TARLA BİTKİLERİ II - Ünite 1: Endüstri Bitkileri Tarımı Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Endüstri Bitkileri Tarımı

Endüstri Bitkileri Tarımı

Tarım basit haliyle organik madde üretimidir. Organik madde, fotosentez sonucunda oluşan şeker molekülündeki karbon, oksijen ve hidrojenden ibaret maddelerdir. Güneş enerjisi, hidroenerji ve nükleer enerji haricindeki enerjilerin kaynağı, bitkiler tarafından fotosentez sonucu üretilen C 6 H 12 O 6 (glikoz) yapısına sahiptir. Fotosentez, klorofil içeren bitki hücrelerinin toprak ve yapraktan suda erimiş olarak aldıkları besin maddeleriyle, karbondioksidi, ışık enerjisi ile ilk glikoz(şeker) molekülünü üretmesidir. Bu  enerji kullanılarak fotosentez hammaddesi karbondioksit ve suya dönüştürülür. Bitkilerin kökleriyle suda erimiş halde anyon ve katyon olarak aldıkları organik olmayan elementleri yani mineral maddeleri ve vitaminleri de ihtiyaçlarımızı karşılamak için kullanırız.

Tarla bitkileri bir yılda olgunlaşan ve tohum bağlayan kısa ömürlü tek yıllık bitkilerdir. Bağ bahçe bitkileri ise yaşamlarını iki yılsan daha fazla sürdüren, olgunlaştığı zaman yapısında lignin teşekkül eden ve sertleşen, dik duran, çok yıllık odunsu ağaç şeklinde bitkilerdir. Bitkiler dar alanda yetiştirildiğinde sebze, geniş alanda sanayi için yetiştirilince tarla bitkisi adını alır.

Tarla, bitki yetiştirmeye uygun, doğal şartlara açık, işlenebilen alanlardır. İyi bir tarlanın meyili %2’den az, derinliği 90cm’den fazla, %10-40 arası killi, granül yapıda, %5 organik madde, %25 su, %45 mineral madde, %25 hava boşluklarından oluşması gerekir. Tarla bitkileri, tahıllar ve yemeklik baklagiller, endüstri bitkiler ve yem bitkileri olarak üçe ayrılır.

En fazla tahıl yetiştirilir, ikinci endüstri bitkileri, üçüncü olarak yem bitkileridir. Endüstri bitkilerinden pamuk, tütün, şeker pancarı, haşhaş gibi bitkilerin ürünleri sanayiye hammadde sağlar. Haşhaş bitkisinde bulunun uyarıcı  ve ilaç olarak kullanılan zehirli madde alkoloidlerden büyük kazanç elde edilir.

Endüstri bitkileri verimliliği artırır. Çoğunluğu çapalanır, yabancı ot (çeşit içinde, o çeşitten başka bulunan her türlü bitki) mücadelesi fiziki olduğu için toprak havalanır. Baklagiller azotu toprağa bağlarlar.

Endüstri bitkileri yazlık olarak ve sıraya ekilen bitkilerdir. İstenilen verimin alınabilmesi için kontrollü ve bilgili hareket edilmelidir.

Yıllık yağış miktarı az olan yerlerde, toprakta su biriktirmek için arazinin bir yıl boş bırakılmasına nadas denir. Türkiye topraklarının 4991 ha’ı nadastır.

Endüstri bitkileri 4 sınıfa ayrılır. Lif ve kauçuk bitkileri, pamuk, keten, kenevir gibi, nişasta ve şeker bitkileri, patates, şeker pancarı, şeker kamışı gibi, tütün, ilaç ve baharat bitkileri, tütün, haşhaş, anason, kimyon, maydonoz, soğan sarımsak gibi, yağ bitkileri, ayçiçeği, susam, soya, aspir örnek verilebilir.

Endüstri Bitkileri Yetiştiriciliği

Endüstri bitkileri yetiştiriciliği açısından çevre faktörleri genel hatları itibariyle iklim ve toprak istekleri şöyledir;

İklim istekleri açısından endüstri bitkileri fazla ışıklı ve güneşli iklimleri severler. Haşhaş ve kolza hariç yazlık bitkilerdir. Yazlık bitkiler genelde ilkbaharda ekilen ve düşük sıcaklık derecelerinde kışı geçiremeyen bitkilerdir.

Genellikle sonbaharda ekilen ve düşüş sıcaklık derecelerinde kışı geçirebilen bitkilere kışlık bitki denir. Kışlık olarak ekilebilen haşhaş ve kolza dahil tüm endüstri bitkileri fide dönemlerinde düşük sıcaklıktan zarar görürler.

Endüstri bitkilerinin yağış isteği oldukça yüksektir. Yağış miktarının Türkiye ortalamasının üstünde olması gerekir. Bu yüzden sulama şarttır. Nemli ve ılık meltem rüzgarları faydalıdır, kuru ve sıcak esen samyeli kavurucu etki yapar.

Ekim, büyüme, gelişme döneminde nemin yüksek, hasat döneminde düşük olması gerekir.

3-5 m/s hızla esen rüzgar, bitkilerde hücreler ve hücre arası boşluklarda, doku ve organlarda yeterli suyun bulunması ve bu suyun basıncı ile bitkilerin dik durması olarak tanımlanan turgor basıncına sahip olmasını sağlar. Çiçekli bitkilerin çiçek açması, çiçek tozları ile dişi organın buluşması ve zigotun oluşması yani tozlanma ve döllenmeye yardımcı olur.

Dolu, geniş ve bol yapraklı endüstri bitkilerine büyük zarar verir.

Endüstri bitkileri, toprağın derinine gelişen, ana kök ve bu kökten birinci, ikinci derece meydana gelen kazık kök sistemine sahip olduğu için, toprağı isteği bakımından, derinliğin 90 cm’den az olmaması istenir. Endüstri bitkileri nemli, ağır toprakları sevmez, işlenmesi, havalanması zordur. Derin, alüviyal, su tutma kapasitesi düşük olmayan, organik madde bakımından yeterli, killitınlı ve kumlu-killi topraklarda iyi yetişirler.

Sulu tarım yapılacağından topografik olarak düzgün, su ve rüzgar gibi etmenlerle verimli toprak tabakasının aşınması olarak tanımlanan erozyona müsait meyilli olmayan araziler seçilmelidir.

Çorak ve tuzlu, kalkerli ve kireçli topraklar olmamalıdır. Toprağın asitlik bazlık derecesini gösteren ph’ı 5.5- 7.5 arası olmalıdır. Kökler derine indiği için taban suyu seviyesi düşük olmalıdır.

Yetiştirme Teknikleri

Toprak işleme, toprak hazırlığı, ekim nöbeti, gübreleme, tohumluk, ekim, dikim işleri, bakım, hasat, harman, depolama, piyasaya arz dahil tüm işlemleri kapsar.

Toprak işleme, yabancı ot mücadelesi, tohum yatağı hazırlama, anız artıklarını toprağa karıştırmak için yapılır. Toprağı belli aralık, derinlik ve genişlikte çizmek, alt üst etmek, kaydırmak gibi yapılan işlemlerdir. Çeşitli şekil ve büyüklükteki agregatlardan oluşan toprağa karışık yapılı toprak denir. Su tutma ve katyon değişim kapasitesi yüksek, erozyona dayanıklı verimli topraklardır.

Ekim nöbeti , rotasyon, münavebe olarak adlandırılır. Farklı özellikteki bitkileri, belli sıraya göre arka arkaya yetiştirilmesidir. Nadasa alternatiftir. Nadasın amacı ise, tarlada su birikmesini sağlamak ve organik atıkların parçalanmasını sağlamaktır.

Bilinçli ekim nöbeti sayesinde, yabancı ot mücadelesi, toprağın yapısını iyileştirmek, erozyonu önlemek, hastalık ve zararlılarla mücadele etmek, verimliliği artırmak mümkün olur. Ekim nöbetine etki eden en önemli etken, yağıştır. Az olduğu yerde ikili, üçlü, fazla olduğu yerlerde dörtlü veya daha uzun süreli sistemler uygulanır. Yağış yeterli ya da sulama imkanı varsa, şekerpancarı, ayçiçeği gibi çapa bitkileri, hayvancılık yaygınsa  yonca, korunga gibi bitkiler yetiştirilebilir. Vejetasyon süresi ve sıcaklığın yeterli olduğu yerlerde diğer endüstri bitkileri de ekim nöbetine girer.

Gübreleme de kullanılan gübreler, organik ve inorganik kaynaklı olmak üzere ikiye ayrılır. Organik gübreler, fotosentez sonucu üretilen organik madde kaynaklıdır. Tüm bitkiler için en iyi gübredir. Toprağın canlılığı artırır.

İnorganik kaynaklı gübreler, ticari gübre, kimyasal gübre olarak adlandırılır. Bitkilerin topraktan fazla aldığı azot (N), fosfor ( P 2 O 5 ), potasyum ( K 2 O ), kükürt (S), kalsiyum (Ca), magnezyum (Mg) gibi besin maddeleri makro besin maddeleridir. Az miktarda alınan demir (Fe), mangan (Mn), bakır (Cu), çinko (Zn), sodyum (Na) gibi besin maddeleri de mikro besin maddeleridir.

Tarla bitkilerinde üç temel besin maddesi azot, fosfor ve potasyumdur. Ticari gübrelerde bu maddelerin oranları verilir. Birinci olarak azot, ikinci fosfor, üçüncü potasyum miktarı şeklinde yazılır. 20-20-10 şeklinde yazılmışsa %20 azot, %20 fosfor, %10 potasyum  vardır anlamına gelir.

Gübreler serpilerek veya tohumla beraber tohum yatağına, suda eritilerek sulama ile veya  püskürtülerek verilebilir. Gübreleme zamanı ve miktarı, besin maddelerinin hareketine bağlıdır. Organik kaynaklı gübreler (ahır gübresi, yeşil gübreler, kompost gübreler) ihtiyaç duyulan sırada, genelde ekimden önce verilirler.

Fosfor, ilk gelişme devrelerinde daha çok tüketildiği için ekim öncesinde veya ekimle beraber verilir. Azotlu gübreler bölünerek ekimle birlikte ve sonraki dönemlerde verilir. Türkiye topraklarında potasyum ihtiyacı fazla değildir. İhtiyaç olması durumunda ekimden önce verilmelidir. Gübrelemenin analiz sonuçlarına göre yapılması gerekir.

Tohumluk , bitkisel üretimin en önemli girdisidir. Yeni bitki meydana getirme yeteneği ve şansı olmalıdır.

Bölgenin iklim ve toprak özelliklerine uygun, verim ve kalite bakımından uygun çeşitler seçilmelidir. Uygun çeşit belirlendikten sonra kalite tohumluk kullanılmalıdır.

Verimi etkileyen faktörler, iklim ve toprak yapısı, yetiştirme koşulları ve çeşittir.

Yabancı döllenen bitkilerde heterobeltiyosis veya hetereosisden yararlanılıyorsa verim birkaç kat artabilir.

Ekim ve dikim işleri , endüstri bitkileri Türkiye şartlarında, ilkbaharda toprakta yeterli sıcaklık, nem ve hava bulunduğunda (tav) ekilir.

Ekim, uygunun tohumun tohum yatağına, istenilen derinlik ve sıklıkta bırakılarak, üzerlerinin toprak tabakası ile kapatılıp bastırılması ile yapılan işlemdir. Su miktarı, sıcaklık, toprak yapısı, ekim zamanı, derinliği, yöntemi tarla çıkışına etki eden faktörlerdir.

Bitkinin gelişmesi için kök gelişimi ve gübreleme önemlidir.

Çapa bitkileri oldukları için, sıra arası ve sıra üstü mesafe önem arz etmektedir. Bunun için özel geliştirilmiş ekim makinası kullanılmalıdır.

Bakım , tarlaya ekimden, hasada kadar yapılan işlemleri kapsar. Can suyu verme, çapalama, seyreltme uç alma, koltuk alma, sulama, kaymak kırma, yabancı ot kontrolü gibi işlemleri kapsar.

Çapalama işlemleri, yabancı otların yok edilmesi, kaymak tabakanın kırılması, arkların açılması, toprağın havalanması gibi amaçlarla toprağın işlenmesidir. İlk gelişme evresinde, yabancı otlarla mücadele gücü zayıf olan bitkilerde önemlidir. Elle veya sıra arası yeterli ise traktör yardımıyla makine ile yapılabilir.

Yabancı ot mücadelesi için yapılıyorsa, otlar yeterince çıktığı zaman, boğaz doldurma yapılacaksa bitkiler yeteri kadar büyüdüğü zaman çapalama yapılır. Çapalama esnasında, sık çıkan bitkiler, sıra üzeri istenen açıklık elde edilmek amacıyla seyreltme, tekleme işlemleri de yapılabilir.

Yabancı ot mücadelesi , kültür bitkileri tarlada iken, tarlada bulunması istenmeyen tüm bitkiler yabancı ot olarak değerlendirilir. Yabancı otlar, ilk gelişme evresinde mücadele gücü yüksek olmayan bitkinin su ve besin maddelerine ortak olurlar. Pancar, ayçiçeği gibi sıra arası geniş bitkilerde daha dikkatli olunmalıdır.

Öncelikle toprağa fazla zarar vermeyen, kültürel yollarla yabancı ot kontrolü yapılmalıdır, başarılı olunmazsa kimyasallara başvurulur.

Herbisit kullanılacaksa, uygun ilaç, ideal dozda, yabancı otlar için en etkili zamanda ve uygun yöntemle yapılmalıdır. Yanlış kullanımlar diğer bitkilere de zarar verirken, çevre kirliliğine de sebep olur.

Sulama ; yağışın yeterli olmadığı durumlarda, mevcut suyun toprağa verilmesidir. Gerektiği zaman, yeterince ve usulüne göre verilen su verimi etkiler. Bilinçsiz sulamada zararlar ortaya çıkar.

Sulama, suyun bitkinin ekonomik şekilde alınmasını sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Sıcak hava, nispi nemin düşük olduğu durumlarda yağmurlamadan kaçınılmalıdır. Bitki türü, cinsi, gelişme evresine göre uygun yöntem seçilmelidir. Endüstri bitkilerinin büyük kısmı damla sulama ile sulanabilir.

Hastalık ve zararlılarla mücadele ; endüstri bitkilerinin hastalık etmeni mikroorganizmalardır. Bunlar bakteriler, funguslar ve virüslerdir. Hastalıklar verim ve kalite kaybına neden olur. Mücadelede en etkili yöntem, hastalık bulaşmadan önlemleri almaktır. Özellikle organik tarımda, hastalık bulaştıktan sonra mücadele imkansızdır. Ekim şekli, sağlıklı tohum kullanma gibi yöntemlerle kimyasal mücadele azaltılmaya çalışılmaktadır.

Endüstri bitkilerinin pek çoğu için hasat söz konusudur. Olgunlaşmış ürünlerin, toplanması ya da biçilmesine hasat denir. Bazen ekonomik olarak değerli kısımlar tarladan alınır, bazı ürünler hasat edildikten sonra tarlada bekletilir. Ürünler belli kuruluğa ulaşınca, değerli kısımların ayrılması işlemine harman denir.

Hasat yapılan kısım kullanıma sunulur. Patates, soya, ayçiçeği, pancar gibi endüstri bitkileri doğrudan tüketilebileceği gibi, sanayiye hammadde olarak da girebilir.

Depolama , muhafaza edilecek ürünlerin, muhafaza süresince en az kayba uğramasını sağlayacak şekilde depoya yerleştirme işlemidir. Bitkisel ürünlerin üretiminden tüketimine kadar kalite ve miktar yönünden en az kayba uğrayacak şekilde saklanmasına da muhafaza denir.

Daneli bitkileri depolayabilmek için nem oranını düşürmek gerekir. Muhafaza edilen ürünlerin kontrol edilmesi gerekir. Yığın sıcaklığı, oda sıcaklığından fazla ise, aktarma yapmak gerekir.

Pazar ve piyasaya arz için, ürünlerin gruplandırılarak, depolanması gerekir. Sınıflandırma sayesinde, satışlarda anlaşmazlıkların önüne geçilmiş olunur.