ULUSLARARASI TİCARETTE VERGİLENDİRME - Ünite 7: Türkiye ve Avrupa Birliği’nde Dış Ticaretin Vergilendirilmesi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Türkiye ve Avrupa Birliği’nde Dış Ticaretin Vergilendirilmesi

Genel Olarak Dış Ticaret Politikası

Tarihsel süreç içerisinde dünya genelinde dış ticaret artmıştır. Bunun nedeni;

  • Ülkeler arasında malların maliyet farklılıkları sonucunda fiyatlardaki farklılaşmalar,
  • Ülkeler içindeki üretimlerin yetersiz olması,
  • Kalite, ürün yeniliği ve Ar-Ge, tüketici tercihleri, pazarlama stratejileri nedeniyle mallardaki farklılaşmalardır.

Dış Ticaret Politikası Kavramı: Doğrudan bir ticaretin sınırlandırılması, engellenmesi ya da yapılış, uygulanış biçimlerinin belirlenmesine yönelik bir bütün olarak ülkenin almış olduğu karar ve uyguladığı yöntemleri ifade etmektedir. Ülkelerin dış ticaret politikasının özü; mümkün olduğu kadar ihracatını arttırıp, ithalatını kısma anlayışına dayanmaktadır. Buna göre; ihracatı fazla plan sanayileşmiş ülkeleri kazançlı çıkarırken, nispeten daha az gelişmiş olan ithalatçı ülkeleri zararlı çıkarmaktadır. Dışa açık büyüme modelinde, ihracat teşvik edilir ve ihracatın önündeki miktar kısıtlamaları ve vergisel engeller azaltılmaya çalışılır.

Dış Ticaret Politikasının Amaçları : Dış ticarete ekonomik nedenlerle müdahaleler şunlardır:

  • Dış ödemeler bilançosundaki istikrarsızlıkların azaltılması,
  • Yerli endüstriyi dış rekabete karşı koruma,
  • Sanayileşme stratejisine göre müdahale,
  • İstihdamın arttırılması,
  • Otarşi; kendi kendine yeterlilik,
  • Kalkınmanın finansmanı için gerekli kamu gelirlerinin sağlanması,
  • İç piyasadaki tekelleşme eğiliminin kırılmasıdır.

Ülkelerin dış ticarete ekonomik olmayan nedenlerle müdahaleleri şunlardır:

  • Ülkenin güvenliği
  • Politik nedenlerdir.

Dış Ticaret Politikasının Araçları:

  • Gümrük tarifeleri
  • Gümrük tarifleri dışındaki araçlar,
  • Miktar kısıtlamaları,
  • Tarife benzeri faktörler,
  • Görünmez engeller,
  • Gönüllü ihracat kısıtlamaları,
  • İhracatın Özendirilmesi,
  • Bağlı ticaret.

Dış ticaret Rejimleri

Uluslararası ticarete konu olan malların bir ülkeye girişinde ya da bir ülkeden çıkışında veya bir ülkede geçici ya da kalıcı olarak bulunuşunda veya bir ülkeden direkt geçişinde uygulanması zorunlu olan ve kanuni dayanağı bulunan kurallardır.

Gümrük Kanunu’nun üçüncü maddesi 15. fıkrası hükmüne göre dış ticaret rejimleri şöyledir:

  • Serbest dolaşıma giriş rejimi
  • Transit rejimi
  • İhracat rejimi
  • Gümrük antrepo rejimi
  • Geçici ithalat rejimi
  • Dahilde işleme rejimi
  • Gümrük kontrolü altında işleme rejimi
  • Hariçte işleme rejimidir.

İthalat rejimleri : Bir eşyanın ülkenin gümrük bölgesine girişinde tabi olduğu dış ticaret rejimlerinin bütünüdür. Kendi içinde ikiye ayrılır:

  • Ekonomik etkili dış ticaret rejimi: antrepo rejimi, dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi, geçici ithalat rejimi, hariçte işleme rejimi
  • Şartlı muafiyetli dış ticaret rejimi: serbest dolaşıma giriş rejimi, transit rejimi, gümrük antrepo rejimi, dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi, geçici ithalat rejimi ve hariçte işleme rejimi

İhracat Rejimleri: Serbest dolaşımda bulunan eşyanın Türkiye gümrük bölgesi dışına çıkması sırasında ihraç amacı gözetilerek uygulanan rejimdir.

Dış Ticarette Vergilendirme İlkeleri

Dış ticaretin vergilendirilmesi; ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasi politikalarının yürütülmesinde önemli bir araçtır. Ülkeler dış ticaret politikası ile doğrudan ya da dolaylı müdahalelerde bulunmaktadır. Dış ticaret vergileri; dış ticaret politikası uygulama aracıdır ve akla ilk gümrük vergileri gelmektedir. Gümrükler her ülkenin malın ülkeye giriş ve çıkış noktaları, ülkenin sınırlarıdır. Uluslararası ticaret işlemlerinden alınan tüm mali yükümlülükler gümrük vergisi kapsamındadır. Dış ticarette vergileme ilkeleri şunlardır:

  • Dış ticarette vergilemede varış ülkesi ilkesi
  • Dış ticarette vergilemede Çıkış/Kaynak Ülkesi ilkesi
  • Dış ticarette vergilemede en çok kayrılan ülke ilkesi

Türkiye-Avrupa Birliği Dış Ticaretinin Genel Görünümü

Türkiye ile en fazla dış ticaret yapan Avrupa Birliği Üyesi ülkeleridir. Türkiye’nin dış ticaret hacmi yıllar itibariyle artmıştır. Türkiye’nin toplam dış ticaretinin içerisinde Avrupa Birliği üye ülkelerinin payı genel olarak bir azalış trendinde olmasına rağmen asıl kırılma noktası küresel krizi izleyen 2009 yılında meydana gelmiştir. Türkiye’nin Avrupa Birliği üye ülkeleri ile olan ihracatında yıllar itibariyle bir azalış söz konusu olmakla beraber en yoğun ilişkinin Almanya olduğu görülmektedir. Türkiye’nin ithalatında en fazla paya sahip olan ilk beş Avrupa Birliği üye ülkesiyle olan dış ticarette konu olan ürünlerin en başında binek otomobiller yer almaktadır. Binek otomobillerden sonra diğer motorlu taşıtlar, karayolları taşıtlarına ait aksam, parça, aksesuar, tedavi ya da korunmada kullanılan ilaçlar, motorlar, petrol yağları gibi mallardan işlenmemiş çinkoya kadar çeşitli ürünler yer almaktadır.

Avrupa Birliği Ortak Ticaret Politikası ve Vergilendirme

Ortak Ticaret Politikası : İkinci dünya savaşından sonra korumacılık güdüsüyle ticaret yapma yerini serbest ticaret sistemine bırakmıştır. Değişen bu tercihleri sonucunda ilk önce 23 ülke bir araya gelerek “Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)” 1947 yılında imzalandı, 1948 yılında yürürlüğe girdi. Uluslararası ticarette meydana gelen gelişmeler sonucunda 1995 yılında bu gelişimin kurumsal yapısı olan Dünya Ticaret Örgütü kuruldu. Ortak ticaret politikası 1957 yılında Roma Anlaşması ile devreye girmiş bir politikadır. Ortak ticaret politikasının en önemli amacı bütün üye ülkelerin hep beraber aynı ticaret politikalarına tabi olmasıdır. Aynı gümrük tarifesini kullanmak, ithalatın incelenme ve miktar kısıtlamaları gibi korunma önlemlerinde üye ülkeler hep birlikte ortak hareket etmektedirler. İthalatta haksız rekabetin önlenmesine yönelik yönelik anti-damping, anti-sübvansiyon gibi önlemlerde üye ülkeler hep beraber hareket etmektedirler.

Ortak Ticaret Politikası Çerçevesinde Avrupa Birliği’nde Dış Ticaret İlişkisinde Vergilendirme İlkeleri : Ortak Ticaret politikası çerçevesinde Avrupa Birliği’nde dış ticaret ilişkisinde vergilendirme ilkeleri; gümrük vergilerinin kaldırılması ilkesi, eş etkili vergilerin kaldırılması ilkesi, ayrımcı vergileme ve aşırı vergi iadesi yasağı, çifte vergilendirmenin önlenmesi ve vergi aracı kullanılarak yapılan devlet yardımları yasağıdır. Ortak ticaret politikası çerçevesinde Avrupa Birliği vergi politikalarına yönelik vergilendirme ilkelerinde ana hedef haksız rekabeti önlemeye çalışmak ve üye ülkeler arasında bir ortak rekabet politikası oluşturmaktır. Bu ilkeler:

  • Gümrük vergilerinin kaldırılması İlkesi
  • Eş etkili vergilerin kaldırılması ilkesi
  • Ayrımcı vergileme ve aşırı vergi iadesi yasağı ilkesi
  • Çifte vergilendirmenin önlenmesi ilkesi
  • Vergi aracı kullanılarak yapılan devlet yardımları yasağıdır.

Ortak Ticaret Politikası Çerçevesinde Dış Ticarete Yönelik Vergi Politikaları: Vergi kamuya yönelik mali ihtiyaçların karşılanması ve diğer amaçlara yönelik özellikle sosyal ve iktisadi amaçların gerçekleştirilebilmesi için zorunlu olarak ve karşılık gözetmeksizin kamu tüzel kişilerince diğer ekonomik birimlere yüklenen bu ödemelerdir. Diğer ekonomik birimlere yüklenen ödemeler için uygulanacak politikaların tamamı ise vergi politikalarıdır. Avrupa Birliği’nde ortak ticaret politikasının gereği olarak ortak bir vergi politikasının uygulanması gerekmektedir. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde vergi oranlarında süre gelen farklılıklar, ortak ticaret politikasının uygulanmasında iç pazardaki fiyat farklarında dolayı sorunlar oluşmaktadır. Avrupa Birliği’nde serbest rekabet sisteminin zarar görmemesi için üye ülkelerin özellikle dolaylı vergilere uyumlaştırma yapması gerekmiştir.

Türkiye ile Avrupa Birliği Arasındaki Dış Ticarete Yönelik Vergi Politikaları

Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki uyumlaştırmasına yönelik en önemli düzenlemeler Gümrük Birliği, özellikle dolaylı vergilerde uyumlaştırma ve serbest ticaret anlaşmalarıdır.

Gümrük Birliği: 1995 yılında uygulamaya konulan Gümrük Birliği ile Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki çok önemli bir ticari adım olarak tarihe geçmiştir. Avrupa Birliği ilk kez üye olmayan bir ülke ile Gümrük Birliği anlaşması yapmıştır.

Avrupa Birliği ile Türkiye arasında vergileme konusundaki temel ilkelere uyum açısından bu ilişkileri düzenleyen temel hukuki metinler şunlardır:

  • Ankara Anlaşması’nın 16. Maddesi: “akit taraflar, topluluğu kuran andlaşmanın üçüncü büyük bölümünün I. Kısmında yer alan rekabet, vergileme ve mevzuatın yaklaştırılması ile ilgili hükümlerde anılan ilkelerin, ortaklık ilişkilerinde uygulanması gerektiğini kabul eder.”
  • Katma Protokol Hükümlerinin özellikle 60.maddedinin birinci bendi hükmüne göre; “Türk ekonomisinin bir faaliyet sektörü ya da dış mal istikrarını tehlikeye düşürecek ciddi bozukluklar ortaya çıkar veya Türkiye’nin bir bölgesinin ekonomik durumunun bozulması şeklinde güçlükler belirirse, Türkiye gerekli koruma tedbirleri alabilir. Bu tedbirler ve bunların uygulanma usulleri Ortaklık Konseyi’ne gecikmeksizin bildirilir.”
  • 6 Mart 1995 tarihli Ortaklık Konseyi Karar Hükümleri

Yukarıda sıralanan hukuki düzenlemeler ile Gümrük Birliğinin zorunlu kıldığı bazı vergi ve benzeri yükümlülükler vardır. Bunlar:

  • Gümrük vergileri ve eş etkili vergilerin kaldırılması yükümlülüğü,
  • Türkiye’nin üçüncü ülkelere karşı Avrupa Birliği’nin Ortak Gümrük Tarifesine kabul edilmesi,
  • Ayrım gözetici vergileme yasağına uyulması ve normalin üstünde vergi iadesi yapılmamasıdır.

Dolaylı Vergilerde Uyumlaştırma: Vergi politikası ile ilgili ilk düzenlemeler Avrupa Topluluğu’nun kurucu metni olan Roma Anlaşmasında yer almıştır.

AB’deki vergi uyumlaştırması çalışmaları da üye ülkeler arasında vergi oranlarındaki farklılıklardan kaynaklanan rekabet eşitsizliğini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Vergi uyumlaştırması serbest rekabeti bozan ve malların, sermayenin ve şahısların serbestçe dolaşımına engel teşkil eden mali karakterdeki hükümlerin değiştirilmesi ya da yürürlükten kaldırılmasıdır. Vergi uyumlaştırmasını gerekli kılan nedenler şunlardır:

  • Üye ülkelerdeki vergi yüklerinin farklılığı,
  • KDV oranı ve gümrük vergileri gibi bazı vergiler Avrupa Topluluğu Genel Bütçesi öz kaynakları arasında yer aldığından bu vergilerin sağlıklı toplanabilmesi için üye ülkelerin ilgili vergi mevzuatlarının uyumlaştırılması gerekmektedir.

Serbest Ticaret Anlaşmaları: Dünya Ticaret Örgütü tanımına göre “ Serbest Ticaret Anlaşması, iki ya da daha fazla ülke arasında ticareti etkileyen tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılarak, taraflar arasında bir serbest ticaret alanı oluşturulmasını sağlayan ancak taraf ülkelerin üçüncü ülkeler ile ticaretlerinde mevcut ulusal düzenlemeleri sürdürmesine izin veren anlaşmalardır.” Türkiye toplam 33 adet Serbest Ticaret Anlaşması imzalamıştır. Türkiye’nin taraf olduğu Serbest Ticaret Anlaşmalarından (STA) ekonomik ve politik önemli beklentileri vardır. Bunlar:

  • STA yapılan ülkeler ile karşılıklı ticareti ve ticari bağımlılığı arttırmak,
  • STA yapılan ülke pazarlarına erişim sağlamak, vergisiz ticaret olanaklarından yararlanmak ve bu ülke pazarlarına giren diğer ülkeler karşısında rekabet avantajı sağlamak,
  • Türkiye’de üretim yapan üretici ve ihracatçıların ihtiyaç duyduğu hammadde ve yarı mamulleri daha uygun koşullarda temin etmek,
  • STA yapılan yeni ve potansiyel ülke pazarlarına erişim olanağı sağlayarak bu pazarlara öncelikli olarak girerek önemli Pazar payı elde etmek,
  • STA imzalanan ülkelerde siyasi ilişkileri güçlendirmektir.