ULAŞTIRMA SİSTEMLERİ VE YÖNETİMİ - Ünite 2: Taşımacılık ve Ulaştırma Ekonomisi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Taşımacılık ve Ulaştırma Ekonomisi

Giriş

18. yüzyılın ortalarına kadar Dünya’nın en önemli şehirleri ticaret, lojistik ve askeri gerekçeler ile deniz kıyılarına kurulmuş olan şehirlerdi. Denizyolu ile ulaşımın daha kitlesel yüklerin daha düşük maliyetle denizyolu taşımacılığı ile yapılabiliyor olması limanlar ile donatılmış kıyı kentlerinin daha da gelişmesine yol açmıştır. Dolayısıyla bu yüzyıla kadar kıyı kentlerinin gelişimi ile denizyolu taşımacılığı arasında kayda değer bir ilişki gözlemlenmektedir.

Günümüzde birinci bölümde anlatılan küreselleşme gibi süreçler taşımacılık, lojistik ve ekonomi gibi kavramları önemli ölçüde etkilemiş, ekonomiklik, fayda maksimizasyonu, maliyet gibi kavramların daha önemli hale gelmesi sonucunu doğurmuştur. Bu gereksinimler; tam zamanında üretim ve teslim, çapraz sevkiyat, döngüsel dağıtım (milk run), çok türlü taşımacılık gibi kavramların ve uygulamaların gelişmelerinin önünü açmıştır.

Taşımacılık Ekonomisinin Tanımı

Ekonomi , tabiatta var olan kıt ekonomik kaynakların sınırsız olarak tanımlanan insan ihtiyaçları ile uyumlaştırılması, olabilecek en optimum şekilde bu gereksinimlerin kıt kaynaklarla karşılanmasına odaklanan son derece kompleks bir yaklaşımdır. Dolayısıyla ihtiyaçları büyük oranda karşılayabilmek için eldeki mevcut ve kıt kaynakların ne şekilde kullanılacağı, hangi tür yatırımlara bu kaynakların tahsis edileceği, hangi tür ürünlerin ne miktarda üretileceği vb. konular ekonomi biliminin cevaplamaya çalıştığı soruların temelini oluşturmaktadır.

Kıt kaynaklar çerçevesinde başlangıç ve bitiş noktaları arasında yapılacak taşıma faaliyetinin en etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirilebilmesi için önceden belirlenecek makro ve mikro düzeyde önlemleri de içermesi soncunda ilişkili diğer alanlarda olduğu gibi ulaştırma ekonomisinin en gözde kavramlarının başında optimizasyon kavramı gelmektedir. Özet olarak ulaştırma ekonomisi mevcut kaynaklar ile gereksinimlerinin optimize edilmesi şeklinde de tanımlanabilmektedir.

Taşımacılık Ekonomisinin Kapsamı

Ulaştırma ekonomisi ulaşım ve taşımacılık süreçlerine;

  • Makroekonomik ve
  • Mikro ekonomik düzeyde yaklaşımlar geliştirmektedir.

Makro düzeyde ulaştırma ekonomisi daha geniş ölçekte, ulusal, bölgesel ve küresel nitelikte ulaşım gereksinimlerini karşılayacak önlemlerin alınması ile daha uzun vadede ulaşıma yönelik kaynakların transferine odaklanan bir niteliğe sahiptir. Limanlar, karayolları, ulaşıma ilişkin altyapı ve üstyapı unsurlarının ne şekilde tesis edileceği makro düzeyde ulaştırma ekonomisinin konuları arasında yer almaktadır.

Ulaştırma ekonomisi;

  • Özellikle ulaşım hizmetlerinin (yolcu-yük) üretilmesi,
  • Ulaşım hizmetlerine olan talepler,
  • Ulaşım hizmetinin kamu ve özel kuruluşlarca tedarik edilmesi,
  • Fiyatlama,
  • Esneklik,
  • Ulaştırma maliyetleri ve analizleri vb. konuları kapsamaktadır.

Taşımacılık Ekonomisinin Etkileri

Ulaştırma ekonomisi, ülke kaynaklarının en yoğun kullanıldığı ulaştırma yatırımlarını da kapsaması nedeniyle son derece önemli bir alana sahiptir.

Bu yatırımlar; milyar dolarlarla ifade edilebilen;

  • Karayolu inşaatları,
  • Üst geçitler,
  • Kavşaklar,
  • Liman,
  • Terminal vb.

unsurların inşa edilmesi ve organizasyonları, hızlı tren vb. türde uygulamalar gibi büyük parasal maliyetlere yol açan, aynı zamanda çok büyük oranda kamu kaynakları ile karşılanan yatırımlardır.

Taşımacılık Ekonomisinin Bileşenleri

Taşımacılık ya da diğer ismiyle ulaştırma ekonomisinin bileşenleri dikkate alındığında ulaştırma hizmetlerine yönelik talepler, ulaştırma hizmet tedariki, maliyet ve fiyatlandırma gibi kavramların bileşenlerin başında geldikleri söylenebilmektedir. Ulaştırma ekonomisinin tanımında da bahsedildiği gibi taşımacılığa ilişkin talepler ve bunların ne şekilde karşılanacağı ulaştırma ekonomisinin en temel sorunsalı arasında yerini almaktadır.

Ulaştırma Hizmetlerine İlişkin Talepler

Taşımacılık ve ulaştırma faaliyetleri özleri itibarıyla hizmet sektörüne ilişkin aktivitelerdir. Dolayısıyla yolcu ya da yük taşımacılığı şeklinde bir faaliyetin gerçekleştirilebilmesi üretilecek olan taşımacılık hizmetine olan talebe bütünüyle bağlıdır. Bu ifadeden de anlaşılabileceği gibi taşımacılık hizmetinin üretilmesi ancak taşımacılığa yönelik bir talebin gerçekleşmesi sonucunda yapılabilmektedir.

Buna karşılık ürün ya da hammadde üretimini talepten bağımsız olabilmektedir. Dolayısıyla bu materyallerin üretilmesi için doğrudan bir talebin motivasyonuna ihtiyaç duyulmamakta, üretim sürecinden sonra da talep meydana gelebilmektedir. Oysa taşımacılık hizmeti talep meydana gelmeden üretilemez. Nihai olarak talep ile taşıma hizmeti üretimi arasında son derece açık bir korelasyon mevcuttur.

Talep, ulaştırma ekonomisinin en önemli bileşeni ve başlangıç noktasıdır.

Taşıma hizmetine ilişkin taleplere etki eden bağımlı ve bağımsız değişkenler, esasında taşıma talebinin birer fonksiyonudur.

Taşıma Talebine Etki Eden Faktörler

Çok sayıda faktör taşıma talebini doğrudan ya da dolaylı bir biçimde etkileyebilmektedir:

  • Fiyat,
  • Hizmet kalitesi,
  • Fiziksel özellikler,
  • Taşıma hızı,
  • Kullanıcıların gelir düzeyi,
  • Erişilebilirlik vb.

Taşıma Hizmetinin Fiyatı

Taşıma talebi, bu hizmet için belirlenen fiyata büyük ölçüde duyarlıdır.

Pazarın genişliği ile fiyat arasında bir ilişki mevcuttur.

Taşımacılık hizmetine ilişkin fiyatlar, aynı zamanda tedarikçilerin, fabrikaların, perakendecilerin ve diğer tedarik zinciri aktörlerinin lokasyonlarının belirlenmesine de büyük ölçüde etki edebilmektedir.

Taşınan Materyallerin Özellikleri

Taşımacılık talebi ve özellikle belirli taşıma türünün tercihi materyallerin türlerine, fiziksel niteliklerine ve gereksinimlere göre değişkenlik gösterebilmektedir. Belirli bir parasal değerin üzerinde olan ürünlerin taşınmasında daha yüksek kalitede taşıma hizmeti sağlayabilen havayolu taşımacılığı tercih edilebilirken daha kitlesel, fakat düşük maliyet gereksiniminin söz konusu olduğu ürünlerde denizyolu veya demiryolu taşımacılığına talep gösterilebilmektedir.

Nihai Kullanıcıların Gelir Düzeyi

Nihai tüketicilerin ya da endüstrilerin taşıma talepleri ile ülkenin gayri safi milli hasılası, kişi başına düşen milli gelir ve ekonomik büyüme ile yakın bir ilişkiye sahiptir. Bireylerin gelirleri arttığında tüketim, seyahat, eğlence vb. gerekçelerle harcamaları da artacak, bunun sonucunda tedarikçilerden daha fazla taşıma hizmeti talep edebileceklerdir. Bu eksende taşıma hizmeti talebi doğrudan ve dolaylı biçimde gelişebilmektedir.

Taşıma Hizmetinin Hızı

Taşıma hızının talebe etki düzeyi yolcu taşımacılığı için son derece yüksek olmakla birlikte, yük taşımacılığı ekseninde taşıma hızı ürünlere ve materyallere gereksinim düzeyleri, ürünlerin özellikleri vb. durumlara göre değişiklik gösterebilmektedir. Yolcu taşımacılığında hızlı taşıma türüne yönelik talepler insanların eğilimlerinden kaynaklanmaktadır. İnsanlar yolculuklarını daha konforlu, aynı zamanda daha kısa sürede tamamlama eğilimdedirler. Konfor ne kadar üst düzeyde sağlanırsa sağlansın, çoğu insan seyahatin çok uzun olmasını istemeyebilmektedir. Dolayısıyla yolcu taşımacılığında hızlı taşıma türlerine olan talepler zorunluluktan değil çoğunlukla bireysel tercihlerden kaynaklanmaktadır.

Taşıma Hizmetinin Kalitesi

Taşıma hızının sıklığı, verilen taşımacılık hizmetinin belirli bir standarda sahip olması, taşımanın konforu, güvenilirlik ve güvenlik gereksinimlerine taşıma hizmetinin verebildiği cevaplar; taşımacılık hizmetine ilişkin talepleri motive eden faktörlerdir. Bu unsurların mevcut olması ya da olmaması taşıma talebini pozitif veya negatif düzeyde etkileyebilmektedir.

Dolayısıyla emniyet kavramı yük taşımacılığında talebe tümüyle etki eden bir niteliğe sahip olmayabilmektedir. Bu doğrultuda ürünün bir değeri ile emniyet gereksinimi arasında bir korelasyonun varlığı göze çarpmaktadır. Ürünün değeri arttıkça güvenlik gereksinimini tam olarak sağlayan taşıma türlerine talep artabilmektedir.

Ulaştırma Talebinin Esnekliği

Ekonomi biliminin en önemli konularından birisi talep esnekliğidir. Talep esnekliği üzerinde sıklıkla durulan bir konu olmasında karşılık, oldukça karmaşık bir niteliğe sahiptir. Buna rağmen ulaştırma talebinin esnekliği konusunda bu karmaşıklığı giderecek tanımlar getirilebilmektedir. Taşıma talebi ile ilgili olarak öncelikle üzerinde durulması gereken kavram fiyat esnekliğidir.

Ulaştırma Hizmet Talebinin Karşılanması (Tedarik)

Ulaştırma ve taşımacılık hizmetleri genel olarak, merkezi kamu otoriteleri, yerel otoriteler ve özel kuruluşlar tarafından üretilerek kullanıcılara arz edilebilmektedir. Dolayısıyla bu hizmetlerin üretilmesi kamu tarafından ya da kamu otoritesinin izni ve motivasyonu ile özel kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Taşımacılık faaliyetleri özleri itibarıyla kamusal hizmet olarak tanımlanmaktadır. Bunun en temel nedeni neredeyse bütün gelişmiş ülkelerin anayasalarında ulaşımın bir hak olarak vatandaşlara verilmiş olmasıdır.

Hem yolcu hem de yük taşımacılığı açısından demiryolu taşımacılığına bakıldığında gerek altyapı, gerek üstyapı unsurları özel sektör tarafından katlanılamayacak yatırım maliyetlerine neden olabilmektedir.

Günümüzde ise özel kuruluşlar belirli bir düzeye ulaşarak havayolu taşımacılık alanına girmeye ve bu konuda hizmet üretmeye başlamıştır. Havayolu taşımacılığında kamu otoritesinin payı halen yüksek olmakla birlikte, özel sektörün payı giderek artmaktadır. Yolcu taşımacılığında bu eğilimler gözlemlenirken, havayolu ile yük (kargo) taşımacılığında özel sektör lehine bu payın yolcu taşımacılığına kıyasla nispeten daha yüksek olduğu görülebilmektedir.

Ulaştırma Hizmetinin Ücretlendirilmesi

Ulaştırma ve taşımacılık hizmetlerinin fiyatlandırılması farklı gereksinimler ve unsurlar çerçevesinde gerçekleştirilebilmektedir. Fiyatlandırma taşıma hizmetini üreten özel işletme ya da kamu otoritesinin yaklaşımlarına bağlı olarak uygulanabilmektedir. Kamu otoritesi ulaştırma ve taşımacılık hizmeti üretirken, öncelikli motivasyon aracı kamu hizmeti ve toplumsal fayda ilkeleri olurken, karlılık yaklaşımı arka planda yer alabilmektedir.

Taşıma Fiyatının Farklılaştırılması

Kamu otoriteleri ve özel kuruluşlar farklı yaklaşımlar çerçevesinde üretmiş oldukları taşımacılık hizmetleri için farklı fiyatlandırma politikaları uygulayabilmektedirler. Bu yaklaşımlar büyük oranda kullanıcıların gruplandırılması ve verilecek hizmetlerin sınıflandırılması şeklinde uygulanabilmektedir. Yolcu taşımacılığında taşıma hizmetinin farklı fiyatlar ile kullanıcılara arz edilmesi, verilecek taşıma hizmetinin kalite ve hizmet düzeyinin farklılaştırması şeklinde olabilmektedir.

Taşıma fiyatının farklılaştırılması, rekabet ortamında işletmelerin uyguladığı temel stratejilerden birisidir.

Fiyat farklılaştırması tanımlanmak istendiğinde taşıma hizmeti üreten bir hizmet tedarikçisinin farklı tüketici grupları arasında ayrımı sağlayabilecek farklı fiyat politikalar-ı uygulaması şeklinde bir tanımlama yapılabilmektedir. Dolayısıyla hizmet tedarikçileri ürettikleri hizmetleri farklı pazar segmentlerine farklı fiyatlar ile arz edebilmektedirler. Bu yaklaşımın uygulanabilmesi piyasada mevcut olan rekabet düzeyine ve üretilen hizmetin esneklik seviyesine bağlıdır.

Taşıma fiyatının farklılaştırılması, rekabet ortamında işletmelerin uyguladığı temel stratejilerden birisidir.

Fiyat Farklılaştırma Politikasının Faydaları

Taşıma hizmetine ilişkin fiyat farklılaştırma politikaları, hizmet üreten tedarikçiler açısından daha farklı pazarlara yönelebilmeleri, standart çerçevede hizmetlere talep göstermeyen tüketici gruplarını talep gösterme noktasında motive edebilmesi açısından fayda yaratabilmektedir. Standart bir taşımacılık hizmetine karşılık standart bir taşıma ücretinin belirlenmesi, piyasada daha yüksek bedel ödeyebilecek tüketicilerin var olmasına rağmen taşıma hizmeti üreten işletmelerin bu ekstra gelirden vazgeçmelerine yol açabilmektedir.

Ek olarak fiyat farklılaştırma politikaları taşıma hizmetlerinin üretilmesi sürecinde meydana gelebilecek sosyal faydayı da artırabilmektedir. Hizmet talebinde bulunanlar daha ucuz ve standart hale getirilmiş taşıma operasyonları ile daha düşük maliyetle bu hizmetlere erişebilmektedir. Ekstra hizmet talebinde bulunup bulunmayacaklarına kendileri karar verdiklerinden gerekli görmedikleri ek hizmetlere ödeme yapmayarak bu tür hizmetlerden faydalanmayı kendileri adına daha optimum hale getirebilmekte, daha yüksek düzeyde bunlardan faydalanabilmektedirler.

Fiyat Farklılaştırma Politikasının Olumsuz Tarafları

Tüketiciler fiyat farklılaştırma politikaları sonucunda gerçekte ödemek durumunda kalacakları bedelleri ödemeksizin daha alt seviyede hizmet talebinde bulunabilmekte, bu durum da taşıma operatörlerinin gelirlerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Özellikle kendileri için beklentileri çerçevesinde olağanüstü bir fayda yaratmayacak bir hizmeti talep etmeyerek ve doğrudan taşımanın maliyetine odaklanarak tüketici grupları taşıma hizmeti üreten aktörlerin gelirlerini azaltacak yaklaşımlar gösterebilmektedir.

Taşıma hizmeti üretenler, rekabetin yüksek olduğu pazarlarda standart taşımacılık hizmetlerini çeşitli bahaneler üreterek müşterilerine arz etmekten kaçınabileceklerdir. Bunun en temel nedenlerinin başında, bu pazar segmentine hizmet vermenin yeterli düzeyde kar sağlamayan bir aktivite olmayabilmesi gelmektedir. Taşımacının da bu durumu dikkate alarak farklı gerekçeler ile ancak üst düzeyde taşıma hizmeti üretmeye odaklanması, alt düzey hizmetleri üretmemesi ile sonuçlanabilmektedir. Örnek olarak karayolu taşımacılarının müşterilerine standart yük taşıma hizmeti vermeyerek daha yüksek karlar sağladığından ısı kontrollü taşıma (frigorifik) faaliyetine odaklanmaları verilebilmektedir.

Ulaştırma Hizmetleri ve Maliyet Yönetimi

Ulaştırma ve taşımacılık hizmetlerine ilişkin maliyetler genel olarak iki ana maliyet grubu içerisinde sınıflandırılabilmektedir. Bu gruplar;

  • Ekonomik maliyetler ve
  • Dışsal maliyetler olarak tanımlanabilir.

Ekonomik maliyetler , taşıma hizmetinin üretilmesi ve taşımacılık faaliyetinin gerçekleştirilebilmesi için operatörler tarafından katlanılan finansal nitelikte maliyetlerden oluşmaktadır.

Taşımacılık Maliyetlerinde Makro Düzeyde Yaklaşımlar

Taşımacılık hizmetlerine ilişkin daha geniş kapsamlı yaklaşımlar değerlendirmeye alınabilmektedir. Bunlar arasında;

  • Ölçek ekonomileri,
  • Mesafe ekonomileri,
  • Lardner Kanunu ve
  • Taşıma-yük dengesi yaklaşımları sayılabilir.

Taşımacılık ve Ölçek Ekonomisi Yaklaşımı

Ölçek ekonomisi yaklaşımı, işletmelerin diğer bütün faktörleri sabit tutmak koşulu ile üretim miktarlarını artırmaları halinde birim maliyetlerin düşürüleceği yaklaşımına dayanan bir modeldir. Dolayısıyla en başta maliyetler sabit tutularak elde edilen çıktı miktarı artırıldığında birim çıktı başına düşen maliyet değeri de azalım gösterebilecektir. Bir diğer yönü ile ölçek ekonomisi, belirli bir pazarda faaliyet gösteren işletmeler arasında hacim olarak en yüksek üretim değerine sahip işletmelerin katlanmak zorunda oldukları birim maliyet açısından daha düşük miktarda üretim yapan rakiplerine oranla daha avantajlı oldukları, müşterilerine daha düşük fiyat verebilme potansiyelleri sonucunda rekabette öne geçtikleri yaklaşımına dayanmaktadır

Ölçek ekonomisi taşımanın verimliliği, etkinliği ve maliyetine doğrudan etki eden bir faktördür.

Taşımacılık ve Mesafe Ekonomisi Yaklaşımı

Mesafe ekonomisi, bütün diğer faktörler sabit tutulmak ve sisteme bir birim bile kaynak eklemeksizin taşıma yapılan mesafe arttıkça, toplam ve birim maliyetlerin artması ilkesine dayanan bir yaklaşımdır. Dolayısıyla maliyetler ile mesafe arasında doğru orantı mevcut olup, bunlardan birisi arttığında öteki de artmakta, herhangi birisinde azalım gözlemlendiğinde, buna bağlı olarak diğerinin de azalması anlamına gelmektedir.

Lardner’in Çemberler Kuramı

Dionysius Lardner tarafından ortaya atılan teoriye göre işletmenin pazar alanı ile taşıma maliyetleri arasında bir korelasyon bulunmaktadır.

Bu yaklaşıma göre işletme taşıma maliyetlerini yarısı oranında azalttığında hizmet verebildiği pazar alanını dört katı kadar artırabilmektedir.

Lardner kuramı üreticinin belirli bir noktada yerleşimi ve alıcıların üretici ile eşit düzlemde ve her birinin üreticiye eşit mesafede olduğu yaklaşımına dayanmaktadır. Dolayısıyla bu yaklaşımda mesafeler ve taşıma ücreti taşıma faaliyeti için bir değişken değilse talep homojen bir nitelik arz etmektedir.

Taşımacılık-Yük Dengesi Yaklaşımı

Taşınan yük miktarının taşımanın gerçekleştirildiği taşıma aracının kapasitesi ile dengesinin sağlanması taşıma ekonomisinin bir diğer önemli konusudur. Taşıma operasyonları belirli bir güzergâh üzerinde gerçekleştirilen tek yönlü taşımacılık faaliyetleri olmayıp taşımanın türüne göre dönüşleri de kapsayan bir niteliğe sahiptir.

Taşıma araçlarının faaliyet gösterdiği güzergâhta çok yönlü olarak kullanılmaları ve birim operasyonda olabilecek en yüksek düzeyde yük ile taşıma gerçekleştirmeleri taşımanın verimliliği, etkinliği ve performansı üzerinde kayda değer bir artış sağlamaktadır. Dolayısıyla taşıma operatörlerinin taşıma gerçekleştirdikleri lokasyonlar arasında mümkün olduğunca fazla yük bularak aracın tam kapasite, hatta kapasitenin üzerinde taşıma yapmasını sağlamaları, dolayısıyla yük ve kullanılan araç arasında dengenin oluşmasına yönelik çabaları taşıma maliyetlerini olumlu yönde etkilemektedir.

Sonuç

Ulaştırma ve taşımacılık süreçleri ile ekonomi arasında kayda değer bir ilişki göze çarpmaktadır. Her iki kavram da ekonomi anlamda etkinlik ve verimliliği sağlamak üzere faaliyet göstermektedir. Özellikle ölçek ekonomisi ile mesafe ekonomisi gibi kavramlar taşımacılık süreçlerinin performansı ile doğrudan ilişkili kavramlardır. Taşımacılar ve operatörler kendilerinin yanı sıra tedarik zincirinin diğer aktörlerinin ekonomik faydalarını maksimize etmek için çaba sarf etmektedirler.