TURİZM COĞRAFYASI - Ünite 8: Afrika ve Ortadoğu’da Turizm Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 8: Afrika ve Ortadoğu’da Turizm
Ünite 8: Afrika ve Ortadoğu’da Turizm
Giriş
Dünya ekonomisinde turizmin ağırlığı gün geçtikçe artmaktadır. Çünkü turizmin ülkelerin gelişmelerindeki etkisi giderek önem kazanmaktadır. Dünyada bazı bölgeler doğal, tarihi, dinî ve kültürel kaynaklarıyla turizmde öne çıkmışlardır.Bölgelerin turizmleri üzerinde, coğrafi yakınlık veya uzaklık kavramları da etkilidir. Coğrafi yakınlık, insanların ulaşımını kolaylaştırarak o bölgeye gitme taleplerini artırmaktadır.
Afrika-Ortadoğu bölgesinin turizm alanında en önemli üstünlüğü, Avrupa Kıtası’na yakınlığıdır. Çünkü dünya destinasyonlarına en çok turist gönderen alanlardan biri Avrupa’dır. Ancak bölgede yaşanan tutuculuk, gerginlik ve çatışmalar turizmin önündeki en büyük engeller olarak ortaya çıkmaktadır. İran, Irak, Suudi Arabistan, Yemen, Umman vb. körfez ülkeleri turizm konusunda henüz bir başlangıç aşamasında bile değillerdir. Bu bölgede en önemli turizm etkinliği, Suudi Arabistan’daki hac yoluyla gerçekleştirilen dinî turizmdir.
2000-2006 yılları arasında turizm sektöründe dünya genelinde yıllık ortalama büyüme oranı % 3.6 olarak gerçekleşirken Afrika ve Ortadoğu bölgelerinde bu oran %10’a dayanmıştır. 2020’ye doğru Afrika ve Ortadoğu’nun % 6 dolayında büyüyeceği ifade edilmektedir. Afrika’ya gelen turistlerin % 60’ının amacı, dinlenme, rekreasyon ve tatildir. % 15’i iş amaçlı ve % 25’i ise arkadaş ve akraba ziyareti, dinî ve hac, sağlık tedavisi gibi amaçlarla kıtayı ziyaret etmektedirler.
Afirika’da Turizm
Afrika, Asya’dan sonra dünyanın ikinci büyük kıtasıdır. Yaklaşık olarak 30.365.000 kilometrekare alanı bulunmaktadır. Ekvator, kıtayı ikiye bölmektedir. Bu nedenle kıtada ekvatoral ve tropikal iklim kuşakları oldukça geniş bir alan kaplamaktadır. Kıtanın yeryüzü şekilleri haritası incelendiğinde büyük bir kısmının platolarla kaplı olduğu görülür. Plato, kıtanın kuzeyi ve güneyinde geniş alanlar kaplar. Ayrıca Kuzey Afrika’nın kuzeybatında Ahaggar ve Atlas sıra dağları uzanır. Rift vadisi üzerinde yer alan volkanlardan biri olan Klimanjero (5895 metre), kıtanın en yüksek dağı olarak ortaya çıkar. Dünyanın en uzun nehirlerinden olan Nil, orta Afrika’nın yağışı bol ekvatoral kuşağından sularını toplar kuzeydeki tropikal çöl alanlarına hayat verir.
Afrika kıtasındaki ülkeler, başta konumlarındaki farklılıklardan kaynaklanmak üzere üç grupta toplanır. Afrika’nın turizm alanları da buna paralel olarak Kuzey Afrika, Orta Afrika ve Güney Afrika olmak üzere üçe ayrılabilirler. Sözü edilen gruplar ve bazı ülkeler şöyle sıralanabilir:
Kuzey Afrika Ülkeleri (Akdeniz Afrikası): Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır.
Orta Afrika Ülkeleri (Siyahi Afrika): Demokratik Kongo, Zaire, Zambiya, Gana, Nijerya, Sudan, Etiyopya, Tanzanya, Angola, Moritanya, Mali, Senegal, Gine, Sierra Leone, Liberya, Fildişi, Togo, Benin, Kamerun, Çad, Somali, Uganda, Kenya, Gabon, Nijer, Malawi, Ruanda, Brundi.
Güney Afrika Ülkeleri: Namibya, BotsXana, Mozambik, Zimbabwe, Güney Afrika Cumhuriyeti, Madagaskar.
Kuzey Afrika
Kuzey Afrika ülkeleri, kendilerine rekabet üstünlüğü sağlayan çeşitli coğrafi koşul ve özellikler sahiptirler. Bunlar arasında doğal olduğu kadar kültürel olanlar da vardır. Kuzey Afrika’nın yaklaşık olarak 6 milyon km² yüz ölçümü ve 170 milyonluk nüfusu bulunmaktadır. Sahip olduğu doğal kaynaklar ve insan gücü ile Kuzey Afrika, gittikçe artan bir öneme sahiptir.
Kuzey Afrika çok zengin olduğu kadar eski dönemlere de dayanan bir tarihe sahiptir. Nil nehri vadisinde 6000 yıl öncesine ait antik kentler bulunmaktadır. Bölge tarih boyunca birçok uygarlığa beşiklik yapmıştır. Bunlar arasında yer alan Romalılar, Araplar ve Osmanlılar bu alanda uzun süre hüküm sürmüş ve birçok tarihi eser bırakmışlardır.
Bölge ülkelerinin genelinde dışa açık batı turizminden çok iç turizme açık sayfiye alanlarına ağırlık verilmektedir. Libya dışında Mısır, Cezayir, Tunus ve Fas kıyı kesiminde turizm merkezleri oluşturulmuştur. Mağrip ülkeleri de denilen son üç ülke Avrupa turizm pazarına çok yakındır. Bu ülkelerde plaj ve golf turizmi gelişmeye başlamıştır
Orta Afrika
Sahra çölünün güneyinde kalan Orta Afrika’da turizm açısından büyük çekicilikler vardır. Bunlar doğal ve kültürel kaynaklardır. Doğal kaynaklar açısından üç fiziki yapıdan söz edilebilir. Bunlar Gambiya-Kongo arasındaki batı kıyısı, platolar ve dağlık alanlar ve Doğu Afrika kıyılarındaki adalardır. Bölge, uluslararası turistlerin çoğunluğunu Senegal ve Fildişi Sahili’nden almaktadır. Doğal kaynakları zengin olan Batı Afrika, tarihte özellikle bu alanın coğrafi özelliklerine uyum sağlamış siyahi birey ve toplumlara yurt olmuştur. Bu nedenle tarihte siyah ırkın ilk kurduğu medeniyet alanları arasında Batı Afrika da sayılmaktadır.
Güney Afrika
Güney Afrika, kıtanın başta değerli madenler olmak üzere yer altı kaynakları açısından en zengin bölgesidir. Güney Afrika Namibya, Botsvana ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi büyük ülkelerle Lesotho ve Sweziland gibi küçük ülkelerden oluşur. Bölgenin en önemli turizm destinasyonlarından biri, Afrika kıtasının en gelişmiş ülkesi olan Güney Afrika Cumhuriyetidir. Güney Afrika Cumhuriyetinde turizm sektörü, 1990’lı yılların başında başlayan değişim süreciyle birlikte kapılarını uluslararası turistlere açmaya başlamıştır.
Güney Afrika, turizme uygun iklimleri, plajları, dağları, parkları, vahşi hayvanları gibi doğal kaynaklarıyla turizm için önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Ayrıca ülkede yaygın olarak kullanılan İngilizce dili, potansiyeli daha da güçlendirmektedir. Ayrıca Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki Arap ülkelerinde 2011 yılında yaşanan ayaklanmalar, turistlerin Güney Afrika’ya yönelmelerine neden olmuştur.
1994’te yapılan seçimle çoğunluk olan siyahların siyasette söz hakkı elde etmesi ve ırk- çılığın bitirilmesi uluslararası ilişkileri artırmıştır. Bunun sonucunda ülkeye ambargo uygulayan batı dünyasından turistler buraya yönelmişlerdir. Buna rağmen Afrika’da görülen AIDS gibi hastalıklar ve siyasal belirsizliklerin bu ülkeye de yansıması, turizmin istenen düzeyde gelişmesini engellemektedir.
Afrika kıtasının en büyük ekonomisi ve Sahraaltı Afrika’nın ekonomik lideri konumunda olan Güney Afrika; çok zengin hammadde kaynakları, güçlü tekstil, otomotiv, tarım sektörlerine sahiptir. Bunlara Afrika’nın en güçlü turizm ülkelerinden biri olma özelliğini de eklemek yerinde olur. Halen Afrika kıtasında en çok turist çeken ülkelerden biri Güney Afrika Cumhuriyeti’dir. Bazen Fas ile yer değiştirdiği de olmaktadır. Bu yönüyle
Güney Afrika’da turizm, yönetim tarafından 2014’te en çok önemsenen sektörlerden biri olarak duyurulmuştur. Halen turizm sektörü ekonomiye büyük katkıda bulunmakta ve 1 milyon dolayında kişiye istihdam olanağı sağlamaktadır.
Kıtanın güneyinde bulunan ülkelerden biri de Namibya’dır. 1990’da Güney Afrika Cumhuriyetinden bağımsızlığını ilan etmiş olan Namibya turizm gelirlerinin yanı sıra de- ğerli maden (elmas) gelirlerini de bölmüştür. Turizm açısından birçok güzelliğe sahip olan Namibya iletişim ve ulaşım ağlarının birçok Afrika ülkesine göre iyi olması ve av rezervinin güçlü olması gibi üstünlüklere sahiptir.
Afrikada en çok turist çeken ülkeler sırasıyla:
1.Fas
2.Güney Afrika Cumhuriyeti
3.Tunus
4.Cezayir
5.Mozambik
6.Zimbabve
7.Kenya
8.Uganda
9.Namibya
10.Senegal
Ortadoğu’da Turizm
Ortadoğu’nun önemli bir kısmı tropikal iklim kuşağında yer almaktadır. Tropikal kuşağın alt iklimlerinden biri çöl iklimidir. Arabistan Yarımadası’nda yaygın olan çöl iklimi, turizm açısından sınırlayıcı bir etkiye sahiptir.
Ortadoğu ülkeleri zengin tarihi ve kültürel kaynaklara sahiptir. Ancak çoğu ülkede bunlar batı tarzı turizmin geliştirilmesi yolunda kullanılamamaktadır. Bunda bölgede yaşanan siyasi çalkantılar ve katı İslami yaşam tarzı çok etkili olmuştur. Suudi Arabistan’ın petrol ticareti ve hac amacı dışında sadece ülkeyi gezmek amacıyla gelenlere vize vermediği bilinmektedir. İran’ın ise İslam devriminden sonra batı ile ilişkileri bozulmuştur.
Ortadoğu’da turizmi geliştirme çabası güden ülkelerin sadece Mısır, İsrail, Lübnan ve Ürdün oldukları görülmektedir. Petrol ve doğal gaz rezervlerinden dolayı diğer Arap ülkelerine göre refah seviyesi yüksek olan Basra Körfezi ülkelerinde turist gönderme potansiyeli de yüksektir. Bu nedenle başta Suudi Arabistan olmak üzere vatandaşları, yurtdışı seyahat alışkanlıkları olan turist vatandaşlara sahiptir.
Ortadoğu’daki müslüman ülke halklarının önemli bir kısmı, yine bir diğer müslüman ülkeye gitmeyi tercih etmektedirler. Bunun temel nedeni, ABD’deki 11 Eylül saldırılarından sonra batı dünyasında oluşan müslüman fobisidir. Böylece örneğin Suudi Arabistanlı turistlerin tatil seçenekleri, Ortadoğu başta olmak üzere diğer müslüman ülkelere yönelmiştir.
Ortadoğu’da turistlerin dikkatini çeken birçok kültürel öge İslami izler taşımaktadır. Geleneksel mimari, ramazan ayı geceleri, Mekke’de yaşanan hac törenleri, hanlar, kervanlar ve kervansaraylar önemli kültürel değerlerdendir. Ortadoğu’nun turistik değerleri şöyle özetlenebilir.
Bölgenin kültürel zenginliğinde üç tek tanrılı dinÔn kutsal mekÉnlarının burada bulunması etkili olmuştur. Hristiyanlığa ilişkin eserler genelde Roma Yunan dönemi eserleridir. Akdeniz turlarına katılan kimi Avrupalı turistler her yıl kutsal kabul edilen bu alanları ziyaret etmektedirler. Bölgede zaman zaman yaşanan karışıklıklar nedeniyle kültürel turlara yapılan katılım istenen düzeyde değildir.
Bölge Akdeniz iklimi nedeniyle plaK turizmine çok uygun koşullar taşımasına kar- şın dinsel ve kültürel tutumlar nedeniyle istenilen düzeyde gelişememektedir. Son yıllarda eğlenmek ve dinlenmek amacıyla da turistler bölgeye gelmektedir. Özellikle Türkiye, İsrail ve Dubai’de sayfiye alanları artmaktadır.
Bölgede kış turizmi için uygun koşullar taşıyan dağlar da bulunmaktadır. Henüz uluslararası standartlara sahip olmayan bu alanda kış turizmine çoğunlukla yerli turistler katılmaktadır.
Bölgedeki dağlarla birlikte çöller, macera tutkunu turistler için çekici alanlar olarak ortaya çıkmaktadır. Ekoturizmde yavaş da olsa bir gelişme vardır.
Turistler, güvenli alanları tercih etmektedirler. Ancak Afrika ülkelerinde yaşanan bazı sorunlar, turizmi olumsuz yönde etkilemektedir. Bunlar arasında Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan anlaşmazlıklar, iç karışıklıklar, savaşlar, terör olayları ve çeşitli güvenlik sorunları bölgenin turizmde geri almasına yol açmıştır (Özgüç, 2015; 339). Ayrıca konaklamadaki yetersizlikler ve zayıf imaj hatta imaj yokluğu, virüslerden kaynaklanan salgınlar, SARS ve AIDS gibi hastalıklar ve iklim değişikliği turizm üzerinde büyük bir risk oluşturmaktadır.
Orta Doğuda en çok turist alan ülkeler sırasıyla şöyledir:
1.Suudi Arabistan
2.Birleşik Arap Emirlikleri
3.Mısır
4.İran
5.Ürdün
6.İsrail
7.Katar
8.Umman
9.Lübnan
10.Bahreyn
Bazı Afrika-Ortadoğu Ülkelerinde Turizm
Mısır’da Turizm
Afrika’da en çok turist çeken ülkeler, Mısır, Tunus ve güney Afrika Cumhuriyeti’dir. Mısır, Arap ülkeleri arasında en büyük turizm potansiyeline sahip ülkedir. Mısır turizmi, genelde anıt, mezar, tapınak, müze, piramit ve tarihi firavun yerleşmelerine odaklanmıştır.
Mısır turizmi için tarihi eserler önemlidir. Ancak subtropikal (Akdeniz) iklimi nedeniyle deniz turizminde de gelişmeler yaşanmaktadır. Turistlerin talebi, Kızıldeniz kıyılarında otel ve tatil köylerinin artmasına yol açmıştır (Atasoy, 2010; 542). Ülkenin iklim yapısı, Akdeniz ve dünyanın doğal akvaryumu olan Kızıldeniz sahilleri ile piramitler, tapınaklar ve diğer eserler ülkeyi turistik anlamda cazip kılmaktadır.
Mısır’ın döviz gelirleri arasında en öncelikli yeri turizm almaktadır. Ancak turizm, ani iniş ve çıkışlara, ülke içindeki veya çevresindeki olaylardan doğan güvenlik sorunlarından etkilenmeye çok açıktır. Nitekim 2011 yılında turizm gelirleri bir önceki yıla göre yaklaşık %30 oranında düşerek 8,8 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir (Sü- mer, 2011). İzleyen yıllarda yaşanan iç karışıklıklar da Mısır turizminin kan kaybetmesine yol açmıştır.
Libya’da Turizm
Libya, Kuzey Afrika’daki Roma İmparatorluğu döneminden kalan değerli arkeoloKik kalıntılara sahip ülkelerden biridir. Uzun yıllar Batı ülkeleriyle yaşanan gerginlikler, ambargolar ve ülkenin imajının yetersiz olması nedeniyle az turist çeken bir ülke olmuştur. Son yıllarda ekonomik büyüme, iş seyahatleri ve çöl turizmi bu alanda bir iyileşme yaratmıştır. 2016 yılı itibarıyla halen iç savaş sürmektedir.
Bu nedenle yetersiz görülen turizm hareketi güvenlik sorunları nedeniyle durma noktasınagelmiştir.
Tunus’ta Turizm
Tunus ekonomisi içinde turizmin payı, %13,6’dır. Tunus’a her yıl 6 milyon dolayında turist gitmektedir. Tunus, son yıllarda diğer ülkelerin turizm sektöründeki gelişmelerine ayak uydurmak için yeni politikalar geliştirmiştir. Bu bağlamda turizmde çeşitliliği artırarak sağlık ve termal turizme önem vermeye başlamıştır. Sektörün en büyük sorunu, ucuz hizmet verilmesinden dolayı, alım gücü düşük olan Avrupalı turistlerin ülkeye gelmeleri, dolayısıyla döviz gelirinin düşük olması olarak özetlenebilir.
Fas’ta Turizm
Afrika’nın batısında bulunan Fas, hem Atlantik hem de Akdeniz ülkesidir. Afrika kıtasının en uç noktasındaki Tanca şehri Cebelitarık boğazında bulunur. Ülkenin batısındaki Kanarya adaları, İspanya’ya aittir. Ve turizmde önemli bir yere sahiptir. Turizm, Fas’ın önemli gelir ve istihdam kaynaklarından biridir. Fransa Almanya, İspanya, İngiltere, İtalya ve ABD Fas’ın en önemli turist kaynaklarıdır. Ülke yönetimi, yabancı yatırımların çekilmesi konusunda ciddi çalışmalar yürütmektedir. Turizm sektöründe Fransız, İngiliz, Suudi Arabistan, Alman ortak yatırımları bulunmaktadır. Ancak sektör politik krizlerden etkilenmeye açıktır. Son dönemde ülkeyi ziyaret eden batılı turist sayısı azalırken, ülkeye Arap ülkelerinden gelen turist sayısı artmaktadır (Sümer, 2011).
2011 yılında yaşanan ve Arap Baharı adı verilen ayaklanmalardan Fas da olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu nedenle batılı turistlerde azalma yaşanırken orantısal olarak Ortadoğulu turistlerde artma gerçekleşmiştir.
Kenya ve Tanzanya’da Turizm:Afrika’da doğa tabanlı turizmin en iyi örneklerinden olan Kenya ve Tanzanya’da 1950’li yıllarda yalnızca birkaç bin turistle başlayan turizm sektörü, günümüzde milyonlarca insanı ağırlar konuma gelmiştir. Özellikle ekoturizm alanında her iki ülke de önemli gelirler elde etmektedir. Kenya Vahşi Hayat Servisi, Kenya turizminin % 80’inin vahşi hayat sayesinde geliştiğini ve turizm endüstrisinin ülkenin döviz kazancının üçte birini oluşturduğunu bildirmektedir. Bu nedenle Kenya’ya gelen turistlerin % 85’i doğanın korunması gerektiğini belirtmektedir.