ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR - Ünite 4: Dünya Bankası Grubu Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: Dünya Bankası Grubu
Dünya Bankası Grubu
- Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (International Bank for Reconstruction and Development: IBRD),
- Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (International Bank for Reconstruction and Development: IBRD),
- Uluslararası Kalkınma Birliği (the International Development Association: IDA),
- Uluslararası Finans Kurumu (the International Finance Corporation: IFC),
- Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (the Multilateral Guarantee Agency: MIGA),
- Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Uluslararası Merkezi (the International Centre for the Settlement of Investment Disputes: ICSID) olmak üzere beş uluslararası kuruluşun yakın işbirliği ve bağıntısından oluşur.
Banka’nın kuruluş amacı kuruluş aşamasında “savaş sonrası yeniden yapılanma ve kalkınmanın destek ve finansmanı” olmuş fakat grubun amacı günümüzde “yoksul ülkelerde yoksulluğun azaltılması ile sürdürülebilir büyüme ve üye ülkeler arası işbirliğinin desteklenmesi” olarak ifade edilmiştir.
Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası
Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) 1944 yılında Bretton Woods’ta toplanan BM Para ve Finans Konferansı’nda Şimdiki Dünya Bankası Grubu’nun “orijinal kuruluşu” olarak kurulmuş ve 27 Aralık 1945 tarihinde Banka Ana Sözleşmesi’nin imzalanmasıyla çalışmalara başlamıştır. Banka 1947’de ise BM’nin bir uzmanlık kuruluşu olmuştur.
II. Dünya Savaşı özellikle Avrupa kıtasında olmak üzere dünyanın çoğu yerinde büyük bir yıkıma ve sefalete sebep olmuştur. Savaşı sonrası, savaşın yıkıcı etkisinden dolayı, yeniden yapılanma ve kalkınma ihtiyacı duyan fakat kredi güvenilirlik zorluğu çeken birçok ülkenin finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kurulan Dünya Bankasına uluslararası sermaye piyasalarından borçlanıp, ihtiyaç duyan üye ülkelere ticari bankalardan daha ucuz kredi sağlaması görevi verilmiştir.
Dünya Bankası günümüzde başlangıçtaki politikalarından farklı olarak az gelişmiş ülkelere yönelik yatırımlarda doğrudan muhatap olmaya başlamıştır. Banka, özellikle bu ülkelerdeki yoksulluğu azaltmaya ve kalkınma sorunlarının çözümüne yönelik çabalarda bulunmaktadır.
Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’nın Amaçları
IBRD’nin amaçları 1945 yılında günümüze gelişen ve değişen küresel ekonomik koşullara bağlı olarak zaman içinde değişiklik göstermiştir. Banka’nın kuruluşundaki amacı, “savaş sonrası yeniden yapılanma ve kalkınmanın destek ve finansmanı” olarak belirlenmiştir. Ancak günümüzde bu amaç “yoksul ülkelerde yoksulluğun azaltılması ve sürdürülebilir büyüme ve üye ülkeler arası yakın işbirliğinin desteklenmesi”ni de içine alacak bir şekilde yeniden ifade edilmiştir. IBRD’nin amaçları ana sözleşmesinin I. maddesinde şöyle sıralanmıştır:
- Üye ülkelerin savaşın oluşturduğu yıkıntıların düzeltilmesi de dâhil olmak üzere, kalkınma ve yeniden yapılanma çabalarına, verimli sermaye yatırımları kanalıyla yardımcı olmak ve gelişmekte olan ülkelerin kaynaklarının geliştirilmesini özendirmek.
- Özel yabancı yatırımlara garanti vermek, krediye katılımda bulunarak desteklemek, özel sermayenin yetersiz olduğu durumlarda ise kendi kaynaklarını kullanmak suretiyle destek sağlamak.
- Uluslararası ticareti geliştirmek, ödemeler dengesini sağlamak için kalkınma amaçlı uluslararası yatırımları özendirmek.
- Diğer kanallardan sağlanan kredileri yeniden düzenleyerek veya garanti ederek daha yararlı öncelikli alanlarda kullanılmasını sağlamak.
- Savaş döneminden barış dönemine geçişte mümkün olan en uygun en uygun şartların sağlanmasına yönelik uluslararası yatırımlara yön vermektir.
Dünya Bankasının üyelerine yardım ve destek sağlamak bazında belirlediği stratejik hedefler önem sırasına göre şöyle sıralanır;
- En azgelişmiş üye ülkelere yardım ve destek sağlamak,
- Kırılgan ülkeler,
- Arap dünyası,
- Orta gelir grubu ülkeler,
- Küresel kamu malları,
- Teknik yardım.
Üyelerin Sermaye Katılımı ve Oy Dağılımı
Bankanın kuruluş sermayesi ve üye ülkelerin sermaye katılımları kuruluşta belirlenmiş fakat bu zamanla değişikliğe uğramıştır. IRBD, 10 milyar dolar sermaye ile kurulmuş ve bu kuruluş sermayesi Banka’ya üye olan ülkelere tahsis edilmiştir. 1959 yılında başlamak üzere bankanın sermayesi farklı tarihlerde arttırılmış ve günümüzde (1944 değerleriyle) 170,965.3 milyon dolar olmuştur. Banka, üye ülkelere sermaye paylarının tahsis edilmesinde, üye ülkelerin IMF’deki kotalarını esas alır. Üye ülkeler Banka’daki sermayelerini belli bir oranda yükseltebilme hakkına sahiplerdir.
Üye ülkelerin Banka’daki toplam oy güçleri iki faktör tarafından belirlenir: Her üye ülkenin Banka’da 250 sabit oyu vardır. Bu sabit oya ek olarak her üye ülkenin ayrıca sermaye payına göre belirlenen birde değişken oy sayısı mevcuttur.
Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’nın Yapısı ve Yönetimi
Dünya Bankası’nın 188 üyesi aynı zamanda bankanın hissedarları konumundadır. Bankanın, Guvernörler Konseyi, Yönetim Kurulu ve Başkan olmak üzere üç önemli yönetim organı mevcuttur. Bankanın hissedarları üye ülkeler yönetimde Guvernörler Konseyi tarafından temsil edilir ve genellikle guvernörler üye ülkelerin maliye bakanları veya ekonomiden sorumlu bakanlarıdır. Eğer guvernörler konseyi üyesi aynı zamanda Uluslararası Kalkınma Birliği, IDA ve Uluslararası Finans Kurumu, IFC’nin de üyesi ise, bu durumda IDA ve IFC’nin Guvernörler Konseylerinde de yetkili guvernör olarak görev yaparlar. Guvernörler her yıl Dünya Bankası ve IMF’in yıllık toplantısında bir araya gelirler ve Banka’nın tüm yetkileriyle donatıldıkları için “nihai politika yapıcılar” olarak rol alırlar.
Dünya Bankası Yönetim Kurulu’nda Avusturya, Belarus, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Kazakistan, Lüksemburg, Slovakya, Slovenya ve Türkiye’yi 1 üye temsil etmektedir.
Banka’nın Finansman Kaynakları
Dünya Bankası toplamış olduğu kaynağın (fonun) büyük bir kısmını global finans piyasalarından borçlanarak elde etmekte, 1947 yılından bu yana bono satışları yoluyla bu piyasaların en büyük ve önemli borçlanıcılarından birisi olmuştur. Bu borçlanmayı Banka sahip olduğu kredibilite (güvenirlik) dolayısıyla ucuza yapabilmekte ve sonuç olarak da üye ülkelere uygun borçlanma seçenekleri sunabilmektedir. Dünya Bankası’nın sermaye piyasalarından yapılan borçlanmalar yoluyla temin ettiği fonlar gelişmiş ülkelerin bono piyasalarında bono ve tahvil satışı yoluyla yapılır. Banka bu işlemleri kârını arttırmak amacıyla değil, kredibilitesini kullanarak ucuz kredi temin etmek ve bu fonları da gelişmekte olan ülkelere uygun şartlarda transfer etmek amacıyla yapar.
Dünya Bankası’nın Kredileri ve Hibeleri
Amacını günümüzde küresel yoksulluğu azaltmak olarak ortaya koyan Banka, bu ülkelerde sürdürülebilir kalkınmayı açmış olduğu krediler, vermiş olduğu garantiler, risk yönetim ürünleri ve analitik ve tavsiye hizmetleri sunumu yoluyla gerçekleştirme yoluna gitmektedir. Dünya Bankası üye ülkelere; tek bir yatırım projesini, bir ekonomideki tüm sektörleri teşvik edecek yatırımları ve gelişmekte olan ülkelere yönelik olarak da ekonominin yeniden yapılanmasını finanse etmek amacıyla orta ve uzun vadeli kredi açmaktadır. Bu kredilerin toplamı daha önceden de belirtildiği üzere “headroom” kuralına göre sermayesi, rezervleri ve gelirleri toplamıyla sınırlıdır. Bankanın açmış olduğu bu krediler sadece üye devletlere verilmekte, özel kesime açılan krediler için devlet garantisi istenmektedir.
IBRD bir ülke dâhilinde, genellikle üç ila dört yıllık bir süre için faaliyetlerine yolgösteren Ülke Ortaklık Stratejisi (Country Partnership Strategy: CPS) hazırlar. OrtaklıkStratejisi İcra Direktörleri Kurulu’nun onayından geçtikten sonra ülkeye Dünya Bankası’nın önerdiği yardım paketi uygulamaya girer.
Uluslararası Kalkınma Birliği
Dünya Bankası’nın kalkınma kurumu olarak 1960 yılında kurulan Uluslararası Kalkınma Birliği (The International Development Association, (IDA) dünyanın en yoksul ülkelerine yardım eder. Az gelişmiş ve en yoksul ülkelerde yoksulluğu azaltmak amacıyla faizsiz kredi ve hibeler yardımıyla ekonomik büyümeyi, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmayı ve bu ülkelerin yaşam standartlarını artırmayı amaçlayan program ve projeleri desteklemek amacındadır.
Bir ülkenin IDA üyesi olabilmesi IBRD üyesi olması koşuluna bağlıdır ve bu nedenle IDA’nın üye ve hissedar ülke sayısı Ağustos 2012 itibarıyla 172’dir. IDA ana sözleşmesine göre her üye ülke IDA ile ilişkilerini yürütmek için bir kurumunu yetkilendirir.
IBRD, gelişme yolundaki orta gelir grubundaki ülkelere sermaye yatırımı ve teknik yardımlar sağlarken, IDA dünyanın en yoksul ülkelerine uzun dönemli kredilerle yardım eder.
IDA, günümüzde dünyanın 39’u Afrika kıtasında olmak üzere 81 en yoksul ülkeleri için en büyük ekonomik finansman ve yardım kaynaklarından biridir.
Uluslararası Kalkınma Birliği’nin Amaçları
IDA, dünyanın en yoksul ülkelerine yardım ve finansman sağlamak amacıyla kurulmuştur. Az gelişmiş ve en yoksul ülkelerde yoksulluğu azaltmak amacıyla faizsiz kredi ve hibeler yardımıyla ekonomik büyümeyi, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmayı ve bu ülkelerin yaşam standartlarını artırmayı amaçlayan program ve projeleri desteklemek amacındadır. Bu amaca ulaşmak için kredilerin en elverişli şekilde sağlanması ve geri ödemeleri sırasında da bu yoksul ülkeleri ödemeler dengesi sorunlarına itmemeye özen gösterilir.
Uluslararası Kalkınma Birliği’nin Sermayesi ve Üyelerin Oy Gücü
IDA’ya üye ülkelerin sermaye katkıları IBRD’ye olan sermaye katılımlarıyla orantılı olarak belirlenmiştir ve bu sermaye katılımlarına göre de oy dağılımları ortaya çıkmaktadır. Birliğe üye ülkeler sermaye ve katılımları ve oy oranlarına göre iki gruba ayrılmışlardır. Birinci grupta gelişmiş 30 ülke vardır ve günümüzde bu 30 ülkenin oylarının toplam oylar içindeki payı %54.19’dır. Türkiye 117,980 oy miktarı ve % 0.59 oy gücü ile kalan 140 üye ülke ile ikinci grupta temsil edilmektedir.
Uluslararası Kalkınma Birliği’nin Yapısı ve Yönetimi
Daha önceden de ifade edildiği üzere IDA, IBRD ile aynı yönetime sahiptir ve her iki kurumun Guvernörler Konseyi, Yönetim Kurulu ve Başkanı aynıdır. Her iki kurumda da sermaye katılımları aynı olan üye ve hissedar ülkelerin sadece oy hakları IDA’da farklıdır. Her bir üye ülkenin IDA’da 500 oy hakkı vardır ve bu 500 oya ek olarak her ülkenin 5000 ABD doları sermaye taahhüdü karşılığında ek bir oyu mevcuttur. Her ne kadar IBRD ile aynı konsey ve kurullara sahip olsa da IDA’nın ayrı bir tüzel kişiliği olduğundan kendi sermayesi ve dolayısıyla da IBRD’den farklı hesapları mevcuttur.
Uluslararası Kalkınma Birliği’nin Finansman Kaynakları ve Kredileri
IDA’nın yoksul ülkelere finansman sağlarken kullanmış olduğu temel kaynak birinci grupta yer alan gelişmiş 30 ülkenin IDA sermayesine yapmış oldukları katkı ve taahhütleridir.
Birinci grupta yer alan gelişmiş ülkeler haricinde Çin, Türkiye, Kıbrıs, Mısır, Estonya, Letonya, Litvanya ve Güney Kore’de IDA fonlarına katkı yapan ikinci grupta yer alan ülkelerdir. Önceleri IDA kredi ve yardımlarından yararlanan Türkiye, günümüzde ekonomik gelişmesine paralel olarak IDA’nın yardım fonlarına katkı sağlayan ve dolayısıyla yoksul ülkelere fon aktaran bir ülkedir.
Bu kaynaklar haricinde ayrıca Dünya Bankası da yıllık net gelirlerinden bir kısmını IDA fonlarına aktararak finansman kaynak teminine destek vermektedir.
2011 yılı için IDA kredilerinden yararlanma koşulu, kişi başına ulusal gelir rakamlarının $1,165 Amerikan dolarından düşük olmasıdır. Yararlanma koşulu yıldan yıla gözden geçirilmektedir.
Yoksul ülkeler belirlenirken her yıl Dünya Bankası’nın belirlediği kişi başı gayri safi yurtiçi hasıla miktarı eşik alınır (2012 için 1175 ABD doları). Bu göreli yoksulluk sınırının altında kalan ülkeler IDA kaynaklarından yararlanabilir.
Türkiye - Uluslararası Kalkınma Birliği İlişkileri
Türkiye 22 Aralık 1960 tarihinde üyelik ana sözleşmesini imzalayarak IDA’ya üye olmuştur. Başlangıçta IDA kredi ve desteklerinden yararlanan Türkiye günümüzde IDA fonlarına destek sağlayan ve bu yolla da yoksul ülkelere finansman kaynağı yaratan bir ülke olmuştur.
Uluslararası Finans Kurumu
Uluslararası Finans Kurumu (IFC) 20 Temmuz 1956 tarihinde kurulmuştur. IFC’nin Ağustos 2012 tarihi itibarıyla 184 üyesi bulunmaktadır. Türkiye IFC’ye 19 Aralık 1956 tarihinde katılmıştır. IFC’ye üye olabilmek için ülkenin aynı zamanda Dünya Bankası üyesi olması zorunluluğu vardır ve ülke IFC Ana Sözleşmesi’ni imzalayıp sözleşmede belirtilen sermaye katılımını yatırmalı/taahhüt etmelidir. IFC üyeliği için ülkenin IDA üyesi olma şartı yoktur.
IFC, gelişme yolundaki ülkelerdeki özel sektöre kredi verir ve bir anlamda uluslararası bir kalkınma-yatırım bankası ile ticari banka bileşiminde Dünya Bankası Grubu’nun finans kurumu olarak görev yapar. Kurum gelişmekte olan ülkelerde özel kesim aracılığıyla sürdürülebilir büyüme ve kalkınmayı görev edinmiş ve bu amaçla da gelişmekte olan ülkelerde özel sektöre yatırım yapar ve müşterilerine uzun vadeli ucuz kredi sağlanması, garanti ve risk yönetimi konularında teknik destek sağlar.
Uluslararası Finans Kurumu’nun Sermayesi ve Üyelerin Oy Gücü
IFC ve Dünya Bankası’nın sermayeleri birbirinden farklıdır ve günümüzde (2012) kurumun toplam sermayesi 2.371.896.000 ABD dolarıdır ve bu sermaye 2.511.184 adet toplam oya denk gelmektedir.
Ülkelerin sermaye katılım oranlarına bakıldığında en gelişmiş beş ülkenin toplam sermaye katılımı içerisindeki katkı paylarının %45 civarında olduğu görülür. Türkiye’nin sermayeye katılımı 2012 yılı itibarıyla 1.4545.000 dolar olup sermayeye katılım ve oy gücü % 0.61’dir.
IFC’ye üye ülkelerin oy gücü IBRD ve IDA’da olduğu gibi sabit (250 adet oy/ ülke) ve değişken oylardan oluşmaktadır ki sermayeye katılımlarıyla bağlantılıdır. IFC’de sermaye artırımına gidilmesi durumunda üye ülkelerin pay alma/artırma zorunlulukları yoktur ve IFC’de kararlar oy çokluğuna göre alınır.
Uluslararası Finans Kurumu’nun Yapısı ve Yönetimi
IFC, IBRD ve IDA gibi yönetilir. Ayrı bir tüzel kişiliği olmasına rağmen IBRD ve IFC’de olduğu gibi Bankanın Guvernörler Konseyi, Yönetim Kurulu ve Başkanı aynı zamanda IFC’nin de yönetim organlarını temsil eder. Banka’nın başkanı aynı zamanda IFC’nin kurullarının da başkanıdır ve IFC’nin yönetim kurulu başkanını da atama yetkisine sahiptir.
Uluslararası Finans Kurumu’nun Finansman Kaynakları ve Kredileri
IFC, sahibi olduğu hisse senetlerini satarak ve küresel sermaye piyasalarından borçlanarak ve kendi öz sermayesinden olmak üzere finansman sağlar. Bu anlamda finansman kaynakları IBRD’den ayrıdır. Yüksek kredibilitesinden dolayı uluslararası finans piyasalarından ucuz ve uzun vadeli borçlanması mümkündür. Bankada (IBRD) olduğu gibi kurumun sağlayacağı kredilerde toplam gelir ve sermayesiyle bağlantılı olarak “headroom” kuralı mevcuttur fakat IBRD’ye göre bu oran daha gevşektir.
Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı
Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (the Multilateral Guarantee Agency: MIGA), DB’nın bir yan kuruluşu olarak 1988 yılında yabancı yatırımcılara ev sahibi ülkelerin politik risklerine karşı garanti vermek yoluyla yabancı yatırımların artmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur. Ajans günümüzde misyonunu “gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümeyi teşvik, yoksulluğu azaltma ve bireylerin refahını artırmak için gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğrudan fiziki sermaye yatırımlarını teşvik ve destekleme” olarak belirlemiştir. Türkiye, bu Ajansa kuruluşu ile birlikte üye olmuştur.
Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Uluslararası Merkezi
Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Uluslararası Merkezi (the International Centre for the Settlement of Investment Disputes: ICSID) 1966 yılında DB çatısı altında fakat Banka’dan bağımsız bir merkez olarak “anlaşmazlıkların çözümünde hakemlik, ülkelerin yatırım ve yabancı sermaye kanunları, ikili yatırım anlaşmaları üzerinde yayın, araştırma ve danışmanlık yapmak” amacıyla kurulmuştur. Merkezin ortak antlaşmasını imzalamış Ağustos 2012 tarihi itibarıyla 158 üyesi mevcuttur ve Türkiye ICSID’a Nisan 1989 tarihinde katılmıştır.
ICSID uyuşmazlık durumunda taraflar arasında uzlaşma ve tahkim olanakları sağlamak suretiyle yabancı yatırımları teşvik etmek amacını taşır. ICSID hakemlik hizmetlerinden yararlanmak için öncelikle tarafların rızası gerekmektedir. ICSID mekanizması devletler arasında imzalanan iki taraflı yatırım anlaşmalarında tanımlanabileceği gibi birden fazla devletin yatırımcıları arasında imzalanan anlaşmalarla da tanımlanabilir. Taraflar, ICSID tahkimini kabul ettikleri andan itibaren, tek taraflı olarak bu yoldan vazgeçme hakları sona erer. Bu nedenle de uluslararası bir sözleşmeyle kurulan ICSID’in vermiş olduğu kararlar muhatapları için kesinbağlayıcıdır.
ICSID’in İşlevi
“Neden ICSID var?” sorusuna vereceğimiz cevap aslında “neden MIGA var?” sorusuna vereceğimiz cevaptan farklı olmayacaktır, sadece bu cevaba ek yapmamızı gerektirecektir. Hatırlanacağı gibi MIGA, Dünya Bankası’nın bir yan kuruluşu olarak yabancı yatırımcılara ev sahibi ülkelerin politik risklerine karşı garanti vermek yoluyla yabancı yatırımların artmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur.
Gelişmiş ülke çok uluslu şirketlerinin farklı politik riskler taşıyan ülkelerde sabit sermaye yatırımlarına gitmesi bunlar açısından ticari riskler dışında riskler oluşturunca bu risklere karşı bu firmaların korunması ve bir diğer anlamda bu firmaların (yatırımların) sigorta edilmesi gerekmiştir. İşte bu bağlamda MIGA, gelişmekte ve azgelişmiş ülkelerde yabancı sermaye yatırımlarını gerçekleştiren şirketlere istimlak, paranın konvertibil olması, savaş ve iç savaş gibi ticari olmayan risklere karşı korunma ve bu şirket ve bu tür yatırımlarında teşviki konusunda garanti vermektedir.
ISCID’in Yargılama - Hakemlik Yetkileri
Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Uluslararası Merkezi’nin (ICSID) yargılama yetkisi, üye ülkeler ile uyuşmalık dolayısıyla yazılı olurunu Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Uluslararası Merkezi’ne sunmuş diğer üye ülkelerin vatandaşları arasında yatırımlardan kaynaklanan uyuşmazlıkları kapsar. Ayrıca, sözleşmeye üye ülkeler bir konunun bu merkeze gitmeden önce bütün yerel yargı usullerinin hepsinin denenmiş fakat bunlardan sonuç alınamamış olması durumunu talep edebilirler. Merkeze (ICSID) getirilen bir uyuşmazlık dört temel çok taraflı ticaret ve yatırım anlaşmalarına dayanır. Bu anlaşmalar; Kanada, ABD ve Meksika tarafından kurulan Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması (The North American Free Trade Agreement: NAFTA), Enerji Şartı Anlaşması (Energy Charter Treaty: ECT), Karayipler Caribbean Free Trade Agreement (CFTA) ve International Committee for Weights and Measures’dır (CIPM).
Dünya Bankası - Türkiye İlişkileri
Daha önceden de ifade edildiği üzere Dünya Bankası’nın 188 üyesi mevcuttur ve bu üyeler aynı zamanda Banka’nın hissedarları konumundadır. Hissedarlar yönetimde Guvernörler Konseyi tarafından temsil edilir ve genellikle guvernörler üye ülkelerin maliye bakanları veya ekonomiden sorumlu bakanlarıdır. Türkiye’yi Banka ile ilişkilerinde Hazine Müsteşarlığı temsil eder ve projeler finansman amacıyla bankaya Hazine Müsteşarlığı kanalıyla sunulmak zorundadır. TC Merkez Bankası ise muhafaza kurumu olarak görevlidir.
Türkiye Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’na (IBRD) 11 Mart 1947 tarihinde katılmıştır. 12 Temmuz 2012 itibarıyla Türkiye’nin Banka’daki sermaye katılımı (1944 değerleriyle) 1,541.8 milyon ABD doları ve oy gücü ise 15,952 adettir. Türkiye’nin bankadaki sermaye katılımı ve oy gücünün toplam içindeki oranı ise sırasıyla %0.90 ve %0.88’dir. Dünya Bankası Yönetim Kurulu’nda; Avusturya, Belarus, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Kazakistan, Lüksemburg, Slovakya, Slovenya ve Türkiye’yi 1 üye temsil etmektedir.
Türkiye, günümüz itibarıyla DB sınıflamalarında “üst-orta gelirli” ülkeler kategorisindedir. Türkiye 2011 yılı sonunda bakıldığında Çin ve Hindistan’ın ardından IBRD kaynaklarını en çok kullanan üçüncü ülkedir.
Türkiye - Dünya Bankası İlişkilerinde Önemli Tarihler
- 11 Mart 1947: Türkiye Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’na (IBRD) giriş antlaşmasını imzaladı.
- 7 Temmuz 1950: Türkiye’nin Banka tarafından ilk kez finansmanı.
- 19 Ekim 1950: Türkiye Endüstri Kalkınma Bankasına Banka tarafından 9 milyon dolarlık kredinin verilişi.
- 19 Aralık 1956: Uluslararası Finans Kurumu’na (IFC) Türkiye’nin üye antlaşmasını imzalaması.
- 22Aralık 1960: Uluslararası Kalkınma Birliği’ne (IDA) Türkiye’nin üye oluşu.
- 30 Ekim 1968: Bankanın Türkiye’ye Keban barajı projesi için kredi açması.
- 25 Mart 1980: İlk yapısal değişim kredisinin banka tarafından onayı.
- 08 Ağustos 1986: Uluslararası Finans Kurumuna (IFC) Türkiye misyonun oluşturulması ve açılışı.
- 03 Haziran 1988: Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) anlaşmasının Türkiye tarafından imzalanması ve Türkiye’nin MIGA’ya katılımı.
- 02 Nisan 1989: Türkiye’nin Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Uluslararası Merkezi’ne (ICSID) katılımı.
- 16 Kasım 1999: Türkiye’ye Banka tarafından depremden sonra yeniden yapılanma kredisinin açılmasını onaylanması.
- 18 Ekim 2005: Türkiye’ye Banka tarafından depremden sonra yeniden yapılanma kredisinin verilmesi.