TEMEL YEM BİLGİSİ VE HAYVAN BESLEME - Ünite 3: Konsantre Yemler Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Konsantre Yemler
Ünite 3: Konsantre Yemler
Giriş
Konsantre yemler enerji ya da protein bakımından zengin, hacimce fakir, selüloz düzeyi düşük yem maddelerine verilen genel addır. Konsantre yemler çoğunlukla bitkisel kaynaklıdır.
Tane Yemler
Tane yemler; buğdaygil tane yemleri ve baklagil tane yemleri olarak iki grupta incelenmektedir.
Buğdaygil Tane Yemleri
Buğdaygil tane yemlerinden buğday, arpa, yulaf, mısır, çavdar ve tritikalenin yanı sıra sorgum, darı ve pirinç de hayvan beslemede enerji yemleri olarak kullanılmaktadır. Bu yemler aynı zamanda tahıl tane yemleri olarak da adlandırılmaktadır.
Kabuk ve kavuz kısımları dışında, tane yemlerdeki başlıca karbonhidrat nişastadır. Tane yemlerde nişasta sindirilebilirliği en hızlıdan en yavaşa doğru yulaf > buğday > arpa > mısır > darı şeklinde sıralanmaktadır.
Buğday, her hayvan türü için yüksek sindirilme derecesine sahip bir yemdir. Taneler sert olduğu için yedirilmeden önce kırılmalı ya da kabaca öğütülmelidir. Fazla ince öğütülmesi sindirim bozukluklarına yol açabilir.
Çavdar, besin madde bileşimi bakımından buğdaya benzer. Tahıl taneleri arasında lezzeti en düşük olandır.
Arpa, çiftlik hayvanlarının beslenmesinde önemli yer tutar. Enerji ve protein içeriği bakımından orta seviyeli bir tahıldır. Arpanın besin değeri ile kapsamındaki kavuz miktarı arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır.
Yulaf, yüksek düzeyde selüloz (%11), düşük düzeyde enerji kapsadığı için diğer bazı tahıl tanelerine göre yem değeri daha düşüktür. Yulafın besin değeri kapsamındaki kavuz miktarına da bağlıdır. Ortalama %20-30 oranında kavuz içerir. Bu nedenle sindirilme derecesi diğer tahıllara göre daha düşüktür
Mısır, tüm hayvan türleri için mükemmel bir yem maddesidir. Ham selüloz miktarı düşük (%2), sindirilebilir besin maddeleri ve enerji düzeyi çok yüksektir. Yüksek su içeriğine sahip olan tane mısırın küflenmesi çok kolaydır.
Tritikale, buğday ile çavdarın melezlenmesi sonucu elde edilen bir tane yemdir. Bu melezleme buğdayın tane kalitesi, verimliliği ve hastalıklara karşı dayanıklılığı ile çavdarın tane sertliği ve lizin içeriğinin yüksek oluşunu kombine etmek amacı ile yapılmıştır.
Baklagil Tane Yemleri
Baklagil tane yemlerinden, bakla, bezelye, fiğ, burçak, mercimek, mürdümük, nohut, soya fasulyesi hayvan beslemede daha çok protein kaynağı olarak kullanılmaktadır.
Baklagil tane yemlerinde triptofan ve metiyonin gibi ekzogen amino asitler yetersiz düzeyde bulundukları için proteinin biyolojik değerliliği pek yüksek değildir. Ancak soya fasulyesi proteini miktar ve kalite yönünden ayrıcalık taşımakta, hayvansal kaynaklı proteinlere yakın değerler içermektedir
Bakla, dünyada hem insan hem de hayvan beslenmesinde kullanılır. Kapsamında bulunan proteinin biyolojik değerliliği düşük olduğundan yüksek miktarlarda kullanılması önerilmez.
Fiğin, adi fiğ, tüylü fiğ, koca fiğ ve macar fiği gibi pek çok türü bulunmaktadır. Bu bileşikleri içeren fiğlerin aşırı tüketilmesi ineklerde sütün tadının bozulmasına neden olmaktadır. O nedenle sınırlı miktarda kullanılmalıdır.
Soya fasulyesi üretimi ülkemizde oldukça kısıtlı olup baklagil taneleri içinde en yüksek yem değerine sahip olan soya fasulyesi, ortalama %20 ham yağ ve %38 ham protein içerir. Soya fasulyesinin sindirilme derecesi yüksektir. Ancak, herhangi bir işleme tabi tutulmadan kullanıldığında, hayvanların sağlığı üzerine olumsuz etki yapabilir. (Bazı buğdaygil ve baklagil tane yemlerin genel görünüşü için bakınız S.52, Resim 3.1).
Değirmencilik Endüstrisi Yan Ürünleri
Buğdaygil veya baklagil tanelerinin değirmenlerde işlenerek, geriye kalan değirmencilik (öğütme) kalıntıları hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.
Değirmencilik endüstrisi yan ürünleri, un endüstrisi (kuru öğütme) ve nişasta endüstrisi (yaş öğütme) yan ürünleri olmak üzere iki grupta toplanabilir.
Un Endüstrisi Yan Ürünleri
Unu elde edilecek olan tanelerin öğütülmesi birbirini izleyen kademeler halinde yapılır. Tanelerin un, embriyo ve kepek kısımları ayrılır.
Buğday ve mısır tanesi un elde etmek için en fazla kullanılan tahıl tanelerindendir.
Buğday kepeği %12-17 düzeyinde HP içerir. HS bakımından zengin olup miktarı ortalama %10-17’dir. Buğday kepeği hayvan beslemede, yoğun yemlerin hafifletilmesinde, lezzetlerinin artırılmasında ve sindiriminin kolaylaştırılmasına katkıda bulunur.
Mısır kepeği mısırın işlenmesinde embriyoların ayrılmasından sonra geriye kalan iri öğütme artıklarının ikinci bir öğütmeye tabi tutulması ile elde edilir.
Nişasta Endüstrisi Yan Ürünleri
Nişasta endüstrisi yan ürünleri, mısır, buğday, darı, patates gibi nişasta bakımından zengin yemlerden nişasta elde edildikten sonra geriye kalan kısımlardır. Mısırdan nişasta üretimi fazla olduğundan mısır nişasta endüstri yan ürünleri önem taşımaktadır
Şeker Endüstrisi Yan Ürünleri
Şeker pancarından şeker üretimi esnasında yan ürün olarak elde edilen pancar posası ve melas hayvan beslemede önem taşımaktadır.
Şeker pancarı posası kolay sindirilebilen ve hayvanların iştahla tükettiği bir yem maddesidir. Şeker pancarı posasının su miktarı (% 84-88) fazla olduğundan kısa sürede tüketilmelidir.
Yaş şeker pancarı posası yüksek su içeriği nedeniyle hayvanlara fazla miktarda verilmemelidir. Aksi halde ishallere neden olur.
Preslenmiş yaş pancar posasının kurutulması ile kurutulmuş pancar posası elde edilir. Kuru şeker pancarı posası fazla miktarda su çektiğinden ağızda çiğnenirken bütün ağız salyasını emer ve yutmayı güçleştirir. Kuru pancar posası 5-6 misli su ile bir gün önceden ıslatılarak hayvanlara verilmelidir.
Şeker üretimi sırasında, şekerli suyun buharlaştırılması ve şekerin kristalleştirilmesi sonunda geriye kalan pekmez rengi ve kıvamındaki maddeye melas adı verilir. Melas bütün hayvanlar için uygun bir yem maddesidir.
Bira Endüstrisi Yan Ürünleri
Arpadan bira üretimi esnasında yan ürün olarak elde edilen ve hayvan besleme açısından önemli olan yan ürünler malt çili, malt posası ve bira mayasıdır.
Malt çili, su emici özellikte olduğundan hayvanlara verilmeden önce ıslatmak, buharla yumuşatmak ve diğer yemlerle karıştırarak vermek gerekir. Tane yemlerle karıştırılıp öğütülerek de verilebilir
Maltın suda çözünmeyen kısmına malt posası, bira posası veya malt kalıntısı adı verilir. Malt posasının büyük bir kısmını arpanın kavuzları ile kabukları oluşturur. Malt posası yaş ve kuru olarak kullanılabilir. Yaş posa çabuk bozulduğundan silajı da yapılabilir.
Bira mayası, taze ve kuru olarak hayvan beslemede kullanılabilir. Yaş bira mayasında KM miktarı %16 olduğundan taze olarak hemen kullanılmalıdır. Bira mayası sığırların beslenmesinde protein kaynağı olarak önem taşımaktadır.
Alkol Damıtma Endüstrisi Yan Ürünleri
Alkol endüstri yan ürünleri ve bileşimi ülkelere, kullanılan ham maddenin çeşidine ve bileşimine, öğütme işlemlerine, fermentasyon şartlarına, damıtma işlemine, kurutma koşullarına ve partikül ayrımına bağlı olarak farklılık göstermektedir. Bu endüstride damıtma posası (distiller’s grain, DG), damıtma çözünürleri (distiller’s solubles, DS) ve kurutulmuş damıtma çözünürlü posa (dried distiller’s grains with solubles, DDGS) yan ürün olarak elde edilmektedir.
Damıtma çözünürlü maddelerin (DS) damıtma posası ile karıştırılarak birlikte kurutulması ve peletlenmesi ile elde edilen ürün, kurutulmuş damıtma çözünürlü posa (DDGS) yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Ekmek Mayası Endüstrisi Yan Ürünleri
Ekmek mayası üretiminde ham madde olarak başlıca karbon kaynağı olarak şeker endüstri yan ürünü olan melas, azot kaynağı olarak amonyak, amonyak tuzları ile fosfor kaynakları kullanılır. İnaktif kurutulmuş maya hayvan beslemede protein kaynağı olarak da kullanılmaktadır.
Kurutulmuş ekmek mayası protein, fosfor, aminoasitler ve B grubu vitaminler bakımından zengindir.
Melas şilempesinin kuru maddesi düşük, potasyum düzeyi yüksektir. Melasta bulunan yüksek düzeydeki şeker (%50-55), fermentasyon sürecinde maya tarafından besin olarak tüketildiği için, şilempedeki şeker düzeyi düşüktür.
Yağ Endüstrisi Yan Ürünleri
Yağlı tohumların yağı alındıktan sonra geriye kalan proteince zengin ürüne küspe adı verilir. Yağ, yağlı ham maddelerden hidrolik pres yöntemi (adi pres yöntemi), devamlı pres yöntemi (ekspeller yöntemi) ve solvent ekstraksiyon yöntemi olmak üzere üç ayrı yolla elde edilebilir.
Hidrolik pres yöntemi, fazla iş gücü gerektirdiği ve küspede fazla düzeyde yağ kaldığı için pek kullanılan bir yöntem değildir Devamlı pres yöntemi ile elde edilen küspede ortalama %4-5 düzeyinde yağ bulunur. Solvent ekstraksiyon yönteminde en fazla kullanılan solvent hekzandır. Elde edilen küspede yağ miktarı %1’in altındadır.
Küspe üretimi esnasında sıcaklık ne kadar fazla olursa, ortamdaki amino asitlerin parçalanmaları da o kadar fazla olur. Küspe üretim esnasında ısıtma süresi arttıkça proteinlerin değerlendirilme derecesi de olumsuz yönde etkilenmektedir.
Hayvan beslemede kullanılan başlıca küspeler, soya küspesi, ayçiçeği küspesi, pamuk tohumu küspesi, keten tohumu küspesi, yer fıstığı küspesi, susam küspesi ve fındık küspesidir.
Soya küspesi çoğu ülkede hayvan beslemede özellikle kanatlı ve domuz beslemede başlıca protein kaynağı olarak kullanılmaktadır. Soya küspesi oldukça lezzetli olup yüksek düzeyde sindirilebilirliğe sahiptir.
Ayçiçeği küspesinin kalitesi içerdiği kabuk miktarına bağlıdır. Kabuğu ayrılmamış tohumlardan elde edilen küspelerin besleyici değeri çok düşüktür. Ayçiçeği küspesinin HP’i %22-42 arasındadır.
Pamuk tohumu küspesinin protein düzeyi, protein kalitesi, lizin ve kükürtlü amino asitlerin düzeyi soya küspesine kıyasla daha düşüktür. Kanatlı ve domuz için soya küspesine kıyasla daha az lezzetlidir. Gosipol içeriği, lezzet ve protein kalitesi açısından düşünüldüğünde ruminantlar için daha uygundur. Ayrıca iyi bir bypass protein kaynağıdır. Fazlası sindirim bozukluklarına yol açar
Kolzanın ıslah edilerek glikosinolat ve erüsik asit içeriği azaltılmış varyetesine kanola adı verilir. Kanola küspesinin bileşimi kanola tohumu türüne ve elde edilme yöntemine göre değişiklik gösterir. (Bazı küspelern genel görünüşü için bakınız S.60, Resim 3.2).
Biyoyakıt Endüstrisi Yan Ürünleri
Biyodizel ve biyoetanol hayvancılık ve yem sektörünü ilgilendiren yenilenebilir enerji kaynaklarıdır.
Biyodizel üretiminde yan ürün olarak gliserol de elde edilmektedir. Gliserol özellikle geçiş dönemindeki süt ineklerine günde 300- 500 g/gün olacak şekilde yemlerin üzerine dökülerek veya karma yemlere katılarak verilmektedir.
Biyoetanol endüstrisinde kullanılan hammaddeler tahıl taneleri, patates, şeker pancarı, şeker kamışı ile odun ve tahıl hasılları gibi selülozca zengin yem maddeleridir. Bu amaçla en fazla tahıl taneleri kullanılmaktadır. Biyoetanol üretiminde tahıllar karışık olarak kullanıldığında, elde edilen yan ürünler en yüksek oranda kullanılan tahılın ismini taşımaktadır. Tahıl taneleri alkolle fermente edildiğinde kuru maddenin yaklaşık üçte biri oranında yan ürün elde edilmektedir. Etanol üretiminde yaş öğütme veya kuru öğütme yöntemi kullanılabilmektedir.
Hayvansal Kökenli Yem Maddeleri
Hayvansal kökenli yem maddelerinin yüksek verimli süt ineği, kanatlı, domuz ve at rasyonlarının hazırlanmasında büyük önemi vardır. Et kemik unu, balık unu, et unu, süt ve süt tozu gibi hayvansal kökenli proteinler esansiyel amino asitlerin büyük bir kısmını yeterli düzeyde içerir. Ancak Türkiye’de AB uyum çalışmaları kapsamında oluşturulan Yem Kanununa göre bazı hayvansal kökenli yem maddelerinin kullanılmasına yasaklar getirilmiştir.
Hayvansal Kökenli Yemlerin Sınıflandırılması
Hayvansal kökenli yemler aşağıdaki gibi dört grupta sınıflandırılır:
Et ve et ürünleri.
Kanatlı ve kanatlı ürünleri.
Süt ve süt ürünleri.
Balık ve balık ürünleri.
Hayvansal proteinlerde en önemli husus, bu yem maddelerinin elde ediliş yöntemlerindeki farklılıklar ve bunların depolama şartlarıdır.
Et ve et ürünleri mezbahalarda kesilen veya ölen hayvanların gövdelerinden elde edilir. Mezbahalarda kesilen hayvanlardan özellikle insanlar tarafından tüketilmeyecek olan kısımları ayrıldıktan sonra elde edilen ürünler bir takım teknolojik işlemlerden geçirilerek hayvan yemi olarak kullanılır.
Kanatlı ve kanatlı ürünleri özellikle kanatlı rasyonlarında kullanılmaktadır. Bunlar elde ediliş şekillerine göre, kuluçka sanayi yan ürünleri, kanatlı mezbaha yan ürünleri ve tüy unları olmak üzere üç kısma ayrılır.
Süt ürünleri kanatlı rasyonlarında önemli bir yem maddesi olarak kabul edilir. Süt iyi bir kalsiyum ve fosfor kaynağı olmasına karşın demir ve magnezyum bakımından yetersiz iyot yönünden de kabul edilebilir düzeydedir. Bu nedenle uzun bir süre yem olarak kullanılması uygun değildir.
İnsan gıdası olarak tüketilmeyen balıklar veya balık konserve fabrikası artıkları rendering işleminden geçirilerek balık unu haline getirilir. Hayvansal protein kaynağı olarak kullanılan yem maddeleri içerisinde en değerli olanıdır.
Balık unu kanatlı, domuz, süt ineği, mink ve balık rasyonlarında kullanılmaktadır. İyi kaliteli balık ununda %57-77 oranında HP bulunur. Balık ununda yağ oranı %2-14, nem oranı ise %6-12 arasında değişmektedir. Sözü edilen bu oranların üzerine çıkıldığında balık ununun kalitesi olumsuz yönde etkilendiği gibi depolanma durumunda yem maddesinin bozulma riski de artmaktadır.
Mineral Yemler
Organizmada her bir hücrenin yaş faaliyetlerinin gerçekleştirilebilmesinde mineral maddelerin büyük rolü vardır.
Hayvana verilen rasyonların mineral madde bakımından yetersiz olması durumunda mineral yemler rasyonlara ilave edilebilir. Mineral yemler paketlenmiş hazır ürünler, doğal mineral kaynakları ve ticari amaçlı mineral kaynakları olmak üzere üç kategoriye ayrılır.
Paketlenmiş hazır ürünler, kemik ve kartilago dokusundan elde edilir ve mükemmel bir kalsiyum, fosfor ve bazı iz element kaynağıdır.
Doğal mineral kaynakları, çevreden veya bazı yem maddelerinin güvenli bir şekilde rendering işleminden geçirilmesi sonucu elde edilir.
Ticari amaçlı mineral kaynaklarının avantajı, diğerlerine göre daha ucuz ve daha saf olması, kimyasal formülünün bilinmesi böylelikle yeme katılacak miktarı daha doğru ve hızlı bir şekilde hesaplanmasıdır.
Burada önemli olan nokta hayvanın yaşı, cinsiyeti, ağırlığı ve veriminin çok iyi tespit edilmesidir. Ağırlıklı olarak konsantre yemle veya kaba yemle besleme yapılması mineral maddeye olan ihtiyacı değiştirmektedir. Özellikle kapalı ahırda beslenen hayvanlar gün ışığından yeterince yararlanamadıklarından bunlara yeterli düzeyde vitamin D verilmesi kalsiyum ve fosfor emilimini ve değerlen-dirilmesini olumlu yönde etkiler.
Yemlik Yağlar
Yağlar gliserinin yağ asitleri ile yaptığı esterlerdir. Yağlar karbonhidrat ve proteinlerin yaklaşık 2,5 katı enerji değerine sahiptir. Ayrıca yağın yapı taşı olan yağ asitlerinden linoleik, linolenik ve arahidonik asitler hayvan beslemede esansiyel bir özellik göstermektedirler. Rasyonlarına yağ katmadan broyler rasyonlarının enerji- sini dengeleyebilmek oldukça zordur. Yemlik yağlar elde edildikleri bitki veya hayvanın türüne göre sınıflandırılır. Ancak son zamanlarda, yeniden geri kazanılan restoran yağlarının kullanımının artması ile yemlik yağlar bitkisel ve hayvansal yağların karışımı olma özelliği kazanmışlardır. Bazı yağların ME (metabolize olabilir enerji) değerleri S. 63 Tablo 3.1’de verilmiştir.
Yemlere yağ katmanın bazı avantajları; yemlerin enerji değerini yükseltmesi, yemleri yaşam için mutlaka gerekli olan esansiyel yağ asidi ve A, D, E ve K vitaminleri bakımından zenginleştirmesi, yemden yararlanmayı ve yemin lezzetini artırması, katıldıkları yemin tozumasını engellemesi, yem fabrikalarının alet ve ekipmanlarının ömrünü uzatması şeklinde ifade edilebilir.
Yemlik Yağların Sınıflandırılması
1. İç Yağ (Don Yağ): Koyun ve sığır iç yağlarıdır. Doymuş yağ asitleri bakımından zengindir.
2. Tavuk Yağı: Tavuk kesimhanelerinde iç organlardan ayrılan ve tüketilmeyen organların rendering işlemlerinden geçirilmesi neticesinde elde edilir.
3. Bitkisel Yağ: Tüm bitkisel yağlar ile bitkisel yağların rafine edilmesi sırasında elde edilen asit yağlardır. Genellikle doymamış yağ asitleri bakımından zengindirler. Ruminantların beslenmesi için çok uygun değildirler. işkembede kaba yem sindirimini azaltabilirler.
4. Kullanılmış Yağlar: Restoranlarda ve hazır gıda imalathanelerinde kızartma işlemlerinden eriyen veya artakalan yağlardır.
5. Karışık Yağlar: İç yağ, tavuk yağı, asit yağ ve restoran yağlarının karışımıdır.
6. Asit Yağlar: Bitkisel yağların rafinasyonu sırasında ortaya çıkan ve yüksek düzeyde serbest yağ asidi içeren ürünlerdir.
7. Korunmuş Yağlar: Geviş getiren hayvanlarda işkembeden fazlaca etkilenmeden ince bağırsaklara ulaşabilen yağlara verilen isimdir. Korunmuş yağlar yağ asitlerinin doyurulması veya yağların Ca ile sabunlaştırılmasından elde edilirler. Kaba yem sindirimini etkilemezler.
Yemlik Yağlarda Kalite Kriterleri
Su içeriği: Yağlarda en fazla %1 düzeyinde su bulunmalıdır.
Çözünmeyen madde (tortu): Kıl, deri ve kemik parçacıkları içerebilir ve yağdaki miktarı %0,5’den fazla olmamalıdır.
Titre değeri: Yağların katılaşma noktasının °C cinsinden ifadesidir. Oda sıcaklığında sıvı olan yağlara sıvı, katı olanlara ise katı yağlar adı verilir.
Sabunlaşmayan maddeler: Yağlardaki zamk, lesitin, mum ve sterol gibi yapılardır. Sabunlaşmayan maddelerin yüksek olması yağın enerjisini azaltır.
Sabunlaşma değeri: Sabunlaşma değeri yüksek ise kısa zincirli yağ asit miktarı fazladır.
İyot değeri: Yağların doymamışlığının ölçüsüdür. Yüksek iyot değeri doymamış yağdaki yağ asit düzeyinin yüksek olduğunu gösterir. Doymamış yağ asitlerinde acılaşma riski daha yüksektir.
Serbest yağ asitleri: Gliserole bağlı olmayan yağ asitleridir. Kanatlılarda serbest yağ asitlerinin yüksek olması yağın enerji düzeyini azaltır.
Pestisit kalıntıları: Hayvanlarda toksik etki oluşturan pestisit kalıntıları olmamalıdır.
Peroksit değeri: Yağlarda acılaşmanın bir ölçüsüdür. Peroksit değerinin 2-3 mEq/kg’dan fazla olmaması istenir. Acılaşma yağlara zarar verdiği gibi yağda eriyen vitaminleri de tahrip eder.
Yemlik yağların taş ve depolanmasında dikkat edilmesi gereken noktalar:
Lastik, bakır ve alaşımlarını içeren ağır metaller yağlarda acılaşmaya neden olur.
Serin ortamda muhafaza edilmelidirler.
Yağ depolanan tanklar düzenli olarak temizlenmelidir.
Depolama ve taş sırasında nem ve hava ile olabildiğince az temas etmelidir.
Bazı konsantre yemlerin kanatlı ve ruminant doğal haldeki besin madde ve enerji içerikleri için bakınız S. 65, Tablo 3.2.