TEMEL VETERİNER HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ - Ünite 9: Genital Sistem Histolojisi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 9: Genital Sistem Histolojisi

Dişi Genital Sistemi

Dişi genital (üreme) sistemi ovaryum, tuba uterina (ovidukt), uterus, serviks ve vaginayı içeren iç genital organlar ile, vestibül, labiyumlar, klitoris ve vestibüle açılan bezlerden oluşan dış genital organlardan ibarettir.

Dişi üreme sistemi haploid dişi gametleri (ovum) üretir; haploid erkek gametleri (spermatozoa) fertilizasyon için kabul eder; ovumun spermatozoon ile döllenmesi için uygun ortam sağlar; embriyonun implantasyonu için gerekli hormonları salgılar ve doğuma kadar gelişimini destekler, salgıladığı hormonlar ile genital siklusu düzenler ve diğer organlar üzerinde etkili olur.

Ovaryum

Ovaryum, genellikle bir çift olup (kanatlılar hariç) hafifçe yassılmış oval şekildedir, ancak kısrakta fasülye biçimindedir. Ovaryumlar erkeklerdeki testislerin karşılığıdır, endokrin ve ekzokrin fonksiyonlara sahiptir. Ovogenezis ile ovumun ovaryumdan genital kanallara verilmesi ekzokrin; kendine özgü hormonları üretmesi de endokrin fonksiyonlarını oluşturur.

Ovaryum; gevşek bağ doku içinde ovaryum folliküllerinin bolca bulunduğu kortikal bölge (korteks) ile damardan zengin medullar bölgeden (medulla) meydana gelir.

Korteks (Zona Parenşimatoza)

Ovaryumun yüzeyini hormonal değişime bağlı olarak tek katlı kübik, pirizmatik ya da yassı epitel hücreleri döşer. Epitel hücrelerinin oluşturduğu bu tabaka germinatif epitel (doğurucu epitel) adını alır. Sadece fossa ovulasyonis kısmından yüzeye açılır ve sadece burası germinatif epitel ile kaplıdır. Bazal membran üzerine oturan bu epitelin altında sıkı bağ doku özelliğinde tunika albuginea yer alır. Bu hücreler hormon sentezleyen hücreler farklılaşarak intersitisyel hücreleri oluştururlar ve östrojen salgılarlar. Östrojenler, dişilerin östrus boyunca kabul edici davranışlarından sorumludur. Dişi üreme kanalının gelişimi ve fonksiyonu, ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimi de östrojenlere bağlıdır.

Folliküler Gelişim

Folliküllerin hepsinde bir ovosit ve ovositi saran follikül epitel hücreleri bulunur. Ovosit yuvarlak, iri, ökromatik yapıda bir çekirdek ve çok belirgin bir çekirdekçik, iyi gelişmiş bir golgi kompleksi, endoplazmik retikulum ve çok sayıda mitokondriyon içerir.

Primordiyal Folliküller: Primordiyal folliküller fötal dönemde ovaryumun korteksinde birinci mayoz bölünmeyi geçirmiş ve primer ovosit aşamasına gelmiş ovosit ile onu saran tek katlı yassı follikül epitel hücrelerinden oluşur.

Primer Folliküller: Ovosit ile follikül epitel hücrelerindeki değişim ve bölünme puberte ile yoğun bir şekilde başlar ve canlının seksüel aktivitesi süresince devam eder. Puberte başladıktan sonra her genital siklus döneminde birden fazla olgunlaşmamış follikül büyümeye ve gelişmeye başlar.

Sekonder Folliküller: Follikül gelişimi devam ettiğinde hücreler arasında yer yer erimeler ve boşluklar şekillenmeye başlar, bu boşluklara antrum adı verilir. Bu boşlukları follikül sıvısı -likör folliküli- doldurur.

Graaf follikül (Tersiyer follikül): Folliküler gelişim devam ettiği sürece antrum yarımay ya da C şeklinde tek bir boşluk halini alır, ovosit antrum içinde küçük bir adacık görünümüne sahiptir ve kumulus ovoforus olarak adlandırılır.

Ovulasyon

Graaf folliküldeki ovosit etrafındaki follikül sıvısı içersinde serbest kalır. Follikül duvarı yüzeye doğru incelir. Ovaryumun korteksinde yer alan ve yüzeye dayanan graaf follikülü germinatif epitele basınç yapar. Ovosit, follikül sıvısının basıncı ile oviduktta atılır.

Atretik Folliküller: Ovulasyon gerçekleştikten sonra gelişmekte olan folliküllerde gerileme başlar. Atretik folliküller, gelişimin her döneminde görülebilir. Atretik follikülün görünümü gerileyen follikülün bulunduğu devreye göre değişir.

Genital Yollar

Ovaryumdan sonraki dişi genital kanal ovidukt (tuba uterina), uterus ve vagina ile devam eder. Duvar katmanları tunika mukoza, tunika muskularis ve tunika serozadır. Vaginada tunika seroza yerine adventisya katmanı yer alır. Bu tabakalardan T. mukoza ve T. muskularis siklusa bağlı olarak değişiklikler gösterir.

Ovidukt (Tuba Uterina-Salpinks-Fallopian Tüpler), ovaryumla uterus arasında ovumun, spermatozoonların ve zigotun transportunu sağlayan bir kanaldır.

Uterus; dişi genital kanallar içinde en kalın duvarlı olan ovidukt ile vagina arasında yer alan bir organdır.

Vulva; dişi genital sistemin organizma dışına açılan bölümüdür. Evcil memeli hayvanlarda vulva; vestibul, labiyumlar ve klitoristen ibarettir.

Kanatlılarda Dişi Genital Sistem

Tavuklarda dişi genital kanal sadece sol ovaryum ve ovidukt gelişimini tamamlamıştır, sağ ovaryum ise gelişmemiştir. Üreme sistemi memeli hayvanlarda olduğu gibi internal fertilizasyon ile döllenmeye uygundur. Ovidukt ve uterus olmasına rağmen canlının gelişimi vücut dışında gerçekleşmektedir. Bu yapılar, yavrunun gelişimi için gerekli olan besin ve koruyucu yapıların oluşumunu sağlar.

Erkek Üreme Sistemi

Memeli hayvanlarda erkek üreme sistemi testisler ve testisten başlayan kanallar sisteminden, dış genital organ olan penis ile eklenti bezlerinden oluşur. Testisler; spermatozoonların oluşumundan (spermatogenezis) ve steroid yapıdaki hormonların üretilip salgılanmasından (steroidogenezis) sorumludurlar. Erkek üreme sisteminin esas fonksiyonel organları olan testisler, skrotum içinde asılı dururlar ve tubuler bileşik bez yapısındadırlar. Prenatal dönemde karıniçi gelişimini sürdüren testisler, doğuma yakın bir zamanda inguinal kanaldan geçerek skrotuma inerler ve burada funikulus spermatikus ile asılı halde tutulurlar.

Testis, tubulus seminiferus kontortuslar ve tubuller arası bölüm olan intersitisyum olmak üzere iki bölümden oluşur.

Leydig Hücreleri

Fötal hayatın erken döneminde gelişen testiste çok sayıda Leydig hücresi bulunur. Plasental kökenli gonadotropinlerin kan yoluyla fötal testise ulaşıp, Leydig hücrelerini uyarması sonucu Leydig hücreleri testosteron sentezlemeye başlar. Sentezlenen bu hormon erkek genital organlarının embriyolojik farklılaşmasında etkindir.

Tubulus Seminiferus Kontortus

Tubulus seminiferus kontortuslar spermatogenik hücrelerle birlikte Sertoli hücreleri diye adlandırılan destek hücrelerine de sahiptirler. Sertoli hücreleri, seminifer tubul içinde germ hücreleri arasında yerleşmiş somatik hücrelerdir. Birçok etkene karşı oldukça dayanıklıdırlar (ısı, radyasyon, toksik madde, beslenme yetersizliği, enfeksiyon gibi.). Erişkin dönemde Sertoli hücresinin bölünme özelliği yoktur, canlının yaşamı boyunca sabit sayıda kalır.

Spermatogenezis

Spermatogenezis terimi spermatozoon üretimi sürecini baştan sona kadar içine alır. Spermatogenik hücreler spermatozoon ile sonlanırlar. Spermatogenik serinin tümüyle olgunlaşmamış hücreleri spermatogonyumlar küçük, yuvarlak hücrelerdir. Bu hücreler mitoz bölünmeye uğrarlar ve içlerinden bazıları farklılaşarak primer spermatositleri oluştururlar.

Spermatozoon, türlere göre biçimi değişir, ışık mikroskobunda baş ve kuyruk bölümlerinden ibaret gözükürken elektron mikroskobunda kuyruk bölümünün boyun, orta parça, ana parça ve son parça bölümlerine sahip olduğu görülür.

Duktus efferentesler tek katlı prizmatik ya da yalancı çok katlı prizmatik epitelle döşelidir. Aralarında silyumlu hücreler de vardır. Bu kanallar rete testisten başlayarak tunika albugineayı geçip, epididimisin başı olan duktus epididimise bağlanırlar.

Duktus deferens epididimal kanalı uretraya bağlar. Duktus deferens yalancı çok katlı prizmatik epitelle döşelidir. Bazı hücrelerde stereosilyumlar vardır ve distale doğru epitel tek katlı prizmatik yapı gösterir.

Erkek eklenti bezleri glandula veziküla seminalis, glandula bulboüretralis ve prostattır.

Erkeklerde semen ve idrar taşıyan uretra pelvik ve penil uretra olmak üzere 2 kısma ayrılır.

Penis dıştan deri ile örtülü penil üretranın çevresinde ve penisin gövdesinde kavernöz ve erektil yapıya sahip bir organdır.

Hormonal Mekanizma

Testisin spermatozoon oluşumunun gerçekleştiği yer olması dışındaki bir diğer önemli işlevi de androjenleri üretip salgılamasıdır. Hormonal mekanizma, hipotalamus, hipofiz ve testisler arasındaki karşılıklı etkileşimden ibarettir. Bu etkileşimde rol alan en önemli hormonlar, LH, FSH, testosteron, östrojenler, inhibin proteini ve androjen bağlayıcı protein (ABP)’dir.

Hipofiz ön lobundan salgılanan LH, Leydig hücreleri üzerinde bulunan kendisine özel yüzey reseptörlerine bağlanarak, testosteron hormonunun üretilmesini ve salgılanmasını sağlar. Bu etkisinden dolayı erkeklerde intersitisyel hücre stimüle edici hormon (ICSH) da denir.

Erkeklerde Sertoli hücrelerinden salınan inhibinin, testis işlevinin düzenlenmesinde önemli bir yeri vardır. FSH, LH ve spermatozoon oluşumunu büyük ölçüde denetler. Seminifer tubullerde spermatozoon üretimi yetersiz kaldığında ön hipofizden FSH salınımı belirgin olarak artar. Artan FSH Sertoli hücrelerini uyararak inhibin salınımına neden olur.

LH, Leydig hücrelerini uyarır ve testosteron salınımını başlatır. Testosteron da hem seminifer epiteli besleyip spermatozoon oluşumu için gerekli olan yüksek düzeyi korur hem de genital kanal, eklenti bezleri ve dış genital organın normal büyüme ve gelişmelerini sağlar.

Büyüme hormonu ve diğer hormonların çoğu temel metabolizma işlevlerinin denetimi için gereklidir. Büyüme hormonu özellikle spermatogonyumların ilk bölünmesini hızlandırır.

Kanatlılarda Erkek Genital Sistem

Testisler horozların abdominal boşluğuna yerleşmişlerdir. Vücut ısısı hava keseleri aracılığı ile düşürülmektedir.

Seminifer tubuller, sertoli hücreleri ile döşenmiş olan düzgün tubullerle devamlılık gösterir. Düzgün tubuller rete testisin anostomoz yapan kanallarına karışır. Epididimis içinde üç tip kanal görülür: Efferent kanallar, konnektiv kanallar ve epididiymis kanalıdır. Epididimisin son kısmında, epididiymis kanalı duktus deferense bağlanır. Her duktus deferens, submukozası erektil dokuya sahip konik yapıda duktus ejakülatoryus ile devam eder. Duktus ejakülatoryus da kloakanın ürodeumu içine açılır.