TEKNOLOJİ, İNNOVASYON VE GİRİŞİMCİLİK - Ünite 3: İnovasyon Nedir Ne Değildir? Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: İnovasyon Nedir Ne Değildir?

İşletmeler İçin İnovasyonun Önemi

2000’li yılların başında işletmenin sahip olduğu varlıklar (maddi ve maddi olmayan) ile büyüklüğü (fiziki ve finansal) işletmeler için rekabet avantajı oluşturan en önemli araçlar olarak kabul edilirdi. Ancak özellikle küreselleşmenin gelişmesi ile birlikte bu araçlar yerini, sahip olunan bilgi ve teknolojik yetenek ile bunların sonucunda ortaya konan değere bırakmıştır. Rekabet avantajı, rakiplere kıyasla üstünlük (düşük maliyet, farklılık) oluşturarak avantajlı bir konuma sahip olmayı ifade etmektedir. Bu avantajı elde etmek isteyen işletmelerin, taklit edilmesi zor ve kopyalanamayan değer ve yeteneklere sahip olması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında günümüzde rekabet avantajı ile inovasyon arasında çok yakın bir ilişki bulunmaktadır. İnovasyon ile rekabet avantajı arasındaki yakın ilişki, işletmelerin inovasyon aracılığıyla nasıl rekabet avantajı elde edebilecekleri sorusunu da gündeme getirmiştir.

İnovasyon ile rekabet arasındaki ilişkinin bir diğer boyutu da değişimleri değerlendirme konusundadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde işletme için inovasyonlar, karşılaşılan problemlere çözüm üretme ve çevredeki değişimler vasıtasıyla ortaya çıkan fırsatları değerlendirme ve tehditlerden korunma aracıdır. İnovasyonlar aynı zamanda, çevresel değişimlere karşı işletmenin hayatta kalabilmesini sağlayan bir tepki mekanizmasıdır.

İşletmeler ve ülkeler için önem taşıyan inovasyon, bireyler için de gereksinmelerini daha üst düzeyde karşılamanın, günlük faaliyetlerini kolaylaştırmanın ve tekdüzelikten kurtulmanın yollarından biridir.

İnovasyonun Tanımı ve Özellikleri

İnovasyonun kavramsal olarak içinin doldurulması ve çerçevesinin doğru çizilmesi için temel özellik ve bileşenlerinin açıkça ortaya konulması gerekmektedir.

İnovasyon sözcüğünün tanımlarını verirken bu kavramdan ilk söz edenlerden birisi olan J. Schumpeter’den bahsetmek yerinde olacaktır. İnovasyonla ilgili daha sonraki çalışmalar için önemli bir yol gösterici olan Schumpeter (1934) ekonomik gelişmenin, yeni teknolojilerin eskisinin yerini aldığı dinamik bir süreçle harekete geçeceğini belirtmiştir. Bir başka ifadeyle, inovasyonların zamanla mevcutları yok edeceğini savunmuş ve bunu da yaratıcı yıkım olarak adlandırmıştır. Bu çerçevede yaratıcı yıkım, yeni ürünlerin, üretim yöntemlerinin, pazarların ve örgüt biçimlerinin geliştirilmesiyle eskilerin kaybolmasını ve bu devinimin sürekli olarak devam etmesini ifade etmektedir.

İnovasyon genel olarak yeni bir şeyin ortaya konulması ve kullanıcılar arasında yayılmasından oluşan bir süreçtir. Bu açıdan bakıldığında kullanıcılar tarafından benimsenmemiş bir ürün, hizmet veya sürecin yeni olsa bile inovatif bir değeri olmayacaktır. Dolayısıyla yeni fikir, icat ve uygulamaların inovasyon olarak değerlendirilebilmesi dönüşebilmesi için yeni ürün ve hizmete dönüştürülüp ticarileştirilmesi gerekmektedir.

İnovasyonun Çeşitleri

İnovasyon, inovatif çıktılara (ürün, hizmet, süreç) ulaşılmasını sağlayan tüm faaliyetleri içine alan bir süreçtir. Bu süreçteki faaliyetler, pek çok farklı alan ve disiplin ile iç içedir. Bu çerçevede inovasyon; alanlarına, derecesine, özelliklerine ve etkilerine göre birçok farklı sınıflandırmaya tabi tutulmuştur. Bu açıdan bakıldığında inovasyonlar meydana getirdiği değişim ve farklılığın;

  • etkisine (radikal, artımsal ve yapısal inovasyonlar),
  • derecesine (destekleyici ve yıkıcı inovasyonlar),
  • alanlarına (ürün-hizmet ve süreç inovasyonları),
  • teknolojik ağırlığına (teknolojik ve teknolojik olmayan inovasyonlar) ve
  • düzeyine (bireysel, örgütsel ve toplumsal inovasyonlar)

göre sınıflandırılabilmektedir. Bununla birlikte bu sınıflandırmaların birbiri ile iç içe geçebileceği de unutulmamalıdır. Buna göre örneğin bir ürün veya hizmet inovasyonu hem radikal hem de teknolojik özelliklere sahip olabilecektir.

İnovasyonların firma, sektör ya da pazar için veya dünya için yeni olma özelliğine sahip olması gerekmektedir.

Radikal, Artımsal ve Yapısal İnovasyonlar

İnovasyon, değişimin ve farklılığın etkisine göre temel olarak radikal, artımsal ve yapısal inovasyon olmak üzere üç boyutta incelenmektedir.

Daha önce olmayan bir ürünün, hizmetin, sürecin veya yöntemin geliştirilerek faydaya dönüştürülmesi şeklinde yapılan inovasyonlar radikal inovasyon olarak adlandırılmaktadır.

Mevcut ürün, hizmet, süreç ve yöntemlerde adım adım (kademeli) yapılan değişim ve farklılıklar, artımsal inovasyon olarak adlandırılmaktadır.

J. Schumpeter’in yaratıcı yıkım teorisine göre, radikal inovasyonlar önemli yıkıcı değişimlere yol açarken, artımsal inovasyonlar radikal inovasyonların yol açtığı bu değişimlere süreklilik kazandıracaktır. Radikal ve artımsal inovasyon arasındaki bu fark, cep telefonları örneği üzerinden açıklanabilir; Buna göre, cep telefonunun kendisi radikal inovasyon olmakla birlikte, cep telefonlarına kademeli olarak radyo ve kamera gibi özelliklerin eklenerek geliştirilmesi ise artımsal inovasyon olarak değerlendirilebilir. Radikal ve artımsal inovasyonların bazı özelliklerini taşıyan ve bu iki yaklaşımın ortasında yer alan inovasyonları yapısal inovasyonlar olarak tanımlamak mümkündür.

Destekleyici ve Yıkıcı İnovasyonlar

İnovasyon, değişimin ve farklılığın derecesine göre temel olarak destekleyici ve yıkıcı inovasyon olmak üzere iki boyutta incelenmektedir. Mevcudun gelişimine odaklanan destekleyici inovasyonlar; mevcut ürün, hizmet ve süreçlerin performansını artırmaya yöneliktir.

Ortaya konan değere odaklanan yıkıcı inovasyonlar ise daha önceki ürünlerin sunmuş olduğu değerlerden farklı değerler sunan inovasyonlardır. Yıkıcı inovasyonlar aynı zamanda daha önce benzer ürünü kullanmamış veya henüz gelişmemiş pazarlara sunulan inovasyonlardır.

Ürün-Hizmet ve Süreç İnovasyonları

Ürün ve hizmet inovasyonu, var olan ürün ve hizmetlerden tamamen farklı ya da önemli derecede farklılaştırılmış bir ürün ve hizmetin ortaya konmasını ifade etmektedir. Ürün ve hizmet inovasyonu için pek çok sektörden örnekler gösterilebilir ancak bu aşamada tekstil sektöründen uygulamalar verilmesi yeterli olacaktır. Bu kapsamda tekstil firmaları tarafından geliştirilen özellikle kumaş bazlı inovasyonlar (kırışmayan takım elbise, suya dayanıklı ceket, kirlenmeyen gömlek, havalandırmalı forma vb.), ürün inovasyonu olarak değerlendirilebilir.

Süreç inovasyonu; etkinlik, verimlilik ve kalite artışı sağlamak amacıyla süreçlerde yapılan değişim ve gelişimleri içermektedir. Bu açıdan incelendiğinde ürün ve hizmetlerin tedarik, üretim, satış ve satış sonrası dağıtım şekillerinde yapılan inovasyonlar süreç inovasyonu olarak değerlendirilmektedir.

Süreç inovasyonları sonucunda, işletmeler önemli rekabet avantajları elde edebilirler. Zira süreç inovasyonları ile işletmeler; hammadde, enerji, zaman ve personel istihdamında tasarruf sağlayarak maliyetlerini azaltabilmekte ve kalite düzeylerini yukarı çekebilmektedir.

Teknolojik ve Teknolojik Olmayan İnovasyonlar

Teknolojik inovasyonlar, inovasyonun teknolojik bir gelişmeye veya mevcut teknolojinin yeni bir kullanımına bağlı olarak gelişmesiyle ortaya çıkan inovasyonlardır. Teknolojik olmayan inovasyonlar ise teknolojinin çok fazla kullanılmadığı süreçlerde (ürün ve hizmetlerin sunumu, depolama, yönetim, organizasyon ve çalışma biçimleri) ortaya çıkan inovasyonlardır.

Teknolojik ve teknolojik olmayan inovasyonlar çoğu zaman birbirini destekleyen değişim ve gelişmelerdir. Bu açıdan bakıldığında teknolojik ve teknolojik olmayan inovasyonların birbirinden bağımsız değil koordineli olarak gerçekleştirilmesi önem kazanmaktadır.

Toplumsal (Sosyal) İnovasyon

Toplumsal (sosyal) inovasyon, ürün veya hizmetlerin toplum yararı hedef alınarak geliştirilmesi ve uygulanmasını ifade eder. Toplumsal (sosyal) inovasyon, diğer inovasyon türleriyle etkileşim hâlindedir. Dolayısıyla toplumsal (sosyal) inovasyonun yetersiz olması durumunda diğer inovasyon faaliyetleri, ekonomik ve toplumsal şartların iyileşmesine yeterli katkıda bulunamayacaktır. Günümüzde hem işletmeler hem de sosyal girişimciler tarafından pek çok sosyal inovasyon uygulaması gerçekleştirilmektedir. Çoğunluğu dijital temelli olan bu tür inovasyonlara bir örnek olarak Uluslararası Fabrikasyon Laboratuvarları (FabLab) Ağı verilebilir.

Çevresel (Ekolojik) İnovasyon

Sürekli artan dünya nüfusu ve tüketim karşısında kaynakların kısıtlı olduğu bir gerçektir. Bu durum hem ülkeler hem de işletmeler için sürdürülebilirlik kavramını gündeme getirmektedir. Sürdürülebilirlik anlayışı kapsamındaki çabaların önemli uygulama alanlarından biri de çevresel konulardır. Bu öneme dayalı olarak özellikle son dönemde ortaya çıkan yenilik türlerinden biri de çevresel (eko, ekolojik) inovasyondur. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde hayata geçirilen çevresel inovasyonda çevreye verilen zararların azaltılması, doğayı koruma, doğal kaynakların daha verimli kullanılması ve atıkların azaltılması gibi hedeflere yer verilmektedir.

İnovasyonla İlgili Kavramlar

Çok sayıda süreç ve faaliyeti içinde barındıran inovasyon, farklı kavram ve yaklaşımlarla da ilişki hâlindedir. İnovasyon bazen bu kavramların sebebi iken bazen de sonucu durumunda olmaktadır.

İcat

İcat kavramı, daha önce keşfedilmemiş ya da bilinmeyen bir şeyi bulup ortaya çıkarmayı ifade etmektedir. Bu özelliği ile icat, teknik yönü ön planda olan ve ticari bir özelliğe sahip olmayan yeni bir şeyi ifade etmektedir. İcatlar, özellikle radikal inovasyonların başlangıç noktalarından birisi olarak kabul edilmektedir.

İnovasyonun fayda yaratan özelliği, icatların uygulanabilir ve kullanılabilir hâle dönüştürülmesiyle birlikte bunların ticarileştirilmesini de kapsamaktadır. Bu açıdan bakıldığında inovasyonun ticari yönünün olması onu, icattan ayıran en önemli özelliktir.

Yaratıcılık

Yaratıcılık kavramına ilişkin çok sayıda tanımlama olmakla birlikte bu tanımlamaların önemli bir kısmı yaratıcılığın, zihinsel bir süreç olduğunu vurgulamaktadır. Bu bağlamda yaratıcılık, yeni bir şey geliştirmeyi hedefleyen zihinsel çaba süreci olarak tanımlanabilir.

Bireylerin yaratıcılık özelliklerine odaklanan bireysel yaratıcılıkta bireyler belirli yetenekleri, başarıları ve kişisel özellikleri açısından yaratıcı olabildikleri gibi özellikle belirli alanlarda bu yaratıcılıkları diğer insanlara göre ön plana çıkabilmektedir.

İşletmecilik açısından bakıldığında ise yaratıcılık, algılanan örgütsel sorunlara yeni çözümler geliştirme kapasitesi olarak değerlendirilebilir. Örgütlerin inovasyon faaliyetleri için yaratıcı bir örgütsel ortamın (iklimin) oluşmasına odaklanan örgütsel yaratıcılık, yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayacak esnek ve sıra dışı uygulamaları zorunlu kılmaktadır.

Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge)

Bilimin teknolojiyi ve teknolojinin de bilimi karşılıklı olarak tetiklediği günümüzde çok kullanılan kavramlardan biri de Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge)’dir. Ar-Ge, bazen yeni bir ürün geliştirme süreci olarak tanımlanırken bazen de doğrudan bilimsel çalışmaların karşılığı olarak kullanılmaktadır.

Bu genel Ar-Ge tanımı; temel araştırma, uygulamalı araştırma ve deneysel geliştirme olmak üzere üç farklı uygulamayı bünyesinde barındırmaktadır:

Temel Araştırma: Teorik veya deneysel çalışmalarla olguların ve gözlemlenebilir durumların kaynağına ilişkin yeni bilgi edinme sürecini ifade eder. Temel araştırmada özgün bir uygulama ya da kullanım esas alınmaz.

Uygulamalı Araştırma: Özgün bilgi üretmeye yönelik olan uygulamalı araştırmalarda temel hedef, doğrudan özgün ve pratik bir uygulama ortaya koymaktır.

Deneysel Geliştirme: Araştırma veya pratik deneyimden edinilmiş bilgiyi temel alarak yeni ürün, hizmet, süreç ve sistemler oluşturmayı veya mevcut olanları büyük ölçüde iyileştirmeyi hedef alan sistematik çalışmalardır.

Teknoloji

Teknoloji , insan hayatının yaşam kalitesini artırmak amacıyla yaratıcılık ve zekânın; bilim, sanat, mühendislik, ekonomi ve sosyal çalışmayla oluşturulan bir bileşimi olarak tanımlanmaktadır. İnovasyonun temelde teknolojik ürünler üzerinden gerçekleştiği dikkate alındığında inovasyon ile teknoloji arasında yakın bir ilişki olduğu söylenebilir. Bu kapsamda inovasyonun; yeni teknolojilerin verim, hız, kârlılık, etkinlik gibi amaçlar dikkate alınarak uygulamaya aktarılması olarak değerlendirilebilir.

Tasarım

Genellikle sanat, mühendislik ve mimari gibi yaratıcı işler kapsamında ele alınan bir faaliyet olan tasarım, hem bir isim hem de bir fiil (tasarlamak) olarak kullanılmaktadır. Tasarlamak, yeni bir obje için bir plan inşa etme ve geliştirme sürecine işaret eder. Tasarım ise son plan veya taslak (bir çizim, modelleme vb.) ya da bir plan veya taslağın sonucu (üretilen bir obje) için kullanılır. Bütün bu tanımlamaların ve kavramların özünde tasarım , bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü ifade eder. Teknoloji ve tasarım birbirini doğrudan etkileyen kavramlardır. İkisi arasındaki ilişkide zihinsel süreç olarak yaratıcılık ortaya çıkmaktadır. Teknoloji ve tasarım ilişkisinin geliştirilmesi bireyin yaratıcılık düzeyinin geliştirilmesi ile mümkün olabilmektedir.