ULUSLARARASI İKTİSAT - Ünite 4: Uluslararası Ekonomik Birleşmeler Teorisi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: Uluslararası Ekonomik Birleşmeler Teorisi
Ekonomik Birleşmelerin Tanımı ve Kapsamı
“Ekonomik birleşme”, farklı ulusal ekonomiler arasındaki farklılıkları gidermeye yönelik bir bütünleşme hareketidir. Ekonomiler arasında pek çok birleşme (bütünleşme) şekli olduğundan tek bir tanım yapmak zorlaşmaktadır. Bu nedenle iktisat yazınında ekonomik bütünleşmelerle ilgili farklı tanımlar mevcuttur. İktisat yazınında “ekonomik birleşme” kavramı yerine “ekonomik bütünleşme”, “ekonomik entegrasyon” ve “ekonomik birlik” kavramları da kullanılmaktadır. Genel olarak bakıldığında ekonomik birleşme veya ekonomik bütünleşme tek bir şekli olan bir olgu değildir. Bu nedenle “ ekonomik birleşme ” kavramı, ekonomi yazınında çeşitli ekonomik bütünleşme türlerini (aşamalarını) kapsayan genel bir terim olarak kullanılmaktadır. Özet olarak ekonomik birleşmeyi, iki veya daha fazla ülke arasında dış ticarete ilişkin çeşitli kısıtlamaların ve engellerin kaldırıldığı bir süreç olarak tanımlayabiliriz.
Ekonomik Birleşme ve Ekonomik İş Birliği Arasındaki İlişki
Bazı yaklaşımlarda ekonomik iş birliği bir bütünleşme türü olarak ifade edilmektedir. Ekonomik iş birliği , ülkeler arasındaki ekonomik dayanışma ve iş birliğini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu yönüyle ekonomik iş birliği, bir ekonomik birleşme türü yerine birleşmeye hazırlık aşaması olarak adlandırılabilir. Ekonomik birleşme ile ekonomik iş birliği ni daha iyi ayırt edebilmek için diğer farklılıklara göz atmak gerekir.
Ekonomik birleşme çeşitleri genelde belli bir coğrafyada bulunan ülkeler arasında gerçekleşmektedir. Ekonomik iş birliği ise aynı coğrafyadaki ülkeler arasında olabileceği gibi farklı coğrafyadaki ülkeler arasında da gerçekleşebilir.
Ekonomik birleşmede ülkeler yükümlülüklerini yerine getirmezler ise yaptırımlar ile karşı karşıya kalabilirler. Ekonomik iş birliğinde ise ülkelerin belli yükümlülükleri bulunmakta fakat bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda zorlama veya yaptırım söz konusu olmamaktadır.
Ekonomik birleşme için ülkelerin ekonomik ve sosyal altyapılarının nispeten birbirine yakın olması gerekirken, iş birliğinde böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Ekonomik birleşmede ülkeler arasındaki uyumu ve ortak hareket etmeyi sağlayacak ve bu doğrultuda alınan kararlara uyulup uyulmadığını kontrol eden bir uluslar üstü yapılanma mevcuttur. Buna karşılık ekonomik iş birliğinde uluslar üstü yetki söz konusu değildir.
Bu iki kavramın ortak yönleri de mevcuttur. Ekonomik birleşmenin temelinin ülkeler arasındaki iş birliğine dayandığı görülmektedir. Ülkeler arasındaki iş birliği ne kadar güçlüyse entegrasyonun başarılı olması ihtimali o kadar yüksek olacaktır. İki kavram arasındaki bu ilişki ekonomik iş birliğinin ekonomik bütünleşmenin bir şekli olarak algılanmasına yol açmıştır. Ekonomik iş birliği, ancak kısmı entegrasyon olarak ifade edilebilir.
Uluslararası Ekonomik Birleşme Çeşitleri
Ekonomik birleşmenin türlerinde (aşamalarında) farklı yaklaşımlar mevcuttur. Bu noktada bilinmesi gereken birleşme türleri farklı farklı adlandırılsa da birleşme derinleştikçe ülkeler arasındaki ortak uygulamalar ve politikalar giderek artmaktadır.
Burada ekonomik birleşme çeşitleri Tercihli Ticaret Anlaşmaları , Serbest Ticaret Bölgesi , Gümrük Birliği , Ortak Pazar ile Ekonomik ve Parasal Birlik olmak üzere 5 gruba ayrılarak incelenecektir.
Ekonomik bütünleşmenin ilk aşamalarında mal ticaretinin önündeki engeller ortadan kaldırılmakta (malların serbest dolaşımı), ilerleyen aşamalarda ise malların serbest dolaşımına ek olarak üretim faktörlerinin (emek ve sermayenin) serbest dolaşımı tesis edilmektedir. Ekonomik bütünleşme içinde yer alan ülkeler giderek ulusal politikalarını birbirine yakınlaştırmakta ve son aşamada ise her alanda uyumu gerçekleştirmekte ve üye ülkeler tek bir devlet gibi hareket etmektedirler.
Tercihli Ticaret Anlaşması
Tercihli Ticaret Anlaşması (Prefential Trade Agreement: PTA) , iki veya daha fazla ülke arasında seçilmiş ürünlerin dış ticaretinde tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılarak veya hafifletilerek taraflar arasında ticaretin serbestleştirildiği ve üçüncü ülkelere karşı herhangi bir ortak ticaret politikası izlenmediği bir ekonomik bütünleşme şeklidir.
Serbest Ticaret Bölgesi
Serbest Ticaret Bölgesi (Free Trade Area: FTA) şeklindeki bütünleşmelerde üye ülkeler arasında dış ticareti kısıtlayan veya engelleyen tarife ve kota gibi sınırlamalar ortadan kaldırılmakta, böylece dış ticaret serbestleştirilmektedir. Serbest ticaret bölgesinin tercihli ticaret anlaşmasından farkı, serbest ticaret bölgesinde üye ülkeler birbirlerine karşı uygulamış oldukları tarife ve tarife dışı engelleri tamamen kaldırmaktadırlar. Fakat üçüncü ülkelerde üretilen malların serbest dolaşımdan faydalanmaması için sıkı orijin kuralları uygulaması mevcut olup, bu da ticarette bürokratik işlemleri, buna bağlı olarak da engelleri artırmaktadır.
Gümrük Birliği
Gümrük Birliği (GB)’nde birlik içinde yer alan ülkeler kendi aralarında malların serbest dolaşımını sağlarken, mal ticaretinde üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi (OGT) uygulamaktadırlar. Gümrük birliğinde serbest ticaret bölgesinde olduğu gibi, sadece mal piyasalarında entegrasyona gidilmekte ve bu birleşme içinde yer alan ülkeler kendi aralarında mal ticaretine ilişkin gümrük vergilerini ve diğer dış ticaret kontrollerini kaldırmaktadırlar. GB’de üretim faktörlerinin serbest dolaşımı söz konusu olmamakta, ortak dış ticaret politikası dışında başka ortak politikalar bulunmamaktadır.
Ortak Pazar
Ortak Pazar, gümrük birliğine göre ekonomik bütünleşmenin daha derinleştiği bir aşamadır. Ortak pazar da amaç, üye ülkeler arasında malların, sermayenin, hizmetlerin ve kişilerin serbest dolaşımını sağlamaktır. Ortak pazarda gümrük birliğindeki mevcut yapıya ek olarak emek, sermaye ve girişimci gibi üretim faktörlerinin birliğe (ortak pazara) üye ülkeler arasında serbest dolaşımı sağlanmaktadır. Ayrıca üretim faktörlerinin serbest dolaşımına ek olarak ortak pazara üye ülkelerin ekonomi politikalarını uyumlaştırmaları gerekmektedir. “ Derin entegrasyon ” olarak da ifade edilen ortak pazarda üye ülkeler arasındaki sınırlarda uygulanan her türlü fiziki, teknik ve mali engeller kaldırılmaktadır.
Ortak Pazarda üretim faktörlerinin serbest dolaşımı ile birlikte üye ülkeler arasında sermaye getiri beklentilerine uygun olarak hareket ederken, emek de üye ülkeler arasında serbestçe dolaşarak kendi becerisine uygun iş ve ücreti elde etme imkânına sahip olacaktır. Diğer yandan serbest dolaşım üretim faktörlerinin etkin kullanımını sağlayacaktır. İş gücünün bol olduğu ülkede iş gücü daha yüksek ücret elde edebilmek için Ortak Pazar içinde yer alan diğer ülkelere giderek daha fazla gelir elde edebilir. Bu sayede Ortak Pazar içinde yüksek olan ücretler aşağı çekilirken düşük olan ücretler de yükselecektir. Aynı şekilde sermaye getiri oranları (faizler) da birbirine yaklaşacaktır. Gerek mal ve hizmet piyasalarında gerekse üretim faktörleri piyasalarında serbest dolaşımın sağlanması, ortak pazar içinde faktör fiyatlarının eşitlenmesini ve kaynakların etkin kullanılmasını sağlayacaktır. Ortak pazarın en başarılı örneğini Avrupa Birliği (AB) gerçekleştirmiştir.
Ekonomik ve Parasal Birlik
Ekonomik ve Parasal Birlik (Economic and Monetary Union: EMU) , mal, hizmet ve üretim faktörlerinin serbest dolaşımının sağlandığı Ortak Pazar’dan bir sonraki entegrasyon aşamasıdır. Dolayısıyla bu aşama Ortak Pazar’a göre daha ileri bir bütünleşmeyi ifade etmektedir. Ekonomik ve Parasal Birliğe (EPB) üye ülkeler ulusal politikalarını uyumlaştırarak neredeyse tek bir ulusal devlet gibi hareket etmeye yaklaşmaktadırlar.
Bu birleşmeye dâhil ülkeler birbirlerinden bağımsız ekonomi ve para politikaları izleme imkânlarını önemli ölçüde uluslar üstü yetkiye sahip ortak birlik organları na devretmektedirler. Ortak tarım politikası, ortak ticaret politikası, ortak para birimi ve buna bağlı olarak ortak para politikası ve diğer ulusal düzeydeki kararlar uluslar üstü yetki ye sahip ortaklık (birlik) organlarınca veya bu organların tavsiyeleri doğrultusunda alınmaktadır. EPB’ye dâhil ülkelerin ekonomi, para, maliye ve sosyal politikalar ile ilgili kurumları birleştirilmektedir.
AB’de, Euro Bölgesi (Euro Zone) diğer bir ifadeyle Ekonomik ve Parasal Birlik içinde yer alan ülkelerin ayrı ayrı merkez bankasına sahip olmaları yerine ortak bir Avrupa Merkez Bankası (European Central Bank: ECB) oluşturulmuştur. Avrupa Merkez Bankası AB’nin para politikasının belirlenmesinde önemli role sahiptir.
Ekonomik Birleşme Teorileri
Çağdaş anlamda ilk yaklaşımı sergileyen iktisatçı Jacop Viner’dir. Viner, gümrük birliklerinin üye ve üye olmayan ülkeler üzerindeki ekonomik etkilerini incelemiş, gümrük birliğinin ticaret yaratıcı ve ticaret saptırıcı etkileri nin önemli olduğunu ifade etmiştir. Viner’ın Model’inde ekonomide sadece iki mal ve üç ülkenin (ev sahibi, partner ve üçüncü ülke) olduğu, ölçeğe göre sabit getirinin olduğu (diğer bir ifadeyle üretimde sabit maliyetlerin olduğu), tüketimdeki katsayıların değişmediği (talep esnekliğinin sıfır olduğu) ve dış ticaret hadlerinin sabit olduğu varsayılmıştır. Viner (1950), bu varsayımlarla gümrük birliği sonrasında üretimdeki değişmelerin refah üzerindeki etkilerine odaklanmıştır. Söz konusu varsayımlar ne kadar eleştirilse de Viner’ın ulaştığı sonuçlar geçerliliğini korumaktadır. Zaman içinde Viner’ın gümrük birliğinin ticaret saptırıcı etkisi ile ilgili yaklaşımı sorgulanmaya başlanmıştır. Takip eden çalışmalarda Meade ve Lipsey gümrük birliği (ekonomik birleşme) teorisine tüketim boyutunu eklemiştir. Gümrük birliği teorisinin gelişmesinde J. Viner’ın çalışmaları temel teşkil etmektedir. Viner’ın varsayımları ile ilgili eleştiriler yeni gümrük birliği teorilerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Meade, Johnson, Cooper, Massel ve Corden, Viner ’ın varsayımlarını değiştirerek kısmi denge analizi ile teoriye katkıda bulunmuşlardır. Lipsey, Vanek, Kemp ve Krauss ise genel denge yaklaşımıyla oluşturdukları modeller aracılığıyla gümrük birliği teorisine katkı sağlamışlardır. Sonuç olarak, Viner ve Meade tarafından oluşturulan gümrük birliği teorisi sonraki çalışmalarla geliştirilmiştir. Gümrük birliği teorisinin esasını J. Viner ile J. Meade’in çalışmaları oluşturmaktadır.
İkinci En İyi Teori ve Gümrük Birliği
Klasik gümrük birliği teorisinde İkinci En İyi Teori önemli bir kavramdır. J. Viner’ın çalışması ikinci en iyi teorinin başlangıcını oluşturmuş, J. Meade mevcut kavramı geliştirmiş ve Lipsey ve Lancaster ise teoriyi genelleştirmiştir. Klasik dış ticaret teorisine göre, serbest ticaret şartlarının geçerli olduğu bir dünyada kaynak dağılımında en uygun düzey yakalanacak ve bu sayede Pareto Optimumu gerçekleşecektir. Klasik iktisatçılar serbest dış ticaret ile tek taraflı tarife indirimleri arasında gümrük birliklerinin ikinci en iyi olduğunu zamanla kabul etmişlerdir.
Gümrük birliği belli sayıda ülke arasındaki dış ticarette ticaretin önündeki engelleri ortadan kaldırmaktadır. Tüm dünyayı kapsayan serbest dış ticaret (birinci en iyi) mümkün olmadığına göre, öyleyse serbest ticaretten sonraki en iyi durum (ikinci en iyi) gümrük birliğidir.
Gümrük Birliği Teorisi’nin Bazı Varsayımları
- Gümrük birliği teorisi, birlik dolayısıyla ortaya çıkan kazanç ve kayıplardan sadece kaynak dağılımı, uluslararası uzmanlaşma, ölçek ekonomileri ve ticaret hadlerini inceler.
- Gümrük birliği teorisi, birlik dolayısıyla ortaya çıkan faktör verimliliği, ekonomik büyüme ve gelir dağılımını göz ardı eder.
- Gümrük birliği teorisinde, mal ve faktör piyasalarında tam rekabet şartlarının mevcut olduğu, üretim faktörlerinin ise ülke içinde mobil (hareketli), ülkeler arasında ise hareketsiz olduğu varsayılır.
- Gümrük birliği teorisinde ulaşım maliyetlerinin sıfır olduğu ve fiyatların üretimdeki fırsat maliyetlerini tam olarak yansıttığı kabul edilir.
Ekonomik Birleşmelerin Etkileri
Ekonomik birleşmelerin etkileri konusunda klasik gümrük birliği teorisinin ve yeni gümrük birliği teorilerinin önemli katkısı bulunmaktadır. Gümrük birliğinin etkileri statik ve dinamik etkiler olarak ikiye ayrılmaktadır. Klasik gümrük birliği teorisi statik etkiler üzerinde durmaktadır. Yeni gümrük birliği teorileri ise dinamik refah etkilerine odaklanmıştır.
Gümrük Birliği’nin Statik Etkileri
Ülkeler arasındaki gümrük birliği hem birlik üyesi ülkeleri hem de birlik dışındaki üçüncü ülkeleri etkiler. Gümrük birliğine (GB) üye ülkeler açısından bakıldığında; gümrük birliği gerçekleştiğinde ilk olarak fiziki engellerin ortadan kaldırılması ile birlikte üye ülkeler arasında dış ticaret hacmi genişler ve karşılaştırmalı üstünlüğe bağlı olarak üretimde etkinlik sağlanır.
GB’nin gerçekleşmesi ile birlikte üye ülkelerde nispi fiyatlar değişecek ve bundan üretim, tüketim ve dış ticaretin yapısı ile yönü de etkilenecektir. Statik etkiler ekonomik yapıda bir değişiklik olmadan, gümrük vergilerinin kaldırılması sonucunda dış ticaret hacmi ve refah seviyesinde ortaya çıkan değişmelerle ilgilenir.
Gümrük birliği sonrası ekonomik yapının (faktör donanımı, teknolojik düzey ve talep yapısı gibi parametrelerin) sabit kaldığı varsayımı altında, mevcut oluşum (gümrük birliği) üye ülkelerde kaynakların yeniden dağılımına (üretim ve tüketim etkileri) yol açarak dış ticaret hacminde ve refah seviyesinde değişikliklere neden olacaktır. Bu etkilere statik etkiler denir.
Üretim Etkileri
J. Viner gümrük birliğinin üretim etkileri üzerinde durmuştur. İki veya daha fazla sayıda ülke arasında gümrük birliğinin kurulması sonucunda, bir malın üretiminin göreceli olarak düşük maliyetli üretim yapan birlik ülkesine kaymasına olumlu üretim etkisi denir. Gümrük birliğinin oluşumu ile birlikte bir malın üretiminin birlik dışında kalan üçüncü ülkeden daha yüksek maliyetli üretim yapan birlik içi ülkeye kayması ise olumsuz üretim etkisidir.
Olumlu Üretim Etkisi (Ticaret Yaratıcı Etki)
Viner’ın ifade ettiği ticaret yaratıcı etki, iki veya daha fazla sayıda ülke arasında gümrük birliğinin kurulması sonucunda, herhangi bir malın üretiminin göreceli olarak düşük maliyetli üretim yapan birlik ülkesine kaymasıdır.
Olumsuz Üretim Etkisi (Ticaret Saptırıcı Etki)
İki ülke arasında oluşturulan gümrük birliği dışarıda kalan üçüncü ülkenin ihracatını olumsuz etkileyebilir. Oluşturulan gümrük birliği nedeniyle herhangi bir malın ithalatı eğer düşük maliyetli birlik dışı ülkeden yüksek maliyetli birlik içi ülkeye kayarsa, gümrük birliğinin ticareti saptırıcı etkisi ortaya çıkar.
Ticaret Saptırıcı Etkinin Refah Düzeyine Etkileri
Gümrük birliği sayesinde sağlanan refah artışı, ticaret saptırıcı etki sonucu ortaya çıkan refah düşüşünden fazla ise net olarak gümrük birliği refah artışı sağlayacaktır.
Tüketim Etkileri
Tüketim etkileri de üretim etkisinde olduğu gibi olumlu ve olumsuz tüketim etkisi olarak ikiye ayrılmaktadır. Olumlu tüketim etkisi, gümrük birliğinin ticaret yaratıcı etkisi sonucu meydana gelir. İki veya daha fazla ülke arasında oluşturulan gümrük birliği sayesinde tüketiciler, birlik öncesine göre daha düşük maliyetle üretilen mallardan daha fazla tüketme imkânına kavuşarak refah düzeylerini artırırlar. Olumlu tüketim etkisi olumlu üretim etkisine bağlıdır. Olumsuz tüketim etkisi ise gümrük birliğinin olumsuz üretim etkisine bağlı olarak ortaya çıkar.
Dış Ticaret Hadleri Etkisi
Gümrük birliği bir bütün olarak Birliğin, tek tek Birlik üyesi ülkelerin ve Birlik dışındaki üçüncü ülkelerin ticaret hadlerinde değişmelere neden olacaktır. Dış ticaret hadlerindeki gelişmelere bağlı olarak hem Birlik içinde hem de Birlik dışında gelir yeniden dağılacak, bu durum ülkelerin ve çeşitli toplum kesimlerinin refah düzeylerini etkileyecektir.
Gümrük birliğinin dış ticaret hadleri üzerindeki etkileri dört başlık altında toplanabilir. Bunlar;
- birlik içinde verimliliğin artması,
- birliğin pazarlık gücünde meydana gelen değişmeler,
- birliğin ekonomik büyüklüğünün artması,
- birliğin kurulmasıyla dış ticaretin birlik dışı ülkelerden birlik içine kaymasıdır.
Gümrük Birliği’nin Dinamik Etkileri
Gümrük birliğinin dinamik etkileri üzerinde duran çalışmalarda faktör donanımı, talep yapısı, üretim kapasitesi, teknolojik düzey (seviye), ticaret ve tüketim kalıpları sürekli değişim içindedir. Ekonomik birleşmeler (gümrük birliği) üye ülkelerin ekonomik yapılarında, üretim kapasitesinde ve kaynak verimliliklerinde radikal değişikliklere neden olmaktadır. Bu değişiklikler zamanla millî geliri, büyüme hızını ve refah düzeyini etkilemektedir. Bunlara bağlı olarak ülkelerin kaynak arzı, üretim yapısı ve organizasyonu ile teknolojik düzeyinde değişiklikler görülmektedir.
Dış Rekabet Etkisi
Ekonomik birleşme ile üye ülkeler arasında gümrük tarifelerinin kaldırılması yerli sanayiyi dış rekabet ile karşı karşıya getirecektir. Artık yüksek gümrük tarifelerinin de etkisiyle tekelleşen ve verimlilik düzeyleri düşük olan firmalar, yoğun rekabet ortamında ayakta kalabilmek için üretim tekniklerini ve teknolojik düzeylerini yenilemek durumunda kalacaktır. Firmalar ya yeni rekabet ortamının gereklerine uyacak ya da rekabet edemeyip piyasadan çekileceklerdir. Rekabet nedeniyle firmaların piyasadan çekilmesi yaygın bir hâl alırsa, ulusal tekellerin yerini birlik çapındaki daha büyük tekeller alabilir. Bu olumsuz durumun önüne geçebilmek için birlik içinde rekabet avantajından en iyi şekilde yararlanmayı sağlayacak ortak bir rekabet politikasının izlenmesi son derece önemlidir.
Ölçek Ekonomileri Etkisi
Firmaların büyüklüğünden kaynaklanan maliyetlerin düşürülmesi, verimlilik ve üretimin artması ve bunun sağladığı tasarrufların yarattığı olumlu sonuçlara “ölçek ekonomileri” etkisi denmektedir. İş bölümü ve uzmanlaşma, büyüklükten kaynaklanan makine ve donanım bolluğu, elde edilen yeni satış arttırma teknikleri ve kazanılan yeni pazarlar gümrük birliğinde ölçek ekonomileri yaratmaktadır.
Dışsal Ekonomiler Etkisi
Dışsal ekonomi, bir üreticinin diğer bir üreticiye sağlamış olduğu karşılıksız yarar ya da kayıplar şeklinde tanımlanabilir. Dışsal ekonomiler hem verimliliği hem de büyümeyi etkiler. Gümrük birliği ulusal piyasaların bütünleşerek genişlemesi, sanayinin gelişmesi, nitelikli iş gücü ve yetişmiş eleman sağlanması ve teknolojik bilginin yayılması gibi yarattığı pozitif dışsallıklar ile bütün endüstrileri olumlu yönde etkiler. Buna karşılık gümrük birliği sonucu rekabet edemeyip piyasadan çekilen üreticiler ve bunlara ham madde sağlayan diğer üreticiler kısa vadede negatif dışsallıklardan etkilenmektedir.
Teknolojik İlerleme Etkisi
Gümrük birliği ile artan doğrudan yabancı yatırımlar ve yoğun rekabet ortamı firmaların (işletmelerin) teknolojiye yönelik yatırımlarını artırır, bu ise teknolojik ilerleme hızını yükseltir.
Yatırımları Özendirme ve Sermaye Etkisi
Ekonomik birleşmenin ülkedeki riskleri azalttığı ve sermaye girişini artırdığı için yatırımları artırdığı varsayılır. Gümrük birliği tarifelerin yeniden yükselmeyeceği konusunda yatırımcılara güvence sağlayarak yatırımların riskini azaltır. Buna bağlı olarak yatırımcıların kârlılığı yükselir. Diğer yandan gümrük birliği sonucu genişleyen pazar nedeniyle birlik dışında kalan üçüncü ülke üreticilerinden gümrük birliği içindeki ülkelere yatırımlar artar.
Kaynak Hareketliliği Etkisi
İster gümrük birliği ister ortak pazar biçiminde olsun, birlik çapında emek ve sermayenin hareketliliğindeki artış bölge içinde kaynakların daha iyi kullanımına yol açar. Bu da verimliliği ve refahı yükseltici bir faktördür.
Kutuplaşma Etkisi
Kutuplaşma etkisi, ekonomik birliğe üye ülkelerden birinde veya ülke içindeki özel bir bölgede göreli ya da mutlak olarak ticaretin yoğunlaşması ya da üretim faktörlerinin söz konusu bölgede toplanma eğilimi göstermesidir.
Ekonomik Birleşmelerin Başarı Şartları
Ülkeler arasında başarılı bir ekonomik birleşmenin sağlanabilmesi için temel şartlar vardır. Bunlar;
- Ülkelerin benzer kalkınma seviyesi, üretim yapısı ve kaynak donanımına sahip olması,
- Coğrafi yakınlık,
- Ekonomik, siyasal ve askerî konularda yakın iş birliği içinde olmak,
- Benzer ekonomik ve siyasal sistemlere sahip olmak,
- Ortak tarihsel, sosyal ve kültürel bağa sahip olmak,
- Benzer ve rakip ekonomik düzeyde bulunmak
şeklinde sıralanabilir.