TEMEL YANGIN GÜVENLİĞİ - Ünite 4: Kentsel Alanlarda Yangın Güvenliği Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 4: Kentsel Alanlarda Yangın Güvenliği

Giriş

Hayatın içindeki eylemlerin gerçekleştirilebilmesi amacıyla duyulan ihtiyaçlar çerçevesinde tasarlanan ve inşa edilen yapılı çevreler, genel anlamda binalar ve binaların dışında kalan alanlar (kentsel alanlar) olarak irdelenebilir.

Sıkışık kent alanlarında yakın komşuluk ilişkileri içerisinde olan binaların herhangi birisinde başlayan yangın olayı, en kısa sürede kontrol altına alınamadığı takdirde yeterli ayrım mesafesi bulunmadığı için kolaylıkla bir binadan ötekine sıçrayabilmektedir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığının istatistik sonuçlarına göre 2018 yılı Temmuz ayı sonu itibarıyla İstanbul’da; 2.968 konut, 96 fabrika, 4.462 diğer bina, 956 araç, 1.382 ot, 2.376 çöp, 39 orman/fundalık yangınına müdahale edilmiştir.

Kentsel Risk Bölgeleri ve “Yaygın Yangın” Kavramı

Yangın, kentsel alanları ve binaları kapsayan yapılı çevre ile ilgili mekânsal bir problemdir. Kentleşme oranının arttığı ve dolayısıyla nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu yerleşim yerlerinde yangın olayı daha sık ve yaygın görülebilmektedir. Hızlı ve denetimsiz büyüme ve kentleşme sonucunda, yangından korunma ve yangın güvenliği sorunları da zorlaşmaktadır.

Risk bölgelerinin belirlenmesinde bina işlevi/fonksiyonu, nüfus yoğunluğu, bina yoğunluğu, yol/trafik durumu, yangın yükü ve özel riskler irdelenmelidir. Bu çerçevede risk bölgeleri 5 grupta toplanabilir:

  1. Risk Bölgesi (çok riskli): Büyük ticarethaneler, mağazalar, oteller, büyük bürolar ve idari yapılar, kongrefuar salonlarının bulunduğu şehir merkezleri, limanlar, antrepo bölgeleri, hava alanları ve tüneller
  2. Risk Bölgesi (riskli): Eski yapıların yoğun olduğu bölgeler, küçük endüstri ve imalat işletmeleri, karışık toplu yerleşim yerleri, gökdelenler, bölgesel alışveriş merkezleri
  3. Risk Bölgesi (orta riskli): Toplu yerleşim bölgeleri, mağaza grupları ve küçük alışveriş bölgeleri
  4. Risk Bölgesi (az riskli): Seyrek düzenli konutlar ve ticari amaçlı yapılar, az katlı toplu konutlar
  5. Risk Bölgesi (risksiz): Tarımda yararlanılan alanlar ve çok seyrek yapılaşmanın bulunduğu yerler

Kentsel yerleşimlerde bazı belirgin özellikler “yaygın yangın(conflagra1tion)” çıkma olasılığını etkilemektedir:

  • Çok yoğun yerleşmeler (büyük ve kompleks yeni yerleşmeler, plansız gelişen gecekondu bölgeleri, eski veya tarihî yerleşim bölgeleri)
  • Yapılarda yanıcı malzeme kullanılması ve aralarında yeterli ayrım uzaklığı ya da yangının yayılmasını önleyici engeller bulunmaması (Cephe yangınları açısından çok önemli!).
  • Yapı çevresinin araç yaklaşımı açısından yeterliliği ve yapı dışına taşmış olan işlevlerin etkisi
  • Trafiğe kapalı olarak planlanmış kent merkezleri ve sabit kent donatılarının trafik akışına olan etkisi

Yapılı çevrelerde yangın güvenliği kavramı yapının arazi üzerindeki konumu (Site Planning) ile başlamak zorundadır. BYKHY, yapılı çevrelerin düzenlenmesine ilişkin yangın güvenliğinin sağlanması hususunda birtakım yükümlülükler getirmiştir.

Konu iki açıdan irdelenmelidir:

  • Ulaşım yolları bağlamında yangın güvenliği
  • Binalar arası ilişki/Yapının diğer yapılarla olan ilişkisi bağlamında yangın güvenliği

Ulaşım Yolları Bağlamında Yangın Güvenliği

Bir yangına müdahale süresi (response time) yangın olaylarının sonuçları açısından son derece önemlidir. İlk müdahale süresi; acil çağrının alınması, acil çağrının yorumlanması, istasyondan hareket, ulaşım süresi ve olaya müdahaleye hazırlık süreçlerini kapsamaktadır. Bu zaman dilimleri içerisinde ulaşım süresi dışındaki tüm dilimler iyi eğitimli ve görev bilinci yüksek personel ile en iyi değere ulaştırılabilir.

Kentlerin daha az yoğun, cadde ve sokakların eskisine nazaran daha geniş olması nedeniyle, yangına müdahale araçlarının yapılara erişimi/ulaşabilirliği günümüzde daha az sorun olmakla beraber, bu sorun iki değişik ölçekte önem kazanmaktadır:

  1. Gecekondu kesimleri, kentlerin eski/tarihî bölgeleri gibi kentsel alanlarda ve bir kısım kırsal alanlarda alt yapı yetersizlikleri yapılara ulaşımı güçleştirmektedir.
  2. Kentlerin planlı ve imarlı alanlarında ise, trafiğe kapalı kent merkezlerinin planlanması sırasında yapıların acil durumlarda yangın araçları tarafından ulaşılabilirliğinin göz önünde bulundurulmaması önemli bir sorundur.

Ayrıca araç güzergâhlarında bulunan engeller mutlaka değerlendirilmeli ve alternatif çözümler üretilmelidir. Bu engelleri aşağıdaki gruplar çerçevesinde ele almak mümkündür:

  • Aşırı eğimli araziye kurulmuş yapılar
  • Bina girinti-çıkıntıları
  • Binaların bodrum katları
  • Kentsel donatılar

Büyüklüğü, ağırlığı ve manevra yetenekleri açısından itfaiye araçlarının binalara ulaşımında iç ulaşım yollarının sağlaması gereken bazı nitelikler bulunmaktadır. Bu bağlamda ilgili yönetmelik gereği iç ulaşım yollarında olağan genişlik en az 4 m çıkmaz sokak bulunması hâlinde ise en az 8 m olarak düzenlenmelidir. Dönemeçlerde iç yarıçap en az 11 m dış yarıçap en az 15 m alınmalı, yolların taşıma yükü 10 tonluk arka dingil ağırlığı düşünülerek en az 15 ton şeklinde hesaplanmalıdır. Zaten kendisi son derece ağır olan bu büyük araçların rahat ulaşımı için güzergahında bulunan yollarda en çok %6 eğim olmalıdır.

Binalar Arası İlişki Bağlamında Yangın Güvenliği

Bir binada çıkan yangının diğer yapılara sirayet etmesi durumu sıkça karşılaşılan ve kentlerde yaygın yangınların çıkmasında yapılar arasındaki komşuluk ilişkisinin irdelenmesi gereğini açıkça ortaya koyan önemli bir konudur. Bu hususta iki soru öne çıkmaktadır:

  1. Yapının kendisinde yangın çıkması durumunda, çevresinde yer alan komşu yapılara etkisi ne olur? (Yangın olayının çevre binalara yayılması ve büyümesi)
  2. Komşu yapılarda yangın çıkması durumunda mevcut binaya etkisi ne olur? (Çevre binalarda olabilecek yangın olaylarından korunum)

İki bina ya da binalar arasında yangının yayılması ve büyümesi, binalar arasındaki mesafeye olduğu kadar cepheyi oluşturan yapı elemanlarının (bina dış duvarlarının) ve çatının özelliklerine de bağlıdır.

Bina içerisinde oluşan yangınların katlar ya da binalar arasında yayılarak büyümesinde cephe özelliklerinin önemi çok büyüktür. Bilhassa büyük yüzey alanlarına sahip çok katlı yapılar başta olmak üzere, tüm bina cephelerinin yangına karşı güvenliğinin sağlanmasında dikkat gerektiren hususlar aşağıda sıralanmıştır:

  • Cephe geometrisi
  • Cephedeki doluluk/boşluk oranı (cephe yüzeyini oluşturan duvarlar üzerindeki kapı ve pencere açıklıkları)
  • Seçilen taşıyıcı sistem
  • Dış duvarların inşasında kullanılan yapı malzemeleri
  • Yalıtım malzemeleri ve uygulama detayları

Giydirme cephe sistemlerinin geleneksel cephe düzenlemelerine göre zarar görme tehlikesini artıran başlıca nedenleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

  • Çelik, alüminyum gibi ergime noktası düşük metallerden oluşan taşıyıcı elemanlar
  • Büyük korunumsuz cephe yüzeylerini yaratan cephe boşluk oranlarının çok olması
  • Duman, alev ve yanıcı gazların katlar arasındaki geçişine izin veren çok sayıda birleşim noktasının bulunması
  • Cephe sistemi ile bina döşemesi arasında kalan boşluklarda dolgu malzemesi olarak duman ve zehirli gaz çıkarma kapasitesi yüksek olan petrol türevi esaslı yalıtım malzemeleri gibi yanıcı malzemelerin tercih edilmesi

9 Temmuz 2015’te 29411 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve hâlen yürürlükte olan değişikliklerle ise “yüksekliği 28,5 metreden fazla olan binalarda dış cephelerde kullanılacak malzemelerin (ısı yalıtım malzemeleri dahil) yangına tepki sınıfının en az A2-s1,d0 sınıfı” olması gerektiğini açıkça ortaya koymuş, enerji verimliliğine dair mevzuat gereği uygulanması zorunlu olan dıştan yalıtım sistemlerinin tüm tipleri (mantolama paket sistemleri) için sistem yangına tepki raporu (dış duvar sisteminin ilgili standartlar kapsamında akredite bir laboratuvar tarafından sertifikalandırılması) aranacağı kesinleşmiştir. (Yangına tepki sınıfları ve yangın dayanımı konuları Bölüm 6’da detaylı olarak anlatılmıştır.) Bu değişiklik ile gelen yükümlülükler geleneksel dış cephe sistemlerinde kullanılacak malzeme ve sistemler için gereken koşulları aşağıdaki şekilde belirlemiştir:

  • Tabii ve tesviye edilmiş/düzenlenmiş zemin kotu üzerindeki 1,5 metre mesafe hiç yanmaz malzeme ile kaplanmalıdır.
  • Bina yüksekliği 6,5 metreye kadar olan binalarda dış cephe kaplama malzemeleri veya sistemi (ısı yalıtım sistemi dahil) ilave herhangi bir şart aranmaksızın uygulanabilir.
  • Bina yüksekliği 6,5 metreden fazla, ancak 28,5 metreden az olan binalarda ise pencere ve buna benzer boşlukların yanlarında en az 15 cm, üst kısımlarında en az 30 cm A1 sınıfı yangın bariyeri kullanılması gerekmektedir.

Çatılarda meydana gelen yangınlar da cephe yangınlarına benzer durumlar oluşturmaktadır.

Çatıların inşasında yangın güvenliği açısından aşağıdaki ihtimaller göz önünde bulundurulmalıdır:

  • Çatının çökmesi
  • Çatıdan yangının girişi ve çatı kaplaması yüzeyinin tutuşması
  • Çatının altında ve içinde yangının yayılması
  • Çatı ışıklığı üzerindeki rüzgâr etkileri
  • Çatı ışıklığından binaya yangının geçmesi
  • Yangının çatı kaplamasının dış yüzeyi üzerine veya katmanlarının içerisine yayılması
  • Alev damlacıklarının oluşması
  • Bitişik nizam binalarda, çatılarda çıkan yangının komşu çatıya geçmesi