TEMEL KLİNİK BİLGİSİ - Ünite 7: Kafes Kuşları ve Egzotik Hayvan Kliniği Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Kafes Kuşları ve Egzotik Hayvan Kliniği

Kafes Kuşları ve Egzotik Hayvan Kliniği

Evlerde beslenen kafes kuşları dışındaki egzotik hayvanlardan iguana ve kaplumbağa besleyenlere sık, yılan, bukalemun, timsah ve kertenkele gibi diğer reptilleri besleyenlere seyrek olarak rastlanmaktadır.

Evlerde kafes kuşu ve egzotik hayvan besleyen insanların bilmesi gereken en önemli konulardan ilki bu hayvanların bakım, beslemeleri ve normal yaşam şekillerini tanımaktır.

Kafes Kuşları

Kafes kuşları fiziksel ve biyolojik özelliklerine göre

  • Papağanlar (Psittaciformes)
  • Ötücü kuşlar (Passeriformes)
  • Ağaçkakanlar (Piciformes)

olarak gruplandırılırlar.

Papağanlar grubundaki kuşların üst gagaları aşağı doğru eğridir ve üst gaga düz, geniş bir yapıda olan alt gaganın üzerini örter. Ötücü¨ ve ağaçkakan grubu olarak isimlendirilen kuşlarda üst ve alt gagaların uçları sivri olarak bir noktada birleşir.

Papağan grubu kuşlara örnek olarak

  • Muhabbet kuşu,
  • Cennet kuşu,
  • Sultan papağanı,
  • Paraketler,
  • Loriler,
  • Konur,
  • Amazon papağanı,
  • Afrika Gri papağanı,
  • Makavlar,
  • Kokadular gösterilebilir.

Ötücü¨ kuşlara örnek olarak

  • kanaryalar,
  • Sakalar ve
  • Mynah gösterilebilir.

Ağaçkakan grubu kuşlara örnek olarak

  • Ağaçkakanlar ve
  • Tukan

gösterilebilir.

Kafes kuşları evlerde kafeslerde hayvanat bahçelerinde yarı açık alanlarda barındırılırlar. Evde bakılan kuşlar kuşun yaşam tarzı ve hayvan sahibinin iznine tabi olarak ev içinde serbest dolaşabilirler.

Özellikle papağan grubu kuşlarda insanlarla ilişki daha yoğun olmaktadır. Bu nedenle de psikolojik sorunlar bu grup kuşlarda ağırlıklı olarak ortaya çıkmaktadır.

Kafes kuşlarının bakımı;

Kafes kuşlarının kafesleri kuşun cinsi, vücut ölçüleri ve günlük hareket tarzına göre değişiklik gösterir. Kafes kuşları kafes tellerini kemirdiklerinden kafesin yapıldığı malzemenin özelliği önem kazanır.

Kafeslerde kuşlara özgü¨ çıkarılıp geri takılabilen suluk ve yemlikler ve değişik kalınlık ve şekillerde tünekler bulunur. Yavruluk kuşların dinlenme ihtiyacı ve üreme dönemlerinde önemli bir işleve sahiptir ve kafeslerde bulundurulması yararlı olur.

Evlerde kafeslerin koyulacağı yer kısmen aydınlık bir yer olmalıdır. Bunun için pencere kenarları uygun değildir. Görüntüden ürkerler. Ortam sıcaklığı olabildiğince sabit tutulmalı ve 20°C’nin altında olmamalıdır.

Kuşun günlük 10 saat civarındaki uyku ve karanlık gereksinimi sağlanmalıdır.

Muhabbet kuşu, Sultan papağanı, Cennet kuşu ve Afrika grisi papağanı gibi bazı kuşlar insan ilgisini ister ve bir anlamda bu ilişkiye az veya çok bağımlı hale gelirken ötücü kuşların bu anlamda fazla bir ilgi talebi olmaz.

Kafes temizliği için dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

Günlük kafes temizliği kafes altının günlük olarak değiştirilmesidir. Haftalık veya aylık kapsamlı temizliğe kafesteki kuş sayısı, kuşun türü, kafesin boyutu, kuşun kafeste geçirdiği süre ile ilgili olarak karar verilir.

  • Kafes temizliğinde kullanılacak dezenfektan bakteri, virüs ve mantarları öldürebilecek kadar etkili fakat aynı zamanda kuşa zarar vermeyecek özellikte olmalıdır.
  • Dezenfektan uygulamadan önce kafesteki kirlilikler sıcak suyla ovularak giderilmelidir.
  • Kafesin tabanına kâğıt havlu serilmeli ve günlük olarak değiştirilmelidir.
  • Gıda ve su kapları ile varsa banyolukları sıcak sabunlu suyla yıkanıp durulandıktan ve iyi kurutulduktan sonra yerine konulmalıdır.

Kafes kuşlarının beslenmesi;

Kuşların ırk ve aktivitelerine ve üreme durumuna göre ayarlanmış çeşitli ticari gıdaları vardır. Ticari gıda verilirse temiz su dışında tohum, vitamin, mineral ve iri kum verilmesine gerek yoktur. Kuşlara diyetin % 20’sinden fazla olmamak koşulu ile meyve ve sebze verilebilir. Ticari gıda verilmeyenlere vitamin ilave etmek gerekir. Bazı iri papağanların gıdalarında yüksek yağ ve lif de bulunmalıdır. Sebze, meyve ve koyu yeşil veya koyu sarı renkli sebzeler (çayır, havuç, tatlı patates, ıspanak, pancar, kayısı, kurutulmuş biber, brokoli ve mısır) verilebilir.

Erişkin kuşlar öğünlerini sabah ve akşam yerken genç kuşlar günde 4 kez beslenir.

Kuşlara toksik olmayan ve temiz olan taslarda su verilir. Su tası tünek hizasının üstüne konulur. Gıda suya düşünce bakteriyel kontaminasyon olasılığı artacağından su ve gıda kapları yan yana konmaz ve suluklar günlük olarak yıkanır.

Vitamin katılmış suyun sık değiştirilmesi gerekir veya vitamin direk olarak ağızdan verilmelidir.

Kafes kuşlarının tutulması;

Kuşların tutulması kuş tipine göre değişmektedir. Hiç bir kuş sahibinin üzerine konmuş iken tutulmamalıdır. Küçük kuşlar hafif loş veya karanlık ortamda, kalem şeklindeki bir ışık kaynağı kullanılarak daha kolay yakalanırlar. Orta büyüklükte olanlar için el havluları, büyük kuşlar için banyo havluları kullanılabilir.

Kafes kuşlarının muayenesi;

Kafes Kuşlarının Muayenesinde şu yol izlenir;

  • Hayvan sahibinden bakım-besleme ve kuşun günlük yaşamı hakkında bilgi alınması,
  • Kafes ve kafes içeriğinin kontrolü,
  • Damlaların kontrolü,
  • Kuşun kafeste gözlenmesi,

Muayenede kuş sahiplerinden şu bilgiler alınır;

  • Kuşun ne zamandan beri kendilerinde bulunduğu
  • Kuşu nereden satın aldıkları,
  • Evde başka bir pet hayvanının bulunup bulunmadığı,
  • Evde başka kafes kuşu varsa onların sağlık durumları,
  • Kafesin boyut ve tipi ve kafes tabanındaki malzemenin ne olduğu, tüneğin tipi ve kafes aksesuarları,
  • Kuğun kafes dışına çıkıp çıkmadığı,
  • Kafesin temizliğinin ne sıklıkta yapıldığı ve temizlikte hangi malzemelerin kullanıldığı, Kuşun bulunduğu ortamın sıcaklığı,
  • Kafesin bulunduğu yerdeki nem, su ve nemin kaynağı,
  • Verilen gıdanın ticari markası, gıdanın satın alındığı yer, gıdanın ne sıklıkta ve ne miktarda verildiği, kuşun ne sıklıkta ve ne kadar yem tükettiği,
  • Kuşun çıkardığı damlaların rengi, miktarı ve yoğunluğu,
  • Kullanılan ilaçların markası ve dozu,
  • Verilen vitamin ve mineraller,
  • Kullanılan dış parazit öldürücüler ve bakım ürünleri,
  • Kuşun temas ettiği diğer evcil hayvanlar,
  • Kuşun temas edebileceği olası toksinler (temizlik maddeleri, sigara izmariti, ağır metaller ve dış parazit öldürücüler),
  • Kuşun cinsiyeti ve üreme durumu,
  • Davranış değişiklikleri,
  • Çiftleşme hikâyesi,
  • Kuşta görülen akıntılar, damlasındaki değişiklikler, ağzına aldığı yabancı cisimler, yaralanmalar, şişlikler.

Veteriner hekimler hasta kuşların muayenesinde şunlara dikkat eder;

  • Kuşun vücut ağırlığı,
  • Kuşun duruşu ve hareketleri,
  • Kuşun damlalarının fiziksel görünümü,
  • Kuşun tüy, deri, gözler, burun delikleri, ağız boşluğu, kulakları, ayakları, kanatları, kemikleri ve kuyruğunun fiziksel görünümü,
  • Kuşun göğüs kasları, karın ve kloakının fiziksel görünümü,
  • Kuşun solunum hareketleri.
  • Veteriner hekimlerin kuşlara radiyografi çekerek görüntüyü¨ değerlendirirler.

Kafes kuşlarındaki hastalık belirtileri;

  • Ağırlık kaybı
  • Damla anormallikleri
  • Göz akıntısı, göz etrafındaki deride lezyonlar
  • Burun deliklerinde daralma, tıkanıklık, burun akıntısı
  • Kuşlarda hareketsiz dururken ortaya çıkan tıksırma
  • İştahsızlık
  • Aktivite azalması veya tamamen ortadan kalkması
  • Kanatlarını yanlara doğru düşmesi
  • Kafeste veya kuşun üzerinde kan damlalarının görülmesi
  • Ağzı açık soluma ve solurken kuyruğunu aşağı yukarı hareket ettirme
  • Vücut üzerindeki şişlikler
  • Ayak ve eklemlerdeki şişlikler
  • Konuşma, bağırma ve melodik ses çıkarmanın ortadan kalkması
  • Kafesin tabanında hareketsiz oturma
  • Tünekten düşme, topallama veya sürekli tek ayak üzerinde tüneme.

Reptiller

Kaplumbağa, yılan, iguana, kertenkele ve bukalemun bu gruptaki hayvanlardandır.

Reptillerin derisi kurudur ve çoğu reptilde deri üzeri pullarla kaplıdır. Kaplumbağalarda deri yapısı kabuk şeklinde gelişmiştir. Deride müköz bezler ve zehir bezleri bulunmaz.

Reptillerin çoğunda vücut sıcaklığı çevre ısısına göre değiştiğinden çevre ısısına bağımlıdırlar.

Ömrünün yarısını suda geçiren türlerin bulunduğu yerde içine gömülebilecekleri suya ihtiyaçları vardır. Bu türlerin çoğunda beslenme, üreme ve sosyal ilişkiler su içinde olur.

Reptillerin çoğu barınakta sinirli ve güvenilmezdir. Bu nedenle reptilin saklanabilmesi ve kendini güvende hissedebilmesi için kafese bazı malzemelerin konulması gerekir. Ağaca tırmanma özelliği olan türler için bazı cisimlerin dikine konulması yararlı olur. Yerde yaşayan reptiller için ise bu cisimler barınağa yatay konulur. Karada yaşayan ve kazma özelliğine sahip türler için barınakta kutu, ağaç gövdesi ve kaya parçaları gibi saklanabilecekleri cisimler bulunmalıdır.

Barınaktaki malzemeler aşınmayan, toksik olmayan ve dezenfekte edilebilir özellikte olmalıdır.

Barınaklarda hayvanların çıkardıkları atıklar ve gıda artıkları günlük olarak temizlenmelidir.

Kapalı alanda beslenen reptillerin gıdasına vitaminmineral karması ilave edilmelidir. Yılanlar canlı gıda yediklerinden dengeli gıda almaktadırlar. Et ve böcek yiyenlerin gıdasına kalsiyum ilavesi yapılmalıdır.

Sebzelerin çoğunda kalori, protein ve kalsiyum yetersiz düzeydedir. Böcek ve tırtıllarda kalsiyum ve diğer bazı vitamin ve mineraller yetersiz miktarda bulunur bunlarla beslenen reptillerin gıdasına vitamin-mineral karması ve kalsiyum fosfor dengesini sağlamak için kalsiyum ilave edilmelidir.

  • Kaplumbağalar;

Yaşadıkları ortama göre kara kaplumbağası, tatlı su kaplumbağası ve deniz kaplumbağası olarak 3 ayrı grupta toplanırlar.

Ülkemizde yaşayan kaplumbağalardan Trakya Kaplumbağası kara kaplumbağasına, Fırat kaplumbağası tatlı su kaplumbağasına ve Caretta caretta deniz kaplumbağasına örnek olarak verilebilir.

Kaplumbağalar doğal şartlarında 150 yıla kadar yaşarlar. Vücudun büyüklüğü ve kabuk üzerindeki halkalar dikkate alınarak tahmini yaş tayini yapılmaktadır.

Kaplumbağaların bakımı;

Evlerde tatlı su kaplumbağalarına cam veya plastik kaplar veya akvaryumlarda bakılmaktadır. Büyük boy tatlı su kaplumbağaları için ideal bir akvaryum ısıtmalı, hava ve su temizleme filtreli, ultraviyole lambalı ve ayrıca aydınlatma lambası olacak şekilde hazırlanmalıdır. Kara kaplumbağaları için su havuzu, kuru dinlenme alanı, ultraviyole ve ısıtma için ışık kaynaklarını içeren bakım yerleri gerekir.

Kaplumbağaların beslenmesi;

Kaplumbağalar genel olarak etçil ve otçuldurlar. Doğada böcek, solucan ve çeşitli bitkileri yiyerek beslenirler. Kaplumbağalar vücut gelişimlerini tamamlamaları için 1- 3 yaş aralığında protein ağırlıklı besin maddeleri almalıdırlar. Bu nedenle 6-7 yaşına kadar kış uykusuna yatırılmamalıdır. Su kaplumbağaları yaş ve vücut büyüklüklerine göre günde 1 kez veya haftada 2-3 kez beslenebilir.

Genel olarak tatlı su kaplumbağaları hayvansal gıdalar, kara kaplumbağaları ise bitkisel gıdalar tüketirler.

Kaplumbağaların tutulması;

Kaplumbağalar alt ve üst kabukların birleştiği kenardan iki elle tutulur. Çok küçük olanlar tek elle tutulabilir. Birçok kaplumbağa türü agresiftir, ısırabilir. Kaplumbağaların başı mandibula gerisinden boyun ileri doğru uzatılarak tutulur. Büyük olanlar birkaç kişi ile tutulur.

Kaplumbağaların Muayenesi ve Başlıca Hastalık Belirtileri;

Ağırlık tespit edilir. Daha sonra baş, göz ve deri renk, parlaklık, lezyon ve şişlik açısından incelenir. Çok genç olan veya normalde yumuşak kabuklu olanlar hariç kaplumbağaların kabuğu sert olmalıdır. Karın bölgesi şişlik ve ağrı yönünden elle muayene edilmelidir.

Radyografide idrar yolu taşı, bağırsak tıkanması, kemikte yapısal bozukluk, yumurta ve yabancı cisim takılması ve akciğerlerin durumu hakkında bilgi edinilir.

Halsizlik, düşkünlük ve iştahsızlık en sık rastlanan belirtilerdir. Halsizlikte hasta suya girmeyi istemez. Burun akıntısı, gözlerde şişlik, öksürük, ağzı açık soluma, solunum sistemi hastalıklarının en belirgin semptomlarıdır.

Kabuk yumuşaması mineral madde eksikliğinden, kabuk defekti kabuk çürüğünden, aşırı gerilme bağırsak tıkanması veya yumurta takılmasından, derinin kızarması ve kanama iç parazitlerden ileri gelir.

Kaplumbağalarda Görülen Başlıca Bozukluklar;

  • Septisemi
  • Septisemik ülseratif deri hastalıkları
  • Enfeksiyöz stomatitis
  • Göz yangıları
  • Beyin ve beyin zarı yangısı

  • Yılanlar;

Yılanlar dünyanın her yerinde bulunur.

Yılanlarda üç odacıklı kalp bulunur. İki akciğerden sağdaki gelişmiştir. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar.

Erkek yılanlarda kuyruğun başlangıcında cinsiyet organının bulunduğu şşş vardır.