TIP TERİMLERİ - Ünite 3: Solunum Sistemi ve Dolaşım Sistemi Terimleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Solunum Sistemi ve Dolaşım Sistemi Terimleri

Giriş

Solunum sistemi hayatın en temel fonksiyonunu gerçekleştiren; dokuların ihtiyacı olan oksijenden zengin kan için vücuda oksijen temin eden ve dokulardaki fazla karbondioksiti vücut dışına atan hayati bir sistemdir. Sistemin en önemli görevi dokulardaki gaz alışverişi olan solunum sisteminin bununla birlikte organizmanın pH ve sıcaklığının düzenlenme görevleri de vardır. Ayrıca solunum ile dışarıya ısıtılmış ve nemlendirilmiş hava verilmesi, sıcaklık ve su buharı kaybına da yol açmaktadır. Solunum sistemi aynı zamanda larenks aracılığıyla hava akışını düzenleyerek konuşabilmeyi sağlar. Hava, içinde bulunan oksijeni vermek ve karbondioksiti almak üzere sürekli olarak akciğerlere girip çıkmak zorundadır. Bu da soluk alma ve soluk vermeyle sağlanır. Hava alınmasına soluk alma (inspiration-inspirasyon), verilmesine soluk verme (expiration-ekspirasyon) denir.

Organizmada kan dolaşımını sağlayan, kalp ve damarlardan oluşan sisteme dolaşım (kardiyovasküler) sistemi denilmektedir. Dolaşım sistemi içinde kalp, arter, ven ve kapiller (kılcal) damarlar yer almaktadır. Kalp bir pompa gibi çalışıp damarlara kan pompalayarak; hücre, doku ve organlara kanın ulaşmasını sağlar. Kalbin pompa gücü ile damar sistemi içine fırlattığı kan, önce arterlere sonra kapiller damarlara oradan da venlere geçerek tekrar kalbe döner.

Dolaşım sisteminin temel fonksiyonu, kanın, damar sistemi içinde belli bir basınç altında dolaşmasını sağlamaktır. Kan dolaşımı ile hücrelerin iç ortamdan madde alış verişi, beslenmesi, onarımı ve hormonların dağılımı gibi olaylar gerçekleşmektedir. Dolaşım sistemi aynı zamanda vücut ısısını ve pH dengesini sağlamakla da görevlidir.

Solunum Sisteminin Anatomi Ve Fizyolojisi

Solunum sistemi burun, ağız, farenks, larenks, trakea, akciğerler ve içindeki bronşlar, bronşioller ve alveollerden oluşur. Hava sırasıyla bu yapıları geçerek alveollere ulaşır. Solunum sisteminin larenksten sonraki bölümleri iki büyük yapıya ayrılır. Bunlar, hava yolları ve alveollerdir. Hava yolları trakeadan başlar ve dallanarak akciğerlerin içine doğru ilerler. Dallanmalar sırasında tüplerin çapları giderek daralır, boyları kısalır ve alveol adı verilen kapalı keselerde sonlanır. Trakeadan sonraki ilk dallanan yapılara bronş, bronşlardan sonraki daha dar çaplı yapılara da bronşiyol adı verilir. avanın larenksi geçmesi sırasında, larenkste bulunan ses tellerinin titreşimi ile sesler oluşmaktadır. Gerek akciğerlerde gerekse hücre düzeyinde gaz alışverişi difüzyon ile olmaktadır. Akciğerlerde venlere ait kapiller ağ içinde yer alan karbondioksit alveol içine verilirken alveollerde yer alan oksijen arterlere ait kapiller damarlar aracılığı ile kana geçmektedir.

Solunum sisteminin en büyük organı akciğerlerdir. Göğüs kafesi içinde sağda ve solda birer tane olmak üzere iki akciğer bulunmaktadır.

İnspirasyon aktif bir olaydır ve ancak bazı kasların kasılması ile yapılmaktadır. Diyafragmanın kasılması ile göğüs kafesi genişler, bunu akciğerlerin genişlemesi ve akciğer içi basıncın düşmesi takip eder. Bütün bu olayların sonucunda dışarıdaki hava akciğerlere doğru çekilir. Normal inspirasyonu takip eden ekspirasyon tamamen pasif bir olaydır. Ancak zorlamalı ekspirasyon, karın kasları gibi bazı kasların kasılması ile yapılmaktadır. Normal solunum hızı ortalama bir yetişkin için dakikada 12-16 olarak kabul edilmektedir. Solunum sayısı çocuklarda yetişkinlerden daha hızlıdır. Metabolizmanın hızlanması ile oksijen gereksinmesinin artması, karbondioksit birikmesi ve pH azalması (asidoz) solunum hızını artırır; pH’ın artması (alkaloz) ise solunum sayısını düşürür.

İç solunum, hücre düzeyinde meydana gelen gaz alışverişinin gerçekleştiği solunumdur. Hücre bünyesinde oksijen ve karbondioksit alışverişine, yani biyolojik yanma olayına iç solunum denir. Biyolojik yanma olayı, organizmalardaki asıl solunum fonksiyonudur. Hücrelerde bütün hayatsal olayların sürmesi için gerekli enerjiyi sağlayan bu solunumdur. İç solunum, hücreye gelen enerji yüklü bileşiklerin, özellikle karbonhidrat ve yağların biyolojik yanması ve yüklü oldukları enerjinin hayat olayları için serbest bir hale sokulması demektir. Dış solunum, akciğerler yoluyla havadan oksijenin alınarak kana verilmesi ve kandaki karbondioksitin yine akciğerler aracılığıyla dışarı atılması şeklinde gerçekleşen solunumdur.

Solunum Sistemi İle İlgili Organlar

Solunum sistemi ile ilgili organlar sırası ile burun, burun boşluğu, farenks, larenks, trakea, bronşlar ve akciğerler olarak sıralanabilir. Solunuma yardım eden organlar ise diyafram ve kaburgalar arası kaslardır.

Burun (Rhis; Nose) ve Burun Boşluğu (Nasal Cavities): Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koku alma ve solunum organıdır. Burun boşluğu iki delikle dışarı açılır. Bu deliklere diğer taraftan da yutağa bağlanır. Burnun içerisinde mukus tabakası, kılcal damarlar ve kıllar bulunmaktadır. Burnun iç kısmının tüylü ve nemli oluşu sayesinde dışarıdan alınan hava nemlendirilir ve temizlenir. Kılcal damarlar sayesinde hava ısıtılır. Koku almaçları ve duyu sinirleri burun boşluğunun üst kısmında bulunur. Bir kokunun burun tarafından algılanabilmesi için mukus içerisinde çözünmüş olması gerekir. Burun boşluğu (nasal cavity-nazal boşluk), yüzün ortasında burnun arkasında ve üstünde bulunan hava ile dolu, büyük bir boşluktur.

  • Farenks (Yutak-Pharynx): Farenks, sindirim kanalının, ağız ve burun boşluğunun arkasında yer alan bölümüdür. Yutak, birçok organizmada hem sindirim sisteminin hem de solunum sisteminin parçasıdır. Hem havanın hem de besinin yutağın içinden geçmesinden dolayı, bağdokudan oluşan bir kapak, yutma sırasında soluk borusunun girişini kapatarak besinin buraya kaçmasını önler. İnsanlarda, yutak konuşmada da etkilidir. Farenks üç bölümden oluşur. Bu bölümler:
  • Nazofarenks: burun boşluğunun arkasında kalan kısımdır.
  • Orofarenks: yutağın ağız boşluğunun arkasında kalan kısmıdır.
  • Laringofarenks (hipofarenks), yutağın larenks ve özefagusa açılan kısmıdır.
  • Gırtlak (Larenks-Larynx): Larenks, boynun ön tarafında, 3 ve 6. servikal omur hizasında, farenks’in altında, trakea’nın üstünde yer alan; hava iletimi ve ses çıkarmada temel görevi olan; kıkırdak, zar, bağ ve kas karışımı üst solunum yolu organıdır. Larenks üç tek (thyroid, cricoid ve epiglottic cartilage) ve üç çift kıkırdaktan meydana gelmektedir. Tyroid Cartilage üzerinde boğazın ön-üstünde yer alan adem elması (laryngeal prominence) adı verilen bir çıkıntı bulunmaktadır.
  • Trakea: Trakea (Trachea-nefes, soluk borusu), vücutta solunan havanın geçtiği, boynun ön tarafında yer alan, yutaktan sonra gelen boru şeklinde bir organdır. Arka duvarı zardan, diğer duvarları yarım halka biçiminde üst üste dizilmiş kıkırdak parçaları, kas ve zardan yapı- lıdır. Havanın boğazdan akciğerlere geçişini sağlar. Soluk borusunun üst tarafı biraz genişleyerek ses tellerinin bulunduğu gırtlağı oluşturur. Lokmalar yutulurken gırtlak kapağı soluk borusunu kapatır. Soluk borusunun içini örten mukoza hava ile gelen küçük yabancı cisimlerin dışarıya atılması için, titrek tüylü hücrelerle döşelidir.
  • Bronşlar (Bronchi): Soluk borusu ikinci kaburga hizasında ikiye ayrılarak bronşları oluşturur. Bronşlar, soluk borusunun yapısındadırlar. Her biri bir akciğere girer, sağ bronş daha kalın, kısa ve diktir. Sol bronş ise kalbe komşu olması nedeniyle daha ince, uzun ve yataydır. Bronşlar akciğerde ince dalcıklara ayrılırlar.
  • Akciğerler (Lungs, Pulmo): Akciğerler, kan ile hava arasındaki gaz alışverişinin yapıldığı solunum sistemi organıdır. Göğüs boşluğunda sağ ve solda iki tane olan akciğerler mediastinum adı verilen bir bölme ile birbirlerinden ayrılmaktadır. Sağ akciğer üç, sol akciğer iki lobludur. Her bir lob kendi içinde bronkopulmonal segmentlere ayrılmaktadır. Her segmental bronkus ve bu bronkusu izleyen arter akciğerin belirli bir alanında bronşiyal dal, bronkulus, terminal bronkulus, alveolar kanal,alveol ve damarlarla birlikte bir bronkopulmonal segmenti meydana getirir.

Plevra, akciğerin dış yüzü ile diyafragmanın üst yüzünü arasız örten seröz bir zardır. İç ve dış iki yaprağı arasında plevra boşluğu adı altında nemli ve kaygan boşluk vardır. Böylece, akciğerin solunum sırasında şişip küçülmesi kolaylıkla sağlanmış olur.

Solunum Sisteminde Yaygın Kullanılan Tıbbi Terim Ögeleri

Solunum Sisteminde Yaygın Kullanılan Anatomik Terimler

Solunum Sisteminde Yaygın Kullanılan Tanısal Ve Patolojik Terimler

Solunum Sisteminde Yaygın Kullanılan Ameliyatlara İlişkin Terimler

Solunum Sisteminde Yaygın Kullanılan Teşhis Ve Tedaviye İlişkin Terimler

Dolaşım Sisteminin Anatomi ve Fizyolojisi

Dolaşım sistemi içinde kalp, arter, ven ve kapiller damarların yer aldığı dolaşım sistemidir. Kalp bir pompa gibi çalışarak kanı damarlara gönderirken, kan arter ve venler aracılığıyla vücudun dokularına, kapiller damarlar aracılığıyla da en uç noktalara kadar taşınır. Arterler aracılığıyla taşınan oksijenden zengin kan dokuların beslenmesini sağlarken, hücrelerde açığa çıkan metebolizma artıkları ve karbondioksit venler aracılığıyla kalbe ve oradan da akciğerlere iletilirler. Kan damarlarda basınç sayesinde dolaşabilmektedir. Kan basıncı genel anlamda kanın damar duvarına yapmış olduğu basınç olarak tanımlanmaktadır. Arteriyel damar sistemi içinde kalbin kasılıp gevşemesi sırasında kasılma esnasında (sistol döneminde) en yüksek basınç yani sistolik basınç (büyük tansiyon); gevşeme esnasında (diyastol döneminde) ise en düşük basınç; diyastolik basınç (küçük tansiyon) oluşmaktadır. Kan basıncının birimi milimetre civa (mmHg)’dır ve normal değerleri yetişkin bir bireyde sistolik için 120 mmHg, diyastolik için 80 mmHg olarak verilmektedir.

Dolaşım Sistemi İle İlgili Organlar

Kalp Dolaşım sisteminin ilk organı olan kalp dört boşluktan oluşan bir yapıya sahiptir. Üst taraaki boşluklara atrium adı verilir. Sağ üst boşluğa atrium dekster (sağ atrium), sol üst boşluğa atrium sinister (sol atrium) denilir. Kalbin alt boşluklarına ise ventrikül adı verilmektedir. Sağ alt boşluğa ventrikül dekster (sağ ventrikül) ve sol alt boşluğa ventrikül sinister (sol ventrikül) denilir. Atriumlar ventriküllere kapaklar aracılığı ile bağlıdır. Sağ atrium ile sağ ventrikül arasındaki kapak; trikuspid kapak, sol atrium ile sol ventrikül arasındaki kapak; bikuspid veya mitral kapak adını alır. Atriumlar kalbe dönen kanı kabul eden ve ventriküller içine gönderen bölmelerdir. Ventriküller ise esas pompa görevini yapan bölmeler olup kanı damar sistemi içine pompalar.

Kalbe giriş yapan damarlar atriumlarla bağlantılıdır. Sağ atriuma giren iki damar; vena cava superior ve vena cava inferior bütün vücudun venöz kanını (C02 konsantrasyonu artmış kan) sağ atriuma getirirler. Vena pulmonales ise akciğerlerde temizlenerek oksijenlenmiş kanı sol atriuma getirirler. Bu bilgilerden kalbin ikili bir pompa şeklinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Sağ ventrikül karbondioksiti bol olan kanı akciğerlere, sol ventrikül ise oksijence zengin kanı bütün vücuda pompalamaktadır. Böylece organizmada her ikisi de kalpten başlayıp kalpte sonlanan iki dolaşım sistemi oluşmaktadır. Bunlardan biri sistemik dolaşım veya büyük dolaşım olup kalbin sol ventrikülünden başlayıp organizmayı dolaş- tıktan sonra sağ atriumda sonlanır. Diğeri pulmoner veya küçük dolaşım olup sağ ventrikülden başlayıp, akciğerleri dolaştıktan sonra sol atriumda sonlanmaktadır. Kalp üç tabakadan oluşmaktadır. Bunlar en iç tabaka olan endokardium, kas tabakası olan orta tabaka yani myokardium veya myokard ve en dışta kalbi saran çift yapraklı perikard yani kalp zarı tabakasıdır. Damarlar Dolaşım sisteminin kalpten sonra gelen yapısı damarlardır. Dolaşım sistemi kapsamında üç tip damar yapı vardır. Bunlar arter, ven ve kapiller damarlardır.

Dolaşım Sisteminde Yaygın Kullanılan Anatomik Terimler

Dolaşım Sisteminde Yaygın Kullanılan Tanısal Terimler

Dolaşım Sisteminde Yaygın Kullanılan Ameliyatlara İlişkin Terimler

Dolaşım Sisteminde Yaygın Kullanılan Patolojik Terimler