TEMEL ZOOTEKNİ - Ünite 1: Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış

Dünya’da Hayvancılık

İnsanoğlu ilk zamanlar yabani hayvanları avlamış, etleri ile karnını doyurmuş, derilerinden giysiler yapmış, kemik ve boynuzlarından alet ve süs eşyaları yapmışlardır. Yaban hayvanlarını evcilleştirme ve evcil hayvan üretme, insanoğlunun tarih boyunca elde ettiği başarıların belki de en parlak ve insanlık yararına olanıdır.

Hayvancılığın Ekonomideki Yeri: Hayvan yetiştiriciliğinin ekonomiye katkıları çok değişik yollardan olabilir. Bunlar;

  • Hayvancılık her şeyden önce yetiştiricinin geçimini ve ekonomik yönden güçlenmesini sağlar.
  • Hayvan yetiştiriciliği ile elde edilen et, süt ve yumurta gibi değerli ürünler insanların dengeli ve yeterli beslenmesi bakımından önemli bir yere sahiptir.
  • Hayvanlardan elde edilen yapağı, tiftik ve deri gibi bazı hayvansal ürünler ile hayvansal yan ürünler tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayilerinin en önemli ham maddelerini oluşturur.
  • Hayvancılıktan elde edilen et ve sütü işleyen ve işlenmiş ürün haline getiren süt ve et sanayi de ülkelerin ekonomilerinin asıl unsurlarındandır.
  • Hayvanlar insanlar tarafından yiyecek olarak değerlendirilemeyen bitkisel artıkları et, süt ve yapağı gibi hayvansal ürünlere dönüştürebilirler.
  • Hayvancılık çeşitli ülkelerin dış satım gelirlerinde önemli bir paya sahiptir.
  • Hayvancılık, gizli işsizliği gidermede önemli bir rol oynar.
  • Hayvan gübresi işletmenin toprak verimliğini sağlayarak bitkisel üretimin verimliliğini artırır ve toprak erozyonunun önlenmesine katkı sağlar.
  • Tarım makinalarının kullanılmasının mümkün olmadığı birçok yerde hayvanların çekim gücünden yararlanılmaktadır.

Dünya Hayvan Varlığı: Dünyada, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO 2012) istatistiklerine göre 2000 yılında toplam 20.3 milyar olan çiftlik hayvan mevcudu, 2012 yılında 28.6 milyara yükselmiştir. Bu istatistiklere göre 2000 yılına göre 2012 yılında çiftlik hayvan sayısı % 40.6 artmıştır. Kanatlı dışındaki hayvan varlığı arasında sayı bakımından sığırlar ilk sırada yer almakta olup, bunu koyunlar, keçiler ve domuzlar izlemektedir. Dünyada yetiştirilen çiftlik hayvan sayılarında son 12 yılda (2000- 2012 yıllarında) sığırlarda % 14’lük, domuzlarda % 13.2’lik, koyunlarda %10.3’lük, keçilerde % 32.5’lik ve kanatlı hayvanlarda ise % 49.7’lik bir artış vardır (Dünyadaki farklı türden çiftlik hayvan sayıları için bakınız. Tablo 1.1., S.4). Dünyada hayvancılığın en teknik ve verimli yapıldığı ülkelere örnek olarak, İngiltere, Hollanda, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Yeni Zelanda ve İsrail verilebilir. Türkiye hayvan sayısı bakımından dünyada sığır ve keçi sayısı için 22.ci sırada, koyun ve tavuk sayısı bakımından ise 12.ci sırada yer almaktadır. Bir ülkede yapılan hayvancılığın yapısını belirleyen en önemli etkenler, o ülkenin coğrafi yapısı, tarımsal üretim düzeyi ve genel ekonomik seviyesidir (Bazı ülkelerde farklı türden çiftlik hayvanları sayıları için bakınız. Tablo 1.2., S. 6).

Dünyada Hayvansal Üretim: Dünyada yılda 302.39 milyon ton et üretilmektedir. Hayvan türleri arasında domuz, 109.12 milyon ton et üretimi ile ilk sırada yer alırken bunu 105.64 milyon ton ile kanatlı hayvanlar izlemektedir. Bu türleri 63.29 milyon ton ile sığır, 8.47 milyon ton ile koyun, 5.30 milyon ton ile keçi ve 3.60 milyon ton ile manda takip etmektedir. Dünya et üretiminde 2012 yılında 2000 yılına göre % 31.5’luk bir artış meydana gelmiştir. Dünya toplam et üretimindeki bu artış içinde en yüksek paya % 58.1’le tavuk eti üretimi sahiptir. Bunu % 41.3’le keçi eti, % 27 ile domuz eti, % 12.9’la sığır eti ve % 8.7 ile koyun eti izlemektedir.

Dünyadaki toplam et üretimi içinde, domuzlar % 36 ile ilk sırada yer almaktadır. Bu sırayı % 34 ile kanatlı hayvanlar, % 21 ile sığırlar, % 2.8 ile koyunlar, % 1.8 ile keçiler ve % 1.2 ile mandalar takip etmektedir. Dünya geneli için verilen bu sıralama ülkelerin coğrafi koşullarına, beslenme alışkanlıklarına, dini ve kültürel yapısına göre farklılıklar göstermektedir.

Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO 2012) verilerine göre dünyada toplam 753.92 milyon ton süt üretilmektedir (Dünyada yılda üretilen hayvansal ürün miktarları ve kişi başına üretim için bakınız. Tablo 1.3., S. 7).

Dünyada yaşayan her bir insana düşen yıllık toplam kırmızı et miktarı 28.11 kg’dır. Bu kırmızı et içinde hayvan türlerinin payları ise, 15.59 kg domuz eti, 9.10 kg sığır eti, 1.21 kg koyun eti, 0.76 kg keçi eti ve 0.51 kg manda eti olmak üzere sıralanmaktadır. Bunun yanında dünyada kişi başına yıllık 15.09 kg kanatlı hayvan eti düşmektedir. Kanatlı eti ile birlikte kişi başına düşen toplam et miktarı ise 43.20 kg olmaktadır. Etin yanında dünyada kişi başına yıllık ortalama 107.7 kg süt ve 10.27 kg yumurta düşmektedir.

Dünya hayvan yetiştiriciliğinde et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlere ilave olarak genelde deri ve tekstil sanayide ham madde olarak kullanılan deri ve yapağı elde edilmektedir. 2012 yılı Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) istatistiklerine göre dünyada toplam 19.105 milyon ton yaş deri ve 2.067 milyon ton yapağı üretilmektedir. Yapağı üretiminde ilk sırayı Çin, Avustralya ve Yeni Zelanda almaktadır (Bazı ülkelerde farklı tür çiftlik hayvanlarında et, süt üretimi için bakınız. Tablo 1.4., S. 8).

Hayvancılığın Beslenmedeki Yeri

Yetişkin bir insanın dengeli olarak beslenebilmesi için aldığı besinler ile bir günde 2800-3000 kalori ve 75-80 g protein alması gerekir. Alınan bu proteinin 30-35 g’ının hayvansal kökenli olması gereklidir. Hayvansal kökenli besinler proteince zengin olmasının yanında içerdiği proteinin biyolojik değerliliği de yüksektir. Karbonhidratlar ya hiç yoktur ya da çok az vardır, bu besinlerde selüloz hiç yoktur.

Farklı tür hayvan etleri % 17-20 protein, % 10-27 yağ ve % 0.8-1.3 mineral madde içerir, kalan kısım ise sudur. Memeli hayvan yavrularının tek besin kaynağı olan süt ideal bir besin maddesidir. Yumurta da taşıdığı amino asitler, doymamış yağ asitleri, başlıca vitaminler ve mineraller yönünden zengin bir besin kaynağıdır.

Dünya Ülkelerinde Hayvansal Besinler Bakımından Beslenme Düzeyleri: Gelişmiş ülkelerde (bu ülkelerde hayvancılık da ileri düzeydedir) alınan günlük diyetin büyük bir bölümü hayvansal proteinlerden oluşur. Bireyler önemli miktarda et, süt ve yumurta tüketirler.

Dünya beslenme durumu Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2009 yılı istatistiklerine göre kişi başına günlük kalori, günlük toplam protein ve günlük hayvansal protein tüketimi dünya genelinde; 2831 kalori, 79.3 g ve 31.2 g’dır. Bu değerler kıtalara göre değişim göstermektedir. Yukarıda belirtilen parametreler, Amerika kıtasında 3205 kalori, 93.0 g ve 52.0 g, Avrupa kıtasında 3362 kalori, 102.1 g ve 57.8 g, Okyanusya kıtasında 3182 kalori, 98.3 g ve 61.8 g, Asya kıtasında 2706 kalori, 74.8 g ve 25.2 g ve Afrika kıtasında ise 2500 kalori, 66.6 g ve 15.1 g’dır.

Hayvansal protein tüketimi sıralamasında da ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunmakta olup, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa’da 70.0 gramın üzerinde iken Çad, Etiyopya, Bangladeş ve Nijerya gibi ülkelerde 10.0 gramın altındadır. Türkiye’de yediğimiz gıdalardan günlük 3666 kalori ve 105.5 gram protein almamıza karşın günlük hayvansal protein tüketimi yıllar itibariyle artarak 15.0 g’lardan 28.2 g’a kadar yükselmiştir (Bazı ülkelerde birey başına alınan günlük kalori, toplam protein ve hayvansal protein miktarları için bakınız. Tablo 1.5., S. 10).

Türkiye’de yıllık kişi başına ortalama et tüketimi 25.3 kg, süt tüketimi 143 kg ve yumurta tüketimi de 9.4 kg’a ulaşmıştır (Bazı ülkelerde birey başına yıllık ortalama et, süt ve yumurta tüketimi için bakınız. Tablo 1.6., S. 10).

Bitkisel ve hayvansal üretimleri teknoloji ve bilimin olanakları kullanılarak artırmak için gerekli çaba gösterilmeli ve geri kalmış ülkelere tarım ve hayvancılıkta gelişmiş ülkeler üretim konusunda gerekli teknik ve mali yardımları yapmalıdır.

Türkiye’de Hayvancılık

Tarıma dayalı et, süt, yem, yünlü tekstil ve deri sanayilerine hammadde ve istihdam sağlaması bakımından hayvancılık tarımsal üretimin lokomotifi konumundadır. Türkiye’de özellikle 1960’lı yıllardan sonra tarım dışındaki sektörlerin daha hızlı büyümesi, tarımın ülke ekonomisindeki payının azalmasına neden olmuştur. Tarım ve hayvancılık ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olup Türkiye tarım ülkesi görünümünü sürdürmektedir.

Hayvan Varlığı ve Hayvansal Üretim: Türkiye’de kanatlı hayvan dışındaki çiftlik hayvanlarının toplam sayıları yıllar itibariyle belirgin bir şekilde azalmıştır. Söz konusu hayvan sayıları 1980’de 84 milyon baş iken bu sayı 1990’da 70 milyon, 2000’de 50 milyon ve 2012 yılında ise 49.8 milyona gerilemiştir. Bu hayvanların aksine Türkiye’de kanatlı sektörü (özellikle tavukçuluk) hızlı bir şekilde gelişmiştir.

Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Varlığı: Türkiye’de yetiştirilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar arasında en çok sayıya koyunlar sahiptir. Bunu sırasıyla sığırlar, keçiler ve mandalar izlemektedir. 2012 yılı verilerine göre hayvan varlığının % 55’ini koyun, % 28’ini sığır, 17’sini keçi ve % 0.2’sini manda oluşturmaktadır.

Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünya süt üretiminin tamamına yakını ve et üretiminin de % 21’i sığırlardan sağlanmaktadır. Bu durum sığırcılığın bazı önemli avantajlarından ileri gelmektedir. Bu avantajlar arasında; kaba ve konsantre yemi et ve süte çevirme yeteneğinin yüksek olması, süt veriminin yüksek olması, laktasyon (Memeli hayvanlarda doğumla birlikte meme bezlerinden süt salgılanmaya başlanması ve bu süt salgılamasının belirli bir süre devam etmesi) süresinin uzun olması ve yılın her ayında süt üretiminin olması, farklı iklim koşullarına kolay adapte olmaları sayılabilir. Ülkemizde yetiştirilen sığır ırkları;

  • yerli,
  • melez
  • kültür,

ırklar olmak üzere üç grupta incelenebilir. Yerli sığır ırkları Yerli Kara (Karasığır), Boz ırk, Doğu Anadolu Kırmızısı (DAK) ve Güney Anadolu Kırmızısı (GAK) ırklarından oluşmaktadır. Kültür ırk sığırları olarak ise, Holstein (siyah-beyaz alaca), Esmer (Montafon), Jersey ve Simmental ırkları yetiştirilmektedir.

Türkiye’de yetiştirilen sığır varlığı 2012 yılında 1980 yılına göre % 12.5 azalmış olup, 13.9 milyon başa gerilemiştir. Nedenlerinden birisi birim hayvandan elde edilen süt miktarının yaklaşık iki kat artırılmış olmasındandır. Manda sayısındaki azalma ise daha çok olmuştur (% 89.6). Manda sayısındaki bu hızlı düşme ise üretiminin ekonomik olmaması gibi nedenlere bağlanabilir.

Koyun yetiştiriciliği et, süt, yapağı (yün) ve deri üretimi bakımından ülkemiz ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde, Akkaraman, Morkaraman, Dağlıç, Kıvırcık, Sakız, Merinos, Karayaka, Karagül, İvesi, Bafra, Malya, Acıpayam ve Tahirova koyun ırkları yetiştirilmektedir. Ülkemizde yetiştirilen keçilerin çok büyük bir bölümünü, kıl keçileri oluşturmaktadır. Son yıllarda keçi sütünün öneminin anlaşılması ile artan talep doğrultusunda ve süt keçi yetiştiriciliğinin teşvik kapsamına alınması üzerine süt keçi ırkları (Saanen, Kilis vd.) da entansif koşullarda yetiştirilmeye başlanmıştır (Türkiye’de yıllar itibariyle farklı türden çiftlik hayvan sayıları için bakınız. Tablo 1.7., S 12).

Süt Üretimi: Toplam süt veriminde 1990 yılına göre 2012’de % 69.5’lik bir artış olmuştur. Bu durum hayvan başına süt verim düzeyinin artması ile açıklanabilir. Türkiye’de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2012 yılı itibariyle toplam 17.354 milyon ton süt üretilmiştir. Bu üretimin içinde hayvan türlerinin payları; inekler için 15.978 milyon ton, koyunlar için 1.007 milyon ton, keçiler için 369 bin ton ve mandalar için 47 bin ton süt olarak bulunmuştur. Türkiye koyun sütü üretiminde dünyada ikinci ve Avrupa’da birinci sırada yer almaktadır. Türkiye, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2012 yılı verilerine göre, süt üretimi bakımından dünyada onuncu sırada ve Avrupa Birliği ülkeleri arasında ise üçüncü sırada yer almaktadır (Türkiye’de toplam süt üretimi, toplam süt üretiminde türlerin payı ve hayvan başına verim ortalamaları için bakınız. Tablo 1.8., S. 13).

Et Üretimi: Türkiye’de 1990 yıllarından 2010 yılına kadar 400-500 bin ton bandında bulunan et üretimi, 2010 yılında 781 bin ton ve 2012 yılında ise 916 bin tona yükselmiştir.

Türkiye toplam kırmızı et üretiminde sığırların payı 1990 yılında % 66 iken, 2012’de bu oran % 87.2’ye yükselmiştir. Buna karşın koyun eti 1990 yılında % 28’lik bir paya sahipken, 2012’de % 10.6’ya kadar düşmüştür.

Ortalama sığır karkas (Hayvan kesilip baş, ayaklar, deri ve iç organlar çıkarıldıktan sonra kalan kemikli et) ağırlığı 1990 yılında 143 kg iken, yıllar itibarı ile artarak 2012 yılında 286 kg’a yükselmiştir. Sığır karkas ağırlığı geçen 22 yılda % 100 oranında artmıştır. Koyunda aynı yıllarda 16.0 kg olan karkas ağırlığı 21.4’e yükselmiş olup artış oranı % 33.7 olmuştur. Keçilerde ise 16 kg olan karkas ağırlığı 19 kg çıkmış olup artış oranı % 18.7 hesaplanmıştır (Türkiye’de toplam kırmızı et üretimi, toplam et üretiminde türlerin payı ve birim karkas ortalamaları için bakınız. Tablo 1.9. S. 14).

Yapağı, Tiftik, Kıl ve Deri Üretimi: Ülkemizde 1990 yılında 60 bin ton yapağı, 1379 ton tiftik, 3955 ton kıl ve 12393 bin adet deri elde edilirken, bu rakamlar 2012 yılında 51 bin ton yapağı, 200 ton tiftik, 3570 ton kıl ve 8266 bin adet deri olarak bulunmuştur. Görüleceği gibi 1990 yılı üretimine göre, 2012 yılı üretiminde, yapağı üretiminde % 15.5, tiftik üretiminde % 85.5, kıl üretiminde % 9.7 ve deri üretiminde ise % 33.3’lük bir azalma meydana gelmiştir.

Tiftik elyafı yapağı ile karıştırılarak kumaş dokumasında kullanıldığı gibi trikotaj ve kaliteli döşemelik kumaş yapımı için de çok elverişlidir (Türkiye’de yıllara göre yapağı, tiftik, kıl ve deri üretim değerleri için bakınız. Tablo 1.10., S. 14).

Kümes Hayvanları: Türkiye’de 1995 yılında toplam 129 milyon baş olan tavuk sayısı, % 96.6 artarak 2012 yılında 254 milyon başa çıkmıştır (Türkiye’de yıllar itibariyle farklı türden kanatlı hayvan sayıları için bakınız. Tablo 1.11., S. 15).

1995 ile 2012 yılları arasında piliç eti üretimindeki artış % 511 (beş kat) olmuştur. Türkiye toplam et üretimi olan 2.640 milyon ton için piliç eti üretiminin payı % 65.3’tür. Yılda yaklaşık 14.9 milyar yumurta üretilmektedir (Türkiye’de yıllar itibariyle farklı türden kanatlı hayvan et üretim miktarları için bakınız. Tablo 1.12., S. 15).

Hayvansal Ürünlerin Tüketimi: Dünya genelinde enerji bakımından yetersiz beslenmenin yanında yeterli hayvansal protein tüketilmemesi, dengesiz beslenmeye yol açmaktadır.

Dünya genelinde kişi başına düşen hayvansal protein tüketimi 31.2 g olduğu halde, bu rakam az gelişmiş ülkelerde 10 g, Afrika ülkelerinde 15.1 g, Asya’da 25.2 g, Amerika’da 52 g, Avrupa ülkelerinde 57.8 g ve Türkiye’de ise 28.2 g’dır.

Türkiye kişi başına düşen hayvansal ürün tüketimi bakımından süt, kanatlı eti ve yumurtada dünya ortalamalarının üzerinde, domuz dışındaki kırmızı et tüketiminde dünya ortalamasının gerisinde bulunmaktadır (Yıllık kişi başına tüketilen hayvansal ürünler için bakınız. Tablo 1.13., S. 16).

İşletme Yapısı ve Yapısal Durumu: Türkiye’de 2001 genel tarım sayımı sonuçlarına göre yaklaşık 3.1 milyon tarım işletmesi bulunmaktadır. Bu işletmelerin % 67’sinde hem bitkisel hem de hayvansal üretim yapılmakta, % 30’unda sadece bitkisel üretim yapılmakta ve % 2.36’sında sadece hayvansal üretim yapılmaktadır. Yalnız hayvansal üretim yapılan işletme sayısı 73 bin civarındadır.

Türkiye Ekonomisinde Hayvancılığın Yeri: Türkiye, hayvan sayısı bakımından önemli bir yapıya sahip olmasına karşın, verimleri genellikle düşük olan yerli hayvanların çoğunlukta olması bir dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında bulaşıcı ve salgın hastalıkların tehdidi, çayır ve mera alanlarının tarıma açılmış olması, yem bitkileri üretiminin yetersizliği ve yem açığının bulunması, bu sektörde öncelikle çözümlenmesi gereken sorunların bazılarıdır.

Tarım gelirleri içinde hayvancılığın payı % 25-30 dolayındadır. Bunun yanında tüm istihdamın % 26’sı tarım sektöründe çalışmakta böylece ülke işsizliğinin giderilmesinde önemli bir yere sahiptir.

Türkiye 2013 yılında hayvansal ürün ihracatından 1.4 milyar dolar gelir elde etmiştir (TÜIK 2013).

Hayvancılık et, süt, tekstil, deri, ilaç ve kozmetik sanayi ham madde gereksinimini sağlayan bir sektördür. Hayvancılığın gelişmesi ile bu sektörle ilgili yem sanayi, veteriner ilaçları sanayi ve hayvan yetiştirme ekipmanları sanayinin gelişmesini sağlar.

Hayvancılıktan elde edilen değerli ürünlerin yanında yan ürün olarak ortaya çıkan gübre ile de tarım arazilerinin fiziksel özelliklerini iyileştirmesi ve bitkilerin ana besin maddelerini sağlaması ile önemlidir.

Hayvansal proteinler bir ülkenin iş gücünden ve kafa gücünden en iyi bir biçimde yararlanılmasında, genç nesillerin sağlıklı büyümesinde, yıpranan vücut hücre ve dokularının onarılmasında, hastalıklara karşı direnç sağlanmasında ve bağışıklık mekanizmasının iyi çalışmasında özel bir yeri olan değerli besin maddesidir. Bu nedenle halkın yeterli ve dengeli beslenmesinde hayvancılık önemli bir yere sahiptir.