TEMEL SÜRÜ SAĞLIĞI YÖNETİMİ - Ünite 5: Sürüde Reprodüktif Sağlık Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Sürüde Reprodüktif Sağlık

Hayvanlarda Dölverimi ve Dölverimi Sorunları

Dölverimi (Fertilite), her hayvan türünün üreme döngüsü sürecinde üretilebilmesi, mümkün olan sayıda yavrunun en kısa sürede elde edilebilmesi olarak tanımlanabilir.

Her tür için belirli olan fizyolojik üreme döngüsü sürecinde mümkün olan yavru sayısına ulaşılamaması ise d ölverimi düşüklüğü (İnfertilite) olarak tanımlanabilir. Dölverimi yeteneği veya gücü, bireysel olarak bir hayvan için söz konusu edilebileceği gibi, bir işletme için de o sürüdeki tüm damızlık hayvan sayıları göz önüne alınarak ortalama bir sayı, ya da oran olarak hesaplanır ve tanımlanabilir.

Döl almanın tamamen aksaması ya da durmasına ise kısırlık (sterilite) adını verilmektedir.

Theriogenoloji bilimi altında toplanan jinekoloji, androloji, reprodüksiyon, dölerme ve üreme biyoteknolojileri, çiftlik hayvanlarında normal dölverimlerini sağlamak için gerekli bilgileri kullanmakta ve üretmektedirler.

Hayvanlarda üreme, doğum ve üreme hastalıklarına insanların müdahale etmeye başlamaları, hayvanların evcilleştirilmeye başlandığı, muhtemelen 6000-8000 yıl önceki zamanlara kadar uzandığı kabul edilmektedir. O zamanlar insanların bu yöndeki müdahaleleri çoğunlukla insanın ihtiyaçlarına yönelik özellikleri ve verimleri hedef alan seleksiyonlarla sınırlı kalmıştır. Veteriner Hekimliği eğitim kurumlarının kurulmaya başladığı 18. yüzyılın sonlarına kadar fertilite ile ilgili üretilen fikirler anatomik ve fizyolojik bilgilerden yoksun, amprik uygulamalar olarak kalmıştır. Bu tarihten itibaren bugün bile çözümü için uğraştığımız infertilite nedeni problemler sistematik gözlem ve çalışmalarla tanınmış ve tarif edilmişlerdir. Ancak zaman içerisinde yavaş yavaş tanınıp tarifleri yapılan bu hastalık ve problemlerin hazırlayıcı ve yapıcı nedenleri (etiyolojileri) yeterince bilinmediği için tedavilerinde 20. yüzyılın başlarına kadar etkileri çok şüpheli bitkisel ilaçlar, tentürler, anorganik maddeler ve kükürt gibi maddeler kullanılmıştır. Veteriner bilimindeki son 40-50 yılda Götze, Grunert, Tillmann, Bostedt ve ismi sayılabilecek daha birçok bilim insanının katkıları ile geçekleşen logaritmik gelişmelerle hayvan yetiştiriciliğinin yapısı ve veteriner hekimlerin rolleri de önemli bir değişime uğramıştır. Önceleri hayvanlarda bireysel tanı ve tedavi ön planda iken bugün sürü problemlerinin belirlenmesi ve sürüde reprodüktif verimi artırıcı proflaktik uygulamalar daha büyük ağırlık kazanmıştır. Bu gelişmeler ile birlikte artan iş hacmi veteriner hekimlikte yardımcı personel ihtiyacını kaçınılmaz bir biçimde gündeme getirmiştir.

Dölverimi bozuklukları bir yandan ileriye dönük et ve süt üretimini olumsuz etkileyen buzağılama sayısı ve oranını düşürürken, diğer yandan buzağılama ile direkt ilişkili olan süt verimi ve üretimini de aynı derecede olumsuz etkilemektedir. Bir işletmede dölverimi bozukluklarının derecesini ve yaygınlığını objektif olarak belirlemek için sürüdeki kayıtlara dayalı bir takım ölçülebilir kıstasların olması ve bunların hesaplamalara dahil edilmesi gerekmektedir. Bunlar arasında ilk planda ortalama doğum gebe kalma aralığı veya ortalama kısır kalma süresi (boş günlerin sayısı), sürüden ayırma oranı ve ortalama verimlilik ömrü sayılabilir. Bununla birlikte ilk tohumlama sonrası gebelik oranları, tohumlama sonrası dönmeyen ineklerin oranı, gebelik başına tohumlama sayısı ve buzağılama aralığı gibi kıstaslar da sürüde dölverimini değerlendirmede önemli bilgiler sağlamaktadır.

Farklı ülkelere göre değişmekle birlikte yıllık olarak damızlık ineklerin %20-30 kadarı sürüden ayrılmakta ve kesime sevk edilmektedir. Bu oranlar bakımından işletmeler arasında da büyük farklar olabilmektedir.

Bugünün şartlarında inekler ortalama 19 yıl kadar yaşayabilmekte ve 13 yaşına kadar normal dölverimi kabiliyetlerini sürdürebilmektedir. Ancak gerçekte bugün için yüksek süt verimi olan bir inekten dölverimi alınma yaşı ve süresi, 4,5-5 yaşı geçmemektedir. Buna göre ortalama buzağılama veya laktasyon sayısı toplam 2-3 olmaktadır.

İşletmede dölverimi problemlerinin ekonomik etkisini en açık ve kolay şekilde belirleyebilmenin bir kıstası “iki buzağılama arası zaman”ın (İBAZ) hesaplanmasıdır. İneklerde dokuz aylık bir fizyolojik gebelik süreci düşünülerek, her yıl bir defa yavru alınması hedeflenirse bu süre bir yıl olarak tanımlanabilir. Buna göre bir doğumu takiben tekrar gebe kalıncaya kadar geçen zamanın 70-90 gün kadar olması hesaplanabilir.

Sürüde fertilite problemleri, sebepleri ne olursa olsun, boş kalma süresinin uzamasına, dolayısıyla bu da günlük süt veriminin doğal olarak azaldığı geç laktasyon sürecinin uzamasına sebep olarak laktasyonda toplam süt verimi ve laktasyon ortalama günlük süt veriminin düşük kalmasına yol açmaktadır. Uzayan boş kalma süresinin neden olduğu ekonomik kayıplar şu sebeplerle oluşmaktadır:

  • Günlük ortalama süt veriminin düşmesi
  • Daha az sayıda buzağı elde edilmesi
  • Reforme maliyetinin artması
  • Veteriner hekimi maliyetleri
  • Suni tohulmalama giderleri

Dölverimi düşüklüğünün çok çeşitli sebepleri olmasına rağmen bu sebepler genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:

  • Kötü bakım şartları ve konfor eksikliği
  • Besleme hataları
  • Genetik duyarlılık
  • İneğin yüksek verimi
  • Perineal yapısal bozukluklar
  • Östrusların belirlenmesi ve reprodüktif sürü yönetimi hataları
  • Suni tohumlama sırasındaki hatalar
  • Hijyenik eksiklikler ve enfeksiyon etkenleri
  • Genital sistemin doğmasal, fonksiyonel ve enfeksiyöz kaynaklı hastalıkları.

Sürü Sağlığı Yönünden Üreme Fizyolojisi

İlk ovulasyon (yumurta hücresinin atılması) dişide cinsel olgunluk (Puberte, ergenlik) döneminin başlangıcı olarak kabul edilir. Puberteye eriştikten sonra düvelerin bir süre daha tohumlanmadan bekletilmesi ve vücut gelişimlerinin belli bir olgunluğa ulaşması gerekmektedir. Bu nedenle, düveler cinsel olgunluğa ulaşır ulaşmaz ilk kızgınlıklarında tohumlanmazlar. İlk çiftleştirme yaşı için esas kıstas vücut ağırlığı olmalıdır. İlk çiftleşme yaşı aynı zamanda otomatik olarak ilk doğum yaşı bakımından da belirleyici bir rol oynamaktadır. Birçok işletme ilk çiftleştirme yaşını işletme ekonomisi ya da organizasyon kolaylığı sebepleriyle erteleyerek, belirli bir mevsime toplulaştırmakta, bu şekilde ilk tohumlama ve gebelik yaşı ileriye kaymaktadır. Yetiştirme giderlerini düşürmek amacıyla ilk doğum yaşının erkene alındığı durumlarda genç düvelerde dar pelvis yapısına bağlı olarak daha fazla güç doğumlar ortaya çıkmakta ve laktasyon süt verimi ortalaması düşmektedir.

Sürüde Fertilite Parametreleri

Bu amaçla yapılması gereken ilk şey, sürüde üreme döngüsüne (reprodüktif siklus) ait önemli bilgilerin kayıtlarının tutulmasıdır. Kayıtların tutulması elle yazılarak oluşturulacak tablolar ile veya elektronik ortamda bir takım bilgisayar programları yardımı ile yapılabilir. Ahır ve sağım ünitesinde hayvanların tanınmasına hizmet eden elektronik kolyeler sayesinde bazı bilgiler sürekli otomatik olarak bilgisayara yüklenmekte ve buradan bireysel veya sürü bazında değerlendirmeler için kullanılabilmektedir. Sürüde fertilitenin izlenmesi ve kontrolü için dünyada yaygın olarak kullanılan çok sayıda ve değişik parametreler (indeks) bulunmaktadır. Ülkemizde büyük sürülerde süt sığırı yetiştiriciliği son yıllarda yaygınlaşmaya başladığından sürülerdeki üreme (fertilite) veriminin durumunun ölçülmesinde bu tür parametrelerin kullanılması zorunlu olarak gündeme gelmektedir.

Buzağılama Oranı= Doğum yapan inek sayısı / Tohumlanan ineklerin toplam sayısı x 100

İlk Tohumlama Sonrası Gebelik Oranı= İlk tohumlama sonrası gebe kalan hayvanların sayısı / İlk tohumlamaların sayısı x 100

Toplam Gebelik Oranı= Toplam gebe inek sayısı / Toplam tohumlanmış inek sayısı x 100

Dönmeyen İneklerin Oranı= İlk tohumlamadan dönmeyen sayısı / Toplam tohumlanan inek sayısı

İlk Tohumlama İndeksi= Yapılan toplam tohumlamaların sayısı / Yapılan ilk tohumlama sayısı

Gebelik İndeksi= Gebe ineklerde yapılmış tohumlama sayısı / Gebe inek sayısı

Toplam İndeks= Toplam tohumlama sayısı / Toplam gebe hayvan sayısı

Belirlenmiş Gebeliklerde Abort Oranı= Abort sayısı / Gebelik belirlenmiş toplam hayvan sayısı

İki Buzağılama Arası Zaman= ki buzağılama aralıklarının toplamı / Doğum yapan hayvan sayısı

Doğum Gebe Kalma Aralığı= Tekrar gebe kalmaya kadar geçen sürelerin toplamı / Gebe inek sayısı

Dinlenme Süresi: Dinlenme süresi veya Alman kaynaklarında “Rastzeit” adı altında doğumdan sonra ineğin ilk tohumlamasına kadar geçen zaman ifade edilmektedir.

Britt ve Ulberg’e göre Sürü İndeksi= 100-(Doğum Gebe Kalma Aralığı / Toplam boğa altı ineklerin sayısı) x 1,75

Brodauf’a Göre Sürü İndeksi: Bu indekste sadece iki buzağılama aralığı (İBAZ) süresi 400 güne ulaştığı halde gebe olmayan inekler dikkate alınmaktadır. Bu tür hayvanların sürüdeki toplam inek sayısına oranı ile ifade edilen bir indekstir.

De Kruif Fertilite İndeksi= İ TSGO / GI - (DOGKA-125) Esselmont ve Eddy Fertilite İndeksi= İTSGO / GI - (DOGKA-125) - (BO-25)

Berchtold’a Göre Sürü Fertilite İndeksi: Bu indeks sürünün muayene edilen zamanda fertilite durumunu belirlemeyi hedeşeyen bir ölçüm ve hesaplama yöntemini sunmaktadır. Her inek reprodüktif durumuna göre bir puan alır. Gebe ve doğum sonrası 75 günden fazla zaman geçmemiş boş inekler 100 puan almaktadır. İlerleyen zamanda hayvanlara verilen puan gittikçe artan bir düşme hızıyla azaltılır. Post partum 145. günde hala gebe olmayan inekler sıfır puan almaktadırlar. Daha sonra eksi puanlamalar başlar ve 215. günde hala gebe kalmamış inekler ise -100 puan almaktadır. Daha sonraki günlerde verilen puanlar -100 olarak sabit verilir.

İşletmelerde Fertilite Parametrelerinin Değerlendirilmesi

İşletmelerde düzenli bir şekilde ve belli aralıklarla işletme veterineri tarafından fertilite kontrolleri yapılmalıdır. Dölverimine ilişkin problemlerin belirli sınırları aşarak kontrol edilemeyecek düzeylere ulaşmasına fırsat verilmemelidir. Bu amaçla yapılacak ilk iş işletmedeki tüm hayvanların gebelik durumlarının belirlenmesidir. Gebelik muayenesi sonucunda,

  • Gebe hayvanların oranı,
  • Problemli hayvanların oranı,
  • Tohumlama veya aşım öncesi problemli hayvanların oranı (doğum sonrası 100 gün geçtiği halde hala tohumlanmamış hayvanlar)
  • Tohumlamalar sonrası gebe kalmayan ‘repeat breeder’ hayvanların oranı (üç defa veya daha fazla tohumlandığı halde gebe kalmamış inekler),
  • İnekler ve düveler arasında fertilite bakımından farklılıklar,
  • Kızgınlığın tanınmasında sorunlar (tohumlamaların 21 günden daha uzun ve onun katları kadar aralıklarla tekrarlanmış olması) ve benzeri kıstaslarla ilgili bulgu ve bilgiler kısa sürede elde edilir.

Sürü muayeneleri belirli problemler ortaya çıktığı zaman değil, aksine düzenli aralıklarla ve işletmedeki hayvan sayısına göre düzenlenecek bir plana göre gerçekleştirilir. Bu sayede fonksiyon bozuklukları erkenden belirlenir ve tedavide başarı şansı artar. Bu tür programların etkisi çeşitli araştırmalarla ortaya konmuş ve sürüde fertilite kontrollerinin sistemli ve düzenli şekilde uygulanmasının aşağıda sayılan etkilere sahip olduğu belirlenmiştir.

  • Daha kısa doğum - ilk tohumlama aralığı (DİTA)
  • Gebelik başına daha az sayıda tohumlama
  • Daha kısa doğum - gebe kalma aralığı
  • Daha kısa buzağılama aralığı nedeniyle daha yüksek yıllık süt verimi
  • Giderlerin azalması
  • Artan veteriner hekim masraflarına rağmen yıllık inek başına daha yüksek gelir

Her türlü dölverimi sorunları, sebepleri ne olursa olsun, doğum gebe kalma aralığının (DOGKA) anormal şekilde uzamasına, bu da diğer bir deyişle, işletmede kazancın düşmesine yol açmaktadır. Aşırı derecede uzamış DOGKA, ya dinlenme süresinin aşırı uzamasına ya da sıklıkla ortaya çıkabilen dönme ve gebe kalmama sorunlarına bağlı olabilmektedir. Burada hemen maliyetli tedavi girişimlerine başlamadan önce, söz konusu işletmede hangi problemlerin ağırlıklı olarak dölverimi düşüklüğüne yol açtığını belirlemek gerekir.

Dinlenme süresi işletme yöneticisinin minimum zorunlu süreleri dışında kendisinin belirlediği bir süredir. Meraya çıkarma zamanları, doğumların toplulaşması gibi uygulamalar bu süreyi uzatabilir. Ancak bugün için modern işletmelerde normal şartlarda en geç post partum 60.-70. günlerden itibaren tohumlamalar başlatılmalıdır.

Eğer işletmede doğal aşım yapılıyorsa, öncelikle boğa, fertilitesi ve enfeksiyon taşıyıcılığı yönünden kontrol edilmelidir Bir çok zaman boğanın normal aşım yaptığı ve boğadan bazı gebeliklerin elde edildiği durumlarda bile, boğa ilgili sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Hatta boğanın sadece son birkaç haftadan beri tamamen kısır kaldığının belirlendiği durumlar bile bildirilmiştir. Suni tohumlama uygulanan işletmelerde tohumlama hatalarına dayalı ve herhangi bir bulguya rastlanmadan seyreden infertilite durumları da ortaya çıkabilmektedir. Tohumlama hataları iki şekilde yapılmaktadır:

  1. Tohumlama zamanının yanlış seçilmesi,
  2. Spermanın hazırlanması ve dişi genital kanalaverilmesi sırasında yapılan hatalar.

Günümüzde büyük süt sığırı işletmelerinde östrusların takibi ve belirlenmesi en önemli sorunların başında gelmektedir. Bunun yanında, östrusta özellikle kısa ve az belirgin kızgınlık semptomları gösteren, kızgınlığı zorlukla tanınan hayvanlarda östrus içerisindeki tohumlama zamanı da doğru seçilememektedir. Daha iyi bir östrus tespiti için ve östrus içerisinde daha iyi bir tohumlama zamanı için bağlı sistemlerde günlük olarak hayvanların padoka çıkartılması ve bir östrus siklusu takviminin kullanılması önemli fayda sağlamaktadır. Bakıcıların ve teknik personelin işletmede fertilite başarısı için önemi büyüktür. Başta östrus takibi ve bunun yeterli sıklıkta ve sürede günlük olarak özenle yapılması en önemli infertilite sebebi sayılan östrusların belirlenememesi probleminde kilit noktadır. İleri gebe ineklerde gıda maddelerinin yeterli düzeyde alımı daha sonraki fertilite bakımından önem arz etmektedir. Bu nedenle bilinçli bir şekilde kısıtlanmış ancak gerekli gıda maddelerini yeterince içeren rasyonla besleme bu dönemde en can alıcı noktayı oluşturmaktadır. Özellikle doğuma yardım ile ilgili tüm yapılacaklar ve alınacak tedbirler ve bizzat güç doğumlarda hayvana yapılan doğum yardımı sırasında eksik hijyen ve usulüne uygun olmayan aşırı güç kullanımı, özellikle mekanik doğum yardımcılarının (doğum krikosu) bilinçsizce kullanımı, puerperal hastalıklar ve daha sonra infertilitenin önemli nedenlerini oluşturmaktadır. Doğum için bu nedenle temiz, dezenfekte edilmiş, kuru, bol altlıklı, yeterince geniş (en az 3 x 4 m) bir doğum boksuna gereksinim vardır. Laktasyon eğrisinin seyri yetiştiricilik ve fertilite açısından direkt olmasa da önemli bir etkiye sahiptir. Fertilite bakımından özellikle laktasyonun başında beslenme ve enerji dengesi çok önemlidir. Enerji noksanlığı involüsyonda aksamalara yol açmakta, ovaryumlarda foliküler aktivitenin başlamasını engellemekte veya ovulasyonlarda duraksamalara ve gecikmelere neden olmaktadır. Laktasyonun başlaması ile çok yüksek bir enerji ihtiyacı ortaya çıkar. Hayvanların dölverimi, onların kendileri rahat ve güvenli hissetmeleri ve stres altında olmamaları ile yakından ilişkilidir. Bu durum son zamanlardaki kaynaklarda ineğin konforunun sağlanması şeklinde ifade bulmaktadır. Ahırların havalandırılması yeterli olmalı hayvanlara yeterli yemlik, yataklık, gezinti alanı ve doğal padok alanı sunulmalıdır. Çeşitli enfeksiyöz ve paraziter nedenli problemler fertiliteyi de önemli ölçüde olumsuz etkilemektedir..

Fertilide Bakımından İşletmede Yapılması Gereken Sürekli ve Düzenli Veteriner Kontrolleri

  • Doğumdan 6-8 hafta önce (kuruya almada): Puerperal dönemdeki seksüel aktivite ve fertilite bakımından doğum sırasındaki ineğin kondisyonu önem arz etmektedir.
  • Doğum sonrası 1.-2. hafta arası (klinik puerperiumun ve makro involüsyonun kontrolü): Veteriner hekim bu evrede inekleri uterus involüsyonu, endometritisler yönünden rektal ve vaginal muayenelerle kontrol etmelidir.
  • Doğum sonrası 4.-6. haftalar arası: Başka hiçbir düzenli kontrol yapılmasa bile, en azından bu evrede mutlaka her hayvan jinekolojik muayeneler yapılarak uterus involüsyonu, genital kanal enfeksiyonları ve ovaryum fonksiyonları bakımından kontrol edilmelidir.
  • Son tohumlama veya aşım sonrası 6.-8. haftalar arası: Bir işletmenin reprodüktif sürü yönetimi açısından düzenli gebelik kontrollerinin yapılması, bu sistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Gebelik kontrolleri mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Tohumlama sonrası 6. haftada gerçekleştirilmesi işletme karlılığı bakımından özel bir önem taşımaktadır.

Fertilite Bakımından Damızlık Seçiminde Dikkat Edilecek Kurallar

Bir işletmede fertilite problemlerini en aza indirmek ve uzun vadede yükseltmek için;

  • Seçilecek damızlık düveler hem annelerinin fertilite durumlarına, hem de puberte sonrası yapılacak muayenelerle seksüel siklus ve ovaryum faaliyetlerine göre seçilmeli.
  • Kayıtlara göre anafrodizi, düzensiz sikluslar, tekrar tekrar dönme, ovaryum kistleri gibi fertilite bozukluğu olan ya da metabolik hastalıklar gösteren ailelerden gelen ineklerden doğan erkek buzağılar, yüksek verim özelliklerine sahip olsa da, boğa olarak kullanılmamalıdır.
  • Dişi damızlıkların seçiminde laktasyon eğrisine de dikkat etmek gerekir. İneklerin tüm yaşamları boyunca verdikleri verim miktarı ve bu ineklerden yararlanma süresi de önemli bir seleksiyon kıstasıdır.