TOPLUM VE İLETİŞİM - Ünite 6: Becerikli F@reyle Uzaklara: İnternet Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 6: Becerikli F@reyle Uzaklara: İnternet
İnternet, Yeni Medya, Sosyal Medya ve Ağ Toplumu Nedir?
Gazete, televizyon ve radyo gibi “geleneksel” medyalardan farklı olarak dijital kodlamaya sahip ve kullanan bireylerin etkileşimlerine olanak sağlayan cep telefonu, tablet, avuç içi bilgisayar, oyun konsolları gibi internet erişimli iletişim araçlarına yeni medya denmektedir.
Konuya tam anlamıyla başlamadan önce enformasyon ve bilgi arasındaki farka dikkat çekmekte fayda vardır.
- Enformasyon ; “çiğ”, özgül ve pratik olanı anlatmak için kullanılan bir kavramdır.
- Bilgi; “pişmiş”, işlenmiş ve düşünce ile sistemleştirilmiş olanı anlatmak için kullanılan bir kavramdır.
Günümüzde ağ toplumu şeklinde yaşamaktayız. Ağ toplumu denildiğinde; bireysel, toplumsal, yerel ve küresel ağların, iletişim düzeylerinin iç içe olduğu ve birbirlerini eşzamanlı, sınırsız bir düzlemde kestiği yeni toplumsal örgütlenme modeli vurgulanmaktadır.
Ağ toplumunda internet vazgeçilemez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. İnternet, basit ve teknik bir tanımlamayla; dünya üzerindeki yüz milyonlarca bilgisayar ağını birbirine bağlayan çok büyük bir bilgisayar ağıdır. Başka bir değişle internet, ağlar ağıdır.
İki tür bilgisayar ağı mevcuttur;
- Yerel ağlar; birkaç kilometreyle sınırlıdır.
- Geniş alanlı ağlar; on binlerce kilometreyi kapsar.
İnternet Web 2.0’ın 2004’te geliştirilmesiyle hız kazanmıştır. Web 2.0 ; ikinci nesil internet hizmetlerini, toplumsal iletişim sitelerini, vikileri, iletişim araçlarını, folksonomileri yani internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlamaktadır.
Web 2.0’nın geliştirilmesiyle sosyal paylaşım ağları da ortaya çıkmıştır. Sosyal paylaşım ağları, kullanıcıların bir ağ ya da site içinde bütün internet kullanıcılarına açık ya da yarı açık bir profil oluşturmalarına, aynı ağ/site içerisinde bağlantı içinde oldukları diğer kullanıcıların profillerini karşılıklı etkileşim içinde takip etmelerine imkan veren web tabanlı servislerdir.
İnternet çok yeni sayılabilecek bir teknolojidir. Henüz 1995 yılında tüm dünyada internet kullanıcı sayısı bir milyon kadardı. Ancak internet tüm dünyada oldukça hızlı bir şekilde yaygınlaşmıştır. İnternet kullanıcı sayısı 2002 yılında 550 milyona, 2007 yılında 1.1 milyara ve 2011 yılında 2.1 milyara ulaşmıştır.
2011 verilerine göre internet kullanıcı sayısı en fazla olan ülke Çin’dir. Çin’i, ABD, Japonya ve Hindistan takip etmektedir. Ülkemiz ise internet kullanıcı sayısı açısından dünyada 12. sıradadır. 2011 verilerine göre ülkemizde 35 milyon internet kullanıcısı olduğu belirtilmektedir.
İnternet, ilk kez Amerika Birleşik Devletleri’nde ve esas olarak askeri amaçlar doğrultusunda kullanılmak üzere geliştirilmiş, 1969’da “İleri Araştırma Projeleri Yerel Ağı” (ARPANET) olarak başlamıştır. Ardından 1982’de İletim Denetim Protokolü/İnternet Protokolü (TCP/IP) imzalanmıştır. 1984 yılında Alan İsim Sistemi (DNS) kullanılmaya başlanmıştır. Dünya Çapında Ağ anlamına gelen “www” 1992 yılında yürürlüğe girerek günümüz interneti şekillenmiştir.
İnternet Ortamındaki Hizmet ve Yeni Uygulamalar
Web 2.0 tabanlı etkileşimli uygulamaya geçilene dek internet üzerinden dört kategoride hizmet sunulmaktaydı. Bu hizmetler;
- E-posta
- Dosya aktarımı
- Enformasyon aramaya yönelik seyrüsefer hizmetler
- Laflama (chat), forum ve haber grupları
- Bu hizmetler içerisinde bilinmesi gereken kavramlar yer almaktadır. Bunlar;
Çoklu ortam; multimedya olarak da isimlendirilmektedir ve yazılı metin, resim, grafik, müzik, hareketli görüntü gibi birçok ortamın bir arada sunumunu olanak sağlamaktadır.
Bir diğer kavramda bağlantılı metindir. Bir bölüme ya da resme bir tıklamayla ulaşmayı sağlayan bağlantılarla donatılmış metinlere bağlantılı metin denilmektedir.
Bir kişi veya kurum tarafından belirli bir adres içinde bir araya getirilen tüm www sayfalarına site denilmektedir.
Kişisel sayfalara ise blog ismi verilmektedir.
Sosyal Ağlar, Sanal Cemaatler ve Sanal Kimlikler
Sanal cemaat ; internet ortamında kişilerarası ilişkiler ağının yaratılması için yeterli sayıda insanın, tartışma gruplarında ya da sohbet odalarında olduğu gibi bir araya gelerek oluşturduğu sosyal gruplara denilmektedir.
Sosyal paylaşım ağlarının bazıları daha önceden birbirini tanıyan insanlar arasındaki bağların korunmasını ve ilişkinin sürmesini sağlarken bazıları da birbirini tanımayan insanların ortak ilgi/hobi alanları, zevkler, politik görüşler ve aktiviteler çerçevesinde iletişim kurmasını ve etkileşime geçmesini sağlamaktadır.
Gerçek hayatta birbirini tanıyan ancak uzun zamandır görüşmeyen insanlar birbirleriyle fiziksel olarak yine sık görüşmeseler de sosyal paylaşım ağları ya da sanal cemaatler vesilesiyle iletişime geçebilmektedir. Diğer taraftan Twitter ya da Ekşi sözlük örneklerinden aşina olunduğu gibi bireyler gerçek kimliklerinden sıyrılarak “takma ad”lar altında başka kimliklere rahatlıkla bürünebilir, karşısındaki ile aslında sahip olmadığı, bambaşka bir kimlikle iletişim kurabilir.
İnternette farklar istenirse “gözetlenemez” bir hale getirilebilmektedir. Yaş, cinsiyet, renk gibi nitelikler, birey istediği takdirde fark edilemezdir. Ayrıca, internet ortamında, sosyal medyada yüz yüze iletişim ve somut beraberlik gibi özelliklerin olmayışı katılımı önemli ölçüde arttırmakta ve kolaylaştırmaktadır.
Sanal cemaatlere daha olumsuz yaklaşanlara göre ise sanal cemaatler, “ sahte cemaatler ”dir. Mekânsal yakınlığın olmadığı, samimiyetten uzak olan ve yeterince güven telkin edemeyen sanal cemaat ilişkilerinin yaygınlaşması, insanların gerçek yaşamdaki “gerçek” ilişkilerini zedelemekte ve yoksullaştırmaktadır.
Belirsiz ve değişken ilişkilerin belirleyici olduğu bu siber âlemde samimilik ve güvenilirlik son derece az olduğundan “ yabancılaşma ”yı arttırıcı bir boyutu söz konusudur. Ayrıca, siber alan, insanları içinde yaşanılan toplumsal gerçeklikten ve toplumsal sorumluluktan uzaklaştırmaya hizmet etmektedir.
İnternetin bir kamusal alan olup olmadığı tartışılmaktadır. İnternet’in yarattığı kamusal alan, ataerkilliğin kısmen daha az olduğu, katılımın burjuvalarla sınırlı kalmadığı ama aynı zamanda eleştirel ve rasyonel aklın her zaman egemen olamadığı bir alan olarak nitelendirilmektedir. Her gün biraz daha siber alanı ifade eder hale gelen internet ortamının yeri yurdu yoktur. İnternette fiziki mesafeler ortadan kalkmış, ulus-devlet sınırlarının önemi ve etkisi silinmiştir.
İnternet Sihirli Bir Değnek Mi?
İnternetin, sosyal medya ağlarının enformasyona erişimi, bu enformasyonun dağıtımını ve paylaşımını daha kolaylaştırdığı ve belirli düzeyde demokratikleştirdiği belirtilebilir. Teknolojik yenilikler ile ekonomik ve toplumsal alan doğrudan ilişkili olmakla beraber, bu tespit teknolojik belirleyicilik durumuna yol açmamalıdır. Toplumsal değişim ve ilerlemenin tek başına teknolojik yeniliklerin bir sonucu olmadığı ve olamayacağı ise tarihsel olarak kuşku götürmemektedir.
- Teknoloji sadece teknik bir olgu değildir.
- Teknolojik gelişme sadece bilimsel gelişmenin doğal sonucu da değildir.
- Teknolojik gelişme sadece gündelik yaşamı “kolaylaştırma” şeklinde sunulsa ve algılansa da, teknoloji “nötr” bir işleve sahip değildir.
İnternetin yayılmasında ve internet erişiminde ciddi düzeyde bölgesel dengesizlik söz konusudur. Nüfusa oranla internet yaygınlığında Kuzey Amerika % 78,3 ile birinci sıradır. Onu % 60,1 ile Avustralya ve % 58,3 ile Avrupa izlerken, bu oran Orta Doğu’da % 31,7’ye, Asya ülkelerinde 23,8’e, Afrika’da ise % 11,4’e düşmektedir. İnternet erişimindeki mekânsal/bölgesel eşitsizlikler, teknolojiye atfedilen mekansızlık niteliği dikkate alındığında Enformasyon çağının en çarpıcı paradokslarından biridir.
İnternetin demokratik sürece katkıda bulunabilmesi için söz konusu teknolojinin toplumun/toplumların en azından çoğunluğu tarafından kullanılabilir bir noktada olması gereği açıktır. Aksi takdirde, internetin özgürleştirici boyutu, ona ulaşabilecek nüfus ile sınırlı kalacak ve toplumsal tabakalaşma farklı bir düzlemde yeniden üretilecektir.
Diğer yandan, internet sıradan insanlar hakkında kişisel enformasyonun hayal edilmedik düzeyde görünür ve izlenir kılınmasına da yol açmıştır
İnternetin Sosyo-Ekonomik Etkileri
İnternetle birlikte meydana gelen oldukça önemli bir dizi sosyo-ekonomik etki söz konusudur. Bunlar;
- Ev ve işyeri arasındaki tarihsel ayrımın kimi işler açısından artık ortadan kalkıyor olması ve “teleçalışma” olgusunun yavaş da olsa yaşama geçmeye başlamasıdır.
- Ticaretin ve ekonominin niteliği önemli ölçüde değişmeye başlayarak e-ticaretin yaygınlaştığı görülmektedir. Dünya’daki e-ticaret hacmi 2011 yılı itibarıyla 10 trilyon Doları geçmiştir.
- E-pazarlamanın giderek ivme kazandığı, mevcut pazarlama ve reklamcılık anlayışının ise oldukça değiştiği açıktır.
- İnternet ortamında alışveriş yapma oranı gün be gün yükselmektedir.
- İnternetle birlikte elektronik ekonomi adı verilen yeni bir düzene geçileceği ve bu yeni ekonomik düzenin hem üretim hem de tüketim süreçlerine önemli etkileri olacağı tahmin edilmektedir.
- Sosyal medyanın hayatımızın vazgeçilmezi olmasıyla birlikte “sosyal medya uzmanı’ gibi bir iş tanımı meslekler sözlüğüne girmektedir.