TEMEL VETERİNER PARAZİTOLOJİ - Ünite 7: Parazitlerin Tanı Yöntemleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Parazitlerin Tanı Yöntemleri

Parazitoloji Laboratuvarında Dikkat Edilmesi Gereken Konular

Laboratuvarda çalışmak için gerekli temel malzemelerden en önemlileri laboratuvar önlüğü ve eldivendir. Laboratuvarda çalışırken önlük ve eldiven kullanılması enfeksiyöz ajanların bulaşmasını önlemek için gereklidir.

Parazitoloji laboratuvarında çalışan kişilerin uyması gereken kurallar vardır:

  • Yapılan tüm işler dikkatli bir şekilde ve metoduna uygun olarak yapılmalı
  • Her çalışan kendisini enfeksiyondan korumak için dikkatli ve titiz çalışmalı
  • Birlikte çalışılan kişilere enfeksiyon etkenlerinin bulaşmamasına özen gösterilmelidir.

Parazitoloji laboratuvarlarında çalışanlar için tehlike oluşturabilecek konuların başında şunlar gelmektedir:

  • Paraziter etken bulaşması
  • Parazit yumurtası, kisti veya larvaların ağız yoluyla bulaşma riski
  • Parazit larvaların deriden girme riski
  • Paraziter olmayan enfeksiyöz mikroorganizmaların bulaşması: Dışkı, kan, idrar gibi örnekler aracılığıyla enfekte olma riski.

Laboratuvarda çalışırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli kurallar şunlardır:

  • Laboratuvarda çalışırken daima laboratuvar önlüğü giyilmelidir. Özel durumlarda gözleri koruma amaçlı gözlük kullanılması gerekir.
  • Çalışma ortamına kesinlikle yiyecek, içecek getirmemeli ve bu tür maddeler burada tüketilmemelidir.
  • Laboratuvarda çalışırken daima lastik eldiven giyilmeli; eller bulaşma ihtimali olan herhangi bir şeye sürülmemeli, yüze, ağza ve vücuda temas ettirilmemelidir.
  • Ellerde bulunan kesik, çizik vb. yaralar yara bandı veya pansuman malzemeleri ile kapatılmalıdır.
  • Mikroskoplar ve diğer aletler kullanılırken ve kullanıldıktan sonra temizlik kurallarına dikkat edilmelidir. Bu tür aletler daha sonraki kullanıma hazır halde bırakılmalıdır.
  • İçinde enfeksiyon etkeni bulunan kaplar işi bittikten sonra, tek kullanımlık ise atılmalı; yıkanabilir özellikte ise ilgili yerlere konmalıdır. Bu tür kaplar hiçbir zaman yatık vaziyette bırakılmamalı veya cepte taşınmamalıdır.
  • Yanıcı-parlayıcı malzemeler ateş ve ısıdan uzakta tutulmalıdır. Uçucu kimyasallar ortamda ağzı açık bırakılmamalıdır. Mümkünse bu gibi kimyasallar özel bölmelerde veya odalarda muhafaza edilmelidir.
  • Asitli malzemeler kullanılırken dikkatli olunmalı, asit üzerine su veya sulu solüsyonlar patlama riskinden dolayı kesinlikle dökülmemelidir.
  • Çalışma alanı daima temiz tutulmalıdır. Akan, dökülen veya etrafa sıçrayan her türlü örnek veya kimyasal maddeler hemen temizlenmeli ve alan dezenfekte edilmelidir.
  • Laboratuvar çalışması bitince tüm kirli malzemeler, dayanıklı özel kaplar içerisinde toplanmalıdır. Enfeksiyon etkenleri ile bulaşık malzemeler önce otoklavlanmalı daha sonra yıkanmalıdır.
  • Eğer keskin maddeler kullanılmış ise bunlar özel atık kutularına konmalıdır. Hiçbir şekilde ortada bırakılmamalı veya normal çöp kovalarına atılmamalıdır.
  • Çalışma bittikten sonra eldivenler çıkartılıp uygun biyolojik atık kutularına atılmalı ve eller iyice yıkanmalıdır.
  • Laboratuvar zemini mutlaka ıslak paspas ve uygun dezenfektanlar ile temizlenmelidir.

Parazitlerin Canlı ve Ölü Hayvanlarda Tanı Yöntemleri

Parazitlerin ve paraziter hastalıkların tanısı için parazitlerin ya kendilerinin ya da gelişme dönemlerinden birini görmek gerekir. Tanı yöntemleri; canlı hayvanlarda tanı ve ölü hayvanlarda tanı olmak üzere iki grupta incelenir.

Canlı hayvanlarda tanı

Parazitler, enfekte ettikleri konaklarının belirli organ veya dokularında yerleşerek gelişimlerini sürdürür ve tamamlar. Canlı hayvanlardaki mevcut parazitin varlığı değişik teknikler kullanılarak saptanmaya çalışılır. Bu da temelde birkaç değişik yolla olmaktadır:

  • Parazitin kendisinin görülmesiyle
  • Gelişme dönemlerinin görülmesiyle
  • Parazite ait antijenin saptanmasıyla
  • Konağın parazite karşı oluşturmuş olduğu reaksiyonun saptanmasıyla.

Canlı hayvanlarda paraziter tanı amacıyla uygulanan başlıca metotlar şunlardır:

Dışkı muayenesi

Sindirim kanalında veya bu kanalla ilişkisi olan organlarda yaşayan ve gelişme dönemlerini bu kanalla dış ortama çıkaran helmint, protozoon ve bazı eklembacaklı parazitlerin tanısı yapılır. Doğru paraziter tanı yapılabilmesi için uygun bir muayene metodunun uygulanmasının yanı sıra dışkının alınması ve laboratuvara gönderilmesi konularına dikkat edilmesi gerekir.

Kan muayenesi

Paraziter yönden kan muayenesi, kanda yaşayan paraziter etkenlerin kendilerini görmek ve kanda antijen veya antikor saptanması olma üzere iki şekilde yapılır.

İdrar muayenesi

Amaç, böbrek ve idrar yolları ile bunlarla ilişkisi olan organlarda yaşayan parazitlerin tanısını yapmaktır.

Balgam ve burun akıntısı muayenesi

Amaç, solunum yollarında hastalık yapan parazitlerin tanısını yapmaktır.

Deri (deri örtüsü ve deri kazıntısı) muayenesi

Deri, erişkin veya larva şekilleri deride yaşayan parazitler açısından muayene edilir. Bu amaçla deri makroskobik ve mikroskobik olmak üzere iki şekilde incelenir.

Ölü hayvanlarda tanı

Ölü hayvanlarda tanı, otopside makroskobik veya mikroskobik olarak değişik organ ve dokularda parazitlerin erişkin ya da gelişme dönemlerinden biri görülerek yapılır. Bunda en önemli amaçlardan biri ölmüş hayvanın ne tür parazitlerle enfekte olduğunu görerek ölüm sebebinin belirlenmesinde parazitlerin rolünün olup olamayacağı hakkında bilgi edinmek ve ona göre değerlendirme yapmaktır.

Parazitolojik yönden otopside, önce gerekli kayıt işlemleri yapılır. Hayvanın türü, ırkı, cinsiyeti, yaşı, biliniyorsa ölüm nedeni, ölüm saati gibi bilgiler kaydedilir. Daha sonra ilk olarak deri, göz, kulak içi ve vücudun diğer dış kısımları özellikle gözle görülebilen parazitler yönünden muayene edilir. Daha sonra sistemik organ muayenesine geçilir. Otopside paraziter yönden muayene edilen başlıca organ ve sistemler şunlardır:

  • Sindirim Sistemi: Sindirim sistemi inceleneceği zaman, mide bağırsak gibi organ içeriklerinin birbiri içine girmelerini engellemek amacıyla organ geçişleri sağlam bir iple bağlanmalıdır (ligatür atmak). Bu geçişler sırayla yemek borusunun mide ile birleştiği yer, mide ile ince bağırsağın birleştiği yer, ince bağırsağın son kısmı ile kalın bağırsağın birleştiği yer, kalın bağırsağın son kısmının (rektum) anüs ile birleştiği bölgedir. Tüm ligatürler, aralarında birkaç cm olacak şekilde iki adet olarak uygulanır. İlgili organlar muayeneye başlarken ligatürler aralarından kesilerek her organ ayrı kap veya küvetlerde incelenir.
  • Karaciğer, safra kanalları ve safra kesesi: Dış bakı ile karaciğer üzerinde gözle görülebilen renk değişimi, safra kanalı kalınlaşması, kist varlığı, süt beyazı lekeler gibi değişiklikler, nekrotik kısımlar veya apseler olup olmadığı incelenir. Karaciğer ve safra birbirinden ayrılır. Safra kesesi bir petri içerisinde açılarak safra ve kese iç yüzeyi incelenir. Karaciğer 1 cm’lik kalın dilimler halinde kesilip safra kanalları sıkılarak kanallarda yaşayan parazitlerin dışarı çıkması sağlanır. Karaciğer 1cm3’lük parçalara kesilerek ılık suda (37-39°C)’de 1 saat bekletilir. Bekleme sırasında canlı parazitler suya çıkarlar. Daha sonra doku parçaları elle sıkıştırılıp kanallarda kalan parazitlerin de dışarı çıkarılmasına çalışılır. Bu şekilde elde edilen karaciğer yıkama sıvısı, sindirim sistemi organlarında olduğu gibi paraziter yönden muayene edilir.
  • Solunum Sistemi: Dış bakı ile akciğer üzerinde gözle görülebilen renk değişimi, kist varlığı, parazit düğümleri gibi değişiklikler, göğüs boşluğu zarının muayenesi, nekrotik kısımlar veya apseler olup olmadığı incelenir. Takiben nefes borusu ve bronşlar en küçük dallanmalara kadar kesilir ve helmintler yönünden muayene edilir. Akciğerler 1 cm3’lük parçalara kesilerek ılık suda (37-39°C)’de 1 saat bekletilir. Bekleme sırasında canlı parazitler suya çıkarlar. Daha sonra doku parçaları elle sıkıştırılıp bronşlarda kalan parazitlerin de dışarı çıkarılmasına çalışılır. Bu şekilde elde edilen akciğer yıkama sıvısı sindirim sistemi organlarında olduğu gibi paraziter yönden muayene edilir.
  • Dolaşım Sistemi: Dış bakı ile kalp üzerinde gözle görülebilen renk değişimi, kist varlığı gibi değişiklikler olup olmadığı incelenir. Kalp ve damarların cidarları açılarak makroskobik olarak görülebilen parazitler araştırılır.
  • Kas: Özellikle domuz etlerinde Trichinella adlı zoonoz parazit larvasının tanısı amacıyla yapılır. Bu amaçla çene kası, diyafram, dil gibi vücut kısımları kullanılır. Pirinç büyüklüğünde kesilmiş kas parçaları temiz bir lam üzerine konur. İkinci bir lam ile doku parçaları kapatılır. İki lam parmaklar arasında dikkatlice kırılmadan sıkıştırılır. Lamlar gevşetilmeden bir bant ile sıkıca yapıştırılır. Bu şekilde hazırlanan preparatlar mikroskopta tanıya hazır hale gelir.
  • Böbrek: Dış bakı ile böbrek üzerinde gözle görülebilen renk değişimi, kist varlığı gibi değişiklikler olup olmadığı incelenir. Ayrıca her iki böbreğe kesitler yaparak gözle görünür büyük helmintler aranır.
  • Baş ve Göz: Baş incelemelerinde beyin, üst solunum yolları, göz, konjunktiva lar ve kulak içi incelenir. Kafatası açılarak beyin zedelenmeden dışarı alınır. Üzerinde larva, kistler veya içi sıvı dolu keseler aranır. Yine burun boşluğu da değişik paraziter safhalar yönünden muayene edilir. Göz muayenesinde, saydam tabaka üzeri ve göz kapaklarının alt kısımları dikkatli bir şekilde makroskobik parazitlerin varlığı yönünden incelenmelidir.