TARIM EKONOMİSİ VE TARIMSAL POLİTİKALAR - Ünite 4: Tarımda Makineleşme ve Teknoloji kullanımı Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 4: Tarımda Makineleşme ve Teknoloji kullanımı

Ünite 4: Tarımda Makineleşme ve Teknoloji kullanımı

Tarımda Makineleşme ve Teknoloji Kullanımı

Tarımda üretimin temel girdileri toprak ve işgücünden oluşur. Buna bağlı olarak da emek yoğun üretim teknolojilerinden yararlanılmaktadır. Tarımsal üretim, toprağın ve işgücünün niteliğine göre ve iklim koşullarına bağlı olarak gerçekleştirilmektedir. Toplumsal gelişme safhaları ilerledikçe toprak işgücü ve iklimin tarımsal üretim üzerindeki etkinliği azalarak yerini sermayeye bırakmaktadır. Üretilmiş bir üretim faktörü olan sermaye girdisinin tarımdaki payının yükselmesi, öncelikle tarımsal makine ve ekipmanlarının kullanımıyla ortaya çıkmaktadır.

Yeni teknolojilerin ve gelişmiş tarımsal ekipmanların kullanımının yaygınlaşması tarım sektöründen diğer sektörlere emek göçünü tetiklemektedir.

Türkiye’de tarımın makineleşmesinin tarihsel geçmişi oldukça yakın bir tarihte başlamış bulunmaktadır.

Tarımsal üretim toprak, su ve biyolojik kaynaklar ile birlikte diğer girdiler kullanılarak yapılan bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimini kapsar.

Geleneksel tarımdan modern tarıma geçişle birlikte sermaye girdisinin önemi artmaktadır. Tarımda makineleşme ve teknoloji kullanımının yaygınlaşması tarımsal üretimde daha fazla sermaye girdisini de beraberinde getirmektedir.

Ancak tarımda makineleşmenin ötesinde tarımsal ürünlerin değerlendirilmesi işlemlerini yerine getirmek amacı ile ilgili konular tarımsal mekanizasyon kavramı ile ifade edilmektedir.

Tarımda makine ve teknoloji kullanımının yaygınlaşması üretimin doğa ve iklim koşullarına bağımlılığını azaltmaktadır. Tarımsal üretimin doğa koşullarının etkisine açık olması, olumsuz iklim şartlarında etkisini göstermektedir.

Tarımda makineleşme ve teknolojik gelişmeler daha fazla nitelikli ürün elde edilmesini sağlayarak verimi arttırmaktadır.

Tarımda Makineleşmenin ve Teknoloji Kullanımının İktisadi Etkileri

Tarımda makineleşmenin ve teknoloji kullanımını iktisadi etkileri oldukça geniş bir alana yayılmaktadır. Bunlardan önemlileri ele alındığında;

Verimlilik, üretim faktörleri miktarı (girdi) ile üretim miktarı (çıktı) arasındaki fiziksel ilişkidir.

Tarımda makineleşmenin ve teknoloji kullanımının yaygınlaşması ekilecek arazi başına elde edilen ürünlerin artmasını sağlar. Bunun sonucunda ise hem üretim miktarında hem de verimlilikte artış ortaya çıkar.

Tarımsal üretimde sermaye girdisinin arttırılması ve bu faktörün verimliliğini yükseltirken mekanik ve biyolojik gelişmeler sayesinde diğer üretim faktörlerinin verimliliklerinde de artışa neden olmaktadır. Faktörler arasındaki ikamenin kolaylaşması ise faktör talep esnekliğini arttırmaktadır.

Faktörler arası ikame, üretim faktörlerinin birbirlerinin yerine kullanılmasını ifade etmektedir. Üreticiler, bir faktörün fiyatı yükselirken diğer faktörlerin fiyatı sabit kalırsa pahalılaşan faktör yerine fiyatı göreceli olarak ucuzlayan faktörleri ikame ederler

Ülkelerin toplam istihdamı içerisinde tarımsal istihdamın payı iktisadi gelişmişlik düzeyi açısından önemli bir göstergedir. Göreceli olarak tarımda makineleşme istihdamı azaltıcı bir özelliktir.

Tarım kesiminde karşılaşılan temel özelliklerden birisi gizli işsizlik diğeri ise düşük eğitim seviyesidir. Köyden kente göç edenlerin eğitim seviyeleri görece düşüktür.

Bu nedenle tarımda makineleşmenin yaygınlaşması köyden kente göçü hızlandırmaktadır. Tarımda gizli işsizler kent de açık işsiz durumuna düşmektedir.

Makineleşme ve teknolojinin gelişmesi sonucunda verimlilik artışı, gelir dağılımı üzerinde de değişik etkiler yaratmaktadır.

Tarım sektörünün diğer sektörlere oranla düşük katma değer üretmesi, tarım ürünleri fiyatlarının diğer sektörlere oranla daha az artması tarım sektörünün ve sektörde çalışanların milli gelirden daha az pay almasını beraberinde getirmektedir.

Tarımda makineleşme teknoloji kullanımının gelir dağılımı üzerindeki diğer etkisi ise tarım sektörünün milli gelirden aldığı payın kendi içindeki dağılımıyla ilgilidir.

Türkiye Tarımında Makineleşme ve Teknoloji Kullanımı

Türkiye’de tarım alanında makineleşme ve teknoloji kullanımı üç farklı dönemde yaygınlaşmıştır.

Bu dönemlerden birincisi Cumhuriyetin ilanından hemen sonra tarımın modernleşmesi ile başlamıştır. İkinci dönem ise II. Dünya Savaşı’ndan sonra gelişmektedir. Üçüncü dönem ise 2000’li yıllara denk düşmektedir.

James Watt’ın buharlı makineyi icadı ile 1763 te sanayi devrimi başlamıştır.

Anadolu topraklarında tarımda sanayileşmeye ilişkin ilk girişim 1863 yılında Islahı sanayi komisyonunun kurulması olduğu dikkate alınırsa Türkiye’nin sanayileşme serüveni 100 yıl geriden başladığı söylenebilir.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren tarımsal üretimin modern araç ve gereçlerden faydalanılarak gerçekleştirilmesine yönelik politikalar uygulanmıştır.

Bu dönemde makineleşmeyi teşvik politikası kapsamında; akaryakıt ve kimyevi girdilerin gümrük vergisinden muafiyet, makineleşmeye önem veren çiftçilerin askerlikten muaf tutulması ve hükümet malı traktörlerin çiftçilere kiralanması gerçekleştirilmiştir.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra tarımda teknolojik yenilikler ve makineleşme hızlanmıştır. Tarımda makineleşmenin gelişmesi sonucunda hasat kaybı azalmış, üretim ve verimlilik artmıştır. Bu dönemde başta traktör olmak üzere tarımsal makinelerin sayısında önemli artışlar meydana gelmiştir.

1950-1953 döneminde tarıma yönelik dış yardımlar, makineleşme ve iklim koşulları nedeniyle tarımsal üretimde önemli bir artış meydana gelmiştir. Dış yardımlar, iç ve dış ticaret hadlerinin tarım sektörü lehine gelişmesi, destekleme alımları ve taban fiyat uygulamaları bu sektörde çalışanların refahını önemli ölçüde artırmıştır. Kırsal kesimdeki refah artışı Demokrat Parti’nin tabanını kuvvetlendirirken beraberinde büyük kentlere göçü de getirmiş ve bir dizi sosyal problemlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır.

Türk tarımında görülen mekanizasyon olgusu, köylülüğün tasfiye edilip ücretli işçileşmesine ve tarımsal üretimin pazara yönelmesini sağlamıştır.

Kalkınma planlarının hazırlanması amacıyla 1960 yılında kurulan Devlet Planlama Teşkilatı 1961 Anayasa’sında yer almasıyla plancılık anlayışı resmi ve sağlam bir zemine oturmuştur.

Tarımda makineleşme ve sanayileşme ile ilgili hususlar kalkınma planlarında yer almıştır. Kalkınma planları tarımla ilgili olarak kamuya emredici ve bağlayıcı bir etkiye sahiptir.

Tarımsal mekanizasyon konusu, II. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda “Köy ve Köylü Sorunu” başlığı altında yer almıştır.

IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda tarımdaki gelişmeyi plan hedefleriyle tutarlı düzeyde sürdürebilmek için kooperatifleşmenin araç olarak kullanılması amaçlanmıştır.

VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda traktör ve diğer tarım makinaları kullanımının artırılması ve yaygınlaştırılması ve üstün teknik özelliklere sahip modellerin üretimi teşvik edileceği hükmü yer almıştır. VII., VIII. ve hâlen yürürlükte olan IX. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda sektörün AB’ye uyumuna ilişkin hususlara yer verilmiştir.

Tarımsal ekim yapılan toprakların giderek genişlemesi sonucunda üretim marjinal alanlara kaymış ve bu durum verimlilik artışını olumsuz yönde etkilemiştir. Ekilen arazilerin azalmasına rağmen makineleşme hızlanmıştır.

Tarım alet ve makinelerinin sayısının artması öncelikle sanayileşme sürecinin ve modern tarım tekniklerinin gelişmesinin bir sonucudur.

Tarım Alet ve Makineleri Sektörü

Tarım makineleri imalat sektörü, bir sanayi sektörü olmasına rağmen ürünleri tarım ve ormancılık sektörlerinde kullanılmaktadır.

Tarım alet ve makineleri sektörü tarıma hizmet eden makinelerin ve ekipmanların üretimini, ticaretini ve tüketimini kapsayan bir sanayi sektörüdür.

Tarım alet ve makineleri sanayi sektöründe üretilmesine karşılık tarım makinelerinin tümü ve traktörlerin hemen hepsi tarımsal üretim faaliyetlerinde kullanılmaktadır.

2011 yılında traktör ve ekipman grubunda en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz 3 ülke sırasıyla ABD, Irak ve İtalya’dır. İthalat Sızma Oranı: Bir sektördeki ithalat miktarı, o sektöre yönelik toplam iç talep miktarına (yurt içi üretim+ithalat-ihracat) bölünür ve 100 sayısı ile çarpılır. Oranın sıfıra yakın olması ithalatın iç talep içerisinde ihmal edilebilir olduğunu, 100’e yakın olması iç talebin tamamına yakınının ithalat ile karşılandığını gösterir. Bu ölçü, sektörün ithalat yoğunluğunu ve dışa dönüklük derecesini göstermektedir.

Tarım alet ve makineleri imalat sanayi ürünlerinin pazarı, tarım ve ormancılık sektörü olmaktadır.

Türkiye’de tarım alet ve makineleri imalat sektörü traktör imalatı ve tarım makineleri imalatı olmak üzere iki alt sektörden oluşmaktadır.

Tarım imalat sektörünün dünya çapındaki üretim hacmini tespit etmek kolay değildir. Ancak yapılan tahminlere göre 65 milyar Euro değerindedir. Üretimin yaklaşık %3’ü Türkiye tarafından gerçekleştirilmektedir.