TEMEL VETERİNER ANATOMİ - Ünite 8: Sinir Sistemi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Sinir Sistemi

Ünite 8: Sinir Sistemi

Sinir Sistemi

Sinir sistemi vücut içinde veya dış ortamda olan değişiklikleri algılayıp gerekli değerlendirmelerden sonra uygun tepkileri vermek için vücudun gerekli birimlerini harekete geçiren başka bir deyişle vücut içindeki koordinasyonu sağlayan sistemdir. Bu sistemi şekillendiren sinir dokusu hücrelerden ve hücrelerarası maddelerden oluşur. Sinir dokusundaki temel fonksiyonel yapı nöron adı verilen sinir hücresidir. Nöronlar, çekirdek, çekirdeği saran bir gövde (perikaryon) ve bu gövdeden çıkan uzun (akson) ve kısa (dendrit) sitoplazmik uzantılarından oluşmaktadır. Aksonlar gövdeden aldıkları uyarıları nörotransmitterler aracığıyla diğer nöronlara veya diğer hücrelere iletir. Nöronlar beyaz cevher (substantia alba), gri cevher (substantia grisia) ve merkezi sinir sisteminde nucleus veya çevresel sinir sisteminde sinir düğümü (ganglion) olmak üzere üç kısımdan oluşurlar. Çevresel sinir sisteminde nervus, merkezi sinir sisteminde tractus olarak adlandırılan aksonların oluşturduğu sinir lifleri sayesinde vücut içinde kesintisiz bir ağ oluşturularak vücudun her tarafında gelişen tüm uyarılara anında tepki verilmektedir. Sinir sistemi aşağıdaki gibi şematize edilebilir,

v Merkezi Sinir Sistemi

  • Beyin

  • Omurilik

v Çevresel Sinir Sistemi

  • Anatomik Açıdan

  • Beyiz Sinirleri

  • Spinal Sinirler

  • Fonksiyonel açıdan

  • Somatik (İstemli)

  • Otonom (İstemsiz)

Merkezi Sinir Sistemi

Merkezi sinir sistemi, beyin (encephalon) ile omurga (columna vertebralis) içindeki omurga kanalında yerleşmiş olan omurilikten (medulla spinalis) oluşur. Merkezi sinir sistemi öğeleri olan beyin ve omurilik kafatası ve omurga tarafından korunmanın yanı sıra en dışta sert zar (duramater), ortada o¨ru¨mceksi zar (arachno idea) ve altta iç zar (piamater) şeklinde aralarında boşluklar bulunan zarlar tarafından da çevrelenmiştir. Bu çevrelenme sayesinde organların korunma görevi katkıda bulunurken Beyin Omurilik Sıvısının salgılanmasında ve geri emilerek venöz dolaşıma katılmasında da görevlidirler.

Beyin

Beyin sinir sistemi reseptörlerince algılanan her uyarıyı değerlendiren en üst merkezdir. Şekil, hacim ve ağırlığı açısından canlıların filogenetik gelişimine türden türe hatta aynı tür içindeki bireyler arasında da farklılık gösterebilmektedir. Canlılarda beyin büyüklüğü değerlendirilirken beyin ağırlığının vücut ağırlığına olan oranı dikkate alınmakta ve rölatif beyin büyüklüğü belirlenmektedir. Bununla birlikte ne beyin ağırlığının ne de rölatif beyin büyüklüğünün zeka ile arasında kesin bir ilişki kurulamamıştır. Fötal dönemde üç keseciğe ayrılan beyin arkadan öne doğru yamuk beyin, orta beyin ve uç beyin olarak şekillenir.

Yamuk beyin; encephalon’un en gerideki parçasıdır.

Soğanilik; beynin kabuk kısmındaki yüksek merkezler tarafından düzenlenen solunum ve dolaşım fonksiyonlarını kontrol etmektedir. Bununla birlikte, sağ ve sol beyin yarımkürelerinden gelen liflerin çaprazlaştığı yerdir.

Köprü; beyin kabuğu (cortex cerebri) ile beyincik arasında seyreden sinir lifleri tarafından şekillendirilen, soğaniliğin öndeki kalınlaşmış devamıdır.

Beyincik; yamuk beynin üstte kalan parçasıdır. Şekli, transversal ekseni daha uzun olan, yüzeyi girintili çıkıntılı, düzensiz bir küreye benzemektedir.

Orta beyin; encephalon’un en küçük bölümüdür.

Ön beyin; encephalon’un en önde yer alan ve en büyük bölümüdür.

Ara beyin; üstten ve yanlardan beyin yarım küreleri ile çevrelenmiş, dıştan yalnızca beynin alt yüzünden görülebilen bölümdür.

Uç beyin; filogenetik sınıflandırmada beynin en yeni ve en gelişmiş bölümüdür.

Omurilik

Merkezi sinir sisteminin beyinden sonraki ikinci kısmı olan omurilik, omurga denen kemik sütunun içinde bulunan omurga kanalına yerleşmiş ve bu kanalın şekline uyum göstermiş sinirsel bir kordondur. Omurilik, beyin ile perifer yapılar arasındaki iletişimi sağlamanın yanı sıra, kas, eklem ve deri reseptörlerinden gelen uyarımların üst merkezlere geçmeden, düşünmeksizin, hızlı ve basit bir şekilde değerlendirilmesinden (spinal refleks) sorumlu olan kontrol merkezidir.

Çevresel Sinir Sistemi

Reseptörler tarafından algılanan çevresel uyarımları afferent (duyu) lifleri ile beyin ve omuriliğe getiren, merkezi sinir sisteminde değerlendirildikten sonra gerekli organ, kas veya bezlere verilecek cevabı efferent (motor) lifleri ile ileten sisteme çevresel sinir sistemi denir. Çevresel sinir sistemi anatomik açıdan ilişkide oldukları merkezi sinir sistemi organına göre kafa ve spinal sinirler olarak, fonksiyonel açıdan ise istemli ve istemsiz olarak alt sınıflara ayrılır.

Kafa Sinirleri

Kafa sinirleri, çevre dokulardan aldığı uyarıları beyine getiren beyindense ilgili cevapları organlara taşıyarak gerekli tepkilerin verilmesine sağlayan sinirlerdir. Önden arkaya doğru sıralanmış 12 çift simetrik sinirden oluşur. Koku sinirleri; burun mukozasındaki myelinsiz aksonlar tarafından oluşturulan, kalbur kemikteki deliklerden kafatasına girerek koku soğanında sonlanan koku sinirleridir.

Görme Siniri; gözün retina katmanındaki reseptör katmanındaki myelinli aksonlar tarafından oluşturulan görme siniridir. Görme siniri, kafatasına girdikten sonra beynin alt bölümünde chiasma opticum denen çaprazlaşmayı yapar ve thalamusa ulaşır.

Göz Hareket Siniri; hem motor hem de parasempatik lifler taşıyan göz hareket siniridir. Lifler orta beyindeki crus ce- rebri’den çıkarlar. Motor lifler direk, parasempatik lifler ise göz (kirpik) sinir düğümünde sinaps yaptıktan sonra göz kaslarını innerve ederler.

Troklear Sinir; en ince kafa siniri olan troklear sinir gözün hareket sinirlerindendir ve motor liflerinden oluşur. Lifler orta beyindeki tectum mesencephali’den çıkarak göz kaslarını innerve eder.

Üçüz Sinir; hem motor hem de duyu liflerinden oluşan üçüz sinir yamuk beyinde, köprünün yan tarafından çıkar. Sinirin motor iplikleri çiğneme kaslarında dağılırken, duyu iplikleri düğümünün periferik uzantıları alın, göz, burun, üst çene, damak, alt çene, yanak bölgesi ile dilin ön 2/3’lu¨k kesiminin duyusunu alır.

Uzaklaştırıcı Sinir; gözün hareket sinirlerinden olan ve motor liflerinden oluşmuş sinire uzaklaştırıcı sinir denir. Bu sinirin lifleri yamuk beyinde, köprünün ventral’inden çıkarak göz kaslarını innerve ederler.

Yüz Siniri; soğaniliğin ventrolateral’inden çıkar. Hem motor, hem duyu, hem de parasempatik iplikler içerir. Motor lifler, yu¨z kaslarında dağılırken Duyu lifleri yumuşak damak ve dış kulak yolu ile dilin ön 2/3’u¨nu¨n duyusunu alırlar. Yüz sinirinin parasempatik lifleri ise gözyaşı bezi ile dilaltı ve altçene tükürük bezlerinde dağılırlar.

Denge-İşitme Siniri; kafatasından çıkmayan tek sinir denge-işitme siniridir. İç kulakta bulunan denge ve işitme merkezlerindeki reseptör sinir hücrelerinin aksonları tarafından oluşturulan sinir lifleri soğaniliğin ventrolateral’inden beyine girerler.

Dil-Yutak Siniri; soğaniliğin ventrolateral kısmından çıkan sinir lifleri hem motor, hem duyu, hem de parasempatik iplikler içerir. Motor iplikler yutak kaslarını innerve ederken duyu iplikleri yumuşak damak ve dilin arka 1/3’lu¨k kesiminin duyusunu alır. Parasempatik iplikler ise ganglion oticum üzerinden kulak altı tükürük bezine giderler.

Akciğer-Mide Siniri; en uzun kafa siniri olan akciğer-mide siniri soğaniliğin ventrolateral’inden c¸ıkan hem motor, hem duyu, hem de parasempatik iplikler içeren sinir liflerinden oluşur. Motor iplikler yutak, gırtlak ve yumuşak damakta dağılırken, duyu iplikleri dış kulak yolu, gırtlak, yutak, bronşlar, akciğerler, kalp ve yemek borusundan gelen duyuyu alır. Parasempatik iplikler herhangi bir sinir düğümüne uğramadan yemek borusu, mide, ince bağırdakların tümü, kalın bağırsakların büyük kısmı, soluk borusu, bronşlar ve kalpte dağılırlar.

Kafa Spinal Siniri; soğaniliğin ventrolateral’i ile omurilikten çıkan ve yalnız motor liflerden oluşan bu sinirin iplikleri boyun bölgesindeki yüzeysel ve derin kaslarda dağılırlar.

Dilaltı Siniri; dilin tüm kaslarının hareket siniridir. Soğaniliğin ventrolateral’inden çıkan motor liflerden oluşur.

Spinal Sinirler

Spinal sinirler, omurilikten sağlı-sollu simetrik olarak orijin alan sinirlerdir. Omuriliğin bölümlerine paralel biçimde beş parçadan oluşan bu sinirler dorsal ve ventral dallara ayrılarak tüm vücuda dağılırlar.

Beyin Spinal sinirleri omuriliğin boyun bölümünde köken alırlar. Bu spinal sinirlerin dorsal dalları ilgili bölgedeki deriden duyuyu alırlar ve kasları innerve ederler. Ventral dalların birleşmesi ile oluşan plexus cervicalis’ten çıkan sinirler boyun bölgesinin, plexus brachialis’ten çıkan sinirler ise ön bacağın innervasyonundan sorumludur.

Sırt spinal sinirleri omuriliğin sırt bölümünden köken alırlar ve sırt omurlarıyla aynı sayıdadır. Sırt spinal sinirlerinin dorsal dalları ilgili bölgedeki deriden gelen uyarıları alıp kasları inerve ederken ventral dallar ağ oluşturmadan kaburgalar arasında seyrederler.

Bel spinal sinirler omuriliğin bel bölümünden köken alır ve bel omur sayısıyla aynıdır.

Sağrı spinal sinirleri, omuriliğin sağrı bölümünden köken alır ve sayıları sacrum’u oluşturan omur sayısına eşittir. Sağrı spinal sinirlerinin dorsal dalları diğer sinirlerin dorsal dalları gibi ilgili bölgedeki deriden uyarıları alarak kasları innerve ederler. Ventral dallarise plexus lumbosacralis’ten çıkan sinirler ise arka bacağın innervasyonundan sorumludur.

Kuyruk spinal sinirleri omuriliğin kuyruk bölümünden köken alırlar. Sayıları diğer sinirlerdeki korelasyonun aksine kuyruk omuru sayısından farklı olarak türler arasında değişmekle birlikte 4- 8 arasındadır. Bu sinirler kuyruk kasları ile bölge derisinin innervasyonundan sorumludur.

Somatik (İstemli) Sinir Sistemi

Somatik sinir sistemi, sinir sisteminin isteğimiz dahilinde çalışan kısmıdır. Kas, eklem, tendon gibi yapılardan ve duyu organlarından aldığı uyarıları merkezi sinir sistemine getiren ve merkezi sinir sisteminden gelen cevabı iskelet kaslarına ileten periferik sinirlerden oluşur.

Otonom (İstemsiz) Sinir Sistemi

Otonom sinir sisteminde ise lifler iç organları, kalp kası ile düz kasları ve salgı bezlerini innerve ederek bunların çalışmalarını düzenlerler. Otonom sinir sistemi de sempatik sinir sistemi ve parasempatik sinir sistemi olmak üzere, fonksiyonel açıdan birbirinin antagonisti olarak işlev gösteren iki kısımdan oluşur.

Sempatik Sinir Sistemi

Sempatik sinir sistemi genellikle vücudu tetikte tutan, metabolizma hızını yükselten dolayısıyla enerji gerektiren faaliyetler esnasında ön planda olan sistemdir. Sempatik sinirlerin çıkışı omuriliğin sırt ve ilk 2-3 bel segmentlerindedir ve buradan çıkan aksonların bir kısmı omurganın her iki yanında segmental olarak yerleşmiş olan paravertebral sinir düğümlerine gelirler. Bu sinir düğümleri ile onları birleştiren uzunlamasına lifler sempatik zinciri oluşturur ve tüm vücuda dağılırlar. Beyin ve omuriliğin boyun kısmında sempatik sinir merkezleri olmaması sebebiyle vücudun baş ve boyun bölgesine dağılacak olan sempatik lifler omuriliğin ilk beş sırt segmentinden köken alırlar. Bu sinirler sempatik zincir üzerinde öne doğru ilerleyen üç adet sinir düğümlerinde sinaps yaptıktan sonra baş, boyun ve göğüsün ön bölgesinde dağılırlar. Benzer bir durum sempatik zincirin son iki-üç bel ve tüm sağrı segmentlerine ait paravertebral sinir düğümleri için de geçerlidir. Omuriliğin ilgili segmentlerinde sempatik merkezler olmadığı için bu segmentlere ait sinir düğümleri sempatik liflerini ilk iki-üç bel segmentlerindeki sempatik sinir merkezlerinden alırlar.

Parasempatik Sinir Sistemi

Genel olarak vu¨cudun dinlenme anında baskın olan ve enerji korumaya yo¨nelik c¸alışan sistemdir. Parasempatik sinir sisteminin etkisi ile kalp hızı yavaşlar, kan basıncı ve solunum sayısı du¨şerken barsak hareketleri artar. Parasempatik sinirlerin çıkış merkezleri beyinde ve omuriliğin sağrı segmentlerinde yerleşmiştir. Bu sistemin baş kısmını oluşturan merkezlerden çıkan parasempatik lifler nervus oculomotorius, nervus facialis, nervus glossopharyngeus ve nervus vagus ic¸inde bulunurlar. İlk üç sinirin içindeki parasempatik lifler ilgili parasempatik sinir düğümlerinde nöron değiştirerek innerve edecekleri bölgelere giderler. Nervus vagus içindeki parasempatik lifler ise herhangi bir parasempatik sinir düğümüne uğramaksızın etki bölgelerinde dağılırlar. Omuriliğin sağrı segmentlerinden çıkan parasempatik lifleri pelvis bölgesindeki yapıların innervasyonunu sağlarlar.