nin tarımsal istihdam oranının AB’nin çok üzerinde olması muhtemel etkilerin yaygınlığı farklılaştırmaktadır.

Türkiye, AB’nin tarım ürünleri dış ticaret hacmi içerisinde beşinci sırada yer almaktadır. AB, Türkiye ile genel dış ticarette fazla verirken, tarım ürünleri dış ticaretinde ithalatçı durumundadır.

AB’nin Türkiye’den yaptığı en büyük ithalat kalemi meyvelerden oluşmaktadır. Meyveleri sebze, fındık ürünleri ile yenilen sebze ve bitkiler takip etmektedir. AB’nin Türkiye’ye sattığı ürünlerin başında tütün ve tütün muadili ürünler gelirken bu grubu yağlı tohum ve yağ veren meyveler ile meşrubat, alkollü içkiler ve sirke grubu takip etmektedir.