TIP TERİMLERİ - Ünite 2: Hareket Sistemi ve Terimleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Hareket Sistemi ve Terimleri

Giriş

Hareket sistemi, vücuda sekil veren; vücudun hareket etmesini sağlayan; iç organları dış etkilere karsı koruyan ve dayanaklık veren temel yapıdır. İnsan vücudunda hareket sistemi kemik, eklem, kas ve biraz da kıkırdak yapıdan oluşmaktadır. Kemikler, eklemler ile bağlantı oluşturacak şekilde birbirlerine bağlanır ve böylece hareket edebilir hale gelir. Ancak eklemler, kemikler arasındaki bağlantı noktalarında bulunur ve kemiklerin hareket etmesini sağlayan esas yapı ise kaslardır. Kemikleri ele alan çalışma alanına osteologia (osteoloji), yani kemik bilimi; eklemleri ele alan çalışma alanına artrologia (artroloji) yani eklem bilimi; kasları ele alan çalışma alanına ise, myologia (miyoloji) yani kas bilimi adı verilmektedir.

İnsan vücudu topografik olarak bas-boyun, gövde ve taraiara ayrılarak incelenir. Bas-boyun ve gövdenin iskeleti için aksial iskelet, tarafların iskeleti için de appendiküler iskelet terimi kullanılır.

Hareket Sisteminin Anotomi ve Fizyolojisi

Hareket sisteminin temel yapısı iskelet; iskeletin temel yapısı da kemik ve eklemlerden oluşur. Kemiklerin şekilleri, yaptıkları görevlere ve gövdenin genel yapı planına göre farklılık göstermektedir. Uzun kemikler, ağırlığı taşımaktan başka, kaldıraç görevini de yaparlar. Kısa kemikler az hareketli eklemler aracılığı ile birleşerek elastiki ve yaylı sütunlar ve kubbeler meydana getirirler. Yassı kemikler, önemli organları içine alan boşluklar için sağlam duvarlar yaparlar. Kemiklerin dış görünüşü üzerinde komşu organların, bilhassa kasların etkisi büyüktür. Kasların yapışma yerlerinde, çekme kuvvetinin etkisi ile kemikler üzerinde çıkıntılar ve kabartılar meydana gelir.

Kemikler

İnsan iskeleti aksial ve appendiküler iskelet olmak üzere iki kısımdan meydana gelir. İnsan vücudunda toplam 206 kemik bulunmaktadır. Ancak bu sayı sabit değildir. Yasa göre değişiklik gösterebilir. Bu kemikler şekillerine göre de sınıflandırılabilir. Buna göre:

  • Uzun kemikler (ossa longa)
  • Kısa kemikler (ossa brevia)
  • Yassı kemikler (ossa plana)
  • Düzensiz kemikler (ossa appendiculare)
  • Sesamoid kemikler (ossa sesamoidea)
  • Yardımcı kemikler

Uzun kemikler (ossa longa): Uzunlukları genişliklerine göre fazladır. Ekstremitelerde bulunurlar. Ulna, femur, tibia ve metatarsal kemikler uzun kemiklere örnek verilebilir.. Gövde kısmına diafiz, uç kısımlarına epifiz denir.

Kısa kemikler: Kalınlık, uzunluk ve enleri az çok birbirine yakın kemiklerdir. El ve ayakta çok sayıdadır.

Yassı kemikler: Costae, sternum, scapulae ve cranium kemikleri bu gruba girer. Genellikle ince ve kıvrık bir tabaka halindedirler.

Düzensiz kemikler: Yukarıdaki sınıflandırmanın hiçbirine uymayan, düzensiz şekillidirler. Bazı kafatası kemikleri, vertebralar ve os coxae bu gruba girer.

Sesamoid kemikler: El ve ayakta tendo veya eklem kapsülü içine gömülmüş kısa tip kemiklere susamsı (sesamoid) kemikler denir.

Yardımcı kemikler: Bunlar her insanda bulunmayabilirler. Kısa ve yassı tipte olabilirler. Bu tip kemikler radiogramlarda kırıklarla karıştırılabildiği için klinik önem taşırlar.

Appendicular İskelet (Scaleton Appendiculare)

Appendiküler iskelet başlığı altında gövde iskeletine bağlanmış üst ve alt tarafların iskeletini oluşturan kemikler incelenir.

Ossa membri superioris (üst taraf kemikleri): Vücudun en hareketli, dinamik ve esnek bölümü olan üst tarafların kemikleri iki grup halinde ele alınmaktadır. Üst tarafları göğüs iskeletine bağlayan kemikler üst taraf kavşağı kemikleri, serbest hareketli üst taraf kemikleri de serbest üst taraf kemikleri başlığı altında incelenir. Appendiküler iskeleti oluşturan 126 kemiğin 64’ü üst taraf kemiklerine aittir. Bir taraf kavsak kemikleri 2, serbest hareketli kemikler ise 30 tanedir.

Üst taraf Kavşağı Kemikleri: Göğüs kavşağı olarak adlandırılan üst taraf kavşağı kemikleri, scapula (kürek kemiği) ve clavicula (köprücük kemiği) isimli iki kemikten (iki taraf için 4 kemik) oluşur. Scapula (Kürek kemiği), göğüs kafesinin arka yüzüne oturmuş, trianguler, yassı bir kemiktir. Clavicula (Köprücük kemiği), acromion ile sternum (göğüs kemiği) arasında horizontale yakın olarak yerleşmiş bir kemik olup, bütün uzunluğunca deri altında palpe edilebilir. Köprücük kemiği, vücut kemiklerinin en yüzeyel yerleşimli olanı, en kolay kırılabileni ve kemikleşmesi ilk başlayanıdır.

Serbest Üst Taraf Kemikleri: Brachium (kol), antebrachium (ön kol) ve el (manus) kemikleri bu baslık altında incelenir. Humerus (Kol kemiği), üst tarafın en büyük kemiği olup tipik bir uzun kemik yapısındadır. Dirsek ile el bileği arasındaki üst ekstremite bölümüne Antebrachium (ön kol) denir. Ön kol iskeleti radius ve ulna olarak adlandırılan iki kemik tarafından oluşturulur. Radius (Döner kemik) , ön kolun dış yan tarafında yer alan, ulnaya göre daha kısa bir kemiktir. Üst ve alt iki uç ile bir gövdeden ibarettir. Ulna (Dirsek kemiği), ön kol iskeletinin iç yanını oluşturan ulna, radiustan daha uzun bir kemiktir. Üst ve alt iki uç ile bir gövdeden ibarettir.

El Kemikleri (Ossa manus): Toplam 27 kemikten oluşan ossa manus (el kemikleri) üç grupta ele alınır. Bunlar, ossa carpi (el bilegi kemikleri) 8 adet; el tarak kemikleri (ossa metacarpi) 5 adet; ossa digitorum manus. phalanges (el parmak kemikleri) 14 adet minyatür kemikten oluşmaktadır.

Ossa membri inferioris (Alt taraf kemikleri): Alt taraf, gövdenin en alt bölümü olan pelvisin iki yanına tutunmuş sağ ve sol olmak üzere çift ve simetrik iki sütun halindedir. Alt taraf, yapılarındaki kalın, güçlü kemikler, eklemler ve kaslar yardımı ile vücudun bütün ağırlığını tasıma, dik durma ve mekânda yer değiştirme görevlerini üstlenmiştir.

Alt taraf Kavşağı Kemikleri: Kalça kemeri olarak da adlandırılan alt taraf kavşağında, üç kemiğin birleşmesi ile oluşmuş tek bir kemik (os coxae) bulunur. Sağ sol iki os coxae, alt tarafı aksial iskeletin en alt bölümüne bağlar. Os coxae (kalça kemiği), geniş, irregüler sekilde, yassı kemik karakterinde bir kemiktir. Os ilii (ilye kemiği), kalça kemiğinin en büyük ve kanat seklindeki üst bölümü olup, üst taraf kemiklerinden scapulaya benzer. Os pubis (çatı kemiği) , kalça kemiğinin ön-alt bölümünü oluşturan os pubis üst taraf kemiklerinden claviculaya uyar. Os isc-hii (Oturak kemiği) , kalça kemiğinin arka-alt bölümünü oluşturan L seklinde bir kemiktir.

Serbest Alt Taraf Kemikleri: Femur (uyluk), crus (bacak) ve ossa pedis (ayak) kemikleri bu baslık altında incelenir. Bir taraf uyluk iskeletinde l, bacak iskeletinde 2, ayak iskeletinde ise 26 kemik bulunur. Os femoris (Uyluk kemiği), uyluk iskeletini yapan vücudumuzun en uzun, en kalın ve en sağlam kemiğidir. Bu güçlü kemik, vücudun desteklenmesi yanında diz ve kalça eklemi yolu ile mobilitesinde de rol oynar. Normal yürüme, koşma ve atlama sonucu kendisine ulasan güçten daha fazla basınca dayanabilir. Patella (Dizkapagı kemiği), vücudumuzdaki sesamoid kemiklerin en büyüğü olup diz ekleminin ön bölümünde, m.quadriceps femorisin kirişi içinde bulunur. Ossa cruris (Bacak kemikleri) ,dizden ayak bileğine kadar olan alt taraf bölümü bacak (crus) olarak adlandırılır. Ön kolda olduğu gibi bacak iskeletinde de biri iç yanda (tibiakaval kemik), diğeri dış yanda (Fibula-Kamıs kemik) olmak üzere iki kemik bulunur. Tibia , bacağın iç yanında yer alan üst ucu daha kalın, yaklaşık os femoris uzunluğunda boru kemiklerdendir. Tibia, vücut ağırlığına destek olduğu gibi, bu ağırlığı ayak bileği eklemi (Art. talocruralis) yolu ile os femoris üzerinden talusa aktarır. Fibula bacak iskeletinin dış tarafında yer alan iki ucu kalınlaşmış uzun, ince bir kemiktir. Üst ucu ile tibianın dış kondiline bağlanan fibula diz eklemine katılmaz. Bu nedenle vücut ağırlığını taşımada çok az fonksiyona sahiptir. Ayak kemikleri, insan vücudunun ağırlığını tasıma ve destekli hareketleri sağlama görevini üstlenmiş olan ayaklarımız bu fonksiyonları en ideal şekilde yapabilecek bir kemik iskelete sahiptir. Toplam 26 kemikten oluşan ayak kemikleri (Ossa pedis) üç kemik grubundan oluşmaktadır.

Pelvis (Leğen Kemiği): Esas çatısı iki os coxae, os sacrum ve os coccyx’in eklemleşmesi ile oluşmuş kemik, kas ve bağlardan yapılmış huni seklindeki gövde bölümüne pelvis denir.

Aksial İskelet: Aksial iskelet başlığı altında, gövde ve basboyun iskeletini oluşturan kemikler (omurga, göğüs kemikleri ve kafatası) incelenir.

Columna Vertebralis (Omurga sütunu): Omurga, kafatası tabanından başlayıp, boyun ve bütün gövde boyunca uzanan longitudinal bir kemik kolondur. Omurga, yekpare bir kemik sütun olmaktan ziyade yetişkinde 26 adet bağımsız kemiğin birleşmesi ile oluşan “S” şeklinde esnek bir kolondur. Omurganın oluşumuna katılan her bir bağımsız kemiğe “vertebra” (omur) adı verilmektedir. Omurganın, bulunduğu vücut bölümlerine göre omur sayıları aşağıda verilmiştir. Bunlar

  • Vertebrae cervicales (Boyun) C 7 adet
  • Vertebrae thoracicae (Göğüs) T 12 adet
  • Vertebrae lumbales (Bel) L 5 adet
  • Os sacrum (Sağrı) S l adet (Yetişkinde birleşip kaynaşmış)
  • Coccyx, os coccygealis (Kuyruk) l adet (Yetişkinde birleşip kaynaşmış)

Ossa ioracis (Göğüs kemikleri): Göğüs kemikleri, göğüs kafesinin (thorax) oluşumuna katılan kaburgalar (costae), göğüs kemiği (sternum) ve göğüs omurlarını (thoracic vertebrae) içerir. Kaburgalar, göğüs boşluğu içinde yer almış kalp, akciğerler ve birçok büyük damarın en ideal şekilde çalışması ve korunması için oluşan göğüs kafesinin (cavum thoracis) büyük bölümünü meydana getiren uzun, ince, çok az burulmuş, eğri kemiklerdir. Göğüs kemiği, göğüs ön duvarının orta bölümünü oluşturan, hançer şeklinde, uzun ve spongiöz bir kemiktir. Sternum, önde orta hatta sadece deri, deri altı dokusu ve periost ile örtülmüştür.

Cranium (Kafatası): İnsan vücudunun, en üst pozisyondaki beyin ve duyu organlarını taşıyan bölümü caput (bas) olarak adlandırılır. İşitme kemikçikleri ve dil kemiği hariç toplam 22 kemikten oluşan bas iskeletine cranium (kafatası) denir. Bütün omurgalılarda kafatasının neurocranium ve splanchnocranium olmak üzere iki bölümü vardır. Neurocranium, beyinin yerleştiği cavum craniiyi çevreleyen (kabaca saçlı deri altında kalan kısım) kafatası bölümüdür. Basta saçlı deri dışında kalan bölüm yüz (facies) olarak adlandırılır. Splanchnocranium yüz iskeletini oluşturan kafatası bölümüdür. Ossa cranii (Kafatası Kemikleri): Neurocranium kemikleri, 8 kemikten olusmaktadır. Bunlar; os frontale (alın kemiği), kafatasının ön üst bölümünde yer almış, orbitanın (göz yuvaları) üst bölümü ile alnın şekillenmesini sağlayan, sığ bir şapkayı andıran bir kemiktir. Os parietale (çeper kemik), neurocraniumun yan duvarları ve tavanının büyük bir bölümünü oluşturan çift kemiktir. Os occipitale (ard kafa kemiği) , kafatasının arka bölümünü oluşturan tek kemiktir. Os temporale (sakak kemiği), neurocraniumun tabanı ve yan duvarlarının oluşumuna katılan çift kemiklerdendir. Os temporale kitlesi içinde işitme ve denge organını taşıması yanında bazı damar ve sinirlerin geçişine imkân sağlaması nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir. Os sphenoidale (temel kemik), kafatasını oluşturan kemiklerin birçoğu ile eklem yapan sphenoid kemik, basis cranii (kafatası tabanı)’nin ortasında bulunur. Os ethmoidale (kalbur kemik), ethmoid kemik neurocranium oluşumuna katılan tek kemiklerden biri olup, burun boşluğunun tavanı, dış yan duvarları, burun bölmesi ile sag-sol orbitaların iç yan duvarlarının oluşumuna katılır.

Splanchnocranium Kemikleri (Yüz kemikleri): Os maxilla (üstçene kemiği) , yüz kemikleri arasında anahtar rol üstlenmiş bir çift kemiktir. Her bir maxilla, diğer maxilla ile birleştiği gibi, os nasale, os zygomaticum, concha nasalis inferior ve os palatinum ile eklemleşir. Maksilla ağız boşluğunun tavanı, orbitanın tabanı, burun boşluğunun tabanı ve dış yan duvarının oluşumuna katılır. İçinde, paranazal sinüslerin en büyüğü olan sinus maxillaris bulunur. Os zygomaticum (elmacık kemiği), kafatasının en güçlü kemiklerinden biri olup orbitanın altdış bölümünde yer almaktadır. Os lacrimale (gözyaşı kemiği), orbitanın iç yan duvarında, maxillanın proc. frontalisinin arkasında yer alan; sağda ve solda iki tane bulunan; ince bir kemiktir. Os nasale (burun kemiği), çift, yassı küçük kemikler olup, maksillaların proc. frontalislerinin arasında yer alır. Os palatinum (damak kemiği), maxillalar ve sphenoid kemiğin pyterigoid çıkıntıları arasında yer alan L seklinde bir çift kemiktir. Concha nasalis inferior, burun boşluğunun dış yan duvarında yer alan, alt conchanın oluşumunu sağlayan ayrı bir kemiktir. Mandibula (altçene kemiği), mandibula yüz iskeletini oluşturan kemiklerin en büyüğü ve en sağlamı olup bas iskeletinin de tek hareketli (işitme; kemikçikleri ile dil kemiği hariç tutulmuştur) kemiğidir. Os hyoideum (dil kemiği), gırtlağın üst kısmında, dil kökünün aşağısında yer alan, U seklinde küçük bir kemiktir.

Eklemler

Kemiklerin birbirleri ile olan bağlantılarına eklem veya “articulatio” (art.) denir. Eklemler iskeletin çeşitli kemiklerini birbirine bağlayan fonksiyonel bağlantılardır ve hareket sisteminin en önemli elemanlarından biridir. Eklemler hareket kabiliyetlerine göre üç şekilde sınıflandırılmaktadır. Bunlar:

Oynar eklem (Diarthrosis): Bu eklemlerin oynama dereceleri fazladır. Kemik uçları kol, diz, dirsek, kalça ekleminde olduğu gibi birbiri üzerinde iyice oynarlar. Synovial eklemde eklem yüzleri ayrı ayrı hiyalin kıkırdak ile kaplanmıştır. Eklem kapsülü eklemin çevresini sarar.

Yarı Oynar Eklem (Amphiarthrosis): Bu tip eklemlerde kemiklerin uçları kıkırdak ile örtülmüş ve bunlar da birbirlerine fibröz bir bağ örgüsü ile bağlanmışlardır. Omurgada vetebralar arası bağlantılar ve pubis hizasındaki bağlantılar bu şekildedir. Bu tip eklemlere “ Symphisis ” ismi de verilir.

Oynamaz Eklem (Synarthrosis): Bu tip eklemde kemikler birbirlerine hiç kımıldamayacak şekilde bağlanmışlardır. Eklem yüzleri , kemik uçlarının eklem boşluğuna bakan yüzleridir. Eklem yüzleri hiyalin kıkırdak örgüsü ile örtülmüştür. Eklem kapsülü , fibro elastik bağ dokusundan yapılmış bir mahfazadır. Bu mahfaza bir-biri üzerinde oynayan kemik uçlarını dışarıdan kapatır, bu suretle kapalı bir eklem boşluğu meydana gelir. Eklem boşluğu, eklem kapsülü ile eklem yüzleri arasında kalan boşluğa verilen addır. Bu boşlukta kemik yüzlerinin birbiri üzerinde kolayca hareket etmesini sağlayan “synovia” ismi verilen saydam bir sıvı bulunur. Eklem bağları, kapsülün dış tarafında eklemi sağlamlaştıran bağ dokulardır. Bu bağlar eklemi oluşturan kemiklere tutunur ve eklemin sabit durmasını sağlarlar.

Kas

Hareket sisteminin temel yapılarından bir diğeri kaslardır. İnsan vücut ağırlığının % 40-50’si kaslardan oluşmuştur. Kas dokusu kasılma yapabilen bir dokudur. Kas kemik bütünlüğü kirişlerle sağlanır. Kas hücreleri birleşerek, kas liflerini ve kas lifleri de kasları oluşturur. Kasların arasında sayısız kan damarı ve sinirler bulunur. Kas, sinirlerin uyarıları ile kasılabilen ve gevşeyen özel bir yapıya sahiptir. Kasların üzeri kalın bir zarla örtülüdür. Buna “ kas zarı ” denir. Kas lifini oluşturan hücreye ise, “ myoblast ” adı verilir. Birçok myoblastın kaynaşmasıyla lifler ve daha sonra da myofibriller ortaya çıkmaktadır. Hücreleri genellikle ince uzun şekillidir ve kas lifi olarak tanımlanır. Vücudun çeşitli eklemlerinde, organlarında bulunan bağlara ise, “ ligament” denir. Kemikleri bir ara da tutan bu sert bağ dokudur.

Kas dokusu 3 ana yapıdan oluşur. Bunlar; kas lifi, zengin kapiller ağı ve fibroblast, kollajen lif ve elastik liflerin yer aldığı bağ dokusudur. Kaslara yardımcı yapılar; fascia, kiriş, kas kılıfları ve bazı yerlerde içi sıvı dolu olan boşluklardır. Bursa synovialis adı verilen bu yapılar, kirişlerin fonksiyonlarını kolaylaştırıcı ve onları koruyucu olarak oluşmuşlardır.

Yapısal ve fonksiyonel özelliklerine göre 3 tür kas vardır. Bunlar:

İskelet kası (çizgili kas): Çizgili kaslar, bir ya da daha fazla sayıda sinire sahiptir. Sinir, kasa geldiğinde kasla temas ederek nöromüsküler bağlantı ya da motor son plak adını verdiğimiz bir yapıyı oluşturur. Bu yapının görevi uyarıyı kasa aktararak kasılmadaki olayları başlatmaktır.

Kalp Kası: Organizmada ritmik ve otomatik kasılmalar yapan bir çizgili kas türü olan kalp, “miyokard” adı verilen kalp kas tabakasında ve kalbe yakın büyük damarların duvarında yerleşik bir dokudur.

Düz kas: Organizmada geniş yayılma gösteren dokulardan biri de düz kaslardır. Bulunduğu yerler arasında sindirim sistemi, solunum sistemi, üriner ve genital sistemler, damarlar, deri ve göz sayılabilir. Düz kaslar genellikle içi boşluklu organlarda görülmektedir. Bağırsakların kas tabakasını oluşturan düz kaslar sinirden fakirdir ve daha çok hücrelerarası bağlantılarla kasılmalarını gerçekleştirirler ve visseral düz kaslar olarak adlandırılırlar. Bu tür kaslar yavaş ve uzun sürelerde kasılma yapmaktadırlar. Dolayısıyla daha az enerji harcarlar.

Kaslar çalışma biçimi bakımından iki gruba ayrılır. Bunlar:

İstemli çalışan kaslar: Bu kasların çalışması kişinin isteğine bağlıdır, istendiği zaman ve istenilen biçimde hareket ettirilmesi mümkündür. Kol, bacak, bas, boyun, parmak, göz kapağı kasları isteğimizle çalışan istemli kaslardır. İstemli kaslar genellikle çizgili kas grubu kaslardır. Kalp kası bu genelin dışında bir istisnadır.

İstemsiz çalışan kaslar: Bu kasların çalışması, kişinin isteğine bağlı değildir. Mide, bağırsak, solunum organları, kan damarları, kalp ve diğer organlarımızın çoğunda bu kaslar bulunurlar. İstemsiz çalışan kaslar genellikle düz kaslar olmakla beraber kalp kası bu konuda istisnadır. Kasların vücutta bir takım görevleri vardır. Bunlar:

  • İskelet ile birlikte vücuda şekil vermek.
  • Vücut ve organların hareketini düzenlemek.
  • Soluk alıp vermeye yardımcı olmak.

Gövde kasları: Gövde kasları, gövde iskeleti omurgaların oluşturduğu vertebral kolon, kaburgalar ve önde göğüs kemiği (sternum) tarafından oluşmuş bir bütün olarak karşımıza çıkar. Gövde kaslarına, daha aşağıda pelvis katılır. Gövde üzerinde yer alan pek çok kas, birbirleri ile fonksiyonal bir zincir ilişkisi oluşturarak, bütünlük içerisinde hareketler ortaya koyarlar. Gövde kasları:

  • Göğüs bölümü kasları
  • Karın bölümü kasları
  • Diaphragma
  • Sırt bölümü kasları
  • Baş ve boyun bölümü kasları
  • Taraf kasları

Gögüs Bölümü Kasları: Bu bölüm içinde yer alan kaslar yüzeyel ve derin kaslardır.

Karın Bölümü Kasları: Göğüs boşluğunun duvarlarını oluşturan iskelet elemanlarına karşılık, karın boşluğunun duvarlarını kaslar, kirişler ve aponevrotik örtüler oluşturur. Karın kasları, sırt kasları ile birlikte fonksiyonel bir zincir oluştururlar. Böylece, birlikte ve aynı zamanda çalıştıklarında, pelvis (kalça) ve bacaklar sabit kalmak şartıyla, gövdeyi istenen tarafa çevirebilirler.

Diaphragma: Göğüs ve karın boşluklarını birbirlerinden ayıran kas yapılı bir bölmedir. Konkav tarafı karın boşluğuna bakmak üzere, tabanı yukarıda yer alan bir yapı gösterir. Görevi solunum hareketleri sırasında kaburgaların yukarıya doğru kaldırılması ile göğüs kafesinin genişlemesini sağlamaktır.

Sırt Bölümü Kasları: Bu bölüm iki tabaka halindeki bir kas grubundan oluşur. Yüzeyel grup, özellikle üst ekstremitelere uzanır ve ekstremite hareketleri ile solunuma yardımcı olur. Derin grubu oluşturan kaslar ise, gerçek sırt kaslarıdır ve küçük kaslar halinde omurganın her iki yanındaki boşlukları doldurmuşlardır. Gövdenin dik olarak durmasını sağlayan esas kaslar bunlardır.

Baş Bölümü Kasları: Baş bölümünde üç ayrı kas grubu vardır. Bunlar, mimik kaslar, basın neurocranium bölümünde bulunan kaslar ve çiğneme kaslarıdır. Mimik kaslar, yüzün ve basın ilgili yerlerindeki derinin hareketleri ile görevlidirler. Başın neurocranium bölümünde bulunan kaslar daha çok alın, ard kafa ve kulak kısımlarında yoğunlaşmıştır.

Boyun Bölümü Kasları: Bu bölümün kasları boyun önyan ve boyun arka bölümü olarak iki grup halinde incelenebilir.

Taraf Kasları: Taraf kasları, üst ve alt taraf olarak iki ana bölümde ele alınır.

Hareket Sisteminde Yaygın Kullanılan Tıbbi Terim Ögeleri

Hareket sistemine ait terimler yukarıda da değinildiği gibi, hareket sistemine dayalı çalışan ortopedi, fizik tedavi, nöroloji, nöroşirurji gibi klinikler ve rehabilitasyon ünitelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Hareket sisteminde yer alan tıbbi terimlere ait kökler sayfa 48’de Tablo 2.1’de verilmiştir.

Hareket sisteminde yer alan tıbbi terimlere ait önekler ve sonekler Tabla 2.2 ve 2.3’te verilmiştir.

Hareket Sisteminde Yaygın Kullanılan Anatomik Terimler

Bu bölümde hareket sistemi içinde bilinmesi gereken tıbbi terimler anatomik terimler adı altında Tablo 2.4’te alfabetik sıra ile yazılış, okunuş ve tanımları ile birlikte verilmektedir.

Hareket Sisteminde Yaygın Kullanılan Semptomlara ve Patolojiye Ait Tıbbi Terimler

Bu bölümde hareket sistemi içinde bilinmesi gereken tıbbi terimlerden semptomlara ve patolojiye ait Tablo 2.5’te alfabetik sıra ile yazılış, okunuş ve tanımları ile birlikte verilmektedir.

Hareket Sisteminde Yaygın Kullanılan Tanısal Terimler

Bu bölümde hareket sistemi içinde bilinmesi gereken tanısal tıbbi terimler Tablo 2.6’da alfabetik sıra ile yazılış, okunuş ve tanımları ile birlikte verilmektedir.

Hareket Sisteminde Yaygın Kullanılan Ameliyatlara İlişkin Terimler

Bu bölümde hareket sistemi içinde bilinmesi gereken tıbbi terimler ameliyatlara ilişkin tıbbi terimler Tablo 2.7’de alfabetik sıra ile yazılış, okunuş ve tanımları ile birlikte verilmektedir.