TEHLİKELİ MADDE TAŞIMACILIĞI VE GÜVENLİĞİ - Ünite 7: Tehlikeli Atıkların Taşınması Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Tehlikeli Atıkların Taşınması

Giriş

Ülkemizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 8 Mart 2019 tarihinde yayınlanan Tehlikeli Atık İstatistikleri Bülteni’nde, 2017 yılında 63.741 adet tesis tarafından yapılan beyanlara göre, tehlikeli atık miktarı 1.425.045 ton olarak verilmiştir. Ayrıca, yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan Tehlikeli Atık İhracat İstatistikleri’ne göre 2017 yılında 11.404,8 ton mineral esaslı klor içermeyen motor, şanzıman ve yağlama yağları ihraç edilmiştir. Söz konusu bu atıklar, üretildikleri yerden taşınarak lisanslı tesislerde geri kazanım/bertaraf işlemine tabi tutulmaktadırlar. Tehlikeli atıklar, tehlikeli maddeler kategorisinde yer alan ve heterojen içerikleri nedeniyle diğer tehlikeli maddelere göre daha fazla risk oluşturan dolayısıyla oluşumundan bertaraf edilmesine kadar tüm aşamalarda olduğu gibi taşıma sırasında da özel önem gösterilmesi gereken maddelerdir.

Tehlikeli atıklarla ilgili geçmişte yaşanmış birçok felaket kayıtlara geçmiş bulunmaktadır. Bunlardan ülkemizde İskenderun Körfezi’nde 6 Eylül 2004’te yaşanan felaket, atıkların taşınması sırasında meydana gelen dikkat çekici bir olaydır. İspanya’dan yola çıkan ve krom (VI) içeren 2.200 tonluk tehlikeli atık taşıyan gemi İskenderun Körfezi’nde batmış ve körfezin kirlenmesine neden olmuştur. Bu tip kazaların tekrarlanmaması ve çevre ve insan sağlığının korunması için tehlikeli atıkların taşınması sırasında daha dikkatli olunması gerekmektedir. Uluslararası atık taşınması konulu ilk çok taraflı anlaşma Mayıs 1992’de yürürlüğe giren Tehlikeli Atıkların Sınırlar Ötesi Taşınımının ve Bertarafının Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi’dir. Ülkemiz bu sözleşmeye 1994’te taraf olmuştur. Söz konusu sözleşme, tehlikeli atıkların uluslararası ithalatı/ihracatının kontrollü bir şekilde yürütülmesi için gerekli süreci ve bu süreçte doldurulup onaylanması gereken formları açıklamaktadır. Ülkemizde şu anda tehlikeli atıklar, 2 Nisan 2015 tarihli ve 29314 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Atık Yönetimi Yönetmeliği ve 23 Mart 2017 tarihli ve 30016 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Atık Yönetimi Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre yönetilmektedir.

Tehlikeli Atıkların Tanımlanması

Bir atığın tehlikeli atık olarak taşınması için öncelikle “tehlikeli atık” olarak tanımlanması gerekir. Bir endüstriden kaynaklanan her atık tehlikeli atık değildir, atığın tehlikeli atık olarak nitelendirilebilmesi için bazı özelliklerinin mutlaka bilinmesi gereklidir.

Amerika Çevre Koruma Ajansı (EPA)’na göre atığın tehlikeli atık olabilmesi iki koşula bağlıdır:

  1. EPA’nın listelediği üç sınıftan birisine ait olması
    • Kaynağına göre
    • Üretime göre
    • Ticari kimyasal ürünler
  2. Belirli testlere göre aşağıdaki özelliklerden bir veya daha fazlasına sahip olması
    • Parlayıcılık (ignitability)
    • Korozivite (corrosivity)
    • Reaktivite (reactivity)
    • Toksisite (toxicity)

Ülkemizde ise tehlikeli atık tanımlaması, 19/11/2008 tarihli ve 2008/98/AT sayılı atık hakkında Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi, 3/5/2000 tarihli ve 2000/532/AT sayılı atık listesi oluşturulması hakkında Komisyon Kararı dikkate alınarak Avrupa Birliği mevzuatına uyum çerçevesinde hazırlanan Atık Yönetimi Yönetmeliği ve Atık Yönetimi Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre yapılmaktadır. Söz konusu yönetmelikte tehlikeli atık tanımı “Ek-3/A’da yer alan tehlikeli özelliklerden birini ya da birden fazlasını taşıyan, Ek-4’te altı haneli atık kodunun yanında yıldız (*) işareti bulunan atıklar” olarak yapılmıştır.

Söz konusu yönetmeliğin Ek-4’ünde atık listesi verilmiş ve “*” ile işaretlenmiş atıklar, tehlikeli atık olup, listede (A) ile işaretli atıklar kesinlikle tehlike atık olmasına karşın, (M) işaretli atıklara tehlikelilik özellikleri ve derişimlerine göre tehlikeli atık nitelendirmesi yapılır. (M) işaretli atıkların tehlikelilik özelliklerinin belirlenmesi için, Ek-3/A’da listelenen özellikler incelenir ve H3-H8 ile H10 ve H11 ile ilgili değerlendirmeler, Ek-3/B’de yer alan eşik konsantrasyon değerleri esas alınarak yapılır. Atık, eşik konsantrasyon değerlerinin üstündeyse tehlikeli atık değilse tehlikesiz atık olarak tanımlanır. Atıkların tehlikelilik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılacak çalışmalarda malzeme güvenlik bilgi formları (MSDS), proses girdileri ve bilgileri, Bakanlıkça yayınlanan kılavuzlar veya Ek-3/B’de yer alan konsantrasyon değerleri esas alınarak yapılacak analiz çalışmaları kullanılır. Bakanlıkça gerekli görülmesi halinde Ek-3/B’de yer alan konsantrasyon değerleri esas alınarak atık üreticisi veya atık sahibi tarafından akredite laboratuvarlara analiz yaptırılır. Ayrıca Ek-4’te verilen atık listesinde, atığa karşılık gelen 6 haneli atık kodu verilir ve taşımacılıkla ilgili tüm işlemlerde bu atık kodunun kullanılması zorunludur.

Tehlikeli Atıkların Toplanması

Tehlikeli atıklar her zaman diğer atıklardan ayrı olarak toplanmalıdır. Eğer bir atık üreticisi, tehlikeli atıkları diğer atıklarla karıştırırsa bu karışık atığın tümü tehlikeli atık olarak nitelendirilir ve tehlikeli atık olarak taşınır, depolanır, arıtılır veya bertaraf edilir. Dolayısıyla, atık bertaraf maliyetleri de artacaktır.

Tehlikeli atıkla ilgili çalışan personelin eğitimi çok önemlidir. Çalışanlar, özellikle tehlikeli atıkların birbirleriyle uyumlarına dikkat etmelidir. Birbiri ile uyuşmayan atıklar, olası kimyasal tepkimeleri önlemek için ayrı tutulmalıdır. Bu noktada atıkların toplanması ve taşınması sırasında herhangi bir kaçak vb. durumda meydana gelebilecek bir reaksiyon sonucu yangın, patlama, parlama vb. risklerin oluşmaması için bir toplama sistematiği oluşturulmalı ve ilgili uyumluluk tablosu (Şekil 7.1’dekine benzer bir tablo, s. 165) esas alınmalıdır. Bu tabloda, satır ve sütunlardaki atıklar birbiriyle birleştiğinde kutucuk boş ise, atıkların birbiriyle uyumlu olduğu, ancak herhangi bir kısaltma mevcut ise atıkların birbirleriyle uyumlu olmadığı anlaşılır. Bu anlamda güvenli ortamı sağlayacak şekilde, atığın miktarı, niceliği ve türü dikkate alınarak, kimyasal reaksiyona girmemesi için kimyasal ve fiziksel özelliklerine bağlı olarak toplanan atıklar ayrı oluşturulmuş bölgelerde depolanmalıdır. Böylece, ortamda özellikle uçucu organik bileşik (UOB) emisyonlarının azaltılması ve iç ortam hava kalitesinin korunması yönünde önlem alınmış olur. Atıklar, uluslararası kabul görmüş standartlara uygun ambalajlar ile toplanmalı, atığın ambalaj malzemesi ile uyumuna dikkat edilmeli, ambalajlarda zarar olup olmadığı kontrol edilmeli ve ağızları sıkı bir şekilde kapatılmalıdır. Atık ambalajlarının taşınma ve benzeri durumlarda zarar görmüş olması durumunda, sağlam ambalajlar ile değiştirilmelidir.

Tehlikeli atıkların doğru bir şekilde etiketlenmesi, tanımlama ve toplama/taşıma esnasında çok önem arz etmektedir. Etiketin üzerinde; kimyasal ismin tamamı (kimyasal formül de ilave edilebilir), konsantrasyon ve birimi, ulusal atık kodu, biriktirilmeye başlandığı tarih, tehlike sembolleri ve iş yeri adı ve adresi mutlaka bulunmalıdır.

Bir endüstride oluşan tehlikeli atıklar, bir ara depolama, geri kazanım/bertaraf tesisine gönderilmeden önce tesis içinde asgari 6 ay süreyle geçici depolanabilir. Geçici depolama süresi dolan atıklar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından lisans almış bir taşıma firmasıyla lisanslı bir tesise gönderilir.

A atığı: Metal kaplayıcıdan çıkan kadmiyumlu çamur

B atığı: Siyanür banyosundan çıkan metal kaplama yıkama suyu

C atığı: Fenol üretiminden çıkan distilasyon alt akım ürünü

D atığı: Alkali temizleyiciler

E atığı: Iskartaya çıkmış sodyum ürünü

Tehlikeli Atıkların Taşınması

İlgili kurum/kuruluşlar, tehlikeli atıkların ambalajlanması, etiketlenmesi ve taşınmasında uluslararası kurallara ve standartlara uymak zorundadır. Bu kural ve standartlar “Tehlikeli Atıkların ve Kimyasalların Karayolu ile Uluslararası Taşınmasını İlgilendiren Avrupa Anlaşması” (ADR) ile belirlenmiştir. Bu anlaşma tehlikeli maddeleri kapsadığı gibi tehlikeli atıkları da kapsamaktadır. Bu anlamda, ADR’de verilen taşıma sınıflandırması tehlikeli atıklar için de geçerli olmaktadır. Ancak, burada en önemli nokta atığın heterojen bir yapıda olması nedeniyle farklı maddelerin bir arada taşınmasıdır. Bu durumda, taşınan tehlikeli atıkların içindeki en çok tehlikeli olan madde için ADR sınıfı seçilmelidir. Ülkemizde tehlikeli atıkların taşınması ile ilgili ilk olarak 2005/11 no’lu ve Tehlikeli Atık Taşınımı Konulu Genelge yayımlanmıştır. Bu genelgede, araçların ve firmaların lisanslandırılmasında genel kurallar, lisans alacak araç ve firmaların özellikleri ve lisans verme şartları ana hatlarıyla ele alınmıştır. Bunu takiben Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik ve ADR’ye paralel olarak 20.03.2015’de Atıkların Karayolunda Taşınmasına İlişkin Tebliğ yayımlanmış ve tehlike atık taşıma ile ilgili tarafların görev/yetki/yükümlülükleri, lisanslandırma koşulları, atık taşıma takip sistemi vb. konular detaylı olarak verilmiştir.

Tehlikeli atık taşımada kullanılan varil ve diğer ambalajlar da atıklarla uyumlu olmalıdır. Lisanlı taşıma firmaları; tehlikeli atıkların güvenli bir şekilde araçlara yüklenmesi, bunların nakliyesi ve yük boşaltılması işlemlerinden sorumludur. Bu işlemler sırasında ambalajların zarar görmemesi çok önemlidir. Ambalajlama;

  • olağan taşıma işlemlerine dayanabilecekse,
  • atık, ambalaj dışına sızmayacak bir şekilde kapatılmışsa,
  • ambalaj içerdiği tehlikeli atıktan etkilenmeyecekse,
  • ambalaj tehlikeli atık ile temasa geçtiğinde zararlı ve tehlikeli maddeler oluşturmayacaksa
  • ve ambalajın dışında tehlikeli atık kalıntıları yoksa

doğru yapılmış kabul edilir.

Tehlikeli atık taşıması için kullanılan ambalajlar ADR’ye uygun olarak etiketlenmelidir. Her ADR sınıfı için o sınıftaki atıkların özel tehlikelerini simgeleyen değişik etiket vardır. Eğer bir tehlikeli atık sınıfının birden fazla tehlikeli özelliği varsa bu tehlikeleri belirten etiketler ambalajların üzerlerine konulmalıdır.

Tehlikeli atıkların taşınması işlemlerinde kullanılacak MoTAT sistemi, her bir taşıma işlemine ilişkin bilgilerin kaynağında kayıt altına alınmasını, atık taşıyan araçların seyir halindeyken takip edilmesini ve atık taşıma işlemlerinin etkin bir şekilde izlenmesi ve denetlenmesini hedeflemektedir. MoTAT sayesinde;

  • Atık akışı etkin bir biçimde takip edilebilecek,
  • Uygunsuz tehlikeli atık taşıma işlemleri önlenebilecek,
  • Atık üreticilerinin eksik atık beyanları tespit edilebilecek,
  • Raporlama süreci doğru bir şekilde gerçekleştirilebilecek,
  • Atık taşıma araçlarının coğrafi konumları GPS ile takip edileceğinden herhangi bir kaza vb. gibi acil durumlara en kısa sürede müdahale edilebilecektir.

MoTAT sistemiyle birlikte kişiye/kuruma özel bilgiler atık üreticisi, lisanslı geri kazanım/bertaraf tesisleri, lisanslı taşıyıcılar tarafından görülebilirken, il bazındaki bilgiler Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ve tüm bilgiler Bakanlık tarafından takip edilebilir. MoTAT sisteminde; mobil teknolojiler, GPS, GIS, Servis Tabanlı Mimari ve web tabanlı kullanıcı arayüzleri kullanılmaktadır.

Bunların dışında tehlikeli atıkların taşınması ile ilgili genel ilkeler şu şekildedir:

  • Araç park halinde iken araçta atık bulunmaması gereklidir. Ancak, aracın atık yüklüyken parkının zorunlu olması hâlinde, gerekli tedbirler alınarak park edilebilir. Atık taşıyan araçlar belirlenmiş olan park yerleri dışındaki alanlara ve meskûn mahallere uygunsuz şekilde park edilemez.
  • Tehlikeli Maddeler İçin Yaptırılacak Sorumluluk Sigortaları Hakkında Karara göre Hazine Müsteşarlığınca belirlenen talimat ve tarife doğrultusunda mali sorumluluk sigortası yaptırılır.
  • Atık taşıma faaliyetinde bulunan firmaların en az bir çevre görevlisi istihdam etmesi/çevre danışmanlık firmasından hizmet alması zorunludur. Bu çevre görevlisinin Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik doğrultusunda Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı belgesine sahip olması gerekir.
  • Tehlikeli atıkların taşınması sırasında herhangi bir kaza durumunda atıkların toprağa dökülmesi söz konusu olursa, bu durumda Toprak Kirliliğinin Kontrolü ve Noktasal Kaynaklı Kirlenmiş Sahalara Dair Yönetmelik hükümleri uygulanır ve kirlenmiş saha tespiti ve risk değerlendirmesi ile ilgili prosedür işletilir.

Tehlikeli atık taşıma işi yapan firmaların lisans alabilmesi için en az bir araç için lisans alınması zorunludur. Tek başına firma lisansı ya da tek başına araç lisansı alınması söz konusu değildir. Eğer, firmanın lisansı iptal edilirse araçların da lisansı iptal edilir. Firma lisans süresi 5 yıl olup araçlara verilen lisansın süresi firma lisans süresini aşamaz. Tehlikeli atık taşıyan araçlarda MoTAT sisteminin işletilebilmesi için mobil cihaz bulundurulması zorunludur. Atık taşıyacak araçların model yaşı 10’dan büyük olamaz. Atık taşıma işlemi taşınan atığın özelliğine uygun araçlarla yapılır. Aynı araçta aynı kap/bölme içinde taşınacak atıkların kod numaralarının aynı olması gerekir. Farklı atıklar Varil/IBC gibi ambalajlar ile taşınmak koşuluyla aynı araçta taşınabilir ancak bu atıkların tehlikelilik özellikleri risk yaratmayacak ve birbirleri ile reaksiyona girmeyecek şekilde gerekli tedbirler alınır.

Dünyada ve ülkemizde önemli miktarlarda ortaya çıkan tehlikeli atıkların yönetim ve yönetim hiyerarşisinde kritik bir aşama olan tehlikeli atıkların taşınması işlemleri çok önem arz etmektedir. Bu noktada, atıkların doğru bir şekilde tanımlanması ve sınıflandırılması taşıma işlemlerinin güvenliği açısından önemlidir. Tehlikeli atıkların toplanması ve taşınması sırasındaki en önemli teknik hususlardan birisi de atıkların birbirleriyle, ambalajlarıyla ve araçlarla uyumlu olmasıdır. Eğer bunlar arasında herhangi bir uyumsuzluk söz konusu olursa, riskli durumlar oluşabilir. Taşıma işlemlerinden önce, havaleli (hafif) atıklar mümkünse sıkıştırılmalı, sulu atıklar ise mümkün olduğunca susuzlaştırılmalıdır. Bu önlemler, ağırlık ve taşıma maliyeti açısından önemli avantajlar sağlayacaktır. Taşıma sürecinde tüm güvenlik önlemlerine uyulması, ilgili tarafların üstlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi, araç sürücülerinin eğitimli olması, atık kabul edilen tesislerin taşınan atıkların kabulü sırasında gerekli kontrolleri yapmaları taşımanın sağlıklı bir şekilde tamamlanması açısından önemlidir.