TEMEL BAKIM HİZMETLERİ - Ünite 6: Bakım Hizmetlerinin Etik ve Hukuksal Boyutu Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 6: Bakım Hizmetlerinin Etik ve Hukuksal Boyutu
Giriş
Anayasamızın ikinci maddesinde Cumhuriyetin Nitelikleri açıklanırken “ Türkiye Cumhuriyeti Sosyal bir hukuk Devletidir” ifadesi kullanılmıştır. Sosyal bir hukuk devleti olmanın temel özelliklerinden biri de ülkede yaşayan yaşlı, engelli vatandaşlara yönelik sosyal yardım, bakım ve hayatın devamı için gerekli kolaylıkları sağlayacak yasal düzenlemelerin de yapılmasını sağlamaktır.
Sosyal devlet ilkesi, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, hukukî ve siyasî anlamda gelişmiş ülkelerin anayasalarında yerini almıştır. Böylece “yaşlılar için devlet sorumluluğu” ve hayatın her alanında yaşlılara garantinin sağlanması söz konusu olmaktadır.
Bakım Hizmetleri ile İlgili Yasal Düzenlemelerin Tanımlanması
2002’ de yapılan Uluslararası Madrit Yaşlanma Hareketi Planı’nda yaşlıların devletten alacakları hizmetin “hak” şeklinde olması uluslararası alanda benimsenmiştir.
Türkiye’de 1982 anayasanın 61. Maddesinde yaşlılara yönelik olarak “Yaşlılar devletçe korunur. Yaşlılara devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
Türkiye’de yaşlılıkla ilgili bakımı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu üstlenmektedir. Sosyal hizmetler 1983 yılında yürürlüğe giren, 2828 sayılı “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kanunu” ile hukuken tanımlanmıştır.
Buna göre sosyal hizmetler;
- Kişi ve ailelerin kendi bünye ve şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine
- İhtiyaçlarının karşılanmasına
- Sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunmasına
- Hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesine yardımı amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütünüdür.
Evde Bakım
Bakımı aile bireyi ya da yakını tarafından karşılanan engelli birey için, bakımı yapan kişiye bir asgari ücrete kadar ödeme yapılmaktadır
Huzur Evleri
Huzurevleri ve Yaşlı Bakım Rehabilitasyon Merkezlerinde ekonomik durumu iyi olan ve sosyal yönden yoksunluk içinde bulunan yaşlılarımıza ücretli, ekonomik yönden yoksunluk içinde bulunan ve 1005 sayılı Kanun gereği İstiklal Madalyası verilen yaşlılarımıza ise ücretsiz yatılı bakım hizmeti sunulmaktadır.
Gündüzlü Hizmetler
Yatılı kurum bakımına gereksinim duymayan ve ekonomik-sosyal durumu ne olursa olsun ev ortamında yaşayan sağlıklı veya hasta yaşlıların sosyal ve psikolojik gereksinimlerini karşılamak amacıyla hizmet vermektedir.
Ulusal Eylem Planı
Yaşlı Meclisleri ve Yaşlı Danışmanlık Kurulu oluşturulmalı
SHÇEK ve Sağlık Bakanlığı denetiminde ruhsal sorunu olan, madde bağımlığı olan yaşlılar için ayrı bakım ve huzurevleri açılmalı
Yaşlı istismarının önlenmesi amacıyla yasal düzenlemeler yapılabilmesi ile eğitim programları düzenlenmeli
Geriatri servislerinin ve hastanelerinin oluşturulması ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı
Yaşlı dostu kentler oluşturulmalı
Ulusal Yaşlılık Enstitüsü bir an önce hayata geçirilmeli
Etik Çerçevesinden Bakım Hizmetlerine Bakış
Bakım etiği genel olarak,
- Yararlılık
- Zarar vermeme
- Hasta özerkliğine saygı
- Adalet
olmak üzere 4 ana prensip üzerinden tanımlanmaktadır. Bakım etiğinin çerçevesi meslek örgütlerinin kendi hizmetlerinin sunulması sırasında bağlı olmak zorunda oldukları kurallar şeklinde belirlenir.
Bakım veren ve bakılan bireyler açısından bir çok yarar sunan bakım etiğinin amacı, sağlık bakım hizmeti verenler ile hizmet alanların beklentileri arasındaki çelişkilerden doğan ikilemleri pratik açıdan çözüme ulaştırmaktır.
Bakım Hizmetlerinin Denetleme Mekanizmaları
Yaşlı bakım hizmetleri ile ilgili denetleme yetkisi, aynı zamanda hizmetin sağlanmasından da sorumlu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na aittir.
Huzurevi ve bakımevlerinin açılış, hizmet, personel ve işleyiş koşulları ile ücret, denetim, devir ve kapatılma işlem ve esaslarının belirlenerek; yaşlıya yönelik var olan hizmetlerin iyileştirilmesi ve yeni hizmetlerin başlatılması çalışmaları SHÇEK tarafından yürütülmektedir.
Bakım Hizmetlerini Sağlama Sırasında Karşılaşılan Hukuki Sorunlar
Yaşlı bakımı sırasında hukuki sonuç yaratacak pek çok sorunla karşılaşılır. Bunların başında yaşlının ihmali ve istismarı gelmektedir. Korkutma, sömürme ve fiziksel, duygusal ve psikolojik açıdan zarar verme durumları yaşlı istismarının genel belirleyicilerindendir.
Yaşlının bakımı sırasında karşılaşılan sorunlar;
- Fiziksel İstismar: Yaşlıya bakım verenin güç kullanarak vücuda zarar verme, ağrı verme, yetersizliğe yol açma, fiziksel olarak engel olma, zorla besleme ve yatakta tutma gibi eylemleridir.
- Psikolojik İstismar: sözel veya sözel olmayan yolla strese sokan davranışlardır.
- Cinsel İstismar: Yaşlının isteği dışında dokunma, tecavüz, zorla soyunma, açık şekilde cinsellik içeren fotoğraf çekme türünde cinsel ilişkiye girilmesidir.
- Ekonomik İstismar: yaşlıya ait para veya malın yasal olmayan şekilde kötüye kullanılması olarak tanımlanabilir.
şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu tip sorunlar yaygın olmakla birlikte genelde rapor edilmemekte ve gizli kalmaktadır. Oysa ki ihmal, istismar ve şiddet bir suçtur ve yasalara göre bu tip sorunların varlığından şüphelenildiğinde adli makamlara bildirme zorunluluğu vardır. Yaşlının rahatsızlıkları nedeniyle diğer bireylere, özellikle bir bakıcıya bağımlı olması istismar olasılığını artırabilir.
Yaşlı istismarı uygulayan kişiler genelde; aile üyeleri (eş, çocuk, kardeş vb.), akrabalar, bakıcılar ve yaşlı ile etkileşimde bulunan diğer kişilerdir. Ailedeki yaşlı istismarı, yüzde 13 oranında eşler, yüzde 2 oranında çocuklar ve yüzde 21 oranında akrabaları tarafından yapılmaktadır.
Bakım Hizmetlerini Sağlama Sırasında Karşılaşılan Etiksel Sorunlar
Etik sorunlar bakım hizmeti veren ve alan arasında hizmetin iyiliği konusunda tereddütlerin ve itirazların ortaya çıkma durumudur.
Bu sorunlar;
- Etik İkilem (Bakım sırasında gerekli davranışın biçimlendirilmesi ile ilgili belirsizlik yaşanması)
- Etik İhlal (Bakım sırasında uzlaşılmış davranış biçimine uyulmaması )
şeklinde iki gruba ayrılmaktadır.
Etik ikilem tedavi sırasında mesleki bilgilerin kullanılması ile ilgili çelişkidir.
En çok karşılaşılan etik problemlerin ana başlıkları şunlardır:
- Doğruyu söylememe
- İşbirliğini reddetme
- Yetersizlik
- Yetki azlığı
- Hasta yararına karar vermede güçlük
- İlacın kötüye kullanımı
- Bireylerin denek olarak kullanılması
- Hekim istemini uygulama/uygulamama
- Yetersiz koşullarda çalışmayı reddetme
- Bilgilerin gizliliğini paylaşma
- Yaşamı destekleyici tedavilerin/araçların sonlandırılması
- Şüpheli ilaç istismarının rapor etmeme
- Bilgi vermeme
Bakım Hizmetlerine Toplumun Bakışı
Türkiye’de aile bireyleri arasındaki bağın halen güçlü olması, yaşlıların yaşam ve bakım alanlarını belirlemedeki tercihlerinin de farklı olduğunu göstermektedir.
Türkiye’de bakım algısı hala bir hayır işi şeklinde yorumlanmakta ve yardımlaşma prensiplerine göre sürdürülmektedir. Bunun yaşlının bir “hak” talebi şeklinde olabileceği ve sosyal devletin bir parçası olduğu bilinci henüz yerleşmemiştir. Ayrıca huzurevleri gibi bakım veren yerler toplum gözünde bakım verilmeyen yaşlının atıldığı yerler olarak algılanmaktadır. Bu yüzden genel olarak yaşlının bakımı ailesi tarafından üstlenilmektedir.
Türkiye’de yeni dönemlerde belediye ve sivil toplum örgütleri bakım sertifika programları açmakta, yüksekokullarda bununla ilgili bölümler yaygınlaşmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının bu konu ile ilgili eylem planlarını ve bakım programlarını açıklayan dokümanları, internet ortamından eğitim çalışmalarını bulmak mümkündür.
Bakım Hizmetleri ile İlgili Ahlak ve Dinsel Kurallar
Din olgusunun yerleştiği toplumlarda, din ve inanç kuralları hem bakım şartlarını hem de bakımın içeriğini etkiler. Bilimsel araştırmalara göre hasta bakım hizmetleri sırasında dini ve ruhani hayatla ilgili konular gündeme gelmektedir. Bu nedenle bakım verenin hastanın biyolojik olduğu kadar dinsel durumunu da tanıması gerektiği söylenir. Örneğin birçok insana göre hastalık, bireyin sabrını ölçen bir sınama sistemidir. Bu yüzden bakım alan kişinin inanç ve inanç düzeyi bakım verenler tarafından dikkate alınmalı, kişinin motivasyonu ve varsa inanç uygulamaları da dikkatle izlenmelidir. Son zamanlarda, dini inancın hastalıklardan koruyucu ve iyileştirici etkisi konusunda gerek halk kesimi gerekse tıbbi otoriteler arasında olumlu bir kanı vardır. Ancak hastalara tıbbi yöntemler dışında dua etmelerini önermekle ilgili etik sorun bulunmaktadır.