TOPRAK BİLGİSİ VE BİTKİ BESLEME - Ünite 9: Mutlaka Gerekli Makro Bitki Besin Elementleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 9: Mutlaka Gerekli Makro Bitki Besin Elementleri

Bitki Gelişiminde Mutlaka Gerekli Makro Bitki Besin Elementleri

Bitkiler yaşamları için gerekli besin elementlerini kök üstü organlarıyla havadan ve kökleriyle yetiştirildikleri ortamdan alırlar. Gerekli hallerde kökler yoluyla gübrelemeyle bitkilere uygulanan N.P,K birincil yani temel besin elementleri Ca, Mg, S de ikincil yani yardımcı besin elementleridir.

Bitki Gelişiminde Azotun Önemi Ve Etkisi

Bitkilerin Azot (N) Alımı: Azotlar iki grupta mevcutturlar birincisi yağışlarla yıkanmayanlar ikincisi ise toprak yüzeyine bırakıldığında özelikle kireçli topraklarda yüzeye bırakıldığında hava sıcaklığının arttığı dönemlerde gaz haline geçerek atmosfere karışırlar. Azot tüm canlılarda temel yapı maddesi görevini üstlenmiştir.

Bitkilerin Azot İçerikleri: Bitkilerin gelişmesinde ilk dönemde fazla istense de tüm süreç içerisinde yeteri miktarda var olması sağlanmalıdır. Topraktan hasat edilen kısımlarda kalan kısımlardan daha fazla azot içermektedir.

Bitkilerde Azotun Metebolik İşlevleri: Yaprakların gelişimi, protein üretimi ve fotosentez gibi işlevlerde N gereklidir. Bitki tarafından yeterli alınan azot klorofilin yapısında bulunması koyu renk oluşumunu sağlamaktadır. Eksikliğinde klorofil yapısının bozulması, bitki gelişimin durması, yaprakların sararmasına neden olur.

Bitkilerde Azot Noksanlığı: Ürün miktar ve kalitesini etkiler. Yapraklar normal büyüklüğünü alamaz, açık yeşil veya sarıya döner. Kloroz(Sarılık)belirtisi yaprağın her tarafında tekdüze görülmektedir. Önce yaşlı yapraklarda daha sonra ise genç yapraklarda görülür. Fotosentezin azalmasına neden olarak önce çiçek açma ve bitki boyunda kısalma, tohum, çiçek ve meyve oluşumunun azalmasına neden olur.

Fazlalığında ise hububatta yatmaya, meyve ağaçlarında don zararından fazla etkilenmeye depolama sürelerinin kısalmasına neden olur. Hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı azalır.

Bitki Gelişiminde Fosforun Önemi Ve Etkisi

Bitkilerin Fosfor Alımı: Bitkiler için önemli besin maddesi olan Fosfor hareketsiz bir besin maddesi olup, kök etki alanına kitle akımı veya difüzyon ile taşınır. Taşınmasında bitki çeşidi, kök gelişmesine, kök tüylerinin uzunluğuna ve PH a bağlıdır. CA ve kil ile reaksiyona girerse yarayışsız veya az yarayışlı olurlar azlığı durumunda kimyevi gübrelerle takviye edilmelidir. Bitki İletim boruları ile yukarılara taşınırlar.

Bitkilerin Fosfor İçerikleri: Fosforun önemli kısmı gelişmenin erken dönemlerinde alınır. Tohumun çimlenmesinde önemli rol oynar. Genç organlarında daha fazla bulunmaktadır.

Bitkilerde Fosforun Metabolik İşlevleri: Fosfor bitkinin fotosentez, solunum, enerji transferi, şekeri ve nişastanın taşınması, depolanması, çiçek ve meyve oluşumu, gelişiminde etkilidir. Tohum oluşumuna etkili olup, köklerin ve fidelerin daha hızlı gelişmesine yardımcı olur. Sebze ve meyvelerin kalitesini düzenler.

Bitkilerde Fosfor Noksanlığı: Organik maddesi düşük, erozyona uğramış topraklar ile yağışlı bölgelerde demir fosfatların bağladığı kurak bölgelerde ise kireç varlığı ile fosfor uygulanmayan ve PH ‘ı 5,5 tan düşük ve 7,5 tan yüksek ve kil içeriği yüksek topraklarda eksiklik daha fazla görülür. Tipik belirtisi alt yapraklarda morumsu kırmızı renktir. Genç yapraklar küçük kenarlarda kıvrılmalar, dökülme, köklerde zayıflama ve cansızlık, sürgünlerde kısalma, tohum oluşumu ve meyve verimi ve olgunlaşmasında gerilikler görülür.

Asitli topraklarda görülen fosfor noksanlığı kireçleme ile kaybolmaktadır. TSP, (Triple Süper Fosfat) DAP (Di Amonyum Fosfat) gibi kimyevi gübreler kullanılmaktadır.

Bitki Gelişiminde Potasyumun Önemi Ve Etkisi

Bitkilerim Potasyum(K) Alımı: Potasyum alımı Azot dışında diğer makro belin elementlerine oranla daha fazladır. Hiç bir kimyasal bileşime girmez ve organik şekilde bağlanmaz. Bitkiler tarafından kullanımı toprak etmenleri, toprağın su içeriği, diğer bitki besin elementleri, toprak havalanması, sıcaklığı ve PH’ına bağlı olarak değişmektedir.

Bitkilerin Potasyum İçerikleri: Toprakta alınabilir durumda bulunan Fosfor bitki türleri gelişme durumu, yaşı gibi çeşitli etmenlerin etkisi altında değişiklik gösterse de bitkiler gereksinim duydukları (K) nın büyük bölümünün ve gatatif gelişme döneminde alırlar.

Bitkilerde Potasyumun Metabolik İşlevleri: Potasyum Bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı direncinin artmasında parazitlerin gelişimini ve zararını azaltabilmektedir. Bitkide tuz-su oranını dengelemek fotosentez hızını yükseltmek gibi önemli işlevi vardır. Potas bitkinin gelişme döneminde daha fazla su almasını sağlamakta yetersizliğinde ise bitkinin büyüme oranını azaltmaktadır.

Bitkilerde Potasyum Noksanlığı: Hareketli bir besin olduğundan noksanlık önce alt yapraklarda gözlenir. Yaprak kenarları ve uçları sararır koyu kahverengi oluşumlar gözlenir. Noksanlığın şiddetli olması durumunda ise bu kısımlar kuruyarak ölür meyveler belirgin bir biçimde küçülür kabukları çok ince düzgün yüzeyli olur. Turunçgillerde yeni sürgünler zayıf küçük ileri durumda ise yapraklarda şekil bozuklukları görülür. Bitki bodur büyüme gösterir pamukta beyaz lekeler yaprakların zamanından önce dökülmesi pamuk kozalarının gelişmeden açılmasına ve kalitenin bozulmasına neden olur.

Bitki Gelişiminde Kalsiyumun Önemi Ve Etkisi

Bitkilerin Kalsiyum (Ca) Alımı: Toprak çözeltisinde bulunan (Ca), genç kök ve uçları tarafından alınmaktadır. Bu nedenle yeni köklerin oluşmasını engelleyen düşük sıcaklık, yetersiz havalandırma gibi etmenler Ca alımını güçleştirmektedir. Toprak çözeltisinde bulunan ve bitkiler tarafından alınan kalsiyum toprak çözeltisinin PH’ı arasında önemli bir ilişkisi vardır. Genellikle çift çenekliler tek çeneklilere göre daha fazla gereksinim duyarlar.

Bitkilerde Kalsiyumun Metabolik İşlevleri: Ca hücre duvarının şeklini almasını güçlenmesini ve sertleşmesini sağlamakta olup, genç yapraklara meyvelere ve büyüme uçlarına taşınmasında büyük oranda odun boruları tarafından gerçekleştirilmekte olup hareketsiz bir elementtir.

Bitkilerde Kalsiyum Noksanlığı: Genç yapraklarda ve büyüme noktalarında sararma ve şekil bozulması şeklinde gözlenmekte, ileri aşamalarda yaprak kenarlarında siyah ve kahverengi ölü noktalar, elmada acı benek (Siyah noktalı)ve pütürlü bir görünüm, kerevizde iç kararması, domates ve biberde meyve çiçek burnunda çürümeler en belirgin özelliklerdendir. Kalsiyum nitratlı gübrelerle takviye edilmesi veya yanmış ve sönmüş tarımsal amaçlı kireç kullanılabilir.

Bitki Gelişiminde Magnezyumun Önemi ve Etkisi

Bitkilerin Magnezyum (Mg)Alımı: Toprakta değişebilir Mg 50 mg kg -1 in altına inerse bitkilerde noksanlık belirtileri görülmeye başlanır. Ancak tarım topraklarında bu değerin üzerinde bulunmaktadır. Sözü edilen element toprak çözeltisinde fazla bulunmasına rağmen iyonlar arasındaki rekabet nedeni ile bitkiler tarafından düşük miktarda alınırlar. Magnezyum alımının olumsuz etkilenmesinin nedenleri arasında PH ‘ın düşük olması ve sıcaklığın azalması da yer almaktadır.

Bitkilerin Magnezyum İçerikleri: Magnezyum içerikleri bakımından bitkiler arasında farklılıklar görülmekte olup, baklagil bitkilerinde daha az (Nohut, mercimek v.b.) baklagil olmayan bitkilerde ise daha fazla Mg içerirler. Ayrıca bitkilerin yaprak ve tohumlarında bulunan Mg miktarı diğer organlara göre daha fazladır.

Bitkilerde Magnezyumun Metabolik İşlevleri: Magnezyum elementinin en önemli görevi bitkiye yeşil renk veren klorofil moleküllerinde merkez atomu yer almaktadır. Fotosentezde görev alan klorofil pigmentleri bitkinin en önemli enerji kazanma yollarıdır. Bitki yapraklarında var olan Mg’nin % 6-25’inin klorofil içerisinde bağlanmış olması o bitkinin normal beslendiğini göstermektedir. Magnezyum eksikliği gösteren bitkiler ışığa karşı hassastırlar. Kloroz ve nekroz belirtileri ışığın yoğunluğuna göre açığa çıkarlar.

Bitkilerde Magnezyum Noksanlığı: En yaygın belirgin özelliği olgun yapraklarda kloroz (Sarılık)tır. Mg bitki bünyesinde hareketli bir element olduğundan noksanlık belirtileri önce yaşlı yapraklarda damar aralarındaki sararmış olanlar, ardından kahverengi ve siyah nekrotik lekeler şeklinde kendini göstermektedir. Bu durum yaprağı yenilmeyenlerde sorun yaratmazken yaprağı yenenlerde pazar değerini düşürmektedir. Duyarlılık yönünden marul lahana, karnabahar, havuç, soğan, bezelye ön sıralardadır.

Bitki Gelişiminde Kükürdün Önemi Ve Etkisi

Bitkilerin Kükürt (S) Alımı: Bitkiler gereksinim duydukları bu elementin büyük bir kısmını toprak çözeltisinden kökler ile sülfat iyonları şeklinde alırlar. Hareketli bir element olmasına rağmen, bitkilerde daha çok yukarı doğru taşındığı, aşağı taşınmanın sınırlı olduğu, bu nedenle yaşlı dokulardan genç dokulara taşınmadığı gözlenmektedir. Kök uzunluğunun artması bu iyonları almasında büyük etkendir.

Bitkilerin Kükürt İçerikleri: Bitkiler için gerekli olan S (kükürt) ün içerisinde proteinler ve uçucu bileşikler mevcuttur. Kükürt uçucu koku salan bileşikleri ile hardal, soğan, sarımsak gibi bitkilerin yapısına katılarak karakteristik tat ve kokusunun oluşmasını sağlar. Bitkilerde inorganik kükürt ise sülfatlar şeklindedir ve bazı bitkilerde toplam kükürdün % 65 i sülfatlardan oluşabilmektedir. Lahana, şalgam ve hardal bitkilerinde yüksek miktarda bulunurlar.

Bitkilerde Kükürdün Asimilasyonu ve Metabolik İşlevleri: Metabolizma işlevlerinde klorofil, fotosentez, nişasta oluşumu ve şeker dolaşımında gereklidir. Organik maddenin yapısına giren, enerji, hormon ve bazı enzimlerin sentezinde yer alan kükürt nitrat ve karbonhidrat metabolizmasını hızlandırırken, yüksek tepkimedeki topraklarda PH’ı düşürmek amacıyla kullanılmakta, birçok sebzeye tat verirken, kök büyümesini ve tohum üretiminin ıslahına yardımcı olmaktadır. Kükürdü bitkiler yağmur suyundan da alabilmektedirler.

Bitkilerde Kükürt Noksanlığı: Bitkilerde Kükürt noksanlığı Azot eksikliğine çok benzeyen yani; homojen sararma, ve gatatif büyümenin gerilemesi, bodurlaşma, boğum aralarında kısalma, gövde ve dalların ince kalması şeklinde belirtiler gözlenir. Aralarındaki fark, sararmanın önce genç yapraklarda görülmesidir. Bunun nedeni kükürdün mobil nitelik taşınmasına karşın, çabuk metabolize edilmesi ve açıklanan nedenle yaşlı yapraklardan genç yapraklara taşınamamasıdır.

Zamanla lahana, şalgam, marul, hardal ve benzeri bitkilerin gövde, yaprak sapı ve yaprakları kırmızılaşır ve pembemsi bir renk alır. Kükürt eksikliği kumlu ve organik maddece zayıf topraklarda daha sıkça görülmekte, bu nedenle meyve olgunlaşması gecikirken, yapraklarda dökülme, tomurcuklarda ölme, buna bağlı olarak verim kaybı artmaktadır. Noksanlık söz konusu olduğunda Kükürdü Sülfat içeren gübrelerle takviye edilerek ortadan kaldırılacaktır

Bitki Gelişiminde Sodyumun Önemi Ve Etkisi

Bitkilerin Sodyum (Na) Alımı: Sodyum tepiklemeleri yüzünden Natrofilik ve Natrofobik olarak ikiye ayrılır. Natrofilik bitkiler Sodyum(Na) seven bitkiler olup, bu elementi kolaylıkla alırlar ve bitki organları arasında düzenli bir şekilde dağıtırlar. (Ladino Üçgülü ve İngiliz Çimi). Natrofobik bitkiler ise Sodyumu(Na) sevmeyen bitkilerdir. Melez üçgülü ve çayır kelpkuyruğu ve anılan elementin kökte topladığı bitkilerdir.

Bitkiler Na alımlarına göre 4 grup altında toplanmıştır. Yüksek seviyedeki bitkiler; hayvan pancarı, şeker pancarı, ıspanak ve yemeklik pancardır. Orta seviyedeki bitkiler; lahana, hindistan cevizi, acı bakla ve yulaftır. Az seviyedeki bitkiler; arpa, keten, darı, kolza ve buğdaydır. Çok az seviyedeki bitkiler ise; kaplıca buğdayı, mısır, çavdar ve soya fasulyesidir.

Bitkilerin Sodyum İçerikleri: Baklagil bitkileri Baklagil olmaya bitkilere göre daha fazla Na içerirken, yapraklarda sodyum tohumlara göre daha fazladır.

Bitkilerde Sodyumun Metabolik İşlevleri: Sodyum Kimyasal yönden Potas’a büyük benzerlik göstermekte, şeker pancarı, yulaf, lahana, şalgam, havuç, tahıl ve pamuk gibi bitkilerde kısmen Potas’ın görevlerini yüklenmektedir. Bitki öz suyunda donma noktasını düşürerek kış ve erken ilkbahardaki donlardan zarar görmesini engeller. Toprakta çözünemez şekilde bulunan Fosfor’un çözünür şekle geçmesine ve bu şekilde kalmasına yardımcı olur. Bu durum kireçli topraklarda önem taşır. Lahana ve benzeri bitkilerin renk ve kokuları üzerine sodyum etki yapmakta, bitkilerin hastalıklara karşı dayanıklılığını artırmaktadır. Bitkilerde Sodyum Noksanlığı: Genelde bitkilerde Sodyum noksanlığı görülmez. Nedeni ise tarım topraklarında yeteri kadar bulunmasıdır. Bitkilerin Sodyum gereksinimleri kimyasal gübrelerle ve ahır gübresiyle olduğu kadar bitkisel ve hayvansal kökenli atıklarla karşılanabilmektedir.