TEMEL İLK YARDIM BİLGİSİ - Ünite 8: Hijyen ve Sanitasyon Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Hijyen ve Sanitasyon

Giriş

İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran önemli özelliklerinden biri olan ihtiyaçlarını gerçekleştirme umudundan kaynaklanan bu ihtiyaçlarını giderebilmesi için sağlıklı yaşam ortamlarında hayatın sürdürülmesi, hijyenik, yeterli ve dengeli tüketimin yapılması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından “ sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal (akılsal) ve sosyal yönden tam bir iyilik hali ” olarak tanımlanan sağlıklı olma durumunun oluşturulabilmesi ve devamlılığının sağlanması evde, işte, okulda, hatta uykuya dalarken bile hijyenik koşullara riayet edilen ve uyulması devamlı alışkanlık haline getirilmiş hijyenik kuralların uygulanmasına bağlı olarak değişmektedir. Sağlıklı, mutlu, umutlu ve yaşamından memnun bir toplumun oluşturulmasında, herkesin insani sorumluluğunun olduğu bilinciyle yaşaması, mesleki açıdan bu konuda yararlı olunabilecek her konuda da ihtiyaç duyulan desteğin sağlanması gerekmektedir.

Hijyenin Tanımı, Önemi ve Amacı

Dünya tıp literatüründe geçen hijyen kelimesi Dünya Sağlık Örgütünce “sağlık halinin korunması, devam ettirilmesi ve hastalıkların engellenmesi amacıyla yapılan uygulamalar ve yardımcı koşulların hepsini birden kapsayan işlemlerin bütünüdür” olarak tanımlanmıştır. Bu ifadeye göre sağlığı olumsuz etkileyecek her türlü etkenin önüne geçilmesi adına yapılan faaliyetlerin tamamıdır. Hijyen Osmanlı döneminde “hıfzısıhha” kelimesi ile ifade edilmiş “sağlık bilgisi ve sağlığın korunması” anlamında kullanılmıştır. Yaşamı sağlıklı, mutlu ve yararlı kılabilmenin yegâne anahtarı olan hijyen, kişisel olarak başlayarak yaşanılan ev, işyeri ortamında, daha geniş anlamda çevreyi de içine alan kurallar topluluğudur.

Kişisel temizliğin yapılması, çalışılacak ortamın hazırlanması, çalışma masasının ve koltuğunun ayarlanmasından yatak odasının dizayn edilmesine kadar yapılması gereken bütün eylemler hijyenik kurallar çerçevesinde yapılmalıdır. Yaşanılan ortamlarda aydınlatma, uygun hava akım şiddeti, termal konfor, yalıtım, gürültü, iç ortam hava kalitesi, radyasyon ve dezenfeksiyonu, gıda üretim tesislerinin alt yapısının planlanması, ürünlerin üretilmesinden satısına kadar her aşamada sağlığı tehdit edebilecek her türlü faktörün engellenmesi de hijyenle ilgili konular kapsamındadır.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre gelişmekte olan ülkelerde görülen bulaşıcı hastalıkların %80’inin hijyenik koşulların yetersizliğinden kaynaklandığı bildirilmektedir. Hijyenik yaşam ortamlarının sağlanması bir toplumda ilk gelişmişlik belirleyicisi olarak nitelendirilir. Hem ruh hem de beden yönünden sağlıklı kişiler, sağlıklı toplumu oluşturur. Konforlu ve yaşanabilir hayat standartlarının oluşturulması bireysel olarak başlayan ve toplum olarak da devam ettirilmesi gereken çabalarla mümkün olur. Hijyen, gelişen teknoloji ve ekolojik koşullar ile birlikte devamlı değişim halindedir.

Hijyeni oluşturulması istenen ortama göre aşağıdaki gibi sınıflandırmak mümkündür:

Kişisel hijyende , vücutta hastalık oluşturabilecek mikroorganizmaların, salgıların ve zararlı toksinlerin uzaklaştırılması amaçlanır.

Okul hijyeninde , çocuklarımıza ve gençlerimize sağlıklı yasamanın faydaları ve kuralları anlatılarak, öğretilir ve sağlıklı ortamlarda yetişmeleri sağlanır.

İşyeri hijyeninde , işletmelerde haşere ve kemiricilerle mücadele yöntemlerinin belirlenmesi ve uygulanması, personelin çalışma ortamının sağlık ve teknik açıdan yeterlilik düzeylerinin belirlenmesi, can güvenliğinin sağlanması, müşteri ve tüketicinin güveninin, çalışan personelde moral ve motivasyonun sağlanması amaçlanır.

Gıda hijyeninde , ham madde seçimi, gıdaların islenmesinde satışa sunulmasına kadar geçen süre içinde mikrobiyolojik, kimyasal, fiziksel etkenlerden korunarak üretilen gıdaların tüketiciye sunulması amaçlanır.

Personel hijyeninde, personelin sağlık kontrollerinin yaptırılması ile bireysel hijyen sağlanırken, işyerine karsı aidiyet duygusu da geliştirilir. İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması amaçlanır.

Çevre hijyeninde , üretim ve tüketim esnasında açığa çıkan atıkların güvenli bir şekilde bertaraf edilmesi ve geri dönüşümünün sağlanması amaçlanır.

Konut hijyeninde , bedenen ve ruhen rahatlamamızı sağlayan evlerimizin, sağlığımızı olumlu etkileyecek şekilde tasarlanması amaçlanır.

Sanitasyonun Tanımı, Önemi ve Amacı

Sanitasyon hijyenik koşulların oluşturulması, iyileştirilmesi ve devamlılığının sağlanması amacıyla alınan her türlü önlem ve yapılacak işlemler olarak tanımlanır. Halk sağlığını korumak ve hastalıkları engellemek amacıyla alınan tedbirlerin uygulanması anlamında kullanılmaktadır. Sağlığa zararlı olabilecek her türlü faktörün ortamdan uzaklaştırılmasıdır.

Sanitasyonda temel amaç insan, çevre, gıda ve işletmenin korunması, sağlığı tehdit eden ve etmesi muhtemel olan bütün etkenlere engel olunmasıdır. Uygun çalışma alanlarının oluşturulması, ofislerin çalışmaya elverişli olup olmadığı, mekânlarda pest kontrollerinin yapılması, işyerlerinde yapılan ise uygun alet ve ekipmanların kullanılması, fiziksel, kimyasal, biyolojik tehlikelerin önlenmesiyle ilgili alınan tedbirler sanitasyonun çalışma alanına girmektedir.

İşletmelerde düzenli sanitasyon işlemlerinin yapılması ürünlerin sağlıklı ve güvenli olmasını sağlar. İş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyarak çalışan personelin motivasyonu sağlanır. İş kazalarının önüne geçilmiş olur. İş yerinde memnun ve sağlıklı olan personel kaliteli üretimi sağlar. Kaliteli üretim müşteri memnuniyetini sağlayarak ürünlerde talebin artmasına, üretimlerde de artışa sebep olur. Sanitasyon faaliyetlerinin devamlı olarak uygulanması, işletmelerin kontrol ve denetlemelere devamlı hazır durumda olmasını sağlar.

Kirlenme ve Temizlik

İnsanların vücudundaki ter ve yağ bezlerinden salgılanan salgılar ve metabolizma artıkları ile çevreden gelen istenmeyen ve uzaklaştırılması gereken sağlığa zararlı yabancı maddelerle bulunduğu yüzeyin, mekânın veya çevrenin görüntüsünü olumsuz etkileyen, kimyasal ve mekanik olarak bulunduğu yere zarar veren, diğer ajanların üremesine de uygun ortam oluşturabilen materyallere kir adı verilir. Ortam veya kişilerin bu kirlere maruz kalmasına kirlenme adı verilir.

Kirleri kaynaklarına, yapışma şekillerine, çözünebilme durumlarına ve kiri oluşturan ajanlara göre olmak üzere dört şekilde incelemek mümkündür. Temizlik işlemlerinde en etkili temizlik ürününün seçilmesinde, temizlik süresinin ve yönteminin belirlenmesinde kirlerin bu şekilde tanımlanarak açıklanmaları gerekmektedir.

Genel anlamı ile ortamların, mekânların, nesnelerin veya canlıların sağlık gereklerine uygunluğunun sağlanması için üzerlerinde veya içlerinde bulunan kir, leke, toz gibi istenmeyen yabancı maddelerin giderilmesine temizlik adı verilir. Bu anlamı ile temizlik, herhangi bir canlı veya ortamın yapısında bulunmaması gereken, hoşa gitmeyen, olumsuz olarak nitelendirilen fiziksel, kimyasal, biyolojik, mikrobiyolojik unsurların giderilmesi, arındırılması işlemine karşılık gelmektedir.

Temizlik İşlemleri

Temel temizlik faaliyetlerini yapılışına göre aşağıdaki gibi gruplandırmak mümkündür:

  1. Ulaşılmak İstenen Amaca Göre Temizlik
    1.1. Fiziksel Temizlik
    1.2. Kimyasal Temizlik
    1.3. Mikrobiyolojik Temizlik
    1.4. Osmolojik Temizlik
    1.5. Entomolojik Temizlik
  2. Uygulama Sekline Göre Temizlik;
    2.1. Elle Yapılan Temizlik
    2.2. Makineyle Yapılan Temizlik
  3. Zamana Göre Temizlik;
    3.1. Günlük Temizlik
    3.2. Haftalık Temizlik
    3.3. Aylık Temizlik
    3.4. Mevsimlik Temizlik
  4. Kullanılan Etkene Göre Temizlik;
    4.1. Buharla Temizlik
    4.2. Yüksek Basınçlı Suyla Temizlik
    4.3. Basınçlı Havayla Temizlik
    4.4. Titreşimle (Ultrasonik) Temizlik
    4.5. Köpükle Temizlik
    4.6. Jelle Temizlik

Temizlikte Kullanılan Maddelerin Özellikleri

Temizlik işlemlerinde akla ilk gelen sudur. Fakat sadece su ile yapılacak temizlik işlemleri hijyenik temizliğin sağlanmasında yetersiz kalır. Suyla birlikte, diğer temizlik ürünlerine, araç ve gereçlerine ihtiyaç vardır. Kirlerin çıkarılmasını kolaylaştırmak amacıyla doğal veya yapay olarak üretilen sıvı, katı veya toz seklinde bulunan temizlik ürünleri kullanılmalıdır. Temizlik işlemleri yapılırken maddelerin belli ölçülerde kullanılması sağlığa zarar vermemesi açısından önemlidir.

Temizlik ürünleri alınırken ve kullanılırken dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda sıralanmıştır:

  • Temizlik yerine ve türüne uygun temizlik maddesi alınmalıdır.
  • Ekonomik olması amacıyla konsantre ürünlerin tercih edilmesi gereklidir.
  • Kullanımından önce mutlaka kullanma talimatı okunmalıdır.
  • Toksik olmamalı, doğaya zarar vermemelidir.
  • Gıda maddelerinden uzak, çocukların ulaşamayacakları dolaplarda ağzı sıkıca kapatılmış bir şekilde muhafaza edilmelidir.
  • Farklı saklama kaplarına aktarılmamalıdır.
  • Talimatlara uygun ölçülerde kullanılmalıdır.
  • Kullanıldığı ortamdan kolaylıkla arındırılabilen özellikte olmasına dikkat edilmelidir.
  • Kalıntı bırakmamalıdır.
  • Yoğun bir şekilde kullanıldıysa ortam iyice havalandırılmalıdır.
  • Etkisini kısa sürede kaybetmemelidir.
  • Uygulanması kolay olmalıdır.
  • Bakteri öldürücü etkisi olmalıdır.
  • Kullanıldığı yüzeye zarar vermemelidir.

Kişisel Hijyen

Hijyenik koşullara önem veren bir insan, kendi sağlığı için yasadığı ortamı ve çevreyi de düzenli kullanmaya özen göstereceği için hem kendi sağlığını korur hem de kendisinden sonra gelecek nesillerin sağlıklı olmasına katkı sağlar. Kişisel hijyenin sağlanması için öncelikle temizlenme işlemlerinin düzenli ve doğru bir şekilde yapılması gereklidir. Bu amaçla vücudumuzu tamamen örten derimiz basta olmak üzere dış ortamla devamlı etkileşim hâlinde bulunan bütün organlarımızın temizliğinin sağlanması gerekmektedir. Temizlik işlemleri ile vücutta biriken atıkların ve salgıların uzaklaştırılması, kötü kokularının giderilmesi, vücutta bulunan patojen mikroorganizmaların vücuttan uzaklaştırılması amaçlanmalıdır.

Kişisel Temizlik ve Kullanılan Temizlik Ürünleri

El-Ayak Temizliği ve Kullanılan Temizlik Ürünleri: Genellikle el yıkamada sıvı veya katı sabunla el yıkama işlemi gerçekleştirilir. Fakat sıvı sabunların tercih edilmesi hijyen açısından önerilmektedir. Bu şekilde yapılan el yıkama işlemine sosyal el yıkama adı verilmektedir. Hijyenik el yıkama olarak tanımlanan yıkama işleminde ise antiseptikli sabunlar veya sadece antiseptikle el yıkama işlemi yapılır. Bu amaçla klorheksidin glukonat, iyodofor, kloroksilenol çok kullanılan solüsyonlardır. Klorheksidin glukonat ve povidon iyot gibi antibakteriyel özelligi olan ajanların kullanılarak yapıldığı el yıkama işlemine ise cerrahi el yıkama adı verilmektedir. Yasam boyunca vücudu taşıyan ayaklar yasam kalitesini belirlemektedir. Ayak sağlığının korunması amacıyla sabah ve aksam sabunlu su ile yıkanmalıdır. Teri emebilen pamuklu çorapların tercih edilmesi ve her gün değiştirilmesi gereklidir. Ayakkabıların hava alabilen, kaliteli malzemeden yapılmış olmasına dikkat edilmelidir. Her gün aynı ayakkabıların giyilmesi de ayak kokusuna neden olur. Ayaklardan nemlenen ayakkabıların 2 gün dinlendirilerek kuruması sağlanmalıdır.

Ağız-Diş Temizliği ve Kullanılan Temizlik Ürünleri: Gıda artıkları ve bakteriler dişler üzerinde dental plak adı verilen bir tabaka oluştururlar. Bu tabaka temizlenmezse bakteri üremesi ve asit oluşumu devam eder. Sonrasında da diş çürükleri ve diş eti iltihaplanmaları gözlenir. Dişlerin korunmasında dişlerde oluşan dental plağın giderilmesi, dişlerin asitlere karsı dayanıklı hâle getirilmesi, diş duyarlılıklarının azaltılması ve diş lekelerinin giderilmesi amacıyla dişlerin uygun fırça ve diş macunları ile fırçalanması, diş iplerinin kullanılması, çok uzun süreli olmamak kaydıyla ağız gargaralarının kullanılması gereklidir. Tercih edilecek diş macunları sodyum lauril sülfat, klorheksidin ve setilpiridinyum klorür içerikli olabilir. Dişlerde diş taşlarının engellenmesi amacıyla kalsiyumu bağlayan mineralleri içeren diş macunlarının tercih edilmesi gereklidir. Kullanılan diş fırçalarının 3 ayda bir değiştirilmesi gereklidir. Kişisel bakımla birlikte mutlaka periyodik olarak 6 ayda bir diş hekimine muayene olunması gerekmektedir.

Saç-Vücut Temizliği ve Kullanılan Temizlik Ürünleri: Saç derisi ve saçların, yağ, kir, kepek ve tozlardan arındırılması için saçların yıkanması gerekmektedir. İdeal bir sabun ve şampuan; saç ve saç derisinden yağı, kiri uzaklaştırmalı ve tekrar saça yapışmasını engellemelidir. Deriyi ve gözü irrite etmemelidir. Saçı çok kurutarak yıpratmamalı ve elektriklenmesine neden olmamalıdır. Vücuda zarar veren kimyasal maddeleri içermemelidir. Vücudun temizliğinin sağlanması, kişinin hijyenik şartlarda yaşamasını sağlamaya çalışan derinin görevlerini yapmasına yardımcı olur. Ter, yağ salgılanması ve dış ortamlardan gelen tozlarla deri yüzeyini kaplayan kir tabakasının giderilmesi gereklidir. Vücutta biriken ve kirlenmeye neden olan bu maddelerin vücuttan arındırılması amacıyla banyo yapılması gereklidir

Tırnakların Temizliği ve Kullanılan Temizlik Ürünleri: Günlük yasamda devamlı farklı maddelerle temas hâlinde oldukları için tırnakların temizliğinin aksatılmaması ve düzenli olarak kesilmesi gereklidir. Bu amaçla el tırnakları hilal seklinde, ayak tırnakları ise düz bir şekilde kesilmelidir. Tırnak bakımı ve ke- siminde kullanılan materyaller kişiye özel olmalı, ortak kullanılmamalıdır.

Gıda Hijyeni

Besinler temel olarak 3 farklı şekilde (fiziksel, kimyasal ve biyolojik tehlikeler) insanlar için zararlı hâle gelebilir.

  1. Fiziksel Tehlikeler: Toprak, su, hava, cam kırığı, plastik madde, kemik, tas, metal, tahta, saç, tırnak, sinek ve böcek gibi haşereler.
  2. Kimyasal Tehlikeler: Dış ortamlardan gıdalara bulasan ya da gıda katkısı olarak gıdalara sonradan eklenen besin olmayan kimyasal maddeler (Metaller, pestisitler, deterjanlar, plastikler, boya maddeleri ve gıda katkı maddeleri).
  3. Biyolojik Tehlikeler: Üç ana grupta incelenebilir:
    a. Gıdada doğal olarak bulunan zehirli kimyasal maddeler: Yeşillenmiş ve filizlenmis bazı gıdalarda solanin, zehirli bal, zehirli mantarlar, bazı bitki ve meyvelerde doğal olarak bulunan siyanik asit.
    b. Gıdalara sonradan bulasan ya da uygun koşullarda üretilmeyen veya saklanmayan gıdalarda oluşan maddeler: Küf, bakteri, virüs, parazitler ve mikrobiyal toksinler.
    c. Genetiği değiştirilmiş canlılar (GDO)

Gıdaların bu anlatılan tehlikelerle karsı karsıya kalması sonucunda besinlerde basta bakteriler olmak üzere, çoğalan birçok mikroorganizmalar toksinlerini bu gıda maddelerine bulaştırırlar. Toksinlerle bulaşık gıda maddeleri vücutta gıda zehirlenmelerine neden olur. Gıda zehirlenmesine neden olan organizmalar gözle görülemeyecek kadar küçük canlılardır. Gıda zehirlenmelerindeki semptomlar genellikle gastrointestinal sistem bozuklukları olarak göze çarpar. Gastrointestinal Sistem (GIS): Özellikle mide ve bağırsak sistemi başta olmak üzere sindirim sistemini oluşturan organ sistemidir. Gıdalarda en sık rastlanılan bakteriyel bulaşmalar Botulismus, Salmonella, Streptokok, Stafilokok, Listeria ve Escherichia coli enfeksiyonları olarak belirlenmiştir.

a. Botulismus enfeksiyonu: Clostridium botulinum tarafından oluşturulan ve sinir sistemine etki eden çok tehlikeli bir enfeksiyondur. Bu bakteriler oksijensiz ortamlarda yasarlar. Hijyenik koşullarda hazırlanmamış hazır ve ev tipi konserve yiyeceklerde ürerler ve toksinlerini salgılarlar. Zehirlenmeye neden olan toksinleri üreten bakterinin kuluçka süresi 18-72 saat arasında değişebilir. Semptomlar sindirim sistemi ile birlikte sinir sisteminde de gözlenir. Toksinler bulantı, kusma, kabızlık gibi belirtilerle başlayarak ilerleyen aşamalarda bas ağrısı, görme bozukluğu, kas güçsüzlüğü ve felce yol açabilir.

b. Salmonella enfeksiyonları: Hastalığın etkeni Salmonella türleridir. Bu bakterileri taşıyan et, süt, et ve süt ürünleri, yumurta, deniz ürünleri vb. besinlerin yenmesiyle veya dışkının karıştığı suların içilmesiyle etken canlılar tarafından alınır. Semptom olarak ishal, kusma, ateş, mide bulantısı, baş dönmesi gözlenir. Bakterinin kuluçka süresi 12-24 saattir. Etken uygun sıcaklıkta pişirme ve pastörizasyon ile yok edilebilir.

c. Streptekok enfeksiyonu: Hijyen kurallarına uyulmadan yapılan peynir, et, sosis ve benzeri ürünlerin yenilmesiyle enfeksiyon meydana gelir. Enfeksiyonun etkeni Streptococcus faecalis ve Streptococcus pyogenes ’tir.

d. Stafilokok Enfeksiyonu: Besin zehirlenmelerine en çok Staphylococcus aureus bakterisi sebep olur. Satfilokoklar için en uygun ortam et ve et ürünleridir. Ayrıca protein yönünden zengin, seker ve tuz içeren besinlerde de rahatlıkla çoğalabilir. Bulaşma deri ya da solunum sistemiyle de olabilir. Besin zehirlenmesi bakterinin ya da toksin içerikli besinin alınmasıyla birlikte 1 saat içerisinde ortaya çıkabilir. Bu süre 12 saate kadar da uzayabilir. Genel belirtileri mide bulantısı, ağzın sulanması, kusma, karın ağrısı, ishal ve ateştir.

e. Listeria enfeksiyonları: Doğada yaygın olarak bulunan Listeria monocytogenes adı verilen bir bakterinin oluşturduğu enfeksiyondur. İnsanlarda görülen Listeriozis vakaları bulaşık süt ve süt ürünleri, çiğ sebzeler, kavun, tüketime hazır et ve şarküteri ürünleri, deniz ürünleri ve kanatlı eti tüketiminden dolayı meydana gelmektedir. Hastalık salgınlar tarzında görülebilir. Sağlıklı kişilerde genellikle ateş ve ishal görülür.

f. Escherichia coli enfeksiyonları: İnsan ve hayvanların ölümüne sebep olabilen bağırsak rahatsızlıklarına neden olan E. coli serotipleri, bağırsakların ağırlıklı florası olan E. coli ’den farklı olarak bağırsak enfeksiyonlarına sebep olan E. coli grubunda toplanmıştır. Bu grup içinde, 6 alt grup olarak belirtilen değişik derecelerde hastalık yapabilme yeteneğine sahip ve bağırsak sistemini farklı etkileyen serotipler bulunmaktadır. Çoğunlukla mayonez, hazır gıdalar, dışkı ile bulaşmış sular gibi etkenle bulaşık gıdaların tüketimi sonucu hastalık tablosu görülür. Ayrıca enfekte sığır eti ve ürünleri ile pastörize olmayan süt ve süt ürünleri de enfeksiyona sebep olabilir. Enfeksiyonlarda çoğunlukla ishal ve bazen de bulantı ve karında kramplar gözlenir.

Gıda Güvenliği ve HCCP

Sağlıklı ve güvenli gıda maddesine ulaşımın sağlanması amacıyla kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Bu kontrolleri, kişilerin kendi bildikleri hijyen kuralları doğrultusunda yaptıkları tüketici kontrolleri, işletmelerin güvenilir gıda üretebilmek amacıyla belirledikleri kendi kendilerini kontrolleri ve bu işletmelerin üretim yapacakları ham maddenin işletmeye gelişinden, ürünün tüketiciye sunuluncaya kadar geçen süreçte hangi kurallara uymaları gerektiğinin yasal olarak belirlendiği yasal kontrol olarak sıralamak mümkündür. Bu bildirilen denetleyici unsurlarından başka günümüzde yeni uygulamalarla güvenlik sistemleri oluşturulmaktadır. HACCP (Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları), HAZOP (Tehlike Analizleri ve Uygulanabilirlik Çalışmaları), GMP (İyi Üretim Çalışmaları), ISO 9000 ve ISO 22000 en yaygın kullanılan güvenlik sistemleridir. Bunlardan en önemlisi HACCP olarak bilinen standarttır. “Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları” olarak bilinen HACCP (Hazard Analysis Critical Control Point), işletmede üretilmekte olan gıda hammaddesinin başlangıçtan tüketicisine ulaştığı son aşamaya kadar gerçekleştirilen tüm süreçlerin, tüm tesisin ve çalışanlarının kontrol altında tutulduğu sistemdir.

Su Hijyeni

Su bütün canlıların yaşaması için gerekli olan en önemli maddedir. Mikrobiyolojik ajan bulundurmayan, fiziksel özellikleriyle rahatsız etmeyen, insan vücuduna zararlı toksik maddeleri yapısında barındırmayan, dengeli bir mineral içeriği bulunan suya sağlıklı ve temiz su diyebiliriz. Suyun özel yapısını bozan birçok etmen bulunmaktadır:

  1. Mikrobiyolojik ajanlar (bakteri, virus, parazit, mantar gibi).: Suyun mikrobiyolojik olarak kirliliğinin olması insanlık tarihinde büyük kayıplara sebep olan hastalıkların yayılmasında, bulaşıcı hastalıkların salgınlar hâlinde devam etmesine neden olmuştur. Tifo, kolera, basilli dizanteri gibi bulaşıcı hastalıklarla birçok paraziter enfeksiyonun yayılmasında kirli suyun rolü bulunmaktadır.
  2. Kimyasal ajanlar (nitrat, nitrit, kursun, florit, aluminyum, iyot, arsenik ve bazı ağır metaller): Kimyasal ajanlarla bulaşık suların devamlı olarak kullanılması vücutta zamanla birikmeye ve farklı doku ve organlarda yapısal ve fonksiyonel bozukluklar oluşturabileceği gibi kansere de sebep olabilir.

İçme ve kullanma suyunun fiziksel özelliklerinin uygun hâle getirilmesi, kimyasal maddelerden arındırılması ve mikrobiyolojik ajanlardan temizlenmesi için suyun arıtılması gerekmektedir. Bu amaçla ilk olarak suda bulunan istenmeyen maddelerin dibe çökmeleri için suya ağır olan bazı kimyasal maddeler ilave edilir. Bu aşamaya koyulaştırma (koagülasyon) aşaması denir. Bu maddelerin etkisiyle bir araya gelen maddeler suyun dibine çöker. Bu aşamaya çöktürme (sedimentasyon) aşaması denir. Suyun içindeki daha küçük yapıdaki maddelerin süzülmesi için mikro düzeyde süzülmeyi sağlayan zar filtreler kullanılır. Bu aşama filtrasyon aşaması olarak bilinir. Dördüncü aşama ise dezenfeksiyon aşamasıdır . Bu aşamada suyun mikrobiyolojik ajanlardan arındırılması için çoğunlukla klor kullanılmakla birlikte ozon ve radyasyondan da yararlanılmaktadır. Bütün bu işlemlerden sonra depolama aşamasına geçilir. Su büyük tanklarda ve depolarda dağıtıma hazır hâlde bekletilir.