TEMEL KLİNİK BİLGİSİ - Ünite 5: At Kliniği Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: At Kliniği

At Kliniğinin Temel Kavramları

At, yük çekme, binme, taşıma gibi hizmetleri de verebilen tek tırnaklılar familyasından (Equidae) olan hayvanlardır. Yük taşıyan ya da araba çeken ata beygir, dişisine kısrak, erkeğine de aygır ve atın barındırıldığı yere tavla adı verilir ve tavlalara kolay erişilebilir olması gerekir.

Tavlalarda otlar ve samanlar oluşturdukları aşırı toz yüzünden solunum sistemi rahatsızlıklarına yol açabildikleri gibi yangına da neden olabilirler. Bu nedenle ayrı depolanmalıdırlar.

Kâğıt kırpıntısı ortamdaki toz miktarını artırmayacağından klinikte solunum yolu rahatsızlığı için gelen atların tavlasının altlığında kullanılabilir.

Tavlalarda hijyene dikkat edilerek hastalıkların yayılması en az düzeye indirileceği gibi barsak parazitlerinin ve pirenin de yayılması engellenmiş olur. Kliniklerde bulunan tavlalarda yeterli ışık kaynağı, oksijen sistemi ve duvarlarında yastıklar bulundurulmalıdır. Ayrıca 2 tonluk bir vinç de gerektiğinde atı taşıyabilmek için yer almalıdır.

Bulaşıcı hastalıklarda izole edilmek istenen atların kürek fırça gibi temizlik malzemelerinin yanında yem ve su kovalarının da dezenfeksiyonuna dikkat edilmelidir. Bulaşıcı hastalıklar atlar arasında, dışkıyla temas, solunum yolu veya ortak kullanılan malzemelere (örneğin yem, su kovası vb.) temas etmek suretiyle bulaşır.

Ata Yaklaşım

Ata yaklaşacak olan kişi ilk önce yaklaşacağı atın karakteri hakkında yeteri kadar bilgi almalıdır. Genelde uysal bir hayvan olan ata yaklaşırken önden ve hayvanın görebileceği şekilde yaklaşılmalıdır. Yaklaşırken atın sahibinin atına her gün hitap ettiği kelimeleri atın duyabileceği şekilde söylemelidir. Yaklaşıldıktan sonra mutlaka ata elle temas etmeli ve yumuşak bir ses tonu ile konuşurken de atı mutlaka hafifçe okşamalıdır. Yanında kalındığı sürede okşamaya devam etmesi, sonra yine okşayarak uzaklaşması uygun olur.

Temel Muayene ve Muayeneye Hazırlık

Hekim fiziksel muayeneye gelmeden önce hem ortam hem de at tekniker tarafından muayeneye hazırlanmalıdır. Muayene ortamı sessiz ve sakin olmalıdır. Muayene sırasında ani gelişen aşırı hareketlenmeler sonucu hayvan kendisini ve etrafındakileri yaralayabilir, zarar verebilir. İnsanların sürekli hareket halinde olduğu, atın diğer hayvanlarla göz temasının olduğu bir ortam muayene için uygun bir ortam değildir. Ancak, bazı atlar örneğin, yeni doğmuş tayı olan kısraklar tayları ile birlikte, sadece sahibinin dokunmasına izin veren atlar sahipleri ile birlikte aynı ortamda tutulmalarına izin verilerek muayene edilirler.

Kliniğe gelen bir at ilk önce, attan 2 - 3 m uzaklıktaki bir mesafeden, etrafında dolaşılarak gözlemlenir. Genel bakışta önemli olan nokta, atın sinirsel durumuyla birlikte vücudunda bir asimetri, şişkinlik veya başka bir anormallik olup olmadığının belirlenmesidir.

Atın başına bakıldığında ilk önce burun delikleri gözlenir. Burun delikleri arasında asimetri, akıntı olup olmadığına dikkat edilmelidir. Ayrıca burundan gelen hava koklanarak anormal bir koku olup olmadığı kontrol edilir. Daha sonra kesici ön dişlere bakılarak bir pozisyon bozukluğu olup olmadığı belirlenir.

Gözlere bakıldığında bir akıntı bulunup bulunmadığına dikkat edilmelidir. Hayvanın tehditkâr uyarılara olan reaksiyonu ve bilinç durumu belirlenmelidir.

Atın boynunun duruşu ve görünümü önemlidir. Yanlara yapılan hareketin sınırı, boynun fleksiyon derecesi ve bu sırada herhangi bir ağrı olup olmadığına dikkat edilmelidir.

At belirli bir mesafeden izlenirken göğüs ve karın (abdomen) hareketleri de gözlenmelidir. Solunum yolu hastalıkları bu şekilde tespit edilebilir.

Ayak ve tırnak;

Sağlıklı bir ayak için tırnağın günlük olarak temizlenmesi ve bakımının yapılması gereklidir. Ayak usulüne uygun bir şekilde kaldırıldıktan sonra tırnak reneti ve fırça ile günlük olarak temizlenmelidir. Aynı zamanda tırnakta ve çatalda bir anormallik olup olmadığı temizleme sırasında gözlenmelidir. Ayaklarda bir şişkinlik olup olmadığına da dikkat edilmelidir.

Ağızın açılması ve padan uygulamaları;

Atın ağzı başparmak ön ve yan dişlerin arasından sokulur ve sert damağa bastırılarak, atın ağzını açması sağlanır. Dil ağzın diğer tarafına dişlerin arasındaki alandan sokulan elin arka kısmı ile geriye itilir. Bu şeklide at elinizi ısıramaz.

Atların ağızlarını açık tutabilmek için geliştirilmiş, sabit, vidalı ya da yaylı aletlere padan adı verilir.

Fiziksel Yöntemlerle Zapt Etmek

At kliniklerinde atın zapt edilmesi için kullanılan birçok yöntem vardır. Atlar ilaçlarla veya fiziksel yöntemlerle zapt edilebilir. Ancak ilk önce ata yaklaşan kişinin kendine olan güveni tam olmalıdır, çünkü¨ atlar yaklaşanın gerginliğini ve ruh halini hisseder. Bir olumsuzluk hissettikleri anda da zapt edilmeleri çok güçleşir. Eğitimli atlara yaklaşırken sol taraf tercih edilmelidir. Bir atla çalışılırken mutlaka başlık ve yular kullanılmalıdır. Atı tutan kişi ata bağlı olan ipi, kayışı hiçbir zaman bileğine, koluna sarmamalıdır.

Aşırı derece huysuz olan hayvanlara yavaşa uygulanır. Yavaşa, bir ağaç sapın ucuna geçirilmiş halka şeklinde kalınca bir ipten ibarettir. Halkanın daraltılıp gevşetilmesi ile hayvan çok veya az ağrı duyar ve ağrıdan dolayı hareket etmek istemez ve uysal davranır.

Bununla birlikte birçok at sahibi yavaşanın atına uygulanmasından hoşlanmaz, onun için zorunlu olmadıkça kullanılmamalıdır.

Zapt etmek için kullanılan diğer basit yöntemler, iğneye reaksiyon gösteren atın gözünün kapanması ve aygır zincirinin burnun üstüne uygulanmasıdır. Bu son teknikte fazla kuvvet uygulanmamasına dikkat edilmelidir, bunun yerine ani sert çekişler uygulanmalıdır. Yavaşaya reaksiyon gösteren atlara alternatif olarak kullanılan aygır zinciri üst dudağın altına yerleştirilir. Zincir alt dudağın altından geçtikten sonra başlık koşum takımındaki “D” halkasının içinden geçirilir ve baştaki koşum takımının sağ tarafına bağlanır. Bu yöntem genellikle genç yarış atlarının ve aygırların zapt edilmesinde uygulanır.

Atların hareketlerini kısıtlamak ve basış alanını azaltmak için ön ya da arka bacaklardan biri kaldırılır. Ön ayaklardan veya arka ayaklardan birinin kaldırılması da, ayakların muayenesi sırasında zapt etmek için yardımcı olur.

Atın hareketini kısıtlamak için; şeytan kösteği uygulanabilir, ön veya arka bacaklardan biri platlonj ya da urgan ipi ile kaldırılabilir veya at travaya çekilebilir. At travaya sokulurken geri geri itilerek sokulur.

Atı bir operasyon için yatırmak gerektiğinde de; Ankara yöntemi veya Berlin yöntemi ile at yatırılabildiği gibi bu amaçla yatırma takımları da kullanılabilir. Operasyon için anesteziye alınacak atın başına yuları takılır ve anestezi yapılırken başlık çıkarılmaz ve yardımcı personel başından ayrılmaz.

Atlara İlaç Uygulama Yolları

Atlara farklı yapıdaki ilaçlar farklı yollarla uygulanır. Uygulama yolları; ağız yolu ile (oral), kas veya damar içi (parenteral) ve yüzeye (topikal) uygulama şeklinde sıralanır. Ağız yolu ile ilaç uygulanması en kolay ve acısız yöntemdir. Bu yolla verilen ilaçların tadı yüzünden at tarafından alındığından emin olmak gerekir. Birçok at suyuna ve yemine katılan maddelerden dolayı yemini yemek ve suyunu içmek istemez.

Oral yolla antihelmintikler, antienflamatuar, elektrolitler, vitaminler, antibiyotikler gibi birçok ilaç verilebilir. Fakat bunların hepsi mide ve barsaklarda tam olarak emilmeyebilir bu durumda parenteral yol tercih edilmelidir. Günümüzde atlara macun formundaki ilaçlar dişler arasından tek kullanımlık plastik enjektörler ile verilmektedir. Bu enjektörlerin üzerinde atın kilosuna göre ata verilecek miktar işaretlenmiştir. Ağız yolu ile ilaç verilirken ilacın ağızda akmaması, düşmemesi için biraz yukarıda tutulması gerekir.

Sıvıların veya besin maddelerinin ata verilmesinde ağız yolundan daha etkili olan yöntem direkt mideye sonda ile verilmesidir. Atlarda sonda olarak 1 cm. çapında, 1.8-2.0 m boyunda plastikten yapılmış “burun-meri” sondası kullanılır. Sondalama eylemine başlamadan önce hayvanın burun ucuna yavaşça takılarak hayvan zapt edilir. Bu yeterli gelmez ise atın sakinleştirici ilaçların kullanılmasıyla sakinleştirilmesi gerekir. Sonra sondanın ucu ıslatılır veya suda eriyen jeller ile kayganlaştırılır. Sol elin baş ve işaret parmaklarıyla burun deliklerinden biri açılır, diğer elle sondanın kayganlaştırılmış ucu açılmış burun deliğinden hafifçe aşağıya doğru bastırılarak içeri sokulur ve ileri itilir. Sonda 25-30 cm sonra yutak bölgesine ulaşır. Bu bölgeyi geçerken hayvanın yutkunması izlenir, yutkunmadan sonra yemek borusuna geçilmiş olur. Hayvan yutkunmazsa sonda ileri geri ileri hareketle veya boğazına masajla yutkunması sağlanır, aksi takdirde sonda yemek borusu yerine soluk borusu içine girebilir. Soluk borusuna girildiğinde hayvan öksürmeye başlar.

Soluk borusu içinde sonda yemek borusu içinden daha rahat ve hızlı hareket eder. Yemek borusu içindeyken biraz daha zor ilerler ve atın boynunun yan tarafından bakıldığında sondanın ilerleyişi görülebilir veya elle hissedilebilir. Tekrar emin olmak için sondanın dışarıdaki ucuna içi su dolu bir huni takılır. Huni içinde ritmik hava kabarcıkları var ise sonda ciğerlerdedir. Sondanın çıkarılıp atın tekrar sondalanması gerekir.

Sondalamanın en sık karşılaşılan komplikasyonu burun kanamasıdır. Bu durumda panik olunmadan bir kâğıt havlu buruna kapatılarak 10-20 dakika beklemek yeterli olacaktır.

Parenteral ilaç uygulama yöntemleri ise deri içi, deri altı, kas içi ve damar içi enjeksiyon uygulamalardır. Bu uygulamaları yapmadan önce derinin %70 lik bir alkol ile silinmesi ve alkolün kurumasının beklenmesi gerekir. Damar içi uygulamalar genellikle boynun iki tarafında uzanan venaların içine yapılır. Kas içi uygulamalar ise gluteal kaslara, semimembranous kaslara, boyun kaslarına, göğüs ve pektoral kaslara uygulanır.

Kas içi enjeksiyon uygulamaları sırasında güvenlik önlemi almak çok önemlidir. At enjeksiyon uygulayan kişiyi yaralayabilir. Deriye iğne batırılmadan önce iğne enjektörden ayrılmalıdır. Bu şekilde iğne batırıldığında at ilk anda reaksiyon gösterirse iğne atın üzerinde kalır sonra şırınga batmış iğneye takılarak enjeksiyon gerçekleştirilir. Kas içi uygulamalar sırasında bir noktaya 10-15 ml den fazla miktarda verilmemelidir.

Her uygulama yeni bir enjektör ile yapılmalıdır. Her zaman kullanılan enjektörlerin iğneleri şırınga kısmından ayrılmalı ve ayrı olarak atık ünitelerine atılmalıdır.