TEMEL SAĞLIK VE HASTALIK BİLGİSİ - Ünite 1: Sağlıkla İlgili Temel Kavramlar Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 1: Sağlıkla İlgili Temel Kavramlar
Ünite 1: Sağlıkla İlgili Temel Kavramlar
Giriş
Sağlık hizmetlerinin birincil ve asıl görevi insanın sağlığını korumak ve geliştirmektir. Bu ünitede sağlığın ve sağlık hizmetlerinin tanımından başlayarak sunumunun hem gelişimi hem de nitelikleri anlatılmaya çalışılmıştır.
Sağlığın Tanımı
Sağlık teriminin, bireylerin “yaşamlarını sürdürebilmelerinden”, “hasta olmamalarına”, “günlük aktivitelerini yerine getirebilme yeterliliklerine”, “mutluluk duygusuna sahip olmalarına” ve “iyilik hâlinin sağlanmasına” varıncaya kadar farklı şekillerde tanımları mevcuttur. Sağlığın, pozitif yönde en kapsamlı tanımını Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ=WHO) yapmıştır. 1948’de yapılan bu tanıma göre sağlık, “sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal (akılsal) ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli” olarak ifade edilmektedir.
Sağlığın Belirleyicileri ve Sağlığı Etkileyen Faktörler
Sağlığın belirleyicileri ve sağlığı etkileyen temel faktörler bireysel ve çevresel etkenler olmak üzere iki temel grupta incelenebilir.
Bireysel etkenler
Sağlığı belirleyen ve etkileyen bireysel etmenler şunlardır:
Genetik yapı
Cinsiyet
Yaş
Bağışıklık sistemi
Sağlık öyküsü
Irk
Davranışsal özellikler
Genetik Yapı, genlerde ve kromozomlarda görülen anormaliler ve mutasyonlar sonucu genetik hastalıklar ortaya çıkabilir. Bazı hastalıklarda da genetik yapı, ailede birilerinin bu hastalıkla karşı karşıya kalması sonucu yatkınlık veya riskin artışı olarak ortaya çıkar.
Yaş, bazı hastalıklar bebek ve çocuklarda, bazıları gençlerde, bazıları da yaşlılarda daha sık görülür. Yaşlılarda görülen birçok hastalığın klinik seyri ve şiddeti daha ağır olabilir.
Cinsiyet, bazı hastalıklar her iki cinste de görülmekle birlikte cinsiyete özel sağlık sorunları da vardır. Bazı genetik, biyokimyasal ve hormonal faktörlerin etkisi ile romatoid artrit, depresyon gibi bazı hastalıklar kadınlarda; koroner kalp hastalığı gibi sorunlar erkeklerde daha fazla görülür.
Bağışıklık sistemi, insanlar doğduklarında annelerinden aldıkları bazı mikroorganizmalara karşı savunma / bağışıklık maddeleri ile bunların neden oldukları hastalıklardan korunurlar. Birey zamanla kendi bağışıklık sistemlerinin gelişmesi ile bu etkenlere karşı direnç geliştirebilir. Bu arada bazı mikroorganizmalar için geliştirilmiş ve “aşı” adı verilen tıbbi ürünlerle de bağışıklık sistemi güçlendirilebilir. Bazı hastalıklar geçirildiğinde de kişide geçici ve kalıcı bağışıklık söz konusu olabilir. Bağışıklık sisteminin güçlü olması sonucu birçok mikrop ve bazı maddelerin neden olduğu sağlık sorunları o insanda gözükmeyebilir.
Sağlık Öyküsü, kişilerin daha önce geçirdikleri hastalıklar veya hâlen devam eden hastalıklarının olması yeni ortaya çıkan hastalıkların süresini ve şiddetini artırabilir.
Irk, bazı hastalıklar bazı ırklarda daha az, bazılarında daha yüksek görülebilir. Örneğin, Akdeniz anemisi olarak tanımlanan Talasemi Akdeniz ülkelerindeki ırklarda görülür.
Davranışsal özellikler, bu özellikler fiziksel aktivite, yeterli ve dengeli beslenme bağımlılık yapıcı madde kullanma stres ile başa çıkabilme ve özsorumluluk gibi davranışlardır.
Fiziksel aktivite, hemen her yaşta fiziksel aktivitenin olumlu birçok yanı vardır. Kas-iskelet, dolaşım, solunum, gastrointestinal (sindirim), boşaltım ve nörolojk (sinir) sistemi için doğru, bilinçli ve sürekli yapılan fiziksel aktivitelerin sağlığı olumlu etkilediği bilinen bir gerçektir.
Yeterli ve dengeli beslenme, büyüme ve gelişmenin sürdürülmesi, vücudun kendini yenilemesi için gereksinim duyulan enerjinin ve vücudun çalışması için gerekli mineral, vitamin gibi maddelerin yeterli olarak alınması gerekmektedir. Yeterli ve dengeli beslenen bireylerde sağlık olumlu yönde etkilenirken beslenme bozuklukları birçok sağlık sorununu beraberinde getirir.
Sigara, alkol, bağımlılık yapıcı madde kullanmama, sigara, tütün mamulleri, alkol ve bağımlılık yapan maddelerin kullanımının sağlık üzerine birçok zararı olduğu kanıtlanmıştır.
Stres yönetimi, stres anksiyete, depresyon ve hatta ilerleyen durumlarda intihara neden olabilir. Bu nedenle stres yönetimi çok önemlidir. Strese neden olan faktöre göre stres yönetimi söz konusudur.
Kendine Karşı Sorumlulukları (Özsorumluluk), kişilerin sağlıklarının farkında olmaları, sağlıklarını bozacak ve hastalıklarını artıracak durumlardan kendi istek ve çabaları ile uzak kalma çabalarına “öz sorumluluk” denir.
Çevresel etkenler
Kişinin bedeninin dışındaki, onu doğrudan veya dolaylı etkileyen her şeye “çevre” denir.
Fizikokimyasal Çevre, maddelerin hem fiziksel hem de kimyasal etkilerinden dolayı insan sağlığını etkilemeleri söz konusudur. Fizikokimyasal çevresel faktörlerden bazıları şunlardır; aydınlatma, gürültü, radyasyon, hava, su, toprak giyim, kentleşme, konut, kimyasal maddeler vb.
Biyolojik Çevre, biyolojik çevrenin bileşenleri bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalardır.
Sosyokültürel Çevre, toplumun yapısı ve kültürel özellikleri, bireylerin yaşam tarzlarını ve sağlığını olumlu/olumsuz etkileyebilir. Sosyokültürel çevre açısından sağlığı etkileyen faktörlerden bazıları şunlardır; meslek, ekonomik gelir, eğitim, aile yapısı, mülkiyet vb.
Temel Sağlık Hizmetleri Kavramı ve Gelişimi
İlk insanların başı ağrıdığında çevresindeki bazı otları yemesi, yarasını yaprak ve çamur ile kapatması bir anlamda hekimlik ve sağlık hizmeti sunmanın ilk örneklerini oluşturmaktadır. Bilimsel düşüncenin ve aklın gelişmesiyle birlikte sağlık hizmeti sunumu çok değişmiş ve gelişmiştir. Sağlık hizmetlerinde, kişilerin önce sağlığını korumak, hastalanır ise erken ve uygun tedavi vermek ve gereğinde de rehabilite etmek diye tanımlanabilecek çağdaş sağlık anlayışı dönemine geçilmiştir.
Geleneksel sağlık sunumu anlayışı ile çağdaş sağlık sunumu anlayışı arasında birçok fark bulunur (S:10, Tablo 1.1). Bunlardan birkaçı özetlenecek olursa; geleneksel anlayışta hastalıklardan korunma özel durumlarda ve sınırlı iken çağdaş anlayışta öncelikli hizmettir. Geleneksel anlayışta tedavide hekim ağırlıklı hizmet verirken çağdaş anlayışta tedavi hizmeti ekip işidir.
DSÖ tüm ülkeler için temel, olmazsa olmaz, herkese eşit sunulması gereken sağlık hizmetlerinin ilkelerini 1978 yılında Kazakistan’ın başkenti Alma-Ata’da yapılan konferansta “Temel Sağlık Hizmetleri Bildirgesi” ile açıklamıştır. Bu bildirge “Herkes için sağlık” sloganıyla özetlenebilir.
Temel Sağlık Hizmetleri, sağlık hizmetleri sunumu ile ilgili görüş oluşturur. Bu görüşün temelleri şunlardır:
Sosyal eşitlik
Özsorumluluk
Sağlık hizmetlerinin boyutu
Uluslararası Dayanışma
Alma - Ata’da önemli önemli faaliyetler arasında “en az bakım” kavramı tanımlanmıştır. Buna göre her ülke aşağıdaki sekiz yapmak zorundadır:
Halkın sağlık eğitimi
Yeterli gıda maddeleri sağlanması ve uygun beslenmenin teşvik edilmesiyle toplumun beslenme durumunun geliştirilmesi
Temiz, güvenli su sağlanması ve temel hijyenin yeterli olması
Anne ve çocuk sağlığı hizmetleri ve aile planlaması
Bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklama
Endemik (o bölgede sürekli ve belirli sayıda var olan) hastalıkların kontrolü
Sık görülen / yaygın hastalıkların uygun şekilde tedavi edilmesi
Temel ihtiyaçların sağlanması
Basamaklı Sağlık Hizmetlerinin Sunumu
Sağlığın korunması, hastalıkların tedavisi ve rehabilitasyon için yapılan çalışmaların tümüne sağlık hizmetleri denir. Üç ana bölümde incelenir.
Koruyucu Sağlık Hizmetleri: Çevreye ve insana yönelik koruyucu sağlık hizmetlerini içerir. Çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri insanın çevresinde bulunan ve sağlığını olumsuz etkileyen biyolojik, fizikokimyasal ve sosyal etkenleri yok ederek veya kişileri etkilemesini önleyerek çevreyi olumlu hâle getirmeyi amaçlar. İnsana yönelik koruyucu sağlık hizmetleri kişiler dolayısıyla toplumu hastalık etkenlerine karşı dirençli ve güçlü kılmayı, hastalanmaları hâlinde ise en erken dönemde tanı konularak, uygun tedavi ile hasarsız veya en az hasarla iyileşmelerini sağlayan hizmetlerdir.
Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri: Hastalanan insanların tekrar sağlığına kavuşması için yapılan çalışmaların tamamı bu başlık altında toplanır.
Rehabilitasyon Hizmetleri: Hastalık sonrası sakatlık veya güçsüzlük gibi nedenlerle iş gücünü kaybedenlere verilen hizmetler bu başlık altında toplanır. Tıbbi (medikal) rehabilitasyon ve sosyal rehabilitasyon olmak üzere ikiye ayrılır.
Sağlık hizmetleri sunum niteliğine bağlı olarak basamaklı olarak verilir. Bu basamaklar üçe ayrılır:
Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri
Hastaların evde ve ayakta tedavileridir. Aile hekimleri, Aile Sağlığı Merkezleri, verem savaş dispanseri birinci basamak sağlık kurumlarından bazılarıdır.
İkinci Basamak Sağlık Hizmetleri
Hastaların yataklı sağlık kuruluşunda yatırılarak tedavileridir. Eğitim ve araştırma hastanesi olmayan devlet hastaneleri ikinci basamak sağlık kurumlarındandır.
Üçüncü Basamak Sağlık Hizmetleri
Özel bir yaş grubuna, cinsiyete ya da belli bir hastalığa yakalanan kişilere, o konuda en geniş olanaklara sahip yataklı tedavi kuruluşlarında verilen tedavi hizmetidir. Bu hizmetler, genellikle özel dal ya da eğitim hastanelerinde verilir.
Sağlığın Korunması
Sağlığın korunması basamakları şunlardır:
Birincil (Primer) Korunma: Hastalık kişide biyolojik olarak başlamadan önce alınan önlemlerle sağlığın korunmasıdır.
İkincil (Sekonder) Korunma: Hastalıkların belirtisiz dönemlerinde ya da belirtilerin hafif olduğu dönemlerde erken tanı ve etkin tedavi edilmeleridir. “Erken tanı” hizmetleri de denir.
Üçüncül (Tersiyer) Korunma: Hastalığın klinik bulgu ve belirtilerinin ortaya çıkısından sonra, hastaların en iyi şekilde tedavisi, tedavinin başarılı veya yeterli olmadığı zaman gelişen sağlık ve sosyal sorunların rehabilite edilmesi ile bireyin yaşamsal aktivitelere katılımının sağlanmasıdır.
Bu basamakların yanı sıra bir de “Temel (Primordiyal) Korunma” kavramı vardır. Temel korunma toplumu sosyal, ekonomik ve kültürel yönden kalkındırarak hastalıklarda rol oynayan etmenlerin etkisini azaltmak ya da ortadan kaldırmaktır.
Sağlığın Geliştirilmesi
Sağlığı geliştirme, sağlığı etkileyen bireysel ve çevresel potansiyellerin en etkin biçimde kullanılmasıdır. Sağlığın geliştirilmesi kavramı içinde sağlıklı yaşam davranışlarının yaygınlaştırılması öne çıkmıştır. Sigara, alkol ve bağımlılık yapıcı madde kullanmama, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite bunlardan bazılarıdır.
Sağlık Mevzuatı
Mevzuat, yazılı hukuk kurallarıdır. Mevzuat, Anayasa’daki ilgili hükümlere aykırı olmamak kaydıyla çıkarılan kanunlar (yasalar) ile bu kanunlara aykırı olmamak üzere yürürlüğe konan tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge ve diğer yazılı metinlerden oluşur. Bu sıralamaya “mevzuat hiyerarşisi” denir.
Anayasa, devletin temel yapısını, yönetim biçimini, devlete ait organların ilişkilerini, bireylerin hak ve hürriyetlerini, devletin görev ve sorumluluklarını genel esaslarıyla düzenleyen başlıca yasadır. 1982’de çıkartılan Anayasa günümüzde geçerli olan anayasadır.
Uluslararası Sözleşmeler, uluslararası hukukun yetki tanıdığı kişiler arasında yapılan, uluslararası hukuk normlarına uygun hukuki işlemlere “Uluslararası Sözleşmeler” denir.
Yasa (Kanun), ülkemizde yasama gücü, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)ne aittir. Temsili demokrasilerde bu yolla millet, seçtiği vekillerine, kendisine uygulanacak yasaları çıkarma yetkisi verir.
Yasa (Kanun) Hükmünde Kararname, Anayasa’da belirtilen temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile siyasi haklar ve ödevler dışında kalan konularda; amacı, kapsamı, ilkeleri ve süresi bir yetki yasası ile belirlenmek koşuluyla TBMM tarafından Hükûmete, Yasa (Kanun) Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi verilebilir. Mevzuat hiyerarşisindeki gücü, yasa ile eşdeğerdir.
Tüzükler: Yasaların uygulama şekli hakkında Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan ve Danıştay’ın incelemesinden ve Cumhurbaşkanı’nın onayından geçen hukuksal metinlerdir.
Yönetmelikler, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişiler, kendi görev alanlarını ilgilendiren yasaların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler.
Diğer Yazılı Hukuk Metinleri, Anayasa’da belirtilmemekle beraber kamu tüzel kişiler, yaptırım gücü açısından yönetmeliklerden sonra gelen metinler de çıkarmaktadır. Bunların en yaygın olanları, yönerge ve genelgelerdir.
Sağlıkla İlgili Mevzuat
Sağlıkla ilgili yazılı hukuk kurallarına “Sağlık Mevzuatı” denir. Sağlık mevzuatı sağlık hizmetlerinde örgütlenmeyi, sağlık hizmetlerinin yönetimin, sağlık hizmetlerinin finansmanını, sağlık çalışanlarının hak, görev, yetki ve sorumluluklarını; sağlık hizmetini talep eden ve alanların hak ve yükümlülüklerini; devletin (tüm bakanlıkların ve kamuya bağlı tüm kurum ve kuruluşların), Sağlık Bakanlığının ve hatta tüm özel kurum ve kuruluşların sağlığı ilgilendiren konularda görevlerini, yetkilerini ve sorumluluklarını; gerektiğinde de uygulanacak yaptırımları düzenler.
Sağlık mevzuatı, bir taraftan sağlık hizmeti sunan kişi, kurum ve kuruluşları ilgilendirir. Diğer taraftan sağlık hizmeti alan kişileri ilgilendirir. Özellikle günümüzdeki ve gelecekteki sağlık hizmetlerinin sunumu düşünülecek olursa tüm sağlık personelinin sağlık mevzuatını bilmeleri bir zorunluluktur. Sağlık personelinin hem görev, yetki ve sorumluluğu, hem de hak ve hürriyetleri sağlık mevzuatının içeriğini oluşturan önemli bir alandır. Mevzuata uyulmadığı, eksik veya hatalı uygulandığı durumda sağlık personelinin hukuksal sorumluluğu ortaya çıkar. Bu sorumluluklar; ceza sorumluluğu, tazminat sorumluluğu, idari sorumluluk ve mesleki sorumluluktur. Sağlıkla ilgili mevzuata ulaşmak için Sağlık Bakanlığı ve Bakanlığa Bağlı Kurumların web siteleri kullanılabilir.