ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ - Ünite 3: Faktör Donanımı (Heckser-Ohlin) Teorisi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Faktör Donanımı (Heckser-Ohlin) Teorisi
Giriş
Faktör Donatımı Teorisi Karşılaştırmalı Üstünlüklere değişik bir yorum getirmekte ve onun ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmektedir.
Teorinin Gösterdiği Temel Sonuç
Heckscher-Ohlin Teorisi oldukça açık, basit ve rasyonel bir düşünceye dayanır. Teoride savunulan ana düşünceyi su şekilde ifade edebiliriz: Bir ülke hangi üretim faktörüne zengin olarak sahipse üretimi o faktörü yoğun biçimde gerektiren mallarda Karşılaştırmalı üstünlük elde eder, yani onları daha ucuza üretir ve o alanlarda uzmanlaşır
Bu teoriye göre; bir ülke hangi üretim faktörüne zengin olarak sahip ise o faktörü yoğun olarak kullanan mallarda karşılaştırmalı üstünlük elde eder. Yani o malı daha ucuza üretir ve o alanlarda uzmanlaşır.
Bu teorinin dayandığı bazı varsayımlar vardır. Bu varsayımları dikkat, sınavlarda genelde buradan soru gelir.
- Ülkelerin faktör donatımları bir birinden farklıdır. Yani bir ülke emek bir ülke sermaye bakımından zengindir.
- Malların faktör yoğunlukları farklılık gösterir. Yani bazı mallar emek yoğun bazı mallar sermaye yoğun olarak üretilir.
- Bir malın üretim fonksiyonu (Teknolojisi) bütün ülkelerde aynıdır.
- Üretimde ölçeğe göre sabit verim koşulları geçerlidir.
- İki ülkenin ticaret yapabilmeleri için talep koşullarının benzer olması gerekir.
- Bu teori arz yönlü bir teoridir.
- Teoride iki mal, iki ülke ve iki faktör vardır.
- Heckscher-Ohlın Teorisi’nin dayandığı iki ana varsayım şunlardır: (a) Ülkeler faktör donatımları bakımından birbirinden farklıdırlar. İki ülkeli modelde bir ülke emek, diğeri ise sermaye bakımından zengin ülkelerdir. (b) Mallar faktör yoğunlukları ya da nispi faktör kullanım oranları bakımından da farklılık gösterirler.
Bazı Kavramların Açıklanması
Faktör Donatımı (Heckscher-Ohlin) Teorisi. Klasik Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisine göre, yurtiçi üretim maliyetleri farklı olduğu sürece, ülkeler karlı dış ticaret yapabilirler ve yurtiçi üretim maliyetlerindeki farklılıklar da uluslararası emek verimliliğindeki farkların bir sonucudur.
Teorinin dayandığı iki ana varsayım:
Ülkeler faktör donatımları bakımından birbirinden farklıdır.
Mallar faktör yoğunlukları ya da nisbi faktör yoğunlukları açısından farklılık gösterir. Yani bazı malların üretimi emeğe oranla daha fazla sermaye, ya da tersine, sermayeye oranla daha fazla emek gerektirirler.
Diğer varsayımlar:
Bir malın üretim fonksiyonu bütün ülkelerde aynıdır. Üretimde ölçeğe göre sabit verim koşulları geçerlidir
Ülkelerin talep koşulları birbirinin benzeridir.
Üretim faktörlerinin fiziki miktarları ya da faktör stoku ile tanımlanır. Arz yönü ile ele alır. Ülkelerin sermaye stoku / emek stoku oranları karşılaştırılır.
Faktör Yoğunluğu
Bir maldan bir birim üretmek için gerekli olan sermaye/emek oranı. faktör yoğunluğu teknolojiye ve faktör fiyatları oranına bağlıdır. Teknoloji, bazen bir malın üretiminde kullanılabilecek faktör miktarlarını katı olarak belirler. Bazen bu kadar katı olmaz ve örneğin emek ile sermaye faktörlerinin belirli ölçüler içinde birbiri yerine ikame edilmesine olanak sağlar. Bu durumda gerçekte faktörlerin ne oranda kullanılacakları faktör fiyatları oranına bağlıdır. Ucuz olan faktör pahalı olan faktörün yerine ikame edilir. Belirli durumlarda faktör fiyatları ne olursa olsun bir kısım mallarda sermaye emek oranları daima diğerlerinden daha yüksektir. Bu tür mallara Sermaye - Yoğun mallar, tersi durumda olanlara da Emek Yoğun mallar adı verilir. Faktör fiyatları değiştikçe ucuzlayan faktör pahalılaşanın yerine ikame edilir. Eğer faktör fiyatlarındaki değişme sonucunda emek - yoğun bir mal sermaye - yoğun bir mal durumuna gelmiş ya da tersi olmuşsa buna Faktör Yoğunluğunun Tersine Dönmesi olayı denir.
Sermaye yoğun mal, diğer mallara göre, üretiminde sermayenin emekten daha çok kullanıldığı mal, diğer bir deyişle sermaye yoğun teknolojiyle üretilen maldır.
Emek yoğun mal, diğer mallara göre, üretiminde emeğin sermayeden daha çok kullanıldığı mal, diğer bir deyişle emek yoğun teknolojiyle üretilen mal.
Faktör yoğunluğunun tersine dönmesi, fiyatı düşen faktörün fiyatı artan faktörün yerine ikame edilmesi sonucunda emek yoğun malın sermaye yoğun ya da sermaye yoğun malın emek yoğun hale gelmesidir.
Teorinin Grafikle Kanıtlanması
Üretim Olanakları (İmkanları) Eğrisi bir toplum ekonomisinde eldeki tüm kıt kaynaklar(üretim faktörleri) ve mevcut teknoloji seviyesi kullanılarak üretilebilecek maksimum(azami) mal ve hizmet bileşimlerini gösteren faydalı bir analitik modeldir.
Heckscher-Ohlın Modelınden Çıkartılan Farklı Teoremler
Uluslararası Faktör Fiyatları Eşitliği Teoremi
- Teorem, “serbest mal ticareti yoluyla ülkeler arası faktör fiyatları eşitliği nasıl sağlanır?” sorusunu yanıtlamayı amaçlar.
- Klasiklere ait olan, üretim faktörlerinin ülke içinde tam hareketli, ülkeler arasında tam hareketsiz oluşu, varsayımı Heckscher-Ohlin modelinde de geçerlidir.
- Modele göre her ülke bol olarak sahip olduğu üretim faktörüne yoğun bir şekilde ihtiyaç duyan mallarda uzmanlaşmaya gider.
- Türkiye emek-yoğun olan tekstil, Almanya ise sermaye-yoğun motor üretiminde uzmanlaşmaya gider.
Faktörlerin tam hareketliliği, uluslararası alanda hiçbir engelle karşılaşmadan faktörlerin bir ülkeden diğerine göç etmesi varsayımıdır.
Faktörlerin tam hareketsizliği, ülkeler arasında fiziki alanda hiçbir faktör akımının olmaması varsayımıdır.
Stolper-Samuelson Gelir Dağılımı Teoremi
Teoremden önce , “serbest ticaret ülkede yaşayanların tümünün yararına, korumacılık ise zararınadır” görüşü hakimdir.
Teoreme göre “serbest ticaret ihracat endüstrilerinde yoğun kullanılan faktörün lehinedir. Korumacılık ise ithalata rakip endüstride yoğun olarak kullanılan faktörün lehinedir.”
Modele göre, gümrük tarifeleri uluslararası uzmanlaşmadan yararlanmayı ve ulusal geliri düşürür. Fakat ulusal gelir içinde ücretlerin payı artar, sermayenin düşer.
Gümrük tarifeleri, yurtiçi üretici ve tüketiciler açısından ithalata rakip malları fiyatını, ihraç mallarının fiyatına oranla yükselttiği sürece teorem geçerlidir.
Gümrük tarifeleri bu fiyat oranını düşürürse teorem geçerliliğini yitirir. (Metzler Paradoksu)
Metzler Paradoksu, gümrük tarifesi koyan ülkenin büyük ülke olması durumunda geçerlidir. Pazar payını kaybetmek istemeyen küçük ülke satış fiyatlarını düşürebilir.
Böylece gümrük tarifesi koyan ülkenin ithalat fiyatlarının ve ithalata rakip mallarının fiyatlarının düşmesine neden olur.
Teorinin Test Edilmesi: Leontief Paradoksu
Sağlam bir mantık yapısına dayanır. Matematik ve geometrik yöntemlerin uygulanmasına elverişlidir. Dış ticareti, ülkelerin faktör donatımı ve üretim teknolojisi gibi en yalın özelliklerine bağlar.
Teori aşağıdaki sorunlara açıklık getirir.
- Kalkınmanın dış ticarete etkileri
- Uluslar arası faktör akımlarının nedenleri
- Dış ticaretin gelir dağılımına etkileri
Test edilebilir hipotezlerin kurulmasına imkan verir. Faktör donatımı teorisi uzun bir süre malları faktör bileşimlerine ayıracak bir teknik bilinmediği için test edilememiştir.
Leontief, 1930’lu yıllarda “girdi-çıktı” (input-output) tablosu denilen tekniği geliştirmiş ve malları emek- sermaye bileşimlerine ayırmıştır.
Leontief, Amerika’nın tüm dış dünya ile olan ticaretini ele almış, ihracat ve ithalatta bir milyon dolar değerinde “temsili mal balyaları” oluşturmuştur.
Mal balyaları, bileşimi ihracat ve ithalatta aynı olan mal bileşimlerini gösterir.
Yapılan çalışma sonucunda Amerika emek-yoğun mallar ihraç edip, sermaye-yoğun mallar ithal eden bir ülke olarak çıkmıştır. Beklenenin aksine çıkan bu duruma Leontief Paradoksu denilmiştir.
Leontief, çelişkinin nedenini şöyle açıklar:
- Amerikan toplumunun üstün girişimcilik, yöneticilik, eğitim gibi özellikleri nedeniyle, Amerikan işçileri dünyanın diğer ülkelerindeki işçilere göre üstün niteliktedir.
- Aynı sermaye araçları ile çalışmış olsalar bile verimlilikleri yüksektir.
- Bir Amerikan işçisi, üç yabancı işçiye bedeldir.
- bu nedenle Amerika’nın emek stokunu bulmak için mevcut stoku üç ile çarpmak gerekir.
Leontief’in çalışmasına eleştiriler:
- Çalışmanın savaşın hemen sonrasındaki yıl için yapılmış olması
- Hesaplamalarda kullanılan sermaye katsayılarının güvenilir olmadığı
- Sadece emek ve sermaye faktörleri dikkate alınmış, doğal kaynaklar göz ardı edilmiştir.
Yeni Teoremler
Nitelikli İş Gücü Teoremi
Belirli türdeki mesleki veya nitelikli işgücü bakımından zengin ülkeler, üretimi büyük ölçüde bu faktörlere bağlı olan mallarda uzmanlaşırlar. Öte yandan niteliksiz emeğe bol olarak sahip bulunan ülkeler ise, yoğun biçimde niteliksiz emeği içeren malların üretiminde üstünlüğe sahiptir.
Teknoloji Açığı Teoremi
Sanayileşmiş ülkeler arasındaki ticaretin büyük bir bölümü yeni mal ve üretim süreçlerine dayalıdır. Bunlar çoğunluğu ileri sanayileşmiş ülkelerde kurulu bulunan yenilikçi firmalar tarafından geliştirilir. Yenilikler, patent ve fikri mülkiyet hakları yasaları ile korunur. Yeniliği ilk kez bulan firma onun monopolcüsü olur.
Ürün Dönemleri Teoremi
Bu hipotez, teknoloji açığı hipotezinin genelleştirilmiş ve geliştirilmiş şeklidir. Buna göre, teknolojik yenilikler ve yeni malların geliştirilmesi ileri sanayileşmiş ülkelerde oluşur. Bu durum yüksek derecede eğitilmiş işgücünün ve AR GE ye yapılan yüksek yatırımın bir sonucudur.
Tercihlerde Benzerlik Teoremi
Bu teorem homojen olmayan sanayi ürünleri ticaretini konu alır. Bu malların ticareti üretim maliyetlerinden çok, ülkeler arasındaki zevk ve tercihlerin benzerliğine yani talep koşullarına bağlıdır. Zevk ve tercihleri belirleyen temel etken de göreceli gelir düzeyleridir.
Ölçek Ekonomileri Teoremi
Ölçek ekonomileri için içsel ve dışsal tasarrufların olması ülkelerin bu tür endüstrilerde uzmanlaşmaları için daha güçlü bir teşvik sağlar.
Ülke, iç piyasada tüketicilerin satın alacakları çok sayıdaki maldan az miktarda üretmek yerine, ölçek ekonomilerine sahip birkaç endüstri üzerinde uzmanlaşmaya gider ve ihtiyacı olan diğer malları dışarıdan ithal eder.
Böylece ölçek ekonomileri maliyetleri düşürerek, üretim ve zevkler yönünden birbirine benzer ülkeler arasında bile karlı dış ticaret yapma imkanı sağlar.
İçsel ölçek ekonomileri, üretim hacmi genişledikçe firma içinden gelen etkilerle maliyetlerin düşmesidir.
Dışsal ölçek ekonomileri, firmanın bağlı olduğu endüstrinin genişlemesi ve gelişmesi dolayısıyla, firma dışından gelen etkilerin maliyetleri düşürmesidir.
Monopolcü Rekabet Teoremi
Günümüzde ticaret homojen değil farklılaştırılmış malların alım satımını kapsar. Oysa faktör donatımı teorisi malların homojen olduğunu kabul eder. Homojenlik varsayımı tam rekabet varsayımının bir sonucudur. Bu durumda ülkenin aynı malı hem ihraç hem de ithal etmesi mümkün değildir. Ancak gerçek hayatta özellikle sanayi mallarının büyük çoğunluğu homojen değildir.
Dünya ticareti geleneksel anlamda endüstriler arası ticaret biçiminde düşünülmesine rağmen, günümüzde asıl endüstri içi ticaret ağırlık taşımaktadır. Endüstri içi ticaret iki yönlü ticaret olarak da bilinir. Monopolcü rekabet teoremi, sanayi malları üzerindeki iki yönlü ticaret olayını ölçek ekonomileri ile açıklar.
Buna göre sanayi kesiminde firmalar çoğunlukla ölçeğe göre artan verim koşullarına çalışırlar. Bunun doğal sonucu monopolcü rekabet piyasalarının ortaya çıkmasıdır. Sanayi kesiminde az çok birbirinden farklılaştırılmış mallar üreten çok sayıda firma bulunması bunun göstergesidir.
Ölçek ekonomilerinden yararlanma düşüncesi her firma veya üretim tesisini çok sayıda farklı tür veya tipte mal üretmek yerine yalnız bir ya da birkaç tür üzerinde üretim yapmaya zorlar.
Endüstriler arası ticaret, tamamen farklı endüstriler tarafından üretilen malların ihraç ve ithal edilmesidir.
Endüstri içi ticaret, aynı endüstri kapsamında, fakat birbirinden ufak tefek farklılıkları olan malların ihraç ve ithal edilmesidir.
Yeni Teorilerin Değerlendirilmesi Genel Uzlaşı Ve Sonuç
Gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler arasındaki ticaretin büyük bir bölümü, Heckscher-Ohl in teorisinde ön görüldüğü biçimde, faktör donatımına dayalı (teknolojiyi de kapsayan) bir endüstriler arası ticaret durumundadır. Sanayileşmiş ülkeler arasındaki ticaretin giderek artan bölümü ise yeni teoremlerin ön gördüğü biçimde, farklılaşan malların doğurduğu endüstri-içi ticarete dayanmaktadır. O hâlde, genel sonuç olarak Heckscher- Ohlin Teorisi’nin ve yeni teorilerden her biri- sinin, diğerlerinin kapsamadığı uluslararası ticaret alanlarını açıklamaya yönelik olduğunu, dolayısıyla da aralarında bir tamamlayıcılık ilişkisi bulunduğu belirtebilir. Buna göre, ülkeler faktör donatımı yönünden ne derece farklı iseler aralarındaki ticaret o ölçüde endüstriler arası türünde olacaktır. Buna karşılık, ülkelerin faktör donatımları ne ölçüde birbirinin benzeri ise aralarındaki ticaret o derecede endüstri-içi ticaret niteliği taşıyacaktır. Konuya kalkınma açısından bakılırsa bu demektir ki, az Gelişmiş ülkelerle Gelişmiş ülkeler arasındaki ticaret genellikle endüstriler arası nitelik taşır ve bu tür ticaret Faktör Donatımı Teorisi’ne dayanır. Sanayileşmiş ülkelerin kendi aralarındaki ticaret daha çok endüstri içi türde olduğundan yeni teorilere göre açıklanır.