TEHLİKELİ MADDE TAŞIMACILIĞI VE GÜVENLİĞİ - Ünite 1: Ulaştırma Sistemlerine Giriş Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Ulaştırma Sistemlerine Giriş

Ulaştırmanın Tanımı

Ulaştırma kavramı esas itibarıyla hammadde, yarı mamul, ürün vb. türde bir materyal ya da insanın bir yerden bir başka yere taşınmasına olanak sağlayan unsurların tümü olarak tanımlanabilmektedir. Bu kapsamda ulaştırma hem insan hem de yüklerin hareketini sağlayan bir enstrüman niteliğindedir. Dolayısıyla ulaştırma farklı boyutlarından dolayı yolcu taşımacılığı ve yük (kargo) taşımacılığı olarak iki ana grupta sınıflandırılabilmektedir. İnsanların taşınmasının (yolcu) yük taşımacılığından en temel farkı, bu süreçlerin depolama, etiketleme vb. türde lojistik aktiviteler içermemesinden dolayı lojistik olarak nitelendirilememesi, yolcu taşımacılığının lojistik olarak tanımlanamamasıdır. Dolayısıyla günümüzde insanların taşınması yolcu taşımacılığı ya da ulaşım olarak adlandırılırken, yük ve kargolara ilişkin süreçler lojistik ve taşımacılık olarak nitelendirilebilmektedir. Taşımacılık dar anlamıyla taşımaya konu olan yükün bir noktadan bir başka noktaya fiziksel olarak hareket ettirilmesi olarak tanımlanabilmektedir. Geniş anlamda taşımacılık ise materyalin planlı ve sistemli bir şekilde beraberinde bilgi akışlarını da kapsayacak biçimde bir yerden bir başka yere hareket ettirilmesi olarak ifade edilebilmektedir. Taşımacılık esasında üretim yapılan yer ile pazarın farklı yerlerde olması sonucunda katlanılan zorunlu bir süreçtir. Taşımanın rekabet düzeyini geliştirecek şekilde etkin, verimli ve düşük maliyetlerle gerçekleştirilmesi işletmelerin faaliyet gösterebilecekleri pazar alternatiflerini de artırmaktadır. Taşıma sürecinde bir veya daha fazla sınır geçilmesi halinde taşıma uluslararası; ülke sınırları içerisinde yapılması halinde yurtiçi taşıma olarak tanımlanmaktadır. Taşımada kullanılan taşıma türlerine göre ise taşıma operasyonları; karayolu taşımacılığı, demiryolu taşımacılığı, denizyolu taşımacılığı, havayolu taşımacılığı, iç suyolu taşımacılığı ve çok türlü taşımacılık gibi çeşitli alt sınıflara ayrılmaktadır.

Taşımacılık ve Ulaştırma Kavramları

Taşımacılık, herhangi bir materyalin bir noktadan bir başka noktaya nakledilmesi olarak tanımlanabilmektedir. Bu tanım son derece genel bir niteliğe sahip olsa da taşımacılık kavramını önemli ölçüde özetlemektedir. Buna karşılık daha geniş bir perspektifte taşımacılık ve ulaştırma kavramları değerlendirildiğinde, taşımacılık etkin bir planlama ve organizasyon süreci çerçevesinde gerçekleştirilen sistematik faaliyetler olarak değerlendirilebilmektedir. Bu çerçevede taşımacılık kavramı; profesyonel nitelikte gerçekleştirilen, operasyon yönetimi, trafik yönetimi, planlama vb. gibi unsurları içerisinde barındıran yönetsel bir yaklaşımdır.

Ulaştırmanın İşlevi

Ulaştırmanın fonksiyonu ya da diğer ismi ile işlevi insanların bir yerden bir başka yere taşınması veya bir materyalin bir noktadan bir başka nokta/noktalara sevk edilmesi şeklinde ifade edilebilmektedir. Bu unsurlar neden bir başka noktaya hareket etmek ya da ettirilmek istenir? Bu sorunun cevabı ulaşım gereksinimleri ile açıklanabilmektedir. Bu gereksinimler devam ettiği sürece taşıma faaliyetinin de var olacağı herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Bu noktadan hareketle taşıma faaliyeti, herhangi bir ürün için ürünü elde etme koşulları ve maliyeti Dünyanın her yerinde aynı olmadığı ya da tedarik, üretim ve tüketimin yapıldığı lokasyonların aynı olmadığı sürece var olacak lojistik bir fonksiyondur. Bununla birlikte taşımacılık esasen katma değer yaratmayan ancak yukarıda bahsedilen zorunluluklardan kaynaklanan bir niteliğe sahiptir. Taşımacılık faaliyetinin kendisi doğrudan katma değer yaratmamakla birlikte, dolaylı olarak üretilen ya da elde edilen hammadde, yarı mamul ve ürün gibi unsurların katma değerlerini göreli bir biçimde artırabilmektedir.

Ulaştırmanın Tarihsel Kökleri

MÖ. 4500 yıllarında Mezopotamya, Asya ve iç suların geçtiği ovalarda taşımacılık faaliyetlerinin yapıldığına ilişkin kanıtlar elde edilmiştir. Aynı zamanda Kuzey Fransa’da yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkan buluntular ve taşımacılığın o dönemlerde yapıldığının en eski kanıtı olan tahta kızak parçasının ortaya çıkmasıyla taşımacılığını tarihi MÖ. 7500’e kadar inebilmektedir. İlerleyen yüzyıllarda hayvanların evcilleştirilmesi ve bunların taşımacılık unsuru olarak kullanılmaları, taşımacılık ve ulaştırma faaliyetleri için dönüm noktalarından birisi olmuştur. Taşımacılık alanında hayvanların kullanılmasından sonraki bir başka devrim ise deniz araçlarının yapılması ve kullanılmaya başlanmasıdır. MÖ. 3500 yıllarında ilk olarak deniz araçları kullanılmaya başlanmış, ilkel nitelikli bu araçlar deniz risklerine cevap veremedikleri için iç suyollarında ve göllerde ve kıyıya yakın alanlarda bunlarla taşıma yapılmıştır. Aynı süreçte artan ticaret ve ulaşım imkânları yeni alternatiflerin bulunmasını zorunlu hale getirmiş, taşımada kullanılması amacıyla yapılan ticari nitelikli yollar kentleri, bölgeleri, ülkeleri ve kıtaları bağlayacak bir nitelik kazanmıştır. 18. yüzyılın ortalarına kadar dünyanın en önemli şehirleri ticaret, lojistik ve askeri gerekçeler ile deniz kıyılarına kurulmuş olan şehirlerdi. 12. yüzyılda demiryolu taşımacılığının ilk örnekleri olarak sayılabilecek ilkel demiryolu araçları ve ekipmanları kısa mesafelerde taşımacılık amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Endüstri devrimine kadar olan süreçte denizcilik ve diğer ulaşım araçlarında ciddi gelişmeler kaydedilmiş, rüzgâr gücü de kullanılarak bu süreçte kıtalar arası taşımalar yapılabilir hale gelmiştir. Endüstri devrimi ile birlikte buhar gücünün makinelerde kullanılmaya başlaması neticesinde buhar gücünün taşıma araçlarında da kullanılması daha uzun mesafelerin daha kısa sürelerde kat edilebilmesine imkân sağlamıştır. Endüstri devriminin en temel unsuru buharlı gemiler ve demiryolu araçlarıdır. Dolayısıyla 18. yüzyılın ortalarından ikinci dünya savaşına kadar olan süreçte en belirgin unsur demiryolu taşımacılığıdır. Demiryolu taşımacılığının gelişimine etki eden faktörler göz önüne alındığında demiryolu taşımacılığında belirsizliklerin denizyolu taşımacılığına kıyasla nispeten düşük olması, endüstri devrimi sonrası sanayilerin kitlesel üretimlerini destekleyebilecek düzeyde yüksek miktarlarda hammaddenin taşınabilmesi demiryolu taşımacılığının gelişimine önemli etkilerde bulunduğu gözlemlenebilmektedir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren denizyolu ve demiryolu taşıma türlerinde gözlemlenen gelişmelere ek olarak, taşımacılık süreçleri içerisinde iki yeni unsur daha eklenmiştir. İkinci dünya savaşı sonrasında karayolu altyapı ve üstyapı unsurlarının teknolojik açıdan gelişim göstermesi, taşımacılık alanında dengelerin lastik tekerlekli araçlar ile gerçekleştirilen karayolu taşımacılığı lehine değişmesine yol açmış, bu süreçten sonra karayolu taşımacılığının toplam taşımacılık içerisindeki payı giderek artmıştır. Benzer bir süreç havayolu araçlarında yaşanmış, öncelikle askeri, daha sonra seyahat amaçlarıyla kullanılan uçaklar bu dönemde yük taşımacılığında da kullanılarak diğer taşıma türleri ile mümkün olamayacak şekilde çok uzun mesafelerin çok kısa zamanda kat edilmelerine imkân sağlamış, büyük miktarlarda materyallerin uçaklar ile çok uzak mesafelere taşınabilmesi mümkün olabilmiştir. 1960 yılından başlayarak yeni taşıma alternatiflerinin geliştirilmesi, özellikle konteynerin dünya taşımacılık endüstrisine hızlı fakat son derece başarılı bir şekilde entegre olması başta intermodal taşımacılık olmak üzere farklı taşıma alternatiflerinin kullanılabilmesine yol açmıştır.

Ekonomi ve Taşımacılık

Taşımacılık faaliyetleri ulusal ve küresel ekonominin en önemli ve vazgeçilmez bileşenlerinden birisidir. Ekonomik aktivitelerin gerçekleştirilebilmesi için bir hammaddenin ya da yarı mamulün belirli bir çevrim süreci sonucunda ürüne dönüşümü amacıyla üretim merkezlerine, ürünün de tüketim noktalarına taşınması zorunludur. Bu nedenle gelişmiş ekonomilerin öncelikli olarak materyallerin istendiği noktaya erişimini sağlayacak geniş ulaşım altyapısına sahip oldukları, gelişmekte olan ülkelerin ise ekonomik büyümeyi sağlayabilmek amacıyla öncelikli olarak ulaşım şebekeleri ve altyapılarını oluşturmaya yöneldikleri görülebilmektedir. Ulaşım ve taşımacılık faaliyetleri ülkelerin kendi içerisinde ekonomik entegrasyonuna katkı sağladığı gibi, küresel düzeyde ülkelerin ekonomik ilişkilerinin artmasına ve daha da gelişmesine imkân tanımaktadır. Öte yandan ulaşım ve taşımacılık hizmetlerinin bir ülkede gelişmiş olması iş olanaklarını artırmasının yanı sıra ülke içerisinde yaratılan toplam refaha da önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Ulaştırma ve taşımacılık türü aktiviteler ekonomik dünyanın karmaşık yapısını daha düzenli ve planlanabilir hale getirebilmektedir. Taşımacılık ve ulaştırma faaliyetleri ekonomiler için stratejik niteliğe sahip unsurlardır. Bu faaliyetlerin göreli olarak geliştiği ülkeler diğer ülkelere ekonomik açıdan üstünlük kurabilmektedir. Geçmişte bir ürünü üretebilmek stratejik bir amaç iken günümüzde ülkeler arasındaki ilişkilerde bir ürünü pazara arz edebilmek, dolayısıyla gelişmiş ulaşım imkânlarına sahip olabilmek bu ulaşım unsurlarına sahip ülkeler lehine stratejik bir silah olarak sayılabilmektedir.

Ulaştırma ve taşımacılık, kentsel ekonomiler için de son derece etkili olan faaliyetlerdir. Bir kentin ekonomik ve endüstriyel açıdan gelişimine paralel olarak, kentsel alanların çevresinde konumlanmış kırsal alanlarında gelişimine katkı sağlamaktadır. Taşımacılık ve ulaşım faaliyetleri kentsel ve kırsal alanlar arasındaki sınırların belirsizliğini artırdığı gibi bu alanlar arasındaki entegrasyonun daha etkin bir şekilde sağlanmasına öncülük etmektedir. Ulaştırma hizmetleri aynı zamanda üretilen bir ürünün gerçek fiyatının belirlenmesinde de yardımcı olabilmektedir. Bir ürünün belirli bir lokasyonda tanımlanan fiyatı başka coğrafyalar için gerçekçi olmayabilmektedir. Dolayısıyla gereksinimlerin düzeyi ya da bölgesel elde etme maliyeti/imkânı çerçevesinde ürünlere biçilen değer değişebilmektedir.

Tedarik Zinciri Yönetimi ve Taşımacılık

Tedarik zinciri üretimde kullanılacak hammadde, yardımcı malzemeler ile üretim araçlarının bir araya getirilerek üretim noktalarına en uygun maliyet ve koşullarla temin edilmesi, üretim içi süreçlerde etkinliğin sağlanabilmesi için üretim faaliyetlerinin desteklenmesi, nihai müşterilere en iyi şart ve maliyetlerle ürünün ulaştırılması süreçlerini kapsamaktadır. Bu yönü ile tedarik zinciri üretim süreçleri dışında, ana faaliyet olan üretimi desteklemek ve en iyi şartlarla faaliyetini sürdürmesi için yapılan çabaların genel adı olarak tanımlanabilmektedir. Tedarik zinciri hammadde kaynak noktasından son tüketicilere kadar olan süreçte üretilen ürün ve hizmetlerin daha yüksek katma değer sağlayacak şekilde gerçekleştirilen faaliyetlerin tamamı olarak tanımlanabilmektedir. Tedarik zinciri yönetimi, bütünsel bir yaklaşım çerçevesinde tanımlanmak istendiğinde, sürece dahil olan işletmelerin tedarik zinciri sürecine katkı verecek ve katma değer yaratacak tüm fonksiyonlarının belirli bir sistem ile koordinasyon çerçevesinde bir araya getirilmesi ve işletmelerin kendi başlarına bu fonksiyonlarını kullanmalarından kaynaklanacak olan maliyetleri en aza indirerek sistemin toplam verimliliğini maksimize etme çabası olarak ifade edilebilmektedir. Tedarik zincirinin iyi işletilmesi sonucunda işletmelerin fazladan kaynak kullanımı azalarak, gerçekleştirilen kaynak tasarrufu daha fazla verim elde edilecek alanlara yatırım olarak yönlendirilebilmektedir. Lojistik ile tedarik zinciri yönetimi bu kapsamda bazı farklı özelliklere sahiptirler. Lojistik yönetimi sadece tedarik, dağıtım depolama ve taşıma gibi fonksiyonları içerirken tedarik zinciri yönetimi lojistik yönetiminin fonksiyonlarına ek olarak finans, ürün geliştirme ve pazarlama gibi alanları da kapsamaktadır. Tedarik zinciri yönetimi süreçlerinde elde edilecek faydanın en yüksek düzeyde sağlanabilmesi buna karşılık kaynak kullanımının mümkün olduğunca azaltılarak tasarrufun yapılabilmesi tedarik zincirinin toplam etkinlik, verimlilik ve performansını olumlu yönde etkilemektedir. Bu çerçevede etkinlik ve verimlilik ve performansın en üst düzeyde sağlanabilmesinin en önemli araçlarından birisi ulaşım, dağıtım ve taşıma süreçlerinin optimize edilebilmesidir. Dağıtım ve taşıma operasyonları bir tedarik zinciri içerisinde en yüksek düzeyde kaynak kullanımına yol açan fonksiyonlardan birisidir. Bu nedenle öncelikli olarak bu fonksiyonun optimize edilebilmesi toplam faydayı büyük ölçüde artırabildiği gibi maliyetlerin de azaltılabilmesine olanak sağlamaktadır. Birim taşımacılık maliyetlerinin minimize edilebilmesi için bu maliyet kalemlerinin her birisine mikro düzeyde odaklanılması gerekmektedir. Dolayısıyla taşımacılık faaliyeti tedarik zinciri ve lojistik süreçler içerisinde en fazla odak noktasına sahip olan bir prosestir. Taşımacılık faaliyetleri tedarik zinciri içerisinde karar alma süreçleri olarak da tanımlanabilmektedir. Bunun en temel nedeni, taşıma ve dağıtım operasyonlarında alternatiflerin son derece fazla olması ve sisteme eklenen her bir değişkenin bu alternatifleri büyük ölçüde artırmasıdır. Aynı zamanda bu alternatifler son derece karmaşık bir nitelikte olabilmektedir. Taşıma ve dağıtım operatörleri tercihlerini gerçekleştirirlerken taşımacılığa ilişkin gereksinimlerine en iyi cevap verebilecek alternatifi tercih etmeye çalışmaktadırlar. Seçimlerini yaparken çoğunlukla oluşturdukları alternatif havuzunu değerlendirerek bu alternatifler içerisinde gereksinimlerine cevap vermeyecek olanları eleme yoluna gidebilmektedirler.

Taşımacılık Yönetimi

Taşımacılık yönetimi, taşıma faaliyetlerinin organize, planlı ve sistemli bir biçimde gerçekleştirilmesine yönelik alınan önlem ve uygulamaların bütünü olarak ifade edilebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında taşımacılık yönetimi, fiziksel akışın bilinçli ve sonuçları öngörülmeye çalışılacak şekilde sistemli bir yaklaşımla gerçekleştirilmesi gereken bir faaliyet olarak nitelendirilebilmektedir. Taşımacılık yönetimi taşımacılık tanımından farklı olarak, sadece fiziksel olarak materyalin hareket ettirilmesini değil, daha geniş bir bakış açısıyla sevkiyata hazırlık yapılması (paketleme, ambalajlama, araç ve personel tahsisi vb. süreçlerle), taşıma sürecinin etkin bir biçimde planlanması ve yönetilmesi ile taşımanın sonuçlandırılması (teslimat, kontrol, teslim sonrası hizmetler vb.) gibi süreçleri de kapsamaktadır. Taşımacılık yönetimi verimlilik, etkinlik, yüksek performans, düşük maliyet, esneklik gibi parametreler çerçevesinde ifade edilebilmektedir. Taşımanın performansını belirleyen faktörler aşağıda gösterilmektedir.

  • Taşımanın Maliyeti
  • Taşımanın Hızı
  • Taşımanın Sıklığı

Taşımacılık yönetiminde taşıma operasyonlarının tasarımı ve planlanması taşıma faaliyetinin performansı açısından son derece önem arz etmektedir.

Taşıma Türü Seçimi

Taşıma türünün seçimi gerçekleştirilecek operasyonlar açısından en hayati düzeyde öneme sahip olan karar alma süreçlerinin başında gelmektedir. Taşıma sistemleri, sahip olduğu çok sayıda alternatif çözüm olanakları ile taşıma hizmeti talep eden kullanıcılara çok sayıda çözüm sunarken alternatiflerin bu kadar çok olması sistemi bir o kadar karmaşıklaştırmaktadır. Buna karşılık tedarik zincirinin mümkün olan en fazla sayıda taşımacılık alternatifine ve kaynağına sahip olması gerekmektedir. Taşıma sisteminin karmaşıklığının başında taşıma türü seçimi gelmektedir. Operatörler ve kullanıcılar karayolu, denizyolu, havayolu, demiryolu gibi tek türlü taşıma sistemlerinin yanı sıra, bu taşıma türlerini kombine olarak kullanabildikleri çok modlu taşıma olanaklarına da sahiplerdir. Taşıma türü seçerken dikkate alınması gereken temel faktörler arasında; taşıma türünün maliyeti, hızı, güvenilirliği ve emniyeti gibi unsurlar sayılabilmektedir. Kullanıcı ve operatörler bu faktörlerden bazılarını işin ve yükün özelliklerine göre daha öncelikle değerlendirebilmektedir. Buna karşılık taşıma türünün maliyeti yükseldikçe daha az tercih edilmektedir. Karşılaştırılmalı olarak taşıma türleri analiz edildiğinde tüm taşıma türleri için dikkate alınacak öncelikli unsur esnekliktir. Esneklik koşullar değiştiğinde ya da faklı alternatif çözümler söz konusu olduğunda taşıma türünün bu değişikliklere uyum sağlama ve daha kısa sürede cevap verilebilme kabiliyetidir. Bu yönüyle taşıma türleri arasında karayolu taşımacılığı diğer taşıma türlerine oranla daha esnek bir taşıma türüdür. Bir tedarik zinciri taşıma faaliyetlerini bütünüyle dışsal kaynaklar vasıtasıyla gerçekleştirebilmektedir. Aynı şekilde tedarik zincirinin taşıma faaliyetlerini üstelenen taşıma işletmesi bunun bir kısmını kendi dışındaki taşıma işletmelerine devrederek taşıma faaliyetinin daha verimli ve yüksek performans ile yapılmasına olanak sağlarken maliyetlerin daha da düşürülmesine imkân yaratabilmektedir. Tek bir türde yükün taşınmasına yönelik olarak seçilecek taşıma türü genellikle bir başlangıç noktası ile bir varış noktası arasında en düşük maliyet, olabilecek en yüksek performans ve verimlilikle yükün taşınmasına ilişkin çözümler üretebilen taşıma türü olmaktadır. Taşıma, ister fabrikadan müşterilere, isterse stoklardan müşterilere yapılsın tek bir taşıma türü seçildiğinde operatörler ve kullanıcılar bu tek taşıma türünün maliyetine katlanmaktadırlar. Buna karşılık taşıma sürecinde birden fazla taşıma türü kullanıldığında tüm taşıma türlerine ilişkin maliyetleri optimizasyon çerçevesinde bir araya getirilmesi mümkün olmaktadır. Yıllık yapılacak seferlerde taşınacak toplam yük miktarı tedarik zincirinin yıllık gereksinimlerine eşit olmalıdır. Taşımanın özellikleri çerçevesinde bir diğer unsur taşıma operasyonuna ilişkin işletim modellerinin belirlenmesidir. İşletim modelleri taşıma türlerine göre farklılaşmakla birlikte bir taşıma operasyonun maliyet ve diğer gereksinimler çerçevesinde yapılma usul ve uygulamalarını içeren bütünleşik bir yaklaşımdır.

Taşıma İşletim Modelleri

Lojistik süreçlerde uygulanacak olan taşımacılık ve dağıtım yönetimi prensipleri, operasyonlarda kullanılacak taşıma türleri ve taşıma şeklinin verimliliği ve performansı tarafından doğrudan etkilenmektedir. Tedarik zinciri yönetiminde Doğrudan Taşıma Modeli, Döngüsel Taşıma Modeli, Mekik Sefer Taşıma Modeli, Besleme Sefer Taşıma Modeli, Doğrusal Uğraklı Sefer Taşıma Modeli ve Terminal Bazlı Sefer Taşıma Modeli şeklinde altı farklı türde taşımacılık modeli uygulanmaktadır.

Doğrudan Taşıma Modeli: Doğrudan taşımacılık modeli, A ve B gibi iki nokta arasında yapılan, bu iki nokta dışında başka herhangi bir noktaya uğranması söz konusu olmayan bir modeldir. Araç tam dolu olsun ya da olmasın her bir taşıma için bir araç atanmaktadır. Operasyon maliyeti, toplam maliyete etki eden tüm maliyet parametrelerinin belirli bir birime indirgenmesini zorunlu kılmaktadır. Maliyetler hesaplanırken bir operasyon için katlanılan tüm maliyetler hesaba katılmaktadır. Bulunan toplam maliyet ton, kilometre, metreküp ya da bir başka birim maliyet çerçevesinden değerlendirilmektedir. Doğrudan taşıma maliyetlerin yüksek olduğu bir taşımacılık modeli olmasına karşılık, taşıma operasyonunun basitliği ve aktörler arasındaki koordinasyonun kolaylıkla sağlanıyor olması bu taşımacılık yönteminin avantajları olarak sıralanabilmektedir. Denizyolu taşımacılığında doğrudan taşıma modeli bir limandan bir başka limana yapılan ve dönüş taşıması olmayan taşıma operasyonları için söz konusu olmaktadır. Denizyolu taşımacılığında tramp taşımacılık olarak tanımlanan operasyonlar büyük bir oranda doğrudan taşımacılık operasyonlarına örnek olarak verilebilmektedir. Demiryolu taşımacılığında doğrudan taşımacılık operasyonları, blok tren uygulamaları şeklinde yapılabilmektedir. Havayolu taşımacılığında doğrudan taşıma operasyonları havayolu araçlarının belirli bir havalimanından bir başka hava limanına tek bir sefer için organize ettiği taşımaları ifade etmektedir.

Döngüsel Taşıma Modeli: Döngüsel taşıma (Milk Run) yöntemi, bir taşıma operasyonunda birden fazla çıkış ve bitiş noktasının söz konusu olduğu, aynı süreçte çok sayıda bütünleşik taşıma operasyonunun gerçekleştirildiği bir operasyon yöntemidir. Doğrudan taşıma yönteminden farklı olarak, taşıma yapılan noktalar aynı zamanda teslim alma noktaları da olabilmektedir. Döngüsel taşıma (Milk Run) yöntemi doğrusal dağıtım modeline göre daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle taşıma sürecinin iyi bir şekilde planlanması ve modellenmesi gerekmektedir. Modellemede iş akışının optimize edilmesi için aracın tedarik zinciri üyelerine uğrama sırası, bunlardan teslim alacağı ve teslim edeceği materyallerin ne olduğu ile miktarları, tedarik zinciri üyelerinin birbirinden uzaklıkları gibi çeşitli parametreler dikkate alınmaktadır. Döngüsel taşıma yöntemi, taşıma sisteminin daha etkin kullanılması sonucunda daha az sayıda seferin yapılması, birim sefer içerisinde daha fazla sayıda çözümün sağlanması olanağını doğurmaktadır. Döngüsel sefer işletim modeli demiryolu, denizyolu ve havayolu taşımacılığında operasyonel zorluklarından dolayı işlevsel ve uygulanabilir bir model olmamaktadır

Mekik Sefer Taşıma Modeli: Belirlenmiş iki nokta (a,b) arasında düzenli olarak yapılan döngüsel taşımacılık süreçlerini ifade etmektedir. Her bir taşıma operasyonu için bir araç ataması yapılmakta, araç her iki nokta arasında sürekli olarak faaliyet göstermektedir. Mekik sefer modelinde toplam taşıma maliyeti formüle edildiğinde sefer aynı gün içinde tamamlanacaksa sadece değişken maliyetler iki ile çarpılmakta, diğerleri sabit kalmaktadır. Buna karşılık sefer birden fazla günde tamamlanacaksa sabit maliyetlere ilişkin birim maliyetler sefer gün sayısı ile çarpılmaktadır. Mekik sefer modeli kısa veya uzun mesafeler fark etmeksizin tüm taşımacılık türlerinde benzer biçimde uygulanabilmektedir.

Besleme Sefer Taşıma Modeli: Besleme sefer dağıtım modelinde, birden çok çıkış noktasından hareket eden araçlar belirli bir dağıtım merkezinde yüklerini boşaltarak dönüş yüklerini almakta ve başlangıç noktalarına geri dönmektedir. Dağıtım merkezinde bıraktıkları yükler konsolide edilerek başka bir araca yüklenmekte ve üçüncü bir noktaya taşınmaktadır. Dağıtımda aktarma işlemlerinden sonra gelen yükün konsolide edilerek taşındığı aracın verimliliğinin diğer araçlara göre daha yüksek olması gerekmektedir. Karayolu taşımacılığında bu operasyonlar çapraz sevkiyat adıyla uygulanmaktadır. Çapraz sevkiyat, depo sahasına gelen ürün veya hammaddelerin depo sahasına alınmadan araçtan araca aktarılarak kabul ve sevk işlemlerinin eş zamanlı gerçekleştirildiği depo operasyonlarıdır. Toplam verimlilik değerlendirildiğinde doğrudan ya da döngüsel sefer modeli kullanıldığında söz konusu olan verimlilikten daha yüksek ve daha düşük birim maliyetin oluşması durumunda besleme sefer dağıtım modeli tercih edilmektedir. Denizyolu taşımacılığında bu tür taşıma operasyonları feeder taşımacılık olarak tanımlanmaktadır. Demiryolu taşımacılığında besleme sefer modeli tek vagon taşımacılığı (Single Wagon Loading) ismiyle uygulanmaktadır.

Doğrusal Uğraklı Sefer Taşıma Modeli: Doğrusal uğraklı sefer modelinde, sefer için atanmış olan bir araç doğrusal bir düzlemde güzergâh üzerinde bulunan noktalara uğrayarak sefer yapmaktadır. Araç her noktaya yük bırakmakta, her noktadan da bir başka noktaya götürmek üzere yük almaktadır. Hemen hemen bütün taşımacılık türlerinde uygulanabilen bir işletim modelidir. Demiryolu taşımacılığında doğrusal uğraklı sefer taşıma modeli, ana hat taşımacılığı olarak adlandırılmaktadır.

Terminal Bazlı Sefer Taşıma Modeli: Terminal bazlı sefer dağıtım modeli tüm dağıtım yapılacak noktalardan gelen ve bu noktalara gönderilecek olan yüklerin bir terminal sahasında ayrıştırılarak ve konsolide edilerek dağıtımın yapılmasını ifade etmektedir Terminal bazlı sefer dağıtım modeli; taşıma türlerinin neredeyse tümünde kullanılabilmektedir. Özellikle çok türlü taşımacılık operasyonlarında en sık tercih edilen taşımacılık modelidir. Denizyolu taşımacılığında da uygulanabilen bu model terminaller arası taşımacılık yapan konteyner gemiler için çok sık başvurulan bir yaklaşımdır. Demiryolu taşımacılığında ise terminaller denizyolu taşımacılığına benzer biçimde kullanılmaktadır. Bu tür bir taşıma operasyonu demiryolu taşımacılığında intermodal demiryolu taşımacılığı olarak da adlandırılabilmektedir.