TEMEL CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU BİLGİSİ - Ünite 5: Koruma Tedbirleri II Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Koruma Tedbirleri II

Arama

Arama, suçların işlenmesinin önlenmesi veya şüpheli, sanık veya hükümlünün yakalanması veya delil elde etmek amacıyla belli yerlerde, şüpheli, sanık veya üçüncü kişinin konutunda, işyerinde, kendisine ait diğer yerlerde, üzerinde, eşyasında yapılan arama işlemidir. Suç işlenmesini önlemek amacıyla yapılan aramaya önleme araması veya idari arama denir. Suç işlendikten sonra yapılan arama ise adli arama olup, CMK’da düzenlenen arama budur.

Önleme Araması

Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 9. maddesine göre polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hâkiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kâğıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak CMK hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar. Polis, aşağıdaki yerlerde önleme araması yapabilir:

  • 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yerde veya yakın çevresinde.
  • Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya sendikaların genel kurul toplantılarının yapıldığı yerin yakın çevresinde.
  • Halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerlerde.
  • Eğitim ve öğretim özgürlüğünün sağlanması için her derecede eğitim ve öğretim kurumlarının idarecilerinin talebiyle ve üniversite binaları veya ekleri içinde, kurumun imkânlarıyla önlenmesi mümkün görülmeyen olayların çıkması ihtimali karşısında rektör, acele hallerde de dekan veya bağlı kuruluş yetkililerinin yardım talep etmeleri halinde, yükseköğretim kurumlarının içinde, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkışlarında.
  • Umumi veya umuma açık yerlerde.
  • Her türlü toplu taşıma araçlarında, seyreden taşıtlarda.

Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 19. maddesinde bu sayılan yerlere ek olarak genel kolluğun aşağıda belirtilen yerlerde de önleme araması yapabileceği belirtilmiştir:

  • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, ticarethane, işyeri, eğlence ve benzeri yerler ile eklentilerinde,
  • Dernekler Kanunu’nun 20. maddesi kapsamında, derneklerde veya eklentilerinde.

Polis, tehlikenin önlenmesi veya bertaraf edilmesi amacıyla güvenliğini sağladığı bina ve tesislere gelenlerin; herhangi bir emir veya karar olmasına bakılmaksızın, üstünü, aracını ve eşyasını teknik cihazlarla, gerektiğinde el ile kontrol etmeye ve aramaya yetkilidir.

Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu hükümleri ve Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, özel güvenlik görevlilerinin önleme araması olarak değerlendirilebilecek yetkileri şu şekildedir:

  • Koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle kontrol etme, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme,
  • Toplantı, konser, spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle kontrol etme, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme,
  • Yangın, deprem gibi tabii afet durumlarında ve imdat istenmesi halinde görev alanındaki işyeri ve konutlara girme,
  • Hava meydanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesislerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle kontrol etme, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.

Ayrıca 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu’nun 12. maddesine göre, genel kolluk görevlileri ile bunların gözetiminde olmak üzere özel güvenlik görevlileri, mülki amirin yazılı emrine istinaden, spor alanına girişte izleyicilerin üstünü ve eşyasını teknik cihazlarla ve gerektiğinde el ile kontrol edebilir ve arayabilir.

Adli Arama

Adli arama, şüpheli veya sanığın yakalanması veya suç delillerinin ele geçirilmesi amacıyla kişinin üstü, ona ait eşya, ev veya diğer yerlerde araştırma yapılmasıdır.

Adli Aramanın Şartları : Aramanın bir tek şartından söz edilebilir. Bu da, aramanın konusunu oluşturan kişi veya şeylerin elde edilebileceği hususundaki şüpheden ibarettir. Şüpheli veya sanığın yakalanması veya suç delillerinin elde edilmesi amacıyla suç şüphesi altında bulunan kişinin üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerlerde arama yapılabilmesi için makul şüphenin bulunması gerekmektedir. Makul şüphe, hayatın akışına göre somut olaylar karşısında genellikle duyulan şüphedir. Makul şüphede, ihbar veya şikâyeti destekleyen emarelerin var olması gerekir. Belirtilen konularda şüphenin somut olgulara dayanması şarttır. Arama sonunda belirli bir şeyin bulunacağını veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörmeyi gerektiren somut olgular mevcut bulunmalıdır.

Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi amacıyla, suç şüphesi altında olmayan kişilerin üstü, eşyası, konutu, işyeri veya bu kişilere ait diğer yerlerde arama yapılması, aranılan kişinin veya suçun delillerinin belirtilen yerlerde bulunduğunun kabul edilmesine olanak sağlayan olayların varlığına bağlıdır.

Adli Aramanın Kapsamı : Suç işleme şüphesi altında olan kişiler şüpheli veya sanıktır. Şüpheli veya sanık dışındaki kişiler, Kanunun ifadesiyle “diğer” kişiler de aranabilir. Diğer kişiler kavramına tüzel kişiler ile resmi makam ve daireler de dâhildir. Tanıklıktan çekinilebilecek olması aramaya engel değildir. Arama, suç işleme şüphesi altında olan veya olmayan kişinin üstünün, eşyasının, konutunun, işyerinin veya kişiye ait diğer yerlerin aranması şeklinde olabilir. Kişinin üstünün aranması, üzerindeki elbise içinde veya altında, kişinin vücudu üzerinde ve doğal vücut boşluklarında, tıbbi araçlar kullanılmaksızın, gözle veya elle yapılan delil araştırmasıdır. Üst araması yapılırken kişinin vücut bütünlüğüne, ar ve hayâ duygularına saygı gösterilmeli, bu nedenle bir kadın ancak bir kadın görevli tarafından aranmalıdır. Aramaya konu olabilecek eşyadan maksat, kişinin her türlü taşınabilir malvarlığıdır. Kişinin yanında olan ancak giymemiş olduğu elbisesi, kişiye ait her türlü taşıt aracı, bu araçlar içinde veya bagajında, kişinin konutunda, işyerinde veya diğer yerlerde bulunan şeyler de bu kapsama girer. Eşyanın kişinin mülkiyetinde ve yanında olması şart olmayıp, kişinin zilyetliğinde ve himayesinde olması yeterlidir. Konut, kişinin fiilen bulunduğu ve kullandığı alanları ifade eder. Fiilen yaşanmaya tahsis edilmiş olmak şartıyla, birden fazla konut olabilir. Kulübe, çadır, karavan, otel odası, hafta sonu oturulan ev gibi yerler ile; konut ile aralarında bağlantı bulunan kiler, bodrum, garaj, kömürlük gibi eklentiler de konut kavramına dâhildir. İşyeri, kişinin mesleki faaliyetini sürdürdüğü yerler ile bunların eklentilerini ifade eder. İşyerinin avukat bürosu olması halinde, arama özel olarak düzenlenmiştir. Diğer yerler ise, konut ve işyeri kapsamına girmeyen ve özel mülkiyet konusu olan yerlerdir.

Adli Arama Kararı ve Emri : Arama yazılı bir karara veya emre dayanmak zorundadır. Kural olarak arama bir hâkim kararı ile olur. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile arama yapılabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısına da ulaşılamıyorsa, kolluk amirinin yazılı emri üzerine de arama yapılabilir. Kolluk amiri; konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama emri verme yetkisine sahip değildir. Buna göre kolluk amiri, ancak; kişinin üstünde, eşyasında ve kamuya açık alanlarda arama söz konusu olduğunda emir verebilir. Kolluk amiri, aramayı icra edecek olan kolluk ekibindeki en kıdemli kolluk görevlisidir. Arama karar veya emri belirli bilgileri açıkça içermek zorundadır. Her şeyden önce, aramanın nedenini oluşturan fiil, karar veya emirde gösterilmek zorundadır. Keza; aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da aramaya konu eşya da gösterilecektir. Nihayet, arama kararının veya emrinin geçerli olacağı zaman süresi de açıkça gösterilmek zorundadır. Arama karar veya emrinde, sadece arama yetkisi verilebileceği gibi, aynı zamanda elkoyma yetkisi de verilebilir.

Adli Aramanın Zamanı : Kural olarak arama gündüz yapılır. Aramanın gündüz yapılması, aramaya gündüz başlanılması, aramanın gündüz bitirilmesi demektir. Ancak gündüz başlamış olan aramanın gece de devam etmesi mümkündür. Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece arama yapılmaması kuraldır. Sayılan yerler dışında kalan yerlerde arama gece yapılabilir. Sayılan yerlerde gece arama yapılabilmesi ise belli hallerde mümkündür. Buna göre, suçüstü hali söz konusu olduğunda, her yerde gece arama yapılabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan bir hal varsa, yine, her yerde gece arama yapılabilecektir. Nihayet, yakalanmış veya gözaltına alınmış olup da firar eden kişi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla da her yerde gece arama yapılabilir.

Adli Aramanın İcrası: Arama işlemi kolluk tarafından icra edilir. Ancak arama yapılacak yer askeri mahal ise, arama askeri makamlar tarafından yerine getirilir. 5188 sayılı Kanun istisnai bir şekilde özel güvenlik görevlilerine de adli arama yetkisi vermiştir. Buna göre özel güvenlik görevlileri, görev alanında, haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet kararı bulunan kişileri yakalama ve arama yetkisine sahiptirler. Cumhuriyet savcısının katılımıyla yapılan aramalarda herhangi bir işlem tanığının bulundurulması gerekmemektedir. Buna karşılık, konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde yapılan aramalarda, Cumhuriyet savcısı yer almıyorsa, bu durumda o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişinin, işlem tanığı olarak bulundurulması gerekmektedir. Aranacak yerlerin sahibi veya eşyanın zilyedi de aramada hazır bulunabilir. Ancak bu kişi kendisi bulunamazsa, temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri veya kendisiyle oturmakta olan bir kişi ya da komşusunun hazır bulundurulması gerekir. Kişinin avukatının aramada hazır bulunmasına engel olunamaz. Arama sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhal bildirilir.

Avukat Bürolarında Arama : Avukat büroları ancak hâkim veya mahkeme kararıyla aranabilir. Arama kararı soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkeme tarafından verilir. Arama ancak kararda belirtilen olayla ilgili olarak gerçekleştirilebilir. Arama Cumhuriyet savcısının denetiminde yapılmak zorundadır. Ayrıca baro başkanı veya onu temsil eden bir avukatın aramada hazır bulundurulması mutlaka gerekecektir.

Bilgisayarlarda, Bilgisayar Programlarında ve Kütüklerinde Arama: Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde çıkarılan kopyalar ve çözümü yapılan metinler derhâl imha edilir. Bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması ya da işlemin uzun sürecek olması halinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçlere elkonulabilir. Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır. Genel aramadan farklı olarak, suç şüphesi altında olmayan kişilere ait bilgisayarlarda arama yapılması kabul edilmemiştir.

Elkoyma

Elkoymanın Niteliği

Elkoyma, ceza muhakemesinde delil olabilecek veya müsadere edilebilecek bir malvarlığı değeri üzerinde zilyedin sahip bulunduğu tasarruf yetkisinin kaldırılmasıdır. Tasarruf yetkisi, bazı taşınabilir malvarlığı değerlerinin zilyetten fiilen alınarak Devletin eli altında bulundurulması suretiyle kaldırılabileceği gibi, malvarlığı değerleri zilyette bırakılarak sadece hukuken tasarrufta bulunabilmesi engellenmek suretiyle de kaldırılabilir. Elkoyma, çoğunlukla arama ile ilişkili olarak uygulanan bir koruma tedbiridir. Sadece bir arama kararı verilmiş olması halinde, arama sonunda bulunan eşyaya elkonulamaz.

Elkoymanın Kapsamı

Kural olarak, ceza muhakemesinde ispat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan her türlü malvarlığı değerlerine, bu arada belgelere elkonulabilir. İçeriği Devlet sırrı niteliğindeki belgeler dahi, belli şartlar altında, elkoymanın konusunu oluşturabileceklerdir. Buna göre, bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler, Devlet sırrı niteliği taşıdığı gerekçesiyle mahkemeye karşı gizli tutulamaz.

Elkonulması yasak olan eşyalar üç başlık altında ele alınabilir: İlk olarak , tanıklıktan çekinme imkânını güvence altına almak amacıyla elkoyma yasağı getirilmek istenmiştir. Şüpheli veya sanık ile tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasındaki mektuplara ve belgelere, bu kimselerin nezdinde bulundukça elkonulamaz. Ancak, tanıklıktan çekinebilecek olanların soruşturulan veya kovuşturulan suçla ilgili olarak; suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiillerini işledikleri şüphesi varsa, söz konusu mektup veya belgelere elkonulabilecektir. İkinci olarak , savunma hakkının korunması bağlamında bir elkoyma yasağı öngörülmüştür. Buna göre, tutuklu bulunan şüpheli veya sanığın müdafi ile yazışmaları denetime tabi tutulamaz. Elkonulamayacak üçüncü grup malvarlığı değerleri, basın araçlarıdır. Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.

Elkoyma Kararı ve Emri

Kural olarak elkoyma bir hâkim kararı ile olur. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile malvarlığı değerlerine elkonabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısına da ulaşılamıyorsa, kolluk amirinin yazılı emri üzerine elkoyma işlemi gerçekleştirilebilir. Elkoyma emri verecek olan kolluk amiri, elkoymayı icra edecek olan kolluk ekibindeki en kıdemli kolluk görevlisidir. Elkoyma karar veya emri tek başına verilebileceği gibi, arama yetkisi ile birlikte de verilebilir. Cumhuriyet savcısı veya kolluğun yazılı emri üzerine yapılan elkoyma işleminin yirmidört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulması gerekmektedir. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar, aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar. Bu süre geçtikten sonra hakimin bir karar vermiş olması, elkoyma işlemini yeniden diriltmez ve hukuka uygun hale getirmez. Hakim, kırksekiz saatlik süre içinde, işlemin hukuka aykırı olduğuna karar vermek suretiyle de elkoymayı ortadan kaldırabilir.

Elkonulan eşyanın zilyedi, bu işlem dolayısıyla tasarruf yetkisinin kaldırılmasından etkilendiği için, hakime başvurarak bu hususta, yani elkoymanın gerekip gerekmediği hakkında bir karar vermesini her zaman isteyebilir.

Elkoymanın İcrası

İspat aracı olan ya da müsadereye konu olabilecek olan eşya veya malvarlığı değerlerinin güvence altına alınması değişik şekillerde mümkün olabilmektedir. Elkoyma bunlardan sadece birisidir. Muhafaza altına alma işlemi, şekli anlamda bir karar veya izne ihtiyaç göstermemektedir. Bu nedenle 127. maddedeki usulün uygulanması gerekmeyip, doğrudan doğruya eşyanın muhafaza altına alınması yeterlidir.

Muhafaza altına alma, öncelikle, hiç kimsenin zilyetliğinde olmayan, sahipsiz eşya hakkında mümkündür. Ayrıca, bir kimsenin yanında bulunan eşya da, bu kişinin rızasıyla teslimi halinde muhafaza altına alınabilir. Buna karşılık kişi, yanında bulunan eşyayı rızası ile teslim etmezse, elkoyma yoluyla eşya kendisinden alınabilir.

Elkoyma, delil olabilecek ya da müsadere edilebilecek malvarlığı değerleri üzerinde zilyedin rızası hilafına tasarruf yetkisinin kaldırılmasıdır. Zilyedin şüpheli veya sanık statüsünde olması gerekmemektedir, üçüncü kişilerin zilyetliğinde bulunan malvarlığı değerlerine de elkonulabilir.

Elkoymanın icrası, elkoyma işlemini yerine getirmeye yetkili kolluk görevlisi tarafından ilgili malvarlığı değerlerinin talep edilmesi ile başlar. Bu malvarlığı değerlerini yanında bulunduran kişi, istem üzerine bu şeyi göstermek ve teslim etmekle yükümlüdür. İstem üzerine zilyet tarafından kendi rızasıyla eşyanın teslim edilmesi halinde elkoyma değil muhafaza altına alma söz konusudur. Talebe rağmen, zilyet eşyayı göstermekten ve teslimden kaçınırsa, hakkında, hakim tarafından üç ayı geçmeyecek şekilde disiplin hapsi verilir. Eşyayı göstermekten ve teslimden kaçınan zilyet şüpheli, sanık veya tanıklıktan çekinebilecek bir kişi ise, hakkında disiplin hapsi uygulanamaz.

Elkoyma işlemi kolluk görevlileri tarafından yerine getirilir. Askeri mahallerde yapılacak elkoyma işlemi ise, askeri makamlar tarafından gerçekleştirilir. Cumhuriyet savcısı, elkoyma işleminin icrası sırasında isterse hazır bulunur. Elkoyma işlemi bir tutanak ile belirlenir. Elkoyma işlemini icra eden kolluk görevlisinin açık kimliği tutanakta gösterilir.

Elkoyma ve muhafaza altına alma işlemleri kolluk görevlilerince icra edilebilecek koruma tedbirleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu koruma tedbirlerine benzer bir yetkiyi 5188 sayılı Kanun özel güvenlik görevlileri için de tanımıştır. Fakat Kanun söz konusu yetkiyi “emanete alma” olarak nitelendirmiştir. Buna göre özel güvenlik görevlileri:

  • Genel kolluk kuvvetlerine derhal bildirmek şartıyla, aramalar sırasında suç teşkil eden veya delil olabilecek ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek eşyayı emanete alma ve
  • Terk edilmiş ve bulunmuş eşyayı emanete alma yetkisine sahiptirler.

Elkonulan Eşyanın İadesi

Şüpheliye, sanığa veya üçüncü kişilere ait elkonulmuş eşyanın, soruşturma ve kovuşturma bakımından muhafazasına gerek kalmaması veya müsadereye tabi tutulmayacağının anlaşılması halinde, re’sen veya istem üzerine geri verilmesine Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından karar verilir.

Arama ve Elkoyma Sonucu Tesadüfen Elde Edilen Delillerin Akıbeti

Arama ve elkoyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan bir suça ilişkin delil elde edilmiş olabilir. Böyle bir delilin elde edilmesi durumunda, bu deliller derhal muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhal bildirilir.

Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi

Kavram ve Tedbirin Uygulanma Koşulları

Söz konusu tedbire gerek işlenmiş olan ve gerekse de işlenmekte olan suçlarla ilgili olarak başvurulabilecektir.

İletişimin dinlenmesi ve kayda alınması : Telekomünikasyon yoluyla gerçekleştirilmekte olan konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ile diğer her türlü iletişimin uygun teknik araçlarla dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik işlemleri, içermektedir. Dinleme sonucu elde edilen bilgilerin delil değeri taşıyabilmesi için kayda alınması da zorunludur.

Sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi : İletişimin içeriğine müdahale niteliğinde olmayıp yetkili makamdan alınan karar kapsamında sinyal bilgilerinin iletişim sistemleri üzerinde bıraktığı izlerin tespit edilerek, bunlardan anlamlandırılan sonuçlar çıkarmak üzere gerçekleştirilen değerlendirme işlemlerini ifade etmektedir.

İletişimin tespiti : İletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri ifade eder.

Kullanılan mobil telefonun yerinin tespit edilmesi de ayrıca düzenlenmiştir. Yer tespiti kararı, şüpheli veya sanığın yakalanması amacıyla verilir. Hakkında yeteri kadar delil olan şüpheli veya sanığın yakalanması için yerinin belirlenmesi amacıyla bu tedbire başvurulması öngörülmüştür.

İletişimin denetlenmesi tedbiri kapsamında, ilk üç alt tedbire (dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine) başvurulabilmesi için, “suç işlendiğine dair somut delillere dayalı kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması” ve “başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması” şeklindeki iki koşulun bir arada gerçekleşmiş olması gerekir. Bu iki koşul dışında üçüncü bir koşul olarak, ayrıca kanunda belirtilen “katalog suçlardan birine ilişkin bir muhakeme yürütülüyor olması” gerekir. Bu bağlamda “dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler, ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir;

  1. Türk Ceza Kanununda yer alan; Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti ile organ veya doku ticareti, Kasten öldürme, İşkence, Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı, Nitelikli hırsızlık ve yağma ile nitelikli dolandırıcılık, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Parada sahtecilik, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Fuhuş, İhaleye fesat karıştırma, Tefecilik, Rüşvet, Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk suçları.
  2. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı suçları.
  3. Bankalar Kanununun 22’nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,
  4. Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
  5. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.

Son olarak belirtmek isteriz ki; Yargıtay iletişimin denetlenmesi tedbiri dolayısıyla elde edilen delillerin tek başına ispata yetmeyeceği yönünde kararlar vermektedir. Bu bağlamda söz konusu delilleri belirti delili niteliğinde görmektedir.

Tedbire Karar Vermeye Yetkili Merciler

İletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi bakımından soruşturma sırasında sulh ceza hakimi kovuşturma sırasında ise mahkeme kararıyla bu tedbirlere karar verilebilir. Bununla birlikte gecikmesinde sakınca olan hallerde C. Savcısı da tedbirin uygulanmasına karar verebilir. Tedbirin uygulanmasına ilişkin talepte bulunulurken hakkında bu madde uyarınca tedbir kararı verilecek hattın veya iletişim aracının sahibini ve biliniyorsa kullanıcısını gösterir belge veya rapor eklenir.

Tedbirin Uygulanma Usulü ve Süresi

Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesine ilişkin verilecek karar gereğince Cumhuriyet savcısı veya görevlendireceği adli kolluk görevlisi, telekomünikasyon hizmeti veren kurum ve kuruluşların yetkililerinden iletişimin tespiti, dinlenmesi veya kayda alınması işlemlerinin yapılmasını ve bu amaçla cihazların yerleştirilmesini yazılı olarak istediğinde, bu istem derhal yerine getirilir; yerine getirilmemesi halinde zor kullanılabilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır. Verilen karar gereğince tutulan kayıtlar, Cumhuriyet Savcılığınca görevlendirilen kişiler tarafından çözülerek metin haline getirilir. Gerek adli gerekse de önleme amaçlı olarak yapılacak dinlemeler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesinde tek bir merkezden yürütülür. Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Tedbir kararı en çok iki ay için verilebilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir. Ancak, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, mahkeme yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir. Mobil telefonun yerini tespite ilişkin kararda ise, mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir. Tespit işlemi en çok iki ay için yapılabilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir.

İletişimin Denetlenmesi Tedbirinin Uygulanacağı Kişiler

Telekomünikasyon yoluyla iletişimi denetlenebilecek olan kişiler şüpheli veya sanıklardır. Şüpheli veya sanık dışındaki kişilere yönelik olarak böyle bir karar verilemez. Şüpheli veya sanığın fiilen kullandığı bütün iletişim araçları denetlenebilir. Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Telekomünikasyon yoluyla iletişimi denetlenemeyecek kişilerden birisi de müdafidir.

Yerini tespit amacıyla mobil telefonun denetlemeye alınması özel olarak düzenlenmiştir. İzlemeye alınan mobil telefonun şüpheli veya sanığa ait olması şart değildir. Üçüncü kişilere, örneğin mağdura ait mobil telefon izlemeye alınmak suretiyle şüpheli veya sanığın bulunduğu yere ulaşılmak istenmektedir.

İletişim İçeriklerinin Yok Edilmesi ve Bildirim

İletişimin denetlenmesi kararının uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da 135. maddenin birinci fıkrasına göre mahkeme onayının alınamaması halinde, bunun uygulanmasına Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son verilir. Bu durumda, yapılan tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar Cumhuriyet savcısının denetimi altında en geç on gün içinde yok edilerek, durum bir tutanakla tespit edilir.

Tesadüfen Elde Edilen Deliller

Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci maddenin yedinci fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet savcılığına derhal bildirilir. Kanunun bu hükmü, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesinde “hakim (veya mahkeme) kararı aranması” şartının bir defaya mahsus olarak istisnasını oluşturmaktadır. Tesadüfen elde edilen delil, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla “ilgili” ise, dinlemeye takılan kişi hakkında da ayrıca bir karar alınması gerekecektir. Buna karşılık, tesadüfen elde edilen delil, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgili olmayan başka bir katalog suça aitse, ilk tespit üzerine durum Cumhuriyet Savcılığına bildirilecek ve savcılık buna dayanarak yeni bir soruşturma başlatabilecektir.

Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi

Kamu görevlileri, kimlikleri değiştirilmek suretiyle suç örgütlerini izlemek ve delil toplamak üzere görevlendirilebilmektedir.

Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesinin Şartları

  • Kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması
  • Başka suretle delil elde edilmesi imkânının olmaması

Gizli Soruşturmacı Görevlendirmenin Kapsamı

Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenebilen bütün suçlar için değil, sadece Kanunda sayılan bazı örgütlü suçluluk halleri bakımından kabul edilmiştir. Bu suçlar;

  1. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
  2. suç işlemek amacıyla örgüt kurma,
  3. silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama

ve ayrıca; Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı suçları ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74. maddelerinde tanımlanan suçlardan ibarettir.

Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi Kararı

Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi tedbirine soruşturma sırasında C. Savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından karar verilir. Görevlendirilecek olan gizli soruşturmacı ancak bir kamu görevlisi olabilir. Ancak kamu görevlisinin mutlaka bir kolluk görevlisi olması gerekmemektedir. Gizli soruşturmacı görevlendirilmesinde herhangi bir süre sınırlaması Kanunda yer almamaktadır.

Gizli Soruşturmacının Görev ve Yetkileri

Soruşturmacı, faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamakla yükümlüdür. Soruşturmacı, görevini yerine getirirken suç işleyemez ve görevlendirildiği örgütün işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulamaz. Gizli soruşturmacının korunabilmesi ve gereği gibi görevini yapabilmesi için, kimliği değiştirilebilir.

Teknik Araçlarla İzleme

Bu yolla şüpheli veya sanığın belli alanlardaki faaliyetleri ve ona ait belli mekânlar görüntü ve ses kaydeden araçlarla gizlice izlenmekte, ses ve görüntüleri kayda alınmaktadır. Önleme amaçlı güvenlik kameraları veya Mobese olarak adlandırılan sistemler aracılığıyla yapılan kayıtlar CMK hükümlerine tabi değildir. Ancak, gizlilik yönü bulunmayan bu sistemlerle yapılan kayıtlar, gerektiğinde ceza muhakemesinde delil olarak kullanılabilirler.

Teknik Araçlarla İzlemenin Şartları

  • Kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması
  • Başka suretle delil elde edilmesi imkânının olmaması

Teknik Araçlarla İzlemenin Kapsamı

Teknik araçlarla izlemenin kapsamı iki açıdan sınırlandırılmıştır. Birincisi, ancak şu suçlarda bu tedbire başvurmak mümkündür:

  1. Türk Ceza Kanununda yer alan; Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti ile organ veya doku ticareti, Kasten öldürme, Nitelikli hırsızlık ve yağma ile nitelikli dolandırıcılık, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Parada sahtecilik, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Fuhuş, İhaleye fesat karıştırma, Tefecilik, Rüşvet, Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk suçları.
  2. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı suçları.
  3. Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
  4. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.

İkincisi ise, şüpheli veya sanıkla ilgili olarak her ortamda teknik araçlarla izlemenin yapılamayacak olmasıdır.

Teknik Araçlarla İzleme Kararı

Teknik araçlarla izlemeye hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilir. Teknik araçlarla izleme koruma tedbirine süreli olarak başvurulabilir. Bu süre en çok üç hafta olup, gerekli ise ancak bir hafta daha uzatılabilir. Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından, yukarıdaki sürelere ek olarak, her defasında bir haftadan fazla olmamak ve toplam dört haftayı geçmemek üzere tedbirin uzatılmasına karar verilebilir. Teknik araçlarla izleme tedbiri ile birlikte gizli soruşturmacı görevlendirilmesi halinde bu fıkrada belirtilen süreler bir kat artırılarak uygulanır.

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Tazminat İstenebilecek Haller

  1. Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
  2. Kanuni gözaltı süresi içinde hakim önüne çıkarılmayan,
  3. Kanuni hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,
  4. Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,
  5. Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlarına karar verilen,
  6. Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,
  7. Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hallerde sözle açıklanmayan,
  8. Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,
  9. Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,
  10. Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

Kişiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını Devletten isteyebilirler. Koruma tedbirleri dışında kalan ceza muhakemesi işlemleri dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma makamlarının yaptıkları işlemler ve verdikleri kararlar dolayısıyla kendilerine karşı doğrudan tazminat davası açılamayacağı, tazminatı ödeyen Devletin bilahare ilgililere rücu edebileceği düzenlenmiştir.

Tazminat İstenemeyecek Haller

  1. Tazminata hak kazanmadığı halde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hale dönüşenler.
  2. Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler.
  3. Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler.
  4. Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.