TEMEL İNSAN HAKLARI BİLGİSİ I - Ünite 7: Kişi Hak ve Ödevleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Kişi Hak ve Ödevleri

Giriş

Kişi hak ve ödevleri, kişileri devlete ve topluma karşı koruyan hak ve hürriyetlerdir.

Kişinin maddi ve manevi varlığı ile ilgili olan ve serbestçe geliştirilmesi amacını güden bu hürriyetler arasında kişi dokunulmazlığı, zorla çalıştırma yasağı, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı, haberleşme hürriyeti, yerleşme ve seyahat hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti, düşünce ve inanç hürriyeti, basın hürriyeti, dernek kurma hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı gibi hak ve hürriyetler yer almaktadır.

Yaşama, Maddi ve Manevi Varlığını Koruma ve Geliştirme Hakkı

Yaşama hakkı, kişinin fiziki ve ruhi bütünlüğünü koruyabilmesi ve varlığının çeşitli etkilerle bozulmasına engel olabilmesi hakkıdır. Yaşama hakkı, öldürülmeme hakkını ifade eder. Öldürülmeme hakkı, devletin bir yandan yetki alanı içinde bulunan bireyleri öldürmeme, diğer yandan da diğer bireyler tarafından öldürülmelerini engelleme yükümlülüğü anlamına gelir.

Yaşama Hakkının Başlangıcı: Medeni Kanuna göre, kişiliğin başlangıç anı, tam ve sağ doğumdur.

Yaşama Hakkına Müdahaleler: Ötenazi, ölüm cezası, gebeliğin sona erdirilmesi, organ ve doku nakli yaşama hakkının sınırları olarak örneklendirilebilir.

İşkence, İnsanlık Dışı, Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Uğramama Hakkı

Anayasaya göre, herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Örneğin tıbbî gereklilikler ve yasada yazılı haller dışında, şahısların vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkı

Herkes kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına sahiptir. Özgürlük hakkı, kişinin fiziki hürriyetini ifade eder. Özgürlük hakkı, kişinin hürriyetinden keyfi bir şekilde mahrum bırakılmaması; güvenlik hakkı ise, özgürlük hakkının kullanılmasının devlet organlarının keyfi ve hukuk dışı müdahalelerine karşı korunmasını amaçlamaktadır.

Bu amaç doğrultusunda:

Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz veya tutuklanamaz ayrıca yasanın öngördüğü sebepler ve usuller dışında hürriyetinden yoksun kılınamaz.

Ancak kişi hürriyeti ve güvenliğinin sınırlandırılabileceği haller bulunmaktadır. Buna göre uluslararası, bölgesel ve ulusal insan hakları hukuku belgelerinde belirtilen ve iç hukuka göre yasalarla öngörülmüş bulunan özgürlükten yoksun bırakılabilecek durumlar şunlardır:

a. Herkes, yetkili mahkemece verilmiş cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi amacıyla usulüne uygun olarak hürriyetinden yoksun kılınabilir.
b. Bir mahkeme kararının veya yasada öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak kişi yakalanabilir veya tutuklanabilir.
c. Bir suç işlediği hakkında güçlü belirti bulunan kişiler, kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve yasada öngörülen diğer durumlarda hâkim kararıyla tutuklanabilir.
d. Bir kişinin, usulüne aykırı şekilde ülkeye girmekten alıkonulması amacıyla veya kendisi hakkında sınır dışı etme ya da geri verme işleminin yürütülmekte olması nedeniyle usulüne uygun olarak yakalanması veya tutuklanması mümkündür.
e. Bir küçüğün gözetim altında eğitim ve ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi amacıyla hürriyeti kısıtlanabilir.
f. Kamu sağlığının korunması veya suç eğilimine ortam teşkil eden durumların önlenmesi için, bulaşıcı hastalık yayabilecek bir kimsenin, bir akıl hastasının, bir alkoliğin, uyuşturucu madde bağımlısı bir şahsın veya bir serserinin, tedavi ya da eğitim amacıyla kanuna uygun olarak tutuklanmaları mümkündür.

Özel Hayatın Gizliliği Hakkı ve Korunması

Herkes özel hayatını, aile hayatını, konutunu ve özel haberleşmesini istediği gibi düzenleyebilme hak ve yetkisine de sahiptir.

Kişinin Özel Hayat Hakkı

Maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi, toplum hayatı bakımından kendisi için hedeflediği yere ulaşabilmesi ve uygun gördüğü şekilde yaşayabilmesi için kişinin sadece ailesi, yakınları, arkadaşları ve kendisinin seçtiği çevrenin içinde yaşama ve hayatının başkaları tarafından bilinmemesini isteme hakkı doğrultusunda şahısların özel hayat hakları vardır.

a. Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir.
b. Gizli, saklı olan bir şeyin ortaya çıkartılması için yapılan bir faaliyet olan arama, anayasal olarak güvence altına alınan konut dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği ve vücut dokunulmazlığı gibi temel hak ve hürriyetlere müdahale teşkil eden bir koruma tedbiridir.
c. Özel hayatın gizliliği bakımından müdahale oluşturacak diğer bir husus da kanunlarımızda düzenlenmiş olan gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izlemedir.
d. Şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması, diğer kişilerin beden muayenesi ve moleküler genetik incelemeler yine kanunda düzenlenmiştir.
e. Özel hayatın gizliliği kavramı, bireye, herhangi bir müdahale olmaksızın mahremiyet, cinsel ve akrabalık ilişkilerini kurma ve geliştirmesine izin vermektedir.
f. Özel hayat, kişinin fiziksel, ahlaki ve psikolojik bütünlüğünü de kapsayan bir kavramdır.
g. Kişiyi başkalarından ayırt etmenin ve bir aileye bağlılığın aracı olarak kişinin adı onun özel ve aile hayatına dahildir.
h. Kişi, kendisini zorlayan herhangi bir neden olmadıkça, geçmişinden, okuma, yeme ve içme alışkanlıklarından, geceyi nerede geçirdiğinden sorumlu tutulmaz.

Bilgisayar ve İnternet Karşısında Özel Hayatın Korunması

Şeref, haysiyet, ticari itibar, kişinin sır ve özel hayat alanı, aile hayatı ve çevresi, özgürlükler, resim hakkı gibi sosyal ve duygusal değerlerin oluşturduğu kişilik haklarının internet yoluyla ihlal edilmesi hâlinde, Medeni Kanun’un 24. ve Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanarak, kişi açacağı davalarda tecavüzün önlenmesini veya durdurulmasını sağlayabileceği gibi, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir.

Şeref ve Haysiyete Karşı Hukuka Aykırı Saldırılardan Korunma Hakkı

Şeref ve haysiyet kavramı, sadece genel anlamdaki şeref ve haysiyeti değil, mesleki, ekonomik, ticari ve toplumsal şeref ve haysiyeti de kapsar. Şeref ve haysiyet göreceli bir kavram olup, herkesin şeref ve haysiyeti kendine göre çok değerlidir.

Aile Hayatının Korunması Hakkı

Aile toplumun temelidir. AY m. 41’de, “Aile Türk toplumun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar...” hükmü getirilerek aileye gereken önem verilmiştir. Anayasanın dışında pek çok hukuk dalında aile kurumu düzenlenmiştir. Bunlar içinde en kapsamlı olanı şüphesiz Türk Medenî Kanunu’dur.

Kişilerin aile olarak bir arada yaşadığı fertler ile gerçekleştirdiği ve paylaştığı faaliyetler aile hayatını oluşturmaktadır. Aile hayatı ile özel hayat kavramlarının nitelikleri birbirinden farklıdır. Kişinin aile hayatı, aile olarak beraber yaşadığı bireylerin katılmasıyla gerçekleşen ve aile topluluğunun süje olarak yer aldığı faaliyetlerden oluşmaktadır. Kanun koyucunun özel hayat ile aile hayatını birbirinden ayırdığı, fakat aralarındaki yakın ilişki nedeniyle, her ikisine de birlikte güvence getirdiği söylenebilir.

a. Konut Dokunulmazlığı Hakkı
b. Haberleşme Hürriyeti

Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti

Yerleşme hürriyeti, insanların serbestçe yer değiştirebilmeleri, diledikleri yerde oturma, konutunu seçip yerleşme ve yaşama tercihlerinde hür olmalarını ifade eder.

Yerleşme ve seyahat hürriyeti dört farklı hakkı kapsamaktadır. Bunlar;

a. Kişinin ülkesi içinde seyahat hakkı,
b. Bir yerleşim yeri seçme hakkı,
c. Ülkesi de dahil herhangi bir ülkeden ayrılma hakkı ve
d. Ülkesine giriş hakkıdır.

Düşünce, Vicdan ve Din, Düşünceleri Açıklama ve Yayma Özgürlükleri

Düşünce ve Kanaat Hürriyeti

Herkes düşünce hürriyeti ve hakkına sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

Din ve Vicdan Hürriyeti

Herkes din ve vicdan hürriyetine sahiptir. Din ve vicdan özgürlüğü bireylerin istedikleri din ve inancı benimseme, dini bir inanca sahip olmama ve dinlere karşı ilgisiz olmayı da kapsar.

Düşünce ve İfade Hürriyeti

İfade hürriyeti, türü ne olursa olsun, sosyal, siyasi ve hukuki, ticari, sanatsal her türlü düşünceyi, söz, yazı ya da başka vasıtalarla başkalarına aktarabilme, anlatabilme, yayabilme ve onları kendi düşünce ve inançlarının doğruluğuna ikna edebilme, inandırabilme, tercihleri doğrultusunda tutum ve davranışlarda bulunabilmeyi kapsamaktadır.

Toplantı Hak ve Hürriyetleri

Toplanma Hakkı ve Hürriyeti

Herkes toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. ‘Herkes’ kavramına gerçek kişiler yanında tüzel kişiler de girmektedir. Uluslararası, bölgesel ve ulusal insan hakları hukuku belgelerine göre, toplanma gösteri yürüyüşünün silahsız ve saldırısız (barışçıl) olması gerekir.

Örgütlenme Hürriyeti

Örgütlenme hürriyeti, siyasi, dini, ideolojik, ekonomik, iş, sosyal, sportif, kültürel ve mesleki menfaatlerini gerçekleştirmek amacıyla bir araya gelmek suretiyle bireylerin toplu olarak kullandıkları temel bir hürriyettir. Bireyler, belli bir alandaki menfaatlerini korumak amacıyla toplu bir şekilde hareket etmek üzere hukuki bir varlık (dernek, kulüp, sendika, birlik, parti vs.) kurmak suretiyle örgütlenme hürriyetini kullanabilecekleri gibi, kurulmuş bir dernek, sendika, vakıf, kulüp ya da partiye üye olmak suretiyle de kullanılabilirler.

Hak Arama Hürriyeti ve Adil Yargılanma Hakkı

Hak Arama Hürriyeti

Anayasanın 36’ncı maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğü ile herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı yerleri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkından faydalanması sağlanmıştır.

Adil Yargılanma Hakkı

Hukuken kurulmuş yetkili, bağımsız ve tarafsız bir yargı yerinde yargılanma hakkı, kişilerin mahkeme ve hukuk önünde eşitliği, makul bir süre içinde yargılanma hakkı, adil yargılama hakkı, açık yargılama hakkı, ceza kanunlarının geriye yürümezliği ve çifte yargılama yasağı, suçsuzluk (masumiyet) karinesi, duruşmalarda hazır bulunma hakkı, açık karar hakkı ve temyiz hakkı adil yargılanma hakkı arasında sayılabilir.

Sanık Hakları

Uluslararası ve ulusal hukuk kurallarına göre gözaltına alınan ya da tutuklanan kimselere, tutulu bulunduğu sıradan tanınan haklar şunlardır:

a. Gözaltına alınan ya da tutuklanan kimselere, tutuklanma esnasında, özgürlüğünden yoksun bırakılma (gözaltına alınma ya da tutuklanma) sebepleri ile bunların dayanakları, anlayacakları dille yazılı, bunun mümkün olmaması hâlinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hakim önüne çıkarılıncaya kadar bildirilmelidir.
b. Gözaltına alınan ya da tutuklanan şahısların derhal bir hâkimin ya da hukuken yargılama yetkisine sahip başka bir görevlinin önüne çıkarılma hakkına sahiptir.
c. Uluslararası, bölgesel ve ulusal insan hakları hukuku belgelerine göre, özgürlüğünden yoksun bırakılan herkesin, tutukluluğun hukukiliğine itiraz etmek için mahkemeye başvurma hakkı vardır.
d. Hukuka aykırı olarak yakalanan ya da tutuklanmak suretiyle özgürlüğünden yoksun kılınan herkes tazminat isteme hakkına sahiptir.