TEMEL FOTOĞRAFÇILIK - Ünite 3: Pozlama ve Fotoğraf Çekim Teknikleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Pozlama ve Fotoğraf Çekim Teknikleri

Fotoğrafı Çekmek: Pozlama

Fotoğrafı çekmek, film ya da algılayıcı yüzey üzerine ışığın düşürülmesi yoluyla pozlanması demektir. Fotoğraf çekmek, oluşturulacak görüntünün filmi nasıl ve ne kadar süre etkileyeceğini kontrol etmek anlamına gelir.

Pozlamayı temel olarak üç etken belirler:

  • f değeri ile ifade edilen diyafram açıklığı
  • Enstantanenin açık kalma süresi
  • Filmin ışığa olan duyarlılığı yani ISO

Fotoğraf makinesi otomatik olarak diyafram açıklığı ne kadar fazla olursa, enstantane hızını o oranda arttırır ve ışığın düşme süresini azaltır. Makineye girilen enstantane süresi ne kadar artarsa da o oranda diyafram açıklığını azaltır ve ışığın miktarını düşürür. ISO değeri ne kadar yükselirse filmin ışığa olan duyarlılığı artar ve doğru pozlamayı gerçekleştirmek için diyafram ya da enstantane değerleri dengelenir.

Diyafram, görüntünün oluşması için objektif yoluyla film ya da algılayıcı yüzey üzerine düşecek ışık miktarını belirleyen ve alan derinliğini de ayarlamaya yarayan sistemdir. Öncelikli işlevi, objektiften giren ışığın miktarını kontrol altına almamızı sağlamaktır. Diyafram, objektiflerin üzerinde bulunan diyafram halkası ya da makinenin özelliğine göre düğme ya da bilezikler yoluyla ayarlanır. Diyafram açıklık değerleri, f ile gösterilir. Objektiflerin uzunluğu ve çeşitlerine göre farklılık gösterir. En büyük f değeri en küçük açıklığı, en küçük f sayısal değeri ise en büyük diyafram açıklığını ifade eder.

Enstantane, ışığın algılayıcı yüzeyde kalma süresini ayarlayan düzenektir. Obtüratör, örtücü ve perde de denir.

Bu süreler çoğunlukla saniyelerin birimleri kadardır. Deklanşöre basıldığında bu perde açılır ve daha önce belirtilmiş obtüratör hızı süresince açık kalır.

Bazı makinelerde T ve B’ gibi değerler vardır. B biriminde örtücü, deklanşör basılı kaldığı süre açık kalır. T de ise, deklanşöre bir kez basılıp bırakılır ve ikinci kez basılıncaya dek açık kalır. Enstantane birimleri özellikle gece çekimlerinde ya da çok uzun poz verilmesi gereken durumlarda kullanılır.

Enstantanenin oldukça önemli iki işlevi bulunur.

  • Film ya da duyarlı yüzey üzerine düşecek ışık miktarını saptamak
  • Hareketi saptamak

Fotoğraf makinelerinde merkezi ve perdeli olarak iki farklı obtüratör sistemi kullanılmaktadır. İlki mercekler arasında yer alan merkezi obtüratör sistemidir. Maksimum hızı sınırlı olan bu sistem görüntüde deformasyon ve sarsıntı yapmadığı gibi sessiz bir şekilde çalışmaktadır. Merkezi sistemde tüm hızlarda flaş kullanılabilirken tamiri çok daha kolaydır. Bazı fotoğraf makinelerinde gövdeye yerleştirilmiş mekanizma olarak ve bir perde şeklinde film karesinin önünü açar kapatır. Bu tip obtüratörlere perde obtüratör denilmektedir. Perdeli obtüratörde deklanşöre basılmadığı sürece film yüzeyini sürekli kapalı tuttuğu için objektif değişimi yapılabilmektedir. Gürültülü çalışan perdeli sistemde hareketli görüntülerde deformasyon oluşabileceği gibi sarsıntı da oluşabilmektedir. Temel hız ve altında flaş kullanılan perdeli sistemin tamiri zor ve pahalıdır. İki tip obtüratörün de görevi diyafram açıklığı ile uyumlu olarak objektifin oluşturduğu görüntüyü film düzleminde belirli bir süre tutmak ve tekrar kapatmaktır.

ISO , fotoğraf filmlerinde ışığa olan hassasiyet derecesini belirleyen uluslararası standart ölçüm sistemidir. ISO fotoğrafın görüntü kalitesi üzerine etki eder. Fotoğraf çekiminde ışığın az bulunduğu ortamlarda ISO değerleri arttırıldıkça algılayıcının ışığa hassasiyeti de arttırılmaktadır. Bu ışık kaynaklarından değil makinenin algılayıcısının ışık hassasiyetini arttırdığı için fotoğrafta gürültü denilen küçük lekelenmelere yol açmaktadır. ISO değerleri, aşırı aydınlatılmış ortamlarda ise düşük ISO değeri kullanılır. ISO değeri sayısal olarak büyüdükçe algılayıcının hassasiyeti artar, küçüldükçe azalır.

Pozlama, film ya da algılayıcı yüzey üzerine düşen ışığın miktar ve süresinin çeşitli düzenek ve araçlar yoluyla kontrol edilerek görüntünün kaydedilmesi işlemidir. Fotoğraf çekiminde pozlamanın sonucunu belirleyen en önemli etkenler diyafram, enstantane ve ISO değerleridir. Pozlama dengesi ise filmin görüntü oluşturmak için ihtiyaç duydukları ışık miktarının oranlanmasıdır.

Pozometre, konuya düşen ışığı ölçerek, diyafram ve enstantane değerleri olarak fotoğraf makinasına veren araç ya da düzenektir. Pozometreler, iki ana başlık altında sınıflandırılır.

Harici Pozometreler: El tipi olarak da bilinen harici pozometreler doğrudan konu üzerine düşen ışığı ölçebildikleri için çok daha hassas sonuçlar elde edebilmektedir.

Dâhilî Pozometreler: Günümüzde kullanılan dijital fotoğraf makinelerinin hemen hemen hepsinde dâhilî pozometre sistemi bulunur. DSLR fotoğraf makinelerinde objektifin içinden okumalı olarak isimlendirilen TTL ölçüm sistemi vardır. Konu üzerinden yansıyan ışığın ölçülmesine dayanan TTL sistemi dijital makinelerin pozlama sürecinde ışığın doğru ölçülmesi ve yönetilmesinde sıklıkla kullanılır. Dijital fotoğraf makinelerinde birtakım ölçüm yönetim modları bulunmaktadır. Bu modlarını altı ana başlıkta toplanır.

  • Ortalama Ölçüm
  • Merkez Ağırlıklı Ortalama Ölçüm
  • Kısmen Ölçüm
  • Noktasal Ölçüm
  • Çoklu Nokta Ölçüm
  • Genel Değerlendirmeli Matrix Ölçüm

Doğru pozlama temel olarak ISO değeri bileşenlerinin doğru dengelenmesine karşılık gelir. Pozlama sırasında bu dengenin sağlanamadığı taktirde görüntü gerekenden daha aydınlık ya da karanlık olur. Fotoğraf çekimlerinde temel pozlama problemleri içerisinde en yaygın olanları şunlardır:

  • Aşırı Pozlama
  • Az Pozlama

Fotoğraf Çekim teknikleri

Kompakt, SLR ya da DSLR türünde olsun fotoğraf makinesinin sağlam şekilde tutulması sarsıntı ve titremeyi engellemek için öncelikli yoldur. Bunu sağlamak için, sağ el ile makinenin gövdesi kavranır, sol el ile objektif tutularak hem makinenin dengesi sağlanır hem de zoom ya da netlik ayarları yapılabilir. Bu şekilde kullanım hem fotoğraf makinesinin sarsılmadan deklanşöre basmayı hem de makinenin pozlama ayarlarının daha rahat yapılmasına olanak tanır.

Profesyonel fotoğraf makinelerinde kullanıcının konuya bağlı özelliklerine göre görüntüye hızlı bir şekilde müdahale edebilmesi için birtakım çekim modları bulunur.

Otomatik Modlar: Fotoğraf makinesi tüm ayarları kendisi yapar. Tam otomatik ve konuya göre ön tanımlanmış manzara, gece, spor çekimi vb. türleri bulunur. Konuya göre ön tanımlanmış modlarda ise kullanıcının ilgili modu tanımlamasıyla ayarlar otomatik olarak belirlenir.

Yarı Otomatik Modlar: Fotoğraf makinesi yarı otomatik modlarda pozlama dengesi elemanlarından birini öncelikli olarak kullanıcıya bırakır, geri kalanları ise otomatik olarak kendi tanımlar. Bu modlar kullanılırken, ISO değeri tam otomatik modun aksine bağımsız olarak kullanıcı tarafından da tanımlanabilir. Üçe ayrılır.

  • Diyafram öncelikli pozlama: Kullanıcının diyaframı kontrol ettiği, enstantanenin ise seçilen diyafram değerine göre otomatik olarak makine tarafından atandığı çekim modudur.
  • Enstantane Öncelikli Pozlama: Kullanıcının enstantaneyi kontrol ettiği, diyaframın ise seçilen enstantane değerine göre otomatik olarak makine tarafından belirlendiği çekim modudur.
  • Program Modu: Kullanıcının doğru pozlama yapabilmek için ISO değerlerini kontrol edebildiği, enstantane ve diyafram değerlerinin ise makine tarafından atandığı çekim modudur.

Manuel Modlar: Tüm ayarların elle kontrol dengesi elemanları olan diyafram, enstantane ve ISO ayarları tamamen kullanıcı tarafından gerçekleştirilmektedir. Ayrıca kullanıcı beyaz dengesi ve netlik gibi diğer tüm ayarları da kendisi gerçekleştirmektedir.

  • Elle/Manuel Pozlama: Makine üzerindeki diyafram, enstantane ve ISO gibi değerlerin tamamının kullanıcı tarafından belirlendiği çekim modudur. Profesyonel fotoğrafçılar, çekimlerini çoğunlukla bu modu kullanarak gerçekleştirir.
  • Bulb Modu: Fotoğraf makinesinin izin verdiği enstantane süresinin ötesinde uzun pozlama yapabilmek için manuel deklanşör seçeneği olarak bu mod bulunur. Bu mod seçili olduğunda deklanşör basılı kaldığı süre boyunca örtücü açık kalmakta ve pozlama devam etmektedir.

Fotoğraf çekiminde görüntüye etki eden unsurlardan biri de; özellikle dijital fotoğraf makinelerinde ışığın kaynağına göre doğru renk ve tonlamaların yapıldığı beyaz dengesi denilen beyaz ayarının yapılmasıdır. Beyaz ayarı, fotoğraf çekiminin yapıldığı ortamdaki ışık kaynağının renk sıcaklığından kaynaklanacak sapmaların engellenerek görüntünün en doğru renklerle oluşturulmasını sağlar. Beyaz ayarı denilmesinin sebebi ise, fotoğraf makinesinin, doğru renk ve tonlamalarını yapabilmek için beyaz rengini referans alarak diğer renkleri ona göre atamasıdır. Beyaz ayarı otomatik olarak fotoğraf makinesinin ortam ışığını algılaması yoluyla yapılabildiği gibi, makineye ön tanımlı olan renk sıcaklıklarına göre manuel olarak da yapabilmektedir.

Alan derinliği netleştirme yapılan yerin önündeki ve arkasındaki alanın netlik sınırlarını ifade eden bir kavramdır. Çekim sırasında konu ya da nesnelerin önünde ve arkasındaki alanlar belli bir aralıkta net alanın sınırları içerisinde kalır. Diyafram yoluyla objektiften geçen ışık kontrol altına alındığı takdirde bu alanların netlik sınırları da belirlenebilir.

Bu alanın artması alan derinliğinin fazla olması, azalması ise alan derinliğinin az olmasını ifade etmektedir. Alan derinliğini etkileyen üç koşul bulunmaktadır.

  • Diyafram değeri
  • Objektif türü
  • Konuya uzaklık

Film ya da algılayıcı yüzey ile fotoğraf makinesinin türü de ikincil olarak alan derinliği üzerinde etkili unsurlardır.

Film/Algılayıcı yüzey boyutu: Fotoğraf makinesinin görüntüyü kaydettiği yüzeyin niteliği de alan derinliğini etkilemektedir. Görüntünün kaydedildiği film/sensor boyutu büyüdükçe alan derinliği azalır.

Fotoğraf makinesi türü: Kompakt olarak ifade edilen sabit objektifli fotoğraf makinelerinde alan derinliği oldukça fazladır. SLR–DSLR Djital ya da mekanik olarak objektifin değiştirildiği manuel ayarların kullanıldığı fotoğraf makinelerinde ise alan derinliğini arttırmak, kompakt makinelerle karşılaştırıldığında daha zordur. Eğer mekanik filmli bir fotoğraf makinesi kullanıyorsa ISO, ASA değeri de alan derinliğini dolaylı olarak etkileyen etmenlerdendir. Asa filmin ışığa olan hassasiyetini tanımlar. Asa arttıkça az ışığa ihtiyaç duyan fotoğraf makinemizde, diyafram yoluyla ışığı azalttığımızda dolaylı olarak diyaframın kısılması nedeniyle de alan derinliği artar.

Fotoğraf çekimi sırasında konunun ya da nesnenin net olarak gözüktüğü alan net alandır. Net alan derinliği, netlik yapılmış noktanın önünde ve arkasında oluşan net bölgeyi ifade eder.

Alan derinliğini etkileyen en önemli üç koşul olan diyafram değeri, objektif türü ve konuya uzaklık yoluyla net alan derinliği kontrol altına alınabilir. Eğer diyafram değeri sabit olursa çekilen konu ya da nesneye olan uzaklığımız azalır. Net alan derinliğinin kontrolü noktasında diğer önemli etken fotoğraf çekiminde kullandığımız objektiflerdir. Görüş açısı normal objektiflerden daha az olan dar açılı objektifler daha kısa alan derinliği vermektedir. Görüş açısı normal objektiflere göre fazla olan geniş açılı objektifler ise alan derinliğini arttıran özelliğe sahiptirler.

Işığın miktarını kontrol eden diyafram açıklığıyla ışığın ne kadar süreyle algılayıcı yüzeyde kalacağını belirleyen enstantane arasındaki ilişkiye bağlı olarak doğru pozlamayı gerçekleştirebilecek birden fazla diyaframenstantane kombinasyonu bulunur. Buna eşdeğerlilik yasası adı verilir. Bu durumda film ya da algılayıcı yüzey üzerine düşen ışık miktarını eşitlemek için;

  • Diyafram açıklığı arttırıldığında enstantane süresi azaltılır.
  • Enstantane hızı azaltıldığında ise diyafram açıklığı kısılır.

Eşdeğerlilik yasasına göre çekilen fotoğrafın pozlandırılma değerleri aynıdır ancak fotoğrafın net alan derinliği ve hareketi açısından birtakım farklılıkları bulunur. ISO değeri bir durak arttırılırsa diyafram ya da enstantane değerlerinden birinin ışığı azaltacak şekilde bir durak kısılması gerekir. ISO değeri 1 stop azaltılırsa da diyafram ya da enstantane değerleri 1 durak arttırılmalıdır.

Aydınlatma: Temel İlke ve Özellikleri

Fotoğraf çekiminde ana unsur olarak ifade edebileceğimiz aydınlatma açısından doğada yapay ve doğal ışık olmak üzere iki tür ışık kaynağı bulunur. Işığın özellikleri olan; geliş yönü, parlaklığı, rengi ve kontrastı obje veya konunun hacmini, derinliğini ve dokusunu ortaya çıkararak anlaşılır ve görülür bir hale gelmesini sağlar. İki farklı aydınlatma türü söz konusudur. Bunlar;

  • Doğay ışıkla aydınlatma,
  • Yapay ışıkla aydınlatmadır.

Güneş ışığı doğal aydınlatma kaynağı olarak çoğunlukla fotoğrafların ana ışığıdır. Görüntü genel olarak cepheden aydınlanır. Aydınlatma kaynağının yönü ve yoğunluğu gün içerisinde değiştiğinden fotoğrafçı doğru görüntüyü için uygun zaman ve koşulları takip etmelidir. Doğal ışık kaynağı altında çalışırken ışığın denetlenmesi ve kontrol edilmesi daha zordur. Işığın geliş yönüne göre yansıtıcılar kullanılarak ışığın konumu ve düşeceği yüzey yönlendirilir ya da etkisi yumuşatılır. Stüdyolarda kullanılan aydınlatma kaynakları, yansıtıcılar, flaşlar, floresan lambaları vs. Bir görüntüdeki ışığın niteliği genellikle ışık kaynağının ve fotoğraf makinesinin birbirlerine göre nasıl konumlandığına bağlı olarak değişir. Stüdyo ortamında yapay aydınlatma kaynakları üzerinde fotoğrafçının hakimiyeti tam olduğundan istenilen etki daha kontrollü şekilde gerçekleştirilebilir. Işık üç ana başlıkta ele alınabilir. Bunlar;

  • Doğrudan ışık,
  • Yansıyan ışık,
  • Filtrelenmiş ışık’tır.

Doğrudan ışık, kaynaktan çıkan ışığın herhangi bir engelle karşılaşmaksızın doğrudan konuyu aydınlatmasıdır.

Aydınlatma salt fotoğrafın pozlanmasında bir etken değil sanatsal anlamda da kompozisyonun bir parçası olarak görüntünün estetize edilmesinde işlev kazanır. Bu işlevleri sıralayacak olursak;

  • Işık nesneleri görünür kılar,
  • Işık lekeyi vurgular,
  • Işık dokuyu vurgular,
  • Işık hacim ve derinlik izlenimi verir,
  • Işık saydamlığı vurgular,
  • Işık rengi vurgular,
  • Işık fotoğrafın siyah-beyaz yapısını oluşturur,
  • Işık atmosfer yaratır.

Fotoğraf çekimi için ışığın dört özelliğinden söz edilebilir.

Işığın Yönü: Konu üzerine düşen ışığın parlaklığı ya da şiddetiyle ilgili bir kavramdır. Bu şiddetin yoğunluğu pozometre ile belirlenir

Işığın Yönü: Konu üzerine düşen ışığın yönü gölgelerin de konumunu ve yoğunluğunu belirler. Işığın yönüyle ilgili altı farklı konumdan söz edilebilir. Bunlar;

  • Cephe Aydınlatma,
  • Yanal Aydınlatma,
  • Ters Aydınlatma,
  • Tepe Aydınlatma,
  • Alt Aydınlatma,
  • Noktasal Aydınlatmadır

Işığın Rengi : Aydınlatma kaynağının nesne ya da konulara çarptıktan sonra yansıyarak görme duyusunda bıraktığı etkiye karşılık gelir. Işık farklı dalga boyu ve frekanslarda farklı bir renge karşılık gelir. Bir ışığın frekansı onun rengini de belirler.

Renk ısısı, aydınlatma kaynaklarının ortaya çıkardığı renklerdir. Kelvin değeri olarak ifade edilir. Aydınlatma kaynağının renk ısısı arttığında mavi renkli tonlar artar, kırmızı renk tonlar azalır. Renk ısısı azaldığına ise kırmızı tonlar artar, mavi renki tonlar ise azalır.

Işığın Kontrastı: Fotoğraf çekiminde konunun en karanlık ve aydınlık bölümleri arasındaki yoğunluk farkına karşılık gelir. Aydınlatma kontrastını belirleyen çeşitli ögeler vardır. Konunun yüzeyi ve çevresindeki yansıyan alanlar da kontrastlığın seviyesini belirler.

Fotoğraf çekimlerinde ışığın az olduğu ya da aydınlatmanın yetersiz olduğu durumlarda konunun aydınlatılmasına yönelik olarak birtakım cihaz ve donanımlardan faydalanılır.

Işığın yetersiz olduğu durumlarda, pil ya da benzeri elektrik kaynaklarından aldıkları enerjiyi bir dizi tepkime içinde anlık parlama sağlayarak konuyu aydınlatan araçlara flaş denir. Kullanım rahatlığı ve kolay taşınabilirliği nedeniyle sıklıkla tercih edilen flaşlar, fotoğraf çekilen ortamın aydınlatma koşullarına göre ana ya da yardımcı ışık kaynağı olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Işığın yetersiz olduğu durumlarda ana ışık, güneş ışığı altında ise sert gölgeleri yumuşatmak karanlık ve aydınlık kısımlar arasındaki kontrastı düşürmek gibi amaçla yardımcı ışık olarak kullanılır. Portre çekimlerinde gölgeleri azaltmak ve kontrastı düşürmek amacıyla da kullanılmaktadır. Flaşın yardımcı ışık kaynağı olarak kullanımına dolgu ışık ya da dolgu flaşı adı verilmektedir.

Aydınlatma güçleri belirli değerler ile sınırlandırılmış olan flaşlar, renk sıcaklığını dengelemek amacıyla da kullanılır. Flaşlar, dâhili ya da harici flaş olarak iki farklı kullanım ile karşımıza çıkmaktadır. Dâhili flaşlar pek çok fotoğraf makinesinin üzerinde hazırda bulunan ve kısa mesafeler için kullanıma elverişli yapıdadır. Harici flaşların ise kullanım amacına göre pek çok çeşidi bulunmaktadır. Flaşları üç başlıkta sınıflandırmak mümkündür.

Manuel Flaşlar: Hiç otomatik ayarı bulunmayan ayarların fotoğrafçı tarafından yapıldığı flaşlardır. Flaş üzerindeki klavuz numarasına göre uzaklık hesaplanarak aydınlatma sağlanır. Klavuz numarasının sayısal değeri ne kadar fazlaysa flaşın gücü o kadar uzak mesafede etkili olur.

Otomatik Flaşlar: Diyagram değerini makineye girdiğinizde konunun uzaklığına göre doğru ışık gücünü flaşın otomatik olarak hesapladığı flaş türüdür. Bu flaşlar diyafram değerini ya makineden otomatik olarak okur, ya da fotoğrafçı diyafram değeri ve ASA değerini flaşa girer. Fotoğrafçı deklanşöre bastığı anda çekilen obje ile arasındaki mesafeyi ölçerek verilen diyafram değerine göre ışığın şiddetini ayarlar. Bu flaşların ön tarafında konudan makineye yansıyan ışığı ölçmeye yarayan bir algılayıcısı bulunmaktadır.

TTL – Objektiften Okumalı Flaşlar: Bu flaşlar, önceden patlayarak gönderdiği ışık şiddetinin ortamdan objektife geri dönüşüyle ölçülerek ayarlarının otomatik olarak gerçekleştirildiği flaş türüdür.

Bu flaş türleri dışında stüdyolarda ağırlıklı kullanılan stüdyo flaşları olarak da bilinen ve stüdyo aydınlatmasında birden fazla ışık kaynağının kablo ya da duyarlı fotoseller yardımıyla senkronize hale getirildiği düzenekler vardır. Bunlara çoklu flaş ya da paraflaş sistemi denir.

Spot ışıklar/Stüdyo aydınlatma sistemleri: Stüdyolarda kullanılan spot türü ışıklar konuyu doğrudan aydınlatan güçlü ışık kaynaklarıdır. Eğer yumuşatıcı filtreler ya da aparatlarla yumuşatılmazsa, konu üzerinde sert gölgeler ve keskin hatlar oluşturur.

Işıkölçer/Pozometre: Işık ölçer ya da teknik adıyla pozometre, ortamdaki ışık miktarını/şiddetiniölçer.

Konudan yansıyan ışığı algılayıcıları aracılığıyla ölçüp sonucu diyafram ve enstantane türünden verir. Pozometreler dâhilî ya da harici el tipi pozometreler olmak üzere başlıca iki başlık altında toplanabilir.

  • Dâhilî Pozometre: Makinenin içerisinde bulunan bu pozometreler, diyafram öncelikli ise ortamdaki ışığı ölçerek ona uygun enstantane değerini verir. Enstantane öncelikli ise de belirlelenen enstantane değerine göre ışığı ölçerek doğru diyafram değerini ölçerler.
  • Harici pozometre: Fotoğraf makinesinden ayrı ve ışığa duyarlı algılayıcı sistemlere sahip olan harici el tipi pozometreler doğrudan konuya ulaşan ışık miktarını ölçmektedir. Ölçülen değerler fotoğraf makinesine girilerek doğru pozlama yapılmasına katkı sağlar.

Dağıtıcı/Difüzör: Fotoğraf çekiminde yapay aydınlatma kaynağından çıkan sert ışığı yumuşatmak için kullanılan plastik ya da yarı geçirgen malzemelere dağıtıcı ya da difüzör denir. Dağıtıcı, çıkan ışığı dağıtarak konu üzerindeki gölgeleri yumuşatır ve kontrastlığı azaltır.

Softbox: Aydınlatma kaynağını tek yönlü olarak yumuşatan bez ya da kumaş destekli kutuya benzer ekipmandır. Kutu biçimli formuyla ışığın etrafını saran softbox, konuya düşen ışığın şiddetini azaltarak keskin gölgeleri ve ışığın patlamasını engellemek için kullanılır.

Şemsiye: Işık kaynağının yansıtılması ve dağıtılmasına kullanılan ve iç yüzeyleri çoğunlukla gümüş renge sahip şemsiye bicinde olan donanımdır. Transparan özellikteki türleri geçirgenlik özellikleriyle ışığı yumuşatarak dağıtılmasına yardımcı olur.

Yansıtıcı / Reflektör: Aydınlatma kaynaklarından gelen güçlü ışığı yansıtarak, konunun üzerindeki sert gölgeleri yumuşatmak amacıyla kullanılan yüzey ya da malzemelere yansıtıcı / reflektör denir. Dış ve iç mekân fotoğraf çekimlerinde kullanılan reflektörler, gölgeli alanları aydınlatarak ışığın gücünü yumuşatır.

Üçayak / Tripod: Uzun süreli çekimlerde ya da aydınlatma koşullarının az olduğu ortamlarda fotoğraf makinesini taşıyarak görün tünün titremesini engelleyen en önemli donanım üçayak / tripod’dur.

Led Işıklar: Aydınlatmanın ampül yerine elektrik enerjisini ışığa çeviren yarı iletken pek çok devreden oluşan aydınlatma sistemine Led ışık denilmektedir. Teknolojinin gelişimine paralel olarak ortaya çıkan yeni LED aydınlatma donanımlarının avantajlarını değerlendirecek olursak:

  • Kullanım kolaylığı,
  • Renk kararlılığı,
  • Dual-Color teknolojisi ve flicker-free özelliği,
  • Portatif, hafif ve taşınabilir olması,
  • Elektrikten adaptör veya kamera bataryasıyla çalışma özelliği,
  • Daha güçlü ve uzun ömürlü olmaları,
  • Düşük enerji sarfiyatı,
  • Dijital göstergelere sahip olmaları olarak sıralanabilir.

Güneşlik / Parasoley: İstenmeyen ışığın makinenin objektifine girmesini engellemek için objektifin ön kısmına takılan plastik, kauçuk vb. malzemelerden yapılan koruyucu donanımdır. Parasoley ya da güneşlik, özellikle güneş ışığı altında yapılan çekimlerde ışığın doğrudan objektifin içerisine ulaşarak görüntü üzerinde istenmeyen etkiler bırakmasını engeller ve dış mekân fotoğraf çekimlerinde kullanılır.

Filtreler: Fotoğraf çekimlerinde konu üzerine düşecek ışığın denetlenmesini, renklerin düzeltilmesini ve ışığın istenilen etkiyi yaratmak üzere süzülebilmesini sağlamak amacıyla kullanılan ışık geçirgen malzemelerdir.