ULUSLARARASI İLİŞKİLER KURAMLARI I - Ünite 5: Oyun Teorisi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Oyun Teorisi

Giriş

1940’lı yıllardan itibaren sosyal bilimler alanında kullanılan oyun teorisi uluslararası çatışmaların analizinde kullanılmaktadır. Dünya politikasının bir oyun bağlamında ele alınması basitleştirme ve soyutlaştırma olarak değerlendirilmektedir. Oyun teorisinin oyuncuları ilişki içinde olan iki yada daha fazla taraftır. Her bir taraf karşı tarafın olası hamlesini öngörme ve gerekli karşı tedbirleri alma çabası içindedir. Her zaman çatışma söz konusu olmamakta, hatta bazı durumlarda iş birliği bile söz konusu olabilmektedir. Oyun teorisine göre, uluslararası ilişkilerde bir taraf kazanırken, bir diğer taraf kaybeden pozisyonundadır. Bazı oyunlarda taraflar işbirliğine gidebilmektedir. Bazı oyunlarda taraflar arası sıkı iletişim varken, bazı taraflar arasında bir iletişim söz konusu değildir. Bazı oyunlarda taraflar arasında güven söz konusu iken bazı oyunlarda taraflar arasında güven duygusu yoktur.

Oyun Teorisinin Temel Varsayımları

Oyun teorisi genel olarak realizmin varsayımlarına dayanmaktadır. Oyun teorisi, realizme benzer şekilde, devletlerin rasyonel davranış sergilediğini kabul eder ve uluslararası ilişkilerde temel aktör olarak devleti kabul eder. İlişkilerdeki belirsizlik ve güvensizlik oyun teorisinde temel oluşturur. Oyun teorisinde, optimal denge noktası her iki taraf içinde minimax (maksimum zararın minimuma indirildiği) yada maksimum (minimum kazancın maksimuma çıkarıldığı) noktadır.

Oyun teorisi taraflar (players), stratejiler (strategies), kurallar (rules) veya sonuçlar (payoffs) olmak üzere dört temel unsura dayanmaktadır. Oyunun bir defa yada birden fazla defa oynanması durumunda izlenecek stratejiler değişim göstermektedir ve buna bağlı olarak sonuçlarda değişmektedir.

Oyun teorisinde oyunlar oyuncu sayısına göre sınıflandırılmaktadır. Tek bir oyuncunun olduğu durumlarda oyuncu doğaya karşı mücadele etmekte, iki kişilik oyunlarda ise çıkar durumuna göre taraflar ya çatışmakta yada işbirliğine gitmektedir. Amaç kazancı maksimum düzeye çıkarmaktır.

Oyunlar bilinçli hareketler üzerine planlandığı gibi şans faktörü üzerine kurulmuş olabilir. Tek kişilik oyunlarda şans faktörü ön plandayken, iki kişilik oyunlarda ise tarafların bilinçli ve rasyonel davranışlarına dayanmaktadır. Rekabet esastır, taraflar arasında iletişim olabilir ya da olmayabilir. İki taraflı oyunlarda bir tarafın kazancı diğerinin karına eşittir.

İşbirliği, Ortak Çıkar, Güven ve İletişim Faktörleri

Bir oyunda, oyuncular arası iletişimin varlığına, taraflar arası güvene, oyunun tekrarlanıp tekrarlanmamasına göre sonuçlar değişmektedir. Aynı zamanda yukarıdaki koşulların varlığı ya da yokluğuna bağlı olarak kullanılan stratejilerde değişiklik göstermektedir.

İletişim ve Güven Durumu

İşbirliği konusunda tarafların istekli olması, arada güven duygusunun bulunması, iletişimin söz konusu olması, tarafların kullanacakları stratejileri ve elde edecekleri sonuçları etkilemekte, duruma göre dört farklı sonuç ortaya çıkabilmektedir. Her iki taraf için güven ve iletişim söz konusu ise taraflar kazançlı çıkmaktadır. Tek bir tarafın iletişim kurması ve bilgi vermesi durumunda diğer taraf kazançlı çıkmış görünse de bu aynı zamanda oyunun sonu olacaktır.

Rekabet ve Güvensizlik Durumu

Taraflar arasında iletişim ve güven yoksa, taraflar karşısındakinin en olumsuz tutumuna göre stratejisini belirleyecek ve sonuçta bu duruma göre değişim gösterecektir.

Ortak Çıkarlar Durumu

Oyunlar tarafların çıkarlarına göre sınıflandırılabilir. Oyuncular, benzeşen, zıt yada karışık çıkarlara sahip olabilir. Tarafların çıkarları aynı ise, bir oyuncu ne kadar kazanıyorsa diğer tarafta aynı oranda kazanacaktır. Bir başka ifade ile taraflar iş birliğine gitmeleri durumunda kazançlarını artırma şansına sahiptir. Oysaki gerçek hayata çıkarların aynı olması oldukça nadir bir durumdur.

Zıt Çıkarlar Durumu

Oyuncu çıkarlarının bir birine zıt olduğu durumlar, iki kişilik sıfır toplamlı oyunlara benzemektedir. Bu tür durumlarda bir tarafın kazancı diğer tarafın kaybına ortaktır. Ama gerçek hayatta tarafların bazı noktalarda çıkarlarının ortak olduğu düşünüldüğünde, oyun tam olarak sıfır toplamlı olmayabilir.

Oyun Teorisi Modelleri

Oyunlar işbirliğine açık olunması durumuna göre sınıflandırılmaktadır. Oyun teorisi modelleri sonuçlar üzerine kuruludur ve kazancın yapısı, oyunun niteliğinin belirlenmesi noktasında önemlidir. Burada oyunlar;

  • Sabit toplamlı (sıfır toplamlı)
  • Değişken toplamlı Olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Sabit toplamlı oyunlarda tam rekabet söz konusudur. Bir tarafın kazancı diğer tarafın kaybına eşittir. Değişken toplamlı oyunlardaysa, oyun sonu elde edilecek kazanç, tarafların izleyecekleri ortak stratejiye bağlıdır. Olası bir işbirliği oyun sonunda elde edilecek kazancı olumlu yönde etkilemektedir. Buna Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki serbest pazar süreci örnek olarak verilebilir. Her üye serbest pazara katılarak toplam ticaret hacmini artırmaya çalışmakta ve böylece tüm üyeler tek başlarına elde ettikleri kazancıda artırmaktadır.

Sıfır Toplamlı Oyunlar

Sıfır toplamlı oyunlarda bir tarafın kazancının diğerinin kaybı anlamına geldiğini biliyoruz. İki adayın yarıştığı bir seçimde, bir adayın oy sayısındaki artış diğer adayın oyunda azalma olarak yansıması gerçek hayattan bir örnek olarak verilebilir. Dünya siyaseti için bir örnek vermek gerekirse, soğuk savaş döneminde, Doğu Bloku için iyi olan, Batı Bloku için kötü anlamına gelirdi. Sıfır toplamlı oyunların bir defa oynandığı varsayılmaktadır. Maksimin ve minimax stratejiye günlük hayattan bir örnek vermek gerekirse, elinde iyi kartlar olan bir poker oyuncusu kazancınım artırmaya çalışmaktadır, ama şans aleyhine döndüğü an ise oyunu bırakarak zararı minimuma indirmeyi hedeflemektedir. Sıfır toplamlı oyunlarda minimaks çözümlerde, rakibin maksimum kazancı hedeflediği varsayımı ile, kaybın minimum düzeyde tutulması hedeflenmektedir. Yani kötünün en iyisini çekmeyi hedef edinir. Öyle bir an gelir ki, bir tarafın minimum kazancı diğer tarafın minimum kaybıyla çakışmaktadır.

Sıfır toplamlı oyunlarda, bazen bir optimal denge noktası olmayabilir. Tarafların birbirlerinin davranışlarını izleyerek karışık bir strateji izledikleri böyle durumlarda, kesin bir optimal denge noktası belirlemek oldukça zordur. Her bir taraf blöfler yolu ile kendisi için en karlı stratejiyi seçmeye çalışır.

Bu duruma gerçek hayattan bir örnek vermek gerekirse, soğuk savaş döneminde SSCB füzelerine karşı ABD en olumsuz senaryo üzerinde durarak kendisini garanti altına almaya çalışmıştır. Burada ABD, Sovyetlerin bu füzeleri saldırı içinde mi yoksa pazarlık gücünü artırmak maksatlımı geliştirdiği üzerinde durmamıştır. Rakibinin potansiyelini dikkate alarak stratejisini belirlemiştir.

Sıfır toplamlı oyunların bir diğer özelliği ise, tarafların rakibi güvenmeyi öngören politikalardan alıkoymasıdır. Karşılıklı kuşkuya dayanmaktadır. Diğer iki tarafında aynı tutum içinde olduğu düşünüldüğünde, düşmanlık gittikçe artmaktadır. Şunu belirtmek gerekir ki uluslararası politikalardaki çatışmaların sıfır toplamlı mı yoksa değişken toplamlı mı olacağının kararı sistemin yapısı ve çatışmanın boyutuna bağlıdır. Ayrıca, bir çok uluslararası etkileşimde, ister çatışan çıkarlar olsun, ister uzlaşma olsun, toplam kazancı paylaşmak yada zararı en aza indirmek için birazda olsa karşılıklı güven gerektirir.

Sıfır Toplamlı Olmayan Oyunlar

Günlük yaşamda ve uluslararası politikalarda ki çatışmaların hepsi sıfır toplamlı değildir. Bunların çoğu genelde değişken toplamlı yada sıfır toplamlı olmayan oyun modellerine benzer. Değişken toplamlı oyunlarda bir tarafın kazancı diğer tarafın kaybına eşit olmak zorunda değildir. Sıfır toplamlı oyunlarda oyuncular ikiden fazla olabilir. Bu tarz oyunlar hem rekabete hem iş birliğine açıktır. Dolayısı ile oyuncular için beraber kazanmak mümkün olduğu kadar kaybetmekte mümkündür.

Uluslararası ilişkilerde seçenek ve sonuçların her zaman oyun teorisine uymayabileceğidir. Bir tarafın çıkarına olan bir durum diğer tarafın zararına olabilir. Dolayısı ile tarafların farklı algılamaları nedeniyle değişken toplamlı bir oyun sıfır toplamlı bir oyuna dönüşebilir. Değişken toplamlı oyun modelleri arasında özellikle üç tanesi ön plana çıkmaktadır. Bunlar;

  1. Tavuk oyunu (chicken game) modeli
  2. Geyik avı (stunt hunt) modeli
  3. Mahkumun ikilemi modeli (prisoners dilemna)

Tavuk Oyunu Modeli

Bu model de karşılıklı bir tehdit algısı vardır ve çıkar çatışması söz konusudur. Klasik tavuk oyunu değişken toplamlı oyunlara verilebilecek en iyi örnektir. Bu oyun aynı şeritte karşılıklı son sürat ilerleyen ve bir birlerinin cesaretini sınayan iki sürücü örnek olarak verilebilir. Oyun kuralına göre, çarpışmadan kaçınmak için son anda şeritten çıkan oyunu kaybederken, ama şerit değiştirmeyen oyunu kazanmış sayılmaktadır. Bu durumda sürücülerin önündeki opsiyonlar şunlardır;

  1. İşbirliği ile her ikisinin şeritten çıkması
  2. Şerit değiştirmeyerek çarpışmanın gerçekleşmesi ve her ikisinin de ölmesi
  3. Ölümü göze alarak şerit değiştirmemek ve diğerinin şeritten çıkmasını beklemek ve oyunu kazanmak.

Bu sebepten dolayı bu oyun değişken toplamlı oyun olarak nitelendirilmektedir. Görüldüğü gibi, işbirliği için burada bir tarafın kararı yeterli olmayıp, ikisinin de bunu aynı derecede arzulaması, bunun içinde diğerinin niyetinden tam olarak emin olması gerekmektedir. Yukardaki araba örneğinde, tarafların diğer tarafın ne yapacağını kestirmesi mümkün olmadığında, her iki tarafta önceden tasarladıkları stratejiyi kullanmak durumundadır. Bu örnekte en rasyonel seçenek, her iki tarafında iş birliğini hedefleyen bir stratejiyi kabul etmesidir.

Soğuk savaş döneminde, ABD ve SSCB arasındaki çatışma ortamı sıfır toplamlı olmayan bir şekilde gelişmiştir. Taraflar rasyonel davranmış ve Küba ve Berlin krizleri gibi örneklerde, bir taraf üstünlük sağlayamadan uzlaşma sağlanmıştır. Rasyonel davranmama gibi bir durum, tüm dünya için felaket olabilirdi. İki ülkenin bu krizlerde rasyonel davranmalarının sebebi, uzlaşma olmaması durumunda her iki taraf için beklenen yıkımdı. Ama her iki ülkede birinci stratejiyi seçerek, görünüşte kaybetmiş olsalar da, felaketten uzak kaldıkları için kazançlı çıkmışlardır.

Geyik Avı Modeli

Değişken toplamlı ve ikiden fazla oyuncunun söz konusu olduğu çatışmalarda kullanılan bir başka oyun teorisi modelidir. Bu teoriye göre aç olan geyik avcıları, geyiğin etrafını sararlarsa, yakalanan geyik hepsinin doymasına yetecektir. Burada ortak çıkar avcıların açlığıdır. Bir avcının bu işbirliğinden vazgeçmesi, geyiğin kaçmasını ve tüm avcıların aç kalması sonucunu doğuracaktır. Amaca ulaşılması işbirliğinin devamına bağlıdır. Av esnasında bir avcının kişisel çıkarı uğruna bir tavşanın peşine takılması, belki onun çıkarına hizmet edecektir ama diğer avcılar geyikten mahrum kalmış olacak. Ayrıca her bir avcıya düşecek geyik payı bir tavşandan daha fazladır. Bu durumda her bir avcı için iki alternatif söz konusudur;

  1. Daha tatmin edici bir sonuç için işbirliği yapmak
  2. Bireysel çıkarını küçük ölçüde tatmin etmek için durumu riske sokmaktır.

Bu durumda en rasyonel olanı işbirliğidir.

Mahkûm İkilemi Modeli

Değişken toplamlı oyunlara verilecek bir başka örnek ise mahkumun ikilemi oyunudur. Devletler arası çatışmalarda uygulanabilecek bir model olan mahkumun ikilemi modelinde, tarafların ortak olan istenmeyen bir durumdan kaçınmak için işbirliği yapmalarıdır. Ama arada bir güven sorunu vardır. Bu model şöyle çalışır. Aynı hücreyi paylaşan iki mahkum tek tek sorguya alınır. Her birine eğer diğerinden önce suçu itiraf ederse para ödülü verileceği ve serbest bırakılacağı söylenir. Eğer iki tarafta aynı gün itiraf ederse, idamdan kurtulacaklar ama onar yıl hapis yatacaklardır. Öte yandan eğer ikisi de konuşmamayı tercih ederlerse para ödülü alamayacak ama ikisi de serbest kalacaktır. Her iki mahkuma bir gün düşüne süresi verilir.

Mahkumlar için iki olasılık vardır;

  1. İşbirliği yaparak konuşmamak ve beraber serbest kalmak
  2. İtiraf ederek ölüm cezasından kurtulmak

Matematiksel olarak mahkumları olası dört sonuç beklemektedir.

  1. Her iki tarafında konuşmamayı tercih etmeleri ve bunun karşılığında para ödülü almasalar da serbest kalmaları
  2. A sessiz kalırken B’nin konuşması ve A’nın idam edilmesi ama diğer mahkumun para ödülü ile beraber serbest kalması
  3. B sessiz kalırken bu defa A’nın konuşması ve bu durumda B’nin mahkum olması durumu ve A’nın para ödülü ile beraber serbest kalması
  4. İki tarafında rasyonel davranması, her iki tarafında bir birlerinden emin olarak konuşmamaları, 10 yıl hapis alarak beraber serbest kalmaları

Bu dört durum içinden en rasyoneli sonuncudur ama böyle bir plandan habersiz oldukları ve iletişim kurma şansları olmadığı için mahkumlar bir birlerinden emin olamamaktadır. Mahkumun ikilemi oyununda, oyuncular bir birlerini önceden tanımamalı, geçmişleri hakkında bilgi sahibi olmamalı, aralarında haberleşmenin olmaması, güvenmemeleri ve oyunun sadece bir defa oynanacak olması önemlidir.

Devletler arası bir bağlamda ise, devletler ilk başlarda işbirliğini tercih etmiş olsalar da, bir devletin elde ettiği teknolojik bir yenilik, diğer tarafı da benzer şekilde davranmaya itecektir. Bu karşılıklı bir silahlanma yarışına dönüşünce geri dönüş çok zor olacaktır.

Oyun Modellerinin Değerlendirilmesi

İki kişilik tavuk oyununda, geyik avı modellerinde oyuncuların işbirliği yapmaları daha rasyonelken, mahkumun ikilemi modelinde işbirliği oldukça zordur. Çünkü bu modelde, olası bir işbirliği, iki tarafında serbest kalması sonucunu doğurması mümkünken, bir tarafın işbirliğinden vazgeçmesi, işbirliğini devam ettiren taraf için idamla sonuçlanabilmektedir. Tavuk oyununda ise, işbirliğinin olmaması yüksek riskler getirir. İşbirliği bozulsa bile, işbirliğine devam eden için felaket değildir.

İdeolojik ve benzeri nedenlerle başlayan ve tırmanan çatışmalar ve silahlanma yarışları gibi sorunların çözülememesi, mahkumun ikilemi modeline benzemektedir. Bu tarz durumlarda işbirliği her iki taraf için kazançlıdır. Fakat diğer tarafında cayması durumunda işbirliğine sadık taraf için risk çok fazladır.

Uluslararası çatışmalarda, tarafların her zaman rasyonel olmalarını beklemeyiz. Sıfır toplamlı bir çatışma, tarafların yok olma ile prestij kaybı arasında bir tercih yapması ile sıfır toplamlı olmayan bir biçime dönüşebilir. Ayrıca uluslararası çatışmaların bir çoğunda, taraflar ikiden fazla olabildiğinden ve tarafların birinin kaybı diğer tüm tarafların kazancı anlamına gelmediğinden, oyun sıfır toplamlı oyunlardan çok geyik avı oyununda olduğu gibi, sıfır toplamlı olmayan oyunlara benzemektedir.

Oyun Teorisine Yönelik Eleştiriler

Bu teoriye yönelik eleştiri teorinin gerçekleri basitleştirdiği ve gerçek durumlar üzerine yapılmış bir çalışmaya dayanmadığı yönündedir. Soğuk savaş döneminde yoğun kullanılan bu teori 1960’lardan sonra popülerliğini yitirmiştir. Bu teoriye yönelik bir başka eleştiri ise aşırı matematiksel olduğu yönündedir. Çünkü uluslararası ilişkiler matematiksel olarak ifade edilemez. Bir başka eleştiri ise uluslararası ilişkilerin sıfır toplamlı ve mahkumun ikilemi gibi iki teoriye indirgenmiş olmasıdır. Her iki model de tarafların bencil davranmasını gerektirmektedir. Bu haliyle oyun teorisi realizmin etkisinde bir görüntü çizmektedir. Son olarak, oyun teorisi realist teori gibi, uluslararası ilişkilerde moral unsurlara yer vermemektedir.

Oyun teorisinde tarafların rasyonel davranacağı varsayıldığı halde, taraflar aslında rasyonel davranmamaktadır. Ayrıca yanlış algılama ve eksik bilgilenme gibi rasyonel davranmaya engel öznel unsurlar oyun teorisinde dikkate alınmamaktadır. Oyun teorisinin modellerinde rasyonel çözümler, genellikle işbirliğini öngörmektedir. Oysa tarafların işbirliği sadece tavuk oyununda mümkündür. Burada işbirliğine zorlayan faktör, net kazançtan çok, kaybın dayanılmaz olmasıdır. Oyun teorisinde, ödül ve kayıp miktarına göre, tarafların işbirliği olanakları göz önünde bulundurulsa da, karşılıklı güvensizlik ve haberleşme eksikliği varsayımlarına dayalı olan oyun modellerinde işbirliğinin sağlanması oldukça zordur ve günümüz koşullarına hitap etmemektedir.