ULUSLARARASI TİCARETTE VERGİLENDİRME - Ünite 5: Serbest Bölgelerin Vergilendirilmesi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: Serbest Bölgelerin Vergilendirilmesi
Serbest Bölge Kavramı
Serbest Bölgelerin Tanımı; Serbest bölge, ülkelerin kendi egemenlik sınırları içerisinde bulunmakla birlikte, gümrük bölgesi sınırları içerisine dahil edilmeyen, ithalata ve ihracata yönelik, başta vergilendirme olmak üzere diğer bütün hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı sınırlandırılmış¸ alanlardır. Serbest bölgelerde işinden dolayı ikamet edenler dışında yerleşim söz konusu değildir.
Serbest bölgelerin amaçları ; Ülkelerde farklı amaçlarla serbest bölgeler kurulmaktadır. Gelişmiş¸ ülkelerde daha çok uluslararası ticaretin artırılması temel hedef olarak belirlenirken gelişmekte olan ülkelerde yabancı sermaye ve döviz girdisinin sağlanması, yeni teknolojinin ülkeye gelmesinin temini, istihdamın artırılması ve bölgesel kalkınma farklılıklarının giderilmesi gibi amaçlar ön plandadır.
- Sanayi malı ihracatının ve döviz girişlerinin artırılması,
- Yabancı sermaye ve teknoloji transferinin sağlanması,
- Uluslararası finansman imkânlarından faydalanılması,
- Ulusal firmaların dünya piyasalarını takip ederek, uluslararası fiyatlardan faydalanmaları ve ucuz girdi teminin sağlanması,
- Yeni iş fırsatlarının oluşumunu sağlayarak, istihdam probleminin çözümünde bir araç¸ olarak kullanılması,
- Ülkeye getirilen hammadde ve ara mallarının nihai üretimde kullanılması sonucu katma değer kazanılması
- İthalatın daha ucuza yapılabilmesi,
- Bankacılık faaliyetlerinin dış piyasalara açılmasının teşvik edilmesi,
- Re-export ve transit ticaret uygulamalarından ekonomik faydalar sağlanması.
Serbest Bölgelerin Tarihi
Serbest bölge uygulamalarının tarihi çok eskilere kadar gitmekte, ilk uygulama örnekleri Yunan ve Roma Uygarlıklarına kadar uzanmaktadır. Yunanistan’da bulunan Pire ve Challis limanları ilk serbest bölge Örneklerini teşkil etmektedir. Serbest bölgeler 18. Yüzyıldan itibaren Gibraltar Adası (1704), Singapur (1819) ve Hong Kong (1842) gibi Uzakdoğu ülkelerinde başlamış, 1900’lerin başlarında Avrupa’daki bazı limanlar serbest bölge olarak kullanılmıştır. Serbest bölge kavramı uluslararası ticaretin gelişmesine paralel olarak serbest üretim bölgeleri halinde faaliyetine devam etmiştir. Bugünkü anlamda ilk serbest üretim bölgesi İrlanda’nın Shannon Serbest Bölgesidir.
Serbest Bölgelerin Çeşitleri; Liman veya havaalanlarına yakın olarak kurulan, daha çok ürünlerin depolanması, piyasaya hazır hale getirilmesi gibi faaliyetlerin yapıldığı, transit ticaret için de uygun olan alanlardır.
Serbest üretim bölgesi: Ucuz iş gücü ve hammaddeden yararlanmak, vergisel ve diğer teşvik imkânlarından faydalanmak amacıyla kurulan endüstriyel üretim alanlarıdır. Üretim uluslararası piyasalara ihracat veya iç piyasanın tüketimi amacıyla yapılmaktadır.
İkiz fabrikalar: Meksika kıyısında oluşturulmuş¸ serbest üretim alanları olup, ABD’den gümrük ödenmeden getirilen parçaların montajlandığı ve daha sonra tekrar ABD’ye ihraç¸edildiği bölgelerdir.
Serbest limanlar: Ülkenin siyasal sınırları içinde kalan fakat gümrük sınırlarının dışındaki limanlardır. Yatırım Bölgeleri: Ülkenin geri kalmış¸ bölgelerini kalkındırmak ve gerekli yatırımları çekebilmek amacıyla oluşturulan bölgelerdir.
Serbest bankacılık ve kıyı bankacılığı : Uluslararası sermayeyi çekebilmek amacıyla döviz kontrolleri, faiz oranları, munzam karşılık oranlarına ilişkin kontrollerin olmadığı ya da düşük tutulduğu alanlardır. Serbest bankacılık alanları ve kıyı bankacılığının oluşturulması için yabancı dövizleri mevduat olarak toplayabilecek çok sayıda yabancı banka gereklidir.
Antrepo: Gümrük vergisi olmaksızın yabancı menşeli malların gümrük idaresinin denetimi altında belirli bir süre depolandığı kapalı alanlardır.
Serbest çevre: Yerelde tüketime sunulmak amacıyla gümrük vergisi ödenmeden ithalatın yapıldığı alanlardır.
Gümrüksüz satış mağazaları: Daha çok havaalanlarında vergisiz çeşitli ürünlerin satıldığı yerlerdir.
Serbest Bölgelerin Denetimi; Serbest bölge içerisinde yer alan firmalar fiziki, idari ve mali açılardan serbest bölgenin dahil olduğu ülke tarafından denetime tabi tutulabilir. Fiziki denetim, gümrük vergisi ödenmeksizin mal giriş¸ çıkışlarını engellemek amacıyla gümrük görevlilerinin yapmış¸ olduğu denetimdir. İdari denetim, bölgeye girişi ve çıkışı sağlanan malların miktar, fiyat ve tür itibariyle ilgili ülke mevzuat ve kurallarına uygun olmasıdır. Mali denetim ise serbest bölgedeki firma ve kurumların gerek muhasebe kayıtları gerekse de vergileme rejimleri açısından denetimidir. İlgili kurumlar kendilerinden talep edilen her türlü bilgi ve belgeyi vermekle yükümlüdür.
Ülke Ekonomileri Açısından Serbest Bölgeler
Serbest bölgelerin olumlu etkileri, ihracat açısından faydaları , i) Serbest bölgelere sağlanan vergisel teşvikler ihracat piyasasını genişleterek ihracat gelirlerini artıracaktır. Bölgeden elde edilen ihracat doğrudan döviz kazancıdır. ii) Serbest bölgelerde üretim söz konusu olduğunda, hammadde ve yarı mamuller gümrüksüz bir şekilde bölgeye gireceği için serbest bölgede üretilen nihai malların ihraç¸ fiyatı daha düşük olacaktır. iii) Ev sahibi ülkeden serbest bölgeye satılan her türlü mal ve hizmet ihracat sayılacağından, ev sahibi ülkenin ihracat kazancı artacaktır. iv) Firmalar ürünlerini serbest bölgeye getirip montaj de montaj ya da üretim faaliyetlerini yerine getirerek re-export yapabilecektir.
İthalat açısından sağlanacak Faydaları, i) serbest bölgeye, ev sahibi ülkede ihtiyaç¸ duyulan malların getirilip depolama imkânının olması, ii) serbest bölgelerde malların depolanması, ev sahibi ülkedeki ithalatçıların yurt içine çok fazla stok yaparak önemli bedeller ödemesini engellenir. iii) Ev sahibi ülkeye mal alacak ithalatçılar, serbest bölgede daha önceden depolanmış¸ malı inceleyerek son kullanma tarihi geçen ya da kusurlu malları almayacaklar ve fire oranlarını azaltacaklardır. iv) İthalatçı serbest bölgeye depoladığı malları ev sahibi ülkeye getirmeden önce piyasa araştırması yapabilir. v) Ev sahibi ülkeye ithalat yapacak olan firmalar ilgili malları serbest bölgeden karşıladıkları takdirde depolama, işçilik, sigorta gibi maliyetlerini azaltacaklardır.
Yeni istihdam alanları yaratma: Geniş¸ çaplı bir serbest bölgenin oluşturulmasıyla çok sayıda kişiye iş imkânı sağlanacak, ticaret ve üretim yapan yeni firmaların kurulması, bankacılık ve sigortacılık faaliyetleri gelişecektir.
Yabancı sermaye ve teknoloji transferi sağlanması : bürokratik yapının en alt düzeyde olması ve vergisel teşvik ve indirimler sunulması, yeni teknoloji ve knowhow transferi sağlamaktadır.
Transit ticaret oluşturma : bölge açısından vergisiz mal giriş¸ çıkışları bölgeyi transit ticaret açısından uluslararası bir çekim merkezi haline getirecektir.
Döviz gelirlerini artırarak ödemeler dengesini iyileştirme: serbest bölgelerde gerek ihracatın artırılması ve gerekse de sigortacılık, bankacılık, komisyonculuk, depo yükleme ve boşaltma hizmetleri gibi faaliyetlerle elde edilen döviz gelirleri ödemeler dengesini iyileştirici etkide bulunmaktadır.
Serbest Bölgelerin Olumsuz Etkileri
Serbest bölgelerin ülke ekonomileri açısından birçok yararı olduğu gibi, çeşitli olumsuz etkileri de söz konusudur:
- Serbest bölgeler ithalatın daha yüksek düzeylere ulaşmasını teşvik edebilir.
- Serbest bölgelerde üretim yapan yabancı firmalar, serbest bölgelerin dahili bulunduğu ev sahibi ülkelerdeki yerli firmalara önemli bir rakip olarak faaliyetlerini sürdürebilir.
- Serbest bölgeler, firmaların vergi yükünden kurtulmak amacıyla gerçekleştirdiği “transfer fiyatlaması” uygulamalarına aracılık sağlayabilir.
- Serbest bölgeler kaçakçılık uygulamalarına acık olan bölgelerdir. Yeterli denetimin olmaması gümrüksüz malların ülkeye girişine yol açabilir.
- Serbest bölgelerde ucuz üretimin teşviki amacıyla grev ve sendikal faaliyetlerin yasaklanması istihdam piyasasını önemli ölçüde etkilemektedir ve serbest bölgelerin oluşturulduğu alanlarda nüfus ve sosyal yapıya ilişkin değişiklikler söz konusu olabilmektedir.
Türkiye’de Serbest Bölgeler
Türkiye’de Serbest Bölgelerin Gelişimi ; Osmanlı İmparatorluğu zamanında serbest bölgenin kurulmasına ilişkin çeşitli hazırlıklar yapılsa da faaliyetler başarı ile sonuçlanamamıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul Belediye sınırları içinde bir serbest bölge oluşturulması için 1927 yılında “1132 sayılı Serbest Mıntıka Hakkında Kanun” çıkarılmış¸ fakat kanun dünya ekonomik krizi gibi sebeplerle uygulama alanı bulamamıştır. 1953 yılında 6209 sayılı Serbest Bölge Kanunu çıkarılmış, 1927 yılındaki kanunla hükûmete sadece İstanbul’da serbest bölge kurma yetkisi verilirken, 6209 sayılı kanun hükûmete istediği alanda serbest bölge kurma hakkını vermiştir. 24 Ocak 1980 kararıyla birlikte Türkiye, ithal ikameci politikalardan ihracata dayalı sanayileşme politikalarına geçiş yapmıştır. 1985 tarihinde 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu kabul edilmiş daha sonra deniz yolları üzerinde öncelikle Mersin ve Antalya’da daha sonra ise İzmir ve İstanbul Serbest Bölgeleri faaliyete geçmiştir. Günümüzde; “Mersin, Antalya ve AdanaYumurtalık Serbest Bölgeleri, Ege, Denizli ve İzmir Serbest Bölgeleri ve ülkenin birçok yerinde serbest bölgeler kurulmuştur.
Serbest Bölgeler ile İlgili Yasal Gelişmeler
1985 yılında 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu kabul edilmiş daha sonraki süreçte 2004 yılında çıkarılan 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki çıkarılmış ve 5946 sayılı Serbest Bölgeler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yasal süreç¸ son halini almıştır. 2008 yılında geçişi öngören uygulamalar getirmiştir. Yapılan değişiklikle serbest bölgeler vergi kapsamına alınmış vergi resim ve harçlara yönelik muafiyet yerine istisna hükümleri getirilmiştir. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinin gerçekleştirildiği vergilendirme donemi baz alınmıştır. Buna göre serbest bölgede faaliyet gösteren yerli ve yabancı kurumlar elde ettikleri kâr ve kazançlarını herhangi bir izin söz konusu olmaksızın başka ülkelere transfer edebilirler.
Türkiye’de serbest bölgelerin vergilendirilmesi; Serbest bölgeler, ülkenin vergi sınırlarının dışında kaldığı için bu bölgelere özel olarak ayrı bir vergi rejimi uygulanmaktadır.
Gelir ve kurumlar vergisi ; Serbest bölgelerde uygulanacak gelir ve kurumlar vergisi istisnası serbest bölgede faaliyet ruhsatının alındığı tarih ve faaliyet konusuna göre değişiklik göstermektedir. Firmaların serbest bölge içerisinde faaliyetlerinden kaynaklı alacaklarına ilişkin vade farkı ve kur farkı gelirleri ve serbest bölgedeki faaliyetler sonucu sağlanan kazancın ödemelerde kullanılıncaya kadar mevduat veya repo yoluyla değerlendirilmesi sonucu elde edilen kazançlar istisna kapsamında değerlendirilmektedir. Serbest bölgede üretim faaliyeti ile uğrasan mükellefler, “üretim dışındaki faaliyetlerden elde ettikleri kazançlardan, serbest bölge dışında üretilmiş¸ ürünlerin satısından sağladıkları kazançlardan, faaliyet ruhsatlarında gösterilenlerden farklı olarak üretimini gerçekleştirdikleri malların satısından elde edilen kazançlardan ve serbest bölgenin içinde veya dışında fason olarak üretimi yaptırılmış malların satısından sağlanan kazançlardan” dolayı istisnadan yararlanamamakta ve vergiye tabi olmaktadırlar İstisna kapsamında fason imalat durumunda; üretim faaliyeti serbest bölgede gerçekleşirse ve üretimin bazı aşamalarında fason hizmet alımı söz konusu olursa bu durum istisnaya engel teşkil etmez. Serbest Bölgede İstihdam Edilen Personele Ücretler: Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştirdiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar, serbest bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden müstesnadır. Bu oranı %50’ye kadar indirmeye ve kanuni seviyesine kadar yükseltmeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergiler cezasız olarak, gecikme zammıyla birlikte tahsil edilir. İstisna uygulamasının geçerli olabilmesi için özellik gösteren çeşitli hususlar istisnaya hak kazanan ücretler için hesaplanan verginin tamamı üzerinden geçerli olacak, firma şayet çok sayıda faaliyette bulunuyorsa sadece üretim faaliyetiyle ilgili birimlerdeki isçilerin ücretlerinden istisna uygulayabilecektir.
Mal teslimlerinde KDV uygulaması; i) “ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ve serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetler” vergiden istisna edilmiştir. Problem, serbest bölgelere mal teslimlerinin ihracat sayılıp sayılamayacağıdır, “teslimatın yurt dışındaki müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya ya da gümrük antreposu işleticisine yapılması gerektiği, teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış¸ ülkeye veya bir serbest bölgeye yapılması ya da yetkili gümrük antreposuna konulması gerektiği” belirtilmiştir. ii) Serbest Bölgeden Türkiye’ye Mal Tesliminde KDV Uygulaması her türlü mal ve hizmet ithalatı KDV’ye tabi tutulmaktadır. Serbest bölgeden Türkiye’ye yapılacak mal teslimleri ithalat sayıldığından dolayı ilgili mallara KDV uygulanması gerekmektedir. Türkiye’deki herhangi bir firma şayet malların yurt dışına pazarlanmasında aracılık yapıyorsa ilgili hizmetin KDV’ye tabi olması ve bu durumda KDV’nin beyan edilmesi gerekmektedir.
iii) Serbest bölge içinde mal tesliminde KDV, “serbest bölgelerde verilen hizmetler” KDV’den istisna edilmiştir. iv) Bölgeler arasında mal tesliminde KDV, dünyanın herhangi bir serbest bölgesindeki firmanın Türkiye’nin herhangi bir serbest bölgesine bulunan bir firmaya mal teslimi KDV’den istisnadır. Her iki firmada da gümrük hattının dışında sayılmakta ve KDV’ye tabi olmamaktadır. v) Yurt dışından bölgeye ve bölgeden yurt dışına mal tesliminde KDV “serbest bölge ile diğer ülkeler ve serbest bölgeler arasında dış ticaret rejimi uygulanmayacağı” belirtilmiştir.
Hizmet ifalarında KDV uygulaması ; KDV Kanunu’nun 11. Maddesinin a bendine göre “ihracat teslimlerine yönelik hizmetler ve yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler” KDV’den istisna tutulmuştur. Buna göre yurt dışı müşteri “…ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilden faaliyet gösteren şubeler...” olarak tanımlanmış¸, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetin hizmet olarak görülebilmesi için; i) yurt dışındaki bir müşteriye hizmetin yapılması ve ii) yurt dışında hizmetten faydalanılması gerektiği ifade edilmiştir. Serbest Bölgeler T.C. Gümrük Bölgesi sınırları dışında sayılsa da Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulunmaktadır ve serbest bölgeye yapılan hizmetler ihracat olarak nitelendirilmemektedir.
Katma Değer Vergisi serbest bölge ile ilgili istisnalar;
- Türkiye sınırları içerisinde veya ülke sınırları dışındaki herhangi bir firmanın serbest bölgenin içinde sunmuş¸ oldukları bakım, onarım, temizlik, montaj gibi hizmetler KDV’den istisnadır.
- Herhangi bir serbest bölgeden başkaca serbest bölgelere yapılan hizmetler KDV’den istisnadır.
- Serbest bölgeden yurt dışına gönderilecek ürünler için verilen gümrük müşavirliğine yönelik hizmetler KDV’den istisnadır.
- Türkiye sınırları içerisinden serbest bölgeye veya serbest bölge sınırları içinden Türkiye’ye gönderilen ürünlere yönelik olarak Türkiye’deki firmaların serbest bölgedeki firmalara gümrük müşavirliği hizmeti vermesi durumunda KDV söz konusudur.
- Türkiye sınırları içinden serbest bölgeye verilen telekomünikasyon hizmetinde KDV söz konusudur.
- Türkiye’de faaliyette bulunan mükellefin, rapor, görüş yazı, onay hazırlanması amacıyla serbest bölgeye gidip inceleme, kontrol, denetleme gibi yapması KDV’ye tabidir.
Özel tüketim vergisi (ÖTV); Serbest bölgelerdeki ÖTV uygulamaları ihracat ve ithalat istisnaları olarak iki şekildedir. İhracat İstisnası: Maliye Bakanlığı, yapılan uygulamalarda ÖTV’ye tabi malların serbest bölgeye teslimlerinde istisnayı geçerli saymamaktadır çünkü “mal teslimatı yurt dışındaki müşteriye geçekleştirilecek, teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkış¸ yapacaktır” ibaresi yer almaktadır. 5810 Sayılı Kanun’la serbest bölgeler Türkiye’nin AB üyelik sürecine kadar gümrük rejimi açısından Türk Gümrük Sahası’nın dışında, mense hükümlerine göre Türkiye Gümrük Bölgesi içinde tanımlanmaktadır. Buna göre serbest bölgeler, gümrük bölgesinin parçaları sayılmakta, buralarda faaliyet gösteren firmalar yurt dışındaki müşteriler olarak nitelendirilmemektedir. Türkiye’den serbest bölgeye yapılan ihracatlardı ÖTV istisnası söz konusu değildir. ÖTV Kanunu’nun 10. Maddesine göre başkaca kanunlarda yapılan istisna ve muafiyet uygulamaları ÖTV’yi kapsamamakta ve ÖTV açısından geçersiz sayılmaktadır. Buna göre ÖTV Kanununda serbest bölgeye yapılan ihracat uygulamalarında ödenen ÖTV tutarlarının iadesine ilişkin herhangi bir hüküm söz konusu değildir. İthalat İstisnası: 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun transit, gümrük antrepo, dahilde isleme, gümrük kontrolü altında işleme rejimlerine tabi tutulanlar ile serbest Bölgeler ve geçici depolama yerleri hükümlerinin uygulandığı mallar, vergiden müstesna olarak belirtilmiştir. İlgili maddeye göre “serbest bölge hükümlerinin uygulandığı mallar“cümlesi bölge içerisindeki malları tanımlamakta, bu durumda mallar Türkiye sınırları içerisinde serbest dolanım hakkı kazanmadığı için ithalat gerçekleşememekte, serbest bölgenin içinde malların teslimatı söz konusu olduğundan dolayı ÖTV mükellefiyeti doğmamaktadır. ÖTV istisnası serbest Bölgeler içinde geçerlilik kazanmakta, Türkiye’den bölgeye yapılan mal teslimlerinde istisna geçerli olmamaktadır.
Damga vergisi ve harçlar; 2008 yılında çıkarılan 5810 sayılı Kanun’la 5084 sayılı kanunda buna göre serbest bölgede faaliyette bulunan firmalar, Türkiye’nin AB üyeliğinin gerçekleştirdiği tarihin vergi donemi sonuna kadar faaliyetlerine ilişkin her türlü harç¸ ve ilgili işlemler için düzenlenen kayıtlar üzerinden alınan damga vergisinden istisna sayılmışlardır.
Banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV); 3218 sayılı Kanunla serbest bölgelerde vergi, resim ve harç¸ mevzuatına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağım ve buna bağlı olarak banka, banker ve sigorta şirketlerinin işlemlerine ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergilerinin istisna kapsamında olduğu hükme bağlanmıştır. 06.02.2004 tarihinden geçerli olmak üzere serbest bölgelerde faaliyetlere başlamış olan mükelleflerin Gider Vergileri Kanunu konusuna tabi faaliyet ve işlemlerinden BSMV hesaplamaları söz konusu olmuştur.
Emlak vergisi ; 3218 sayılı kanunla serbest Bölgeler gümrük sınırlarının dışında sayılmış¸ ve vergi, resim ve harç¸ uygulamalarının uygulanmayacağım hükme bağlanmıştır. Bu yüzden serbest bölgelerde bina, arsa ve arazilerden emlak vergisi alınmamıştır. 2008 yılından sonrası için, Emlak Vergisi Kanunu’nda bina, arsa ve arazilerin muafiyet ve istisnalarının belirlendiği maddelerde serbest bölgedeki bina, arsa ve arazilere ilişkin herhangi bir istisna uygulaması yapılmamıştır.
Motorlu taşıtlar vergisi (MTV); MTV Kanunu’nun istisnalar başlıklı 4. Maddesinde vergi ile ilgili muaflık ve istisnaların kendi kanunundaki değişiklerle belirleneceği, eğer kendi kanununda istisna ve muaflık olmaması durumunda diğer kanunlarla başkaca istisna ve muaflık verilemeyeceği belirtilmiştir.
Veraset ve intikal vergisi; Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde veraset yoluyla veya ivazsız bir şekilde gerçekleştirilen intikallerde veraset ve intikal vergisi uygulaması söz konusudur. Serbest Bölgeler 3218 sayılı Kanunla gümrük hattının dışında tanımlanmış¸ ve bu alanlarda vergi, resim ve harç¸ uygulanmayacağım hükme bağlanmıştır. Fakat aynı kanunda serbest bölgelere tanınan vergi istisnalarının amacı ihracat, döviz kazandırıcı uygulamalar ile ticari, zirai ve sınai faaliyetleri içermektedir.