TİCARET HUKUKU - Ünite 7: Pay sahipliği ve Menkul Kıymetler Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Pay sahipliği ve Menkul Kıymetler

Anonim Ortaklıkta Pay ve Pay Sahipliği

Paya ilişkin ilkeler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Tescil ile Oluşma Pay
  • Senede Bağlanmasının Etkisi
  • Payın Bölünmezliği İlkesi Devir Serbestliği İlkesi
  • Devir Serbestliği İlkesi

Pay türleri aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

  • Nakit Karşılığı Pay / Ayın Karşılığı Pay
  • Oy Hakkı Olan Pay / Oydan Yoksun Pay
  • İtibari Değeri Olan Pay / İtibari Değeri Olmayan Pay
  • İmtiyazlı Pay / Adi Pay
  • Bedelli Pay / Bedelsiz Pay

Pay Sahipliği

Pay sahibi, payın veya pay senedinin maliki olan gerçek veya tüzel kişidir. Bir kişi birden çok paya sahip olabileceği gibi, miras, birlikte satın alma gibi yollarla, bir pay üzerinde birden çok kişinin mülkiyet veya başka bir hakkı da söz konusu olabilir.

Pay sahipliği aslen veya devren kazanılır. Aslen kazanma, kuruluşta ve sermaye artırımında sermaye taahhüdünde bulunulması yoluyla gerçekleşir. Birleşme ve tür değiştirme sonucu çıkarılan payların da aslen kazanıldığı kabul edilir. Devren kazanma ise, payın başkasından, satım, trampa, bağışlama gibi bir işlemle devralınması şeklinde olur. Pay sahipliğinin miras, cebri icra ve evlilikteki mal rejimleri uyarınca iktisabı da devren kazanma kapsamında olmakla birlikte özellik gösteren durumlar olduğundan, kanunda özel hükümler mevcuttur.

Tipik sermaye ortaklığı niteliğine bağlı olarak anonim ortaklıklara özgü temel ilkelerden birisi de senede bağlanmış olsun olmasın, payın serbestçe devredilebilmesidir. Bu ilke, pay sahibinin, herhangi bir makam, organ veya kişinin izni veya icazetini almasına gerek olmaksızın payını devredebilmesini ifade etmektedir. Oysa kollektif, adi komandit ve limited ortaklıklarda pay serbestçe devredilemez; bunun için diğer tüm veya belirli oranda ortakların rızası gerekmektedir.

Fakat devredilebilirlik mutlak bir kural olmayıp kanundan veya iradeden doğan istisnaları mevcuttur. Kanun koyucu, bazen bizzat ortaklık tüzel kişiliğini, bazen pay sahiplerini, alacaklıları ya da kamu menfaatini koruma düşüncesi ile ortaklığın “anonim” niteliğine ve payları devir serbestliğine sınırlamalar koymuştur.

TTK’da ve diğer bazı özel kanunlarda, pay devrini yasaklayan, kısıtlayan veya izne bağlayan istisnai hükümler yer almaktadır. Bunlardan ilki kanundan doğan istisnalardır. Anonim şirketin kendi paylarını edinme veya taahhüt etme yasağı kuralına göre istisnalar; Edinmenin şartları, Edinme yasağının amacı ve yaptırımı, Yasağın istisnaları, Edinilen payların ne yapılacağı, Edinilen paylara bağlı hakların donması, Kendi paylarını taahhüt yasağı konularından oluşur. Ayrıca tescilinden önce payın devri yasağı ve bedeli tamamen ifa edilmemiş payın devrinde ortaklığın devri kabul etmeme yetkisi de TTK’nun istisnalarındandır. Diğer kanunlarda öngörülen istisnalar ise iradeden doğan istisnalar kapsamında incelenir.

Payın devri, birleşme, ortaklığın tasfiyesi, sermaye borcunda temerrüt nedeniyle ortaklıktan ıskat (çıkarma) ve payın itfası da pay sahipliğini sona erdiren durumlardır.

Pay Sahibinin Borç ve Yükümlülüklerine bakıldığında ise bunlardan ilki Sermaye borcu (tek borç) ilkesidir. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, pay sahiplerinin tek bir borcu vardır; o da sahip olunan paylara karşılık taahhüt ettiği pay bedelini veya payın itibari değerini aşan primi ifa borcudur. Bu nedenle, anonim ortaklıklarda “Tek Borç İlkesi” geçerlidir. Borçlu sıfatı incelendiğinde ise nama yazılı payın bedeli tamamen ödenmemiş ise, borçlu sıfatı pay sahibine aittir; birden çok kişi birlikte pay almış ise, borçtan müteselsilen sorumludurlar. Borcun ifa ediliş yöntemi ise sermayenin türü ve niteliğine göre değişir. Nakit sermaye taahhüt edilmiş ise, payların itibari değerlerinin en az %25’i tescilden önce, gerisi de tescili izleyen en geç yirmidört ayda ödenir. Ayın sermaye taahhüt edilmiş ise, sermaye borcu, ortaklığın tescili ile muacceliyet kazanır.

Borçlu Sıfatı

Nama yazılı payın bedeli tamamen ödenmemiş¸ ise, borçlu sıfatı pay sahibine aittir; birden çok kişi birlikte pay almışsa, borçtan müteselsilen sorumludurlar. Borcun ifa ediliş¸ yöntemi, sermayenin türüne ve sermayenin niteliğine bağlıdır. Nakit sermaye taahhüt edilmiş¸ ise, payların itibari değerlerinin en az %25’i tescilden önce, gerisi de tescili izleyen en geç¸ 24 ayda ödenir. Ayın sermaye taahhüt edilmiş¸ ise, sermaye borcu, ortaklığın tescili ile muacceliyet kazanır. Sermaye borcuna aykırılığın yaptırımları ise temerrüt faizi talep etmek, ıskat uygulamak, sözleşme cezası ödemesini öngörmek ve tazminat istemektir.

Pay Sahibinin Hakları

Pay sahiplerinin hakları, nitelikleri açısından ve kullanılış şekilleri açısından olmak üzere iki ölçüte göre sınıflandırılabilir:

Nitelikleri açısından hakların ilki mali haklardır. Bunlar; kâr payı (temettü) hakkı, hazırlık devresi faizi, tasfiye payı hakkı ve yeni paylarda önalım (rüçhan) hakkıdır.

İkincisi kişisel haklardır. Kişisel haklar genel kurul toplantılarına katılma ve bununla ilgili haklar, dolaylı da olsa ortaklık yönetimine ve denetimine katılma, bilgi alma ve inceleme haklarıdır.

Kullanılış şekilleri açısından haklar ise çoğunluk hakları, azınlık hakları ve bireysel haklar olmak üzere üç grup hak bulunduğu görülmektedir.

Anonim Ortaklıklarda Menkul Kıymetler

Eski SerPK’ya göre; “Menkul kıymetler, ortaklık veya alacaklılık sağlayan, belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, mislî nitelikte, seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları Kurulca belirlenen kıymetli evraktır”. Menkul kıymetin tanımında şu unsurlar yer almaktaydı:

  • Ortaklık veya alacaklılık sağlamak,
  • Belirli bir meblağı temsil etmek,
  • Yatırım aracı olarak kullanılmayı amaçlamak,
  • Dönemsel gelir (faiz, kâr payı gibi) getirmeyi amaçlamak,
  • Misli nitelikte ve seri halinde çıkarılmak.

Yeni SerPK’ya göre menkul kıymetlerin, para, çek, poliçe ve bono hariç olmak üzere, paylar, pay benzeri diğer kıymetler ile söz konusu paylara ilişkin depo sertifikalarını ve borçlanma araçları veya menkul kıymetleştirilmiş varlık ve gelirlere dayalı borçlanma araçları ile söz konusu kıymetlere ilişkin depo sertifikalarını ifade ettiği hükme bağlanmıştır. Görüldüğü üzere, yeni düzenlemede menkul kıymetin tanımı yapılmamış, yalnızca menkul kıymet sayılabilecekler belirlenmiş ve eski düzenlemeden farklı olarak bunların kıymetli evrak niteliği açıkça belirtilmemiştir. Ancak SerPK’da kabul edilen bu ifade değişikliği nedeniyle menkul kıymetlerin kıymetli evrak sayılmayacağına ilişkin bir tespit yapılmamalıdır.

Aşağıda, AO tarafından çıkarılan menkul kıymetler arasında en yaygın ve önemlisi sayabilen pay senetleri yanında, ilmühaber ve tahviller hakkında da genel bir bilgi sunulmuştur.

Pay (Hisse) Senetleri
Pay senetleri anonim ortaklıkta payı temsil etmek üzere çıkarılan ve kıymetli evrak niteliği taşıyan senetlerdir.

TTK uyarınca devir şekli açısından pay senetleri, nama veya hamiline yazılı olabilir. Senetler için yapılan bu ayrımın senede bağlanmamış paylarda söz konusu olamaması gerekir çünkü senetsiz (çıplak) paylar nama veya hamiline olamaz; olsa olsa kanun veya ana sözleşme gereği, nama ve/veya hamiline yazılı senetlere bağlanacak paylardan söz edilebilir. Payın devir şekli, senet çıkarılmış olup olmamasına göre farklı hükümlere ve sonuçlara bağlıdır.

Senetsiz payların devrini ele alırken, payın kaydi sisteme bağlı olup olmadığına göre bir ayrım yapılması ve kaydi sistem hakkında kısa ve genel bir bilgi verilmesi gerekmektedir. Kaydi sistemdeki payların devrine bakıldığında, yeni gereksinimler ve sermaye piyasasındaki gelişmeler, payların senede bağlanması yerine, hak sahiplerinin bilgisayar ortamında tutulacak kayıtlar yoluyla izlenmesi ve pay devirlerinin de bu kayıtlar yoluyla gerçekleştirilmesi gereğini doğurmuş; birçok ülkede olduğu gibi, bizde de bu konuda yasal düzenleme yapılmıştır. Kaydi sisteme girmeyen payların devrinde ise bu paylarda TBK hükümlerine uyulması ve ayrım yapılması gerekmektedir.

Pay Senetleri hakkında TTK, yalnızca hamiline ve nama yazılı senetlerden söz etmekte ise de aslında nama yazılı senetlerin de nama, bağlı nama ve gerçek nama şeklinde üç değişik türü bulunduğu kabul edilmektedir.

Hamiline yazılı pay senetleri: Hamiline yazılı pay senedi, senedin metni veya şeklinden, hamili kim ise, o kimsenin hak sahibi sayılacağı anlaşılan kıymetli evraktır. Devir kabiliyeti oldukça yüksektir. Devir şekli ise hamiline yazılı pay senedinin, yalnızca zilyetliğin geçirilmesi (nakli) ile devredilir. Devrin anonim şirkete bildirilmesi ve bir deftere kaydedilmesi söz konusu değildir. Devri şu şekilde yapılır: Senet zilyetliği nakledilmelidir, zilyetlik devri, mülkiyetin geçişi amacıyla yapılmalı ve çoğunluk görüşünce, tasarrufi işlemin, geçerli bir hukuki sebebi olmalıdır ayrıca devreden yetkili olmalıdır. Bununla birlikte, malik olmayan zilyetten iyi niyetle kazanımlar korunur.

Nama yazılı pay senedi ise belli bir kişi adına yazılı olan, ciro ve zilyetliğin nakli ile devredilebilen kıymetli evraktır. Ciro ile Devrin Anlamı: Nama yazılı pay senetleri, ana sözleşmede aksine hüküm olmadıkça devredilebilir. Devir, ciro ve zilyetliğin nakli ile olur. Ayrıca, devrin ortaklığa karşı hüküm ifade etmesi için, pay defterine kayıt da gerekir. Devrin Şekli: Nama yazılı pay senedinin devri için yapılması gerekli işlemler şöyle sıralanabilir: Ciro veya temlik yapılması, zilyetliğin nakledilmesi, pay defterine kayıt yapılması.

Bağlı nama yazılı pay senetleri ise TTK’ya göre, nama yazılı senetler, ana sözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça devredilebilirler. TTK’da devrin ortaklığa karşı ancak pay defterine kayıt ile geçerli olacağı ve ortaklık sıfatının pay defterine göre belirleneceği düzenlenmiştir. Ortaklık devir keyfiyetini ana sözleşmede gösterilen nedenlerle pay defterine kaydetmekten kaçınabilir. Ancak bu kaçınmanın herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin yapılabilmesi mümkün değildir. Anonim ortaklıklarda kural, payın ve pay senedinin serbestçe devredilebilirliği olduğu hâlde, anılan hükümler, bu serbestinin ana sözleşmeye hüküm konulmak suretiyle ortadan kaldırılmasına ve sınırlandırılmasına olanak sağlamıştır. Belirtilen sınırlama ve yasaklamaların temel amacı, ortaklığın özgün yapısını korumak, ortaklık paylarının arzu edilmeyen kişilere geçmesini ve ortaklıkta başkalarının egemen olmasını önlemektir. Nama yazılı pay senetlerinin devrini sınırlandıran veya onaya bağlayan hükümler “bağlam” oluştururlar; bu tür senetlere de bağlı nama yazılı senet denir. Öte yandan devir için ana sözleşmede öngörülen şirket onayı, nama yazılı payların devri yanında, paylar üzerinde intifa hakkı kurulması halinde de geçerlidir; şirket tasfiyeye girmişse devredilebilirliğe ilişkin sınırlamalar düşer.

İlmühaber
Ana sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla, ilerde çıkarılacak pay senetleri ile değiştirilmek üzere, pay senetlerinin yerine geçici olarak çıkarılan ve kıymetli evrak niteliğinde olan senetlerdir. TTK, ilmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir.

Tahviller ve Diğer Menkul Kıymetler
TTK’a göre, her çeşidi ile tahviller, finansman bonoları, varlığa dayalı senetler, iskonto esası üzerine düzenlenenler de dahil diğer borçlanma senetleri, alma ve değiştirme hakkı veren senetler ile her çeşit menkul kıymetler, kural olarak ancak genel kurul kararı ile çıkarılabilir; aksi kanunlarda öngörülmüş olabilir. TTK uyarınca, aksi kanunlarda öngörülmedikçe, genel kurul herhangi bir menkul kıymeti çıkarma yetkisini, en çok on beş ay için yönetim kuruluna bırakabilir.

Tahvillerin, primli, ikramiyeli, kâra iştirakli, güvenceli, değişken faizli, endeksli veya pay senediyle değiştirilebilir olmak üzere çeşitli türleri vardır.